Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukata saldırıya tutuklama

Yanıt
Old 12-07-2009, 20:21   #31
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Israrla yineliyorum. CMK.100 maddede tutuklamanın şartları belirtilmiş. Bu şartlar arasında kişilerin yaptıkları görevlere göre, ayrıca bir değerlendirmenin yapılacağı belirtilmemiş.
Zeynel bey, aynı yasaları mı okuyoruz, farklı mı? Sadece aşağıdaki maddeler uyarınca bile tutuklama nedeni vardır.

CMK 100/3
...
[3] Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
...
3. Silahla işlenmiş kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama,

TCK 86/3:
...
[3] Kasten yaralama suçunun;
...
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

Avukatlık Kanunu 57:
Görev Sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.
Old 12-07-2009, 20:33   #32
Av.Elkan

 
Varsayılan

Sayın Zeynel
Alıntı:
"... Kanaatimce olayda sizin zarar gören vekili olarak, serbest bırakma kararına itiraz etme hakkınız yoktur. Bu karara itiraz etme hakkı C.Savcısındadır..."
demişsiniz.

CMK 101. Maddesinin son fıkrasına göre "...Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir." Yasada kimlerin itiraz edeceğine ilişkin bir ayrım yok. Eski yasada sadece Cumhuriyet Savcısı itiraz edebilir diye hüküm vardı. Yeni yasaya bu hüküm konmadığı için olayda taraf olanlar genel hükümlere göre itiraz edibilir diye biliyorum. Yeni uygulama da bu yönde diye biliyorum. İddianıza dayanak yasa normunu yazarsanız, ya da bu konuda bir yargı kararı var ise yazarsanız sevinirim...
Old 12-07-2009, 20:39   #33
üye3578

 
Varsayılan

Cengiz bey, olayda silah kullanıldığına dair bir cümle hatırlamıyorum. Sizinle aynı yasaya bakıyoruz, ancak ben neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan:

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama

MADDE 87. - (5328 sk.Değ.)[1] Kasten yaralama fiili, mağdurun;


maddesini anlıyorum.


Cengiz bey, meramımı anlatmakta sıkıntı çekiyorum.

Sizin söylediğiniz gibi, hakim-savcıya bu tür bir eylem yapıldığında, genelde tutuklanıyor. Bunun yanlış olduğunu söylüyorum. İsterseniz bu sefer avukatı katmayalım.

Yani demek istediğim kısaca şu: Yukarıda avukata karşı meydana gelen olay, bir hakim-savcının başına gelseydi, tutuklanmaması gerekirdi..

Kamuoyu vicdanı bunu kabullenemez, kabul ediyorum. Ancak yasanın aradığı şekilde, tutuklama şartları yoktur. Daha önceki mesajımda da yazmıştım. Canımız yansa da, yasaları uygulamaktan imtina edemeyiz.
Old 12-07-2009, 20:50   #34
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Umarım olmaz ama bir hakim ya da savcıya karşı benzer bir suç işlenirse, düşüncelerinizi merakla bekleyeceğim.
Old 12-07-2009, 20:57   #35
üye3578

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Elkan
Sayın Zeynel demişsiniz.

CMK 101. Maddesinin son fıkrasına göre "...Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir." Yasada kimlerin itiraz edeceğine ilişkin bir ayrım yok. Eski yasada sadece Cumhuriyet Savcısı itiraz edebilir diye hüküm vardı. Yeni yasaya bu hüküm konmadığı için olayda taraf olanlar genel hükümlere göre itiraz edibilir diye biliyorum. Yeni uygulama da bu yönde diye biliyorum. İddianıza dayanak yasa normunu yazarsanız, ya da bu konuda bir yargı kararı var ise yazarsanız sevinirim...

Sayın Av.Elkan,

Bu konuda yeterli açıklama olmadığı konusunda haklısınız. Ancak soruşturma aşamasında tutuklama talebini sadece C.Savcısı yapabilir. C.Savcısının yaptığı talebin red edilmesinde de, mupatap yine C.Savcısıdır. Bu nedenle ancak talebi red edilen kişi olan C.Savcısının itiraz hakkı olduğu kanaatindeyim.
Old 12-07-2009, 21:54   #36
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Cengiz Bey'in avukatların yalnız olduğu fikrine ve sayın Elkan'ın da tutuklama şartlarının oluştuğunu belirten mesajına sonuna kadar katılıyorum.
Old 13-07-2009, 08:35   #37
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Sorun suçun bir hakime,savcıya,avukata karşı işlenmesi değil diye düşünüyorum.Sorun suçun görevi başında bir insana karşı işlenmesidir.

Kim olursa olsun...
Old 13-07-2009, 08:55   #38
üye3578

 
Varsayılan

Konu ile ilgili görüşlerimi son kez toparlamaya çalışayım:

Bana göre de, avukat, hakim, C.Savcısı vb. kamu hizmeti ve kamu görevi yapanlara karşı, somut olaydaki gibi saldırıların faillerinin tutuklanması yerinde olur. Eski CMUK'ta bu "toplumda infial uyandıran bir hareket" olarak değerlendirilip, tutuklama buna göre verilirdi.

Olayı daha dramatize etme babında Cumhurbaşkanı örneği verelim. Avukat meslektaşımıza karşı yapılan saldırı, Cumhurbaşkanına karşı yapılsa, haklı olarak hepimiz çok üzülürüz. Bunlar hemfikir olduğumuz hususlar.

Ancak, yeni CMK.100 maddesinde tutuklama şartları farklı düzenlenmiş. Yasa maddesini eleştirebilir, değiştirilmesini önerebiliriz. Ancak mevcut yasa maddesi varlığını korudukça; avukata, hakim, savcı ve hatta Cumhurbaşkanına karşı meydana gelecek böyle bir saldırıda tutuklama şartlarının oluşmayacağı kanaatindeyim.
Old 13-07-2009, 12:39   #39
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat ŞENOĞLU
tabi ki hakim ve savcılara yönelik saldırılarda tutuklama olacak, bunun aksi sizin ve toplum için de hiç iyi sonuçlar vermez.

Yazılarınızı, bütün olarak bir kaç defa okudum, yanlış mı anlıyorum diye ama her seferinde vardığım sonuç aynı :

Hakim - savcıya saldırı olursa tutuklama mutlak surette olmalı, avukata saldırı olursa önce tutuklamanın şartlarına bir bakalım...

Çok yazık...
Old 13-07-2009, 16:55   #40
üye14540

 
Varsayılan

Sayın Eren, doğru anlamışsınız, aynen yazdığınız gibi düşünüyorum. Tutuklamayı peşin ceza diye eleştiren Avukatlar değil mi?! Tutuklama kararına karşı en büyük eleştirileri de yapanlar avukatlardır. Mesela basit darpta bir müvekkiliniz tutuklansa hemen bu nasıl iş deyip, mahkeme kararını eleştirirsiniz, müvekkillerinize hakimin yanlış yaptığını söylersiniz, hatta hakimi şikayet etmeyi bile düşünürsünüz. Basın organlarının önünde başka şeyler söylersiniz, Avrupa ülkelerinde şu kadar hükümlü, şu kadar tutuklu var, ülkemizde ise tutuklu sayısı çok fazla, tutuklama koşulları oluşmadan, basit olaylarda peşin ceza gibi uygulanmakta dersiniz. Ancak mağdur avukat olunca da bu kez serbest bırakma kararını eliştirirsiniz, diğer mağdurlardan ne farkınız var o zaman, size sormak gerekir? Avukatla diğer mağdurlar bakımından bir farklılık mı görüyorsunuz, eğer diğer darp mağdurları ile avukatlar arasında fark görüyorsanız, ki yazılarınızdan bu izlenimi edindim, o zaman mağdur hakim ve savcı olanca da ben fark görürüm. Saygılar
Old 13-07-2009, 17:05   #41
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat ŞENOĞLU
Sayın Eren, doğru anlamışsınız, aynen yazdığınız gibi düşünüyorum. Tutuklamayı peşin ceza diye eleştiren Avukatlar değil mi?! Tutuklama kararına karşı en büyük eleştirileri de yapanlar avukatlardır. Mesela basit darpta bir müvekkiliniz tutuklansa hemen bu nasıl iş deyip, mahkeme kararını eleştirirsiniz, müvekkillerinize hakimin yanlış yaptığını söylersiniz, hatta hakimi şikayet etmeyi bile düşünürsünüz. Basın organlarının önünde başka şeyler söylersiniz, Avrupa ülkelerinde şu kadar hükümlü, şu kadar tutuklu var, ülkemizde ise tutuklu sayısı çok fazla, tutuklama koşulları oluşmadan, basit olaylarda peşin ceza gibi uygulanmakta dersiniz. Ancak mağdur avukat olunca da bu kez serbest bırakma kararını eliştirirsiniz, diğer mağdurlardan ne farkınız var o zaman, size sormak gerekir? Avukatla diğer mağdurlar bakımından bir farklılık mı görüyorsunuz, eğer diğer darp mağdurları ile avukatlar arasında fark görüyorsanız, ki yazılarınızdan bu izlenimi edindim, o zaman mağdur hakim ve savcı olanca da ben fark görürüm. Saygılar

Sayın Dr. Fuat Şenoğlu,

Biraz daha yukarıda bana hitaben aynen:

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat Şenoğlu
Sayın Dikici , yasaya bağlıyız hepimiz tabi ki hukukçu olarak, hakimin takdir hakkına saygılı olmalıyız son tahlilde.

demiştiniz. Bu yanıtınızdan Avukatlık Kanunu 57. maddeye bağlılığımızı anlamıştım.

Son mesajınızda ise bu defa tekrar, avukat ile hakim-Savcı arasında, görev sırasında yaşanan suça maruz kalma ihtimalinde farklı farklı uygulamaya gideceğinize ve Av. Kanunu 57. maddeyi tanımayacağınıza örtülü olarak vurgu yapıyorsunuz.

Sizce Av. Kanunu 57. madde mi yanlıştır? Yanlışsa nasıl bir madde önerirsiniz?

Mevcut bu hüküm varken bile bu hükmü görmezden mi gelirsiniz?

Açıkçası şaşırıyorum ve merak ediyorum.

Saygılarımla.
Old 13-07-2009, 17:10   #42
üye14540

 
Varsayılan

Sayın Dikici,Avukatlık yasasının (Madde 57) hükmünü biliyorum tabi ki, ancak biliyorsunuz tutuklama kurumunun düzenlendiği CMK. 100 maddesi ve de somut olayın karşılığı olan TCK'nun 86/2 ve 86/3-c maddesinde avukattan veya hakim ve savcıdan söz edilmemektedir, burada hakimin takdir hakkı devreye girer, siz avukatlar da entellektüel toplantılarda hep tutuklama kurumunun uygulanmasını eliştirirsiniz, ben çelişkili ve de takiyyeci anlayışı eliştiriyorum, fikrimi de acıkça söylüyorum. Saygılar
Old 13-07-2009, 17:28   #43
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat ŞENOĞLU
Sayın Eren, doğru anlamışsınız, aynen yazdığınız gibi düşünüyorum. Tutuklamayı peşin ceza diye eleştiren Avukatlar değil mi?! Tutuklama kararına karşı en büyük eleştirileri de yapanlar avukatlardır. Mesela basit darpta bir müvekkiliniz tutuklansa hemen bu nasıl iş deyip, mahkeme kararını eleştirirsiniz, müvekkillerinize hakimin yanlış yaptığını söylersiniz, hatta hakimi şikayet etmeyi bile düşünürsünüz. Basın organlarının önünde başka şeyler söylersiniz, Avrupa ülkelerinde şu kadar hükümlü, şu kadar tutuklu var, ülkemizde ise tutuklu sayısı çok fazla, tutuklama koşulları oluşmadan, basit olaylarda peşin ceza gibi uygulanmakta dersiniz. Ancak mağdur avukat olunca da bu kez serbest bırakma kararını eliştirirsiniz, diğer mağdurlardan ne farkınız var o zaman, size sormak gerekir? Avukatla diğer mağdurlar bakımından bir farklılık mı görüyorsunuz, eğer diğer darp mağdurları ile avukatlar arasında fark görüyorsanız, ki yazılarınızdan bu izlenimi edindim, o zaman mağdur hakim ve savcı olanca da ben fark görürüm. Saygılar

Sayın Şenoğlu,

Ayrımı ben değil Türk Ceza Yasası yapıyor.

Bazı suçların failinin "yargı görevi yapan" kişi olması, ağırlaştırıcı neden sayıldığı gibi, bazı suçların da "yargı görevi yapan"a karşı işlenmesi ağırlaştırıcı neden sayılmaktadır.

Gelelim aramızdaki farka; size göre:
Yargı görevi yapan = hakim+savcı

Bana göre, daha doğrusu Türk Ceza Yasası'na göre ise:
Yargı görevi yapan = Hakim+savcı+avukat

Yazılarımızdan anladığım, TCY'nın 6. madde hükmündeki tanımın (d) bendinde yer alan son kelime çok içinize sinmiyor ama, yasa yasadır!

Beğenseniz de beğenmesiniz de yasa bu.

Sayın "zeynel" gibi, yargı görevi yapanlara (hakim-avukat-savcı) karşı olan saldırılarda meslek refleksi olarak tutuklama tedbirine başvurulmasını eleştriyor olsaydınız sizi de (en azından tutarlılık adına) alkışlardım; ama siz kendi içinizde o kadar büyük bir çelişki içindesiniz ki bir meslek grubunu direkt hedef alarak yazı yazıyorsunuz.

Avukatlara karşı olan bu önyargınız ve genellemelerinizin altında yatan sebebi gerçekten merak ediyorum.

Aynı konunun tatışılmakta olduğu adalet.org sitesinden Yargıç Aydın Başar'ın tespitini aynen aşağıya aktarıyorum.

Bir avukata,hakime ,savcıya atılan yumruk bir kişiye değil,hukuk devletine atılmış olur.

Selam ve saygılarımla...
Old 13-07-2009, 17:28   #44
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat ŞENOĞLU
Sayın Dikici,Avukatlık yasasının (Madde 57) hükmünü biliyorum tabi ki, ancak biliyorsunuz tutuklama kurumunun düzenlendiği CMK. 100 maddesi ve de somut olayın karşılığı olan TCK'nun 86/2 ve 86/3-c maddesinde avukattan veya hakim ve savcıdan söz edilmemektedir, burada hakimin takdir hakkı devreye girer, siz avukatlar da entellektüel toplantılarda hep tutuklama kurumunun uygulanmasını eliştirirsiniz, ben çelişkili ve de takiyyeci anlayışı eliştiriyorum, fikrimi de acıkça söylüyorum. Saygılar

Sayın Dr. Fuat ŞENOĞLU,

Takiyyeci ve ikizyüzlü anlayışa hepimiz karşıyız. Fakat, siz hakim olduğunuz için bizlerden çok daha iyi bilirsiniz ki hakimler, takdir haklarını kullanırken -birilerinin ikizyüzlü veya takıyyeci anlayışa sahip olmasına göre- değil, bu kanuni hakkı hukuk kuralları ve adalet ilkelerine göre kullanırlar.

Sizin de bu hukuk kuralları ve adalet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı hareket ettiğinizden eminim.

Sanıyorum, biraz da forumda bazı mesajlara kızdığınız için böyle yazıyor olmalısınız.

Saygılarımla.
Old 13-07-2009, 18:08   #45
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Alıntı:
Sizin de bu hukuk kuralları ve adalet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı hareket ettiğinizden eminim.

Sanıyorum, biraz da forumda bazı mesajlara kızdığınız için böyle yazıyor olmalısınız.
Sayın Dr.Fuat ŞENOĞLU'nun,
Alıntı:
eğer diğer darp mağdurları ile avukatlar arasında fark görüyorsanız, ki yazılarınızdan bu izlenimi edindim, o zaman mağdur hakim ve savcı olanca da ben fark görürüm
cümlesini anlamakta güçlük çekmiştim ve şaşırmıştım.
Güçlüğü aşmama yardımcı olduğu ve beni bu şaşkınlıktan kurtardığı için meslektaşım Sayın DİKİCİ'ye aleni teşekkürlerimi sunuyorum.
Old 13-07-2009, 19:03   #46
mavikaranlık

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar, boşuna tartışıyoruz. Tutuklama kararı tabii ki yanlıştır. Kendi meslektaşı mesleğini icra ederken dövülünce bile meseleyi enine boyuna ve "objektif" (?) biçimde tartışan bizleri dövenler için tutuklama kararı değil üstün hizmet madalyası verilmelidir. Ben bu kanıya ilk kez Ankara Barosu avukatlarından Cengiz ALADAĞ kardeşim haciz sırasında borçlu tarafından vurularak şehit edildikten sonra baroda yapılan anma toplantısında yaşı yetmişin üzerinde ve hala avukatlık yaptığı söylenen bir şahıs "suçlu olan toplumsal yapıdır, bakın mesela bir avukat da Danıştay'da hakimleri vurdu" deyince varmıştım. Eğer meslek üstadı dediklerimiz bile böyleyse bunlar bize az bile...
Old 13-07-2009, 21:06   #47
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mavikaranlık
Değerli arkadaşlar, boşuna tartışıyoruz. Tutuklama kararı tabii ki yanlıştır. Kendi meslektaşı mesleğini icra ederken dövülünce bile meseleyi enine boyuna ve "objektif" (?) biçimde tartışan bizleri dövenler için tutuklama kararı değil üstün hizmet madalyası verilmelidir. Ben bu kanıya ilk kez Ankara Barosu avukatlarından Cengiz ALADAĞ kardeşim haciz sırasında borçlu tarafından vurularak şehit edildikten sonra baroda yapılan anma toplantısında yaşı yetmişin üzerinde ve hala avukatlık yaptığı söylenen bir şahıs "suçlu olan toplumsal yapıdır, bakın mesela bir avukat da Danıştay'da hakimleri vurdu" deyince varmıştım. Eğer meslek üstadı dediklerimiz bile böyleyse bunlar bize az bile...
Sayın mavikaranlık,
Merhum meslektaşımızın ismi Cengiz KAYA idi. Sürç-i lisanla Cengiz ALADAĞ demiş olmanız, THS'nin sevilen, sayılan aktif müdavimi Sayın ALADAĞ Üstadımızın daha uzun yıllar yaşayacağının bir işareti olsa gerektir. Bu vesile hem size, hem de ALADAĞ Üstadıma selam ve saygılarımı sunarım.
Old 13-07-2009, 22:16   #48
Av.Elkan

 
Varsayılan

Neyse sevgili arkadaşlar konu çok uzadı. sanırım yakında yargılama başlar. Çarşamba günü uğrayıp davanın açılıp açılmadığnı kontrol edeceğim. Detaylı bilgilendirmeyi daha sonra yaparım. Yargılama sırasında istanbulda bulunan avukat meslektaşlarımızı destek için yanımızda görmek isteriz. Ha bu arada biz Kartalda saldırıya uğrayan Savcı ve YArgıç meslektaşlarımzında her zaman yanında yer aldık. Bu konuda hiç bir ayrım yapmayız. Selam ve sevgiler....
Old 15-07-2009, 00:34   #49
oguzhand0

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mavikaranlık
Değerli arkadaşlar, boşuna tartışıyoruz. Tutuklama kararı tabii ki yanlıştır. Kendi meslektaşı mesleğini icra ederken dövülünce bile meseleyi enine boyuna ve "objektif" (?) biçimde tartışan bizleri dövenler için tutuklama kararı değil üstün hizmet madalyası verilmelidir. Ben bu kanıya ilk kez Ankara Barosu avukatlarından Cengiz ALADAĞ kardeşim haciz sırasında borçlu tarafından vurularak şehit edildikten sonra baroda yapılan anma toplantısında yaşı yetmişin üzerinde ve hala avukatlık yaptığı söylenen bir şahıs "suçlu olan toplumsal yapıdır, bakın mesela bir avukat da Danıştay'da hakimleri vurdu" deyince varmıştım. Eğer meslek üstadı dediklerimiz bile böyleyse bunlar bize az bile...
Kız arkadaşım THS'deki mesajları ara ara okur ve Cengiz Aladağ ağabeyim ile de aramızdaki abi-kardeş ilişkisini bilir. Az önce yine bu konuya göz gezdirirken bu mesajı görmüş, telaşlı bir şekilde beni aradı. Allah, Cengiz Aladağ'a uzun ömürler nasip etsin ve rahmetli Cengiz Beyin de mekanını cennet eylesin. Cengiz Kaya'ya ve hukukun tüm erklerine sıkılan kurşunu, kurşunu sıkan eli tüm nefretimle bir kez daha lanetliyorum...
Old 20-07-2009, 10:50   #50
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

adalet.org sitesinde, Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan'ın "Yargıca bak" başlıklı yazısı tartışılmakta. Bu tartışma altındaki Sayın Şenoğlu'nun 19.07.2009 tarihli yorumunu görünce ne yalan söyleyeyim bayağı bir şaşırdım.

Tabii ki bilemiyorum; bu talepte bulunulurken tutuklamanın şartları gözden geçirilmiş midir?

Söz uçar yazı kalır...

Tüm üyelere sevgi ve saygılarımla...



Dr.Fuat ŞENOĞLU Özel Mesaj Yaz Arkadaş Ekle Tanıtım bilgisi giriniz 19.07.2009.19:40 Değiştir Sil

Bana göre artık basın en basit deyimle iyice pervasızlaştı, derhal yargıyı yönlendirmek cüretini gösteren sözde basın mensupları hakkında soruşturma açılmalı ve tutuklama dahil her türlü önlem alınmalıdır. Saygılarımla



Old 20-07-2009, 11:12   #51
üye14540

 
Varsayılan

Sayın Eren, kişiler üzerinden tartışmayı sevmem ve doğru da bulmam, olaylar üzerinden tartışılmalıdır, bir hukukçu zaten bunu yapmak zorundadır, gelelim mesaja, basit darp olayı ile son zamanlarda basının yargıya yaptığı baskı, iftira, suç isnadı, yargısız infaz, bir kişiyi milyonlar önünde suçlu gösterme, masumiyet ilkesine aykırı davranma, yargısal olaylarda yargıyı etkilemeye teşebbüs... gibi eylemleri aynı görüyorsanız bir şey söyleyemem, o sizin hukukçu tercihiniz. Bilmem anlatabildim mi?! Saygılar
Old 20-07-2009, 12:06   #52
Murat Özyılmaz

 
Varsayılan

Öncelikle ilgil tartışmalarda değerli üstadım Sayın CENGİZ ALADAĞ'A YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM.Son derece haklı savunmasıyla bizlere tercüman olmuş.Ben tek bir soru sormak istiyorum ve cevap bekliyorum.
Haciz mahallinde değerli meslektaşımıza yapılan darp fiilinin mahkeme salonunda veya adliye binası önünde bir hakim ya da savcıya yapılması halinde ne olur? Kişi tutuklanır mı, yoksa serbest mi bırakılır? Ama cevap verirken lütfen olması gerekeni değil olanı söyleyin. Biliyorum hukuk felsefesi olması gerekeni söyler ama gerçek olandır. Geçen günlerde yolda yürüyen cumhuriyet savcısı bir bayana laf atan iki kişi tutuklandı. Aynı fiil bir bayan avukata yapılsaydı sonuç aynı mı olurdu?
Daha mesleğime yeni adım atmak üzereyken biz avukat olarak yargının üvey evladı olduğumuzu anladım. ANCAK AVUKATLAR OLMASA ADLİYELERDE ÇIKACAK KARIŞIKLILARI DÜŞÜNDÜĞÜMDE NE KADAR ÖNEMLİ BİR MESLEĞİ İFA EDECEĞİMİ DE ANLADIM.
Old 20-07-2009, 12:14   #53
Av.Elkan

 
Varsayılan Konu ile ilgili yeni gelişmeler

Daha önce meslektaşımız Avukat Mehmet Nuri ŞEK'in haciz sırasında saldırıya uğraması nedeniyle yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi vermiştim. Bu konu ile ilgili yeni bir gelişme oldu. Bunu sizlerle paylaşarak meslektaşların katkı ve yardımlarını rice ediyorum.

Şöyle ki; sulh ceza mahkemesinin serbest bırakma kararına karşı Suçtan Zarar Gören vekili olarak bir grup avukat arkadaşla birlikte itiraz etmiş idik. Bizden sonra İstanbul Barosu da itiraz etmişti. Biz itirazımızı hem Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine yaptık, hem de karara itiraz et diye Cumhuriyet Savcısına dilekçe verdik. İstanbul Barosu ise, cumhuriyet savcısına itiraz et diye dilekçe vermişti. Asliye Ceza bizim itirazımız üzerine itiraz dilekçesini kararı veren Sulh Ceza Mahkemesine gönderdi. Sulh ceza ilk kararında değişiklik yapmayarak Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi. Asliye Ceza Mahkemesi de itirazı kabul ederek sanığın tutuklanmasına karar verdi. Keza bizim savcılğı verdiğimiz dilekçe ile İstanbul Barosu'nun savcılığa verdiği dilekçeyi savcılık gerği için havale ederek Sulh Ceza Mahkemesine göndermiş idi. Sulh Ceza Mahkemesi bununla ilgili olarak da eski kararında değişiklik yapmayarak Asliye Ceza MAhkemesine göndermiş ve Asliye Ceza MAhkemesi itirazı kabul ederek tutuklama kararı vermiş idi.

Yani olayali ilgili olarak birbirini takip eden numaralar ile iki ayrı tutuklama kararı verilmişti. Tutuklama kararı infaz savcılığına gittiğinde UYAP üzerinden işlenmemiş diye işlem yapılmıyor ve iade ediliyor. Daha sonra UYAP'a aktaramıyorlar. Nedeni şu ki yeni yasa da gıyapta TUTUKLAM A kararı verilmiyor yakalama kararı vermek ve sanık yakalanınca yüzüne karşı tutuklama kararı verilmesi gerekiyor. (UYAP sistemi kabul etmiş olsa sanık bu kararlarla tutuklanmış olacaktı. Sistem kabul etmediği için tutuklama gerçekleşmedi ve itiraz etmeyi akıl ettiler bu da ayrı bir ilginçlik)

Bunu fark eden dosyanın savcısı gıyapta tutuklama kararı verilemeyceği gerekçesi ile Kartal 6 . Asliye Ceza mahkemesi'nin tutuklama kararlarına itiraz ediyor. Bu itirazda ayrıca müştekinin serbest bırakma kararına itiraz edemeyceğini de vurguluyor. (Bu konuda sitede Sayın Savcı Zeynel Bey'de aynı görüşü ifade etmişti. Demekki tüm savcılar aynı düşünüyor bu hakkı münhasıran kullanmak istiyorlar.)

Bunu üzerine Karta 6. Asliye Ceza Mahkemesi gıyapta tutuklama kararı verilmeyeceği gerekçesi ile tutuklama kararını kaldırıyor.
Yakalma verilmesi içinde itiraz olması gerektiği ve müştekini itiraz hakkı bulunmadığı savcının da itiraz etmediği gerçekçesi ile yakalama kararı verilmesine de yer olmadığına karar veriyor. (karar örneği buraya eklenebilir mi bilmiyorum. İsteyenler mail atsınlar maik ekinde göndereyim. bu arada Sayın Cengiz ALADAĞ'dan yardım istedim. Kararları benim siteye ekleyip, buraya link verece ama ancak akşam yapabileceğini söyledi.)

Bu konuda mahkeme aynen şöyle diyor. "...tutuklama istemini reddine ilişkin karara karı suç mağduru ve şikayetçini iziraz hakkı bulunmadığı konuyla ilgili CMK da açık hüküm bulunmamakla beraber 98/1 maddesinin 2. cümlesinde tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde yakalama emri düzenlenebileceğinin belirtildiği ve maddenin yorumundan itizarın C.Başsavcılığınca yapılması gerektiğinin ayrıca uygulamanın da yürürlükten kalkan 1412 sayılı CMUK uygulamasında oldğu gibi 5271 sayılı CMK uygulaması yönünden de aynı olduğu bu itibarla mağdur vekili ile mağdur adına davaya katılmak isteminde bulunun İstanbul Barosu Başkanlığının, söz konusu tutuklama isteminin reddi kararına karşı itiraz haklarının bulunmadığı...." yer almaktadır.

Bu karara karşı en kısa sürede itiraz dilekçesi hazırlayıp vereceğim.

Gıyapta tutuklama kararı verilemeyceği yönündeki karar esasen yerinde. Yasal düzenleyeme bu yönde. Bu açıdan kararda bir sorun yok.

Ançak mağdur ve müştekinin itiraz hakkı bulunmadığı tespiti bence yerinde değil. CMK 101 maddesi bu madde ve 100. maddeye göre verilen kararlara itiraz edilebilir diyor. İtirazı kimlerin yapacağı yönünde bir sınırlama yok Bur dan hareketle taraf olan herkesin itiraz edebileceği sonucunun çıkarılması gerekir. Eski CMUK da bu konuda açık hüküm vardı ve tutuklamanın reddi kararlarına karşı ancak C.savcısı itiraz edebilir diyordu. Yeni yasada müşteki de itiraz edebilsin diye bu hükmün özellike konmadığı yönünde eğitimlerden bir beyan hatırlıyorum. Kanımca yorum ile itiraz hakkının daraltılması mümkün değildir.

Arkadaşlardan şunu rica ediyorum;

1- Bu konuda elinde örnek bir karar, yasa maddesini yorumu ya da makale türü yazı olan varsa mail olarak gönderirse sevinirim
2- Avukat arkadaşlarımız bu kararı nasıl yorumluyor. Sizce yeni yasaya göre müşteki-mağdur tarafın serbest bırakma kararına itiraz hakkı var mıdır?
3- Karar itiraz edilmesi konusunda C. savcısına tarafımızdan ve İstanbul Barosu tarafından verilen dilekçleler. İlgili savcı tarafından gereğinin yapılması için Sulh Ceza Mahkemesine havale edilmiştir. Esasen savcı ya bu talebi uygun görmeyip kendisinin RED etmesi gerekiyor, ya da uygun görüyorsa bir itiraz dilekçesi ile Sulh Ceza Mahkemesine göndermesi gerekiyordu. Savcının bunu direk havale etmesi itiraz taleplerine katıldığı, itirazı yaptığı şeklinde yorumlanabilir mi? Bu konudaki görüşlerinizi de yazarsanız sevinirim.

Herkese iyi çalışmalar dilerim.
Old 20-07-2009, 12:32   #54
üye3578

 
Varsayılan

Sayın Av.Elkan,

Birçok meslektaşımızın olaydan duyduğu üzüntü nedeniyle yasa maddelerini duygusal yorumladıklarını düşünüyorum. Ben daha önceki mesajlarımda da, avukatı döven kişinin tutuklanmasını istediğimi, ancak mevcut CMK.100 maddesinin buna imkan vermediğini belirtmiştim.

Aynı şekilde; C.Savcısının tutuklama talebinin red edilmesinde de muhatabın sadece C.Savcısı olduğunu, dolayısıyla kararı red edilen kişi olan C.Savcısının itiraz hakkının bulunduğunu belirtmiştim.

Şikayetçi ve vekilleri ile Baronun C.Savcısına "itiraz et" şeklinde emir verme yetkileri yoktur. Bu meyanda verilen itiraz dilekçeleri; "şüphelinin tutuklanması gerekirdi ancak salıverildi, itiraz hakkınızı kullanınız" şeklinde uyarı mahiyetindedir. C.Savcısı bu tür dilekçeleri alıp, herhangi bir merciye göndermeden dosyasına koyması gerekir.

Tutuklama talebi münhasıran C.Savcılarına tanınan bir hak ve yetkidir. Sizce bu talebin reddi kararına yapılacak itiraza avukat veya tarafların katılması, bu hak ve yetkinin paylaşımı olmazmı? İyi çalışmalar dilerim..
Old 20-07-2009, 12:42   #55
üye14540

 
Varsayılan

Salın Eren, ben yazı ve yorumlarımın tamamen arkasındayım, çelişki içerisinde değilim, fikirlerimi açıkça belirttim, asıl çelişki içerisinde olan sizlersiniz, basit darplarda müvekkilinizin tutuklanmasını istemezsiniz, ancak mağdur meslektaşınız olunca da sanığın tutuklanmasını ister ve bu konuda da kampanya başlatırsınız. Bu tavır da büyük bir paradokstur. Bilmem yine anlatabildim mi?!)))
Old 20-07-2009, 12:51   #56
Av.Elkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Sayın Av.Elkan,

Şikayetçi ve vekilleri ile Baronun C.Savcısına "itiraz et" şeklinde emir verme yetkileri yoktur. Bu meyanda verilen itiraz dilekçeleri; "şüphelinin tutuklanması gerekirdi ancak salıverildi, itiraz hakkınızı kullanınız" şeklinde uyarı mahiyetindedir. C.Savcısı bu tür dilekçeleri alıp, herhangi bir merciye göndermeden dosyasına koyması gerekir.

Tutuklama talebi münhasıran C.Savcılarına tanınan bir hak ve yetkidir. Sizce bu talebin reddi kararına yapılacak itiraza avukat veya tarafların katılması, bu hak ve yetkinin paylaşımı olmazmı? İyi çalışmalar dilerim..

Sayın Zeynel Bey

Tabii ki biz savcıya itiraz et tabirinde bir emir veremeyiz dilekemizide öyle yazmadık sizin düşündüğümüz anlamda itiraz hakkınızı kullanınız tabirinde yazdık. Yazı zaten uzun daha uzamasın diye anlatım dili ile yazdım. O konu da şüpheniz olmasın.

Ben hala müşteki ve mağdurun itiraz hakkı olduğnu düşünüyorum. Mahkeme de zaten bu konuda açık hüküm yok ancak dolaylı olarak CMK 89/1 ve eskik 1412 sayılı yasada ki hükme atıf yaparak bu kararı vermiş. Yasada açık bir hüküm yoksa yorumla hakkı daraltamazsınız diye düşünüyorum.

Ayrıca Açıkta kalan sorular var;

Madem yasa böyle; her iki itiraza da Cumhuriyet savcısı niye olumlu görüş belirtimiş, yasa hükmünü bilmiyormuydu,

karar geldikten sonra dosyanın savcısı tutuklama kararının infazı için infaz kalemine göndermiş. Gönderirken yasa hükmünü bilmiyormuydu? Niye derhal itiraz etmedi? (Uyap sistemi kabul etmeyince olayı ancak fark etmişler.)

Ayrıca kendisine hitaben yazılan ve tutuklamanın koşulları var lütfen karara itiraz et denen dilekçelerin mahkemeye havalesi itirazlar bakımından olumlu bir görüş olarak addedilemez mi?
Old 20-07-2009, 13:02   #57
üye3578

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Elkan
Ben hala müşteki ve mağdurun itiraz hakkı olduğnu düşünüyorum. Mahkeme de zaten bu konuda açık hüküm yok ancak dolaylı olarak CMK 89/1 ve eskik 1412 sayılı yasada ki hükme atıf yaparak bu kararı vermiş. Yasada açık bir hüküm yoksa yorumla hakkı daraltamazsınız diye düşünüyorum.

Sayın Av.Elkan bey,

Ben söylediklerimin en doğru olduğu iddiasında değilim. Hepimiz burda kanun maddelerini anladığımız şekilde yorumlamaya çalışıyoruz.

Bu nedenle olayda dilekçeleri havale eden C.Savcısı ve itirazı kabul ederek tutuklama kararı veren Asliye Ceza Mah. Hakimi sizin gibi düşünmüşler.

Sayın meslektaşım, tutuklama talebi münhasıran C.Savcısına tanınan bir hak dedik. Yorum yapılarak, tutuklama talebinin reddine itirazın da sadece C.Savcısında olduğunu söylemek bu hakkın tescili mahiyetindedir. Müşteki ve mağdurun tutuklama talebi gibi bir hakkı olmadığı için, yorumla itiraz hakları yok demek, bu nedenle bir hakkın daraltılması olmaz kanaatindeyim.

Açıkta kalan sorulara cevaplarım, bu ve daha önceki mesajlarımda vardır. Netice olarak kaç gündür dil döküyorum ancak anladığım şu ki; UYAP dışında benimle ayın fikirde olan kimse yok. İyi çalışmalar..
Old 20-07-2009, 13:09   #58
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat ŞENOĞLU
Salın Eren, ben yazı ve yorumlarımın tamamen arkasındayım, çelişki içerisinde değilim, fikirlerimi açıkça belirttim, asıl çelişki içerisinde olan sizlersiniz, basit darplarda müvekkilinizin tutuklanmasını istemezsiniz, ancak mağdur meslektaşınız olunca da sanığın tutuklanmasını ister ve bu konuda da kampanya başlatırsınız. Bu tavır da büyük bir paradokstur. Bilmem yine anlatabildim mi?!)))



Peki,

Bu tartışmada "çelişki içinde olmak" bana kalsın.

Forumu izleyenler zaten kararını verir...

Ama lütfen, önemle altını çiziyorum, yazılarınızda sanki karşısınızda avukatlık mesleğinin tüm üyeleri varmışçasına "siz avukatlar şöyle dersiniz böyle dersiniz" tütünden genellemeler yapmayın.

Bana "Sayın Eren çelişki içindesiniz" dediğiniz zaman hiç alınmam; bir kez daha düşünürüm "gerçekten çelişki içinde miyim" diye... Ama "siz avukatlar çelişki içindesiniz" dediğiniz zaman işte o olmaz. Hoş değil bir kere...

Çok daha fazlası var ama, sizin gibi kültürlü bir insana, bir meslektaşa herşeyi söylemeye zaten gerek yok. Bu açıdan bir kere, ama sadece bir kere durup düşünmeniz yeterli... Lütfen genelleme yolu ile mesleğimize saldırmayın...

Sevgi ile...
Old 20-07-2009, 13:16   #59
Admin

 
Varsayılan

Sayın Dr. Fuat ŞENOĞLU,
Alıntı:
Yazan Dr. Fuat ŞENOĞLU
asıl çelişki içerisinde olan sizlersiniz, basit darplarda müvekkilinizin tutuklanmasını istemezsiniz, ancak mağdur meslektaşınız olunca da sanığın tutuklanmasını ister ve bu konuda da kampanya başlatırsınız.
Bir avukatın bir dosya içindeki beyanı "müvekkil adına"dır, kendi kişisel görüş ya da düşüncelerini çoğu kez içermez. Dolayısıyla bir darp davasında sanık vekili olan bir avukat o dosya için tutuklanma kararına itiraz ederken, aynı mahiyette bir başka davasında müşteki vekili olup, tutuklanma talep edebilir. Bu durumu "çelişki içinde olmak" şeklinde değil, avukatın görevini yapması olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.

Öte yandan hakimlerin sizin tabirinizle aynı "paradoksa" düşme lüksü bulunmuyor, zira hakimin beyanı Türk Milleti adına ve Kanuna istinadendir. Dolayısıyla eğer bir hakim aynı mahiyette bir davada tutuklama kararı verirken, bir diğer olayda vermezse veya tutuklama kararı verirken kanunda yazılı olmayan "meslek ayrımı, meslektaş dayanışması, ya benim başıma gelseydi, 2 gün içerde yat da aklın başına gelsin" gibi kriterleri esas alırsa, bu hukuken eleştirilebilir ve hatta "adalet aşkına ve kanun namına" eleştirilmelidir de. Zira yine malumunuz veçhile hakimin görevi, kanunda yazılı olanı kanunun verdiği takdir hakkı çerçevesinde yerinde getirmektedir. Kanunun beğenmediği zaman, uygulamama veya kanunun vermediği bir konuda kendisine takdir hakkı tanıma gibi bir yetkisi yoktur. O yasamanın görevidir.

Bu açıdan HERHANGİ BİR OLAYDA, Vatandaşın, Avukatın, Savcının ve Hakimin konuyla ile ilgili beyanını aynı kefeye koyup değerlendiremeyiz diye düşünüyorum. Hakim sizin de belirttiğiniz gibi karar mercii olduğuna göre, bu merciin yetkilerini kullanırken, hukuki sorumluluğunu ve ağırlığını da taşımakla yükümlüdür. Katılmaz mısınız?

Ve bir de küçük rica: Olayları yorumlarken "siz - biz", "siz avukatlar biz hakimler" gibi ayrımlardan ve herkesi bir kefeye koyan mesleki genellemelerden kaçınırsak, daha verimli bir tartışma yaparız. THS'de bugüne kadar pekçok avukat meslektaşlarımızın mesajını sadece "siz hakimler.." veya "siz icra müdürleri..." cümlesiyle başladığı için genelleme içeriyor ve bu meslektaşlarımız için kırıcı oluyor diye forum kurallarımıza aykırı nitelikte bulduk ve sildik, aynı hassasiyeti avukat olmayan meslektaşlarımızın da göstermesi eşitlik ilkesine uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Old 20-07-2009, 13:18   #60
Av.Elkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
olayda dilekçeleri havale eden C.Savcısı ve itirazı kabul ederek tutuklama kararı veren Asliye Ceza Mah. Hakimi sizin gibi düşünmüşler.

İlginç olan şu ki, dilekçeleri havale eden, tutuklama kararını infazını isteyen ve yine tutuklama kararına itiraz eden AYNI SAVCI. Tutuklama kararlarını mükerer olarak (iki defa) veren ve yine itiraz üzerine TUTUKLAMA kararını kaldıran ve bizim itiraz hakkımız olmadığını söyleyen de AYNI MAHKEME.

Dikkat çeken nokta bu yoksa tabii ki herkes bir yorum yapacak her yorum da doğru olacak diye bir şey yok. Benim buradaki mücadelem illa benim bildiğim doğrudur uygulansın, ya da avukatalara saldıralan illa ki tutuklansın değil. Hukuki bir konuyu enine boyuna tartışmak ve asgari müştereklerde bir ortak görüş oluşturmak. En azından birbirimizin kafasını açan farklı düşünmesini sağlayan yeni yorumlar katan şeyler ortaya koymak.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata Tehdit Suçunda Avukata sahip çıkan karar!! av.sally Konumuz : Hukukçular 15 21-09-2012 12:23
Avukata Saldırıya 20 Yıl Hapis Av. Şehper Ferda DEMİREL Hukuk Haberleri 17 28-03-2010 02:23
Kirpiyle saldırıya 5 yıl hapis Emin Cihan UYSAL Hukuk Haberleri 9 10-04-2008 21:11
Saldırıya Uğrayan Danıştay heyeti davadan çekiliyor gülşah Hukuk Haberleri 1 28-06-2007 15:06
Avukata Saldırıya Ceza Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 0 27-09-2002 18:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09907198 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.