Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

İş İlanında Cinsiyet Belirtmek Hukuka Aykırı Mıdır?

Yanıt
Old 06-12-2003, 22:11   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Mutsuz İş İlanında Cinsiyet Belirtmek Hukuka Aykırı Mıdır?

DSİ'ye elektrik, elektronik, çevre, makine, harita, bilgisayar gibi birçok kolda, yeni mühendisler alınacak. Bütün bunlara kadın mühendisler müracaat edebilir, ancak bir tek inşaat mühendisliği pozisyonlarına kadın eleman almayı düşünmüyoruz. Bunun sebebi de bu konuda işe alacağımız elemanların Artvin, Kars, Muş, Van gibi baraj şantiyelerinde çalışmaları gerekliliğinden ileri gelmekte. Bu işler dağ başlarında yapılıyor. Hanım arkadaşların bize yazıp sonra "Ayyy biz yapamayız!" deyip ayrılmak istemelerini önlemek için bu işleri onlara teklif etmiyoruz. 1000 İşçi arasında hanımları korumak için onlara teklifte bulunmuyoruz. Dağ başında çalışmak gayet zor. Kaçmak isterler. Yalvarıp, yakarıp rapor alırlar. DSİ'nin iş yapması lazım. Hanımların sıkıntısıyla mı uğraşacağız? Ben İTÜ'de Çevre Mühendisliği'nin kurucusuyum. Buraya bayanlar alacağız. Büro çalışmasıdır. İnşaat Mühendisi şantiyede çalışacak. Dozer kullanacak. Bu iş ilanından AKP'nin haberi bile yok. Bir tek erkek inşaat mühendisleri bu zorluğu çözüyor. Vakıf var, Sosyal Dayanışma var. DSİ aile havasında çalışır. Bayanlar bu işlere dayanamaz. Biz hanımları el üstünde tutuyoruz. Çünkü hanımlar narindir. Zariftir. Biz erkekler daha 'kaba sabayız'... Dayanıklıyız. Hanımlara kıyamayız." Yüzde 90'ı yöreden bulur eşini. Eşi dayanıyor. Lojmanı var. işçilerle muhatap olmaz. Bazen barakalarda yatırmak gerekir. Kasıt yoktur. Ayrım yapmadık. Sadece hanımlara kıyamadığımız için hanımlar büroda çalışabilir. Bu bir parti hareketi değil. Haaa bu işi yapacak hanım yok mudur? Var. Bir bakıma kadınlıktan uzaklaşmıştır, erkekleşmişlerdir."


Devlet Su İşleri Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroğlu
Old 06-12-2003, 22:17   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
BASIN AÇIKLAMASI





BASINA ve KAMUOYUNA,





Son günlerde basında yer alan "Kamu Kurumlarına alınacak personelde erkek olma
şartı aranması" konusunda daha önce yapmış olduğumuz açıklama ve demeçlerin
basında yer bulmaması nedeniyle İnşaat Mühendisleri Odası olarak bir basın
açıklaması yapma zorunluluğu doğmuştur.



Bilindiği gibi, DSİ Genel Müdürü Veysel EROĞLU'nun DSİ bünyesinde
görevlendirilecek inşaat mühendislerinin niçin erkek olması gerektiği konusunda
yapmış olduğu talihsiz açıklamada,



"DSİ'nin iş yapması lazım, hanımların sıkıntısı ile mi uğraşacağız.... kaçmak
isterler, yalvarıp yakarıp rapor alırlar... haa, bu işi yapacak hanım yok mudur?
Vardır, bir bakıma kadınlıktan uzaklaşmıştır, erkekleşmişlerdir..." denmektedir.
Adeta sokak jargonuyla söylenen bu sözler, kadınları aşağılayan, hakaret eden,
onları "koruma" adı altında onur kırıcı bir yaklaşım sergileyen ve onlar adına
karar verebilen çağdışı bir yaklaşımdır.



Ne yazıktır ki İnşaat Mühendisleri Odası üyesi olan DSİ Genel Müdürü Veysel
EROĞLU, bilmek durumundadır ki, üyesi bulunduğu bu kurumun içinde 3815 adet
kadın meslektaşı vardır ve bu inşaat mühendisi hanımlar, gerek DSİ, TCK, İller
Bankası, Köy Hizmetleri gibi yatırımcı kamu kurumlarında gerekse özel sektörde
büro ve şantiye elemanı olarak çalışmalarını sürdürmektedirler.



Açıklamalarda yer alan "bu kişilerin sadece Doğu bölgesinde ve ağır şantiye
şartlarında görevlendirileceği" bilgisi de doğru değildir. İlanın yer aldığı
www.osym.gov.tr sitesinden kolaylıkla görülebileceği üzere, görev yerleri
arasında Ankara, Bursa, Balıkesir, Eskişehir gibi iller de yer almaktadır.
Ayrıca her inşaat mühendisinin bildiği üzere, şantiye koşulları her yerde benzer
şantiye koşullarıdır. Baraj şantiyesinin Urfa'da ya da Bursa'da olması bir
farklılık oluşturmaz.



Yine kolaylıkla anlaşılabileceği üzere, mühendisler kas gücüyle değil beyin
güçleriyle çalışan kalifiye elemanlardır. İlginçtir aynı ilanda yer alan, TMO'da
istihdam edilecek muhasebeciler için de erkek olma şartı aranmaktadır. Görüldüğü
gibi tamamen politik ve yönetsel tercihlere bağlı olarak cinsiyet ayrımcılığı
yapılmaktadır.



Anayasanın 10. Maddesinde "herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkelerine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denilmektedir.



Hiçbir yasaya dayanmayan bu keyfi ve çağdışı cinsiyet ayrımı şu anda iktidarda
bulunan yöneticilerin Türkiye için nasıl bir çalışma yaşamı istediklerinin çok
açık bir göstergesidir.



Üyemiz Veysel EROĞLU'nun kendi meslekdaşlarını küçük düşürücü ve hakaretler
içeren bu açıklamasına dair, Odamız kendi disiplin mekanizmalarını harekete
geçirerek gereğini yapacaktır.



Her dönemde ülkesi için, ülkesi yararına çalışmış, emeğini ülkesinin gelişimi
yönünde harcamış olan Türk kadını, inşaat mühendisliği mesleğini üstlendiğinde
de enaz erkek meslektaşları kadar başarılı olmuştur. Ülkemizi çağdışı bir
anlayışla yönetenlere karşı, İnşaat Mühendisleri Odası olarak ülkemizin
kadın-erkek birlikte çağdaş, laik ve demokratik ilkeler altında varlığını
sürdüreceğine ve gelişeceğine inanmaktayız.





Saygılarımızla,



Gülay KARAKÜÇÜK

İnşaat Mühendisleri Odası adına

Genel Sekreter
Old 12-12-2003, 13:53   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Neşeli Tepkiler İşe Yaradı

DSİ'YE KADIN MÜHENDİS ADAYLARIN BAŞVURUSU...
Bakan Mehmet Ali Şahin'in , Devlet Su İşleri'ne (DSİ) kadın mühendis adaylarının başvurularında
sınırlama konusunda geri adım atılıp atılmadığına ilişkin bir soruya karşılık olarak da şu yanıtı verdi:
''Bu bir geri adım olarak nitelendirilemez. Ben personelden sorumluyum.
Biz başta DSİ olmak üzere bazı kurumların taleplerini olumlu karşıladık ve atama
izni verdik. Tabi ilan gerekiyordu. Bu ilanı gördükten sonra bazı kadrolar için
sadece erkeklerin müracaat etmeleri gerçeğiyle karşılaştık. Ben dün ÖSYM Başkanı
Sayın Savaş ile görüştüm (neden böyle bir ilan verdiniz) dedim. Fakat (bana
kurumdan öyle bir talep geldi) dedi. Bunun Anayasanın temel ilkelerine ve
hukukun genel prensiplerine aykırı olacağını söyledim. Yasalar karşısında
herkesin eşit olduğunu ve cinsiyet ayrımı yapılamayacağını ifade ettim. Bunun
üzerine bir haftalık bir süre tanınarak müracaat imkanı bulamayan bayanlara da
müracaat imkanı sağlanmış oldu. 1 haftalık süre içinde yüksek puan almış
bayanlar da müracaat edebilecek. Konuya sonradan muktedir olduğumuz için olaya
müdahalemiz geç oldu. Baştan bilseydik baştan müdahale ederdik.''

MİLLİYET 12.12 2003
Old 04-02-2004, 02:17   #4
Çaba

 
Varsayılan

Şantiyelerde bayan inşaat mühendisleride çalışmalıdır.Devlete ait birimlerde bayan mühendisler görevlerini titizlikle yerine getirmektedirler.Özel sektörde çalışan birçok bayan hemde şantiye şefi konumundadır.Saha mühendisi ya da kontrolluk hizmetlerini başarıyla yürüten nice bayan mühendis tanıyorum.Her meslekte olduğu gibi şantiyeciliğinde zor yanları mutlaka vardır.Ama unutmamak gerekir ki bu zorluklar kadın ve erkekler içinde aynıdır.Mesleğinizi yapmak için sahip olduğunuz enerjiyle orantılı olarak güçlükleri aşarsınız.Ben bugüne kadar hiç bir inşaat mühendisinin dozer kullandığını duymadım,bu araçları operatörler kullanır.Şantiye şefi(en zor olanı budur) saha mühendisine yoksa yardımcısı pozisyonunda olan kişilere günlük iş talimatını verir,kontrolünü yapar,gerekli malzemeyi temin eder, sahadaki organizasyonları ve idari bağlantıları yapar kısaca müteahhidin teknik konularda temsilcisidir.Özel sektörde bu tempoyla çalışan bayan inşaat mühendisi kamu sektöründe rahatlıkla çalışır.
Saygılarımla.
Old 04-02-2004, 03:27   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Kadınlar,

Her şeyi yapabileceğinize inancınız tam. Ben de buna inanıyorum.

Ama DSİ inşaatları şehir dışındadır. Çoğu şantiyede doğru dürüst yıkanacak yer yoktur. Erkek işçiler koğuş sistemi içinde uyurlar. Baraj şantiyesinde kadınlar tuvaleti bulunmaz.

Elbette kadınlarımız her işi yapabilirler. Ama kadınlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için ayrı yatacak yer, tuvalet vs yapmaktansa erkek mühendis çalıştırmak daha akılcı bir yol olsa gerek.

Ayrıca kadın mühendis şehir dışında çocuklarından uzak çalışamaz. Çocuksuz, yeni evli ise kocası izin vermez. Evlenmedi ise babası hiç izin vermez. Kadın mühendis hamile kalır, doğum izni alır, süt izni alır; verimi düşürür. Bu verim düşüklüğü merkezlerde diğer mühendislerin çabası ile halledilir ama şantiyede üretimi aksatacağı muhakkaktır.

Kadınlar gündelik işlerde çalışabilirler; çapa yapmak, evlere temizliğe gitmek gibi en zor işleri bile yapabilirler ama inşaat gibi uzun erimli işlerde doğalarının gereği çalışmamalılar kanısındayım.

Bu yazıyı yazmamın nedeni, DSİ yönetiminin bazı kadın güçleri tarafından doğru uygulamasından saptırılmasının yanlışlığını ifade etmektir:

Kadınlar her şeyi yapabilirler; doğruyu yanlışa çevirmeyi bile...

Saygılarımla

Bir Dost
Old 05-02-2004, 15:59   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Bir Dost,

Kadınlar eğer şantiyede çalışmak istiyorlarsa,şantiyede çalışacaklardır.Onlar adına kaygılanmayın,kendi seçimlerini yapabilirler.Böyle kaygıları gidermenin bir diğer yolu iş kosullarını iyileştirmek olmalı diye düşünüyorum.


Bu kaygıları yasaklama gerekçesi yapmak artık mümkün değil.Anayasanın öngördüğü eşitlik ilkesi buna izin vermiyor.CEDAW sözleşmesi buna izin vermiyor.


Saygılar
Old 05-02-2004, 20:39   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Yani bundan sonra ''bayan sekreter aranıyor'' ilanı veremeyecek miyiz ? Bu Anayasa'ya aykırı mı ? Çok üzüldüm .....

Saygılarımla

Bir Dost
Old 05-02-2004, 21:38   #8
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Bir Dost,

dua edinki Türkiyede yaşıyorsunuz, Federal Almanyada yaşamış olsa idiniz, belirttiğiniz o ilanı veremezdiniz. Fedral Almanyanın Medeni Kanunu (BGB) İşverenin, işe almada, terfide, talimatlarda ve işten çıkarmalarda hiçkimseyi cinsiyetinden dolayı mağduriyete düşürmemesini öngörüyor. Yani cinsiyetten dolayı kimseye öncelik tanınmıyacak.

Tek istisna; eğer yapılacak iş sadece erkeklerin veya sadece kadınların yapabilecekleri bir iş ise, işveren ayrıcalık yapabilir. Bunun böyle olduğunu işveren ispat etmek zorundadır, ispat edemezse, haksızlığa uğradığını iddia eden işçinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

Ayrıca eleman almak için verilen ilanlarda, ister firma içi olsun, ister firma haricinden eleman arama durumu olsun, sadece kadın veya erkek eleman aranıyor diye bir ilan verilemez. Yukarıda belirtilen istisnai durumun saklı kalması şartı ile tabii. BGB: Madde 611 - 611 b


Saygılarımla
Old 05-02-2004, 21:59   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Gemici,

Adayların hepsi erkek çıkarsa, ilanımı iptal etme hakkım var mı? Yoksa bıyıklı şişman bir erkeği işe almak zorunda mıyım ?

Ama lütfen soruma araştırma yapmaksızın cevap verin. Utandırmayın yine

Saygılarımla

Bir Dost
Old 06-02-2004, 18:31   #10
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Bir Dost,

Türkçedeki deyimi hepimiz biliyoruz; “Minareyi çalan kılıfını hazırlar”
Almanların da buna benzer bazı deyimleri var.
· Kurnazlar ve açıkgözler için, “O kafasının üstüne düşmedi” diyorlar. Kafasının üstüne düşüp beyin sarsıntısına uğramadı, onun için de ne yaptığını ne istediğini biliyor anlamına geliyor herhalde.

· Birde “hiçbir şey kaynatıldığı zamandaki sıcaklıkta yenilmez” diye bir sözleri var. Bu da “iş görüldüğü kadar kötü değil, herşeyin bir çaresi bulunur” anlamında kullanılıyor. Kısacası yemeğin soğuması bekleniyor veya soğutmanın yolları aranıyor.

Bunlar Almanların kendi deyimlerimi yoksa başka yerdenmi aldılar bilmiyorum, önemli de değil. Önemli olan kaide ve kuralların var olduğu her yerde, o kaide ve kuralların dışına çıkmak için çabaların ve uğraşıların var olduğu gerçeği.

Kafalarının üstüne düşmeyen ve hiçbir şeyin kaynatıldığı sıcaklıkta yenilemiyeceğini bilen kimseler nemi yapıyor? Minarenin klıfını önceden hazırlıyorlar veya minarelerine sonradan bir kılıf uyduruyorlar.

Konumuzla ilgili olan kılıflardan en etkili olanı şu: “Firmamızda çalışan kadın ve erkek sayısındaki eşitliğin sağlanması için BİR BAYAN SEKRETER aranıyor”.

Buna sayısız başka klıflar da eklenebilir, örneğin “ben en azından on senelik meslek tecrübesi olan birisini arıyorum, senin sadece dukuz sene on bir ay tecrüben var, kusura bakma sen işime yaramazsın”. İstediğiniz sayıda “bıyıklı şişman erkeği” geri gönderebilireziniz. Bıyıkları, şişmanlığı ve erkekliği red gerekçesi olarak göstermediğiniz sürece, ayrıca istediğiniz kadar ilan verebilirisiniz, aradığınız vasıfta birisini bulabilmek için.

Saygılarımla
Old 06-02-2004, 18:54   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Gemici,

Yanıtınız için çok teşekkür ederim.

Yanıtınızdan da anlaşılmakta ki,

''kadın güçleri'' her şeyi yapabilir;
koskoca Alman Devletini de etkilemişler.
Ve çok disiplinli bilinen Almanları da ''kılıfçı'' haline sokmuşlar; Kafa üstü düşmemek için ne taklalar attıyorlar insanlara .....

Saygılarımla

Bir Dost
Old 07-02-2004, 16:12   #12
Gemici

 
Varsayılan

Konu ile ilgili bir gazete haberi.

Başlık:
Diskriminiert (Ayırımcılık, birazda ayırımcı davranarak küçük düşürme anlamında),

Alt Başlık:
Erkek olduğum için iş yok

Olay:
2000 Senesinin Eylül ayı. Bavyeranın Regensburg Şehrindeki bir avukatlık bürosu ilan vererek kadın bir avukat aradığını bildiriyor. Davacı erkek avukat buna rağmen, medeni kanunun işe alınmada cinsiyet konusunda ayırımcılık yapılamaz hükmüne dayanarak, işe alınması için müracaat ediyor. Müracaatına gelen cevap: Kusura bakmayın o işe başkasını aldık. Aynı büro bir kaç ay sonra başka bir ilan veriyor: Kadın büro yardımcısı alınacak diye.

Bunun üzerine davacı avukat işe alınmada ayırımcılık yapıyor diye avukatlık bürosuna karşı Bavyera Eyalet İş Mahkemesinede dava açıyor. Mahkeme davayı red ediyor. Bir üst mahkeme olan Federal İş Mahkemesi Eyalet Mahkemesinin kararını bozuyor ve dosyayı tazminat konusunda karar versin diye Eyalet İş Mahkemesine geri gönderiyor.

Gördüğünüz gibi Sayın Bir Dost,

aslında iyi "kılılfçı" olmaları gereken avukatlık büroları bile bazen işi kılıfına uydrumakta zorluk çekiyorlar.

Saygılarımla
Old 11-02-2004, 19:15   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Gemici,

Bence en iyi kılıf ''pozitif ayrımcılık'' .....

Saygılarımla

Bir Dost
Old 13-11-2004, 20:11   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Maden Tetkik Ve Arama Gn.Müdürlüğüne Personel Alımında Cinsiyet Ayrımcılığı Yapılıyor

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE PERSONEL ALIMINDA CİNSİYET AYRIMCILIĞI YAPILIYOR!!


2004 Kamu Personeli Seçme Sınavı sonuçlarına göre Kamu Kurumlarına ilk defa atanacaklar için ek yerleştirme kılavuzu hazırlanarak, buna göre tercihlerin yapılması gerektiği ilan edilmiştir. Bilindiği gibi, Kamu Kurum ve Kuruluşları ihtiyaç duydukları kadrolar ile bu kadrolar için aranılacak koşulları Devlet Personel Başkanlığına bildirmekte, bu kadrolar Devlet Personel Başkanlığı adına yerleştirmeyi yapacak olan ÖSYM tarafından kamuoyuna duyurulmakta ve sınav puanına göre yerleştirmeler yapılmaktadır.

08.11.2004 tarihinde dağıtımına başlanan Tercih kılavuzunda, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün Merkez teşkilatına yerleştirilmesi yapılacak mühendis kadroları için koşullar belirtilmiştir.

Tercih kılavuzunda, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne alınacak Elektrik, Harita, Jeofizik, Maden, Makina, Petrol Mühendisliği için toplam 13, Jeoloji mühendisliği için de 75 kadroya erkek olmak şartı getirilmiştir. Sadece 5 jeoloji mühendisliği kadrosu için, kadın olma koşulu aranmaktadır.

İşsizlik olgusunun yaygın olduğu meslek alanlarımızda yapılan personel alımları olumlu bir gelişme olsa da, mühendislik alanlarında yapılacak başvurularda gündeme getirilen cinsiyet ayrımcılığı, tüm olumlulukları örtmüştür.

Aranan diğer şartlar arasında kadın ve erkek jeoloji mühendisleri için de “seyahate ve arazide çalışmaya elverişli olmak” koşulunun getirilmiş olması, yapılan bu ayrımcılığın nedeninin, masum olmayan düşüncelerde aranmasını gerektirmektedir. Geçen yıl, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne yapılan personel alımında da benzeri cinsiyet ayrımcı politikalarla karşılaşılmıştır.

Üniversitelerimiz bünyesindeki bölümlere öğrenciler, kadın erkek ayırımı yapılmadan alınmakta, mesleğinin gerektirdiği zor arazi koşullarında bile çalışabileceği bilinciyle mezun olmaktadırlar. Aynı iş koşullarında erkeklerle eşit çalışma gücüne sahip kadın meslektaşlarımız aleyhine çalışma hayatına girişte ayırımcılık yapan bu zihniyet, kadınların üniversitelerin mühendislik bölümlerine alınmamalarını savunan bir anlayış ile özdeştir.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün alacağı mühendislik kadrolarından sadece 5 tanesini kadınlara ayırması, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmakta ve Anayasa’da herkese tanınmış çalışma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir.

Politik ve yönetsel tercihlere bağlı olarak cinsiyet ayrımcılığı yapan bu uygulama, Anayasa’nın 10. Maddesi, İş Kanunu’nun 5. ve “BM kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılması sözleşmesi” 11. Maddelerine, Uluslararası Çalışma Örgütü mevzuatına aykırıdır.

İş yaşamında kadın meslektaşlarımıza karşı yapılmış hiçbir hukuki zemini olmayan bu çağdışı ayrımcılığı, sessiz kalarak kabul etmek mümkün değildir.




Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılması gereken, alınacak personelin sadece kadro ve pozisyonlarının ayrıntılı olarak belirtilmesi ve takdir yetkisinin başvuru sahiplerine bırakılmasıdır.

Emeğini ve mesleki birikimini ülkesinin gelişimi toplumun çıkarı için harcamış kadın meslektaşlarımız, mesleklerinde en az erkek meslektaşları kadar başarılı olduklarını ispatlamışlardır.

Hayatın her alanında önemli roller üstlenmiş kadın meslektaşlarımıza karşı iş hayatında uygulanan bu ayrımcılığı kınıyor, konuyla ilgili gerekli girişimleri sürdüreceğimizi belirtiyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


13.11.2004


TMMOB
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Old 22-11-2004, 20:51   #15
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

"Yasalarda Esitlik Var, Uygulamada Yok"

Kadin hukukçular, MTA'ya, bes kadina karsilik 75 erkek alinmasinin kadinlara
karsi ayrimcilik anlamina geldigini vurgulayarak, kadinlari haklarini korumak
için mücadeleye çagirdilar; Jeoloji Mühendisleri Odasi'na destek vaadinde
bulundular.


--------------------------------------------------------------------------------

BIA Haber Merkezi
12/11/2004


--------------------------------------------------------------------------------

BİA (Istanbul) - İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) ve İstanbul Barosu
Kadın Hakları Komisyonu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'ne (MTA) "5
kadın, 75 erkek jeoloji mühendisi" alınmasının kadınlara karşı ayrımcılık
anlamına geldiğini vurgulayarak, Jeoloji Mühendisleri Odası'nın bu eşitsizliğin
kaldırılması için başlatacağı hukuki prosedürün işletilmesine destek
vereceklerini duyurdu.

Uygulamanın Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan "eşitlik" ilkesine ve İş
Kanunu'nun 5. maddesinin "eşit davranma" ilkesine aykırılığını belirten
açıklamada, Türkiye'nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi'ni (CEDAW) onaylayarak yasalarda ve uygulamalarda var olan
ayrımcılıkları kaldırmayı taahhüt ettiğine de dikkat çekildi.

Kadınlar haklarını nasıl koruyacak?

İKKB ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu'nun açıklamasına göre, kadınlar
haklarını korumak için şöyle hareket etmeliler:

"Kadınlar, öncelikle iş başvurularını yapmalılar. Başvurunun kabul edilmemesi
halinde, bunun kendilerine yazılı olarak bildirilmesini istemeliler. Başvurunun
ayrımcılık yasağına aykırılığı nedeniyle ret kararının iptalini talep
etmeliler."

"İç hukuk açısından olumlu sonuç alınamazsa, Birleşmiş Milletler (BM) Kadının
Statüsü Komitesi'ne hak arama için kişisel başvuru imkanları var. Çünkü Türkiye,
CEDAW'a aykırı işlemlerin denetlenmesine ilişkin Ek İhtiyari Protokolü
onayladı."

"Geçtiğimiz yıl uygulamadan vazgeçmişlerdi"

Açıklamada, kamu kurumlarına sınavla eleman alınacağına ilişkin duyuruda
geçtiğimiz yıl da "kadınlara karşı ayrımcılık" yapıldığı ve bu ayrımcılığın
kadınların mücadelesiyle ortadan kaldırıldığı hatırlatıldı:

* Aralık 2003 ÖSYM web sayfasında yayınlanan, Devlet Su İşleri (DSİ), Toprak
Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğüne sınavla inşaat mühendisleri, bilgisayar
mühendisleri ve muhasebeciler alınacağı duyurulmuştu.

* İşe başvurma koşulları arasında "cinsiyeti erkek olmak" koşuluna yer
verilmişti.

* Bu koşul, Anayasa'nın 10.; İş Kanunu'nun 5.; CEDAW'ın "çalışma alanında eşit
seçim kıstasları uygulanmasına" ilişkin 11/b maddesine aykırıydı.

* Bu aykırılıklar karşısında kadınların, haklarını korumak için iş başvurularını
yapmalarını; başvurunun kabul edilmemesi halinde, bunun kendilerine yazılı
olarak bildirilmesini ve başvurunun ayrımcılık yasağına aykırılığı nedeniyle ret
kararının iptalini talep etmelerini istemiştik.

* Anayasa'ya, İş Kanunu'na ve CEDAW'a aykırı olan bu duyuru, tepkiler üzerine
değiştirilmiş ve "cinsiyeti erkek olmak" koşulu kaldırılmıştı.

Anayasa ve İş Kanunu ne diyor?

Geçtiğimiz yıl DSİ'de yapılan, bu yıl MTA'da devam eden uygulamaya karşın,
Anayasa'nın 10.; İş Kanunu'nun 5. maddesi şöyle:

* Anayasa 10. Madde: Kadın erkek eşit haklara sahiptir. Devlet, kadın erkek
eşitliğinin yaşama geçirilmesinde yükümlüdür.

* İş Kanunu 5/3 madde: Eşit davranma ilkesi: İşveren, biyolojik veya işin
niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin
yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde,
cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
(BB/EÜ)
Old 24-04-2005, 11:12   #16
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Danıştay 12. Daire Kararı

MTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE MÜHENDİS ATAMALARINDA CİNSİYET AYRIMCILIĞI YARGIDAN DÖNDÜ

Nis 22, 2005 - 04:29 PM
Danıştay 12. Dairesi, MTA'nın atamalarda erkek mühendis arama koşulunun iptaline ilişkin TMMOB tarafından açılan davada "yürütmenin durdurulması" kararı verdi.

Danıştay 12. Daire Kararı

"Hüküm veren Danıştay 12. Dairesinde davalı idarelerin birinci savunmalarının ve 29.12.2004 tarihli ara kararı cevabının geldiği görülerek işin gereği yeniden düşünüldü.

Davacı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, KPSS-2004/2 ve Ek Yerleştirme Tercih Kılavuzunun 252 kodunda yer alan ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatı'nın mühendis kadrolarına yapılacak atamalar için "cinsiyeti erkek olma" ibaresini içeren düzenlemenin iptaline ve yürütmenin durdurulmasına hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.

TC Anayasası'nın ; Kamu hizmetlerine girme hakkının düzenlendiği 70. maddesinde; "Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiç bir ayrım gözetilemez hükmü yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatı'nın mühendis kadrolarına yapılacak atamalar için KPSS-2004/2 ve Ek Yerleştirme Tercih Kılavuzunda 100 adet mühendis kadrosundan 88 adeti için 252 kodu ile "cinsiyeti erkek olmak" koşuluna yer verildiği anlaşılmıştır.

Olayda, Anayasa'nın yukarıda anılan hükmü gereğince kamu kurum ve kuruluşlarında personel alımlarında başvuru şartlarının görevin gerektirdiği nitelikler ve hizmet gerekleri doğrultusunda belirlenmesi gerekmekte olup, bunun dışında hiç bir ayrım gözetilemeyeceği kuşkusuz olduğundan tercih kılavuzunda Anayasanın 70. maddesinin öngördüğü eşitlik ilkesine aykırı bir koşul yer almaktadır.

Açıklanan nedenlerle, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde ön görülen yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, KPSS KPSS-2004/2 ve Ek Yerleştirme Tercih Kılavuzunun 252 kodunda yer alan ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatı'nın mühendis kadrolarına yapılacak atamalar için "cinsiyeti erkek olmak" ibaresini içeren düzenlemenin yürütülmesinin durdurulmasına, 8.3.2005 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi."
Old 27-02-2007, 15:29   #17
av.semire nergiz

 
Varsayılan İş İlanında İşçinin Cinsiyeti Belirtmek Hukuka Aykırı mıdır?

Değerli arkadaşlar 25.02.2007 tarihinde Olga isimli bir site üyemiz 'İcra konusunda deneyimli ve erkek stajyer avukat aranıyor' diye bir mesajı sitemizde yayınladı.Ben de bu mesajı görünce açıkçası çok üzüldüm çünkü öncelikle mesajı gönderen bir bayandı,ikincisi bu mesajı Hukuk sitemizde görmek beni rahatsız etti ve herşeyden en önemlisi de herzaman ve heryerde yapıldığı gibi(çoğu yerde ve çoğu zaman da diyebiliriz)yine ayrımcılık yapılıyordu ve stajyerlik hakkı sadece erkeklere veriliyordu ve yine çoğu yerde olduğu gibi meslektaşlarımız da bayan meslektaş istemiyorlardı.

Öncelikle böyle bir ilanın cinsiyet ayrımcılığına girdiğini ve bunun da ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı olduğunu belirtmet isterim; bu konuda hassas olunması gerekir diye düşünüyorum.Herkes erkek stajyer tercihini ortaya koyarsa bu konuda bayan stajyerler nerede staj yapacak,bu alan onlar için daraltılmış ve hakları kısıtlanmış olmaz mı?

Bu konuyu tartışmaya açmak ve düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.Teşekkür ederim

Saygılarımla
Old 27-02-2007, 15:43   #18
ferahnaz

 
Varsayılan

Bu olayı bilhassa kendim yaşadığım için söylemek istİyorum, aradığım bir kac yer erkek stajer aradıklarını söylediler ve en son dayanamayıp birine sebebini sordum , erkek oluca hacize gittiklerinde memur gibi o esyaları tasıyabilirlermiş ama biz süs bebeği gibi dururmuşuz bu nedemek ya? Böyle bir zihniyet olabilir mi? Bu erkekleri hamallık yapmaya ve bizleride işe yaramaz gibi nitelendirmek değilmidir ? KINIYORUM!!!!!!!!!!!!
Old 27-02-2007, 21:53   #19
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba,

Bu ve benzeri iş ilanlarının ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu ve çalışma özgürlüğünü engellediğini düşünüyorum.

Saygılar
Old 27-02-2007, 23:18   #20
Hekimbaşı

 
Varsayılan Ayrımcılığa karşı yöntem: bağımsızlığı korumak

Sn.Katılımcılar,

Bir nokta dikkatimi çekti: ilanda 'İcra' konusunda deneyim aranıyor. İri yarı, yağız bir delikanlı bu işte
daha şanslı sanki. Gerekirse icra işlemi sırasında dövüş filan çıkarsa da işe yarar. Hele bir de belinde
tabancası olursa ...

İşi şakaya vurmaya çalışıyorum. Ama buna çok da kızmamak, pozitif ayrımcılık olarak değerlendirmek lazım.
İçinde tek bir kadın bulunmayan 1000 çalışanlı, 200 haneli bir işhanına gidip oradaki 2 dükkanı haczetmek
zor iş olmalı. Bence stajyer arayan, büyük olasılıkla stajyerin ruh sağlığı ve bedensel bütünlüğünü gözetmek
istemiş. Kendi tatsız deneyimleri yüzünden böyle ilan vermeyi yeğlemiş olabilir; bunu bilmemiz mümkün değil.

Benzer yaklaşımları devlette çalışan kadın / erkek doktorlar, hemşire - ebe / sağlık memuru - teknisyen
alanlarında biz yıllardır gözlüyoruz. Kadınlar hep merkezlere atanırken, erkekler hep dağ başlarına
gönderiliyor; dolayısıyla da genellikle erkekler şikayetçi. Ne çelişki, değil mi? Ayrımcılık iki ucu keskin
bıçak bence; bir başladınız mı, sonu gelmiyor. Alaaddin' in lambasındaki devden ne isteyeceğimizi iyi
düşünmek gerek.

Çok önemli bir konu; işin koşulları ve buna bağlı olarak işverenin tercihi. İşin bu yönü daima önümüze
çıkıyor; ne yapılması gerektiğini gerçekten iyice düşünmek gerekir. En keskin örnekten başlayalım: kadın
giysileri sunmak üzere manken aranıyor olsun. Erkeklerin başvurmasını kim ister? Veya tersi. Dolayısıyla,
her işe her iki cinsten insanlar aynı derecede uygundur demek olanaksızdır. Bazı işlere baylar, bazı işlere
bayanlar daha uygundur; bazılarına ise farketmez gözüyle bakmamız gerekir. Sizin işiniz de her yerde, her
koşulda, aynı biçimde yapılan bir iş olmadığına göre; bazı durumlarda bay, bazı durumlarda bayan istenmesini
doğal karşılamak gerekir. Hiçbir işveren işin gereğine uygun eleman çalıştırmamaktan doğacak sonuçlara
katlanmak istemez. Siz de işveren olsanız, siz de istemezsiniz. Dolayısıyla, işverenin tercihini
yargılamadan önce, bu tercihi neden yaptığını sorgulamak gerekir. Konu sadece cinsiyet ayrımcılığı, kadın
hakları veya insan hakları meselesi değil çünkü.

Tabii durumu sorguladığında Sn.ferahnaz' a verilen cevap saygısızlık; kabul edilemez.

Ülkemizde uzun yıllardır adama göre iş politikası izlendi. Şimdi şimdi işe göre adam yaklaşımları öne
çıkmaya başladı. Öncelikle şunu düşünmek gerekiyor. Nasıl ... eğitimi almış insan arıyorsak, ... cinsten
insan da arayabiliriz. En az ... kiloda, ... cm boyunda olmasını, dövüş sanatlarını bilmesini, şunu bunu
nasıl öne sürebiliyorsak, çalışanın cinsiyetini de öne sürebilmeliyiz. Şahsen ben erkek sekreter istemem.
Temiz, tertipli, güzel sesli, diksiyonu iyi, görgülü, entellektüel, mümkünse uzun yıllar birlikte çalışmayı
hedeflediğim için de 20 yaşın üzerinde, 30 yaşın altında olmasını isterim. Şimdi bu nitelikleri eleman
arayanlar bölümüne yazdığımda cinsiyet veya insan ayrımcılığı yaptığım iddia edilebilir mi? Ne münasebet;
kiminle çalışacağımı ben seçerim. Bunları yazmamış bile olsam, adaylarda mutlaka ararım. Neden erkek sekreter
değil sorusunun da, diğer niteliklere ilişkin soruların da yanıtları vardır. Bu örneği, kolayca anlatabilmek
için seçtim. Daha özgün işlerde, daha belirgin nitelikler aramamdan doğal birşey olamaz. Eşit işe eşit
ücret doğru bir yaklaşım olabilir; ama her işe her nitelikte insan uyamayacağına, ve cinsiyet de insan
nitelikleri içerisinde en önde geleni olduğuna göre; işveren tarafından belirtilebilir. Bunda kasıt aramaya
gerek yok, kasıt açıktır; ama bunun cinsiyet ayrımcılığı olduğunu öne sürmek bence doğru olmaz.

Küreselleşmenin etkisindeki sermayenin davranış modeline şimdiden alışmakta yarar var. Sermaye küçük olsun,
büyük olsun farketmez; kuralları büyük olan belirler, küçükler de yararlanabildiği kadar yararlanır.

Bence buradan çıkartılacak ders, mesleğin özgürlük ve bağımsızlığını korumak ve sermayenin çalışanı olmamak
için elden geleni yapmak olmalıdır.

Saygılarımla,
Old 27-02-2007, 23:55   #21
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Anayasa:
MADDE 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür
.

Alıntı:
İş Kanunu:
Eşit davranma ilkesi

MADDE 5.- İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz.

İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
Alıntı:

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi:

Madde 11

Taraf Devletler, istihdam alanında kadınlara karşı ayrımı önlemek ve kadın-erkek eşitliği esasına dayanarak eşit haklar sağlamak için özellikle aşağıda belirtilen konularda bütün uygun önlemleri alacaklardır:
Bütün insanların vazşeçiImez hakkı olan çalışma hakkı;
İstihdam konularında eşit seçim kıstaslarının uygulanması da dahil. erkelerlerle eşit istihdam imkanlarına sahip olma hakkı;

Bu maddede yer aIan konulara ilişkin koruyucu yasalar bilimsel ve teknik bilgi ışığı altında periyodik olarak yeniden gözden gecirilecek ve gerekirse değiştirilecek, kaldıracak veya uzatılacaktır.



Alıntı:
İlo 111 Sayılı Sözleşme

MADDE 1

Bu sözleşme bakımından "Ayırım" deyimi ;

Irk, renk, cinsiyet, din, siyasal inanç, ulusal veya sosyal menşe bakımından yapılan iş veya meslek edinmede veya edinilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan her türlü ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmayı,


İlgili üye, memleketin, varsa temsilci, işçi ve işveren teşekkülleri ve diğer ilgili makamlarla istişare etmek suretiyle tesbit edeceği, meslek veya iş edinmede veya edilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan bütün diğer ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmayı,

İfade eder.

Alıntı:
TCK:

Ayırımcılık

MADDE 122 - (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, (Ek ibare: 5378 - 1.7.2005 / m.41) "özürlülük," siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;

Saygılar
Old 28-02-2007, 09:06   #22
Admin

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar,

Sn. av.semire nergiz toz ile bu konuyu özel mesajla da konuştuk, onun da isteği ile aramızdaki konuşmalarda söylediklerimi burada da belirtmek istiyorum:

Öncelikle o alanın (Adliye Duvarı) Alan Sorumlusu benim ve bu ilanı yayınlarken de ilanı "hoş bulmadığımı" ancak hukuka uygun bulduğumu ve bu nedenle yayınladığımı belirtmek istiyorum. Bu karar site kurallarımızın 6.maddesi gereğince forum içinde tartışmaya açık değildir.

Ancak Sayın Toz'a bu konunun hukuki yönünü tartışmak için bu alanda bir konu açmasını da öneren benim ve kendisine de belirttiğim üzere bu tartışma sonucunda bu tip ilanların hukuka aykırı olduğu yolunda bir teamül oluşursa, gerek ilanla ilgili yayın kararımı, gerekse Adliye Duvarı yayın kurallarını bu yönde tashih etmeye hazırım.

Bu ilan bu tartışmaya zemin hazırladıysa da, bu tartışmanın daha geniş bir platformda yapılmasını ve genel olarak cinsiyet belirten tüm iş ilanlarına teşmil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde çok daha yararlı bir tartışma olacaktır.

Ancak benim naçizane görüşüm bu tip ilanların hukuka aykırı olmadığı yolundadır. Bence her işveren işin koşullarına göre hangi özelliklerde bir işçi ile çalışacağını seçme özgürlüğüne sahiptir ve buna cinsiyet seçme de dahildir. Nitekim hemen hemen TÜM iş ilanlarının bu tip özellikler içerdiği ve çoğu kez de aslında bayanların öncelikle tercih edildiği malumunuzdur (Bayan Öğretmen aranıyor, Bayan Sekreter aranıyor, Bayan Tezgahtar aranıyor, Bayan Hemşire Aranıyor vs.).

Eğer bu ilanların da bu haliyle hukuka aykırı olduğu düşünülüyorsa, ilana karşı uygulanabilecek hukuki yolun da gösterilmesini rica ediyorum. Örneğin Av.Ahmet Yılmaz Hürriyet Gazetesine "Bayan Sekreter Aranıyor" ilanı verdiğinde, bu iş ilanına başvuran erkek sekreter görüşmeye dahi çağrılmadığında, hangi hukuki yola başvurabilir ve nasıl bir sonuç alabilir, bunun uygulamadan örnekler ve içtihatlarla ispatlanmasını rica ediyorum.
Old 28-02-2007, 09:25   #23
ragıp

 
Varsayılan

Daha önce, ayrımcılığın sözkonusu olduğu forumlarda da yazdım. Aydın kadınların (özellikle feminist tabiri kullanmadığıma dikkat edin) ayrımcılık konusundakiki hassasiyetini anlıyorum. Ancak anlamadığım, aşırı tepki, yanlış sonuçlara yol açıyor.
Burada sorun, bayan stajyer aranması değil bana göre. Kadın erkek, ayrımcılığana gelmeden kişi hakkının zedelenmesi söz konusu.
Hem anayasaya "angarya yasaktır" yazacaksınız; Hem avukatlık kanununa "staj ücretsizdir" "stajyerler ücretli işte çalışamaz" yazacaksınız. Hem de, çalışmak üzere stajyer arayacaksınız.
Stajyerler, mesleki bilgi ve tecrübelerini artırmak için staj yapar. Çalışmak için için değil. İlan veren arkadaş, dosya memuru arıyor. Ama onun ücreti, sigortası,yemeği vs. ile uğraşmak yerine; Bedavadan eleman çalıştırmayı tercih ediyor.
İşte bu konuda sayın admine katılmıyorum. Bu haliyle bu ilan, hukuka da aykırıdır.
Eğer, bu asgari koşul sağlanır, stayyeri, salt staj yapması için bir avukatın yanında görürüsek; Erkek stajyer mi, bayan stajyer mi diye seçiminin ayrımcılık olup olmadığını tartışabiliriz.
Old 28-02-2007, 11:53   #24
Hekimbaşı

 
Varsayılan Nasıl ücretsiz yani?

Sn.Ragıp,

Lütfen cehaletimi mazur görün, Sn.Admin de beni affetsin, biraz konunun kenarında kalıyor, ama avukatlık kanununda staj ücretsizdir yazıyor olması bilgisi bana çok ilginç geldi. Mühendislik okuyanlar, hem de okul içi stajlarında ücretli çalışıyorlar, birçok küçük işletme vermiyor olsa bile, büyükler bedava çalıştırır ve yakalanırlarsa ceza görecekleri korkusuyla veriyor. Bizler de uzmanlık öğrencisi iken, ki bu sizin hukuk mezunu olmanızdan sonraki stajınızla lisansütü eğitimin birarada olduğu bir durum gibi görülebilir, ücretli çalışıyoruz. Meslek yüksekokulu ve hatta meslek liseleri öğrencileri de sigortalı, ücretli staj yaparlar. Stajınız ücretsizse, arada bir işçi - işveren ilişkisi olmayacak ve stajyerden iş istenemeyecek anlamına gelmez mi? Bunun tersi oluyor ve iş isteniyorsa da, ücret verilmesi gerekmez mi?

Herhalde ikinci sorunun cevabı olumlu olanıdır varsayıyorum ve mevcut koşullarda staj vermek çok akılcı görünüyor bana. Akıllı, yetenekli stajyerler seçmeyi başarır, sürekli olarak bol bol staj verilebilirse, köşe dahi dönülebilir gibi görünüyor. Ne kadar çok stajyer, o kadar çok artı değer. Ya yargıçlık veya savcılık amacıyla staj yapanlar, onlar da ücretsiz mi çalışıyor?

Yasa koyucu avukatlığı meslekten saymıyor mu acaba diyesim geliyor.

Saygılarımla,
Old 28-02-2007, 11:54   #25
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Sayın Katılımcılar,

Sn. av.semire nergiz toz ile bu konuyu özel mesajla da konuştuk, onun da isteği ile aramızdaki konuşmalarda söylediklerimi burada da belirtmek istiyorum:

Öncelikle o alanın (Adliye Duvarı) Alan Sorumlusu benim ve bu ilanı yayınlarken de ilanı "hoş bulmadığımı" ancak hukuka uygun bulduğumu ve bu nedenle -yayınladığımı belirtmek istiyorum. Bu karar site kurallarımızın 6.maddesi gereğince forum içinde tartışmaya açık değildir.

Ancak Sayın Toz'a bu konunun hukuki yönünü tartışmak için bu alanda bir konu açmasını da öneren benim ve kendisine de belirttiğim üzere bu tartışma sonucunda bu tip ilanların hukuka aykırı olduğu yolunda bir teamül oluşursa, gerek ilanla ilgili yayın kararımı, gerekse Adliye Duvarı yayın kurallarını bu yönde tashih etmeye hazırım.

Bu ilan bu tartışmaya zemin hazırladıysa da, bu tartışmanın daha geniş bir platformda yapılmasını ve genel olarak cinsiyet belirten tüm iş ilanlarına teşmil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde çok daha yararlı bir tartışma olacaktır.

Ancak benim naçizane görüşüm bu tip ilanların hukuka aykırı olmadığı yolundadır. Bence her işveren işin koşullarına göre hangi özelliklerde bir işçi ile çalışacağını seçme özgürlüğüne sahiptir ve buna cinsiyet seçme de dahildir. Nitekim hemen hemen TÜM iş ilanlarının bu tip özellikler içerdiği ve çoğu kez de aslında bayanların öncelikle tercih edildiği malumunuzdur (Bayan Öğretmen aranıyor, Bayan Sekreter aranıyor, Bayan Tezgahtar aranıyor, Bayan Hemşire Aranıyor vs.).

Eğer bu ilanların da bu haliyle hukuka aykırı olduğu düşünülüyorsa, ilana karşı uygulanabilecek hukuki yolun da gösterilmesini rica ediyorum. Örneğin Av.Ahmet Yılmaz Hürriyet Gazetesine "Bayan Sekreter Aranıyor" ilanı verdiğinde, bu iş ilanına başvuran erkek sekreter görüşmeye dahi çağrılmadığında, hangi hukuki yola başvurabilir ve nasıl bir sonuç alabilir, bunun uygulamadan örnekler ve içtihatlarla ispatlanmasını rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar ve sayın Admin; Öncelikle bu şekilde iş ilanlarının gerek ulasal ve gerek uluslararası mevzuata aykırı olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.Başta Anayasamız olmak üzere uluslararası mevzuat da bu tür yaklaşımların açıkça yasal olmadığını ve bu itibarla meşru da olmadığını göstermektedir.Nüfusun yarısından fazlasını oluşturan kadınların çalışma yaşamındaki olumsuz yaklaşımlar ve koşullar sebebiyle istihdam oranı oldukça düşük olduğu bir gerçektir.Bu itibarla kadınların büyük bir çoğunluğu niteliksiz işlerde düşük ücrtle çalıştırılmakta veya tarım sektörü ile ücretsiz iş gücü olarak ev işlerinde çalıştırılmaktadır.Meslek guruplarının cinsiyete göre şekillendiği ülkemizde özellikle birçok sektörde işe girişlerde yani daha işe girmeden iş için alınacak kişinin erkek olması aranmaktadır.Bu şekliyle daha işin başında kadınlar için eşitsizlik yaratılmakta cesaretleri kırılmaktadır.Belki de eşitsizliğin en önemli ve üzerinde pek de durulmayan boyutu işe girmeden önce yaratılan bu fiili durumdur .Son dönemlerde değişik işyerlerinde çalışan ve bu işyerlerinde cinsiyetlerinden dolayı uğradıkları psikolojik taciz ve tazyiklerden yani başka bir deyişle 'MOBBİNG' olarak değerlendirilen davranış ve tutumlardan dolayı mağdur kadınlarca yargı yoluna gidildiğini ve başvurucu kadınların yargıdan istedikleri sonucu elde ettiklerini görüyoruz.İşe girişlerdeki cinsiyetçi iş ilanları konusunda da daha önceden kadınların yargı yoluna başvurduğunu ve sonuç aldığını biliyorum ancak bu davalara ilişkin olarak tarih ve numara veremeyeceğim,bu konuda elinde bilgi belge veyahut herhangi bir belge olan arkadaşlarımız bizimle paylaşırsa çok faydalı olur diye düşünüyorum.Yakın tarihte hatırladığım kadarıyla resmi bir kurumun bu tarz cinsiyetçi iş ilanı sebebiyleciddi tepki alması sonucunda ilan düzeltilerek yayınlanmıştı diye hatırlıyorum.Yasal mevzuat da bu hususta açıktır diye düşünüyorum.

-1982 Anayasası 1. maddesi. Herkes dil,ırk,cinsiyet,siyasi düşünce,felefi inanç,din,mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
-İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ
1. MADDESİ Tüm insanlar özgür,onur ve haklar bakımından eşit doğar.Akıl ve vicdanla donatılmış olup birbirleriyle kardeşlik anlayışıyla davranır.
2.MADDESİ Herkes ırk,renk,cinsiyet,dil,din,siyasal ya da başka görüş,ulusal ve toplumsal köken,doğuş ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu bildirede ileri sürülen tüm hak ve özgürlüklere sahiptir.
7.MADDESİ Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasa tarafından eşit korunma hakkı vardır.Herkes bu bildirgeye aykırı herhangi bir ayrımcılığa ve ayrım kışkırtıcılığına karşı eşit korunma hakkına sahiptir.
-MEDENİ VE SİYASİ HAKLAR SÖZLEŞMESİ 2,3 VE 26. MADDESİ
-AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ 14. MADDESİ
-KADINLARA KARŞI HERTÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ ULUSLARARASI SÖZLEŞMESİ(CEDAW) TÜM MADDELERİ
-KADINLARA KARŞI AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ KOMİTESİ GENEL TAVSİYE KARARLARI 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20 ,21,22,23 VE -24 NOLU TAVSİYE KARARLARI
-KADINLARA KARŞI HERTÜRLÜ AYRIMCLIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ EK İHTİYARİ PROTOKOLÜ

-BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARA KARŞI ŞİDDETİN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİSİ
-PEKİN DEKLARASYONU
-PEKİN + 5 DEKLARASYONU
ADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİLDİRGESİ 'Kadınlara yönelik şiddet terimini'teriminin ister kamusal alanda isterse özel alanda meydana gelsin ,kadınlara fiziksel,cinsel veya psikolojik ACIve IZDIRAP veren veya KEYFİ OLARAK ÖZGÜRLÜKTEN YOKSUN BIRAKMA anlamına geldiğini belirtmiştir. Evet HERKES ŞUNU BİLSİN ARTIK kadınlar cinsiyetçi yaklaşımlardan dolayı ACI ve IZDIRAP duymaktadır.Bu acı ve ızdırabı yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. -Kadınlar Çalışmak istiyor-Kadınlar hangi işte çalışıp çalışamayacaklarına kendilerinin karar vermesini istiyor.-Kadınların işyerlerinde kayırılmak gibi bir talepleri yoktur. -Kadınlar hata yapma/yapabilme haklarını istiyor.Tıpkı erkeklerin hatasız iş yapmadığı gibi kendilerinin de hata yapabileceğinin kabul edilmesini istiyor-Nasıl tüm erkekler olanca hata ve eksikliklerine rağmen iş bulabiliyorlarsa kadınlar da kendilerinden olağanüstü yetenek ve performans beklenilmemesini istiyorlar Kısaca kadınlar toplumda KADIN/ERKEK ayırımını artık görmek istemiyor.Biz kadınlar tüm günah ve sevabımızla kadınız ,yüceltilmek istemiyoruz ama yerilmek,hor görülmek de istemiyoruz.İşverenlerin cinsiyetçi davranışları özgürlükle izah edilemez sayın DR.Cem bey,Anayasamız özgürlükleri mutlak var kabul etmemiştir,Birimizin özgürlüğü diğerimizin özgürlüğü ile sınırlıdır.Tek tek görüşlerinize cevap vermek istemiyorum ancak külliyen görüşlerinize katılmadığımı belirtmek istiyorum.
Kadınların her türlü ayrımcılığa karşı ulusal yargı yoluna başvurabileceği gibi CEDAW olarak bilinen kadının hertürlü ayrımcılığa karşı korunması sözleşmesi gereğince bireysel başvuru hakkını kullanma hakkı mevcuttur.Saygılar
Old 28-02-2007, 13:38   #26
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Toz,

Sn.Kayar' ın alıntıları, ve içeriğinden bulup okuma olanağım olmasa da kuşku duymayacağım, referanslarınıza itirazım yok; yorumlarına ve mantıksal sıralamalarına var. Örneğin; savunduğunuz noktadan hareketle ... boyda diye de ilan verilemez, kadın giysisi sunmak için erkek, erkek giysisi sunmak için kadın manken de aranamaz. Ama aranıyor, aranacak, çünkü bunun ayrımcılıkla ilgisi yok, mantıksal gerekçesi var. Ben bilmiyorum, ama mutlaka vardır, işverenin iş için en uygun adayı seçme özgürlüğü bir yerlerde yazıyordur. Bırakın özgürlüğü, bu konuda onu yükümlü tutan birşeyler olmalı. Bunu sadece genel mantıktan hareketle değil, iş ve işçi sağlığı mevzuatıyla ilişkili okuduklarımdan çıkarıyorum. Çünkü, iş kazası hallerinde işe uygunsuz olduğunu bilmesi gerektiği halde işe koştuğu için işverene cezalar veriliyor. Aynı biçimde belli işi yapmaktan imtina ettiği için iş akdi işverence feshedilenlerin davalarında da aynı gerekçenin işçi lehine kullanıldığına rastladım. Sizin gibi yasa ve madde sıralamam mümkün değil, ama bunu yapabilecek hukukçu arkadaşlar vardır herhalde. En basitinden, şaka olsun kabilinden verdiğim ilk örnekteki durumda hanım avukatın (stajyer olsun olmasın) başına bir iş gelse, işverene kimse 'sen bunu düşünmedin mi? hiç bu işe bu nitelikte (yani cinsiyette) biri koşulur mu?' demeyecek mi, demesin mi? Ama deniyor. İş tanımı ve işe alma konularında cinsiyet bir nitelik olarak değerlendirilmek zorunda, ayırımcılık olarak değil.

Ülkemizde pek alışkın olmasak da, birçok gelişmiş ülkede 3-5 kişinin üzerinde çalışanı olan işletmeler iş tanımları yazıyor, o tanımlara dayanarak kadro düzenliyor, o kadrolara göre de işçi istihdam ediyor. İş tanımında yapılacak işin nitelikleri belli bir cinsi öne çıkarıyorsa, o cinsiyet de belirtiliyor. Bu gibi durumlarda, iş ilanında da cinsiyetin belirtilmesi ayırımcılık sayılamadığından, itirazlar, işin tanımında cinsiyeti öne çıkaran unsurun yerinde olmadığı biçiminde öne sürülüyor. Dikkat ederseniz, burada işin ayrıntılı bir tanımı var ve artık nesnel olarak bunu uzmanlara sevketmek ve bunun için işçinin erkek veya kadın olmasının fark yaratıp yaratmayacağı sorusuna cevap aramak mümkün. Eğer durumu çok abartmak gerekirse, bu işe her iki cinsten insan koşup, performanslarını değerlendirerek de karar verilebilir. Ama, işveren zaten işin sahibi ve bu konuda parasını riske edecek kadar bir deneyime sahip olduğu varsayılmak zorunda. Yani, onun bir uzman sayılması gerekiyor. Ancak, ülkemizde iş tanımı sadece süs, ISO belgesi almak için kullanılıyor. Hiçbir işverenimiz bu iş tanımlarının içeriğine yuvarlak tabirlerden başka birşey yazılmasından hoşlanmıyor; hatta en sonda mutlaka bir de 'amirince verilen görevi yapar' maddesi ekleniyor. Nedeni açık, işçi işveren açısından süreli satın alınmış köle statüsünde; herhangibir konuda 'bu benim görevim değil' densin istenmiyor. Böyle bir ortamda cinsiyetin belli bir iş tanımında haklı veya haksız olarak yer alıp almadığını tayin etmek olanak dahilinde olabilir mi?

Çok zorlarsanız ne olacağını ben söyleyeyim: iş ilanına o yazılmaz, işe alınanlar eşit alınır, en baş belası işlere, alınmaya mecbur kalınmış cinsiyettekiler koşulur, başları dertten kurtulmadığı için işten ayrılmak zorunda kalırlar. Bu durumu kanıtlamaları da mümkün değildir, çünkü bu iş tanımlarında yazmaktadır. Üstelik, sizin mesleğinizde pek geçerli değil ama, özgeçmişlerinde (CV) de soru işareti dolu bir dönem oluşur. Bunun kimseye yararı olacağını düşünmüyorum.

Tartışmaya temel oluşturan ilana gelirsek. Ben o ilanı veren kişiyi kutlamak isterim. Çok dürüst davranmış, görüşünü ortaya koymuş. Şöyle diyor: kadın bu işe uygun değil. Her ne nedenle demiş olursa olsun, dürüst davranmış ve tarafların haybeye çabalarına engel olacak bir yaklaşım sergilemiş. Bence bu bir saygı gösterisi. Tersini düşünelim, ilanda bunu belirtmeseydi, on tane kadın, bir tane erkek stajyer başvursaydı; ne olacaktı? Onbir kişiyle görüşülecek, hepsinin birer, kendisinin onbir görüşme zamanı yitirilecek, ama erkek olan kabul edilecekti. Büyük ihtimalle (hele de kadın olduğu gözönüne alınırsa), bir kadının içinde çalışamayacağı koşullar için bir kadını istihdam etmiş olmak istemeyecekti. Koşulları yanlış değerlendirmiş olabilir, ama yine de onun bu konuda işveren olmayı düşünecek kadar cesaret ve deneyimi bulunduğunu, bir bildiği olduğunu kabul etmemiz gerekir. Onu bu nedenle yargılamak (vicdanımda elbette) elbette bana düşmez.

Saygılarımla,
Old 28-02-2007, 14:38   #27
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Türkiye Barolar Birliğinin sitesinde 31.12.2006 tarihi itibariyle tüm barolardaki kadın - erkek avukat sayısı gösterilmiş. Türkiye genelindeki toplam 57.289 avukatın 18.899'u kadın.

Bu kadınlar hiç mi icra işi yapmıyor? İcranın bir erkek alanı olduğuna kim karar verdi zaten?

İlanı veren kişinin " bu kadın işi değildir" iması dürüstçe değil. İlanı verenin ayrımcılık yapması doğru da değil. İlanı veren, kiminle çalışmak istediğini elbette kendisi belirleyecek, kimsenin ilanı veren ile özel ve kişisel bir anlaşmazlığı yok.

Söylenmek istenen bu ilanın ayrımcılık unsuru taşıdığıdır. İlan konusu iş, erkeklere özel bir iş değildir.

Saygılar.
Old 28-02-2007, 15:02   #28
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Sayın ,Dr.Cem Hekimbaşı]
Alıntı:
..... savunduğunuz noktadan hareketle ... boyda diye de ilan verilemez, kadın giysisi sunmak için erkek, erkek giysisi sunmak için kadın manken de aranamaz. Ama aranıyor, aranacak, çünkü bunun ayrımcılıkla ilgisi yok, mantıksal gerekçesi var. Ben bilmiyorum, ama mutlaka vardır, işverenin iş için en uygun adayı seçme özgürlüğü bir yerlerde yazıyordur. Bırakın özgürlüğü, bu konuda onu yükümlü tutan birşeyler olmalı.
DİYORSUNUZ Sayın doktor Cem bey,
Alıntı:
konunun ayrımcılıkla bir ilgisi yok
diyorsunuz ama inanın yapılanın ayrımcılıkla ilgisini bırakın yapılan ayrımcılığın ta kendisidir'...
Alıntı:
ben bilmiyorum ama bir yerlerde yazıyor olmalı' DİYORSUNUZ
, Ama inanın hiç bir yerde yazılmıyor, Kadın ve erkek için işyeri riski eşittir diye düşünüyorum ya da enazından bırakın kadınlar işyeri ile yapılacak işin kendileri açısından ne kadar risk taşıdığına karar versinler.Ama yazınızdan anladığım kadarıyla işverenin kadın çalıştırmadan dolayı peşinen erkeğe göre çok daha fazla riski göze aldığını düşünüyorsunuz açıkçası bunu neye dayanarak söylediğinizi de merak ediyorum.Çünkü performansı belirleyen cinsiyet değil yetenek,bilgi ve beceridir. Sayın Dr. Cem bey, .....
Alıntı:
Bunu sadece genel mantıktan hareketle değil, iş ve işçi sağlığı mevzuatıyla ilişkili okuduklarımdan çıkarıyorum. Çünkü, iş kazası hallerinde işe uygunsuz olduğunu bilmesi gerektiği halde işe koştuğu için işverene cezalar veriliyor. Aynı biçimde belli işi yapmaktan imtina ettiği için iş akdi işverence feshedilenlerin davalarında da aynı gerekçenin işçi lehine kullanıldığına rastladım.....
diyorsunuz
Burada,işverence var olduğu düşünülen ,işyerindeki bu risk ve dezavantajları kadın işçi çalıştırmamakla tolere etme yerine işyerinin hem kadın hem erkek personel için güvenilir hale getirilmesi daha adilane olmaz mı sizce. .....
Alıntı:
En basitinden, şaka olsun kabilinden verdiğim ilk örnekteki durumda hanım avukatın (stajyer olsun olmasın) başına bir iş gelse, işverene kimse 'sen bunu düşünmedin mi? hiç bu işe bu nitelikte (yani cinsiyette) biri koşulur mu?' demeyecek mi, demesin mi? Ama deniyor. İş tanımı ve işe alma konularında cinsiyet bir nitelik olarak değerlendirilmek zorunda, ayırımcılık olarak değil
.
DİYORSUNUZ Sayın Dr. Cem bey,sizin ifadelerinizden avukatların hacze gitmesi ile savaşa gitmesi arasında bir fark yokmuş gibi anlaşılıyor.Unutmayın lütfen avukatlar hacze kavga etmeye,savaşmaya çarpışmaya ,cepheye gitmiyor;bilgi ve donanımıyla gerekirse polis refakatinde meslektaşlarımız haciz ve bilimum muamelerini gerçekleştirmektedir.Dolayısıyla Hacize bir bayan meslektaşımızla bir erkek meslektaşımızın çıkması arasında hiç bir fark yoktur.
'......
Alıntı:
Tartışmaya temel oluşturan ilana gelirsek. Ben o ilanı veren kişiyi kutlamak isterim. Çok dürüst davranmış, görüşünü ortaya koymuş. Şöyle diyor: kadın bu işe uygun değil. Her ne nedenle demiş olursa olsun, dürüst davranmış ve tarafların haybeye çabalarına engel olacak bir yaklaşım sergilemiş. Bence bu bir saygı gösterisi. Tersini düşünelim, ilanda bunu belirtmeseydi, on tane kadın, bir tane erkek stajyer başvursaydı; ne olacaktı? Onbir kişiyle görüşülecek, hepsinin birer, kendisinin onbir görüşme zamanı yitirilecek, ama erkek olan kabul edilecekti. Büyük ihtimalle (hele de kadın olduğu gözönüne alınırsa), bir kadının içinde çalışamayacağı koşullar için bir kadını istihdam etmiş olmak istemeyecekti. Koşulları yanlış değerlendirmiş olabilir, ama yine de onun bu konuda işveren olmayı düşünecek kadar cesaret ve deneyimi bulunduğunu, bir bildiği olduğunu kabul etmemiz gerekir. Onu bu nedenle yargılamak (vicdanımda elbette) elbette bana düşmez.
DİYORSUNUZ

Sayın Dr.Cem bey,İlanı verenle aynı görüşte olduğunuzu söylüyorsunuz,bence de aynı görüştesiniz;açıkça aynı görüşteyim demeseydiniz bile aynı görüşte olduğunuz düşüncelerinizi aktardığınız yazınızın ilk cümlesinden zaten anlaşılıyordu.Ama ben ve benim gibi düşünen sayısız kadın sizinle ve ilanı veren kişi ile AYNI GÖRÜŞÜ PAYLAŞMIYORUZ.
Old 28-02-2007, 15:26   #29
ragıp

 
Varsayılan

Alıntı:
İlanı veren kişinin " bu kadın işi değildir" iması dürüstçe değil. İlanı verenin ayrımcılık yapması doğru da değil. İlanı veren, kiminle çalışmak istediğini elbette kendisi belirleyecek, kimsenin ilanı veren ile özel ve kişisel bir anlaşmazlığı yok.

Söylenmek istenen bu ilanın ayrımcılık unsuru taşıdığıdır. İlan konusu iş, erkeklere özel bir iş değildir.

Tekrar özür dileyerek yazıyorum. Bu ilanda, erkek stajyer ya da bayan stajyer ayrımı yapılmadan ialna verilmiş olduğunu varsayalım. Stajyere, icra takibi yaptırma,dosya taşıtmak, getir götür işleri yaptırmak, şehir dışlarına göndermek vs. gibi işler yaptırmak ve karşılığında ücret vermemekten bahsediyoruz. Yazdıklarınızdan sonra, büroda ücretsiz stajyer çalıştırmanın meşru olduğu kanısına vardım.
Old 28-02-2007, 16:53   #30
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazdıklarınızdan sonra, büroda ücretsiz stajyer çalıştırmanın meşru olduğu kanısına vardım.

Yazdıklarıma bakıp bu kanıya vardıysanız ben de Japonca yazdığım kanısına vardım.

Stajyer - ücret ilişkisi ile ilgili tek laf etmedim. Siz ücreti tartışmak isteyebilirsiniz elbette. Ama benim tartıştığım konu ilanda ayrımcılık içeriğiyle ilgili bir konu ki, tartışmanın amacının bu da bunu anlamak olduğu zannındayım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kadın / Erkek Doktor Tercihi Ayrımcılık Mı? Ayşegül Kanat Kadın Hakları Çalışma Grubu 45 09-05-2008 13:58
Bay Stajyer Avukat Aranıyor (Beyazıt - İstanbul) OLGA Adliye Duvarı 19 05-10-2007 00:25
Stajyer Avukat Aranıyor [izmir] Av.Selim Balku Adliye Duvarı 5 14-02-2007 11:17
Kadın / Erkek Doktor Tercihi Ayrımcılık Mı? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 31-01-2007 23:40
Avukattan 'Siz erkek değil misiniz' Sözüne Dava Seyda Hukuk Haberleri 0 30-12-2006 11:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10212994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.