Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kat karşılığı inşat sözleşmesinde kefalet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-03-2012, 23:28   #1
avukat1980

 
Varsayılan Kat karşılığı inşat sözleşmesinde kefalet

Değerli meslektaşlarım;müvekkil taşınmazını kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bir kooperatife devrediyor.İmzalanan sözleşme de kooperatifin iki yöneticiside sözleşme hükümlerinin uygulanmasından dolayı müşterek ve müteselsil kefil olmuş.Kooperatif edimlerini yerine getiremedi.Kooperatif ve iki yönetici aleyhine sözleşme gereği geçen süre için tazminat davası (kira kaybı sebebi ile) açtık.Bilirkişiler raporlarında kooperatif sorumludur ancak iki yönetici sözleşmede kefalet sınırı belirtilmediği için sorumlu değiller denmiş.Kefil olurken sözleşme edimlerine karşı kefalet muayyen olarak kabul edilemezmi.bu konuda görüş ve emsal karara ihtiyacım varb
Old 31-03-2012, 23:59   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın avukat1980,

Alıntı:
Yazan avukat1980
Değerli meslektaşlarım;müvekkil, taşınmazını kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bir kooperatife devrediyor. İmzalanan sözleşmede kooperatifin iki yöneticisi de sözleşme hükümlerinin uygulanmasından dolayı müşterek ve müteselsil kefil olmuş. Kooperatif edimlerini yerine getiremedi. Kooperatif ve iki yönetici aleyhine sözleşme gereği geçen süre için tazminat davası (kira kaybı sebebi ile) açtık. Bilirkişiler raporlarında kooperatif sorumludur ancak iki yönetici sözleşmede kefalet sınırı belirtilmediği için sorumlu değiller denmiş. Kefil olurken sözleşme edimlerine karşı kefalet muayyen olarak kabul edilemez mi? Bu konuda görüş ve emsal karara ihtiyacım var.

Yöneticilerin,
BK m.484: "Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes'ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır." düzenlemesine uygun olmayan kefaletleri geçersizdir.

P.S: Sayın bilirkişiler, hazır elleri değmişken kararı da yazmışlar mı bari...

Saygılar...
Old 01-04-2012, 00:14   #3
avukat1980

 
Varsayılan

sözleşmede süre,gecikme durumunda aylık ödenecek kira tazmina belirlenmiş.Bu durumda muayyenlik şartı yerine gelmiş sayılmazmı
Old 01-04-2012, 10:13   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
Sözleşmede süre, gecikme durumunda aylık ödenecek kira tazminatı belirlenmiş. Bu durumda muayyenlik şartı yerine gelmiş sayılmaz mı?
Kefillerin azami ne miktarla sorumlu olacakları belirlenebiliyorsa "muayyen miktar" olduğu kabul edilebilir. BK m.110'u da değerlendirmenizi öneririm.

Saygılar...
Old 02-04-2012, 12:59   #5
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Sözleşmenin kefalet bölümünde kefilin sorumlu olacağı miktar açıkça belirtilmese dahi, sözleşmenin içeriğinden kefilin sorumlu olduğu tutar anlaşılabiyorsa kefalet geçerlidir. Aşağıdaki Hukuk Genel Kurulu Kararı size yardımcı olacaktır.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1992/15-74
K. 1992/224
T. 1.4.1992
• ESER SÖZLEŞMESİ ( İşin Parasının Teslim Zamanında Ödenmesi )
• İŞİN PARASININ TESLİM ZAMANINDA ÖDENMESİ ( Yüklenicinin Edimini Yerine Getirmesiyle Ücretin Muaccel Olması )
• ÖDEME DEF'İ ( İspat Yükünün İddiacısına Ait Olması )
• KEFALET SÖZLEŞMESİ ( Sorumlu Olunacak Muayyen Miktarın Anlaşılması )
6762/m.7
ÖZET : İşin parası teslimi zamanında ödenir. Bu hüküm, bir ödeme karinesi değil, yüklenicinin edimini yerine getirmesiyle ücretin muaccel olacağını gösterir. genel kuraldır. Ödeme def 'ini isbat yükü, iddiacısına aittir. Sözleşme içeriğinden, sorumlu olunacak muayyen miktar duraksanmadan anlaşıldığından kefalet sözleşmesi geçerlidir.

DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 15.2.1990 gün ve 246-117 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 10.12.1990 gün ve 2070-5376 sayılı ilamı: ( ... 1- Taraflar arasındaki sözleşmede Borçlar Kanunu'nun 484. madesi hükmü gereğince borcu kefalet eden kefilin alacağın ne kadarından sorumlu olduğu gösterilmediğinden kefalet sözleşmesi geçersiz ise de davalı Aydın Özgen sözleşmenin alt kısmını kefilim demek suretiyle imzalamış olmakla BK'nun 110. maddesinin 1. fıkrası hükmü gereğince asıl borçlu davalı Faik Ay'ın fiilini alacaklıya karşı taahhüt etmiş olup bu nedenle sorumlu bulunduğu gözönünde tutulmadan noksan inceleme ve değerlendirmeye dayanılarak yazılı şekilde adı geçen hakkındaki davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

2- Davalı Borçlu Faik Ay davacının alacağını ödediklerini savunduğuna göre bu savunmasını kanıtlamak davalıya aittir. Bu husus gözardı edilerek aksi düşüncelerle bu hususun kanıtlanması davacı alacaklıya ait bulunduğunun kabulüyle davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, eser ( istisna ) sözleşmesinde, BK'nun 364/1. maddesi uyarınca işin parası, teslim zamanında ödenir. Bu hüküm, bir ödeme karinesi değil, yüklenicinin edimini yerine getirmesiyle ücretin muaccel olacağını gösterir genel kuraldır. Kuşkusuz taraflar bunun aksini kararlaştırıabilirler. Sözleşmede de konser ücretinden 400 bin lira avans olarak ödendiği belirtilmiş, kalan ve dava edilen 1.850.000 liranın konserden önce ödeneceği kararlaştırılmıştır. Ödeme def'ini ispat yükü davalı eser sahibine aittir. Mahkemenin, muaccel olduğu anda ücretin ödenmiş olduğu varsayımından hareketle ispat yükünü ters çevirip davayı reddetmesi doğru değildir.

Davalı Aydın Özgen'in imzaladığı sözleşme içeriğinden kefil sıfatıyla sorumlu olacağı muayyen miktarın duraksanmadan anlaşılması mümkün bulunduğundan kefaleti geçerlidir. ( Y. İçt. Birleştirme Kararı 12.4.1944, 14/13 ) nevarki, yanlar arasındaki borç ticari olduğu için TTK'nun 7. maddesi hükmünce kefaletin müteselsil olduğu düşünülmeden adi kefile karşı takip yapılamayacağından bahisle bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmeside isabetsizdir.

O itibarla Hukuk Genel Kurul'nca da benimsenen özel daire bozma kararına bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) bozmada oybirliği nedeninde oyçokluğu ile karar verildi.

yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kefalet sözleşmesinde kefil olunan miktarın belirlenmemiş olması abdullah can aydogan Meslektaşların Soruları 4 14-08-2011 00:19
kat karşılığı inşaat sözleşmesinde ayıplı mal sevda mert Meslektaşların Soruları 1 20-05-2008 22:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05388808 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.