Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yabancı mahkeme red kararının ''Tanınmasından'' sonraki boşanma davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-01-2012, 15:31   #1
rancho

 
Varsayılan Yabancı mahkeme red kararının ''Tanınmasından'' sonraki boşanma davası

merhaba sayın meslektaşlarım,
Yabancı bir ülkede açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davası var ve bu karar 2006 kesinleşiyor. O tarihten bu yana da evlilik birliği tekrar sağlanamıyor(3 yıl şartı gerçekleşiyor). Ancak bu karar Türkiye'de 2011 yılında tanınıyor. Şimdi MK 166/son a göre (3 yıl şartlı) davamızı açtık fakat soru şu:
Hakim 3 yıllık süreyi 2006 dan itibaren mi alacak yoksa kararın tanındığı 2011 tarihinden mi sayacak? Bize göre 2006 dan beri herhangi bir birliktelik olmamış ve süre çoktan dolmuştur. Bu konuda bilgisi olan meslektaşlarım yardımcı olurlarsa sevinirim. Teşekkürler..
Old 24-01-2012, 16:34   #2
av.gokcen

 
Varsayılan

Merhabalar,

Yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihin esas alınacağı kanaatindeyim.

Ancak Yargıtay, manevi tazminat talepli bir davada zamanaşımının başlaması bakımından tanıma kararının kesinleştiği tarihin esas alınması gerektiğini belirtmiş.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/9283

K. 2010/11533

T. 10.6.2010

• YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI ( Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

• BOŞANMA KARARININ TANINMASI ( Evliliğin Boşanma Sebebiyle Sona Ermesinden Doğan Dava Haklarından Olan Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

• MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

• ZAMANAŞIMI ( Evliliğin Boşanma Sebebiyle Sona Ermesinden Doğan Dava Haklarından Olan Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

5718/m.58/1

4721/m.174/2, 178


ÖZET : Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye'de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğmayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarından olan manevi tazminat davası hakkının kullanılabilmesi, yabancı ilamın tanınmış olması halinde mümkün olacağından zamanaşımı süresi de tanıma kararının kesinleşmesiyle başlar.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı manevi tazminat ( TMK m. 174/2 ) isteğine ilişkin olup, 07.05.2007 tarihinde açılmıştır.
Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş, 09.03.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının ( a ) bendi uygulanmaz ( 5718 s. MÖHUK m. 58/1 ). Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar ( TMK m. 178 ). Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye'de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğmayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının kullanılabilmesi, yabancı ilamın tanınmış olması halinde mümkündür. O halde Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılabilir hale geldiği tanıma kararının kesinleşmesi tarihinden başlar ( 2. HD'nin 15.07.2009 tarihli 2008/8466 esas 2009/14071 karar sayılı ilamı ).Tanıma kararı 20.01.2009 tarihinde kesinleştiğine göre dava süresindedir. İşin esasının incelenmesi gerekirken yabancı ülkedeki kesinleşme tarihinin esas alınıp davanın zamanaşımı sebebiyle reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-01-2012, 17:09   #3
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.gokcen
Merhabalar,

Yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihin esas alınacağı kanaatindeyim.

Ancak Yargıtay, manevi tazminat talepli bir davada zamanaşımının başlaması bakımından tanıma kararının kesinleştiği tarihin esas alınması gerektiğini belirtmiş.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/9283

K. 2010/11533

T. 10.6.2010

• YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI ( Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

• BOŞANMA KARARININ TANINMASI ( Evliliğin Boşanma Sebebiyle Sona Ermesinden Doğan Dava Haklarından Olan Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

• MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

• ZAMANAŞIMI ( Evliliğin Boşanma Sebebiyle Sona Ermesinden Doğan Dava Haklarından Olan Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı )

5718/m.58/1

4721/m.174/2, 178


ÖZET : Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye'de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğmayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarından olan manevi tazminat davası hakkının kullanılabilmesi, yabancı ilamın tanınmış olması halinde mümkün olacağından zamanaşımı süresi de tanıma kararının kesinleşmesiyle başlar.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı manevi tazminat ( TMK m. 174/2 ) isteğine ilişkin olup, 07.05.2007 tarihinde açılmıştır.
Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş, 09.03.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının ( a ) bendi uygulanmaz ( 5718 s. MÖHUK m. 58/1 ). Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar ( TMK m. 178 ). Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye'de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğmayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının kullanılabilmesi, yabancı ilamın tanınmış olması halinde mümkündür. O halde Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılabilir hale geldiği tanıma kararının kesinleşmesi tarihinden başlar ( 2. HD'nin 15.07.2009 tarihli 2008/8466 esas 2009/14071 karar sayılı ilamı ).Tanıma kararı 20.01.2009 tarihinde kesinleştiğine göre dava süresindedir. İşin esasının incelenmesi gerekirken yabancı ülkedeki kesinleşme tarihinin esas alınıp davanın zamanaşımı sebebiyle reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın Gökcen, ilginiz için teşekkürler.
Yalnız bu kararda boşanmaya karar verilmiş, bizimkinde ise red edilen bir davadan sonraki 3 yılın başlangıcı için bir karar gerkiyor. Bulabilirseniz çok sevinirim. Bugün hakim davamızı reddetti, tanıma 2011 de olduğu için. Bana göre yanlış bir karar, çünkü fiili ayrılık 6 yılı bulmuş. Karar/ dayanak bulursak temyiz edeceğiz.
Old 24-01-2012, 17:17   #4
av.gokcen

 
Varsayılan

T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:


E.94/11911
K.94/13053
T.27.12.1994

Özet:Medeni Kanunun 134/4. maddesi uygulamasında yabancı mahkemede
açılan ve redle sonuçlanan ilam tanınma kararının kesinleşme tarihinden
itibaren sonuç doğurur.
Muhalefet: Yabancı mahkemenin ilamının tanınması yönündeki karar
açıklayıcı nitelikte olup, tanınan yabancı ilamın kesinleşme tarihinden
itibaren sonuç doğuracağının kabulü gerekir.


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.

S O N U Ç : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna
uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık
görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve
kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz
edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar
verildi. 27.12.1994

Başkan Üye Üye Üye Üye

(muhalif)


60.000 Tl.İlam H.
60.000 Tl.Peşin H.


MUHALEFET ŞERHİ

"Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın
reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl
geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun müşterek hayat yeniden
kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanma karar verilir" (MK.
134/4)
Burada gösterilen davanın Türk mahkemelerinde açılmış ve redle
sonuçlanmış bir dava olması zorunlu değildir. Yabancı mahkemede açılan fakat
retle sonuçlanan dava Türk mahkemelerince tanınmış olmak kaydıyla Medeni
Kanunun 134/4 maddesi uygulamasına esas olabilir. (Y.2.H.D.nin 29.6.1991
tarihli 6557-10749 sayılı kararları)
Bu davada diğer bir önemli nokta Medeni Kanunun 134/4 maddesinde
gösterilen süresinin hangi tarihten başlıyacağı yönündedir. Konunun çözümü
için 2675 sayılı kanun uyarınca oluşan tanıma kararının niteliği ortaya
konmalıdır.
"Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul
edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tesbitine
bağlıdır. Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiyede idari bir işlemin
yapılmasındada aynı usul uygulanır." (2675 S. K. 42) Görülüyorki tanıma
yabancı ilama kesin delil statüsü getirmekte olup tanımanın ilam içeriği ile
bir ilgisi yoktur. Şu halde Tanıma yabancı mahkeme kararına inşai bir nitelik
kazandırmamakta; tanıma kararı açıklayıcı nitelikte olmaktadır. Tanınmasına
karar verilen yabancı ilamın Türkiyede hukuki sonuçlarının hangi andan
itibaren etkili olduğu yönünde kanunlarımızda bir hüküm yoktur. Tanıma
kararının yukarıda açıklanan niteliği dikkate alındığında, yabancı mahkeme
ilamının oluştuğu günden itibaren varlığını ve sonuç doğuracağını kabul etmek
doğru olacaktır. (Prof. Dr. Aysel Çelikel, Milletler arası Özel Hukuk, 1992,
Sf.403). Şu halde boşanma davasına ilişkin olsa dahi tanıma davası, boşanma
istemi niteliğinde kabul edilemez. Tanıma davası, tanınması istenen yabancı
ilamın tarafları arasında bir hukuki durumun kanunda gösterilen biçimlere
uygun oluştuğunun tesbitinden ibarettir. Boşanma veya davanın reddi olgusu
yabancı kesin ilamın oluşması ile tamamlanmıştır. Bu aynı, kesinleşmesine
rağmen Nüfus idaresine gönderilmeyen ve sicile işlenmeyen Türk mahkemeleri
ilamı gibidir. Yabancı mahkemede oluşan ve tanınan ilam o ülke usulüne göre
kesinleştiği andan itibaren sonuç doğurmaya başlar ve o tarihten itibaren
Medeni Kanunun 134/4. maddesinde yer alan süreye dayanak olur. Yabancı
ilamın Türk hukuku yönünden tanıma kararının kesinleşme tarihinden itibaren
sonuç doğuracağı biçiminde oluşan mahkeme ve dairemiz görüşüne katılmıyorum.
Karar bozulmalıdır.
Old 24-01-2012, 17:22   #5
av.gokcen

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/1855

K. 2010/3896

T. 13.7.2010

• KATKI PAYI ALACAĞI ( Taşınmazın Edinme Tarihinde Eşler Arasında Mal Ayrılığı Rejimi Geçerli Olduğu - 4721 SK. Md. 178'deki Zamanaşımı Süresinin Uygulanamayacağı/Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun Genel Hükümlerine Göre Çözülmesi Gerektiği )

• ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( Yabancı Mahkeme boşanma Kararının kesinleşme Tarihinin Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )

• MAL AYRILIĞI REJİMİ ( Taşınmazın Edinme Tarihinde Eşler Arasında Geçerli Olduğu - Katkı Payı Alacağı Davası/Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun Genel Hükümlerine Göre Çözülmesi Gerektiği )

• YABANCI MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN BOŞANMA KARARININ KESİNLEŞME TARİHİ ( Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı Olarak Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )

4721/m. 178, 202, 225/2

743/m. 170

818/m. 125

5718/m. 59


ÖZET : Dava, 743 sayılı TMK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacının katkı yaptığını ileri sürdüğü taşınmazın edinme tarihinde eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan; 4721 sayılı Yasanın 178. maddesindeki zamanaşımı süresi eldeki davaya uygulanmayıp, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözülmesi gerekir.
DAVA : S. ile R. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 2. Aile Mahkemesinden verilen 17.12.2009 gün ve 388/1028 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, evlilik birliği içinde kooperatif üyeliği yoluyla davalı koca adına tescil olan 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölümün edinilmesine katkıda bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 27.000 TL. katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihten dava tarihine kadar Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yurtdışında verilen boşanma kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar TMK.nun 178. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 743 sayılı TMK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir.
Taraflar 31.07.1980 tarihinde evlenmişler, Russelsham Sulh Hukuk ( Aile ) Mahkemesine açılan ve 10.01.2006 tarihinde kesinleşen boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/354 Esas, 2007/262 Karar sayılı hükmünün 14.04.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.
TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; taraflar başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, ( 743 sayılı TKM. M.170 ) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler.
Dava konusu İzmir Buca 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölüm 21.05.1986 tarihinde davalı adına tescil edilmiş ise de, taşınmazın daha önceki bir tarihte SS.TCDD İşçileri 4 No.lu Sosyal Sigortalılar Yapı Kooperatifine üyelik ile edinildiği bildirilmektedir.
Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca "mal ayrılığı" rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu'nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde TMK.nun 5. maddesi yoluyla her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde tüm taraf delillerinin toplanması ve uyuşmazlığın esası bakımından karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın edinildiğinin ve katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü tarih itibariyle uyuşmazlığın 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olduğu gözden kaçırılarak yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL. peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Karar kazancı programından)
Old 24-01-2012, 18:20   #6
rancho

 
Varsayılan

YABANCI MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN BOŞANMA KARARININ KESİNLEŞME TARİHİ ( Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı Olarak Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )
Bu karar güzel ama 3 yıllık sürenin başlangıcında da uygulanabilir mi?
Özet:Medeni Kanunun 134/4. maddesi uygulamasında yabancı mahkemede
açılan ve redle sonuçlanan ilam tanınma kararının kesinleşme tarihinden
itibaren sonuç doğurur.
Bu da bizim iddiamızın tam tersine, çürütüyor. Acaba bunun zıddı bir karar bulabilir miyiz?
Ayrıca çok teşekkür ederim, gerçekten çok faydalı oldu sayın Gökcen. Zaten aynı okuldan mezunmuşuz
Old 25-01-2012, 00:38   #7
zedo

 
Varsayılan tanıma yapan birisi var

5359485372 İsmini unuttum tanıma işi yapıyor bilgilidir kendisi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mal Rejiminin Tasfiyesi- Yabancı Mahkeme Kararının Beklenilmesi fatoselv Meslektaşların Soruları 1 28-12-2011 11:42
yabancı mahkeme kararının kaybedilmesi furugferruhzad Meslektaşların Soruları 1 02-07-2011 22:52
yabancı mahkeme kararının tenfizi nafaka Av. Tevrat DURAN Meslektaşların Soruları 2 16-10-2010 19:45
Yabancı Mahkeme Kararının Tercümesi Kemosabe Meslektaşların Soruları 1 20-01-2010 21:02
yabancı mahkeme kararının türkiyede icrası? Av.Öznur A. Arabacı Meslektaşların Soruları 3 16-11-2007 10:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07627511 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.