İhtiyati Tedbirin Dava Dilekçesinde Istenmesinin Avantaj Ve Dezavantajları Nelerdir?

Değerli meslektaşlarım,

Başlık ihtiyati tedbir gibi geniş kapsamlı bir kavrama dair olduğu için başlıktaki soru şekli ilk planda isabetsiz gelebilir.

Ama ben ihtiyati tedbir kavramının kapsamını sormak istediğim şeyle sınırlandırıp daraltarak somut olarak şunu sormak istiyorum:

Açtığımız alacak davasında, mesela diyelim açtığımız bir tazminat davasında davalı-borçlunun mallarını kaçırması ve sonuçta davanın alacak tahsil edilemeyerek sonuçsuz kalmasını engellemek için borçlunun malalarını kötü niyetle devretmesini önlemek için malvarlığına ihtiyati tedbir konmasını talep ediyoruz.

Ancak bu ihtiyati tedbir talebimiz bazan mahkemelerce kabul görmüyor. Reddediliyor. Veya tedbir konusunda bir karar verilmesi geriye bırakılıyor.
Bu esnada dava dilekçesi eline geçen borçlu da henüz mahkemece mallarına herhangi bir tedbir konmadığını görünce hemen mallarını kaçırma yoluna gidebiliyor. Aslında bizim dava dilekçemizdeki tedbir talebi bazan borçluyu uyarıcı, daha doğrusu uyuyan borçluyu uyandırıcı bir etki yapıyor ve mal kaçırmayı düşünmeyen bir davalı bile uyanabiliyor.

Buna karşı ne yapmalı? Mesela dava dilekçesini verdikten diyelim bir gün sonra davalıya tebliğ edilmeyecek ayrı bir dilekçeyle tedbir talep etsek nasıl olur, bu daha uygun olmaz mı? Hiç olmazsa davalıyı kendimiz uyandırmamış oluruz.

Bulunduğum şehirde asliye hukuk hakimi daha önceleri trafik kazası nedeniyle tazminat davalarında, ve benzeri bazı davalarda davalının bazı mallarına mesela kaza yapan araca tedbir koyarken teminat istemiyordu. Şimdi her davada isztisnasız teminat ile tedbir kararı veriyor. Şu kadar teninat yatmazsa tedbir kararı vermiyor. Kazanacağınız baştan belli bir davada da aynı şekilde davranıyor, %15-20 temanit yatırmadan tedbir kararı vermiyor. Aynen ihtiyati hacizdeki gibi. Bu da tedbir taleplerimizi genellikle sonuçsuz bırakıyor. İnsanlar dava açarken yatırılacak harcı zor temin ederken yüzde 15 teminatı hem de dava sonuna kadar içeride kalacak şekilde nasıl bulup yatırsınlar.

Bu konuda hem tedbir istemenin şekli ve hangi dilekçeyle istenmesinin uygun olabileceği konusunda, hem de teminatsız karar verilmemesi konusunda arkadaşların bilgi ve düşüncelerini, ayrıca yaşadıkları tecrübelerini paylaşmalarını rica ediyorum. Saygılar sunuyorum.

Yanıt basit gibi görünebilir ama tedbirin istenmesi için en uygun zaman doğru zamandır!

Bu doğru zaman, bazen daha davanın en başıdır ve dava dilekçesi ile istenmelidir; bazen sabır gösterip devam eden davada gelişen bir olay/durum sonrasında (örneğin bilirkişi raporu,dosyaya gelen bir delil vs. gibi) istenmelidir.

Yani meslektaşım, bunu bir formülü yok, her olaya ve olayın özel şartlarına göre...

Saygılarımla...

dezavantajı sadece beklemediğiniz bir oranda teminat isterse mahkeme yatıramamanız ve borçlunun mal kaçırmasına engel olamamanızdır....diğer yönleriyle dava dilekçesiyle ismeniz daha uygundur.Bilhassa ilk etap delilleriniz kuvvetli ise teminat oranı da düşebilecektir

Sevgili meslekdaşlarım,
Alacak davasında alacak sadece kesinleşmiş faturaya dayanıyorsa teminatı her oranda yatırmaya hazır olduğumuz bildirilse dahi sizce ihtiyati tedbir alabilme olasılığımız var mı?
Şimdiden teşekkürler

Alıntı: Yazan ipekasnuk Sevgili meslekdaşlarım, Alacak davasında alacak sadece kesinleşmiş faturaya dayanıyorsa teminatı her oranda yatırmaya hazır olduğumuz bildirilse dahi sizce ihtiyati tedbir alabilme olasılığımız var mı? Şimdiden teşekkürler

Sayın ipekasnuk,

İhtiyati tedbir mi, ihtiyati haciz mi?

Tedbir talepli davalarda önce sadece tedbir talep edip (verilmediği takdirde farklı mahkemelerden) tedbir kararının verilmesini takiben 10 gün içinde dava açmak daha uygun. Farklı mahkemeler tedbir istemi hakkında farklı kararlar verebiliyor.

Ben de ekinheval'e katılıyorum. hem doğrudan dava açtığınızda harç yatırmak zorunda kalıyorsunuz. Ama tedbir kararı alamıyorsanız davanın sonucu çoğu zaman havada kalıyor. Önce ihtiyati tedbir kararını aldıktan sonra orada asıl davayı açmak bence de daha doğru bir yöntem.