Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Yetki itirazının reddi kararından sonra dava davalı vekili tarafından takip edildiğinden karar düzeltme talebinin reddi

 
Old 23-11-2006, 21:01   #1
dark

 
Varsayılan Yetki itirazının reddi kararından sonra dava davalı vekili tarafından takip edildiğinden karar düzeltme talebinin reddi

Yetki itirazının reddi kararından sonra davanın davalı vekili tarafından takip edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre ..karar düzeltme isteğinin reddine..



(bu nasıl bir gerekçe ..? )
Old 23-11-2006, 23:17   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Karar düzeltme isteğinin reddi sadece bu sebepten dolayı mı reddedilmiş?

Malumunuz yetki itirazının reddi, nihai karar olmadığı için esas hükümle temyiz edilebiliyor. Karar düzeltmenin isteğinin reddinin sebebi başka bir sebebe dayanıyor olmasın.
Old 24-11-2006, 02:27   #3
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Nasıl olacak yani! Yetki itirazıımız reddedildi diye protesto edip davayı takip etmeye devam etmeyecek miyiz?
Old 24-11-2006, 14:00   #4
dark

 
Varsayılan

Selim Bey Karar düzeltme isteğinin reddi sadece bu sebepten dolayı reddedilmemiş ama Can Beyin değindiği bir nokta var gerekçede öncelikle Yetki itirazının reddi kararından sonra davanın davalı vekili tarafından takip edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre...


bu ibarenin yer alması ..ve yetki itirazının red kararı sonunda bence de protesto edip davayı takip etmeye devam etmeyecek mi avukatlar
Old 29-11-2006, 18:33   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

RED kararının gerekçesi bu ibare değil anladığım kadarıyla,

altını çizdiğiniz cümle düzeltme isteğinin reddinin gerekçesi olsaydı durum başka olurdu,

ayrıca altı çizilen ibare salt olarak ilk bakışta saçma gelebilir oysa kararın bütünü içindeki yerini incelemede fayda olabilir...
Old 30-11-2006, 00:36   #6
dark

 
Varsayılan Kanun yararına bozma müessesesini inceleyelim..

Kanun yararına bozma müessesesini inceleyelim...

Dava :Boşanma

Temyiz nedenleri :

1-yetki itirazına TMK m. 21,168,197 ; Nüfus ve vatandaşlık yasası
2-....
3.....


karar duzeltme istemi:


yetki itirazı ..v.s



temyiz dilekçesinde ileri sürülen hükme etkisi olan itirazların kısmen yanıtsız kalması


Temyiz ilamı :

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir.
2-..................
2. bentte gösterilen nedenle bozulmasına..1. bentte gösterilen nedenlerle onanmasına..

Karar düzeltme ilamı:

Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere ,özellikle yetki itirazının reddi kararından sonra davanın davalı vekili tarafından takip edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre HUMK 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine.
Old 01-12-2006, 00:58   #7
ibreti

 
Varsayılan Yetki itirazının niteliğinden gelen bir gerekçe:)

Alıntı:
Yetki itirazının reddi kararından sonra davanın davalı vekili tarafından takip edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre ..karar düzeltme isteğinin reddine..
Yetki itirazının arka planına bakılmayınca bu gerekçeden fazla birşey anlamak mümkün değil.
Yetki itirazının arka planına bakıldığında;
1) Davalının, delilleri ile birlikte yetki itirazında bulunabileceği,
2) Yetki itirazının incelendiği oturumda bulunma zorunluluğunun olmadığı,
3) Davalının yetki itirazının görüşüldüğü oturumda bulunmaması halinde;
- Yetki itirazını kabulüne ya da reddine dair kararın mutlaka davalıya tebliğ edilmesi gerektiği,
- Yetki itirazının reddedilmesi halinde karar davalıya tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilemeyeceği, devam edilmesi halinde davalının savunma haklarının kısıtlanmış olması nedeni ile oluşan hukuka aykırılık karşısında kararın bozulacağı, böylesi bir kararın herhangi bir şekilde onanması halinde karar düzeltmeye konu edilebileceği,
4) Karar düzeltme talebine konu edilen hükümde, YETKİ İTİRAZININ REDDİNE karar verildikten sonra YETKİ İTİRAZININ REDDİNE DAİR KARAR TEBLİĞ EDİLMEMİŞ OLSA BİLE, davalı vekili tarafından davanın takip edilmesi göz önüne alındığında SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASINDAN söz edilemeyeceği ve bu nedenle kararın temyiz ve karar düzeltme aşamasında bu nedenle bozulmayacağı,...
sonucu çıkar.
-
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/15303
K. 2005/12558
T. 19.12.2005
• TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Yetki İtirazının Reddine İlişkin Kararın Oturumda Hazır Bulunmayan Davalıya Tebliği Zorunlu Olduğu )
• YETKİ İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN KARAR ( Oturumda Hazır Bulunmayan Davalıya Tebliği Zorunlu Olduğu - Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat )
• YETKİ İTİRAZI ( İlk İtirazlardan Olup Hadise Prosedürü İçinde Çözümlenmesi Gereği - Mahkemeye Gelmeden Yazılı Olarak da İleri Sürülebileceği/Bu Nedenle Davalının Yetki İtirazının İncelendiği Oturumda Hazır Bulunması Zorunlu Olmadığı )
1086/m. 23, 190, 196, 224
ÖZET : Trafik kazası nedeniyle tazminat talep edilen davada davalı, yasal süresi içinde yetki itirazında bulunmuştur. Yetki itirazı, ilk itirazlardan olup hadise prosedürü içinde çözümlenmelidir. Yetki itirazı mahkemeye gelmeden yazılı olarak da ileri sürülebilir. Bu nedenle davalının yetki itirazının incelendiği oturumda hazır bulunması zorunlu değildir. Yetki itirazının öncelikle ve esasa girilmeden sonuçlandırılması gerekir. Yetki itirazının reddine karar verilmiş ise bu kararın oturumda hazır bulunmayan davalıya tebliği zorunludur. Bu şekilde hem karar davalıya tebliğ edilmiş olur, hem de esasa ilişkin yargılamanın yapılacağı oturuma davalı davet edilmiş olur. Yetki itirazı hakkında bir karar verilmeden esasa girilmesi hatalıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada çorlu Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.09.2004 tarih ve 2004/213 - 2004/39 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı H. ve diğer davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalıların araçlarının kaza yapması sonucu müvekkilinin kızının öldüğünü, açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat davasının sonuçlandığını ileri sürerek, saklı tutulan 3.171.461.641.-TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Karayolları Genel müdürlüğü vekili, yetki ve görev itirazında bulunarak, davanın süresinde açılmadığını, müvekkilinin sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, tazminat isteminin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalılar aleyhine aynı olay nedeniyle açmış olduğu destekten yoksun kalma ve manevi tazminat davasının kabul edildiği, kararın kesinleştiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, ek dava olarak bu davanın açıldığı, asıl davada alınan bilirkişi raporunun yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 3.171.461.641.-TL'nın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı H. ile diğer davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kamu idare ve kurumlarına ait motorlu taşıtların kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında veya görevle ilgili seyirleri halinde karayolları üzerindeki hal ve hareketlerinden dolayı 2918 sayılı KTK hükümlerine tabi olmalarına, bu nedenle uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine tabi bulunmasına göre davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin göreve yönelik temyiz itirazının reddi gerekmiştir.

2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili, süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında da bulunmuştur. Yetki itirazı ilk itirazlardan olup, "hadise" prosedürü içinde incelenir. Yetki itirazı mahkemeye gelmeden yazılı olarak ileri sürülebileceğinden HUMK'nun 224/2'nci maddesi gereğince davalının yetki itirazının incelendiği oturumda bulunma zorunluluğu yoktur. Aynı yasanın 190-196'ncı maddeleri uyarınca davalı gelmese dahi yetki itirazının öncelikle ve esasa girişilmeden önce incelenip, sonuçlandırılması gerekir. Anılan yasanın 225' inci maddesine göre yetki itirazının reddine karar verilmiş ise bu kararın oturumda bulunmayan davalıya tebliği zorunludur. Bu suretle mahkeme hem yetki itirazına ilişkin kararını davalıya bildirmiş hem de esasa ilişkin yargılamanın yapılacağı oturuma davalıyı davet etmiş olur. Yetki itirazı değerlendirilmeden ve sonucu oturumda bulunmayan davalıya tebliğ edilmeden mahkemece yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi hükmün sonucuna etkili olabilecek nitelikte bir usul hatasıdır. O halde, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

3- Ayrıca, davalı H'ye dava dilekçesi babası olduğu açıklanan M'ye tebliğ edilmiştir. Ancak, temyize konu ek dava dosyası içerisinde yer alan asıl dava içeriğindeki nüfus kaydı, vekaletname ve hazırlık evrakı kapsamından anılan davalının babasının adının O. olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında dava dilekçesinin davalı H'ye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinin kabulü mümkün değildir. O halde, dava dilekçesinin geçerli şekilde davalıya tebliği sağlanmadan ve taraf teşkili yapılmadan yazılı olduğu şekilde bu davalı hakkında da işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4- Bozma neden ve şekillerine göre, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili ile davalı H'nin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin mahkemenin görevine ilişkin temyiz itirazının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı Karayolları Genel Müdürlüğü, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı H'nin temyiz itirazlarının kabulü ile davalı H. yararına BOZULMASINA, ( 4 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili ile davalı H'nin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/5576
K. 2002/6620
T. 16.5.2002
• YETKİ İTİRAZI HAKKINDA TARAFLARIN YOKLUĞUNDA VERİLEN KARAR ( Tebliğ Mecburiyeti )
• TEBLİĞ MECBURİYETİ ( Tarafların Yokluğunda Verilen Yetki İtirazının Reddine İlişkin Karar )
• BABALIK DAVASINDA SÜRE ( Nesebin Reddi Davası Açılmışsa Bu Davanın Kesinleşme Tarihinden Başlayacağı )
• SÜRE BAŞLANGICI ( Babalık Davası Açma Süresi - Çocuğun Eski Nesebi İçin Nesebin Reddi Davası Açmış Olması )
• NESEBİN REDDİ DAVASI AÇAN ÇOCUK ( Babalık Davası Açabileceği Süre ve Bu Sürenin Başlangıcı )
4722 Sayılı Yasanın 13/1
4721/m.286,303
1086/m.187/2,225
ÖZET : 1- Yetki itirazı hakkında verilen ara kararının ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Belirtilen yasal kurala uyulmadan davalının yokluğunda hüküm kurulması savunmayı ve davanın sonucunu etkileyen önemli bir usul hatasıdır.

2- 4722 Sayılı Yasanın 13/1. maddesi gereğince babalık davaları Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre karara bağlanır.Türk Medeni Kanunun 286. maddesi gereğince çocuk da nesebin reddi davası açabilir. Yine aynı Yasanın 303. maddesi gereğince çocuk ile başka bir erkek arasında nesep ilişkisi varsa bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. O halde gerek nesebin reddi davası ve gerekse babalık davası yönünden eğer nesebin reddi davası kabul edilirse dava süresinde olacaktır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm duruşmalı olarak temyiz edilmişse de; duruşma için davetiye pulu eksik olduğundan duruşma isteği reddedilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Davalılardan Canten ve Neziha yetki ilk itirazında bulunmuş, bu konuda bir karar vermeden dava yokluklarında bitirilmiştir.

Mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup ( HUMK.187/2 )bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden, hadise şeklinde incelenerek sonuçlandırılır. ( HUMK.190-l96 )Hakim hadise hakkındaki kararını derhal verir ve iki tarafa bildirir. ( HUMK.225 )Görüldüğü gibi yetki itirazı hakkında verilen ara kararının ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Belirtilen yasal kurala uyulmadan davalının yokluğunda hüküm kurulması savunmayı ve davanın sonucunu etkileyen önemli bir usul hatasıdır.

2-Yenileme dilekçesi davalı Canten'e tebliğ edilmeden, davaya devamla hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.

3-4722 Sayılı Yasanın 13/1. maddesi gereğince babalık davaları Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre karara bağlanır.Türk Medeni Kanunun 286. maddesi gereğince çocuk da soybağının reddi davası açabilir. Yine aynı Yasanın 303. maddesi gereğince çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. O halde gerek soybağının reddi davası ve gerekse babalık davası yönünden eğer soybağının reddi davası kabul edilirse dava süresinde olacaktır. Bu duruma göre davacı ve davalılardan delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.
---
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5954
K. 2005/2748
T. 24.3.2005
• YETKİ VE İŞ BÖLÜMÜ İTİRAZI ( Mahkemeye Gelmeden Yazılı Olarak Da İleri Sürülebileceğinden Bu İtirazın İncelendiği Oturumda Davalının Bulunma Zorunluluğu Olmadığı )
• DURUŞMAYA GELME ZORUNLULUĞU ( Yetki Ve İşbölümü İtirazı Mahkemeye Gelmeden Yazılı Olarak Da İleri Sürülebileceğinden Bu İtirazın İncelendiği Oturumda Davalının Bulunma Zorunluluğu Olmadığı - İtirazın Reddine Karar Verilmiş İse Davalıya Tebliği Gereği )
• MAHKEMEYE GELMEDEN YAZILI OLARAK YAPILAN İTİRAZ ( Yetki Ve İşbölümü İtirazının Yapılabileceği/Bu İtirazın İncelendiği Oturumda Davalının Bulunma Zorunluluğu Olmadığı - İtirazın Reddine Karar Verilmiş İse Davalıya Tebliği Gereği )
• TEBLİĞ ZORUNLULUĞU ( Yetki Ve İşbölümü İtirazı Mahkemeye Gelmeden Yazılı Olarak Da İleri Sürülebileceğinden İtirazın Reddi Halinde Davalıya Tebliği Gereği )
1086/m. 224, 225
ÖZET : Yetki ve işbölümü itirazı mahkemeye gelmeden yazılı olarak da ileri sürülebileceğinden, bu itirazın incelendiği oturumda davalının bulunmak zorunluluğu yoktur.

Yetki ve işbölümü itirazının reddine karar verilmiş ise, bu kararın oturumda bulunmayan davalıya tebliği gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Mahkemesince verilen tarih ve sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkil kooperatif ortağı bulunan davalının 17.07.1999 tarihli genel kurulda kararlaştırılan meblağı ödemediğini, bu hususta girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının Osmaniye olması nedeniyle yetkili ve görevli mahkemenin Osmaniye Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak da yetki itirazının karara bağlanmasından sonra beyanda bulunacaklarını savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı kooperatifin merkezinin Mersin olması nedeniyle HUMK'nun 17. maddesi uyarınca mahkemenin yetkili olduğu davalının davacı kooperatifin üyesi bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Dava, davacı kooperatif genel kurulunca kararlaştırılan katkı payının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali isteğe ilişkindir. HUMK'nun 224/11. maddesi hükmü gereğince, yetki ve işbölümü itirazı ilk itirazlardan olup "hadise" prosedürü içinde incelenir. Buna göre, yetki itirazı mahkemeye gelmeden yazılı olarak ileri sürülebileceğinden, davalının bu itirazın incelendiği oturumda bulunmak zorunluluğu yoktur. Yine, HUMK'un 225. maddesi hükmü uyarınca, mahkemece, yetki ve işbölümü itirazının reddine karar verilmiş ise, bir kararın, oturumda bulunmayan davalıya tebliği gerekir.

Somut olayda da, süresinde verdiği cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunan davalı vekilinin bu itirazı, mahkemece davalı vekilinin hazır bulunmadığı 23.09.2003 tarihli oturumda reddedildiği halde bu ret kararı anılan vekile tebliğ edilmemiş, takip eden oturumda vekaletnamesi dahi bulunmayan başka bir vekil hazır bulunmuş, taraf teşkili bu şekilde sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Bu yanlışlık, savunma hakkım kısıtlayıcı ve hükmün sonucuna etkili olabilecek nitelikte bir usul hatası olduğundan, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3181
K. 2004/12543
T. 20.12.2004
• TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN HASARIN TAZMİNİ ( Davalının Yetki İtirazına İlişkin Talebinin Mahkemece Davalının Ya da Vekilinin Hazır Olmadığı Oturumda Reddine Karar Verilmesi - Yetki İtirazının Reddine İlişkin Kararın Davalıya Tebliğ Edilmesi Gereği )
• YETKİ İTİRAZI ( Yetki İtirazının Reddine İlişkin Kararın Davalıya Tebliğ Edilmesi Gereği - Trafik Kazasından Doğan Hasarın Tazmini Talebi )
• GIYAPTA VERİLEN YETKİ İTİRAZININ REDDİ KARARI ( Davalının Yetki İtirazı/Yetki İtirazının Reddine İlişkin Kararın Davalıya Tebliğ Edilmesi Gereği - Trafik Kazasından Doğan Hasarın Tazmini Talebi )
1086/m.225
ÖZET : Dava, davacıya ait aracın, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu oluşan hasarın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekilinin süresinde verdiği 01.03.2002 tarihli cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunulmuş, mahkemece davalının yada vekilinin hazır olmadığı 13.09.2002 tarihli oturumda yetki itirazının reddine karar verilmiş, karar adı geçen davalıya tebliğ edilmemiştir. Yetki itirazını hadise şeklinde inceleyen mahkemenin verdiği yetki itirazının reddine dair kararın, HUMK.nun 225 nci maddesi uyarınca davalıya tebliği ile esasa ilişkin cevaplarını ve kanıt listesini sunması için süre verilmesi gerekirken, belirtilen usul kuralına aykırı davranılması doğru görülmemiş, kararın mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Besni Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 19.11.2003 tarih ve 2002/55-2003/312 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması sonucu, müvekkiline ait aracın hasarlandığını ileri sürerek, 414.000.000.-TL.sının faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu, davalı olarak gösterilen E. Sigorta Güney Anadolu Bölge Müdürlüğünün tüzel kişiliğinin bulunmadığını, davacının kaza tutanağına göre sürücü olduğundan işbu davayı açamayacağını, hasarın KTK.nun 92/b ve genel şartlar 3/c maddelerine göre teminat dışında olduğunu, savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, davacıya ait aracın, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu oluşan hasarın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekilinin süresinde verdiği 01.03.2002 tarihli cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunulmuş, mahkemece davalının yada vekilinin hazır olmadığı 13.09.2002 tarihli oturumda yetki itirazının reddine karar verilmiş, karar adı geçen davalıya tebliğ edilmemiştir. Yetki itirazını hadise şeklinde inceleyen mahkemenin verdiği yetki itirazının reddine dair kararın, HUMK.nun 225 nci maddesi uyarınca davalıya tebliği ile esasa ilişkin cevaplarını ve kanıt listesini sunması için süre verilmesi gerekirken, belirtilen usul kuralına aykırı davranılması doğru görülmemiş, kararın mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yetki itirazının kaldırılması zeynep deniz alıcı Meslektaşların Soruları 7 17-04-2007 13:05
Mirasın Reddi a.lawyer Meslektaşların Soruları 9 06-12-2006 09:33
Takipsizlik kararından sonra müsadere yapılabilir mi? HollCroft Meslektaşların Soruları 8 25-11-2006 16:53
İade kararından sonra... AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 9 06-11-2006 20:01
Tedbirin talebinin reddi Viyola Meslektaşların Soruları 3 03-08-2006 08:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04729605 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.