Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Avukata hakaret davası

Yanıt
Old 27-11-2007, 18:31   #1
üye18721

 
Varsayılan Avukata hakaret davası

Bu gün elime geçen bir gerekçeli kararı meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum.
Konu: "Avukata Hakaret" Davası,
Müşteki-Müdahil: Şahsım.
Bir tereke tespiti konulu keşif için heyetle birlikte davalının evine gittiğimde sanığın aynı evde oturan kardeşi tarafından hakaretlere uğradım.Bu durumun tutanağa geçirilmesini istediysem de sanık yaşlı diye tutanağa geçirilmedi.Ben de olayın siniriyle çok fazla ısrarcı olmadım.Yine sanık hakkında tereke tespiti konulu dava sırasında sanığın duruşma sırasında şahsıma yaptığı hakaretlerin duruşma hakimince tutanağa geçirilmesini israrla istediysem de d.hakimi sanığın çok yaşlı(76) olduğunu bu nedenle tutanağa hakaretamiz sözlerin geçirilmesinde israrcı olmamamı rica etti.Ben de bu nedenle hakime duyduğum saygı nedeniyle daha fazla ısrarcı olamadım ve bu durum tutanakta yer almadı.Mezkur hakimin izinde olduğu bir dönemde nöbetçi olarak yerine geçen bir hakimin nezdinde yine sanık tarafından şahsıma yapılan hakareti duruşma hakimi;benim müdahaleme gerek kalmaksızın resen tutanağa yazdırdı.Ben de daha önce açmış olduğum;"Avukata Hakaret" konulu davada bu tutanağı delillerimden biri olarak dosyaya ibraz ettim.Dava sonuçlandı.Gerekçeli kararı açıklıyorum;

"Yapılan yargılama, sanık savunması,Sulh hukuk mahkemesinde görülen dava sırasındaki sanık beyanlarının geçtiği zabıt ve tüm dosya kapsamı incelendiğinede,sanığın yapılan tespit sırasında müştekiye hakaret eyleminin sabit olduğu görülmüş, her ne kadar müşteki F.A (Şahsım) avukat ise de söz konusu iddianın avukatlık görevine yönelik olmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK 125/3-a maddesi uygulanmamış ve sanığın eylemine yuan 125/1 md. uyarınca cezalandırılmasınan karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda izah edildiği üzere;
1-Sanığın eylemine uyan125/1 mb uyarınca suçun işleniş şekli dikkate alınarık 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2-Sanığın eylemi alenen işlediği anlaşıldığından cezası TCK 125/4 m.uyarınca 1/6 oranında arttırılarak sanığın 3 ay 15 gün hapis cezası ile cez alandırılmasına,
3-Sanığın cezasından TCK 62 md uyarınca taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
4-Sanığın sabıkasız oluşu......nedeniyle cezasının ertelenmesine,
5-Sanık için 2 yıl denetim süresi belirlenmesini,denetim süresinin yükümlülük olmaksızın geçirilmesine, sanığın denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde hükmolunan cezanın aynen infaz olacağının sanığa ihtarına,
6-Müdahilin şahsi haklarının saklı tutulmasına,
7-TCK 53 md uygulanmasına takdiren yer olmadığına,
8- 8 YTL yargılama masrafının hüküm kesinleştiğinde sanıktan tahsili ile hazineye irad kaydına....
Kararı bugün aldım.Adres değişikliği nedeniyle tebliği zamanında alamadığım için (Eski işyerinin görevlisine tebligat geldiğinde haber vermesini tembih ettiğim halde ihmal sonucu tebliği bana bildirmemiş.Diğer yandan dosyaya yeni adresimi bildirmediğim için benim de hatamdan dolayı temyiz sürecini kaçırdım)karar kesinleşmiş.
Sayın meslektaşlarım, hakimin huzurunda duruşma sırasında hakarete uğruyorum,birinde tutanağa dahi geçirilmiyor.Diğerinde geçiriliyor.Keşif sırasında hakarete ve fiili saldırıya uğruyorum.Tutanağa geçirilmiyor.Ve benim açtığım" Avukata Hakaret" davası gerekçeli kararda "Hakaret" davasına dönüşüyor.Başka bir şey izah etmeme gerek var mı?

Alıntı:

Yapılan yargılama, sanık savunması,Sulh hukuk mahkemesinde görülen dava sırasındaki sanık beyanlarının geçtiği zabıt ve tüm dosya kapsamı incelendiğinede,sanığın müştekiye yapılan tespit sırasında hakaret eyleminin sabit olduğu görülmüş, her ne kadar müşteki F.A (Ben) avukat ise de söz konusu iddianın avukatlık görevine yönelik olmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK 125/3-a maddesi uygulanmamış ve sanığın eylemine yuan 125/1 md. uyarınca cezalandırılmasınan karar verilmiştir.

Görev sırasında uğradığım saldırı ve hakaretler; " Avukata hakaret" kapsamında görülmüyor.Yorumu siz meslektaşlarıma bırakıyorum.
Old 27-11-2007, 19:14   #2
üye18721

 
Varsayılan

Diğer yandan mezkur davayı açarken hazırlık soruşturması sırasında sehven aynı konulu,taraflı dava 2 defa açılmıştı.Bir ara 2.davanın duruşmasında iki davanın birleştirilmesi düşünülürken, 1. dava 2.davadan bağımsız olarak karar verilerek bitirildi. Bundan 10 gün kadar önce katıldığım 2. davanın duruşmasında,hakim uzlaşma teklif etti,kabul etmedim.Karşı taraf da kabul etmedi. Daha önce bu davayla ilgili olarak Baroya başvurarak müdahil olmalarını talep etmiştim.Baro bu istemimi yerinde görerek davaya müdahil oldu.Özetlemek gerekirse bu davada sanıklar hakkında verilen kararda; Yine;" Suç avukatın avukatlık görevine yönelik olmadığı anlaşıldığından" şeklinde bir karar verilirse sonuna kadar tüm iç hukuk yollarını tüketeceğim!Mahkeme huzurunda;vekillik görevini yaptığı sırada alenen; hakimin,avukatların,mübaşirin huzurunda hakarete uğrayan avukat bu sırada görev yapmamakta mıdır? Yine keza keşif sırasında da aynı durum söz konusu! Saygılarımla.
Old 27-11-2007, 21:17   #3
üye18721

 
Varsayılan

Avukatlık H.Ç.G üyesi olarak grup koordinatörümüze bir önerim olacak.Avukatlara yapılan saldırı ve hakaretlere karşı açtığımız davalarda; Avukatlık H.Ç.G olarak bir nöbet sistemi oluşturalım ve bu sistem gereğince müşteki avukat meslektaşımızın davasında birden fazla(sayısı belirlenecek şekilde) avukat vekil sıfatıyla görev alsın şeklinde bir öneride bulunmak istiyorum.Saygılarımla.
Old 28-11-2007, 10:21   #4
Av.Barış

 
Varsayılan

Sy Av.Ferda Aydın öncelikle size geçmiş olsun diyorum.Maalesef bu tür vakalar artık sürekli yaşanmaya başlamıştır.Bu tür olayların önüne geçecek olan karar mekanıizmaları maalesef yeterince çalışmıyor ya da çalışmak istemiyor.Eğer siz bir suç olgusunun zapta geçirilmesini istiyorsanız ve hakim geçmiyorsa bu da bir suçtur bana göre.Acaba aynı hakaret kendi şahsına yapılsa idi sonuç sanığın yaşına bakılmaksızın ne olurdu?
bir avukat duruşma sırasında daha doğrusu görevi başındayken şahsına bir saldırı geliyorsa o mesleğe yöneliktir.Bunun aksini isbat eden kişi hukuk bilgisinden yoksundur.
Geçen ay istanbulda trafikte savcı ile kavga eden baba ve oğulun tutuklandığını ve suçun görevli memura direnme ve görevli memura hakaretten dava açıldığını biliyormusunuz?SAvcı ve hakimler trafikte dahi görevi başında sayılıyorlar ama biz duruşmada bile görevimizin başında bile görevde sayılmıyoruz.Avukat iş için oraya gidipte hakarete uğramışsa bu görevinden dolayıdır,duruşmada hakarete uğruyorsa bu yine görevinden dolayıdır çünkü nedensellik bağına göre Avukat olarak orada bulunmasaydı bu olay gerçekleşmeyecekti.
Bence bu karar derhal temyiz edilmeli idi.Sonuçta ortada bir hukuk faciası yaşanmıştır.
selamlar..
Old 28-11-2007, 10:46   #5
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Sonuçta ortada bir hukuk faciası yaşanmıştır.
selamlar..
Sayın Meslektaşım çok doğru bir tespitte bulunmuşsunuz.Temyizi belirttiğim nedenlerden kaçırdım.Bulunduğum bölgede bazen muhtarlıkta tebligatlar kayboluyor.Bu başıma gelen ilk Temyizi kaçırma meselesi.Daha önce de işyerimde olmadığım bir sırada bırakılan haber kağıdında 2 tebligatınız var yazısı bulunuyordu.Muhtarlığa yazıyla gittim.İsrarla bir tebligatım olduğu söylendi.Muhtarı şikayet etsem biliyorum ki önemli bir yaptırım uygulanmayacak ve tam tersine bundan böyle tebligatlarım daha çok kaybolacak,tabi işin yine de doğrusu sonuna kadar uğraşmak.
Bu olaydaki tek tesellim daha önce belirttiğim üzere sehven açılmış olan aynı konulu ve taraflı 2.bir dava olması.25 Aralık'ta dava görülecek.Baro da davaya müdahil.Eğer daha önceki mesajımda belirttiğim gibi Avukatlık H.Ç.Gurubundan da destekleme mahiyetli katılım olursa çok sevinirim.Bil mukabele ben de her zaman vekil sıfatıyla görevi sırasında hakarete,tehdite,v.s uğrayan arkadaşların duruşmasında seve seve yer alırım .Saygılarımla.
Old 28-11-2007, 18:51   #6
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
5-Sanık için 2 yıl denetim süresi belirlenmesini,denetim süresinin yükümlülük olmaksızın geçirilmesine, sanığın denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde hükmolunan cezanın aynen infaz olacağının sanığa ihtarına,
Gerekçeli kararını açıkladığım bu davadan sonra aynı konulu ve taraflı 2.davada sanık aleyhine yine bir ceza mahkumiyeti verilmesi durumunda üstteki alıntıda varılan karar gereği sanığın ilk cezasının infazına geçilecektir diye düşünüyorum.Bu konu hakkında bilgisi olan meslektaşlarımın bilgisini varsa yargıtay kararı eklemelerini rica ediyorum.Saygılarımla.
Old 29-11-2007, 10:51   #7
Av.Barış

 
Varsayılan

Evet.Cezası ertelenmiş.Aradığınız sorunun cevabı TCK 54'te belirtilmiş.Bu maddeye göre;
Madde 51 - (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.

(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.

(4) Denetim süresi içinde;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,

Mahkemece karar verilebilir.

(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.

(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.

(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.

(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.

Bir daha suç işlerse 54/7 uygulanır. Fakat Erbakan kanunu olarak adlandırılan 5351 ile değişik 5275 sayılı kanunun 110. maddesi 65 yaş ve üzeri kişiler için lehe bir düzenleme yapmış.Bu kişi yine suç işlerse infazı biraz zor gibi görülüyor.
selamlar
Old 29-11-2007, 19:34   #8
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Bir daha suç işlerse 54/7 uygulanır. Fakat Erbakan kanunu olarak adlandırılan 5351 ile değişik 5275 sayılı kanunun 110. maddesi 65 yaş ve üzeri kişiler için lehe bir düzenleme yapmış.Bu kişi yine suç işlerse infazı biraz zor gibi görülüyor.
Sayın meslektaşım bundan çıkan sonuca göre 65 yaşını geçen her kişinin, görevini yaptığı her alanda avukata hakaret etme,saldırma hakkı var! Nasıl olsa infazı mezkur kanun gereğince zorlaştırılmış!İnanılmaz ve dehşetengiz bir durum! Vurun avukata!,saldırın,sövün,dövün!Nasıl olsa yaşlı olarak addedilip cezanız infaz edilmeyecek!
Old 29-11-2007, 22:50   #9
Av.Barış

 
Varsayılan

Biraz ileri gidip de şöyle diyebiliriz.Avukat'ı dövmek=2000 YTL ile 4000 YTL arası.Mağdur Avukat.Kazançlı maliye.Dolayısıyla kemal sunal filmindeki mazlum karakteri ile eşdeğerde olduğumuz söylenebilir
Old 30-11-2007, 07:29   #10
üye18721

 
Varsayılan

Madem 65 yaşını geçince cezanın infaz edilmesi hemen hemen olanaksız.Ben de bu yaşa gelebiilirsem; ihkak-ı hak suretiyle mezkur şahsa bana yaptıklarının aynıısını yapayım! Şurada 65'ime 20 küsur sene kaldı,umarım mezkur kişi de o zamana kadar yaşar.Zira 20 sene sonra 95 yaşında olacak!
Old 30-11-2007, 09:47   #11
Av.Barış

 
Varsayılan

bence bunları yapmayın.hakim ya da savcı ya da cezaevi müdürü olun.bu kişilere karşı işlenen suçların vasfı ne olusa olsun,şüphelinin kimliği ne olusa olsun tutuklama kararı verilmektedir.
selemlar
Old 30-11-2007, 10:27   #12
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Biraz ileri gidip de şöyle diyebiliriz.Avukat'ı dövmek=2000 YTL ile 4000 YTL arası.Mağdur Avukat.Kazançlı maliye.Dolayısıyla kemal sunal filmindeki mazlum karakteri ile eşdeğerde olduğumuz söylenebilir

Ferda hanım, hepimizin az çok yaşadığı bir olayı aktarmış bulunmaktasınız. Av. Barış arkadaşımız da bu üzücü olayı, harika bir tespit ile dile getirmiş bulunmakta. Avukatlık görevi Türkiye'de diğer ülkelere nazaran çok farklı anlaşılmakta ve neredeyse üçkağıtçı muamelesi görmekteyiz.
Old 30-11-2007, 22:34   #13
üye18721

 
Varsayılan

Daire:13
Tarih:2005
Esas No:2004/17529
Karar No:2005/928
Kaynak:AKŞEHİR ASLİYE HUKUK M.
İlgili Maddeler:
İlgili Kavramlar:AVUKATA HAKARET.


Davacı bir olay nedeniyle davalının, Milli Eğitim Müdürlüğüne şikayet edilmesi üzerine hakkında yapılan soruşturma sonucunda idarece disiplin cezası verilmesinden dolayı, konuyla ilgili idare mahkemesinde iptal davası açılması ve gerekli hukuki işlemlerin yapılması için 06.07.2000 tarihli vekaletname ile kendisini vekil tayin ettiğini, bu nedenle Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir dilekçe ile müracaatta bulunduğu gibi, Konya İdare Mahkemesinde dava açtığını, ancak davalının vekalet ücretini ödemediği gibi, kendisini vekaletten azledip baro başkanlığına şikayette bulunduğunu kendisini toplumda küçük düşürüp, rencide etmek kast ve gayesi ile hareket ettiğini, onuruna ve şahsiyetine ağır saldırıda bulunduğunu, ileri sürerek 1.000.000.000 TL manevi, 500.000.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının manevi tazminat davasının reddine, davacının avukatlık alacağına ilişkin talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin bu dava yönünden görevsizlik nedeni ile reddine, talep halinde ve karar kesinleştiğinden dosyanın bu dava yönünden tefrik edilerek Baro hakem kuruluna gönderilmesine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddi gerekir.
2. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Avukatlık sözleşmesinden ve vekalet ücretinden kaynaklanmaktadır. 1136 sayılı avukatlık Kanununun 4667 sayılı kanunun 80. maddesi ile değiştirilen 167. maddesinin 1. fıkrasına göre, bu tür uyuşmazlıkların hukuki yardımın yapıldığı yer barosu Hakem Kurullarınca çözümleneceği anlaşılmıştır. Anılan madde hükmüne dayanılarak yanlar arasındaki uyuşmazlığı, yardımın yapıldığı yer barosu hakem kurulunca incelenip sonuçlandırılacağına karar verilerek, görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, kararın temyizi aşamasında Anayasa Mahkemesi 10.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 03.03.2004 tarih ve 2003/98 Esas 2004/31 karar sayılı kararı ile Avukatlık kanununun 4667 sayılı yasa ile değiştirilen 167. maddesinin 1. fıkrasının ilk tümcesinin iptaline karar verilmiş, aynı kararın 1. bendinde ise 1. fıkrasının ilk tümcesinin iptali nedeni ile uygulama olanağı kalmayan maddenin kalan bölümlerinin de iptaline karar verilmiştir. Anayasanın 153. maddesi gereğince Resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş olup, iptal kararı ile uyuşmazlığın çözümü için görevlendirilen baro hakem kurullarının hukuki varlıkları son bulmuştur. Hal böyle olunca uyuşmazlığın Adliye Mahkemelerinde H.U.M.K.’nun hükümleri gözetilmek suretiyle çözümlenmesi gerekir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir. Değinilen bu yön gözetilerek davacının maddi tazminat talebi yönünden işin esasına girişilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan neden ile davacının diğer temyiz itirazının reddine, temyiz olunan kararın 2. bentte açıklanan neden ile davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 27.01.2005 gününde oy birliği ile karar verildi.

Old 01-12-2007, 19:58   #14
Av.Barış

 
Varsayılan

yine hükümetin araştırma yapmadan çıkarttığı yasalara yenileri eklenmiş durumda.Avukatlık sınavını kaldıran yasa aceleye getirilerek barolar birliğine bile sorulmadan çıkartıldığı hata bu yasada da gözümüze çarpıyor.Dün bir milletvekili oturum sırasında güzel sözler kullamıştır.Bu sözlerde kısaca aslında üst sınır 35 değil hakim olmak için alt sınır 35 olmalı lafı kullanılmıştır.Bencede öyle olmalıydı.Avrupa ülkelerinin uygulamalarıda öyle.Ama her zaman ki gibi böylemesine önemli bir yasa yargının görüşü bile alınmadan çıkartılmıştır.
selamlar
Old 02-12-2007, 00:00   #15
Av.Meral Akkuş

 
Varsayılan

Keşif sırasında bir hakim, bana HİÇ HOŞ OLMAYAN sözler sarfetti.Yanımızda bulunan diğerleri ise "siz küçüksünüz unutun gitsin" dedi.2 hafta sonra aynı hakimin yüzüne duruşma nedeniyle bakacağım. Ben onun yüzüne bakarım ama o benim yüzüme nasıl bakacak acaba merak ediyorum.Gel de ara hakkını, nasılsa küçüğüm di mi...Unutayım gitsin
Old 02-12-2007, 07:33   #16
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Meral Akkuş
Keşif sırasında bir hakim, bana HİÇ HOŞ OLMAYAN sözler sarfetti.Yanımızda bulunan diğerleri ise "siz küçüksünüz unutun gitsin" dedi.2 hafta sonra aynı hakimin yüzüne duruşma nedeniyle bakacağım. Ben onun yüzüne bakarım ama o benim yüzüme nasıl bakacak acaba merak ediyorum.Gel de ara hakkını, nasılsa küçüğüm di mi...Unutayım gitsin
Siz benzeri sözleri sarf etseniz hele ki duruşma sırasında büyük bir olasılıkla tutuklama kararı çıkartılabilir hakkınızda!
Bana hukuk duruşmasında davalı tarafından terörist ve benzeri laflar edildi;davalının tutuklanmasını talep ettim;buna rağmen davalı tutuklanmadı!davalı aynı lafları hakime sarf etseydi davalı hakkında tutuklama kararı çıkartılmaz mıydı?yaşlı diye bir ayrım yapılır mıydı? Avukata edilen hakaretler ve benzeri fiiller açısından yasa ;bu konuda avukatlara edilen hakaretlere uygulanacak yaptırım hakim ve savcılara edilen hakaretlere uygulanacak yaptırımla aynıdır diyor'
Old 02-12-2007, 07:35   #17
üye18721

 
Varsayılan

Gazeteciye avukata hakaret tutuklaması
Konya'da, görüşmek için bürosuna gittiği bir avukata hakaret ettiği iddia edilen, yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapan Ali Rıza Taban tutuklandı.

Konya 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Ali Rıza Taban ile kendisine hakaret edildiğini öne süren Avukat Zekiye Şeylan katıldı. Şeylan'ı 26 avukat temsil etti.

Cezaevine gönderildi

Ali Rıza Taban, 31 Ekim 2002 tarihinde Avukat Şeylan'ın bürosunu telefonla arayıp görüşme talebinde bulunduğunu ve kendisine saat 13.30'da randevu verildiğini söyledi. Büroya gidince Avukat Zekiye Şeylan'ın kendisi ile görüşmek istemediğini ve aralıklı durumda bulunan kapıyı açarak odasına girdiğini öne süren Taban, '(Benimle görüşmeyecektin neden randevu verdin?) diye sordum. Herhangi bir hakarette ya da saldırıda bulunmadım. Aleyhimde söylenenleri kabul etmiyorum' dedi.

Avukat Zekiye Şeylan ise Taban'ın sinirli bir şekilde odasına girdiğini iddia ederek, 'Bana hakaretlerde bulundu. Bu, yargının savunucularına karşı yapılmış bir saldırıdır' diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Gökten Koçoğlu ise Ali Rıza Taban hakkındaki gıyabi tutuklama kararını vicahiye çevirerek tutuklanmasına karar verdi.
Old 02-12-2007, 07:42   #18
üye18721

 
Varsayılan

Davacı olarak geldi, hapis cezası aldıEskişehir'de Ramazan Günyüzü adlı şahıs, davacı olarak gittiği adliyeden hapis cezası alarak çıktı. Günyüzü, ayrı yaşadığını ileri sürdüğü eşi için evine gelen haciz işleminde, el konulan malların kendine ait olduğunu ispat etmek için açtığı "hak etme" davasının duruşmasında, davalı tarafın avukatı Murat Çatal'a "Avukat yalan söylüyor" dediği gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı!
Mahkeme heyeti, TCK'nın 29. maddesi ile zanlının iyi halini gözönüne alarak cezayı 5 aya indirdi. Davacı, avukat Çatal'ın, "Çocuk Esirgeme Kurumu'na bir miktar para bağışla davamı geri alacağım" önerisini de kabul etmeyince zanlı, cezaevine gönderildi.
Eskişehir adliyesi ilginç bir davaya sahne oldu. İddiaya göre, Avukat Murat Çatal, Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi kararıyla Aysun Günyüzü hakkında bir alışverişten dolayı haciz işlemi başlattı. Avukat Çatal ve görevli memurlar, haciz işlemi için Aysun Günyüzü'nün ikamet adresi olarak gösterdiği Kırmızı Toprak Mahallesi Gülçiçek Sokak'taki eve gitti. Kapıyı açan Ramazan Günyüzü eşi ile uzun süredir ayrı yaşadığını bu nedenle de Aysun hanımın evde olmadığını ileri sürdü. Senette adres olarak söz konusu yer göründüğü için, Günyüzünün evinden bazı eşyaları haczedildi.
Bunun üzerine, Ramazan Günyüzü, eşinin söz konusu evde yaşamadığını bu nedenle malların kendisine ait olduğunu ispat etmek için 2. İcra Hukuk Mahkemesinde, (Hak talebi) İstihkak davası açtı. Duruşma sırasında, davalı avukatı Çatal, Aysun Günyüzü'nün eşinin evinde oturduğuna dair bir belgeyi mahkemeye sundu ve eşlerin aynı evde oturduğunu izah etti. Bu sırada davacı Ramazan Günyüzü, "Ben masrafları vereyim muhtarlıktan sorulsun. Ben kesinlikle belge almadım. Avukat yalan söylüyor" dedi.
Müşteki Avukat, bu sözler ile kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Ramazan Günyüzü hakkında davacı oldu. Cumhuriyet Savcılığınca, 1136 sayılı avukatlar kanununun 57. maddesi gereğince avukata ve mahkeme heyetine hakaret ettiği gerekçesiyle Ramazan Günyüzü hakkında kamu davası açıldı. Ramazan Günyüzü, davacı olarak geldiği adliyeye bu kez davalı konumunda gelerek, "Avukata hakaret" suçundan hakim karşısına çıktı. Eskişehir 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya, davacı avukat Murat Çatal ile tutuksuz sanık Ramazan Günyüzü katıldı.
Davacı Çatal, istihkak mahkemesi duruşması sırasında, savunma yaparken davacı Ramazan Günyüzünün kendisine "Avukat yalan söylüyor" diye hakaret ettiğini söyledi. Bundan rahatsız olduğunu belirten Çatal, "Oysa ben avukat olarak konuyu hukuki yollardan ispata çalışıyordum. Ayrıca, (Hakime hanım delillerini göster deyince. Günyüzü, ne delili diyerek mahkemeye de hakaret etti). Razaman Günyüzü'nden şikayetçiyim" dedi.
Sanık Ramazan Günyüzü ise hakkındaki iddiaları kabul ederek, avukat Çatal'a söylediği sözden dolayı pişman olduğunu ifade ederek, "Çatal ve mahkeme heyetinden özür diliyorum ve beraatimi istiyorum" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, Ramazan Günyüzü'nün, kamu görevlisi sayılan avukat Çatal'a hakaret ederek küçük düşürdüğü gerekçesiyle TCK'nın 125. maddesinin 3. fıkrasının A bendine göre 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. TCK'nın 29. maddesi ile zanlının iyi halini gözönüne alan mahkeme heyeti, cezayı 5'aya indirdi. Karar bağlanmadan önce son kez söz alan davacı Çatal, sanık için "Çocuk Esirgeme Kurumu'na bir miktar para bağışla davamı geri alacağım" önerisinde bulundu. Ancak, sanık Günyüzü, "Şu anda ekonomik durumum yok. Düzelince severek kabul ederim"cevabını verdi. Bu teklifi kabul etmeyen zanlı, 5 aylık hapis cezasını çekmek üzere cezaevine gönderildi.
Old 02-12-2007, 07:49   #19
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Avukat yalan söylüyor" dediği gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
bu nedenle sanık 1 yıl hapis cezası alıyor!Bana duruşmalar sırasında,keşif ve adliye koridorlarında; çeşitli hakaretler ediliyor!;tutuklanmasını talep ettiğimde hakim;'yaşlı bir adam nasıl tutuklayacağız?' diyor."
Old 04-12-2007, 19:58   #20
zeynepppp

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ

E. 2002/26243

K. 2003/9893

T. 22.10.2003

• AVUKATA GÖREVİ NEDENİYLE SÖVME ( Resmi Sıfatı Haiz Olanlar Aleyhine Cürümler - Talep Halinde Manevi Tazminat İstemi Hakkında da Karar Verilmesi Gereği )

• RESMİ SIFATI HAİZ OLANLAR ALEYHİNE CÜRÜMLER ( Görevi Nedeniyle Avukata Sövme - Talep Halinde Manevi Tazminat İstemi Hakkında da Karar Verilmesi Gereği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Talep Halinde İstem Hakkında Karar Verilmesi Gereği - Görevi Nedeniyle Avukata Sövme/Resmi Sıfatı Haiz Olanlar Aleyhine Cürümler )

765/m. 266

ÖZET : Görevi nedeniyle avukata sövme eylemi resmi sıfatı haiz olanlar aleyhine cürümlere ilişkin ( TCK.'nun 266. maddesinin ilk fıkrasının üçüncü bendine uyan ) suçu oluşturur. Talep halinde mahkeme manevi tazminat istemi hakkında da karar vermelidir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; 1-Görevi nedeniyle avukata sövme eyleminin TCY.nın 266. maddesinin ilk fıkrasının üçüncü bendine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı fıkranın ilk bendi ile hüküm kurulması,
2-Katılan vekilinin 23.10.2001 tarihli dilekçesinde yer alan manevi tazminat isteği hakkında karar verilmemesi,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan vekili yararına 175.000.000 TL. yerine 67.500.000 TL. biçiminde eksik vekalet ücretine hükmedilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve katılan İsmail vekili ile sanık Hasan müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-12-2007, 23:10   #21
Av.Barış

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:2000/4-1732
K:2000/1741
T:29.11.2000

Taraf1ar arasındaki "manevi Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 8. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen (...) kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi uzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 25.10.1999 gün ve 1999/6318 E., 1999/8998 K. sayılı ilamıyla; (...Ceza dosyası içeriğinden, davalının davacıya hakaret etmesi nedeniyle açılan kamu davasında davalının hükümlülüğüne karar verildiği, bu kararın davalı tarafından temyiz edilmediği, ne var ki davacının temyizi üzerine bazı nedenlerle bozulduğu, bilahare kamu davasının ceza zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu olgulara gore, davalının davacının kişilik haklarına olan saldırısının anılan yargı kararındaki olgu ile de doğrulandığı, bu bağlamda, ceza yargılamasında açıklanan bu süreç ve dosyadaki bilgi, belge ve deliller itibariyle davalının davacıya karşı dava konusu olaylar nedeniyle kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde haksız eyleminin bulunduğu belirgindir. Şu durum karşısında mahkemece davalının sorumluluguna karar verilmesi gerekirken maddi olgulara uygun duşmeyen ve hukuki olmayan gerekçelerle davanın reddedilmesi bozmayı gerektirmistir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri cevrilmekle, yenıden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan (...) sonra gereği görüşüldü.
Sivrihisar Asliye Ceza Mahkemesi'nin davalının görevli avukata hakaret suçundan dolayı mahkumiyetine ilişkin kararının Yargıtay'ca bozulmasından sonra davanın ceza zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması karsısında ceza hakiminin bu kararın B.K. 53. maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlamayacagına yonelik yerel mahkemenin direnmedeki gerekçesi yerinde ise de, az yukarıda acıklanan ceza ılamının mahkümiyete ilişkin kararını (sanığın) davalının temyiz etmemesi, hakaret olgusunun kabulüne yönelik bir delil oluşturmasına ve ayrıca ceza yargılamasındaki delillerin kıymetlendirilmesi sonucu davalının davacıya "hırsız" demek suretiyle vaki haksız fiilinin sübut bulunduğunun anlaşılmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (...) BOZULMASINA.
Old 04-12-2007, 23:11   #22
Av.Barış

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi

E:1996/7171
K:1996/8110
T:04.11.1996

GÖREVLİ KURULA HAKARET
GÖREVLİ MEMURA HAKARET

Sanığın keşif sırasında yargıç ile avukata sövdüğü savıyla "kurula sövmekten dava açılan" olayda; a- Keşifte, yargıçla birlikte olan tutanak yazmanı, mübaşir, avukat vb. kişilerin, "adli kurul" kapsamında olmadıklarının gözetilmesi, b- Kanıtlara göre sanığın kullandığı "çoğul anlatımın" nezaket çoğulu olup olmadığının araştırılması, c- Nezaket çoğulu değil de, yargıçla birlikte kapsadığı kişilerin saptanarak sonucuna göre hükümler kurulması gerekir.

765 s. TCK. m. 266, 268

Göreyliye hakaret sucundan sanık Muzaffer hakkında, TCY.nın 268/1. maddesi uyarınca sanığın 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne iliskin, (Föça Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1995/2 esas, 1995/121 karar sayılı ve 26.9.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Muzaffer müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 14.10.1996 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 21.10.1996 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; olay günü sanığın; keşfe gelen sulh hukuk yargıcının keşif yerini görmesi üzerine ona yönelik çoğul anlatımla yargıca ve olaya karışan avukata da ayrıca sövdügu belirtilmış; ancak dava, kurula sovmeden açılmıştır.
Bu durum karsısında; kamu davasını acan iddianamede sözü edilen kurul (heyet) kavramının ve sövmenin mağdurlarının kimler olduklarının açıklığa kavuşturulması; sulh yargıcının yaptığı keşifte onunla birlikte olan tutanak yazmanı, mübaşir, avukat vb. kişilerin "adli kurul" kapsamında olmadıklarının gözetilmesi, kanıtlara göre sanığın kullandığı çoğul anlatımın nezaket çoğulu olup olmadığının araştırılması, nezaket çoğulu olmayıp yargıcla birlikte öbür kişileri de kapsadığı anlaşıldıgı takdirde bu kisilerın saptanarak sonucuna gore hükumler kurulması gerekirken, eksik inceleme ve "adli kurul" kavramına yanlış anlam yüklenerek yetersiz ve yanlış gerekçeyle karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık Muzaffer müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle (HÜKMÜN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, yeniden hüküm kurulurken CYY.nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 4.11.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD - 1997/5 - Sayfa:805
Old 04-12-2007, 23:13   #23
Av.Barış

 
Varsayılan

ara sıra da olsa görevini doğru yapan yargı mercileri çıkıyor.Av.K.57 maddesini bütün yargı mercilerinin öğrenmeleri ve avukata karşı bir suç işlendiğinde bunun uygulanması gerekiyor.
Old 05-12-2007, 04:44   #24
üye18721

 
Varsayılan

Bu köşede; "Avukata hakaret"le ilgili dosyaya sunduğum-sunmadığım yargıtay kararlarını mümkün olduğunca yazmaya çalışacağım.Diğer meslektaşlarım da bizzat kendilerini ilgilendiren bu konuda katılımda bulunurlarsa mesleki açıdan çok yararlı bir çalışma olur,benzer bir vakayla karşılaşıldığında uzun bir süre karar aramak zorunda kalınılmaz...
Old 05-12-2007, 19:08   #25
üye18721

 
Varsayılan

Bugün mezkur duruşmanın görüldüğü adliyede öğle saatinin bitmesini beklerken baro odasının b.sayarında THS'yi açtım.Ve bu topiğe eklenen son yargıtay kararlarını da dosyaya ekledim.Eğer bu davanın sonucunda talebim doğrultusunda bir karar verilirse bu meslek adına hukuğun ve hukukçuların kazanımı olacak.Alenen de tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Old 05-12-2007, 19:58   #26
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Konu ile ilgili karar ararken malesef çok ama çok üzüldüm. Kararların çoğu aleyhe çıktı. En çarpıcı olanı ise, hakareti savunma olarak yorumlayan karardır:
''
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. : 1974/1160
K. : 1975/5782
T. : 2.5.1975

Nitekim davalı, davacının kişiliği hakkında tahkikat yapıldığını ileri sürerek aynen ( maalesef, kendisinin sicilli bir dolandırıcı olduğu anlaşılmıştır ) şeklindeki sözleri ile ve belgelerini de ibraz ederek, vekil sıfatıyla takip ettiği davanın amacına ve esasına yararlı ve etkili hatta zorunlu olduğu kanısıyla objektif bir savunmada bulunmuştur. Bu yön savunma hakkının ceza yasasınca da benimsenen sorumsuzluğu ve üstünlüğü ilkesinin bir sonucudur. Yazının yazılış şekil ve tarzı, davalının amacının yalnız ve sadece davacının kişisel haklarını ihlal kastı ile hareket etmediğini göstermektedir. O halde mahkemenin de kararında belirttiği gibi, davalının bu davranışı hukuka aykırı görülmemiş ve davanın reddine ilişkin kararın yazılı nedenlerle onanması gerektiği sonucuna varılmıştır. ''

BİR HUKUKÇU OLMAK ZOR DEĞİLDİR, ZOR OLAN AVUKAT OLMAKTIR.
Old 05-12-2007, 20:08   #27
üye18721

 
Varsayılan

Benim durumumda; duruşma sırasında dava görülmekte iken; "bu avukat teröristtir,...,...." denilirse davalı-sanığın bu savunması da;"Bu yön savunma hakkının ceza yasasınca da benimsenen sorumsuzluğu ve üstünlüğü ilkesinin bir sonucudur."ilkesine göre savunma hakkı kapsamında değerlendirilip sanık ceza almaktan kurtulabilecek midir? Bu görüşe katılmak mümkün değil!Eğer görevini yapmaktayken hakarete uğrayan avukat,sanığın iddia ettiği fiilleri gerçekten işlediyse bu durumda sanığın bu sözleri savunması anlamında kullanılabilir.Tabi ki bu da mümkün bir ihtimal değil.Zira bu fiilleri işleyen kişinin avukatlık yapması zaten yasalarca olası değil!
Old 05-12-2007, 20:47   #28
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Malesef sunduğum kararda avukata ''sicilli dolandırıcı'' denmiş....Ancak ben böyle bir kararın kolay kolay çıkamayacağıave haklı bulunacağınıza inanıyorum.
Old 05-12-2007, 21:31   #29
üye18721

 
Varsayılan

Daha önce de sözettiğim üzere,zaten sehven iki defa açılan davanın 1.sinde! sanık hakaretten ceza aldı.Ama alelade hakaret suçundan...; olması gereken; "Avukata hakaret" suçundan değil.Temyiz sürecini de daha önce aktardığım nedenlerle kaçırdım.2.davanın 25 Aralık'ta duruşması var.Sanırım 2008'in ilk aylarında dava sonuçlanır ve olması gereken karar alınır.
Old 05-12-2007, 22:09   #30
Av.Barış

 
Varsayılan

Sy. Av. Ferda Aydın,dosyanızın hangi adliyede ve hangi mahkemede ve esas numarası ile birlikte verebilirmisiniz.uyap üzerinden bakmak istiyorum.Tabii sakıncası yoksa.
selamlar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakaret/ Maddi- Manevi Tazminat Davası İçin Zamanaşımı Süresi. ACİL!! thalassa Meslektaşların Soruları 6 04-01-2013 10:16
Avukata karşı yapılan hakaret ve saldırının cezası Av.Ersin VARGÜN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 9 21-10-2012 17:14
Avukata “heyete Hakaret Davasi” Admin Hukuk Haberleri 175 11-09-2011 15:36
Avukata 'çocuk pornosu' davası Seyda Hukuk Haberleri 14 21-01-2007 01:22
Avukata ''Erdoğan'a iftira'' davası Seyda Hukuk Haberleri 12 12-11-2006 20:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09878707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.