Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kurum Avukatının Kendi Kurumu Aleyhine Dava Açması Sorunu.

Yanıt
Old 25-12-2003, 12:51   #1
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan Kurum Avukatının Kendi Kurumu Aleyhine Dava Açması Sorunu.

Bir kurum AvukatI kendi kurumu aleyhine Hukuk mahkemesinde Tazminat davası açmıştır. Böylece Vekil ve müvekkil arasında husumet meydana geldiğine göre kadrolu memur olan avukat Kurumu temsil etmeye devam edebilecek midir?
Olayın Avukatlık yasasına Disiplin hukukkuna ilişkin yönleri nelerdir. Kurum, Avukatını husumet nedeniyle azlederse özlük hakları nasıl olacak. Kurmundan manevi tazminat talep eden avukat kurumunu haksız (zalim) kendisini mazlum görüyorsa başkalarına karşı nasıl zalim müvekkilini savunacak. İşin Ahlaki boyutu nedir? Avukat parasını aldıktan sonra haksız birini savunabilir mi?

Bana çok karışık geldi.
Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla Emin GÜNEŞ
Old 04-01-2004, 21:42   #2
Gemici

 
Varsayılan

Maaşını almak için çalıştığı hastaheneyi mahkemeye veren bir doktor, bu olaydan sonra aynı hastahende çalışıp gelen hastaları tedavi edebilecekmidir? Bence evet. Hatta gerekirse kendisini işten atmak istiyen hastaheneyi mahkemeye verip işten çıkarmanın hukuka uygun olmadığını ve çıkışın geri alınmasınıda da tesbit ettirebilir. Çünkü işverenin ve onun yanında çalışanların belirli hakları olduğu gibi belirli mükellefiyetleri de vardır. Bu hak ve mükellefiyetlerin kaynakları çalışanla çalıştıran arasındaki iş münasebeti ve çalışanların mesleklerinden gelmektedir.

Örnek belki biraz basit ve doktorla avukatı karşılaştırmanın doğru olmadığı ve böyle bir karşılaştırmanın mümkün olamıyacağı görüşü ileri sürülebilir.

Bence iki durumdada, bütün farklılıklara rağmen, en belirgin ve bağlayıcı nokta doktorla avukatın mesleklerinin gereklerini yerine getirmeleridir. Eğer doktor gelen hastaları tedavi etmezse ve avukatta çalıştığı kurumun işlerine bakmazsa, veya o kurumu gerektiği ölçüde savunmazsa, o zaman mesleklerinin gereklerini yerine getirmemş olurlar.

Avukatın çalıştığı kuruma karşı görevlerini ve mesleğinden gelen sorumluluklarını biraz açmak istiyorum:

1. Avukat eğer kadrolu olarak bir kurumda çalışıyorsa, mesleği gereği o kurumun hukuki menfaatlerini, mesleği inin gereği olarak, korumak zorundadır. Kurum yöneticileri ile aralarında var olabilecek anlşmazlıklar mesleğin gereği gibi icrasına engel olmamalıdır. Avukat bir meslek sahibi ve profesyonel olarak çalışan birisi olarak, şahsi ilişkileri ve hisleri ile mesleğinin objektif gereklerini birbirinden ayırabilmelidir. Aynı durum işveren olarak kurum için de geçerli.

Ayrıca belirtmek istiyorum, bu yazdıklarım olması gerekenler, gerçek iş hayatında bunun böyle olmadığı, kişisel ilişkilerle işin devamlı birbirine karıştırıldığı bir gerçek, İşvereni ile arası açılan bir işalanın o işyerinde ozun süre barınabilmesi biraz imkansız.

2. Avukat kadrolu veya kadrosuz nasıl çalışırsa çalışsın bir hukukçudur. Bir hukukçu
Olarakta, mesleğinin kendisine yüklediği bir takım sorumluluklar var.
- Avukat profesyonel çalışan birisi olarak hukukun üstünlüğü prensibini devamlı
olarak gerçekleştirmeye, adaletin tecellisine, çalışmalıdır. Böyle oluncada hakkını aramak için gerekirse çalıştığı kuruma karşı tazminat davası açması normal karşılanmalıdır bence. Belirttiğim gibi hukuki husumetin muhakkak şahsi husumet olacağı konusunda bir zorunluluk yoktur bence, ama...
- Hukukun gerçek hayata geçirilmesi konusunda eğitim alan ve hukuku başkaları için gerçekleştirmeye çalışan bir avukat gerektiğinde bunu kendisi için yapamıyorsa, meslekte biraz zorlanır bence.

Olayın içinde olmadan dışardan, teorik olarak, böyle şeyler söylemke biraz kolay. İşin içinde olunca durum biraz değişik tabi. Ama partiğin içinde olan ve bu pratiğin teori ile çoğu zaman çeliştiğini bilen birisi buna rağmen yazdıklarınızı yapıyorsa onurlu bir davranış bence.

Saygılarımla
Old 08-01-2004, 23:22   #3
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan

Sizinle mahkemelik olmuş birine vekalet verirmisiniz. Sizi öldürmeye kast etmiş bir doktora ameliyat olurmusunuz. Hukukta "hakim husumet olan konularda davadan çekilir. yani kendisi ile veya birinci derece yakınları ile çekişmeli olan birinin davasına bakamaz." Adaleti icra eden hakime güvenmeli, hakim hukukun emrettiği şekilde karar vermek zorundadır. Hatalı karar verse dahi Üst mahkeme bunu düzeltir diyebilir misiniz?.
Old 09-01-2004, 15:59   #4
n.okyay

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş

Aynı zamanda bir kamu avukatı olarak sorularınızı yanıtlamak isterim. Öncelikle belirtmek isterim ki özel avukatlık yapan arkadaşlarımızdan farklı olarak müvekkilce verilen hukuki işleri yapmayı reddetme gibi bir seçeneğimiz bulunmamaktadır. Devlet Memurları Kanununda madde 11 de yer alan hukuka aykırı durumlarda yetkili amirden verilen emri yazılı olarak tekrarlaması istenebilecek; yazılı olarak emir/talimatın (bu talimat dava açmak ya da açılmış olan bir davanın takibi vs... hukuki işlemler olabilir) tekrarlanması halinde kamu vekili hukuka aykırı da olsa verilen talimatı yerine getirmek zorunda kalacak ve bundan doğan yasal sorumluluk ise emri veren amire ait olacaktır.

Yazınız metninden olayın içeriği tam anlaşılamamakla birlikte idarenin eylem ve işleminden çıkarları zedelenen her kez gibi kurum avukatı da kendi haklarını korumak adına yargısal yollardan savunabilir. Kurumun hukuksal anlamda temsilcisi olması onun bu girişimine elbette engel değildir. Olmamalıdır da. Kurumun vekiline karşı yapmış olduğu münferit bir hukuka aykırılığı genele yaymanın ve mazlum ve zalim ilişkisi içerisinde değerlendirmenin yanlış olduğu kanısındayım. Kurum temsilcisi hukuka aykırı gördüğü durumlarda kendi çıkarlarını savunabilecek ve kurumunu dava edebilecektir. Bu hak arayışı kurumu temsil etmesine devam etmesine engel teşkil etmez.

Kuruma karşı dava açmasının onun bir disiplin soruşturmasına muhatap tutulmasının gerekçesi olamaz düşüncesindeyim. Sonuçta o da sade bir vatandaş gibi hak arama ve bu arayışını yargısal boyuta taşıma hakkını ve özgürlüğünü kullanmıştır. Kurum vekilinin açmış olduğu davada kesinleşen yargı kararı sonrası avukatın haksız olabileceği ve davanın red olunması ihtimali de unutulmamalıdır. Tekrar belirtmek isterim ki kurum vekili çıkarları zedelendiği noktada kurumunu dava edebilir ve kurum tarafından savunması istenilen diğer konularda kurumun haksız olduğu düşüncesinde ise yukarıda bahsettiğim yazılı emir yolunu işletmelidir.

Gelelim kurumun avukatı azletmesi ihtimaline. Bu durum da elbette kurum haksız olacaktır. Sırf hakkını aradı ve kuruma karşı dava açtı diye avukatın görevine son verilmesi düşünülemez. Avukatlık mesleği bir kariyer mesleği olduğundan avukatın azledilerek memurluğuna devam ettirilmesi de söz konusu olamaz. Devlet memurluğundan çıkarılması ise ancak Devlet Memurları Kanunu m: 125 de sayılan fiillerde söz konusu olabileceğinden idarenin vekilini kendisine karşı dava açtı diye disiplin soruşturması düzenleyerek memurluk görevinden çıkarması açık bir hukuka aykırılık olacaktır. Ancak kurum vekili açmış olduğu davayı kaybederse bu durumda uyarma cezası alabileceği (usulsüz müracaat ve şikayette bulunmak nedeniyle DMK m: 128 A (d) kanaatindeyim.

Tüm bunlar sorgulanmaksızın işin ahlaki boyutlarını tartışmanın doğru olmayacağını belirtmek isterim.

Av. Nigar Okyay
Old 09-01-2004, 18:59   #5
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş,

Sorularınıza cevabım, evet haklısınız demek olacak.

Yalnız eklemem gerekir: verdiğiniz örneklerle, bir kuruma bağlı olarak çalışan bir avukatın mevzuattan veya sözleşmeden doğan hakkını mahkeme yoluyla gerçekleştirmeye çalışmasını kıyaslıyamayız.

Nedeni ortada, belirttiğiniz örnekler suç kapsamına giren ve girebilecek boyutta davranışlar. Bu davranışları ne kanun korur nede toplum.

Diğer tarafta hak ettiği veya hak ettiğini sandığı bir tazminatı mahkeme yolu ile işvereninden almaya çalışan bir avukat var. İşçiler için, böyle bir hakkı kullanmanın "iş mukavelesinin feshi" için geçerli bir sebep oluşturamıyacağını belirten, iş kanununun 18. Maddesi var.

Devlet memurları kanununun bu konudaki hükümlerini Sayın Av. Nigar Okyay mesajında belirtmiş.

Aksine bir hüküm olmadığı sürece, işçiler için geçerli olan, iş kanununun olaya uygulanıp uygulanmıyacağına bakılmaksızın, bir kurum avukatı içinde geçerlidir bence.


Saygılarımla
Old 11-01-2004, 11:51   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş,

Aşağıdaki haber bugünkü ANKA Ajans'tan taze bir haber ama yeni değil... Asıl zulum bu değil mi ?

Saygılarımla

Bir Dost


Kamu-Sen'in araştırmasına göre memurların yüzde 37'si açlık, yüzde 94'ü yoksulluk sınırının altında bulunuyor.


Kamu-Sen'den yapılan açıklamada, aylık 595 milyon liraya ulaşan açlık sınırının altında bir ücretle çalışan memurların oranının yüzde 37 olduğu bildirilerek, dört kişilik bir ailenin üç öğününü sadece ikişer simit ve ikişer bardak çayla geçirmesi durumunda bile aylık masrafın 432 milyon lira olacağına işaret edildi.

Ortalama memur maaşının 610 milyon lira olduğu belirtilen açıklamada, memurların yüzde 94'ünün, 768 milyon lira olarak hesaplanan yoksulluk sınırının altında bir ücretle çalıştığı vurgulandı.

(ANKA)
Old 12-01-2004, 23:42   #7
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan

Ben hem memur hem de kamu avukatıyım. Geçim sıkıntısı müstemleke gibi yönetilmekten kaynaklanan geçmişi ve ne kadar devam edeceği kestirilemeyecek bir süreç. Herhalde memur haklarına bir itirazımın olduğunu sanmıyorsunuz.
Sorun hukuk ve etik sorunu. Örneğin ben hala milletvekili maaşlarının meclis tarafından kararlaştırılmasını kabul edemiyorum.
Benim başta sorduğum olayı biraz somuta indirgersek;
Kurum avukatı baro hakem kurulunda başkanın muhalefeti ile lehine bir karar alıyor. Kendisinin de dahil olduğu bir merciin toplantısına katılmadan temyizden ferağat kararı alıyor. Lehine bir hüküm kesinleştiriyor. Konu Av. K. m.164 ile ilgili. Karşı taraftan alınan ücretin kamu avukatına ait olup olmadığı bilindiği gibi henüz üst mahkemelerde sonuçlanmadı. sonuçlandığını bilen varsa bana da bildirirse sevinirim. Avukat lehine aldığı kararı Encümenden temyizden ferağat kararı aldırarak kesinleştirip muhasebeden milyarlarca lira para isityor. Muhasebe de bunu haklı görmediğinden ödemiyor. Ancak kesinleşmiş bir hakem kararı mevcut. keşke temyizden geçerek kesinleşseydi. Avukat isterse trilyon alsın. O zaman sorun olmaz dı. Konun biraz daha netleştiğini sanıyorum. Saygılarımla
Old 13-01-2004, 01:05   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş,

Başlangıçta konuyu anlamamıştım . Aklımda sadece zulüm kalmıştı. Ve aklımdaki zulümü konuya eklemiştim :-) Bu ekleme size yanıt değildi, genel çerçeveye bir manzara daha eklemekti.

Son mesajınızda konuyu bütün açıklığı ile anladım. Ne yazık ki, bu durumda başvuracağınız hukuki yollar o kadar uzun sürecektir ki, o zamana kadar zaten konu ülke genelinde sonuca bağlanmış olacaktır. Ancak icra yoluna başvurmanız belki işe yarar:

''Türkiye Barolar Birliği Baro Hakem Kurulu Yönetmeliği

Kararların İnfazı

Madde 19

Kurulun verdiği kararların infazında 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 38 nci maddesi hükmü uygulanır'''''''


Saygılarımla

Bir Dost
Old 20-01-2004, 00:03   #9
Çaba

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş
Kamu Avukatlarının kurumlarına karşı dava açmalarını, çok uç örneklerle, kurumlarla insanları bire-bir eşleyerek anlamaya çalışmak mümkün değildir.Zira kurum Avukatları aynı zamanda 657 sayılı yasaya tabi olan memurlardır.Kurumların memurlarına karşı uyguladıkları hukuka aykırı işlemlere karşı dava açmaları en tabi haklarıdır.Benim halen açmayı düşündüğüm ama ihmal ettiğim bir konu var,anlattığımda sizde hak vereceksiniz, eminim.6 yıl serbest Avukat olarak çalıştıktan sonra,sınava girip kazandım ve kura çekerek işe başladım.Bana ne yaptılar biliyor musunuz? intibakımda 8 ayı ,kazanılmış hak aylığı olarak hesapladılar.Oysa 657 S.K. göre 6 yılın 3/4 nü almaları gerekirdi.
Bir diğer konu;aynı ilde çalıştığımız aynı kurumun ünvanı Avukat olmayan personeli çalıştıkları 2 yıl için ek oarak 1 kademe aldılar.Biz alamadık neden,Çünkü biz rotasyona tabi değiliz.Oysa ben kura çekip zorunlu olarak orada 5 yıl çalıştım
Bir başka neden daha;serbest Avukat olarak çalıştığınız 4 yıl,kamu Avukatlığında 3 yıl olarak değerlendiriliyor.Neden ?Kurum Avukatları daha mı çok çalışıyor yada hukuki bilgileri daha mı fazla?
İşte dava açma sebeplerinden bir kaçı?
Old 21-01-2004, 11:35   #10
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan

Ben Yine de kurum avukatının kurumu aleyhine dava açmak yerine idari yoldan hakkını almasından yanayım. Örneğinizde yapılan işlemlerin hukuka aykırılığı açıkça sabit ise emredici hukuk kurallarını yerine getirmeyen idarenin bir ajanı suç işlemektedir. Söz gelimi personel müdürü keyfi işlem yapmaktadır. kendinizden eminseniz görevini kötüye kullanmaktan idari ve adli işlem yapılabilir.
idarenin personeli avukatlarına güvenirler ve güvenmek zorundadırlar. Çoğu yeniliklere açık değil, mevzuatı keyiflerince yorumlama eğilimi taşırlar. Ancak son derece ikna edici delillere rağmen ısrar ediyorlarsa kurum aleyhine değil de şahıslar aleyhine işlem yapılması son derece doğal olur.
Saygılarımla
Old 21-01-2004, 14:09   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Emin Güneş,

Bu işlemi de yapabilirsiniz ama amaç bir an önce sonuç almaksa "görevi ihmal " davasının yıllar sonra sonuclanması amaca hizmet etmeyecektir.

Neden icra takibi yapmıyorsunuz ? Tüm mallar kamuya tahsisli olsa bile siz üzerine haciz konabilecek kira geliri, banka hesabı vs bulabilirsiniz .

Saygılarımla

Bir Dost
Old 21-01-2004, 20:54   #12
av.külcü

 
Soru

Sayın Emin Güneş,
Siz olayı somutlaştırmışsınız ama ben bir konuyu biraz daha aydınlatmanızı rica edeceğim..
Avukatın Hakem kararına istinaden muhasebeden talep ettiği milyarların yasal dayanağı, bir başka deyişle kaynağı nedir?.. Mahkemelerce hükmedilen vekalet ücretleri midir, yoksa avukatın kurumdan başka bir sebeple alacağı mıdır?.. Bu konuya bir açıklık getirirseniz sevinirim..
Saygılarımla..
Old 21-01-2004, 23:53   #13
Çaba

 
Varsayılan

Muhasebede biriken milyarlarca TL sı kurum Avukatlarının tahsil ettiği vekalet ücretleridir.Emek verip kurumun davalarını tahsil edn Avukatlar limit dahilinde parayı alıyor, artan kısım merkezde toplanıp,dava kazanmayan, duruşmaya dahi girmeyip, talimat yağdıranlarda dahil olmak üzere dağıtılıyor.
İdareyi zarara uğratanlara,özelliklede emir vermeye yetkili olanlara karşı dava aılmasını aslında idare mahkemesi Hakimleri de istiyor.Ama bir memur olan Avukatın sicil amirine karşı dava açması fiilen mümkün değildir.Sadece Bakanlı talimatıyla gerçeğe dönüşür.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vasinin Dava Açması -MK 462/8 glossator Meslektaşların Soruları 3 26-02-2007 11:40
av.tr ve Avukatların Websitesi Açması Av.Duygu Keleş Konumuz : Hukukçular 3 24-02-2007 22:56
Kurum Avukatının Baro Aidatı Adli Tip Meslektaşların Soruları 3 18-12-2006 10:38
Köy Tüzelkişiliği Aleyhine İcra Takibi aeyesilkaya Meslektaşların Soruları 2 23-06-2005 15:38
Nufus İdaresi Aleyhine Dava? ahmet Hukuk Soruları Arşivi 3 11-06-2003 14:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09313297 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.