Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ev BaŞkaninin SorumluluĞu

Yanıt
Old 30-07-2008, 17:14   #1
YARMACI

 
Varsayılan Ev BaŞkaninin SorumluluĞu

18 yaşını henüz doldurmamış bir şahıs, haksız fiil işleyerek tazmini gerektiren bir zarara sebebiyet veriyor. kural olarak; aile reisi mk 369 gereği küçüğün vermiş olduğu zarardan sorumlu. Ancak; şu an haksız fiili işleyen küçük, 18 yaşını ikmal etmiş. Tazminat davası açmak istiyoruz. Haksız fiili icra eden şahsın mal varlığı boş, tazminatın tahsili imkanı yok. Fakat aile reisinin zararı karşılama imkanı var. Sorum şu; küçük 18 yaşını doldurmuş olsa bile; haksız fiil henüz 18' in ikmalinden evvel işlenmiş olduğundan, aile reisinin kusursuz sorumluluğu var mıdır ? Bence; haksız fiil henüz 18' in ikmalinden evvel işlendiğinden dolayı; küçük 18 yaşını doldurmuş olsa bile; aile reisinin doğmuş olan sorumluluğu devam etmelidir. Yani hem küçüğe hem de aile reisine tazminat davası açabiliriz diye düşünüyorum. Sizlerin de görüşlerini almak istedim. Konu ile ilgili içtihat da bulamadım. Şimdiden teşekkürler.
Old 31-07-2008, 10:47   #2
TABUOSMAN

 
Varsayılan

Kişinin 18 yaşını doldurmasından önce işlemiş olduğu haksız fiilden ev başkanı sorumludur. Kişinin sonradan reşit olması olay anında gerekli gözetim yükümünü yerine getirmemiş olan ev başkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ev başkanına yasal zamanaşımı süresi içinde dava açabilirsiniz.

Öte yandan ev başkanına karşı açılacak davanın aile mahkemesinde açılması gerekiyor. Yargıtayın bu yönde kararları var.
Old 31-07-2008, 11:23   #3
YARMACI

 
Varsayılan

sayın tabuosman; aynı görüşü paylaştığımızdan ötürü memnunum. Konu ile ilgili yargıtay kararı gönderebilirseniz çok sevinirim.
Old 31-07-2008, 11:42   #4
TABUOSMAN

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2644
Karar: 2007/16056
Karar Tarihi: 14.12.2007

ÖZET: Dava aile başkanının sorumluluğu esasına dayanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığın aile mahkemesi sıfatıyla görülüp çözümlenmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 118, 369) (4787 S. K. m. 4, Geç. m. 1) (5133 S. K. m. 2, 3)

Davacı M. A. Diker ve diğerleri vekili Avukat M. Işık tarafından, davalı R. Yılmaz ve diğerleri aleyhine 03.01.2005 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.11.2006 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız fiilden doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davalılar R. Yılmaz ve M. Yılmaz ile Y. Bostancı ve F. Bostancı hakkındaki dava, 4721 sayılı MK’nun 369. maddesi kapsamında olup aile başkanının sorumluluğu esasına dayanmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4/1. maddesi; 4721 sayılı Medeni Kanun'un İkinci Kitabı'ndan Üçüncü Kısım hariç olmak üzere (TMK. md. 118-395, 5133 sayılı Kanun md. 2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli Aile Mahkemesi'ne devredileceğini hükme bağlamıştır. Bu haliyle uyuşmazlığın Aile Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekir. Şu durumda, davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılarak sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14.12.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

*********************************************

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/12669
Karar: 2003/2983
Karar Tarihi: 17.03.2003

ÖZET : Yerel mahkemece cezai sorumluluk ile hukuki sorumluluk ayırt edilmeden salt cezada anılan davalının beraat etmesi nedeniyle tazminat sorumluluğunun olamayacağı gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir.
MK 320 ( Yeni medeni Kanun 369 ) maddesi gereğince baba aleyhine açılan tazminat davası olay tarihi esas alınarak çözümlenir. Yerel Mahkemece davalının dava tarihinde reşit olması nedeniyle davalının babası hakkındaki davanın husumetten reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bir diğer bozma nedenidir.


(4721 S. K. m. 369)

Dava: Davacı İçişleri Bakanlığı vekili Avukat Dilek Yolyapan tarafından, davalılar Burak Börü ve diğerleri aleyhine 21/09/2001 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Yasa gereği ödenen tazminat ile yapılan tedavi giderinin rucüen tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı Burak B. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın husumetten reddine dair verilen 28/05/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan Ayfer B'ye yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-Diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarına gelince;

a ) Davalı Burak B. yönünden; dava 2330 sayılı Yasa gereği ödenen tazminat ve tedavi giderinin rucüen tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalı Burak B. hakkındaki dava esastan, öteki davalılar hakkındaki dava husumetten reddedilmiş; karar davacı yanca temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi belge ve taraf açıklamalarına göre olayın gelişimi şu şekilde olmuştur: davalı Burak B. Fen dersi için okul laboratuarında arkadaşları ile beklerken dolaptan üzerinde sodyum metal yazan şişeyi alır, o arada öğretmen gelince şişeyi yerine koyamaz ve teneffüste bu şişeyi tuvaletteki klozete boşalması için ters olarak koyar. Su ile temas eden kimyasal madde yanmaya başlar. Tuvalete giren öğrenciler öğretmene haber verirler. Üzerine su ve yangın söndürücü dökülünce ufak bir patlama olur. Polise haber verilir bomba uzmanı olan komiser, araştırma yaparken oluşan yeni patlamada yaralanır. Davalı Burak B. tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu patlamaya neden olmaktan yargılanır ve suç kastıyla hareket ettiğine dair kanıt olmadığından beraat eder.

Olayın bu oluş biçimi dikkate alındığında olaya davalı Burak B.'nün neden olduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece cezai sorumluluk ile hukuki sorumluluk ayırt edilmeden salt cezada anılan davalının beraat etmesi nedeniyle tazminat sorumluluğunun olamayacağı gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.

b )Davalı Salih Börü yönünden: MK 320 ( Yeni medeni Kanun 369 ) maddesi gereğince baba aleyhine açılan tazminat davası olay tarihi esas alınarak çözümlenir. Yerel Mahkemece küçük Burak B'nün dava tarihinde reşit olması nedeniyle davalı baba Salih B. hakkındaki davanın husumetten reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bir diğer bozma nedenidir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 a,b ) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı Ayfer B'ye yönelik temyiz itirazlarının ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine 17.03.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 31-07-2008, 12:44   #5
YARMACI

 
Varsayılan

Sayın Tabuosman yardımınız için çok teşekkürler. Kararlar tam olarak sorumla ilgili. İyi çalışmalar.
Old 30-07-2018, 09:37   #6
Övünç Ş.

 
Varsayılan

Sayın Yarmacı,

Forum sitesine yeni katıldığımdan dolayı söz konusu husus ile ilgili bu gün bilgi sahibi oldum ve sorunuzu cevaplandırmak istiyorum. Fakat, 2008 yılında yazdığınız bu soru için belki size yardımcı olamayacağım ama aynı problemle karşılaşan meslektaşlarım için faydalı olacağını düşünüyorum. Ayrı olarak bu konu ile ilgili bir makale çalışması yürütüyorum yayınlanır yayınlanmaz forumda da paylaşmayı düşünmekteyim.

Sorunuza cevap olarak;

1) Çocuğun 18 yaşını doldurmuş olması dava tarafı için bir önem teşkil etmez. Çünkü; haksız fiil, çocuk 18 yaşından küçükken işlenmiştir ve TMK. m. 369'a göre ev başkanının sorumluluğu haksız fiil işlendiği tarihte oluşan zarar için ortaya çıkacağından, davada taraf ev başkanı kim ise o kişi gösterilmelidir. Dava, çocuk 18 yaşını doldurduktan sonra açılmış olsa bile ev başkanının söz konusu haksız fiil dolayısıyla sorumluluğu devam etmektedir. Nitekim Yargıtay'ın kararları da bu çerçevededir. Bakınız.. ( T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2015/15788 K. 2016/4505 T. 4.4.2016 ) ( (T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2016/4622 K. 2017/13442 T. 5.10.2017 )
Ayrıca ev başkanının zararı söz konusu değildir. Ev başkanının, küçüğün kusurlu olarak işlediği haksız fiil dolayısıyla zararın tazmini noktasında kusursuz sorumluluğu vardır.

2) Ev başkanı kurumu karine olarak ortaya çıkacaktır. Çocuğun vermiş olduğu zararlardan dolayı ev başkanı kurumuna gidileceği açıktır. Belirttiğiniz gibi küçüğün malvarlığının olamayacağını düşünen kanun koyucu fikrimce bu yüzden ev başkanlığı kurumunu düzenlemiştir. Ev başkanı kurumunu açıklayan ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına bakınız.. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu e. 2004/4-642 k. 2004/648 t. 8.12.2004)

3) Ev başkanı kavramı TMK'nın 'Aile Düzeni' başlığı altında düzenlendiği için görevli mahkeme Aile Mah. olacaktır. 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullülerine Dair Kanun’ un 4. maddesinde; Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından doğan dava ve işlerin Aile Mahkemesi'nde çözümleneceği belirtilmektedir. Yargıtay kararlarında da görevli mahkemenin Aile Mah. olacağı belirtilmektedir. Bakınız.. ( T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2008/4-153 K. 2008/139 T. 20.2.2008) (T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2009/5021 K. 2009/6644 T. 11.5.2009 )

Umarım sorularınızı cevaplandırabilmişimdir. 2 haftadır bu konu üzerinde çalışıyorum ve bir avukat arkadaşımla beraber bu konu hakkında makale yazıyoruz. Makalemizde konuyu daha detaylı olarak ele aldık. En kısa zamanda sizlerle paylaşmak istiyoruz. Teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vefat Eden Kooperatİf BaŞkaninin Kooperatİf Çekİnİ Kendİ Özel İŞerİnde Kullanmasi adlt-2007 Meslektaşların Soruları 1 08-02-2008 16:05
Vekİlİn SorumluluĞu antalya Meslektaşların Soruları 1 21-09-2007 00:12
Beledİyenİn SorumluluĞu av.merih Meslektaşların Soruları 2 20-09-2007 12:45
Acentanin SorumluluĞu Av.Filiz Pesen ŞATIROĞLU Meslektaşların Soruları 0 20-07-2007 09:33
sigortanın sorumluluğu Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 1 16-09-2006 12:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04839897 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.