Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Faiz Hesaplamasinda Yıl 360 Gün Mü 365 Gün Mü Kabul Edilir?

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-09-2007, 18:19   #1
avukat2007

 
Yeni Fikir Faiz Hesaplamasinda Yıl 360 Gün Mü 365 Gün Mü Kabul Edilir?

Sevgili ve Çok Kıymetli Meslektaşlarım,
Şimdiye kadar karşılaştığım bütün hukuki ve iktisadi ( bankacılık işlemlerinin bir kısmı hariç)hesaplamalarda, bilirkişi raporlarında ve hatta ilkokuldan matematik derslerinde bile faiz hesaplamaları
% faiz oranı* gün sayısı
36000

şeklinde formüle edilir.Yani 1 yıl 360 gün olarak hesaplanır. Bunu icra dairelerinin de bu şekilde kullandığını biliyorum. Hatta bir çok icra mahkemesi hakimine danıştım, onlar da bu şekilde düşündüklerini söylediler. ancak başka bir meslektaşım Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay' ın 1 yılı 365 gün kabul ettiğini söyledi ve elindeki mevcut kararları bana iletti. ancak, ben Yargıtay' ın 1 yılı 360 gün olarak belirttiği kararların da mevcut olduğunu bildiğim halde, bunlara ulaşamadım.
Sizden bu konuyla ilgili Yüksek Mahkeme kararlarını ,mümkünse kendi görüşlerinizle birlikte
iletmenizi race ediyorum.
Kolay gelsin ve şimdiden teşekkür ederim.
Old 26-09-2007, 23:24   #2
Protesto

 
Olumlu Konu ile ilgili Yargıtay Kararı

Selamlar;

Alıntı:
Yazan Yargıtay 12.Hukuk Dairesi


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/15901
K. 1993/20222
T. 27.12.1993
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkik alacaklı ve borçlu vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 13.12.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine;
2- Hesaplama yöntemine göre, yılın (360) gün, ayın ise (30) gün üzerinden nazara alınıp, bakiyeye gün kalırsa bunun ilavesi suretiyle faiz tutarının belirlenmesi gerekirken, yılın (365) gün kabulü ile bu suretle hesaplama yapılması doğru kılınmamıştır. Bu durumda anılan ilkeler doğrultusunda, bilirkişiye hesaplama yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA) 27.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Umarım işinize yarar,

Saygılarımla...
Old 27-09-2007, 16:47   #4
av.araf

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

3. DAİRE

E. 1986/2025

K. 1986/2409

T. 2.12.1986

• TECİL FAİZİNİN HESAPLANMASI ( Yılın Fiili Gün Sayısının 365 Gün Olarak Esas Alınması )

• YILIN FİİLİ GÜN SAYISININ 365 GÜN OLARAK ESAS ALINMASI ( Tecil Faizinin Hesaplanması )

6183/m.48


ÖZET : Tecil faizi hesaplanırken, tecil kapsamına giren ayların fiili gün sayısı esas alınırken yılın da fiili gün sayısı olan 365 gün'ün esas alınması gerekirken 360 olarak dikkate alınması işin doğuşuna ters düşeceği gibi tecil faizinin % 42 olacağı yolundaki kurala da aykırı olur. İstemin Özeti : Mükellef Kurum adına 1984 Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin gelir ( stopaj ) vergisi borçlarından dolayı hesaplanan tecil faizinin tahsilini sağlamak amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; günlük faiz hesaplamasında Yasalara göre kabul edilen faiz formülünün
a.n.tF= -------- olduğu, bu formüle göre de İdrece yapılan 360.100
hesaplamanın yerinde bulunduğu gerekçesiyle reddeden .... Vergi Mahkemesinin 23.1.1986 gün ve E: 1985/510, K: 1986/47 sayılı kararının; hiçbir Kanun maddesinde faiz formülünün belirlenmediği, uygulamalarla ortaya çıktığı, Vergi Dairesince faiz formülündeki paydanın 365 yerine 360 olarak alındığı, o zamanda yıllık % 42 tecil faizinin aşıldığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının yerinde olduğu tasdikinin gerekeceği yolundadır.
Tetkik Hâkimi : Sefer Yıldırım Danıştay Savcısı Tansel Çölaşan'ın Düşüncesi : Yükümlü Kurum 1984 takvim yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ilişkin stopaj vergisi borcunun 6183 sayılı Yasanın 48. maddesi uyarınca tecili nedeniyle hesaplanıp ödenen tecil faizinin noksan olduğu gerekçesiyle düzenlenen ödeme emrini yerinde bularak onayan Mahkeme kararını temyiz konusu yapmış olup, uyuşmazlık, tecil faizinin hesabında sürenin ne suretle ele alınacağı, diğer bir ifade ile bu hesaplamada formülün;
100 x 365 x yıllık faiz mi yoksa 100 x 360 x yıllık faiz mi olması--------------- ------------- 360 360gerektiğine ilişkindir.
6183 sayılı Yasada tecil faizinin ne suretle hesaplanacağı yolunda bir hüküm yoktur. Ancak aynı Yasanın 8. maddesinde, bu Kanunda yazılı müddetlerin hesabında aksine hüküm olmadıkça, 213 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı belirtilmekte, 213 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1 Nolu bendinde, sürelerin gün olarak tayin edilmesi halinde hesaplama tarzı, 2. nolu bendinde de sürelerin hafta veya ay olarak belli edilmesi halindeki hesaplama tarzı hükmüne bağlanmakta olup buna göre, ay olarak tayin edilen sürelerin, gün olarak hesabı mümkün değildir. 366 seri nolu Tahsilat Genel Tebliğinde 1984 takvim yılı içinbelirlenen yıllık tecil faizi oranı %42'dir. Yıllık belirlenen bufaizin aylar itibariyle hesabında, ayların fiili gün sayısının esasalınması, diğer bir ifade ile ( 100 x 365 x yıllık faiz ) formülünün ------------ 360uygulanması, faiz hesabında payın gün, paydanın ay olarak hesaplanmayaesas alınması anlamını taşırki, bu hal tebliğle önerilen faiz tutarınınüstünde faiz alınması sonucunu doğurur.
Bu nedenle, Vergi Dairesince uygulanan ve Mahkemecede uygun görülen formüle göre fazladan tahakkuk ettirilip tahsili istenen tecil faizinde isabet görülmediğinden, temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Uyuşmazlık, Kurumun 20.1.1984 - 20.2.1984 ve 20.3.1984 vadeli gelir ( stopaj ) vergisi borçlarına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesi uyarınca yürütülen tecil faizinin hesabına ilişkin bulunmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesinde; amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca amme alacağının iki yılı geçmemek üzere faiz alınmak suretiyle tecil olunacağı, aynı maddenin sondan bir önceki fıkrasında da, tecilde taksit zamanları ve diğer şartların tecile selahiyetli makamlarca tesbit olunacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Maliye Bakanlığınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesindeki yetkiye istinaden hazırlanan ve 31.12.1983 gün ve 18268 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 366 sayılı tahsilat genel tebliğinde de, 6183 sayılı Kanunun kapsamına giren kamu alacakları için 1.1.1984 tarihinden itibaren yapılacak müracaatlara verilecek tecillere % 42 oranında tecil faizi uygulanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın tetkikinden; Kurumun 27.4.1984 tarihinde ödenen 20.1.1984- 20.2.1984 ve 20.3.1984 vadeli gelir ( stopaj ) vergisi borçlarına idarece ayların çektiği fiili gün sayısı esas alınmasına karşın yıl 360 gün kabul edilmek suretiyle tecil faizi hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Bu tarz bir hesaplama şekli ise yukarda belirtildiği üzere tesbit edilmiş olan % 42 lik faiz oranının üzerinde bir oran uygulanmış olması sonucunu doğururki buna cevaz veren herhangi bir hüküm mevzuatımızda mevcut değildir.
Hernekadar gerek öğretide ve gerekse bir kısım banka muamelelerine ilişkin faiz hesaplarında yıl 360 gün olarak kabul edilmekte ise de bu hesaplama tarzı ayların fiili gün sayılarına göre değil, her ayın 30 gün olarak kabul edilmiş olması esasına dayanmaktadır. Kaldı ki böyle olmasa bile öğretideki faiz formülleri uygulanarak yükümlüler aleyhine ek mali külfeti doğurabilecek hesaplama şekilleri uygulayabilmek için mevzuatta açık bir hükmün varlığı şarttır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 8 inci maddesinde sürelerin hesaplanması yönünden Vergi Usul Kanununa atıf yapılmış olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun sürelerin hesaplanmasını düzenleyen 18 inci maddesinde de yılın 360 gün olarak hesaplanmasına imkan veren herhangi bir hüküm yer almamıştır.
Bu duruma göre tecil faizi hesaplanırken, tecil kapsamına giren ayların fiili gün sayısı esas alınırken yılın da fiili gün sayısı olan 365 gün'ün esas alınması gerekirken 360 olarak dikkate alınması işin doğuşuna ters düşeceği gibi tecil faizinin % 42 olacağı yolundaki kurala da aykırı olur. Açıklanan nedenlerle, tesbit edilen % 42 oranından yüksek bir nisbet uygulanmış olması sonucunu doğuran İdare hesaplaması şeklini onaylayan Mahkeme kararında isabet bulunmadığından, mükellef Kurumun temyiz talebinin kabulüne, ...... Vergi Mahkemesinin 23.1.1986 gün ve E: 1985/510, K: 1986/47 sayılı kararının bozulmasına ve ödeme emrinin iptaline, 1.200.- ( Binikiyüz ) lira temyiz yargılama gideri ile esas davada Davacı Kurum tarafından yapılan yargılama gideri tutarı olan 1.250.- ( Binikiyüzelli ) liranın Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınarak temyiz isteminde bulunan mükellef Kuruma verilmesine 2.12.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.
danx
Old 27-09-2007, 16:48   #5
av.araf

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/19569
K. 2000/19070
T. 18.12.2000
• KIDEM TAZMİNATINDA FAİZ BAŞLANGICI ( Emeklilik Nedeniyle Alınan )
• EMEKLİLİK NEDENİYLE KIDEM TAZMİNATI ( Faiz Başlangıcı )
• FAİZ BAŞLANGICI ( Emeklilik Nedeniyle Hak Kazanılan Kıdem Tazminatına Uygulanacak Olan )
1475/m.14
ÖZET : Emeklilik nedeniyle işçinin kıdem tazminatı isteğinde bulunabilmesi için ssk.ya başvurmuş olduğunu ve emekliliğe hak kazandığını belgelemiş olması gerekir. Faiz hesabı içinde emekliliğin belgelendirildiği tarih dikkate alınarak o tarihteki orana göre faize karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı faiz alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde, davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- 1475 sayılı İş Kanununun 14/3-4. maddesine göre emeklilik nedeniyle işçinin kıdem tazminatı isteğinde bulunabilmesi için SSK.ya başvurmuş olduğunu ve emekliliğe hak kazandığını belgelemiş olması gerekir. Faiz hesabı için de emekliliğin belgelendirildiği tarih dikkate alınarak o tarihteki orana göre faize karar verilmelidir. Mahkemece bu durum araştırılmadan, ayrılma tarihinden itibaren faizin hesaplanması hatalıdır.

3- Öte yandan ödenmeyen günler için bir yıl 365 gün olduğuna göre faiz miktarı belirlenirken yıllık faiz oranının 360'a değil 365'e bölünmesi gerekir. Bilirkişice faiz alacağı miktarı yıllık olarak 360'a bölünerek belirlendiğinden, bu durum da ayrı bir bozma nedeni yapılmıştır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.12.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx
Old 27-09-2007, 17:40   #7
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın katılımcılar, daha önceki tartışmanın bağlantısı ve yargı kararları ile katkıda bulunmuşlar.

Bende, 12.Hukuk Dairesinin kararına rağmen, özellikle kanuni faiz hesabında yılın 365 gün kabul edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Konuyu bir örnekle açıklayalım.

1.000.000,00 YTL nın tam bir yıllık kanuni faizi, 3095 sayılı yasanın 1 inci maddesine göre, yıllık % 9 hesabıyla 90.000,00 YTL dır.

a) Eğer bir yıl 360 gün kabul edilirse, 364 günlük bir devrenin kanuni faizi 91.000,00 YTL olup, ilginç bir şekilde, yıllık 90.000,00 YTL miktarındaki faizi aşmaktadır.

b) Eğer bir yıl 365 gün kabul edilirse, 364 günlük bir devrenin kanuni faizi ise 89.753,42 YTL olup, yıllık 90.000,00 YTL miktarındaki faizin, olması gerektiği gibi altında kalmaktadır.

Belirtilen devrede, iki yöntem arasında 1.246,57 YTL fark var.

Hangi hesaplama yöntemi hakkaniyete daha uygun ?

Saygılarımla.
Old 16-05-2010, 02:20   #8
avayhan

 
Varsayılan

Biraz geç bir cevap olacak ama, cevap şu şekildedir. Eğer siz iki tarih arasındaki gün farkını bulurken yılı 360 gün bir ayı 30 gün kabul ederseniz, formulünüzün paydası 36000; eğer siz iki tarih arasındaki gün farkını yıl 365 gün bir ayı ise olması gerektiği uzunlukta alırsanız(30 veya 31) formulünüzün paydasını 36500 almalısınız. Ama genel kabul görmüş faiz formülünün paydası 36000 olmakla faiz hesabı sırasında gün farkını yıl 360 ay 30 gün olarak dikkate almak gerekmektedir. Her iki formüle göre yapılacak hesap sonuçları arasında yine de fark çıkar ama bu fark en fazla 2 günlük eksik veya fazla çıkar, çoğu zaman da (%70) 1 günlük farkı geçmez. Şuraya dikkate etmekte fayda vardır. Kanun yıllık olarak faiz oranını tesbit etmişse siz gün farkını 365 gün alıp formülün paydasını 36000 olarak alırsanız sonuç kesinlikle yanlış çıkar. Yıllık %17 oran üzerinden 100 liranın faizi 17 lira tutacaktır. Fakat siz 365günx17x100lira/36000=17,236TL. Böyle bir hesap kanunun belirlediği oranın aşılmasına neden olacaktır. Eğer payda 36000 se 1 yılda 360gün kabul edilmelidir veya tam tersi yılı 365gün alırsanız paydayı 36500 almak durumundasınız. İyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlilik İçinde Tecavüz Nasıl İspat Edilir? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 5 23-09-2007 09:55
Tahliye Nasıl ispat edilir attorneytalay Meslektaşların Soruları 1 22-09-2007 11:42
Kaçak Şirkete ihtar nasıl tebliğ edilir? Av.Can Meslektaşların Soruları 1 28-08-2007 19:57
Gürültüyle nasıl mücadele edilir? Müddeiumumi Meslektaşların Soruları 4 20-04-2007 09:14
Neden intihar edilir? A.Turan Site Lokali 7 29-12-2006 19:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05389500 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.