Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bonoda çift keşideci, tanzim yerinin birden fazla olması...

Yanıt
Old 08-08-2007, 11:42   #31
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan Şekle aykırılık ve M.K m.2

Daha önceki cevabıma ilave olarak, YHGK'nun ekli kararını dikkatinize sunuyorum. Anılan kararda özetle, bonodaki usulsüzlük durumunu bilen ve imzalayan borçlunun daha sonra bu eksikliğe dayanmasının M.K 2 inci maddesi ile bağdaşmadığı ve Kambiyo hukukuna dayalı olarak takip yapılmasında usulsüzlük bulunmadığı belirtilmektedir. Doğrudan doğruya olmasa bile, kıyasen hadiseye tatbik edilebilir buluyorum. Bonoyu tanzim edenler, herhalde usulsüz ve bu sebeple ödenmeyecek bir bono tanzim etmek istememişlerdir.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2001/11-199
Karar : 2001/244
Tarih : 14.03.2001

(4721 s. MK. m. 2) (6762 s. TTK. m. 688, 689)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.4.2000 gün ve 2000/18 E- 397 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 11.9.2000 gün ve 2000/5669-6542 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilin keşidecisi olduğu ve davalının ciro yoluyla sahip olduğu senedin lehdarın gerçek veya tüzel kişiliği bulunmaması, cirodaki imzanın da yetkili şahsa ait olmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfında olmadığını, ancak, davalının icra takibi ile müvekkilinden 65.700.000 lira tahsil ettiğini ileri sürerek, bu meblağın %80 faizi ile istirdadını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, senedin geçerliliğinin merci hakimliğince belirlenip, kararın kesinleştiğini, davacının cirosunun sahteliğine dayanamayacağını, kaldı ki, cironun geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, senette lehdar olarak tüzel kişiliği olmayan "Uyar Dershanesi"nin gösterildiği, ciro kısmında Ltd.Şti. kaşesi mevcut ise de, ciro imzasının şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığı, bu durumda, adi senet hükmündeki belge ile kambiyo hukukuna mahsus takip yapılamayacağı, bu yolla yapılan takip sonunda tahsil edilen paranın iadesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi sonunda ödenen meblağın istirdadına ilişkindir.

Davacı, lehdar hanesinde "Uyar Dershanesi" yazan bonoyu imzalamış, bilahare, senedin arkası "Uyar Eğ.Öğr. Ltd." kaşesi ile imzalanarak davalıya ciro edilmiştir. Davacı bu davada sonuç olarak, dava konusu senedin lehdarın bulunmadığından kambiyo senedi vasfında olmadığını ileri sürmekte ise de, daha baştan lehdar hanesinde "Uyar Dershanesi" yazılı senedi gördüğü halde imzalayan davacının böyle bir iddiası tipik olarak MK.nun 2 nci maddesine aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan hukuken himaye edilemez.
Kaldı ki, ciro kısmındaki şirket ünvanı nazara alındığında senedin ön yüzünde lehdar ünvanının eksik yazılması sonuca etkili olmadığı gibi, senedin arkasını ciro eden Mehmet Ali U.'ın da dosyaya ibraz edilen Ankara 41 nci Noterliğince düzenlenmiş 9.4.1997 tarihli vekaletname kapsamına göre, senet imzalama yetkisi de dahil olmak üzere çok geniş kapsamlı şirketi temsil ve yetkiyi sahip olduğu görülmektedir.

Bu durumda mahkemece, kambiyo hukukuna mahsus takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Kural olarak kambiyo senetlerinde Lehdar hanesine hakiki ve hükmi şahsın belirli şekilde yazılması şarttır. Ne var ki, Lehdarın eksik ifade edilmesi ve bunun sonradan belirli hale dönüştürülmesi durumunda az yukarıda açıklanan kuralın tamamlanmış olduğunun kabulü gerekir. Dahası bononun bu yönde usulsüzlük durumunu bilen ve imzalayan borçlunun daha sonra bu eksikliğe dayanması Medeni Kanunun 2.nci maddesi ile bağdaşmaz (Bkz. Prof.Dr. Fırat Öztsa kıymetli evrak Hukuku Ankara 1997 Sh. 489, 494). Öte yandan bononun ciro şerhinde Lehdarın tam hüviyeti belirlenmiş olmakla eksikliğin tamamlanmış olduğu da açıktır. O nedenle bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 14.3.2001 gününde, oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : Corpus
Old 08-08-2007, 13:26   #32
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Erol Bey ;

Aslında ortada geçerli olup olmayacağı düşünülmeyecek bir bono var. Zira,müşterek borçlu olmak üzere bonoyu iki keşidecinin imzalamış olması halinde zaten her keşidecinin borçluluğu kendi hesabına olacağı ve keşideci sıfatına bağlı olarak her biri açısından ayrı tanzim yeri ve adres bulunması mümkün olduğu için yasal olarak hiçbir geçersizlik kuşkumuz yok.Senet metninde borçlu dışındaki
kişi/lerin imzası "müşterek" sıfatına( senet metninde bu kelimeye dayalı) ise : her biri borcun 1/2 nden sorumlu olacaktır. Adres/tanzim yeri de her biri için ayrı ayrı belirlenmiş olabilecektir.

Eğer borçlu isim ve sıfatı dışındaki imzalar: kefil,müteselsil kefil namı ile imzalanmışsa,dün irdelediğimiz kararların da işaret ettiği gibi,bu kimseler aval veren sıfatıyla borçlu ile borcun tamamından,borçlu ile aynı derecede sorumlu olacaklardır.
Alacaklı hepsine veya birine,dilediğine,sıraya bakmaksızın müracaat etme hakkına sahip olacaktır. Bu durumda da senette bir borçlu,diğen/leri avalist olarak kabul edileceğinden,yine tanzim yeri tek,avalist adresi ise ihtiyari olarak yer almış olacaktır. Ki avalistin (müteselsil kefilin) adresinin/tanzim yerinin bulunmaması
dahi problem olmayacaktır. Yani gördüğüm kadarı ile :
Soru var,ama sorun yok.
Old 08-08-2007, 13:31   #33
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yani gördüğüm kadarı ile :
Soru var,ama sorun yok.

Sayın Olguner,

Sizdeki bu pozitif enerjiye hayran olmamak mümkün değil. Konuya gösterdiğiniz ilgiye ve verdiğiniz samimi desteğe teşekkür ediyorum.

İyi çalışmalar dilerim.
Old 09-08-2007, 10:50   #34
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Konuya ilgi gösteren, desteklerini sunan tüm meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Old 09-08-2007, 22:02   #35
avaarslan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Saim Dikici
Merhabalar,

Yargıtay kararı aradığım bir olay var. Sizlerle paylaşmak istedim:

Bir bono düzenleniyor. Bonoda tanzim eden iki ayrı kişi. Her birinin ad-soyadının yanında adresleri de var. Fakat ayrıca tanzim yeri yazılmamış.

Böyle bir durumda kanuna göre; Senette Tanzim Yeri Yazılı Olmasa da Keşidecinin Adı ve Soyadı Yanında Yazılı Bir değil (iki) Yer İsmi Olduğundan (TTK.689), iki ayrı yer (şehir) olması tanzim yerinin varlığına yeterli olur mu?

Bono geçerli midir? Tanzim yeri var denilebilir mi?

Bu konuda yargıtay kararıyla karşılaşan bir meslektaşımız var mıdır? Varsa bilgilerini alabilir miyim?

Konu hakkında bilgilerini paylaşacak meslektaşlarımıza şimdiden teşekkür ederim...

Saygılarımla.

Öncelikle ortaya koyduğunuz sorun ilginç bir konu. Nadiren rastlanan bir sorun olsada ticari hayatta büyük sorunlarıda peşi sıra getiren bir konu.

Konu ile ilgili yaılan yazıların büyük kısmını okudum. Hoş ve çok güçlü anlatımlar var. Öncelikle olayı bonoda isimleri yazılı olanlardan birisinin aval veren diğerinin ise keşideci olma ihtimali kuvvetle ihtimaldir. Bu durumda bir sorunun ortaya çıkması sorun değildir. TT. gereğince keşidecinin isminin yanında bulunan idari yer keşide yeridir.

Bununla birlikte bir senedin iki tane keşide edeni olması olanaklı değildir. Bunların alt alta olması halinde keşide edenin üstteki borçlu olduğunu kabul etmek yerinde olacaktır. Yan yana olması halinde ise birisinin aval veren olduğunu kabul etmek yerinde olacaktır.

Bununla birlikte iki tane keşidecinin ve idari birim isminin yer aldığı kabul edilse bile bu bononun geçersizliğini doğuracak bir sebep olmamalıdır. Aksi durumda, diğer arkadaşlarımızın da haklı olarak belirttiği gibi sorun, ticari hayat içinden çıkılmaz bir çıkmaza girecektir. Kaldı ki keşide yerinin bulunmaması bononun geçersizliğini doğurur. Birden fazla kişiye ait değişik keşide yerlerinin olması senedi geçersiz kılmayacaktır diye düşünüyorum.
Old 10-08-2007, 10:15   #36
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Konuya aval hükümlerinden yararlanarak çözüm getiren katılımcıların dikkatine sunmak istediğim 2 konu var.

1.Sayın Dikici, sorusunda açıkça “bonoda tanzim edenin iki ayrı kişi olduğunu” belirtiyor. Bu ihtimal için aval hükümlerinin tatbik kabiliyeti olmadığını düşünüyorum. Sayın Dikici, sorusunu biraz kolaylaştırırsa tabi durum değişir. Ancak, soruya özelliğini veren de bu niteliğidir.

2.Öte yandan, avalistin tanzim edene rücu hakkı, konuya çözümlenmesi gereken ilave bir problem getirecektir.

Sonuç olarak, aval hükümlerinden yola çıkılarak getirilen çözümler, biraz daha farklı bir sorunun cevabıdır.

Saygılarımla.
Old 10-08-2007, 11:51   #37
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bonoda iki keşidecinin mi? Bir keşideci-bir avalistin mi ?
bulunduğu senet metninden anlaşılabilecek birkonu.

Bonoyu 'müşterek borçlu 'sıfatı ile ve müşterek kelimesi yazılı olarak imzalayan her borçlu ayrı bir keşidecidir ve
toplam borçtan hisseleri oranında sorumlu olacaklardır.
Müşterek her borçlu kendi sorumlu olduğu miktar bakımından keşideci sıfatına sahiptir. Alacaklı önce Ankara'da bonoyu (A)ya, müşterek borçlu sıfatıyla imzalatır,sonra İstanbul'daki (B) borçlusuna,İstanbul'da imzalatır.Böylece bonoda iki keşideci ve iki tanzim yeri olur,diye düşünüyorum.

Bono metninde borçlu ismi keşideciyi(tanzim) edeni,müşterek borçlu ismi,birden fazla keşideciyi (borçlu sayısına göre borçtan eşit oranda sorumlu olmayı),
kefil,müteselsil kefil sıfatları ise aval vermeyi ifade etmektedir. Aval verenin sadece imzasının bulunması yeterli olup isim ve adresinin bilinmesi yeterlidir.Senet metninde yazılı olması şart dahi değildir. Keşideci ile birlikte, herhangibir sıfata dayalı olmadan atılan her imza.,kefil,müteselsil kefil namı ile atılan imza aval hükmündedir.Borcun tamamından sorumluluğu gerektirir.
Old 10-08-2007, 13:08   #38
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/22546

K. 2004/27192

T. 28.12.2004

• BONO VASFI ( Tanzim Yerinin Senette Yazılı Olması Gereği/Yazılı Değilse Ad ve Soyadı Yanında Yazılı Yerin Tanzim Yeri Olarak Kabul Edileceği - Avalistlerin Adreslerinin Yazılı Olmasının Bu Zorunluluğu Gidermeyeceği )

• TANZİM YERİ ( Bono Vasfı Koşulu - Senette Avallık Verenin İsminin Yanında Bir Adresin Olmamasının Senedin Bono Olma Niteliğini Etkilemeyeceği/Şikayetin Reddi Gereği )

• AVALLIK VEREN ( Senette İsminin Yanında Bir Adresin Olmamasının Senedin Bono Olma Niteliğini Etkilemeyeceği/Şikayetin Reddi Gereği - Tanzim Yerinin Senette Bulunması )

6762/m.614, 688/6, 689/4


ÖZET : Bir senedin bono vasfında olması için tanzim yerinin senette yazılı olması gerekir. Eğer yazılı değilse, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yer tanzim yeri olarak kabul edilir. Bu zorunluluk keşideci için öngörüldüğünden, her iki yerin de senette bulunmaması halinde, o senet bono niteliğini taşımaz. Avalistlerin adreslerinin yazılı olması bu zorunluluğu gidermeyeceği gibi, olmaması da senette tanzim yerinin yokluğu anlamına gelmez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : T.T.K.'nun 688/6.maddesine göre bir senedin bono vasfında olması için tanzim yerinin senette yazılı olması gerekir. Böyle bir tanzim yeri yazılı değil ise aynı Kanun'un 689/4 maddesi hükmü gereğince tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı yer tanzim yeri olarak kabul edilir. Bu zorunluluk keşideci için olduğundan bu iki yerden birinin senette bulunmaması halinde, o senet bono niteliğini taşımaz. T.T.K.'nun 614. maddesine göre kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermeyeceği gibi olmaması da senette tanzim yeri unsurunun olmadığı anlamına gelmez.
Somut olayda senet keşidecisi K. Y. H. isminin yanında senet tanzim yeri "Organize Sanayii Bolu" olarak belirtilmiştir. Senette avallık veren konumunda olan S. A. 'nın isminin yanında bir adresin olmamasının senedin bono olma niteliğini etkilemeyeceğinden şikayetin yukarıda açıklanan ilkeler gözönöne alınarak reddi gerekirken, şikayetçi yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K. 'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/9833

K. 2004/14255

T. 4.6.2004

• AVAL VERENİN SORUMLULUĞU ( Senedin Asıl Keşideci Borçlu Yönünden Bono Vasfında Sayılmadığı Takdirde Avalist Yönünden de Bono Vasfında Sayılmaması )

• BONODA BULUNMASI GEREKEN UNSURLARI ( Tanzim Yeri ve Ödeme Yeri Unsurlarını Taşımayan Bononun Keşideci Yönünden Bono Vasfında Sayılmayacağından Avalist Yönünden de Bono Vasfında Sayılmaması-Avalistin Adresinin Bonoda Yazılı Olmasının Sonucu Değiştirmemesi )

6762/m.614,688,689


ÖZET : Senet, lehine taahhüt altına girdiği kişi gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalist bakımından bono unsurları taşısa bile, asıl keşideci borçlu yönünden bono vasfında sayılmadığı takdirde, avalist yönünden de bono vasfında sayılmaz. Tanzim yeri ve ödeme yeri unsurlarını taşımayan bono, keşideci yönünden bono vasfında sayılmayacağından, avalist yönünden de bono vasfında sayılmaz. Avalistin adresinin bonoda yazılı olması, sonucu değiştirmez.
DAVA : Alacaklının A. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/1761 E. ve 9.7.2003 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanarak takibi başlatmış olması sebebiyle İcra Mahkemesince yetki itirazının reddi yerinde ise de; TTK'nın 688/6. maddesi gereğince senedin tanzim yeri unsurunu taşımadığı, ayrıca TTK'nın 689/4. maddesi hükmü gereğince de tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı bir yer ismi de bulunmadığından, senet tanzim yeri ve ödeme yeri unsurunu ihtiva etmediğinden bono vasfında sayılamaz. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için geçerli olup TTK'nın 614. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.
SONUÇ : Hal böyle olunca, asıl keşideci borçlu yönünden bono vasfında sayılmayan senedin avalist yönünden de bono vasfında sayılamayacağının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir. T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/1293

K. 2001/4938

T. 25.6.2001

• MENFİ TESPİT DAVASI ( Muhattap veya Keşidecinin İmzaları Dışında Poliçenin Ön Yüzüne Konan Her İmza Aval Beyanı Sayıldığı )

• SENETTEKİ KEFİL ŞAHİT İBARESİ ( Kefil Kelimesinin Sonradan Yazılmış Olduğunun Davacı Tarafından Kanıtlanamadığı Takdirde Bu İbare Avali İfade Edeceği )

• AVAL BEYANI ( Muhattap veya Keşidecinin İmzaları Dışında Poliçenin Ön Yüzüne Konan Her İmza Aval Beyanı Sayıldığı )

6762/m.613/3


ÖZET : Dava menfi tespit davasıdır. TTK.nun 613/3. maddesi uyarınca muhattap veya keşidecinin imzaları dışında poliçenin ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır. Senetteki "kefil şahit" ibaresindeki kefil kelimesinin sonradan yazılmış olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı takdirde bu ibare avali ifade eder ve aval veren lehine aval verilen gibi sorumlu olur.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı ile dava dışı Mustafa Gümüş arasında düzenlenen bonoyu şahit sıfatı ile imzaladıkları halde, davalının kendi aleyhlerine icra takibi yaptığını iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının bonoyu şahit sıfatıyla imzaladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TTK.nun 613/3. maddesi uyarınca muhattap veya keşidecinin imzaları dışında poliçenin ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır. Senetteki "kefil şahit" ibaresindeki kefil kelimesinin sonradan yazılmış olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı takdirde bu ibare avali ifade eder ve aval veren lehine aval verilen gibi sorumlu olur. O halde, mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/143

K. 1995/331

T. 19.1.1995

• BONOYA DAYALI TAKİP ( Aval Verenin Mesuliyeti )

• AVAL VERENİN SORUMLULUĞU

2004/m.167

6762/m.613,614

ÖZET : Muhatap ve keşidecenin imzaları dışında poliçenin yüzüne konan her imza aval şerhi sayılır ve aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 2.1.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: 1 - Borçlulardan A.`ya ödeme emri tebliğ edilmediğinden bu borçlunun henüz itiraz hakkı doğmamış olmakla, itirazının bu nedenle reddi gerekir.
2 - ( A.B. ) ve kooperatif hakkında verilen kararın temyiz incelemesinde:
Alacaklı ... Bankası tarafından borçlular hakkında yapılan takipte, borçlulara kambiyo senetlerine mahsus takiple ilgili 163 ödeme emri çıkarılıp tebliğ edilmiş, borçlular tarafından yasal süresinde merciye itiraz edilmiştir. İtiraz dilekçesinde takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı, kredi sözleşmesine dayalı bu takipte borcun takip konusu miktarda olmadığı, yaptıkları ödemelerin kooperatifin bir başka borcuna kaydırılarak temerrüt ve muacceliyetin ortaya çıktığı, borçluların iradesine uygun olmadan doldurulan bonolarla yapılan takibin ve istenen faizin yasaya uygun olmadığı ileri sürülmüş ve takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Takip dayanağı belge bono niteliğindedir, kredi sözleşmesinde yazılı miktar borçlulara ödenmiş ( kooperatif dışındaki ) taksitlendirilmiş vade farkı da eklenerek borç miktarı belirlendikten sonra sözleşmenin 5. maddesi gereğince borçlulardan takip konusu bono alınmıştır. Bu bono söleşmenin teminatı olarak alınmış değildir. Yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye alacağın takip tarihinden itibaren sözleşmedeki faizi ile birlikte ( akdi faiz ) tahsili istenmiştir. Bu talepte yasaya aykırı bir cihet yoktur.
Kooperatifin itirazına gelince: İncelenen senet içeriğine göre kooperatifin durumu TTK.nun 613/3. maddesi gereğince aval verendir. Zira muhatap ve keşidecenin imzaları dışında poliçenin yüzüne konan her imza aval şerhi sayılır. İmzalayanların tanzim tarihi itibariyle kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olmadıkları da iddia ve isbat edilmiş değildir.
TTK.nun 614/1. maddesi gereğince aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur. Bu nedenle dayanak bono sebebiyle kooperatifin de itirazları yerinde bulunmamıştır. Bu sebeple borçluların itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/7211

K. 2002/8470

T. 24.4.2002

• BONOYU KEŞİDECİYLE BİRLİKTE İMZALAYAN KİŞİLER ( Aval Veren Olarak Sorumlu Olmaları )

• AVAL VERENİN SORUMLULUĞU ( Bonoyu Keşideciyle Birlikte İmzalayan Kişiler )

• KEŞİDECİYLE BİRLİKTE BONOYU İMZALAYAN KİŞİLER ( Aval Veren Olarak Sorumlu Olmaları )

• KOOPERATİF KAŞESİ VE İSMİ BULUNAN BONOYU YETKİLİ KİŞİYLE BİRLİKTE İMZALAYAN KİŞİLER ( Aval Veren Olarak Sorumlu Olmaları )

6762/m.613/3


ÖZET : Takip dayanağı bononun keşideci kısmında kooperatif kaşesi ve ismi mevcut ise de birden fazla imza bulunduğu ve bu imzalar muterizler tarafından inkar edilmediğinden kooperatif yetkilileri dışında bonoyu imzalayan kişiler TTK. 613/3 maddesi uyarınca aval veren sıfatıyla sorumlu olurlar. Bu yüzden mercice bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Takip dayanağı bononun keşideci kısmında kooperatif kaşesi ve ismi mevcut ise de birden fazla imza bulunduğu ve bu imzaların muterizler tarafından inkar edilmediği görülmektedir. Bu durumda kooperatif yetkilileri dışında bonoyu imzalayan kişiler TTK. 613/3 maddesi uyarınca aval veren sıfatıyla sorumlu olduklarından mercice bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde muteriz borçluların itirazlarının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 24.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 10-08-2007, 17:23   #39
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bonoda keşideci,sayısı;kefil,aval veren/ler,tanzim yer/leri v.b. kavramların bütününü tekrar gözden geçirmemize ve kavramlar arasındaki ilişkiyi,ayrılıkları ele alarak konuya toplu bir bakışta bulunmamıza vesile olan arkadaşımız Mehmet Saim Bey"e biz de teşekkür ederiz.

Böylece ; Bono Metnindeki :

1- Borçlu-borçlular,müşterek borçlu-müşterek borçlular terimlerinin keşideci/leri ve keşideci sayısını ;(bonoların birden fazla kimse/ler tarafından keşide edilebilceğini);
2- Kefil,müteselsil borçlu,müşterek-müteselsil borçlu terimlerinin " aval " veren/leri ifade ettiğini ve aval vermenin bononun ön yüzüne hiçbir sıfat ve adres lüzumu olmaksızın sırf bir imza ile mümkün olabileceğini ;hatırladık.

Ve bu arada soru sahibi arkadaşımızın olayına konu bononun da yasal geçerlilik şartlarını tamamen taşıdığını ortaya koyan ,daha evvelki mesajlarda yazılı verileri pekiştiren aşağıda yazılı kararlar da mevcuttur :

--- " M.A. bonoyu dokuz arkadaşı ile birlikte O.. lehine keşide ettikleri halde senet bedelini tamamen ödemek zorunda kaldığını bildirerek fazla ödediği miktar üzerinden hisseleri nisbetinde diğer borçlulara rücu için işbu icra takibini açmış bulunduğuna göre bir bonoyu birlikte keşide edenler arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk hükümleri cereyan eder. Payından fazla ödemede bulunan kişi fazla ödediği kısım için hisseleri nisbetinde (mütesaviyen,eşit oranlarda)diğer keşidecilere rücu hakkını haizdir.

Keşidecilerden M A nın bono mukabilinde ödemek zorunda olduğu meblağdan payına düşenden fazla gelen kısım üzerinden diğer keşidecilere terettüp eden paylar için itirazın kaldırılması gerekirken,rüyeti muhakemeye muhtaç olduğu cihetle İcra Tetkik Merciinin vazifesizlik kararı vermesi yanlıştır." YİİD 7.7.1966 7616/7480
----------------------------------------------

" ... Takip dayanağı bonoyu muteriz kadın,davalı eşi ile birlikte keşideci sıfatıyla imzalamıştır.Bonoyu keşideci ile birlikte imzalayanlar müteselsilen mesuldürler. Kefil olarak imzaladığına dair bono metninde açıklık yoktur.Bu nedenle itirazın reddi gerekir.Senedin kefil sıfatıyla imzalandığına dair yazılı başka delil de yoktur. Öte yandan aval hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir durum da bulunmamaktadır.Bu durumda muteriz kadının kefil yada aval olarak imza ettiğinin kabulü mümkün değildir. İtirazın kaldırılması gerekirken mercice direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır."
HGK 19.9.2001 2001/12-587-617
Old 14-08-2007, 11:54   #40
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono, tanzim edenin(düzenleyenin) ad ve soyadının yazılı yerde tanzim edilmiş sayılır.12.H.D.20.3.1986T. E:1985/9465,K:3059

Olayda iki tane borçlu var ve her ikisinin de adres ve imzaları var.O zaman senet bono hükmündedir.

Yukarıda verilen Yargı kararında aval verenin ismi yanında adres var, düzenleyenin isminin yanında bir adres yok.Yani eksiklik var.

Sizin örneğinizde ise her iki borçlunun da adresi vardır.

Ayrıca, bir bono iki ayrı yerde düzenlenebilir mi sorusuna; bono bir yerde düzenlenmiştir ama ikinci borçlunun adresi X şehri olduğu halde düzenleme gününde Y şehrindedir.Yani diğer borçlunun adresinde.

Her iki isim yanında şehir ismi olması bence eksiklik değildir.Yargıtay açıkça, düzenleme yerinin ne olduğunu belirtmiş.İsmin yanında şehir ismi yazması.Sizin örneğinizde de yazıyor.

Elinizdeki bononun yetki hanesi açıksa ki inşallah açıktır sorunu çok da hissettirmeden çözebilirsiniz!
Old 14-08-2007, 16:04   #41
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,
Kanunun lafzı ve yorumu bakmak gerektiğini düşünüyorum.
TTK 688/1-6 maddesi gereğince senette "düzenleme yeri " olmalıdır.
Eğer; "Düzenleme Yeri " gösterilmemişse " Senedi düzenleyen kimsenin adının yanında yazılı olan yer " düzenleme yeri sayılır.
Bonoda düzenleme yeri hiç bir tereddüte meydan vermeyecek şekilde anlaşılabilir olmalıdır.Yargıtay tereddüte meydan verecek kısaltmalarda dahi senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığını belirterek takibi iptal etmiştir.

Yine Sn.Talih Uyar Kambiyo Senetleri cilt 1 sy 97 de belirtildiği ve Yargıtay 12. HD 28.3.2000 E:3547 K:4662 de "Ayrı bir tanzim yeri bulunmasa da keşidecinin ad ve soyarının yanında yasaya uygun biçimde belirtildiğinden senet kambiyo senedi vasfını taşımaktadır" demektedir.

Peki senedin iki ayrı yerde tanzim edilmiş sayılması mümkün müdür?
Bunada varolan olay sebebi ile olumlu yanıt vermek gerekecektir.Yani kararı olaya uygular isek keşidecilerin yanında idari birim yazılı olduğundan senet bu yerde tanzim edilmiş sayılacaktır.

Eğer tanzim edilmiş sayılan yer konusunda bir problem olsa idi sorunuza olumlu yanıt vermek gerekecekti.Yüksek meblağlı bir takipte riske dikkat etmek gerekiyor.
Takibin iptali yani senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığına dair şikayet ile talep edilecek takibin iptali davası;maktu avukatlık ücretli bir şikayet olup,takibi de durdurmadığından göze alınabilecek bir risk gibi görünüyor.

Ancak ben yine de senedin, kambiyo senedi vasfını taşıdığı düşünüyorum.

Saygılarımla
Old 14-08-2007, 17:22   #42
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Yüksek meblağlı olması nedeniyle, takip veya dava konusu yapılmasında çekinceler bulunan bononun, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle, sembolik kısmi bir bedelle takibe konulması mümkün müdür?

Saygılarımla.
Old 05-09-2007, 16:33   #43
halit pamuk

 
Varsayılan

Bugün Ankara'da kitapçıları ayaküstü gezerken güzel kitaplara rastladım:
Yargıtay üyeleri Erol Ertekin ve İzzet Karataş'ın yazdığı"Uygulamada Ticari Senetler Poliçe-Bono-Çek-Menfi Tesbit ve İstirdat Davaları ile 3167 Sayılı Çek Yasası Hakkında Açıklama- Uygulama 3. Bası" eserde birden fazla keşide edenin bulunması durumunda ve bunların ayrı yerlerde olması durumunda birden fazla keşide yerinin olabileceğini yani bunun (poliçeyi) geçersiz kılmayacağını ifade etmişler(sayfa 185 ve 1. parağraf)

Fırat Öztan'ın 1563 sayfalı Kıymetli Evrak Hukuku kitabında ise( bu kitabın çok iyi bir kitap olduğu izlenimini edindim) birden fazla keşide eden olması nedeniyle birden fazla keşide yeri(tanzim yeri) bulunması durumunda bu poliçeyi(bono) geçersiz kılar,demiştir.


Netice de haklı bir soruyla sorunuzu paylaşmanızdan dolayı teşekkür ediyorum

Saygılar
Old 06-09-2007, 09:15   #44
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Değerli Arkadaşımız Korayad ;

Fırat Öztan,benim fakülte dekanım ve kıymetli evrak hocam.
Bononun unsurları ile ilgili olarak anlattığı ders hala hatırımda.Kıymetli evrak ve bonolarda "imzaların istiklali" bahsini işlerken,her imzanın sorumluluğunun kendi sahibine ait olacağı ve bono üzerinde sahte,irade fesadı ile veya başka nedenle malul ve geçersiz olan bir imza var ise,bunun senedin sıhhatini etkilemeyeceğini , yalnızca o imzanın geçersiz sayılacağını,diğer imza sahiplerinin ise kendi imzalarından ve neticelerinden sorumlu olacaklarını,bononun birden çok alacaklısı(lehtarı) olabileceği gibi,birden çok borçlusu(keşide edeni) de olabileceğini,bu keşideimzalarından biri geçersiz,parmak izi ile imza edilmişse mesela(aynen bu örneği vermişti) diğer imzanın geçerli olacağını ve bononun vasfına etki etmeyecek bir fazlalık,geçersizlik olacağını,alacaklı / lehtar sayısının 10 dahi olabileceğini,aynı şekilde bir bonoyu 10 kişinin keşide edebileceğini,genel olarak müteselsil alacaklılık/ borçluluk durumunun bonolarda da mümkün olduğunu anlatmıştı. Fırat Hocamız daha sonra görüş mü değiştirdi acaba,çünkü Mehmet SaimBey"in sorusuna yanıt ararken,düşüncelerimde Fırat Hocanın bu anlatımları ve aktardığı bilgilerin de izi olduğunu,daha sonra derste dinlediklerimi hatırlayınca anladım. Yalnız,bu konuyu hocama telefonla sorup,son kanaatini öğrenmeye ve bilgilenmeye çalışacağım.(... Hocamız,fakülteye 17 Eylül"de gelecek,tatilde imiş.Yerinde bulamadım,döndüğünde görüşebileceğiz.)
Old 20-08-2008, 19:29   #45
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

bonoda iki keşideci bulunmaktadır.İlk borçlunun yanında adresi (ayrıca tanzim yeri bulunmadığından tanzim yeri sayılan adresi PENDİK) bulunmaktadır...İkinci borçlunun yanında ise adres (dolayısı ile tanzim yeri) bulunmamaktadır..senedin diğer unsurları tamdır...İkinci borçlu ilk borçlu ile aynı adrese sahiptir ve tebligat bu adrese yapılmıştır..İcra takibine borçlular itiraz etmişlerdir...
1-İkinci borçlu adının yanında adres olmadığından senedin geçersizliğinden iptalini. talep etmiştir...
2-Ayrıca dava dilekçesinde birinci ve ikinci borçlu senede kısmı olarak itiraz etmiş borcun bir kısmını kabul etmiştir...

burada ilk borçlunun adresi ile ikinci borçlunun adresi aynı adres olduğundan dolayı tanzim yeri var kabul edilir mi..çift keşideci ve bir adres (sadece tek borçlu yanında var olan adres) senedin geçerliliği için yeterlimidir.?

ayrıca kısmı kabul oldugundan 170-a-3 e göre mahkemece hiçbir araştırmaya gerek kalmadan dava red edilir mi.?..

şimdiden teşekkürler..iyi çalışmalar...

ek:http://www.turkhukuksitesi.com/showt...24625....cevap yine site içersinden çıktı ve (yine duygulandım ))).yine yine yeniden emeği geçen herkese teşekkürler...
Old 21-08-2008, 13:40   #46
halit pamuk

 
Varsayılan

Kıymetli kıymetli evrak Hocamız şimdi dönmüştür herhalde.
Old 22-08-2008, 20:37   #47
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Maalesef Adnan Koray : Hocamız emekli olmuş,fakülteden ayrılmış,ama Ankara'ya gittiğimde onu bulup ziyaret edeceğim,o arada konuşacağım,konu aklımda...
Old 09-05-2013, 14:02   #48
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

herkese iyi çalışmalar...
....tarımsal kalkınma kooperatifi şeklinde senette kooperatif lehtar olarak düzenlenebilir mi? yoksa kooperatif yetkililerinin ismi mi yazması gerekir? cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim...
Old 09-05-2013, 14:11   #49
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ayse E.
herkese iyi çalışmalar...
....tarımsal kalkınma kooperatifi şeklinde senette kooperatif lehtar olarak düzenlenebilir mi? yoksa kooperatif yetkililerinin ismi mi yazması gerekir? cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim...
Kooperatifin ticaret sicilde kayıtlı tam ünvanı yazılarak tabi ki lehdar olabilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bono'da Birden Fazla Lehdarın Durumu. Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 5 14-10-2014 13:57
Bonoda Tahrifat/ Keşideci Ve Lehdar İsmi Aynıysa avslh Meslektaşların Soruları 17 07-05-2010 18:38
birden fazla dava açılıp da kaybedilmiş olması maddi tazminat nedeni olabilir mi? Av. Muzaffer ERDOĞAN Hukuk Sohbetleri 5 23-01-2010 07:20
Bir Katın Birden Fazla İşyeri Merkezi Olması ad-hoc Meslektaşların Soruları 1 01-07-2007 11:53
bonoda keşideci ve lehdar aynı kişi olabilir mi avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 1 23-04-2007 13:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08237100 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.