Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Dava harcı yatırılmadığından usulden red

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-03-2017, 09:25   #1
lawyer sawyer

 
Acil Dava harcı yatırılmadığından usulden red

Adli yardımlı olarak açmış olduğumuz iş davasında, mahkeme tensiple adli yardım talemimizi red edip tarafımıza dava harcı ve gider avansını yatırmak için 2 haftalık kesin süre verdi. Gider avansını süresinde yatırdık,ancak mahkemenin ara kararı yazım şeklinden de kaynaklı hataya düşüp 40 TL civarı peşin harç yatırmadık. Ön incelemede dava harç yatırılmadan usulden ret edildi. Kötü niyet ve davayı uzatma amacı olmadığını ( zaten davacıyız ), iş kazası davası olduğununu ve mağduriyete sebep olunacağını belirtip süre istememe rağmen, sizce davayı direk ret etmesi doğru mudur? Benzer karar var ise, paylaşırsanız memnun olurum. Saygılarımla.
Old 27-03-2017, 12:12   #2
av.gokcen

 
Varsayılan

8. Hukuk Dairesi 2013/10304 E. , 2014/9134 K.


"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 11. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2012/951-2013/206

F. Ö. ile M.. Ö.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair İzmir 11. Aile Mahkemesi'nden verilen 15.03.2013 gün ve 951/206 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili 04/12/2012 havale tarihli dilekçesi ile açtığı mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında, dava değerini 200.000 TL olarak göstermiş ve vekil edeninin herhangi bir geliri bulunmadığını, üzerine kayıtlı menkul ya da gayrimenkul malvarlığı olmadığını açıklayarak, adli yardım talebinde de bulunmuştur. Mahkemece, 11/12/2012 tarihli tensip ara kararı ile harcının maktu ve cüzi olması nedeniyle davacının adli yardımdan yararlanmasına yer olmadığına karar verildikten sonra davalı vekilinin itirazı üzerine bu sefer başvuru harcının dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden nispi olarak hesaplanmasına ve bu miktar üzerinden harcın tamamlanmasına karar vererek davacıya nispi harç ikmali için yeniden kesin süre verilmiştir. Mahkemece, hiçbir araştırma yapılmadan kendi içinde çelişkiye düşen gerekçe ile adli yardım talebi şartlarının bulunmadığının tespiti doğru olmamıştır. Zira adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme sebebi açıkça belirtilmelidir (HMK madde 337/1). Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir kararında “başvurucuyu harç ödemekle yükümlü tutmanın kendisine aşırı bir yük getirmesi halinde, mahkemeye başvuru hakkının özünün zedelendiği kabul edilmiştir” (AİHM, 26.06.2007 tarih başvuru no: 25321/02, Ülger Türkiye, AİHS m. 6, 1982 tarihli TC.Anayasası m. 90). Hal böyle olunca Mahkemenin adli yardım talebinin reddine ilişkin kararı doğru değildir. 6100 sayılı HMK'nun 11/04/2013 tarih 6459 sayılı Kanun ile değişik 337/2 maddesi hükmüne göre adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir. HMK’nun 336/3.fıkrasına göre; “ kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır”. Bu hüküm karşısında temyiz sırasında Yargıtay’a yapılan adli yardım başvurularının da Yargıtay ilgili dairesince incelenmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından adli yardımla ilgili isteğini temyiz dilekçesinde de tekrarlamış ve temyiz sebepleri arasında bu isteğin yer aldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar temyiz yoluna başvuru harçları davacı vekili tarafından yatırılmış ve dosya bu haliyle temyize gönderilmiş ise de, temyizden önce, temyiz ve temyiz aşamasından sonra da yapılacak giderler yönünden adli yardım isteğinin dairece incelenmesi uygun görülmüştür. Dosya içinde bulunan tüm bilgi ve belgeler ile adli yardım isteği bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı Fatma Özkaya’nın adli yardım isteğinde bulunmada haklılığının bulunduğu kanaat ve sonucuna varıldığından HMK’nun 336 ve 337.maddeleri ile ilgili diğer maddeler gözetilerek davacı Fatma’nın adli yardımdan yararlandırılmasına karar verilerek diğer temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi.
Mahkemece, davacının kendisine verilen iki haftalık kesin süre içerisinde harç eksikliğini tamamlamadığı gerekçesi ile HMK'nun 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden davanın reddine ilişkin kararı doğru bulunmamıştır.
Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı Kanun'un 27 ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30. maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HUMK'nun 409. maddesinde (6100 S.HMK md.150) gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Eksik harcın alınması durumunda, bu hükümlere uyulması gerekir. Görülmekte olan davada, davalının itirazı üzerine mahkemece, dava dilekçesinde gösterilen değer (200.000,00 TL) üzerinden harcın ikmal edilmesi için davacılar vekiline iki haftalık kesin süre verilmiş ve öngörülen süre içerisinde harcın yatırılamadığı gerekçesi ile davanın HMK/115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Bu açıklamalar karşısında somut olaya bakıldığında; eksik harcın tamamlatılması için mahkemece davacılar vekiline yazılı şekilde süre verilmiş olması, 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine ters düşmektedir. Yargı işlemlerinin çabuklaştırılması için hakimin taraflara süre ve imkan tanıması yerinde ise de, eksik harç yönünden kanunun öngörmüş olduğu prosedüre uyulması gerekir. Harçlar Kanunu hükümleri gözönünde tutulmaksızın davacılar vekiline iki defa kesin süre tanınması, kesin süre gereğinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Verilen süre içerisinde eksik harcın tamamlatılmaması halinde, HUMK'nun 409. maddesi (6100 s. HMK md.150) hükmü uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılması, bu maddede öngörülen süre içerisinde harcı yatırılmak suretiyle dava dosyasının yenilenmesi halinde davaya kaldığı yerden devam edilmesi, üç aylık süre içerisinde harç yatırılmak suretiyle dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir. Davanın açılmamış sayılması yerine, kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın usulden reddine karar verilmiş olması da doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-03-2017, 20:35   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer sawyer
Adli yardımlı olarak açmış olduğumuz iş davasında, mahkeme tensiple adli yardım talemimizi red edip tarafımıza dava harcı ve gider avansını yatırmak için 2 haftalık kesin süre verdi. Gider avansını süresinde yatırdık,ancak mahkemenin ara kararı yazım şeklinden de kaynaklı hataya düşüp 40 TL civarı peşin harç yatırmadık. Ön incelemede dava harç yatırılmadan usulden ret edildi. Kötü niyet ve davayı uzatma amacı olmadığını ( zaten davacıyız ), iş kazası davası olduğununu ve mağduriyete sebep olunacağını belirtip süre istememe rağmen, sizce davayı direk ret etmesi doğru mudur? Benzer karar var ise, paylaşırsanız memnun olurum. Saygılarımla.
Hakkın özünü yok eden, kanunun ulaşmaya çalıştığı amacın dışına çıkmış, haksız bir karar. Benim algıladığım; asıl istenen dosyadan kurtulmak...Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
usulden red olan dava,ve yeniden dava açma süreci Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 6 29-05-2012 18:49
usulden reddedilen dava av.23 Meslektaşların Soruları 1 09-02-2012 13:19
ihtiyati tedbir talebinin tedbir harcı yatırılmadığından reddine karar verilebilir mi emine arıkan Meslektaşların Soruları 1 05-12-2008 13:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04002500 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.