Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulaması

Yanıt
Old 16-01-2013, 17:34   #1
sevda

 
Varsayılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulaması

Merhaba arkadaşlar.
Müvekkil şirkeye ait taşınmaza belediye tarafından yapılan tebligatla; yapının fiziki ömrünü tamamladığı, olası deprem halinde can ve mal güvenliğini tehdit edeceğinin yapılan "gözlem" neticesinde anlaşıldığı belirtilerek,tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereğince lisanslı kuruluşlar veya üniversitelere tespit yaptırarak ibraz etmemiz, aksi halde İmar Yasasının 39. maddesine göre işlem yapılacağı bildirilmiştir.
İlgili yasa ve yönetmeliği incelediğimde, riskli alanların nasıl ve kim tarafından tespit edileceği belirtilmiş ve gözlem diye tespit yöntemine raslayamadım. Ama belediye, taşınmazda varolan kimi çatlaklardan yola çıkıyor sanırım. Şimdi;
1- Bu tebligat ilgili yasa ve yönetmeliğe uygun bir tebligat mıdır?
2- Bu tebligata ilişkin idari yargıya başvurarak işlemin iptalini talep edebilir miyim?
3- Yoksa tespit yaptırmakta fayda var mı?
4- Tespiti yasa/yönetmelikte geçen şekilde doğrudan mı, yoksa mahkeme kararı ile yaptırmak mı gerek?
Yapı 1990 larda belki de öncesinde yapılmış bir yapı, imarlı, iskanlı.
Teşekkür ederim.
Old 01-03-2013, 12:03   #2
migel

 
Varsayılan

Merhaba,

Bu kanunun pratikte yaygın olduğunu sanmıyorum ancak aynı şekilde biz de bir müvekkilin taşınmazı hakkında tespit hazırlığındayız. Burada Belediyenin neye dayanarak tespit istediğinin bir önemi olduğunu sanmıyorum. Dışarıdan binanın çok eski görünmesi ve belki de dediğiniz gibi yüzeysel bir analiz doğrultusunda istemiş olabilir. Konu deprem ve dolayısıyla can güvenliği olunca sorumluluk büyük olacağından hassas davrandıklarını düşünüyorum.

Bu anlamda bana göre tebligat usulüne uygun. Tespit yaptırmak oldukça masraflı. 1000 metrekareye kadar olan yerlerde 15bin TL talep ediliyor ancak pazarlığa açık. Bunun sonunda oldukça kapsamlı bir rapor hazırlıyorlar. Ancak şayet yaptırırsanız "performans analizi"nin de yapılıp yapılmayacağını mutlaka sorun çünkü en önemli kısım burası. Bu analiz olmadan yıkım kararı verilemez. Bazı şirketler yüzeysel bir inceleme yapıp paranızı da alıp gidiyorlar ve hiçbirşey elde edemiyorsunuz. Rapor yıkım yönünde çıkarsa zaten size 2 ay süre veriyorlar yıkmanız için. Aksi halde İdare yıkıyor. Tüm tespit ve yıkım masrafları da hissedarlara ait oluyor. Ödenmezse hisselere ipotek konuyor vs.

Benim bu kanundan anladığım pek kaçış olmadığı yönünde. Mahkeme yolunun tercih edilmesi ne kadar faydalı olur bilmiyorum ancak bu lisanslı kuruluşlar ne yapmaları gerektiğini ve süreci biliyorlar diye düşünüyorum. Bakanlığın sitesinde bu kuruluşların isimleri ve telefonları var. Bilgi almanız faydalı olur.

Ancak burada sizin de durumunuza uyan bir konu var bence. Şayet tespit sonucunda sağlamdır raporu çıkarsa bu halde boşuna yaptırmış olduğunuz bu tespitin masraflarını rücu edebilecek misiniz? Kanunda bu konuda düzenleme yok sanırım.

Yardımcı olabildim mi bilmiyorum ancak konu ile ilgili bildiklerim bunlar.

Alıntı:
Yazan sevda
Merhaba arkadaşlar.
Müvekkil şirkeye ait taşınmaza belediye tarafından yapılan tebligatla; yapının fiziki ömrünü tamamladığı, olası deprem halinde can ve mal güvenliğini tehdit edeceğinin yapılan "gözlem" neticesinde anlaşıldığı belirtilerek,tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereğince lisanslı kuruluşlar veya üniversitelere tespit yaptırarak ibraz etmemiz, aksi halde İmar Yasasının 39. maddesine göre işlem yapılacağı bildirilmiştir.
İlgili yasa ve yönetmeliği incelediğimde, riskli alanların nasıl ve kim tarafından tespit edileceği belirtilmiş ve gözlem diye tespit yöntemine raslayamadım. Ama belediye, taşınmazda varolan kimi çatlaklardan yola çıkıyor sanırım. Şimdi;
1- Bu tebligat ilgili yasa ve yönetmeliğe uygun bir tebligat mıdır?
2- Bu tebligata ilişkin idari yargıya başvurarak işlemin iptalini talep edebilir miyim?
3- Yoksa tespit yaptırmakta fayda var mı?
4- Tespiti yasa/yönetmelikte geçen şekilde doğrudan mı, yoksa mahkeme kararı ile yaptırmak mı gerek?
Yapı 1990 larda belki de öncesinde yapılmış bir yapı, imarlı, iskanlı.
Teşekkür ederim.
Old 01-03-2013, 16:03   #3
sevda

 
Varsayılan

Yanıtınız için teşekkürler. Biz de "idarenin gücü" nedeniyle kararı tartışmak yerine rapor alma yoluna gittik, ama henüz rapor çıkmadı. Söylediğiniz gibi sağlam raporu verilirse zararı kimden tazmin edeceğiz, ya da bu zarar olarak yorumlanacak mı?
Selamlar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
4320 sayılı kanunun uygulaması av.efsun Meslektaşların Soruları 19 01-07-2012 16:23
tapu iptal davasının ıslah ile tazminata dönüştürülmesi hakkında ocean10 Meslektaşların Soruları 0 27-02-2012 12:34
5502 Sayılı Kanunun 36. Maddesi Hakkında Av. Yavuz Şahin Meslektaşların Soruları 3 25-03-2011 11:56
3194 Sayılı İmar Kanununun 5940 Sayılı Kanunun 2.Maddesi İle Değişik 42.M. Uygulaması Av.Elif Dinçeroğlu Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 3 10-11-2010 13:45
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görevleri hakkında kanun Av.Günes Meslektaşların Soruları 0 03-08-2009 10:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03804302 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.