Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Günlük Hukuk Haberleri

Yanıt
Old 02-12-2010, 11:15   #301
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16429496.asp?gid=373

Anlaşılır gibi değil ama... olmuş.
Old 03-12-2010, 16:37   #302
Chi

 
Varsayılan Hukuki yardımlarda ve davalarda avukatlara ödenecek yeni ücretler belirlendi

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56355


Hukuki yardımlarda ve davalarda avukatlara ödenecek yeni ücretler belirlendi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/medya.php?mn=61821Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan yeni Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, büroda sözlü danışmanlık 140 TL'den 155 TL'ye, gidilen yerde sözlü ve yazılı danışmanlık 275 TL'den 300 TL'ye, dilekçe, ihbarname, ihtarname ve protesto düzenlenmesi 175 TL'den 200 TL'ye, miras sözleşmesi ve vasiyetname hazırlama ile ticari işlerle ilgili sözleşme düzenleme de 825 TL'den 900 TL'ye çıkarıldı.

İş takibi konusunda uluslararası yargı yerlerinde duruşmalı hukuki danışmanlık için ödenecek ücret 5 bin TL'den 5 bin 500 TL'ye, duruşmasız ise 3 bin TL'den 3 bin 300 TL'ye yükseltildi.

Kanun gereği bulundurulması zorunlu sözleşmeli avukatlara ödenecek ücretler de yeniden belirlendi.Buna göre, yapı kooperatifleri için ücret 500 TL'den 550 TL'ye, anonim şirketler, kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel ve tüzel kişilerin sözleşmeli avukatlarına ödenecek ücret ise 850 TL'den 935 TL'ye çıkarıldı.

Yargı yerleri ile icra ve iflas dairelerinde yapılan ve konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen hukuki yardımlar için ödenecek ücretler de artırıldı.
Buna göre, icra dairelerinde yapılan takipler için ücret 160 TL'den 180 TL'le, ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için 300 TL'den 330 TL'ye, fikri ve sınai haklar mahkemelerinde takip edilen davalar için bin 500 TL'den bin 650 TL'ye, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 2 bin TL'den 2 bin 200 TL'ye, Yargıtay'da ilk derecede görülen davalar için 2 bin TL'den 2 bin 200 TL'ye, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay'da temyiz yolu ile görülen işlerin duruşması için ise 750 TL'den 825 TL'ye yükselti. Yüce Divan sıfatıyla bakılan davalarda da 2 bin 750 TL avukatlık ücreti alınacak.

Yargı yerleri ile icra ve iflas dairelerinde yapılan ve konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki yardımlara ödenecek ücretlerde de belirli oranlarda artış yapıldı.



http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56355
Old 04-12-2010, 20:55   #303
Av.Barış

 
Varsayılan

Ocak'ta hayatımız değişecek!


Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu tasarıları pek çok yenilikle geliyor 04 Aralık 2010 Cumartesi, 15:53:14 TBMM'de iktidar ve muhalefet partilerinin ocak ayında yasalaştırmayı kararlaştırdığı Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarıları yürürlüğe girdiğinde, günlük yaşantımızda da önemli yansımaları olacak.

16:06 | 04 Aralık 2010


Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu tasarılarının 11-20 Ocak 2011 tarihlerinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi için iktidar ve muhalefet arasında sağlanan uzlaşmayla, Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu'nun ardından son yılların en kapsamlı yasal değişikliği gerçekleştirilecek.

Türk Ticaret Kanunu değişiklikleri özellikle ticari yaşamı önemli ölçüde değiştirecek. Türk şirketleri şeffaflaşarak, hem yabancı şirketler açısından, hem de yerli şirketler açısından daha güvenilir partnerler haline gelecekler. Ayrıca TTK'da Paris'ten diplomalı terzi, Christian Dior'un kalfası gibi sıfatlar kullanan terzi, kuaför, dişçi gibi meslek mensuplarına 2 yıla kadar hapis cezası da ilginç maddeler arasında yer alıyor.

Yeni Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle kirayla ilgili tüm işlemler bu yasaya tabi olacak. Herhangi bir borca kefil olanların başına ne geleceğine ilişkin belirsizlikler giderilecek.

BORÇLAR KANUNU Toplam 649 maddeden oluşan Borçlar Kanunu Tasarısı'nın getirdiği bazı önemli düzenlemeler şöyle: KİRAYA ÜFE SINIRI: Kira bedelleri, bir önceki yıldaki üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) artışı geçemeyecek. Döviz üzerinden ödenen kira bedelleri beş yılda bir yeniden belirlenecek.

DEPOZİTOYA ÜÇ AY SINIRI: Kiralamalarda güvence bedeli (depozito) üç aylık kira tutarını aşamayacak. Depozito parası, kiracı ve mülk sahibinin ortak vadeli hesabında tutulacak.

KİRAYI İKİ AY AKSATAN EVDEN ÇIKARTILACAK: Kirasını ödemeyen kişiye evsahibi öncelikle ihtar çekecek. İki defa ihtar çekilen kiracı, kira döneminin bitiminde bir ay içerisinde dava yoluyla tahliye edilecek.

EVLATLIĞIM OTURACAK, ÇIK: Ev sahipleri altsoy ve üstsoyunun ihtiyacı için de evin tahliyesini isteyebilecek. Böylece dedesi veya torununun torunu için dahi tahliye talebinde bulunabilecek.

KARIMDAN İZİNSİZ KEFİL OLAMAM: Eşlerden biri yazılı olarak izin vermedikçe diğer eş hiçbir şekilde bir başkasının borcuna kefil olamayacak. Kefil olanın rızası olmadıkça, kefalet miktarında sonradan bir artış yapılamayacak.

ÖMÜR BOYU KEFALETE SON: Herhangi bir borca kefil olma durumunda, on yıldan daha fazla süre için verilse bile kefalet on yılın sonunda kendiliğinden ortadan kalkacak.

TAZMİNATTA MEVKİ AYRIMI OLMAYACAK: Manevi tazminatların belirlenmesinde hakim kişinin zenginliğine yoksulluğuna, ya da makam ve mevkisine bakmayacak. Sebepsiz zenginleşme, tazminat ölçüsü olmayacak.

DOKTOR TAZMİNATTAN KAÇAMAYACAK: Afyon'daki katarakt ameliyatlarında olduğu gibi doktor hatasıyla hastanın ölmesi veya bir organını kaybetmesi durumunda ameliyat öncesi doktoru sorumluluktan kurtarmaya yönelik sözleşmeler geçersiz olacak. Bu durumdaki doktorlar ve hastaneler tazminat ödemekten kurtulamayacaklar.

YİRMİ YIL SONRA YIKILAN BİNAYA TAZMİNAT: Zaman aşımı süreci, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihte başlayacak. Yirmi yıl sonra yıkılan bina için de müteahhitten tazminat alınabilecek.

CİNSEL TACİZE KARŞI ÖNLEM: İşveren, kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları ve tacize uğramış olanların daha fazla zarar görmemesi için güvenlik önlemi alacak.

İŞTEN ATILANA 6 AYLIK MAAŞ: Haksız yere işçisini işten atan işveren, altı aylık maaşa kadar tazminat ödeyecek.

AMAN KÖPEĞE DİKKAT FAİZE SINIR: Sözleşmeyle belirlenecek akdi faizlere sınır konulacak. Uygulamadaki yasal faiz dikkate alınarak, akdi faiz yüzde 13.5'i, temerrüt faizi de yüzde 18'i aşamayacak.

NAFAKADA SINIR YOK: İşçi ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemeyecek. Ancak nafaka davalarında bu sınır uygulanmayacak.

YANAN EVİN SORUMLULUĞU: Tapu devri yapılmış olsa bile alıcıya henüz teslim edilmemiş bir evin yanması durumunda satıcı sorumlu olacak.

KÖPEĞİNİZ ÖLDÜRÜLEBİLİR: Bir köpek, komşunun bahçesine girip bitkilere ya da insanlara zarar verdiğinde, bahçe sahibi hayvanı öldürebilecek.

KAYBOLAN EŞYADAN OTEL SORUMLU: Müşteriye ait eşyaların çalınması durumunda otel konaklama ücretinin 3 katına kadar tazminat ödeyecek.

TİCARET KANUNU Türk Ticaret Kanunu Tasarısının getirdiği yenilikler şöyle: TRANSPARAN ŞİRKETLER: Büyük, küçük tüm şirketlerin denetimi uluslararası *muhasebe standartlarına göre yapılacak. Şirketin içinde para mı, çek mi, senet mi, ortaklarının verdiği emanet para mı var, hepsi görülebilecek.

SANAL TOPLANTI: Şirketler yönetim kurulu toplantılarını on-line olarak internet üzerinden yapabilecekler. Halka açık anonim şirketlerin genel kurullarında internet üzerinden oy kullanılabilecek.

ŞİRKET KENDİ HİSSESİNİ SATIN ALABİLECEK: Genel Kuruldan 18 aya kadar yetki almak kaydıyla, şirketler kendi hisselerinin yüzde 10'una kadar borsadan hisse toplayabilecek. Yönetim Kurulu, şirket hisselerinde herhangi bir spekülatif hareket gördüğünde genel kurul kararını beklemeden de hisse alabilecek.

ÖRTÜLÜ KAZANÇ YASAĞI: Ortaklar şirketi kendi kasaları gibi kullanamayacaklar. Böylece örtülü kazanç aktarımı önlenecek.

CHRİSTİAN DİOR'UN KALFASI: Paris'ten diplomalı terzi, Christian Dior'un kalfası, ödüllü çevirmen', profesör dişçi, ellerinde doğal güç bulunan akupunkturcu gibi sıfat kullanan terzi, kuaför, dişçi gibi meslek mensuplarına 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

MOBİLYA MONTAJI TAŞIYICIYA AİT: Ev veya büro taşımalarında mobilyaların sökülmesi ve kurulması taşıyıcıların yükümlülüğünde olacak. Taşıma sırasında kırılan, hasar gören eşyadan dolayı taşıyıcı şirket mal sahibine tazminat ödemekle yükümlü olacak.

KAYBOLAN ÇANTADAN OTOBÜS SORUMLU: Yolcunun kişisel eşyasından otobüs veya uçak firması sorumlu olacak.

OTOBÜSTE LAHMACUN YOK: Şehirlerarası yolculuklarda yumurta, soğan, pide, lahmacun gibi kokulu yiyecekler tüketilmeyecek. Tavuk ve horoz gibi canlı hayvan taşınamayacak.
Old 05-12-2010, 00:47   #304
saffet

 
Varsayılan Hakim ve Savcılarla Görüşebilme ve Mahkeme Kalemlerine Girebilme İmkanı Yok Artık

Sitede konu hakkında bir bilgi bulamadım.İçler acısı bir durum, sizlerin takdirine bırakıyorum...
Hakim ve savcıyla görüşme tarihe karışıyor.
Saygılarımla
Old 05-12-2010, 02:50   #305
oguzhand0

 
Varsayılan

Saffet Bey; evet sonuçta bu bir haber ancak sadece gülüp geçiyorum. Çünkü gerçeklik payının olabileceği ihtimali dahi korkutuyor ve midemi bulandırıyor.

Bunu, kartlı sistemi duymuştum ancak kaldırıldığı çalınmıştı kulağıma...

O sayılan barolardaki meslektaşlarımızdan bilgi bekliyorum...
Old 05-12-2010, 11:37   #306
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

İleri demokrasi uygulamaları hayata geçti:
Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan vatandaşlar, güvenlik güçlerince dışarıdan gelecek olası saldırılara karşı korunarak güven içinde yürüyüşlerini gerçekleştirdiler.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16452422.asp?gid=373
Old 05-12-2010, 14:24   #307
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan saffet
Sitede konu hakkında bir bilgi bulamadım.İçler acısı bir durum, sizlerin takdirine bırakıyorum...
Hakim ve savcıyla görüşme tarihe karışıyor.
Saygılarımla

Mahkeme sistemine geçiş projesi adı altında hazırlanan br proje ve pilot iller belirlenmiş. adalet hizmetlerinin hızlandırılması vs çalışmalar yapılmış ancak bir avukat ya da vatandaş hakim ve savcı ile nasıl görüşemiyor onu anlamıyorum.
ya da pratikte bunun ne gibi bir faydasının olacağını anlamış değilim.
Old 07-12-2010, 00:26   #308
Av.Barış

 
Varsayılan Hakim ve savcılara tazminat davası açılamayacak

Yeni düzenlemeyle davalar memura değil, kamuya açılacak. Memurlara, teknolojik gelişmelere uygun olarak ve günün şartlarına göre, gerektiğinde evlerinden çalışabilecekler.

AKP'li Bolu Milletvekili Fatih Metin, AKP Siirt Milletvekili Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak'ın imzasını taşıyan teklif, bazı kanunlarda değişiklik yapıyor.

Teklife göre, Devlet Memurları Kanunundaki ''Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar'' hükmü değişecek. Bu kapsamda, zarar gören kişiler bundan dolayı sadece kurum aleyhine dava açabilecek; ''kişisel kusur'' iddiasıyla bile olsa görevlerini yerine getiren personel aleyhine dava açılamayacak.

İdari Yargılama Usulü Kanununda da bu kapsamda değişiklik yapılıyor. Buna göre, idare mahkemeleri kararlarını 30 gün içinde yerine getirilmemesi halinde, lehine karar verilen ilgili sadece idare aleyhine davacı olabilecek ve kamu görevlisi aleyhine ''kişisel kusur'' olsa bile tazminat davası açılamayacak. Ancak, idarenin kamu görevlisine rücu etme hakkı saklı tutulacak.

Bu kapsamda, Yargıtayın görevleri arasında sayılan ''görevden doğan tazminat davalarına'' bakmak hükmü de ilgili maddeden çıkarılıyor.
Bu düzenleme, henüz görülmekte olan davalar ile henüz kesinleşmemiş hükümler bakımından da uygulanacak.
Teklifle, ayrıca Adli Tıp Kurumundaki başkan yardımcılarının sayısı 2'den 5'e yükseltiliyor, bunlardan en az 2'si adli tıp uzmanı olacak.

Hakim ve savcıların kararları

Hakimler ve Savcılar Kanununda öngörülen değişikle; hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili yaptıkları işlem ve verdikleri karar nedeniyle haklarında tazminat davası açılması imkanı ortadan kaldırılıyor. Bu hakim ve savcıların kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hallerinde de geçerli olacak.

Hakim ve savcıların işlem, kovuşturma, işlem veya verdikleri kararlar nedeniyle sadece devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında ise söz konusu işlem ve kararların ''kanuna ve hukuka aykırı'' olması temel kıstas olacak. Teklifte, bu aykırılığın dayandırılabileceği gerekçeler ''kayırma ve taraf tutma, düşmanlık ve kin'', ''sağlanan menfaat'', ''farklı bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırılık'', kararın ''soruşturma evrakında veya duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayandırılması'', ilgili evraklarda ''tahrifat'', ''hakkın yerine getirilmesinden kaçınma'' veya Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili düzenlemelerindeki hükümler şeklinde sıralanıyor.

Tazminat davasının açılması, hakime ve savcıya karşı bir ceza kovuşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanamayacak.

Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerdeki asliye hukuk mahkemesinde, eğer dava asliye hukuk mahkemesinin görevinden kaynaklanıyorsa en yakın yerdeki asliye hukuk mahkemesinde ele alınacak. Bu davalar ilgili hakim ve savcıya re'sen ihbar edilmiş sayılacak.

Tazminat istemli davalar, kovuşturma sonucunda verilen hükmün ya da davalara ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılabilecek. Eğer tazminat kararı verilirse, devlet ilgili kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ''görevini kötüye kullanan'' hakim ve savcıya rücu edecek.
Teklif, bu düzenleme doğrultusunda Ceza Muhakemesi Kanununda da değişiklik öngörüyor.

Öngörülen değişiklikler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan davalar, kesinleşmemiş hükümler, temyiz aşamasında olan kararlar için de uygulanacak. Görülmekte olan davalar da devlet aleyhine devam edecek. Yargıtaydaki davalar görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine devredilecek.



Özürlüler için farklı mesai

Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik yapan teklife göre, özürlüler için farklı çalışma saatleri düzenlenebilecek. Özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri, merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilecek.

Evde çalışılabilecek

Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkün hale geliyor. Memurlara, teknolojik gelişmelere uygun olarak ve günün şartlarına göre, gerektiğinde evlerinde, özel ofislerde veya benzeri başka yerlerde çalışabilmelerine imkan sağlanıyor.

Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde, memurların çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenecek.

Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi halinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her halde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası yazılamayacak.

Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının yüzde 25'i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan yüz 75'i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi, tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanacak.
Old 07-12-2010, 13:17   #309
av.metinmso

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avsevil
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 8 şeritli ve etrafında yerleşim yeri olmayan bir yolda önüne çıkan yayaya çarparak ölümüne neden olan şoföre ceza verilmesi gerektiğine hükmetti

Etrafında yerleşim yolu olmayan 4 şeritli bir yola atlayan yayaya çarpan, hız sınırını aşmamış bir şoföre ceza verilir mi? Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu soruya hukuki açıdan son noktayı koydu. "Bir şoför her an her yerden yaya çıkabileceğini hesaplamalıdır" diyerek şoföre ceza verilmesi gerektiğini savundu. Emsal niteliğindeki kararın dayanağı olan kaza, Ankara-Konya karayolu üzerindeki Gölbaşı ilçesi yakınlarında yaşandı. Özgür Akbıyık isimli yaya etrafında yerleşim yeri bulunmayan ve 4 şerit gidişi bulunan Konya yoluna atladı. Şoför R.K. 70 kilometre hızla gidiyordu. Ancak yokuş aşağı olduğu için duramayarak, önüne atlayan Akbıyık'a çarptı ve ölümüne neden oldu.

HIZ SINIRINI AŞMASA BİLE SUÇLU

Kazadan sonra R.K. hakkında "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan dava açıldı. Ankara 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalarda Adli Tıp Kurumu'ndan bilirkişi raporu alındı. Rapora göre sürücü 70 kilometrenin altında bir hızla, trafik kurallarına uygun seyrediyordu. Yaya, 1 metre yükseklikteki refüjden yola atlamıştı. Her ne kadar kusurun büyüğü yayada olsa da şoförün de dikkatli olması gerektiği belirtiliyordu. Hâkim, sanık şoförün beraatine karar verirken şöyle dedi: "Şehir içinde ya da şehirlerarası yollarda bir sürücünün her an, her saniye sağdan, soldan, ortadan bir insan çıkacak diye araç kullanmasını beklemek de hayatın olağan akışına uygun değildir." Ölen Özgür Akbıyık'ın yakınları kararı temyiz etti. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi kararı "Adli Tıp ve bilirkişi raporlarında sürücünün de kusurunun bulunduğu belirtilmektedir, bu raporlara rağmen beraat kararı verilmesi uygun değildir" görüşüyle bozdu. Yerel mahkeme ise kararında direndi. Dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul, iki hafta boyunca tartıştı ve sonunda yerel mahkeme kararını bozdu. Şimdi 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi, yargıladığı şoföre "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan 3-6 yıl arası hapis cezası verecek.

Kaynak : Sabah Gazetesi

Bu kararın bilgilerini ya da direkt olarak kararı paylaşabilecek bir meslektaşımız var mıdır acaba?

Birazcık acil
Old 09-12-2010, 08:29   #310
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
4 ay sonra ‘PARDON’ deyip bıraktılar

Ayşegül USTA-Selçuk YAŞAR/İSTANBUL 9 Aralık 2010


Hasta babasını son bir kez görmek amacıyla Erdoğan Akhanlı Almanya’dan Türkiye’ye geldi. 21 yıl önce işlenen bir cinayete karıştığı iddiasıyla yakalanarak tutuklandı. 4 ay tutuklu kaldıktan sonra ilk kez hakim karşısına çıktığı duruşmada serbest bırakıldı.
Yazar Erdoğan Akhanlı, 1991 yılında Türkiye’yi terketmek zorunda kaldı ve 2001 yılında Almanya vatandaşı oldu. 19 yıl sonra sağlık problemleri yaşayan babasını ziyaret etmek için İstanbul’a geldi. Ancak Akhanlı, Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı ve 1989 yılında bir döviz bürosunda İbrahim Yaşar Tutum’un öldürüldüğü soyguna katıldığı iddiasıyla 10 Ağustos’ta tutuklandı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, dün davanın ilk duruşması görüldü.

Babamızın katili Akhanlı değil
Duruşmaya katılan İbrahim Yaşar Tutum’un çocukları Mustafa ile Ünay Tutum söz alarak cinayeti detaylı olarak anlattı. Ünay Tutum, “Yüzde yüz olarak söyleyebilirim ki, olayı gerçekleştiren kişilerden biri Erdoğan Akhanlı değildir. Akhanlı’dan şikayetçi değilim” dedi. Mustafa Tutum da Erdoğan Akhanlı’yı tanımadığını belirterek şikayetçi olmadı. Aynı olaya ilişkin hakkında daha önce açılan davadan beraat eden ve Akhanlı’yı suçlayıcı ifade veren Hamza Kopal ise olaydan sonra emniyette işkence gördüğünü belirterek eski ifadelerini kabul etmedi.

Babasını son kez göremedi
Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu ve suç vasfının değişmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak Erdoğan Akhanlı’yı tahliye etti. Mahkeme heyetine hitaben yazdığı mektupta “Şimdi verilmesi muhtemel tahliye kararı benim için bir özgürlükten ziyade yeni ve son sürgünümün başlangıcı anlamını taşıyacak” diyen Akhanlı, tahliye olmasına rağmen yaklaşık iki hafta önce ölen babası Nedim Akhanlı’yı ise son kez göremedi.
Türkiye’ye gelen yazar, gazeteci, politikacı, avukat ve insan hakları örgütlerinden 21 kişilik uluslararası bir heyet duruşmayı izledi. Alman yazar Günter Wallraff, “Erdoğan Akhanlı çok mütevazi olmasından dolayı kamuoyunda çok fazla bilinen biri değil. Adalet sisteminin yaptığı en iyi şey artık Erdoğan’ın tanınıyor olması. Belki bu sayede kitapları daha fazla satılır. Biz ‘2 gün gözaltında kalır, ifadesi alındıktan sonra serbest kalır’ diye düşünüyorduk. Tutuklanmasını beklemiyorduk” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16487417.asp?gid=373

Bu hatalı tutuklamayı kim, nasıl tazmin edebilir ki?
Old 09-12-2010, 16:49   #311
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bu hatalı tutuklamayı kim, nasıl tazmin edebilir ki?

sayın Aladağ;
manevi olarak etmeniz mümkün değil.
Old 09-12-2010, 17:30   #312
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bu hatalı tutuklamayı kim, nasıl tazmin edebilir ki?

Hata ile yanlış aynı şey değildir; tutuklama yanlış veya hatalı diye bir bir görüş belirtmek güç ancak anlatıldığı kadarı ile tutuklama çok da hatalı olmamış ama yanlış olmuş...

Ancak buyurduğunuz gibi sonuç ne olursa olsun bu yanlışı kim/ne tazmin edebilir ki...

Kolay Gelsin...
Old 18-12-2010, 11:31   #313
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan HSYK Kanunu Resmi Gazete'de Yayımlandı

http://rega.basbakanlik.gov.tr/main....2/20101218.htm

Alıntı:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU KANUNU





Kanun No. 6087
Kabul Tarihi: 11/12/2010





BİRİNCİ KISIM


Genel Hükümler


BİRİNCİ BÖLÜM


Amaç, Kapsam ve Tanımlar


Amaç ve kapsam


MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı, mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarına göre Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kuruluşu, teşkilâtı, görev ve yetkileri ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir.


Tanımlar


MADDE 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;


a) Bakan: Adalet Bakanını,


b) Bakanlık: Adalet Bakanlığını,


c) Başkan: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanını,


ç) Başkanvekili: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekilini,


d) Daire: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun birinci, ikinci ve üçüncü dairelerinden her birini,


e) Daire başkanı: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun birinci, ikinci ve üçüncü daire başkanlarından her birini,


f) Genel Kurul: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunu,


g) Genel Sekreter: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterini,


ğ) Genel Sekreterlik: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğini,


h) Hâkim: 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda tanımlanan hâkim ile geçici yetki veya herhangi bir görevlendirmeyle başka bir kurum veya kuruluşta görev yapan hâkimi,


ı) Kurul: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu,


i) Kurul müfettişi: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Teftiş Kurulu Başkanlığında görev yapan Başkan, başkan yardımcıları, başmüfettiş ve müfettişleri,


j) Kurulun seçimle gelen üyesi: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyelerinden her birini,


k) Kurul üyesi: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl üyelerinden her birini,


l) Savcı: 2802 sayılı Kanunda tanımlanan savcı ile geçici yetki veya herhangi bir görevlendirmeyle başka bir kurum veya kuruluşta görev yapan savcıyı,


m) Teftiş Kurulu: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Teftiş Kurulunu,


n) Teftiş Kurulu Başkanı: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Teftiş Kurulu Başkanını,


o) Tetkik hâkimi: Kurulda görev yapan hâkim ve savcıları,


ifade eder.


İKİNCİ BÖLÜM


Kuruluş ve Görev


Kuruluş ve Kurulun bağımsızlığı


MADDE 3 – (1) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur.


(2) Kurul üç daire hâlinde çalışır.


(3) Kurulun Başkanı, Bakandır.


(4) Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Müsteşar bulunmadığı zaman kendisine vekâlet etmekte olan, Kurul toplantılarına katılır.


(5) Kurul; Bakan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Cumhurbaşkanınca seçilecek dört asıl, Yargıtaydan seçilecek üç asıl ve üç yedek, Danıştaydan seçilecek iki asıl ve iki yedek, Türkiye Adalet Akademisinden seçilecek bir asıl ve bir yedek, birinci sınıf olan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek yedi asıl ve dört yedek ile birinci sınıf olan idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek üç asıl ve iki yedek üyeden oluşur.


(6) Kurul, görevlerini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Kurula emir ve talimat veremez.


(7) Kurul, mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük, tutarlılık, eşitlik, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde görev yapar.


Kurulun görevleri


MADDE 4 – (1) Kurulun görevleri şunlardır:


a) Bakanlığın, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak.


b) Hâkim ve savcılarla ilgili olarak;


1) Mesleğe kabul etme,


2) Atama ve nakletme,


3) Geçici yetki verme,


4) Her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma,


5) Kadro dağıtma,


6) Meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme,


7) Disiplin cezası verme,


8) Görevden uzaklaştırma,


işlemlerini yapmak.


c) Aşağıdaki alt bentlerde belirtilen hâkim ve savcılar hariç olmak üzere, hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yürütmek.


1) Bakanlık merkez, bağlı ve ilgili kuruluşları ile uluslararası mahkemeler veya kuruluşlarda görev yapan hâkim ve savcılar.


2) Geçici yetki veya görevlendirme ile başka bir kurum, kurul veya kuruluşta çalışan hâkim ve savcılar.


3) İdarî görevleri yönünden savcılar.


4) Komisyon işlerine yönelik görevleri yönünden adalet komisyonu başkan ve üyeleri.


ç) Yargı yetkisinin kullanımına ilişkin hususlar hariç olmak üzere hâkimlerin idarî görevleri ile delilleri değerlendirme ve suçu niteleme yetkisi hariç olmak üzere savcıların adlî görevlerine ilişkin konularda genelge düzenlemek.


d) Yargıtay ve Danıştaya üye seçmek.


e) Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.


(2) Kanunlarda açıkça Bakanlığa verilenler dışında, hâkim ve savcıların tüm özlük işleri, Kurul tarafından yerine getirilir.


İKİNCİ KISIM


Kurulun Yapısı


BİRİNCİ BÖLÜM


Kurulun Teşkilâtı


Kurulun teşkilâtı


MADDE 5 – (1) Kurul; Başkanlık, Genel Kurul, daireler ve hizmet birimlerinden oluşur.


(2) Kurulun hizmet birimleri Genel Sekreterlik ve Teftiş Kuruludur.


Başkanlık, görev ve yetkiler


MADDE 6 – (1) Başkanlık; Başkan ve Başkanvekilinden oluşur.


(2) Başkanın görev ve yetkileri şunlardır:


a) Kurulu yönetmek ve temsil etmek.


b) Kanunlardaki istisnalar saklı kalmak üzere, Genel Kurul çalışmalarına başkanlık etmek ve oy kullanmak.


c) Genel Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Genel Sekreteri atamak.


ç) İlgili dairenin teklifi üzerine, hâkim ve savcılar hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma işlemlerine olur vermek.


d) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.


(3) Başkan;


a) Disiplin işlemleriyle ilgili Genel Kurul toplantılarına,


b) Dairelerin çalışmalarına,


katılamaz.


(4) Başkan, yetkilerinden bir kısmını yazılı olarak Başkanvekiline devredebilir.


(5) Genel Kurul, daire başkanlarından birini, Başkanvekili olarak seçer. Başkanvekilinin yokluğunda yerine daire başkanlarından hangisinin vekâlet edeceğini Başkanvekili belirler.


(6) Başkanvekilinin görev ve yetkileri şunlardır:


a) Başkanın katılmadığı Genel Kurul çalışmalarına başkanlık etmek.


b) Başkanın kendisine devrettiği yetkileri kullanmak.


c) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.


Genel Kurulun oluşumu ve görevleri


MADDE 7 – (1) Genel Kurul, Kurulun yirmiiki asıl üyesinden oluşur.


(2) Genel Kurulun görevleri şunlardır:


a) Başkanvekilini ve daire başkanlarını seçmek.


b) Dairelerin kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyip karara bağlamak.


c) Daireler arasında çıkan görev ve işbölümü uyuşmazlıklarını kesin olarak karara bağlamak.


ç) Kurulun görevine giren, fakat Genel Kurul veya dairelerin görevleri arasında gösterilmeyen konularda karar merciini belirlemek.


d) Dairelerden birine gelen ve olağan çalışmalar ile karşılanamayacak oranda artan işlerden bir kısmını diğer bir daireye vermek.


e) Kurul üyeleri hakkındaki suç soruşturması ile disiplin soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yürütmek ve bu konuda gerekli kararları vermek.


f) Bakanlığın, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak.


g) Yargıtay ve Danıştaya üye seçmek.


ğ) Genel Sekreterin atanması için Başkana üç aday teklif etmek.


h) Teftiş Kurulu Başkanını, Teftiş Kurulu başkan yardımcılarını, genel sekreter yardımcılarını, Kurul başmüfettişlerini, Kurul müfettişlerini ve Kurulda geçici veya sürekli olarak görev yapacak tetkik hâkimlerini atamak.


ı) Kurulun görev alanına ilişkin yönetmelik çıkarmak ve genelge düzenlemek.


i) Kurulun stratejik plânını onaylamak ve uygulamasını takip etmek.


j) Görev alanını ilgilendiren kanun, tüzük ve yönetmelik taslakları hakkında görüş bildirmek.


k) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.


Dairelerin oluşumu, daire başkanlarının seçimi ile görev ve yetkileri


MADDE 8 – (1) Kurulun;


a) Birinci Dairesi; Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Yargıtaydan seçilen bir, adlî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilen üç, idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilen bir ve Cumhurbaşkanınca seçilen bir asıl üye,


b) İkinci Dairesi; Yargıtay ve Danıştaydan seçilen birer, adlî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilen iki, idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilen bir ve Cumhurbaşkanınca seçilen iki asıl üye,


c) Üçüncü Dairesi; Yargıtay ve Danıştaydan seçilen birer, Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca seçilen bir, adlî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilen iki, idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilen bir ve Cumhurbaşkanınca seçilen bir asıl üye,


olmak üzere yedişer üyeden oluşur.


(2) Genel Kurul, yukarıdaki esaslara göre üyelerin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağına, seçimle karar verir.


(3) Genel Kurul, her dairenin kendi üyeleri arasından bir üyeyi, o dairenin başkanı olarak seçer. Adalet Bakanlığı Müsteşarı daire başkanı seçilemez.


(4) Daire başkanının yokluğunda; yerine, o daire üyelerinden hangisinin vekâlet edeceğini daire başkanı belirler.


(5) Daire başkanı; daireyi temsil etmek, gündemini hazırlamak, toplantılara başkanlık etmek, dairenin verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak, daireler arasında meydana gelen görev ve işbölümü uyuşmazlıklarını Genel Kurula götürmekle görevlidir.


Dairelerin görevleri


MADDE 9 – (1) Birinci Dairenin görevleri şunlardır:


a) Hâkim ve savcılarla ilgili olarak;


1) Atama ve nakletme,


2) Geçici yetki verme,


3) Kadro dağıtma,


4) Müstemir yetkileri düzenleme,


5) Yıllık ve mazeret izinleri dışında her türlü izin verme,


6) Türkiye Adalet Akademisi tarafından yapılan plânlamaya ve alınan taleplere uygun olarak eğitim programlarına katılmaya ilişkin izin verme,


işlemlerini yapmak.


b) Meslek öncesi eğitimde staj mahkemelerini belirlemek.


c) Genel Kurul tarafından verilen diğer işleri yapmak.


(2) İkinci Dairenin görevleri şunlardır:


a) Hâkim ve savcıların;


1) Her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma işlemlerini yapmak,


2) Görevlerinden dolayı veya görevleri sırasındaki suç soruşturması ile disiplin soruşturma ve kovuşturması sonucu hakkında karar vermek,


3) Disiplin veya suç soruşturma ve kovuşturması nedeniyle geçici yetkiyle yer değiştirmesine veya görevden uzaklaştırılmasına karar vermek,


4) Meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar vermek,


5) Diğer kurumların geçici görevlendirme ve nakil taleplerine ilişkin izin işlemlerini yürütmek.


b) Genel Kurul tarafından verilen diğer işleri yapmak.


(3) Üçüncü Dairenin görevleri şunlardır:


a) Hâkim ve savcı adaylarını mesleğe kabul etmek.


b) Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarına ilişkin denetleme işlemlerini Teftiş Kuruluna yaptırmak.


c) Hâkim ve savcılar hakkındaki ihbar ve şikâyetleri inceleyip gereğini yapmak.


ç) Hâkim ve savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını Kurul müfettişleri veya müfettiş yetkilerini haiz kıdemli hâkim veya savcı eliyle araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri için teklifte bulunmak.


d) Hâkimlik ve savcılık görevine tekrar atanma ile diğer hizmetlerden mesleğe atanma talepleri hakkında karar vermek.


e) Meslekten çekilme, çekilmiş sayılma ve görevin sona ermesi hakkında karar vermek.


f) İlgili kanunlarda verilen görevlerin yerine getirilmesi bakımından en yakın ağır ceza, bölge adliye ve bölge idare mahkemesini belirlemek.


g) Genel Kurul tarafından verilen diğer işleri yapmak.


İKİNCİ BÖLÜM


Genel Sekreterlik


Genel Sekreterliğin oluşumu ve görevleri


MADDE 10 – (1) Kurulun idarî ve malî işleri ile sekreterya hizmetlerini yerine getirmek üzere kurulan Genel Sekreterlik; Genel Sekreter, dört genel sekreter yardımcısı ile yeteri kadar tetkik hâkimi ve bürolardan oluşur.


(2) Genel Sekreterliğin görevleri şunlardır:


a) Kurulun büro işlemlerini yürütmek.


b) Kurulun taraf olduğu adlî ve idarî davalar ile icra takiplerinde avukatlar vasıtasıyla Kurulu temsil etmek, davaları takip etmek, ettirmek, hukukî hizmetleri yürütmek.


c) Hâkim ve savcıların sicilleri ile şahsî dosyalarını tutmak.


ç) Kurulun arşiv hizmetlerini yürütmek.


d) Kanunlarla malî hizmet ve strateji geliştirme birimlerine verilen görevleri yapmak.


e) Hâkim ve savcıların izin ve emeklilik işlemlerini yürütmek.


f) Kurul üyeleri ile Kurulda görev yapanların özlük işlemlerini yürütmek.


g) Kurulun görev alanıyla ilgili hususlarda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin (UYAP) kullanılmasını sağlamak.


ğ) Kanunlarda gösterilen veya Başkanlık, Genel Kurul veya daireler tarafından verilen diğer işleri yapmak.


Genel Sekreter ve genel sekreter yardımcılarının atanması, görev ve yetkileri


MADDE 11 – (1) Genel Sekreter birinci sınıf hâkim ve savcılardan, Genel Kurulun, muvafakatlerini alarak teklif ettiği üç aday arasından Başkan tarafından atanır. Başkanın katılamayacağı ve her bir Kurul üyesinin en fazla üç adaya oy verebileceği Genel Sekreter adaylarının belirleneceği seçimde, en çok oyu alan üç aday teklif edilmiş sayılır.


(2) Genel Sekreter;


a) Görevini mevzuata, Kurul stratejik plânına, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütür.


b) Genel Sekreterliğin verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar.


(3) Genel Sekretere, yokluğunda kendisinin belirleyeceği genel sekreter yardımcısı vekâlet eder.


(4) Genel sekreter yardımcıları, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından, muvafakatleri alınarak, Genel Kurul tarafından atanır.


(5) Genel sekreter yardımcıları;


a) Genel Sekreter tarafından belirlenen işbölümüne göre çalışır.


b) Kendilerine bağlı büroların verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar.


c) İlgisine göre daire başkanı ve Genel Sekreter tarafından verilen görevleri yerine getirir.


Tetkik hâkimleri


MADDE 12 – (1) Kurulda çalıştırılmak üzere Genel Sekreterliğe bağlı yeteri kadar tetkik hâkimi bulunur.


(2) Tetkik hâkimliğine, hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az beş yıl görev yapmış ve üstün başarısı ile Kurul hizmetlerinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından muvafakatleri alınarak, Genel Kurul tarafından, geçici veya sürekli çalıştırılmak üzere atama yapılır.


(3) Tetkik hâkimleri, Başkan, ilgili daire başkanı ile Genel Sekreter tarafından kendilerine verilen görevleri yerine getirir.


Bürolar ve personel


MADDE 13 – (1) Kurulun görevlerini yerine getirmek amacıyla Genel Sekreterliğe bağlı yeteri kadar büro oluşturulur.


(2) Kurul personeli, naklen veya Devlet memurluğuna giriş için yapılan merkezî sınav sonuçlarına göre yerleştirilenler arasından Genel Sekreterin teklifi üzerine Başkanvekili tarafından atanır; bunlar hakkında 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır.


(3) Büroların çalışma usul ve esasları Kurulca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.


(4) Kurul lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin avukatlara dağıtılmasında 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


Teftiş Kurulu


Teftiş Kurulunun oluşumu ve görevleri


MADDE 14 – (1) Teftiş Kurulu; Teftiş Kurulu Başkanı, iki başkan yardımcısı ile yeteri kadar Kurul başmüfettişi ve müfettişi ile bürolardan oluşur.


(2) Teftiş Kurulu, Üçüncü Daire Başkanının gözetiminde Kurul adına görev yapar.


(3) Kurul müfettişleri, görevlerini yerine getirirken Teftiş Kurulu Başkanına; Teftiş Kurulu Başkanı ise Kurula karşı sorumludur.


(4) Teftiş Kurulunun görev ve yetkileri şunlardır:


a) Adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarının görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yapmak.


b) Görev alanına giren konularda, uygulamada ortaya çıkan mevzuat yetersizliği ve aksaklıklar ile ilgili hususlarda gerekli inceleme ve araştırmaları yaparak alınması gerekli kanunî ve idarî tedbirler konusunda Kurula teklifte bulunmak.


c) Kanun, tüzük ve yönetmeliklerde gösterilen veya Kurul tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.


(5) Mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev yapan Teftiş Kurulu ve Kurul müfettişlerinin çalışma yöntemleri ile denetim, araştırma, inceleme ve soruşturmaların yapılmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.


Atanma usulleri


MADDE 15 – (1) Teftiş Kurulunda görev yapacak olan;


a) Teftiş Kurulu Başkanı ve başkan yardımcıları, birinci sınıf hâkim ve savcılar arasından,


b) Kurul başmüfettişleri, Teftiş Kurulunda fiilen beş yılını doldurmuş, birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıfa ayrılma niteliklerini yitirmemiş olan müfettişler arasından, kıdem sırasına göre,


c) Kurul müfettişleri, hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az sekiz yıl görev yapmış ve üstün başarısı ile Kurul müfettişliği hizmetinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından,


muvafakatleri alınarak Genel Kurul tarafından atanır.


(2) Adalet müfettişliğinden Kurul müfettişliğine, Kurul müfettişliğinden adalet müfettişliğine, ilgililerin muvafakatleri alınmak suretiyle atama yapılabilir. Bu şekilde yapılacak atamalarda önceki teftiş kurulunda geçen süre, yeni atanılan teftiş kurulunda geçmiş sayılır. Kurul müfettişi veya adalet müfettişi olarak görev yaptıktan sonra bu görevlerinden ayrılanların yeniden müfettişliğe atanmaları durumunda da bu hüküm uygulanır.


Teftiş Kurulu Başkan ve başkan yardımcılarının görev ve yetkileri


MADDE 16 – (1) Teftiş Kurulu Başkanının görev ve yetkileri şunlardır:


a) Teftiş Kurulunu temsil etmek, yönetmek, verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak.


b) Başkan yardımcıları arasındaki işbölümünü düzenlemek.


c) Yokluğunda yerine vekâlet edecek başkan yardımcısını, başkan yardımcılarının da bulunmaması hâlinde vekâlet görevini yürütecek başmüfettişi belirlemek.


ç) Yıllık teftiş programı taslağını hazırlayarak Üçüncü Daireye sunmak, bu Daire tarafından alınacak Başkan oluru üzerine uygulanmasını sağlamak.


d) Denetleme, araştırma, inceleme ve soruşturma olurları üzerine müfettişleri görevlendirmek ve uygulamayı takip etmek.


e) Kanun, tüzük ve yönetmeliklerde gösterilen veya ilgili daire başkanı tarafından verilen benzeri görevleri yapmak veya yaptırmak.


(2) Teftiş Kurulu başkan yardımcılarının görev ve yetkileri şunlardır:


a) Teftiş Kurulu Başkanı tarafından düzenlenecek işbölümüne göre verilen görevleri yürütmek.


b) Teftiş Kurulu Başkanı tarafından verilen diğer görevleri yapmak veya yaptırmak.


Kurul müfettişlerinin görev ve yetkileri


MADDE 17 – (1) Kurul müfettişlerinin görev ve yetkileri şunlardır:


a) Hâkim ve savcıların görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek.


b) Hâkim ve savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma yapmak.


(2) Kurul müfettişleri bu görevlerini yerine getirirken;


a) Yapacakları araştırma, inceleme ve soruşturmalarda, lüzum gördükleri kimseleri yeminle dinleyebilir, gerektiğinde istinabe yoluna başvurabilir, sübut delilleri ile gereken bilgileri kamu kurum, kurul ve kuruluşlarından doğrudan toplayabilir.


b) Yapacakları inceleme ve soruşturmalarda bu Kanunda verilen yetkilere ilave olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre işlem yapabilir; kanunlarda kendilerine ve Cumhuriyet savcısına, soruşturmanın yürütülmesiyle ilgili tanınan tüm yetkileri kullanabilir. 5271 sayılı Kanunda gecikmesinde sakınca bulunan hâllere ilişkin olmak üzere Cumhuriyet savcısına tanınan yetkiler bu hükmün dışındadır.


(3) Kurul müfettişlerince yapılacak denetim, araştırma, inceleme ve soruşturmalarda ilgili kuruluş ve kişiler istenecek her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.


(4) Kurul müfettişleri, denetimlerde, yargı yetkisine ve yargısal takdire giren konulara karışamazlar, tavsiye ve telkinde bulunamazlar.


ÜÇÜNCÜ KISIM


Kurul Üyelerinin Seçimi ve Üyeliğin Sona Ermesi


BİRİNCİ BÖLÜM


Genel Hükümler


Üyelerin seçimi


MADDE 18 – (1) Kurulun;


a) Dört asıl üyesi, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hâli olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk dalında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca,


b) Üç asıl ve üç yedek üyesi, Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca,


c) İki asıl ve iki yedek üyesi, Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca,


ç) Bir asıl ve bir yedek üyesi, kendi üyeleri arasından Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca,


d) Yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca,


e) Üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca,


dört yıl için seçilir.


(2) Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler ve Kurula üye seçimlerinde oy kullanabilirler.


(3) Kurulun asıl ve yedek üyelerinin görev sürelerinin tamamlanmasından en geç üç ay önce; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Yargıtay Birinci Başkanlığı ile Danıştay, Türkiye Adalet Akademisi ve Yüksek Seçim Kurulu başkanlıklarına bu husus bildirilir.


Seçimlerin zamanı ve esasları


MADDE 19 – (1) Kurul üyeliği seçimleri dört yılda bir olmak üzere, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır.


(2) Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üye, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcı; kendi aralarından seçilecek asıl ve yedek üyelerin toplam sayısı kadar aday için oy kullanabilir; daha fazla sayıda aday için oy verilmesi durumunda oy pusulası geçersiz sayılır. En fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.


(3) Bu seçimler; her dönem için bir defada ve gizli oyla, serbest, eşit, tek dereceli, açık sayım ve döküm esaslarına göre yapılır. Oyların eşitliği hâlinde adaylar arasında kura çekilir.


İKİNCİ BÖLÜM


Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisinin Kurula Üye Seçimi


Seçim usulü


MADDE 20 – (1) Yargıtay Birinci Başkanı ile Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi başkanlarınca; Kurul üyeliği için üyelerin görev sürelerinin dolmasından altmış gün önce seçim süreci başlatılır ve adaylık için başvuru tarihleri ilân edilir.


(2) İlân tarihinden itibaren on gün içinde adaylar ilgili başkanlığa başvurur. Başvuruların bittiği tarihten itibaren beş gün içinde kesin aday listesi ilân edilir.


(3) Kesin aday listesinin ilânından itibaren otuz gün içinde Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarında seçim yapılır.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


Adlî ve İdarî Yargı Hâkim ve Savcılarının Kurula Üye Seçimi


Seçme ve seçilme hakkı


MADDE 21 – (1) Adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarının Kurula üye seçiminde;


a) Hâkim ve savcıların tamamı oy kullanma hakkına sahiptir.


b) Adlî yargı hâkim ve savcıları adlî yargıdan; idarî yargı hâkim ve savcıları idarî yargıdan aday olanlara oy verebilir.


c) Birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş her hâkim ve savcı Kurul asıl ve yedek üyeliğine seçilme hakkına sahiptir.


Seçimlerin yönetim ve denetimi


MADDE 22 – (1) Seçimler, Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde yapılır.


(2) Adlî yargı hâkim ve savcılarının Kurula üye seçmesi için, her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimlerde, o ilde ve o ilin ilçelerinde görev yapan hâkim ve savcılar oy kullanır.


(3) İdarî yargı hâkim ve savcılarının Kurula üye seçmesi için, bölge idare mahkemelerinin bulunduğu illerde, o il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve savcıları oy kullanır.


(4) Yapılacak seçimlerde sandık alanında, sandığın konulacağı yer il seçim kurulunun denetiminde sandık kurulunca kararlaştırılır. Sandığın konulacağı yerlerin belirlenmesinde, seçmenin oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde verebilmesi göz önünde bulundurulur. Sandıklar; adliye binalarının oy kullandırmaya elverişli kısımlarına konulur.


(5) Kurula üye seçimlerinde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 17 nci maddesi hükmü uygulanmaz.


(6) İl seçim kurulları, oy kullanacak hâkim ve savcı sayısına göre, kamu görevlileri arasından seçilecek bir başkan, dört asıl ve iki yedek üyeden oluşan sandık kurulları oluşturur. Sandık kurullarının işlem, tedbir ve kararlarına karşı yapılan şikâyet ve itirazlar il seçim kurulunca karara bağlanır.


(7) Adayların, soyadı alfabe sırasına göre liste hâlinde düzenlenecek olan ve isimleri karşısında oy kullanma tercihini belirtecek boş kutucuk bulunan birleşik oy pusulaları, üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu filigranı mevcut kâğıtlara bastırılarak il seçim kurullarına seçmen sayıları dikkate alınmak suretiyle adlî ve idarî yargı oy pusulası şeklinde gönderilir. Oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy pusulalarını kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun göreceği il seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir.


(8) Hâkim ve savcılar, sandık ve il seçim kurullarında oyların sayım, döküm ve seçim tutanaklarının birleştirilmesi çalışmalarını izleyebilir, sonuç tutanaklarından örnek alabilir.


(9) Yapılacak seçimlerde, 298 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.


Seçmen listelerinin belirlenmesi


MADDE 23 – (1) Yüksek Seçim Kurulu, seçim takvimini, üyelerin görev sürelerinin dolmasından en geç altmış gün önce ilân eder. Seçim takviminin ilânı tarihinden itibaren on gün içinde illerde oy kullanacak hâkim ve savcıların listelerini belirleyerek, il seçim kurullarına gönderir. İl seçim kurulları listeleri, ulaştığı tarihten itibaren en geç iki gün içinde askıya çıkartır. Bu listeler on gün askıda kalır ve askıda kaldığı süre içinde bu listelere karşı il seçim kuruluna itiraz edilebilir. Süresi içinde yapılmayan itirazlar dikkate alınmaz.


(2) İl seçim kurulları, itiraz süresinin sona erdiği tarihten itibaren iki gün içinde itirazları evrak üzerinden inceleyerek sonuçlandırır ve kesin seçmen listelerini internet sitesinde ilân etmek üzere Yüksek Seçim Kuruluna gönderir.


(3) Yargıtay, Danıştay, Kurul ve Adalet Bakanlığı teşkilâtlarında görev yapanlar ile yurt dışında bulunan hâkim ve savcılar Ankara’da, geçici yetki ile bir başka yerde görevlendirilenler ise görevlendirildikleri yerde oylarını kullanırlar. İzinli, görevli, hastalık veya aylıksız izinli olmaları nedeniyle, bir başka yerde bulunan hâkim ve savcılar, seçmen listeleri kesinleştirilmeden önce, oy kullanacakları yerdeki il seçim kuruluna başvurmaları hâlinde, bulundukları yerde oy kullanabilirler.


(4) Seçim takvimi başladığı tarihten itibaren listelerde ismi bulunanlardan herhangi bir nedenle meslekten ayrılanlar, Kurul tarafından Yüksek Seçim Kuruluna bildirilir ve bunlar oy kullanamaz.


Başvurular ve aday listelerinin düzenlenmesi, seçimin yapılacağı tarih


MADDE 24 – (1) Seçim takviminin ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adayların başvurularını inceler ve geçici aday listesini ilân eder. Hâkim ve savcılar tarafından gerekçeleri ve buna bağlı somut delilleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren beş gün içinde adaylığa itiraz edilebilir.


(2) Yüksek Seçim Kurulu, itiraz süresinin sona erdiği tarihten itibaren beş gün içinde itirazları evrak üzerinden inceleyerek sonuçlandırır ve kesin aday listesini ilân eder.


(3) Seçimler, Yüksek Seçim Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihi takip eden ikinci pazar günü yapılır.


Propaganda yasağı


MADDE 25 – (1) Adaylar, kesin aday listesinin ilânından oy verme süresinin bitimine kadar propaganda yapamazlar. Ancak;


a) Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler.


b) Kendilerini tanıtan ve mesleki konularla ilgili düşüncelerini açıklayan mektup, elektronik posta ve kısa mesaj gönderebilirler.


c) Kapalı yer toplantısı yapabilirler.


Adaylıktan çekilme veya seçilme yeterliliğinin kaybedilmesi


MADDE 26 – (1) Kesin aday listesinin ilânından sonra seçim sonuçlarının kesinleşmesine kadar geçen süre içinde adaylıktan çekilme veya seçilme yeterliliklerinin kaybedilmesi hâlinde listede değişiklik yapılmaz. Ancak bu husus, Yüksek Seçim Kurulunun internet sitesinde duyurulur.


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM


Üyeliğin Boşalması ve Sona Ermesi


Üyelikte boşalma hâlinde seçim


MADDE 27 – (1) Kurul üyeliklerinin ölüm, emeklilik, istifa ve benzeri nedenlerle boşalması hâlinde, Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelikler için, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, kalan süreyi tamamlamak üzere, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması hâlinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.


(2) Genel Kurulun toplantı yeter sayısını oluşturamayacak şekilde üyeliklerde boşalma olması hâlinde, boşalan asıl ve yedek üyelikler için altmış gün içinde yeniden seçim yapılır. Bu seçim sonucunda asıl ve yedek üyeliğe seçilenler, yerine seçildikleri üyelerin kalan sürelerini tamamlar.


Üyeliğin sona ermesi


MADDE 28 – (1) Başkan dışındaki Kurul üyeleri ile yedek üyelerin;


a) Hâkimler ve Savcılar Kanununa göre hâkimlik ve savcılık mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı kesin hüküm giymesi, çekilmesi veya altmışbeş yaşını doldurması hallerinde kendiliğinden,


b) Kurul üyesi olabilme şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya Kurul üyeliği sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi hâlinde Genel Kurulun üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun, bu durumu tespit eden kararıyla,


Kurul üyeliği sona erer.


(2) Kurulun seçimle gelen üyelerinin, görevlerini yerine getiremeyeceklerinin sağlık kurulu raporuyla kesin olarak anlaşılması veya görevlerine izinsiz, mazeretsiz ve kesintisiz olarak onbeş gün ya da bir yılda toplam otuz gün süre ile devam etmemeleri hâlinde, Genel Kurul üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun kararıyla, Kurul üyeliği sona erer.


(3) Kurul üyeliğine;


a) Yüksek mahkeme üyeliğinden seçilenlerden Kurul üyeliği sona erenler, herhangi bir işleme gerek olmaksızın ve boş kadro şartı aranmaksızın, geldikleri yüksek mahkeme üyeliği görevine geri dönerler, boşalan ilk üye kadrosu kendilerine tahsis olunur.


b) Adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılığından seçilenlerden;


1) Sürenin tamamlanmasından önce Kurul üyeliği sona erenler Genel Kurul,


2) Sürenin tamamlanması nedeniyle Kurul üyeliği sona erenler, kendilerinden sonra oluşacak Genel Kurul,


tarafından, müktesepleri dikkate alınarak, tercih ettikleri üç ayrı yerden birinde uygun görülecek bir göreve atanırlar.


c) Diğer kamu görevlerinden seçilenlerden, Kurul üyeliği sona erenler, başvuruları üzerine, yetkili kurumları tarafından önceki görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerindeki başka bir göreve atanırlar.


ç) (b) ve (c) bentlerinde yazılı atama işlemleri, Kurul üyeliğinin sona erdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılır. Atama işlemi yapılıncaya kadar ilgililer izinli sayılır ve Kurul üyeliği özlük haklarından yararlanmaya devam ederler.


(4) Kurul üyelerinin Kurulda geçirdikleri süreler, tâbi oldukları kanun hükümlerine göre hizmetlerinde değerlendirilir.


DÖRDÜNCÜ KISIM


Çalışma Usulleri


Genel Kurul toplantı ve karar yeter sayısı


MADDE 29 – (1) Genel Kurul, her yılın ocak ayının onuncu işgünü kendiliğinden toplanarak, yıllık olağan toplantı günlerini tespit eder.


(2) Başkan, gereken hâllerde Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Üye tam sayısının salt çoğunluğunun, görüşülecek konuyu da belirten yazılı talebi üzerine Başkan, Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırır.


(3) Genel Kurul, en az onbeş üyeyle toplanır ve üye tamsayısının salt çoğunluğuyla karar alır.


(4) Genel Kurul toplantı gündemi, Başkan tarafından, Başkanvekilinin de görüşü alınmak suretiyle, işin önemine, ivedi veya süreli oluşuna göre düzenlenir. Gündem, toplantının yapılacağı gün ve saati, Kurulda görüşülecek işleri ve sırasını gösterir. Tamamlanmayan gündem maddeleri bir sonraki gündemde öncelikle görüşülür.


(5) Gündemde değişiklik yapılması; ancak gündemin düzenlenmesinden sonra ivedi ve süreli işlerin ortaya çıkması hâlinde Başkan veya üyelerden birinin talebi üzerine Genel Kurul kararı ile olur. İvedi ve süreli olmayan talepler bu suretle ele alınamaz. Gündemdeki işlerden birinin sırasından önce ya da sonra görüşülmesi, ertelenmesi veya gündemden çıkarılması aynı usule tâbidir.


Dairelerin toplantı ve karar yeter sayısı


MADDE 30 – (1) Daireler, daire başkanının çağrısı üzerine her yılın ocak ayında toplanarak yıllık olağan toplantı günlerini tespit eder.


(2) Daire başkanı, gereken hâllerde daireyi olağanüstü toplantıya çağırabilir. Üye tam sayısının salt çoğunluğunun, görüşülecek konuyu da belirten yazılı talebi üzerine daire başkanı, daireyi olağanüstü toplantıya çağırır.


(3) Daireler, en az beş üyeyle toplanır ve üye tamsayısının salt çoğunluğuyla karar alır.


(4) Dairelerin toplantı gündemi, daire başkanı tarafından işin önemine, ivedi veya süreli oluşuna göre düzenlenir. Gündem, toplantının yapılacağı gün ve saati, görüşülecek işleri ve sırasını gösterir. Tamamlanmayan gündem maddeleri bir sonraki gündemde öncelikle görüşülür.


(5) Gündemde değişiklik yapılması; ancak gündemin düzenlenmesinden sonra ivedi ve süreli işlerin ortaya çıkması hâlinde daire başkanı veya üyelerden birinin talebi üzerine daire kararı ile olur. İvedi ve süreli olmayan talepler bu suretle ele alınamaz. Gündemdeki işlerden birinin sırasından önce ya da sonra görüşülmesi, ertelenmesi veya gündemden çıkarılması aynı usule tâbidir.


Oylama


MADDE 31 – (1) Genel Kurulda ve dairelerde görüşmeler tamamlandıktan sonra oylamaya geçilir. Aksine hüküm bulunmayan veya karar alınmayan durumlarda oylama açık yapılır.


(2) Genel Kurulun seçim işlerinde oylama gizli yapılır.


(3) Önce usule ilişkin hususlar oylanır. Usul konusunda azınlıkta kalanlar esas hakkında oylamaya katılmak zorundadır. Kurul veya daire başkanı yaş itibarıyla en genç üyeden başlayarak oyları toplar ve en sonunda kendi oyunu kullanır. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz.


(4) Disiplin işlemlerinde oyların dağılması hâlinde ilgilinin en fazla aleyhinde olan oy çoğunluk meydana gelinceye kadar kendisine en yakın olan oya ilave edilir.


(5) Oylamanın sonucu oturum başkanı tarafından tespit edilir ve açıklanır.


Kurul kararları ve tutanaklar


MADDE 32 – (1) Genel Kurul ve dairelerde görüşülen işler tutanağa bağlanır ve yapılan işlemler bir kararla tespit edilir.


(2) Kararlarda;


a) Konunun, varsa iddia ve savunmanın özeti,


b) Kararın ve varsa karşı oyun gerekçesi,


c) Karara karşı başvurulabilecek kanun yolları, mercileri ve süresi,


gösterilir.


(3) Kararların gerekçesi, karar tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde yazılır.


(4) Kurul tarafından;


a) Gerekli görülen kararlar Resmî Gazetede,


b) Disipline ilişkin kararlar, kişisel verilerin korunması kaydıyla Kurulun internet sitesinde,


yayımlanır.


(5) Genel Kurul ve dairelerin;


a) Hâkim ve savcıların özlük ve disiplin işleri hakkında verdiği kararlar kendilerine,


b) Müracaatlarının sonuçları ise ilgilisine,


tebliğ edilir.


(6) Hâkim ve savcılara, savunmaları alınmış olmadıkça, haklarındaki şikâyet ve ihbar üzerine verilen kararlar tebliğ edilmez.


Yeniden inceleme, itiraz ve yargı yolu


MADDE 33 – (1) Genel Kurulun ilk defa aldığı kararlara karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kuruldan yeniden inceleme talebinde bulunabilir; yeniden inceleme talebi üzerine verilen kararlar kesindir.


(2) Dairelerin kararlarına karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, kararı veren daireden yeniden inceleme talebinde bulunabilir.


(3) Dairelerin yeniden inceleme talebi üzerine verdiği kararlara karşı, Başkan veya ilgililer tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kurula itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.


(4) Disipline ilişkin kararlara karşı şikâyetçilerin de yeniden inceleme ve itiraz hakları vardır.


(5) Genel Kurulun veya dairelerin, meslekten çıkarma cezasına ilişkin kesinleşmiş kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulabilir; diğer kararları yargı denetimi dışındadır. Meslekten çıkarma kararlarına karşı açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Bu davalar, acele işlerden sayılır.


BEŞİNCİ KISIM


Üyelerin Hukukî Durumları, Haklarındaki Soruşturma ve Kovuşturmalar


BİRİNCİ BÖLÜM


Üyelerin Hukukî Durumları


Üyelerin hukukî durumları ve özlük işleri


MADDE 34 – (1) Kurulun seçimle gelen üyeleri; görevleri süresince, Yargıtay daire başkanı için ilgili mevzuatta öngörülen tüm malî ve sosyal haklardan yararlanırlar. Kurulun seçimle gelen üyelerinin, sosyal güvenlik bakımından 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki hak ve yükümlülükleri, Yargıtay daire başkanı esas alınarak tespit edilir.


(2) Başkan dışındaki Kurul üyelerine, (30.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir. Bu tazminata hak kazanılması ve ödenmesinde 2802 sayılı Kanunun aylıklara ilişkin hükmü uygulanır ve bu tazminat damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaz.


(3) Kurulun seçimle gelen üyelerinin, kadro ve eski görevleriyle ilişkileri kesilir.


(4) Kurulun seçimle gelen üyeleri, bu Kanunda belirtilenler dışında kalan özlük işleri ve hakları bakımından Kurul üyeliği görevi süresince, Yargıtay daire başkanı hakkındaki hükümlere tâbidirler.


(5) Kurul yedek üyeliğine seçilenler asıl görevlerini yapmaya devam ederler. Kurul üyeliğinde süresinden önce boşalma sebebiyle göreve başlayan yedek üye, göreve başladığı tarihten itibaren Kurul üyesinin hak ve yükümlülüklerine aynen sahip olur.


(6) Kurulun seçimle gelen üyeleri, adlî ara verme süresi kadar yıllık izin hakkına sahiptirler.


Başka iş ve görevler


MADDE 35 – (1) Kurulun seçimle gelen üyeleri;


a) Kanunlarda belirlenenler dışında resmî veya özel başka bir görev alamaz ve kazanç getirici faaliyetlerde bulunamazlar.


b) Bilimsel araştırma ve yayınlarda bulunabilirler; görevlerini aksatmamak ve Başkanlığa bilgi vermek koşuluyla, ulusal ve uluslararası kurul, kongre, konferans, seminer ve benzeri bilimsel toplantılar ile meslekleriyle ilgili diğer toplantılara katılabilirler; yargıya ilişkin veya meslekle ilgili konularda konferans verebilir ve tebliğ sunabilirler.


c) Eş ve çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerinin bulunması hâlinde, bu durumu göreve başladıkları tarihten; göreve başladıktan sonra ortaya çıkması hâlinde ise, bu tarihten itibaren bir ay içinde Kurula bildirmekle yükümlüdürler.


ç) Üyeliğin devamı süresince, Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.


İKİNCİ BÖLÜM


Üyeler Hakkındaki Soruşturma ve Kovuşturmalar


Üyelerin disiplin soruşturma ve kovuşturması işlemleri


MADDE 36 – (1) Kurulun seçimle gelen üyelerinin, disiplin suçu oluşturan eylemleri sebebiyle, haklarında yürütülecek disiplin soruşturması ve kovuşturması, bu Kanun hükümleri uyarınca Genel Kurul tarafından yapılır.


(2) Kurulun seçimle gelen üyeleri hakkında yapılan ihbar ve şikâyetlerde, Başkan, işi Genel Kurula götürmeden önce daire başkanlarından birine ön inceleme yaptırabilir. Görevlendirilen bu daire başkanı, incelemesini yaptıktan sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir.


(3) Başkan, ihbar veya şikâyeti doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar. Yapılan görüşme sonucunda; soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi hâlinde, üyeler arasından, gizli oyla, üç kişilik bir soruşturma kurulu seçilir. Soruşturma kuruluna, en yüksek oyu alan, oyların eşitliği hâlinde ise yaşça büyük olan başkanlık eder.


(4) Soruşturma kurulu, konu ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder, lüzum gördüğü kimseleri yeminle dinler, ilgiliye isnat olunan hâl ve hareketi bildirerek savunmasını alır. İlgili savunmasının istendiği andan itibaren, bizzat veya vekili aracılığıyla soruşturma evrakını incelemeye yetkilidir.


(5) Soruşturma kurulu, yaptığı soruşturmayı, elde ettiği bilgi ve delilleri gösteren ve bunlara göre disiplin cezası verilmesine yer olup olmadığı hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırlayarak, rapor ve eklerini Genel Kurula verir.


(6) Soruşturma sonucu ilgiliye yazılı olarak bildirilir ve yedi günden az olmamak üzere tayin edilen süre içinde Genel Kurul huzurunda kovuşturma aşamasına ilişkin olarak, bizzat veya vekili aracılığıyla sözlü ya da yazılı savunmasını vermeye davet edilir.


(7) Genel Kurul, disiplin kovuşturması kapsamında, hazırlanmış olan disiplin soruşturması dosyası ve raporunu inceler, ilgili yazılı savunma vermişse bu savunmayı okur, sözlü savunma yapmak istemişse sözlü savunmasını dinler; tüm evrak kapsamını gözönüne alarak;


a) Gerekirse soruşturmanın genişletilmesine veya derinleştirilmesine,


b) İsnat olunan hâl ve hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına,


c) İsnat olunan hâl ve hareketi sabit görürse eyleme uyan disiplin cezasına,


karar verir.


(8) Ceza yönünden soruşturma veya kovuşturma başlatılmış olması, ayrıca disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası verilmesine engel olmaz.


(9) Disiplin soruşturmasını gerektiren eylemlerin işlenmesinden itibaren üç yıl geçmişse disiplin soruşturması açılamaz. Disiplin cezasını gerektiren eylemin işlendiği tarihten itibaren beş yıl geçmişse disiplin cezası verilemez. Disiplin cezasını gerektiren eylem, aynı zamanda bir suç teşkil eder ve bu suç için kanunda daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş olur ve ceza soruşturması veya kovuşturması da açılır ise, bu fıkrada belirtilen süre yerine bu süreler uygulanır. Genel Kurulca kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilenler hakkında ise, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren iki yıl geçmekle ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.


(10) Kurulun seçimle gelen üyelerinin, Kurul üyesi olmadan önceki eylemlerinden dolayı disiplin soruşturma veya kovuşturmaları Kurul tarafından, bulunduğu aşamadan itibaren, bu Kanundaki usul çerçevesinde, ilgililerin özel kanunlarındaki hükümleri esas alınmak suretiyle karara bağlanır.


Disiplin cezaları ve yerine getirilmesi


MADDE 37 – (1) Kurulun seçimle gelen üyeleri, hizmetin aksamasına yol açan veya Kurul üyeliğinin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan hâl ve hareketlerinin sabit görülmesi hâlinde, eylemin niteliğine ve ağırlığına göre uyarılır veya Kurul üyeliğinden çekilmeye davet edilir. Bu konuda alınan kararlar ilgiliye tebliğ edilir.


(2) Disiplin cezasına ilişkin Genel Kurul kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.


(3) Kurul üyeliğinden çekilmeye davete ilişkin kesinleşen kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde görevden çekilmeyen ilgilinin Kurul üyeliği sona erer. Bu bir aylık süre içinde ilgili izinli sayılır.


Üyelerin adlî suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma usulü


MADDE 38 – (1) Kurulun seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel suçları hakkındaki soruşturma ve kovuşturma izni işlemleri Genel Kurul tarafından, kovuşturma açılması kararı ve kovuşturma mercilerinin belirlenmesi ise gösterilen yetkili merciler tarafından bu Kanun hükümleri uyarınca yapılır.


(2) Kurulun seçimle gelen üyeleri hakkında yapılan ihbar ve şikâyetlerde Başkan, işi Genel Kurula götürmeden önce daire başkanlarından birine ön inceleme yaptırabilir. Görevlendirilen bu daire başkanı, incelemesini yaptıktan sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir.


(3) Başkan suç ihbar veya şikâyetini doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar. Yapılan görüşme sonucunda; soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi hâlinde, üyeler arasından, gizli oyla, üç kişilik bir soruşturma kurulu seçilir. Soruşturma kuruluna, en yüksek oyu alan, oyların eşitliği hâlinde ise yaşça büyük olan başkanlık eder.


(4) Soruşturma kurulu, 5271 sayılı Kanuna göre işlem yapar ve kanunların Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkileri kullanır. Soruşturma sırasında hâkim kararı alınması gereken hususlarda ilgililer hakkında isnat edilen suçun niteliğine göre belirlenmiş bulunan kovuşturma mercilerine başvurur.


(5) Soruşturma kurulu, soruşturmayı tamamladıktan sonra kovuşturma açılmasına yer olup olmadığı hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırlayarak, rapor ve eklerini Genel Kurula verir.


(6) Genel Kurul, dosyayı inceledikten ve varsa eksiklikleri tamamlattıktan sonra, kovuşturma yapılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir; aksi hâlde kovuşturma yapılmasına izin verir.


(7) Kovuşturma yapılmasına ilişkin verilen iznin kesinleşmesi üzerine dosya;


a) Görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesine,


b) Kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna,


kamu davası açılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.


(8) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianamesini düzenleyerek evrakı, Yargıtayın görevli ceza dairesine verir. Yargıtayın görevli ceza dairesi tarafından iddianamenin bir örneği 5271 sayılı Kanun hükümleri gereğince, ilgiliye tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, on gün içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma daire tarafından derinleştirilir. Yapılan bu işlemler sonucunda, kovuşturma açılmasına veya kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karar verilir. Kovuşturma açılmasına dair karar verilmesi durumunda evrak hemen bu Kanunda belirlenen kovuşturma mercilerine gönderilir. Kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karara karşı, kararı veren ceza dairesinin numara olarak kendisini izleyen ceza dairesine; kararı son numaralı ceza dairesi vermişse birinci ceza dairesine usulünce itiraz edilebilir.


(9) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür ve durum hemen Kurula bildirilir. Soruşturma sonucunda dosya, düzenlenen fezleke ile birlikte Kurula gönderilir.


(10) Kurulun seçimle gelen üyelerinin, Kurul üyesi olmadan önceki suç teşkil eden eylemlerinden dolayı soruşturma yapılması ve kovuşturma izni verilmesi işlemleri, bulunduğu aşamadan itibaren Genel Kurul tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür.


Ortak hükümler


MADDE 39 – (1) Kurulun seçimle gelen üyelerinin disiplin suçu oluşturan eylemleri ile görevleriyle ilgili suçları ve kişisel suçları hakkında yürütülecek soruşturma ve kovuşturmalarda;


a) İlgili kuruluş ve kişiler, istenecek her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.


b) İmzasız, adressiz yahut takma adla yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetler işleme konulmaz.


c) Genel Kurul toplantılarına, Başkan ve hakkında işlem yapılan üye ile soruşturma kurulu üyeleri katılamaz.


(2) Adalet Bakanlığı Müsteşarının, Kurul üyeliği görevi sebebiyle disiplin suçu oluşturan eylemlerine, Kurul üyeliği göreviyle ilgili suçlarına ve kişisel suçlarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda bu Kanun hükümleri uygulanır.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


İşe Bakamama, Çekilme ve Ret


İşe bakamama


MADDE 40 – (1) Kurulun Başkan ve üyeleri;


a) İş kendisi ile ilgili ise,


b) İlgilinin, evlilik bağı kalmasa bile karı veya kocası, kan veya kayın hısımlığından üstsoyu veya altsoyu veya onunla evlat edinme bağı veyahut ilgili ile aralarında ikinci dereceye kadar (bu derece dâhil) kan hısımlığı veya evlilik sona erse dahi ikinci dereceye kadar (bu derece dâhil) kayın hısımlığı olursa,


c) Aynı işte tanık olarak dinlenmiş, mütalaa vermiş, bilirkişilik, müşavirlik, avukatlık, hâkimlik veya savcılık yapmış ya da daha önce işin soruşturulması ile görevlendirilmiş ise,


ç) İlgili ile aralarında bakılan işe esas olan olaydan önce açılmış bir dava varsa,


Kurul ve daire çalışmalarına katılamazlar ve herhangi bir şekilde işe bakamazlar.


Çekilme ve ret


MADDE 41 – (1) Kurul üyeleri işe bakamama veya ilgili ile arasında bir husumet veya tarafsızlıklarını şüpheye düşürecek önemli bir hâlin mevcut olması durumunda, işi görmekten çekinebilecekleri gibi ilgili tarafından da ret olunabilirler.


(2) Reddin, inceleme başlamadan veya ret sebebi daha sonra meydana gelmiş ise öğrenilmesinden başlayarak onbeş gün içinde ve her hâlde karar verilmeden önce yapılması lazımdır.


(3) Ret talebi, reddi istenen üyelerin yokluğunda Genel Kurul veya daire tarafından incelenerek kesin olarak sonuçlandırılır.


(4) Dairenin toplanmasına engel olacak sayıda üyenin reddedilmiş olması hâlinde, ret talebi, reddi istenen üyelerin katılmadığı Genel Kurul tarafından incelenerek kesin olarak karara bağlanır. Ret talebinin yerinde görülmesi hâlinde, işin esası hakkında da Genel Kurulca karar verilir.


(5) Genel Kurulun toplanmasına engel olacak sayıda üye reddine ilişkin talepte bulunulamaz.


(6) Zamanında yapılmayan, ret sebebi belirtilmeyen veya inandırıcı delil gösterilmeyen ya da Kanunda öngörülen koşulları taşımayan ret talepleri, reddedilen üyelerin de katılımıyla geri çevrilebilir.


(7) Genel Kurul veya daire tarafından yapılan incelemede üye tam sayısının salt çoğunluğu tarafından kabul edilmeyen ret talepleri, reddedilmiş sayılır.


ALTINCI KISIM


Çeşitli ve Son Hükümler


Tekrar atanma


MADDE 42 – (1) Kurulda görev yapan, Genel Sekreter, genel sekreter yardımcıları ve tetkik hâkimleri ile Kurul müfettişleri, istekleri üzerine veya resen, Genel Kurulun kararı üzerine, Birinci Daire tarafından, müktesepleri dikkate alınarak uygun görülecek bir göreve atanırlar.


Kadrolar


MADDE 43 – (1) Kurulda 657 sayılı Kanuna tâbi kadroların tespiti, ihdası, kullanımı ve iptali ile kadrolara ilişkin diğer hususlar 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre düzenlenir.


(2) Ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek sırasıyla 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (II) sayılı cetvellere “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu” bölümü olarak eklenmiştir.


Bütçe


MADDE 44 – (1) Kurul, genel bütçe içinde kendi bütçesiyle yönetilir.


(2) Kurulun üst yöneticisi Başkanvekilidir.


(3) Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütçeyle ilgili görüşmelerde Kurulu Başkan temsil eder; Başkanvekili ve Kurul üyeleri açıklama yapmak üzere davet edilemez.


Yönetmelik


MADDE 45 – (1) Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler, Kurul tarafından çıkarılır.


Değişiklik yapılan ve yürürlükten kaldırılan hükümler ile atıflar


MADDE 46 – (1) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasında yer alan “Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkan, Üye, Uzman Müşavir, Uzman ve Uzman Yardımcıları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Müfettişleri,” ibaresi eklenmiştir.


(2) 5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanununun (1) sayılı cetvelinde yer alan “Yüksek Hâkimler Kurulu Başkanı” ibaresi “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili” olarak değiştirilmiştir.


(3) 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Danıştay,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu,” ibaresi eklenmiştir.


(4) 8/5/1991 tarihli ve 3717 sayılı Adlî Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanunun 2/A maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Danıştay” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu” ibaresi eklenmiştir.


(5) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvele 6 ncı sırasından sonra gelmek üzere “7) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu” ibaresi eklenmiş ve diğer sıralar buna göre teselsül ettirilmiştir.


(6) 13/5/1981 tarihli ve 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.


(7) Mevzuatta, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 2461 sayılı Kanuna yapılan atıflar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır.


Bütçe tahsisi, hizmet birimlerinin faaliyete geçmesi ve yönetmelikler


GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Kurula bütçe tahsis edilene kadar;


a) Kurulun giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanır.


b) Kurulun hizmetlerini yerine getirmesi amacıyla bina, araç, gereç, mefruşat ve donanım gibi gerekli tüm destek hizmetleri Bakanlıkça sağlanır. Ayrıca 6/8/1997 tarihli ve 4301 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun Kuruluş ve İdaresine İlişkin Kanunla kurulan İşyurtları Kurumunun bütçesinden de harcama yapılabilir.


(2) Kurulun hizmet birimleri faaliyete geçinceye kadar;


a) Sekreterya hizmetleri Bakanlık tarafından yerine getirilir.


b) Hâkim ve savcılara ait açık ve gizli siciller, özlük dosyaları, disiplin, suç ve teftişe ilişkin evrak bulundukları yerde muhafaza edilmeye devam edilir. Bu belgeler, hizmet birimlerinin faaliyete geçmesini müteakip en geç altı ay içinde tutanakla Kurula devredilir.


(3) Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde çıkarılır. Bu yönetmelikler çıkarılıncaya kadar, yürürlükteki yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.


(4) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde, 43 üncü maddeyle ihdas edilen ekli (1) sayılı listedeki kadrolara yapılacak atamalarda, bütçe kanunlarında yer alan sınırlamalar uygulanmaz.


Mali ve sosyal haklar ile emeklilik


GEÇİCİ MADDE 2 – (1) İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar, adalet müfettişlerine tanınan tüm malî ve sosyal haklardan Kurul müfettişleri de faydalanır.


(2) 7/5/2010 tarihli ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla değiştirilen Anayasanın 159 uncu maddesi uyarınca oluşturulan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun seçimle gelen üyelerinden, 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında bulunanların, emeklilik hak ve yükümlülükleri; 2802 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi kapsamına giren Yargıtay daire başkanı esas alınarak tespit olunur.


Hakkında meslekten çıkarma kararı verilmiş olanların durumu


GEÇİCİ MADDE 3 – (1) 2461 sayılı Kanun ile kurulan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, haklarında meslekten çıkarma cezası verilen hâkim ve savcıların, bu cezanın kaldırılması için idarî dava açmadan önce, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içinde Kurula başvurmaları gerekir.


(2) Genel Kurul, usulüne uygun yapılan başvurular üzerine, dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda, talep halinde, başvuranın bizzat veya vekili aracılığıyla yazılı ya da sözlü savunmasını da almak suretiyle, başvurunun kabulüne veya reddine karar verir.


(3) Başvurunun kabulü halinde;


a) Önceki kararın kaldırılmasına,


b) Hâkimlik ve savcılık mesleğine kabulde aranan niteliklerin kaybedilmemiş olması şartıyla ilgilinin hâkimlik ve savcılık mesleğine tekrar atanmasına,


c) Önceden verilmiş olan meslekten çıkarma cezasına konu eylem sebebiyle başka bir disiplin cezası verilmesine gerek gördüğünde eyleme uyan disiplin cezasına,


karar verir.


(4) İkinci ve üçüncü fıkralar uyarınca verilen kararlara karşı, Başkan veya ilgili, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kuruldan yeniden inceleme talebinde bulunabilirler. Yeniden inceleme talebi üzerine verilen kararlar kesindir.


(5) İkinci fıkra uyarınca verilen başvurunun reddine ilişkin kesinleşen kararların iptali talebiyle ilk derece mahkemesi olarak Danıştaya başvurulabilir. Bu dava, acele işlerden sayılır. Üçüncü fıkra uyarınca verilen kararlar yargı denetimi dışındadır.


Yürürlük


MADDE 47 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


Yürütme


MADDE 48 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


18/12/2010


Old 19-12-2010, 10:24   #314
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eşinin cinsel ilişkiye girmeyi bilmediğini iddia eden kadını haklı bularak, kocanın “ağır kusurlu” olduğuna karar verdi.

DAVACI kadın, eşi bilmediği için cinsel ilişki kuramadıklarını, çocuklarının olmadığını, eşiyle aralarında geçimsizlik başladığını belirterek, nafaka ve maddi-manevi tazminat istemiyle boşanma davası açtı. Davalı koca ise eşi istemediği için ilişkiye giremediklerini, birlikte hocaya bile gittiklerini söyledi. Ankara 10’uncu Aile Mahkemesi, raporlarda çiftin cinsel ilişki kuramadıklarının belirlendiğini vurgulayarak, şöyle dedi: “Kocanın heyecanlanması, eşinin de ailesinin baskısıyla evlenmiş olmasının etkisiyle kaçınması sonucunda taraflar arasında, birlikte yaşadıkları 7 ay süreyle cinsel ilişki kurulamadığı anlaşılmıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında her iki tarafın da cinsel ilişki kurmalarına bir engel bulunmaması halinde, cinsel ilişkiyi sağlama görevinin, cinsel ilişkide aktif olan erkeğe ait olduğu kabul edilmektedir. Ancak eşiyle güç kullanarak onun isteği dışında cinsel ilişki kurmadığı için, kocayı kusurlu bulmak yanlış olacaktır. Çift eşit kusurludur.”

Mahkeme çifti boşarken, kadının tazminat ve nafaka talebini kabul etmedi. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay, bir sorun bulunmadığı halde, cinsel birleşmeyi gerçekleştiremeyen kocanın kusurlu olduğunun anlaşıldığını belirti. Yargıtay boşanma kararını onarken, kocanın tazminat ödemesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da kararı onadı.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16571229.asp?gid=373
Old 19-12-2010, 15:46   #315
Av.Barış

 
Varsayılan

İlginç bir karar daha. Ancak asıl anlayamadığım eşlerin cinsel ilişkiye girmemesinin sonucunda kusurlu eşin nasıl bir tazminat ödemesi gerektiğidir.
eğer diğer eş boşanma sonucunda kendini idame ettiremeyecek durumda ise tazminat kararı doğru olabilir ancak cinsel birliktelik olmadığı için tazminata hükmedildi ise bence bu kararın pek mantıklı olmadığını söyleyebilirim.
Old 19-12-2010, 22:37   #316
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bu karardaki eş, kusurlu mudur, özürlü müdür ayırmak hakikaten güç.
Old 19-12-2010, 23:25   #317
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Bu karardaki eş, kusurlu mudur, özürlü müdür ayırmak hakikaten güç.

Üstadım, "özür" tespiti yapamamışlar (gibi görünüyor )

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...raporlarda çiftin cinsel ilişki kuramadıklarının belirlendiğini vurgulayarak...

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...bir sorun bulunmadığı halde,...

Saygılar...
Old 19-12-2010, 23:39   #318
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bakan Ergin: Bazı dairelerde 5 yıllık dosya birikti


aa - 19.12.2010 - 23:15
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay'a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosyalar biriktiğini belirterek, ''Bir çok dosyanın zaman aşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Yargıtay'da 2010'da zaman aşımına uğrayan dosya sayısı -tahmini olarak- 19 bin 251'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Ergin Ceza ve Tevkif Evlerinin dış güvenliğinin jandarmadan alınmasına ilişkin tasarının TBMM Adalet Komisyonu gündeminde beklediğini söyledi.

''Anayasa değişikliğini yaparken, 12 Eylül darbecilerinden hesap soracağınızı söylemiştiniz. Bu konuda yapılan başvuru ne kadar?'' sorusu üzerine Ergin, şu ana kadar, bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki müşteki sayısının 680 civarında olduğunu, bu şikayetlerin de 272 dosyada toplandığını ifade etti. Sadullah Ergin, ''Ankara Başsavcılığı bununla ilgili çalışmalarını yaptı, görev yetki ile ilgili değerlendirmelerini yaptıktan sonra kararlarını açıklayacak'' dedi.

Bakan Ergin, Habur'dan gelen 34 kişinin yargılamalarının yapıldığı mekanda Türk Bayrağı'nın indirilmesinin söz konusu olmadığını söyleyerek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinde aday olmak isteyen hakimlere, ''aday olmayın, biz sizi farklı şekilde değerlendiririz'' demediklerini ifade etti.

''Yargıtay ve Danıştay'da üye artışı yapılacaksa, bu durum istinaf mahkemelerinin kurulması ile çelişmeyecek mi?'' sorusuna yanıt verirken Ergin, yüksek yargıda yığılma ve yargılamaların gecikmesinden kaynaklanan sorunun, yargıyı bloke etme noktasına getirdiğini kaydetti.

Yargıtay'ın daire artırımı talepleri olduğunu dile getiren Ergin, şöyle konuştu:

''9 bölgede istinaf mahkemelerinin kurulması çalışmalarında son aşamaya gelindi. İstinaf mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay'a alternatif değildir.

Bugün itibariyle Yargıtay'a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosyaların biriktiği bir gerçektir. Bir çok dosyanın zaman aşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Yargıtay'da her yıl ortalama zaman aşımına uğrayan dosya sayısında yüzde 30'luk bir artış olmakta. 2007'de Yargıtay'da zaman aşımına uğrayan dosya sayısı 9 bin 111, 2008'de 12 bin 354, 2009'da 14 bin 809, 2010'da -tahmini olarak- 19 bin 251. 2014 yılında da yaklaşık 55 bin dosyanın zaman aşımına uğrama tehlikesi vardır.''

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatın ithalatı karşılama oranının artırılması konusunda yoğun gayret gösterdiklerini belirterek, ''Bunun için enerji çeşitliliğimizi artırmalıyız ve dış kaynaklara bağımlılığı azaltmalıyız'' dedi.

Zafer Çağlayan ise uzak doğu ülkelerine olan ihracatı artırma gayretlerinin de arttığını söyledi.

Çin'e 2010'da yapılan ihracatın, 2009 ihracatının yüzde 50 üzerine çıktığını belirten Çağlayan, ''Afrika'da çok ciddi potansiyelimiz olduğunu görüyoruz. Gerek fuarlar, gerek sektörel alım heyetleri olmak üzere, çalışmalarımız var'' diye konuştu.

Bakan Çağlayan, hizmet ihracatının Türkiye için önemine işaret ederek, ''Türkiye 2009'da, dünyadaki 3,3 trilyon dolarlık hizmet ticareti içinde yüzde 1 pay alarak, 33 milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Buna karşın hizmet ithalatı ise sadece 16,5 milyar dolardır'' dedi.

Daha sonra, Adalet Bakanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ile İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinin 2011 yılı bütçeleri kabul edildi.

TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, birleşimi yarın saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.

Kaynak: http://zaman.com.tr/haber.do?haberno...-dosya-birikti
Old 20-12-2010, 10:09   #319
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay'a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosyalar biriktiğini belirterek, ''Bir çok dosyanın zaman aşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Yargıtay'da 2010'da zaman aşımına uğrayan dosya sayısı -tahmini olarak- 19 bin 251'' dedi...

Durum tek kelimeyle vahim..
Old 20-12-2010, 10:17   #320
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:

...

"Bugün itibariyle Yargıtay'a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosyaların biriktiği bir gerçektir. Bir çok dosyanın zaman aşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Yargıtay'da her yıl ortalama zaman aşımına uğrayan dosya sayısında yüzde 30'luk bir artış olmakta. 2007'de Yargıtay'da zaman aşımına uğrayan dosya sayısı 9 bin 111, 2008'de 12 bin 354, 2009'da 14 bin 809, 2010'da -tahmini olarak- 19 bin 251. 2014 yılında da yaklaşık 55 bin dosyanın zaman aşımına uğrama tehlikesi vardır.''

...


Adalet mülkün temeli.
Ama temel çoktan göçmüş.
Old 20-12-2010, 14:37   #321
Av.Barış

 
Varsayılan

Resmî Gazete

Sayı : 27789

TEBLİĞ

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından:

4077 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’UN 22 NCİ VE

TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETLERİ YÖNETMELİĞİ’NİN

5 İNCİ MADDELERİNDE YER ALAN PARASAL SINIRLARIN

ARTTIRILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: TRKGM-2010/1 )

MADDE 1 – (1) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un değişik 22 nci maddesinde belirlenen usule göre Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bildirilen Üretici Fiyatları Endeksinde meydana gelen ortalama % 9,92 (dokuz virgül doksaniki) oranında artış esas alınarak 1/1/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere:

a) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un değişik 22 nci maddesinin 5 ve 6 ncı fıkrasındaki tüketici sorunları hakem heyetlerinin kararlarının bağlayıcı olacağına ilişkin üst veya tüketici mahkemelerinde delil olacağına ilişkin alt parasal sınır 1.031,87 TL,

b) 1/8/2003 tarihli ve 25186 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren il hakem heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin alt parasal sınır 2.693,78 TL,

olarak tespit edilmiştir.

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ 1/1/2011 tarihinde yürürlüğe girer.
Old 22-12-2010, 13:01   #322
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Yönetmelik Değişikliği
01/06/2005 Tarihli ve 25832 Sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanarak "Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik"in 45. Madde’sinde yapılan ve yayımlanmak üzere T.C. Adalet Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’ye gönderilen değişikliğe ilişkin yeni metin ile önceki metin örnekleri aşağıda sunulmuştur.



MEVCUT HÂLİ


Soruşturma evrakının incelenmesi

Madde 45 - 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.

Müdafi soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme yazısı veya vekâletname ibraz ederek soruşturma evrakı içeriğini inceleyebilir ve dilekçeyle müracaatı halinde istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

Mağdur veya şikâyetçinin vekili soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme belgesi veya vekâletname ibraz ederek soruşturma evrakının içeriği ile elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceleyebilir ve dilekçeyle müracaatı hâlinde istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

Mağdur veya şikâyetçi soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak şartıyla vekili olmadan da Cumhuriyet savcısından dilekçeyle başvurarak belge örneği isteyebilir.

Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısı huzurunda incelenir.



YENİ METİN


Soruşturma evrakının incelenmesi

Madde-45- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.

Şüpheli yada müdafi soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

Şüpheli ya da müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabilir.

Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz.

Bu maddenin içerdiği haklardan mağdur ya da şikâyetçi ile suçtan zarar gören ve vekilleri de yararlanır.

Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda kalemde incelenir..

Kaynak: http://www.barobirlik.org.tr/Detay.a...5848&Tip=Haber
Old 22-12-2010, 20:33   #323
Av.Barış

 
Varsayılan

geç kalınmış bir değişiklik ama genede olsun. sıra müdafii ücretlerinin ödenmesinde.
Old 22-12-2010, 20:45   #324
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Yönetmelik Değişikliği
01/06/2005 Tarihli ve 25832 Sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanarak "Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik"in 45. Madde’sinde yapılan ve yayımlanmak üzere T.C. Adalet Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’ye gönderilen değişikliğe ilişkin yeni metin ile önceki metin örnekleri aşağıda sunulmuştur.



MEVCUT HÂLİ


Soruşturma evrakının incelenmesi

Madde 45 - 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.

Müdafi soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme yazısı veya vekâletname ibraz ederek soruşturma evrakı içeriğini inceleyebilir ve dilekçeyle müracaatı halinde istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

Mağdur veya şikâyetçinin vekili soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme belgesi veya vekâletname ibraz ederek soruşturma evrakının içeriği ile elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceleyebilir ve dilekçeyle müracaatı hâlinde istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

Mağdur veya şikâyetçi soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak şartıyla vekili olmadan da Cumhuriyet savcısından dilekçeyle başvurarak belge örneği isteyebilir.

Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısı huzurunda incelenir.



YENİ METİN


Soruşturma evrakının incelenmesi

Madde-45- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.

Şüpheli yada müdafi soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

Şüpheli ya da müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabilir.

Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz.

Bu maddenin içerdiği haklardan mağdur ya da şikâyetçi ile suçtan zarar gören ve vekilleri de yararlanır.

Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda kalemde incelenir..

Kaynak: http://www.barobirlik.org.tr/Detay.a...5848&Tip=Haber

Bence yeterli bir değişiklik değil. Bu hali ile de yine müdafinin vekaletnamesi istenecek ve avukatın vekaletname ibraz etmeden "davayı alıp almamaya karar verebilmek için" dosyayı inceleme talepleri konusunda zorluklar yaşanacak.
Old 22-12-2010, 20:51   #325
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bence yeterli bir değişiklik değil. Bu hali ile de yine müdafinin vekaletnamesi istenecek ve avukatın vekaletname ibraz etmeden "davayı alıp almamaya karar verebilmek için" dosyayı inceleme talepleri konusunda zorluklar yaşanacak.
5271/2

Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı

Çekincelerinizde haklısınız ancak önceki hali ile illa görevlendirme belgesi ya da vekaletname ibrazını zorunlu kılıyordu. bunu kaldırdıklarına göre zorluk çıkartacaklarını sanmam ancak çıkartmak isteyen "siz şüpheli müdafi değilsiniz" diyerek geçiştirebilir
Old 23-12-2010, 10:33   #326
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Yargıtay: Vücudu okşamak basit cinsel saldırıdır

Yargıtay, birlikte alkol aldığı kadının vücudunu okşayarak taciz eden adama yönelik yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararını bozdu.


ANKARA – Yargıtay 5. Ceza Dairesi, bu şekilde yapılan tacizin “şikayete bağlı, basit cinsel saldırı” suçunu oluşturduğunu ve kadının şikayetinden vazgeçtiği için kamu davası açılamayacağını kaydetti.

Davaya konu olan olayda, davacı kadın birlikte alkol aldığı davalı tarafından taciz edildiği iddiasıyla şikayetçi oldu. Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi, söz konusu şikayeti inceleyerek davalı M’nin mahkumiyetine karar verdi.

Bunun üzerine yerel mahkeme kararı temyiz edildi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Dairesi, birlikte alkol aldıktan sonra gece kadının evinde kalan sanığın, sabaha karşı uyumakta olan kadının yatağına girerek vücudunu okşamak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin, Türk Ceza Kanunu'na göre “şikayete bağlı, basit cinsel saldırı” suçunu oluşturduğunu ifade etti.

Kadının daha sonra mahkemeye verdiği dilekçeyle şikayetinden vazgeçtiğini anımsatan Daire, kamu davasının düşmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararını bozdu.(anka)

www.radikal.com.tr



Old 23-12-2010, 22:06   #327
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bence yeterli bir değişiklik değil. Bu hali ile de yine müdafinin vekaletnamesi istenecek ve avukatın vekaletname ibraz etmeden "davayı alıp almamaya karar verebilmek için" dosyayı inceleme talepleri konusunda zorluklar yaşanacak.

Değerli meslektaşım, ben de sizin gibi, görevlendirme yazısı ve vekalet ibrazına ilişkin ibare çıkarılmasına rağmen, düzenlemenin yeterli olmadığı kanısındayım. Zira, bu değişiklikle çıkarılan ibarelerin ortaya koyduğu yeni durumu sanığın ve savunmanın lehine yorumlayacak savcılık zihniyetine -genel olarak- sahip değiliz. Bu sebeple, maddeye açıkça, seçilmiş müdafiin vekaletname ibrazı zorunluluğu olmaksızın soruşturma dosyasını en fazla iki kez (bu benim teklifimdir, ölçülü ve dengeli olduğuna kaniyim.) inceleme hakkına sahip olduğu işlenmelidir ki, kimse gık diyemesin, avukat da psişik zorluklarla, refüze edilmek endişeleriyle boğuşmasın... Saygılarımla.
Old 24-12-2010, 13:26   #328
Av. Engin EKİCİ

 
Önemli

Hukuk skandalı

Habertürk ekranlarında dün yayınlanan haber, Büyükçekmece Adliyesi'nde yaşanan skandalın önüne geçti

İstanbul'da yürütülen sahte silah ruhsatı çetesi soruşturmasına bakan hakimin, söz konusu çetenin lideriyle yakın ilişkide olduğu tespit edilmiş fakat buna rağmen hakim görevden alınmamıştı.Yaşanan bu skandalın önüne geçilmeseydi, çete üyelerinin tutukluluk hallerine yaptıkları itiraz soruşturmada adı geçen hakim tarafından karara bağlancaktı.

Olayın Habertürk ekranlarında gündeme gelmesinin hemen ardından Adalet Komisyonu davanın incelenmesi için Büyükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ni görevlendirdi.
İşadamları ve sanatçıların da ifade verdiği sahte silah ruhsatı çetesi soruşturması kapsamında tutuklanan 34 şüpheliyle ilgili davada bir skandala imza atılmıştı. 34 şüphelinin tutukluluk hallerine yaptıkları itirazları, adı aynı soruşturmada geçen ve söz konusu çetenin liderine yakın olduğu belirlenen mahkeme başkanı karara bağlayacaktı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kemal Gül'ün yürüttüğü soruşturmada, ruhsat çetesinin lideri Okan A. ile yakın ilişkisi olduğu iddia edilen Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi Başkanın adı da soruşturmaya dahil edilmişti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Mahkeme Başkanı hakkında açılan dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.

Mahkeme başkanı hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma devam ederken, tutuklanan 34 kişinin avukatları müvekkillerinin tutukluluk hallerine itiraz başvurusu yaptı. İtirazlarla ilgili son kararı, adı soruşturmaya karışan mahkeme başkanının vermesi gündeme gelmişti. Bu skandalın Habertürk ekranlarına yansıması üzerine harekete geçen Bakırköy Adalet Komisyonu,dosyayı 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nden alarak 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Böylece, büyük bir skandalın önüne geçilmiş oldu.

Kaynak:www.haberturk.com
Old 24-12-2010, 22:09   #329
Av.Barış

 
Varsayılan

Bir hakim çete ile yakın ilişki içinde nasıl oluyor anlayabilmiş değilim!
Old 24-12-2010, 22:12   #330
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Bir hakim çete ile yakın ilişki içinde nasıl oluyor anlayabilmiş değilim!

"İnsan" olmasıyla alakalı olabilir mi acaba
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11401200 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.