Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

trafik kazası sonucu açılan tazminat davasında faiz

Yanıt
Old 01-01-2009, 13:55   #1
savunman85

 
Varsayılan trafik kazası sonucu açılan tazminat davasında faiz

merhaba benim sorum müvekkil arkadaşının aracında iken diğer araç firma otobüsünün kusurlu davranışı sonucu kazaya maruz kalıyor ve biz firmadan ve her iki sigortadan iş gücü kaybı nedeniyle tazminat istiyoruz burada hangi faiz türü uygulanır. ticari faiz olmaz mı bu konuda yargıtay kararı vardı ancak bir türlü bulamadım bana yardımcı olursanız sevinirim.
Old 01-01-2009, 23:31   #2
m_argun

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/7278

K. 1998/8314

T. 30.11.1998

• TEMERRÜD TARİHİ ( İhtarnamenin Tebliğ Tarihi - Trafik Kazası Tarihi )

• TİCARİ ARACIN TRAFİK KAZASI ( Tazminatta Uygulanacak Faiz )

• FAİZ ( Ticari Aracın Trafik Kazası Nedeniyle Tazminatta )

• KISMİ ÖDEMENİN FAİZDEN MAHSUBU ZORUNLULUĞU ( Talep Halinde )

• FAİZDEN MAHSUP ( Kısmi Ödemenin )

818/m.84,101,104

ÖZET : Davacıya keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi temerrüdü başlatan tarihtir. Kaza tarihinden itibaren temerrüde hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 2.6.1998 tarih ve 207-345 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf avukatları tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete trafik poliçesi ile sigortalı 35 BLF 91 plakalı kamyonetin müvekkiline ait 35 BEC 30 plakalı araca % 100 tam kusurlu olarak 13.1.1998 günü çarparak zarar verdiğini, gerekli belgelerle birlikte ihtarnamenin 23.2.1998 günü davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen ödemede bulunulmadığını, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı Yasanın 99. maddesine aykırı davrandığını ileri sürerek poliçe limiti olan 250.000.000 TL ile 3.059.370 TL noter ihtar masrafı olarak şimdilik 253.059.370 TL nin 13.1.1998 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından tebliğ ettirilen tesbit raporu sonrası yaptırılan ekspertiz incelemesi ile belirlenen 157.543.000 TL hasar miktarının 16.3.1998 günü davacı vekili Av.A. G. adına havale edildiğini, dava konusu olayın 25.2.1998 günü müvekkiline ihbar edildiğini, davacının aracının hususi araç olması nedeniyle reeskont faiz istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu olayda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davalı şirketin poliçe limitinin 250.000.000 TL olup, yargılama sırasında bunun 157.534.00 TL nın ödendiği, davacı aracında 250.129.300 TL tutarında hasar olup bunun 92.457.000-TL lık kısmının karşılanmamış olduğu gerekçesiyle alacağın 157.543.000 TL lık kısmı dava sırasında ödenmiş olmakla konusu kalmayan bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 92.457.000 TL nin 13.1.1998 tarihinden itibaren %50 yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin 2 nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı 18.2.1998 keşide tarihli ihtarname ile sigorta teminatının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi için davalı tarafa önel vermiş, bu önel içerisinde teminatın ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı bildirilmiştir. Davacı, davalıyı temerrüde düşürmek için ihtarname keşide ettiğine göre, ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ tarihini bildirmesi için davacı tarafa süre verilerek temerrüt tarihinin belirlenmesi ve verilen 8 gün de dikkate alınarak gecikme faizine hükmedilmesi gerekirken, kaza tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin temyizine gelince; davalı şirkete sigortalı 35 BLF 91 plakalı aracın kamyonet olup araç malikinin tacir olması, 3095 sayılı Yasanın 2/3. maddesine göre, "arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizinin T.C. merkez Bankası'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranına göre istenebilecek" olması ve faiz oranı yönünden sigortalısının şartlarına tabi olan davalı sigorta şirketinin de reeskont oranında faizle sorumlu bulunması nedeniyle, olayda istem gibi reeskont faizine hükmetmek gerekirken, yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, dava açılmadan önce tazminatın miktarını tesbit ve tahsili amacıyla yapılan tesbit giderleri ile noter tebligat giderleri yargılama giderlerinden sayıldığından talep halinde, esas kararla birlikte yargılama giderinin de hüküm altına alınması gerekirken, bu konudaki davacı isteminin yazılı gerekçeyle reddedilmesi de doğru değildir
Öte yandan, davacı vekili, dava açıldıktan sonraki 16.3.1998 tarihindeki davalının kısmi ödemesini kabul ettiği, ancak ödemenin BK.nun 84/1. maddesine göre öncelikle faizden mahsubu gerektiğini 27.5.1998 tarihli oturumda ileri sürdüğüne göre, davacı vekilinin bu talebinin anılan Yasa maddesine uygun olması nedeniyle mahkemece BK.nun 84/1. maddesi gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken, davalının kısmi ödemesini asıl borçtan mahsup eder şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ( 2 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına, ( 3 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle de davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçların istekleri halide temyiz edenlere iadesine, 30.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-01-2009, 13:22   #3
savunman85

 
Varsayılan karar tam aradığım gibi

sn m argun teşekkür ederim bu karar baya yardımcı olacak bana
Old 27-02-2009, 17:46   #4
Av.Mehmet ORAK

 
Varsayılan Ticari olan Haksız Fiillerde ticari işlrde uygulann avans faizinn işletlmesi gerekir.

2.Haksız Fiil,Ticari Faiz,Ticari İşletme
Uyuşmazlık, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmıştır. Bu nedenle, taraflar arasında bir sözleşme olmasa bile dava konusu alacağa ticari işlerde uygulanan avans faizinin işletilmesi gerekir. (6762 s. m. 3, 21, 3095 s. m. 2/3)


T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2002/4-12 Karar No: 2002/6 Tarihi: 23.01.2002

Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa 3. Asliye Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 25.04.2000 gün ve 1997/714 E. 2000/319 K. Sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 21.12.2000 gün ve 2000/8762+11908 sayılı ilamiyle; (...1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava davalıların kendi binalarına ait kanalizasyon bağlantısını yaparken davacı kuruma ait kablolara verdikleri zararın ödettirilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, zararın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Davacının talep ettiği tazminat; ticari bir işlemden değil davalıların haksız eylemlerinden kaynaklandığına göre hükmedilen tazminat miktarına yasal faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde reeskont faizine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER: Davalılar vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Bir işin, adi veya ticari iş olarak nitelendirilmesi bu işe hangi hükümlerin uygulanacağının belirlenmesi açısından büyük öneme sahiptir. Ticari işin belirlenmesinde T.T.K.'nun 3. ve 21.maddesinin göz önünde bulundurulması gerekir.
T.T.K'nun 3 üncü maddesi uyarınca ticari iş, T.T.K.'da tanzim olunan hususlarla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi (bir ticari işletmeyi) ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlerdir. Buna göre ticari işi iki grupta ele almak mümkündür.
Bunlardan birincisi; T.T.K' da düzenlenen bütün hususlar, ticari iştir. Bunun gerekçesi ise T.T.K'da düzenlenen hususlar esas itibariyle bir ticari işletmeyle ilgilidir. Örneğin bono, T.T.K'da düzenlenmiştir. Tacir olmayan kişiler arasında bono düzenlenmiş olsa bile bu ilişki ticari işe vücut verir. Aslında birer haksız fiil olan haksız rekabet (T.T.K. 56 vd.) ve çatma (T.T.K. 1216 vd.) dahi Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği için ticari iş sayılır.
İkinci ayırım; ticari işletmeyi ilgilendiren muamele, fiil ve işler de T.T.K. 3. madde uyarınca ticari iştir. T.T.K. nun 21/II. maddesine göre taraflardan yalnız biri için ticari nitelikte olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğer için de ticari iş sayılır. Bu maddenin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması gerekir. Taraflar arasındaki ilişki haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanıyorsa, T.T.K.nun 21/II. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır. İşte yerine göre haksız fiil de T.T.K. 3. madde uyarınca ticari iş niteliğinde olabilir.
Uygulamada haksız fiiller dolayısıyla ödenecek temerrüt faizinin reeskont oranı üzerinden ödenmesi konusunda kuşkuya düşüldüğü gözlenmektedir.
T.T.K. nun 3. maddesi, ticari işletme yönünden düzenleme getirmiştir. Ticari işletmenin her türlü eylemi başka bir anlatımla, muamelesi (sözleşme) veya haksız eylemi ticari işletme yönünden ticaridir.
Haksız fiil ticari işletmenin faaliyetinin icrası sırasında ika edilmiş olabilir. Nakliye şirketinin kamyonunun yayaya çarpması, fabrika atık sularının veya çıkardığı zehirli dumanlar komşu tarım alanlarına zarar vermesi halleri. Bu hallerde zarar görenin kişiliği önemli değildir . Zarar veren veya zarardan sorumlu olan tacirdir.
Bu sorumluluk kendisinin ticari işletmesi ile ilgili bir ticari işten doğmuştur ve kendisi yönünden ticari bir borçtur. T.T.K.nun 3. maddesi ticari işletmenin ika ettiği her türlü fiilden (eylem) söz etmiştir. Aksine tacir olmayan kişinin bir ticari işletmesi bulunmadığından onun ticari işletmesi ile ilgili bir haksız fiilinden söz edilemeyecektir. Ayrıca T.T.K. 21/1. maddesine göre kural olarak tacirin borçları ticaridir. Ticari borcun para niteliğinde olması ve geç ödenmesi halinde ticari temerrüt faizi işlenebileceği tarafın dahi tacir olması şartı yasada öngörülmüş değildir. T.T.K.nun 3. maddesi tacir yönünden düzenlenmiş olup tacir olmayan kişinin, ticari işletmeye verdiği zararın niteliği konusunda bir hüküm sayılan haksız fiillerde reeskont oranı üzerinden faiz uygulanacağı açıkça benimsenmiştir. Öğretide çoğunluk tarafından Hukuk Genel Kurulca benimsenen hal tarzının kabul edildiği anlaşılmaktadır. (Bkz-Prof. Dr. Yaşar Karayalçın, Ticaret Hukukuna Giriş Ticari İşletme, Ank, 1968 üçüncü baskı sn. 145; Prof. Dr. Ali Bozer, Prof. Dr. Celal Göle, Bankacılar için Ticaret Hukuku Bilgisi Ankara 1991 s. 36 vd, Prof. Dr. Fahiman Tekil, Ticari İşletme Hukuku İst. 1990 s. 68 vd. Aksi görüş için Bkz. Prof. Dr. Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku 4. Baskı Ankara s. 74-78 vd; Y. 11. H.D. 03.11.1997 gün ve 1997/7078-7668, Y.H.G.K. 17.02.1999 gün ve 1999/19-73-106 sayılı kararlar).
Somut olayda, öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlık tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmış olup T.T.K. nun 3. maddesi uyarınca haksız fiil, tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup ticari iş mahiyetindedir. 3095 sayılı Yasanın 2/3. maddesi uyarınca arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için öngördüğü reeskont faizi oranına göre istenebileceği belirtildiğinden direnme kararı bu gerekçelerle doğru bulunduğundan usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (30.782.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23.01.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik kazası nedeniyle tazminat davasında işbülümü itirazı turanoner Meslektaşların Soruları 2 06-11-2008 17:27
trafik kazası sonucu tazminat davası caty Meslektaşların Soruları 2 02-05-2008 21:48
trafik kazası sonucu ölümde tazminat miktarı parézer Meslektaşların Soruları 11 07-12-2007 03:18
iş kazası sebebiyle açılan manevi tazminat davasında kesin süre-yargıtay kararı av.asen öznur Meslektaşların Soruları 4 22-11-2007 12:40
Trafik Kazası Sonucu Açılacak Tazminat Davası G.T. Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 20:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04925895 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.