Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tek taraflı ölümlü kaza

Yanıt
Old 13-02-2008, 09:02   #1
miss_lawyer

 
Dikkat tek taraflı ölümlü kaza

yardım edecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler, sorum şu; müvekkil kendine ait araçla seyir halinde iken sanırım hızdan dolayı tek taraflı tarfik kazası yapıyor ve ölüyor,ailesi trafik sigortasından veya (araç kaskolu) kaskodan maddi manevi tazminat talep edebilir mi? Nasıl bir yol izlemeliler?Sanırım trafik sigortası sadece 3. kişilerin zararını tazmin ediyor fakat bir değişiklik olup olmadığını bilmiyorum..peki kaskoda durum nasıl?
Old 13-02-2008, 10:21   #2
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım kasko ile sigortalanan şahıs değil araçtır. Yani kaza sonucu ölüm meydana gelmişse bunu hayat sigortası kabul ederek tazminat almak mümkün değil.
Old 13-02-2008, 10:24   #3
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

Sorunuzdan ölüm ndeniyle tazminat istediğiniz sonucunu çıkararak yukarıdaki cevabı verdim(Maddi manevi tazminat dediğiniz için) eğer kastınız yalnızca araçtaki hasarsa bildiğim kadarıyla kazanın tek taraflı olup olmaması önemli değil, maddi zararın karşılanması istenebilir.
Old 13-02-2008, 12:50   #4
timo

 
Varsayılan

sizin olayınıza benzer bir olay müvekkilim başına geldi. müvekkil yine tek taraflı kaza yaptı. bu kaza sonucunda müvekkilin eşi vefat etti. müvekkil adına sigorta şirketine başvurduk. sigorta şirketi tarafımıza ödeme yaptı. sizin de ödeme alabileceğinizi düşünüyorum.
Old 13-02-2008, 12:59   #5
miss_lawyer

 
Varsayılan

Sn.Timo, sizin durumunuzda belki eş 3. kişi olark kabul edilmiştir, benim olayımda 3. kişi yok, sadece araç sahibi var.
Old 13-02-2008, 14:13   #6
ISTANAZ

 
Varsayılan

Yargıtay bu tip olaylarda eskiden ölen sürücü kusurlu ise yakınlarının herhangi bir talepte bulunamayacağı şeklinde kararlar veriyordu. Ancak 11-07-2005 T. 10789 E. 7481K.( 11. H.D.) karar ile görüşünü tamamen değiştirdi. Burada gerekçe; işleten ve sürücü yakınlarının murisin ölümünden doğan zararlarına ilişkin istemleri, 3. kişi olmaları nedeniyle, miras hukuku ilişkisinden bağımsız istemler olup, sigorta hukuku ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerekeceğinden, murisin kusuru oranında yararlanmamaları gerektiği artık söylenemeyecektir. şeklindedir.
Bu karardan hareketle sigorta şirketinden talepte bulunabilirsiniz. Karar Ankara Barosu dergisinde yayımlandı. Buraya tam metnini alamıyorum.
Old 13-02-2008, 14:23   #8
er_han49

 
Varsayılan

trafik kazasında zmms ve kasko sigortaları; aracın vermiş olduğu ve aracın uğramış olduğu zararları karşılamaya yönelik olduğundan, kanaatimce maktulün mirasçıları kaskoya başvurup tazminat alabilecektir. keza uygulamada %70 kusurlu olup kaza sonucu fiziki faaliyetlerini yitiren kazazede, kaskodan tam ödeme almaktadır.
Old 13-02-2008, 15:14   #9
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sn mis lawyer konu daha önce bu linkte tartışılmıştı sorunuzun cevabını bulabilirsiniz konuyla ilgili yargıtay kararı arıyorum en kısa zamanda bulup ekleyeceğim. Kolaylıklar diliyorum

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=23122
Old 13-02-2008, 15:26   #10
Av.Mustafa yağan

 
Varsayılan

Trafik sigortası sadece 3.kişilerin zararını karşılar,Karma kasko(İhtiyari mali mesuliyet sigortası)varsa kasko 3.kişinin limit dahilindeki zararını da karşılar,evet yarğıtay artık ölenin kusurlu olup olmadığına bakmıyor,sigortadan alınacak tazminatı miras olarak değil sigorta tazminatı olarak görüyor yani sigortadan tazminat talep edebilirsiniz.
Old 13-02-2008, 15:29   #11
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13243
K. 2007/265
T. 15.1.2007
• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( Sürücünün Yakınlarının da Murislerinin Ölümü Nedeniyle Bedensel Zararlar Kapsamında Olan Tazminata İlişkin Trafik Sigortacısından İstemde Bulunabileceği )
• MURİSİN ÖLÜMÜ ( Sürücünün Yakınlarının da Murislerinin Ölümü Nedeniyle Bedensel Zararlar Kapsamında Olan Destekten Yoksun Kalma Tazminatına İlişkin Trafik Sigortacısından İstemde Bulunabileceği )
• BEDENSEL ZARAR ( Sürücünün Yakınlarının da Murislerinin Ölümü Nedeniyle Bedensel Zararlar Kapsamında Olan Destekten Yoksun Kalma Tazminatına İlişkin Trafik Sigortacısından İstemde Bulunabileceği )
• POLİÇE LİMİTİ ALTINDA KALAN MİKTAR ( Sürücü Murisin 8/8 Oranında Kusurlu Olduğu - Sürücünün Yakınlarının da Murislerinin Ölümü Nedeniyle Bedensel Zararlar Kapsamında Olan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İsteminde Bulunabileceği )
2918/m.85/1,91/1,92/b
ÖZET : Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Sürücünün yakınlarının da murislerinin ölümü nedeniyle bedensel zararlar kapsamında olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin trafik sigortacısından istemde bulunabileceği ilke olarak benimsenmelidir. Ölen sürücünün mirasçıları olan davacılar, ... YTL'nin tahsilini istemişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların talep ettikleri miktar, poliçe limitinin altında olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 07.07.2005 tarih ve 2004/355 - 2005/236 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İhsan Akgül tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın sürücüsü iken, tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, ıslah ile artırılmış olarak toplam 36.749,17 YTL tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, meydana gelen kazada araç sürücüsü olan davacıların murisinin 8/8 oranında kusurlu olduğunu, bu nedenle davacıların tazminat talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kazada sürücü olan davacıların murisinin 8/8 oranında kusurlu olduğu, davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine aldığı ve sürücünün tam kusurlu olması nedeniyle işletenden, dolayısıyla sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacıların tazminat istemi, muris sürücünün 8/8 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş olup, uyuşmazlık, murisin meydana gelen trafik kazası neticesinde ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalanların aracın işleteninden, dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigortacıdan tazminat isteyip, isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere, zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK.nun 85/1. madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Kanun'un 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1. madde hükmü ve gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 1. madde hükmü, ölüm veya cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüştür. Aynı Kanun'un 92/b ve poliçe genel şartlarının 2/3-c bent hükümlerinde, işletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin teminat dışı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm, ZMSS'nın asıl amacının üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınması ilkesinin bir tekrarı olmaktadır.

Ne var ki, sözü edilen maddede bedeni zararlardan söz edilmemiş, sadece mal zararlarının güvence dışı olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu tarz düzenleme nedeniyle, işletenin yasada sayılan yakınlarının uğramış oldukları bedensel zararların ZMSS güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir.

Bu nedenle, oluşan bu sonucun işleten sıfatı olmayan sürücünün aynı derecedeki yakınları için de geçerli olduğunun kabulü gerekir. Zira, sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Kanun'un 92. maddesinde araç sürücüsünün aynı derecedeki yakınlarının bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde, sürücünün aynı derecedeki yakınlarının da murislerinin ölümü nedeniyle bedensel zararlar kapsamında olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin trafik sigortacısından istemde bulunabileceği ilke olarak benimsenmelidir.

İşletenin ve sürücünün aynı derecedeki yakınları trafik sigortası karşısında, bedensel zararlar bakımından üçüncü kişi durumunda olduklarına göre, sürücü murisin kusuru ile işletenin varsa ayrıca oluşan kusuru toplamı kadar hukuki sorumluluk üstlenen trafik sigortacısından bu toplam kusur oranına isabet eden destek tazminat miktarından, poliçe limitini geçmemek kaydı ile sigortacı sorumlu tutulmalıdır. Zira, işleten ve sürücü yakınlarının murisin ölümünden doğan zararlarına ilişkin istemleri, üçüncü kişi olmaları nedeniyle, miras hukuku ilişkisinden bağımsız istemler olup, sigorta hukuku ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerekeceğinden, murisin kusuru oranından yararlanmamaları gerektiği artık söylenemeyecektir. Bir başka deyişle, muris sürücünün kazadaki kusur oranı ile bu kusurun dışında kalan işletenin ayrıca oluşabilen varsa kusur oranının belirlenmesi, olaya neden olan başka bir davalı yada dava dışı bir başka araç varsa, müteselsilen tahsil isteminin varlığı halinde, bunların kusurunun da toplanması, poliçe limiti aşılmadan tahsile karar verilmesi gerekecektir.

Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde, ölen sürücünün mirasçıları olan davacılar, 36.749,17 YTL'nin tahsilini istemişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların talep ettikleri miktar, poliçe limitinin altında olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA; ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 13-02-2008, 15:56   #12
miss_lawyer

 
Varsayılan

cevap yazan herkese çok teşekkür ederim, özellikle gönderilen yargıtay kararları için..
Old 13-02-2008, 16:00   #13
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar Yargıtay kararında tazminat talep edenin murisi işleten sıfatını haiz değil. Peki işleten sıfatı ile sürücü sıfatı birleşirse durum ne olacak?

Saygılarımla...
Old 13-02-2008, 18:06   #14
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dilara Özbey
...kasko ile sigortalanan şahıs değil araçtır. Yani kaza sonucu ölüm meydana gelmişse bunu hayat sigortası kabul ederek tazminat almak mümkün değil.

Sn Av. Dilara Özbey'in söylediklerine katılıyorum ancak şunu eklemekte fayda görüyorum. Bazen Kasko poliçesinde İhtiyari Mali mesuliyet ile söz konusu bedeni zararların ve manevi tazminatlarında teminat altına alındığına rastlamaktayız. Bu bakımdan söz konusu poliçeleri iyice incelemeniz gerektiği kanısındayım.


Alıntı:
Yazan timo
sizin olayınıza benzer bir olay müvekkilim başına geldi. müvekkil yine tek taraflı kaza yaptı. bu kaza sonucunda müvekkilin eşi vefat etti. müvekkil adına sigorta şirketine başvurduk. sigorta şirketi tarafımıza ödeme yaptı. sizin de ödeme alabileceğinizi düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1990/825
K. 1990/963
T. 16.2.1990
• ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI ( Sigorta Ettirenin Eşinin Sigortacıdan Tazminat İsteyip İsteyemeyeceği )
• SİGORTA ETTİRENİN EŞİ ( Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Sigortacıdan Tazminat İsteyip İsteyemeyeceği )
• HAKİMİN TALEPLE BAĞLILIĞI ( Sigorta Ettiren ve Eşinin Müştereken Talepte Bulunmaları ve Bunlardan Birinin Talebinin Reddedilmesi Halinde )
• SİGORTA ETTİREN VE EŞİNİN MÜŞTEREKEN TALEPTE BULUNMALARI ( Bunlardan Birinin Talebi Reddedildiğinde Talebin Yarısı Üzerinden Karar Verilmesi )
2918/m. 92/b
ÖZET : Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere verdiği zararları onun adına karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacı ile oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Bu bakımdan sigortalı Erol üçüncü kişi durumunda olmadığından onun davasının reddi sonucu itibariyle doğrudur.


Sayın timo şahsen yazdıklarınızı okuyunca çok şaşırdım. Sigorta şirketinden söz konusu zararları tazmin etmeniz sevindirici. Oysa yukarıya eklemiş olduğum karara bakıldığında söz konusu zararların teminat dışında kaldığı belirtilmiştir. Bana çok ilginç geldi
Old 24-04-2013, 18:50   #15
AV.NECİP

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10718
KARAR NO : 2012/12169
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2011
NUMARASI : 2010/492-2011/246
DAVACI LAR : T.E, F.E.
DAVALI : …… AŞ .
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin müşterek çocukları olan Ö.E'nin içinde yolcu olarak bulunduğu araçta meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğini, davalının aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 8.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müteveffanın aracın işleteni olması dolayısıyla zararın teminat kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacıların desteğinin aracın işleteni olması ve sürücünün kazada tamamen kusurlu olması nedeniyle davacıların sigorta şirketinden tazminat talep etme haklarının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara
../...
-2-
2011/10718
2012/12169
uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden,Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulama-
../...
-3-
2011/10718
2012/12169
yan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve RayeganKender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde: “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
../...
-4-
2011/10718
2012/12169
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler." hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür. Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır. Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir. Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir. Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92.madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K'nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır.
../...
-5-
2011/10718
2012/12169
görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: "Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir
../...
-6-
2011/10718
2012/12169
tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; işletenin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan işletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.
Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Şu hale göre; işleten murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar
../...
-7-
2011/10718
2012/12169
gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları özel dairenin kabulünde olduğu gibi, işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da, uyuşmazlık konusu değildir.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca)
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA , peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 07.11.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çift taraflı vekalet ücreti hangi durumlarda istenebilir? Av.Deniz Aygül Meslektaşların Soruları 8 13-10-2011 16:43
ara sokakta bulunan çukur sonucu tek taraflı ölümlü trafik kazası av.doanjan Meslektaşların Soruları 1 06-07-2007 18:32
Tek Taraflı Boşanma Istegi Olan Davalar Ne Kadar Sürer Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 21-06-2007 12:46
Kredi kartında tek taraflı uygulama haksız bulundu. Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 0 16-05-2007 13:36
Bankanın Kredi Sözleşmesini Tek Taraflı Feshetmesi, Kadir COŞKUN Meslektaşların Soruları 4 03-03-2007 21:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07214594 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.