Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Sizce Avukatın Kurusıkı Taşıması Caydırıcı Olur Mu?

Yanıt
Old 02-03-2008, 22:32   #31
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Eğer siz bir avukat olarak ciddi bir ölüm tehlikesi altında bulunuyorsanız ve sistem de sizi yeterince korumuyorsa, kendi güvenliğinizi kendiniz sağlamak için elbette her yola başvurursunuz. Bu sadece bir avukat için de değil, her insan için geçerlidir ve insan tabiatının en doğal sonucudur.


Sayın Admin,

İşte özellikle, alıntıladığım cümleleriniz için bireysel bir örnek verdim. Ben böylesi bir durumda, bir koruma ile yaşamayı seçtim, bir olası tehdit anında, kendi coğrafyam dahilinde meydana gelecek kararlı bir tehdit anında dahi, meşru müdafaa sınırlarında kalacağını dahi bildiğim bir yanlıştan kaçınmak adına.

İnsan öldüren (ya da öldürten) insanlar, -görece haklı dahi olsa olsalar (kendi içlerinde değil; hukuken dahi haklı olsalar)- yaşamaya nasıl devam edebiliyorlar veya sonrasında da öncesindeki insan olabilmeyi nasıl başarıyorlar -ya da başarabiliyorlar mı- bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.

Silahın çözüm olmadığına inanıyorum, beni korumayacağına da inandığım kadar. (kararlı bir katili ne durdurabilir?) Varlığını istemiyorum, ne kendimde, ne de diğerlerinde. Amacı bir canlıyı öldürmek olan (amaç kendi canını korumak dahi olsa) bir enstrümanın, bir canlının üzerinde barınmasındaki tezatı çözemiyorum.

Saygılarımla...
Old 02-03-2008, 22:58   #32
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Meslektaşlarımızın yaşadığı hatırlandığında insanı rahatsız eden olayları mesleğin ilk yıllarında yaşadım. Ancak,giderek karşılaşmaz oldum benzeri belirtilerle. Bugün, "İyi ki yanımda silah yokmuş", "İyi ki silahıma davranmamışım" diyorum.
"Acaba kaç gelişmiş ülkede avukatlar silah taşımakta ve bunu da doğal kabul etmektedir? Ve bu gelişmiş ülkelerde bizden farklı olan nedir? Bu ülkelerde avukatlar zamanında kendilerine yapılan fiziki saldırılara "küçük ve seri silahlarla karşılık vererek" mi bugünkü "silahsız hukukçuluk yapabilme ayrıcalığını" elde ettiler, yoksa ülkelerinin kolluk güçlerinin güçlü, güvenilir ve herkesin huzur ve güvenliği sağlayacak konuma ulaştırarak mı?" diye ben de soruyorum Sayın Admin gibi.
"Hak ziyaına hukuku alet ederek cevaz vermediğinize gönül rahatlığıyla inanıyorsanız" silah çözüm olmaz diyor Sayın DEMİREL de. Katılmamak mümkün mü?

Silahım yoksa, silahı da yoksa iş daha kötüye gitmemiştir.
Old 02-03-2008, 23:04   #33
Sezgin

 
Varsayılan Muvazeneyi İyi Kurmak

Silah nedir, ne işe yarar, ne zaman kullanılır, nasıl kullanılır, nasıl kullanılmaz...? Bu soruların cevaplarını özümsemeye başladıkça emin olun refleksif cevaplar olgunlaşmaya başlıyor.

Prensip olarak bireysel silahsızlanmaya evet. Bu arada avukatların topluca silahlandırılması ifadesi kullanılırken önceki eklediğim kayıtta üzerine basarak belirttiğim bir husus vardı : "imkan, istek, ihtiyaç". Değerlendirildiğinde; Avukatlara silah alma imkanı tanınmış ihtiyacı olanlar alabilirler, istemeyenler almazlar. İfadeler çok açık.

Silahın seri, otomatik, toplu vs. olması ise bir sonraki aşama olup lazım olduğunda ihtiyacın en iyi şekilde karşılanmasına yöneliktir. Bu hususun daha öncede belirttiğim gibi silahsızlanma prensibini herkese dayatılacak baskın görüş ekseninde hareketle ele alınarak değerlendirilmesi karşılıklı görüşlere saygı gerektirecek şekilde olmalıdır.

Silah eğitimi almamış, neyin nasıl yapılması gerektiğini bilmeyen birisi elbette belinde silahla dolaşmasın. Ama askerliğini yapmamış, silahın, güvenliğin, yaşam hakkının ne olduğunu iliklerine kadar hissetmeyende benim silah taşıma hakkıma karışmasın.

Şehir magandaların 3. sayfa haberlerini okuyarak avukatlara silahsızlanma baskısı kurmanın hiç bir faydası olacağına inanmıyorum. Ve yarın magazin haberlerinde görmeyi çok umduğum bir haber şöyle olsa keşke: "Polis ve İcra memuruyla haciz mahallinde bulunan avukat borcunu ödeyemeyen borçluyu aleme ibret olsun diye topuğundan vurdu."

Silah taşımaktan korkan insan iradesine zayıf düşmekten korkan insandır. Saygı duyarım. Kızdığım zaman elimden bir kaza çıkmasın diye silah taşımıyor olabilir. Ama herkes senin gibi olmak zorunda değil. Belki adam kızınca birilerini vurmak ister

Alıntı: Silah gösterip tesbih sallamak değil, silahı saklayıp tesbihi çekmek
Old 02-03-2008, 23:16   #34
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.S.Karaca
Silahım yoksa, silahı da yoksa iş daha kötüye gitmemiştir.


Bence atasözü niteliğinde

Teşekkürler!
Old 02-03-2008, 23:19   #35
Sezgin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Sayın Sezgin,

İsterseniz önce kavramı bir netleştirelim: Sağ elindeki kılıç ve sol elindeki adalet kitabı ile "adalet"i temsil eden Themis "bir hukukçu"'nun mu simgesidir, yoksa "Adalet Dağıtan Devlet"in mi?

Ve soruyu bir adım daha ileri götürelim: Bir hukukçuya karşı fiziki güç kullanma ihtimali olan kişiler olduğu için hukukçu sizin tabirinizle "küçük ve seri silahlar" taşımaya başladığında, kendisine küçük ve seri silahlarla karşılık verme potansiyeli olan bir güçle karşıladığında ne yapacak? Bir sonraki adımda meşru müdafaa için ağır makineli tüfek ve el bombası taşımamız, bu silahlara da sahip bir güçle karşılarşırsak alev makinası ve tank edinmemiz mi gerekecek? Bu silahları kullanmak için gerekli eğitim de hukuk fakültelerinde bizlere verilmeli mi?

Yoksa tüm vatandaşları olduğu gibi hukukçuları da koruma ve can güvenliğini sağlama görevi devletin bu işle görevli, donanımlı ve eğitimli kolluk güçlerine mi bırakılmalı?

Themis sağ elinde kılıç, sol elinde terazi ile gözleri kapalı olandır. Yukarıdaki mesajda ifadelerin yakın olması Themis'i çağrıştırmıştır. Doğrudur da. Yasa gücü elinde bulundurursa adaleti sağlar. Her birey devletin bir unsurudur. Hemen dikkati çeken bir husus Avukatların sacayağının birini oluşturmasıdır. Zayıf halka olması düşünülemez ve kabul edilemez.

Bu arada eğer küçük ve seri bir tabancayı canımızı korumak için çok görecekseniz, ben gauß topu isterim. Sanırım daha etkilisi yoktur
Old 03-03-2008, 18:15   #36
agah

 
Varsayılan

Sayın sezgin
Alıntı:
Tam otomatik tabancalar tercihe şayandır
demişsiniz.Tam otomatik tabancaların türkiyede satışı ve bulundurulması yasak.Keşke serbest olsa da taşıyabilsek. Ama fikirlerinize sonuna kadar katılıyorum.
Old 03-03-2008, 20:29   #37
korayoz

 
Varsayılan

üklemizde 100 kişiye düşen tabanca sayısı 13, abd de 90, almanya, fransa, isveç gibi avrupa ülkelerinde 30 dur. bu bilgiye biraz önce internetten bakarak ulaştım bundan önce Türkiye yi ilk sıralarda sanıyordum. öyle bir silaha hayır diyoruz ki kendimizi korumak için bile taşımaya çekiniyoruz sanki. elvette silah taşımak istemeyen meslektaşlarımız olabilir ancak taşıyanları da yadırgamamak gerekir. silah taşımak adaleti sağlamak değildir. kendini koruma hem borçlar hem de ceza hukukunda düzenlenmiş ve hukuka uygunluk nedeni sayılmıştır.
Old 03-03-2008, 22:06   #38
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Hiç kimsenin silah ya da silah olarak kullanılabilecek bir alet bulundurmamasını teşvik edeceğimiz yerde...

Bu konuda kas gücü konusunda zaafiyete düşüleceği endişesiyle kadınlar ayaklansa anlamak mümkün olacak Ama benden başka da katılan hemcins meslektaşım, henüz olmadı...
Old 04-03-2008, 13:35   #39
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
....Bu konuda kas gücü konusunda zaafiyete düşüleceği endişesiyle kadınlar ayaklansa anlamak mümkün olacak Ama benden başka da katılan hemcins meslektaşım, henüz olmadı...
Kadınları ilgilendiren konularda da erkeklerin fikir beyan etmesi ve beyan olunan bu görüşlerin belirleyici olması stilinin bize ait bir kültür olduğunu unutuyoruz mu ne?
Old 04-03-2008, 13:37   #40
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sn.Şehper Ferda Demirel,
Karşımda silahlı ve canımın içine kasteden birini görene kadar, silahsızlanmaya sonuna kadar destek olur ve bu uğurda hararetli tartışmalara girerdim.

Sokak ortasında neredeyse yüz kişinin önünde darba uğrayıp,ardından failler tutuklanıp cezaevinde geçirdikleri bir buçuk ay süresince yaşadıklarım ve beynimdeki gelgitleri hala en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum.

Hayatın kötü yüzünün, seyrettiğiniz bir film değil gerçek olduğunu "Her şeyin her insan için olduğunu " öğrenmek için insanın gerçekten birebir olaylara taraf olması gerekebiliyor.

O an kastedilen belki benim canım olsa idi (bu "belki " yi hala düşünüyorum!) tüm hayat görüşümü sınamam gerekmezdi! Kimbilir?

Ancak tarafların tutukluluğunda geçirdiğim yaklaşık bir buçuk ay süre içinde her gece,"olaylara benim bur kusurum yada ihmalim yada ne bileyim yanlış algılanabilecek bir duruşum sebeb vermiş olabilir mi ?" diye sormaktan yorgun düşüp uyuyakaldığım çok olmuştur.

Ama hayır ben sadece mesleğimi yapıyordum.Üstelik bunlar alelade bir savcılık suçlamasında sanık vekili olduğumda başıma gelmişti.Daha büyük menfaatlerin çatıştığı bir davada değil.Yani hani 15 dakikalığına girdiğiniz ve savunma yapıp çıktığınız o dakikalarda hayatınızın bir daha eskisi gibi olmayacağını bilebilir misiniz? ( Çok basma kalıp oldu )

Yaptığım savunmadan ötürü çocuklarım tehdit edildi.Sanıkların geçmişleri,sabıka kayıtları gözönüne alındığında bunlar "havaya savrulan tehditler " değildi.
Fırsatı olduğunda söylediklerini gerçekleştireceklerine adım gibi emindim.
Peki bu fırsatı kendilerine vermemek için ne yapılabilirdi?

Tüm emniyet güçleri seferber oldu.Çünkü organize ekipleri dahi tehditlerin gerçekleşeceğine inanıyordu.Korumalarla (her gün utana sıkala-neredeyse yaşama gücünü kaybedecek kadar utanç içinde ) gezdik.Ama çocuklarım okulda iken,okuldan eve döndüklerinde,evde bakıcı nezaretinde kaldıklarında her an "neler olabileceğine yada bizi yaşantımızın hangi evresinde boşlukta yakalayabileceklerine "dair düşünceler,yaşama sevincimizi dahi yok etti.
Ben çocuğuna oyuncak silah dahi almayan biriyim.Ama çocuğuma geceleri dışarıda insanların "neden havaya ateş açtığını da " anlatamıyorum.Yada bu işin ruhsatlı-ruhsatsız olsun neden kötü bir şey olduğunu da ..

Çocuk her gün haber bültenlerinde " bıçakla doğradı-kesti kopardı-yaraladı öldürdü-" haberlerini dinlediğinde silah onun için küçük bir teferruat kalıyor.
Çocuk şöyle düşünüyor "Böyle silahlı- silahsız herkesin birbirine zarar verdiği bir dünyada insanın silahı olmadan nasıl güvende olur?"

Bunları yazarken dahi arada ellerim titriyor....

Tüm yukarıda sadece özetle anlattığım olayları yaşarken de aklınıza sadece şu fikir geliyor "Böyle yaşamak yaşamak değil..."

Peki silahlanma caydırıcı mı ?
Kaybedecek bir şeyi olmayan insanlar için tabiki değil!..
Silahlanma sadece kaybedecek bir şeyi olanlar için caydırıcı bence.Yani benim için çok caydırıcı oldu.
Kafasına size zarar vermeyi koymuş biri için ise boş laftır.

Herkes silahlanmayacaksa,silah sadece görevinden ötürü,işi güvenlik olan insanlara verilecekse,elini kolunu sallayan silaha sahip olamayacaksa ben de silahlanmaya karşıyım.

Ancak her akşam en az yirmi-otuz el havaya-karaya ateş açıldığı, güvenlik güçlerinin örgüt mensubu hırsızları kovalarken tamamen meşru müdafaa sınırları içinde ateş etme eylemlerinden ötürü tutuklanıp yargılandığı ve bunun üzerine "bize silahla ateş edene gül mü verelim " dedikleri,onların da artık kendilerini ne devlet içinde nede meslek grubu olarak güvende hissetmedikleri bir yerde, hayatınızın en kıymetli varlığının canına kastediliyor ise "Silahlanmaya evet " diyorum.

Belki gerekçesini anlatamıyorum ama "Sanırım bu şartlarda silahlanmaya evet " demek zorunda kalıyorum.

Bu arada şunu söylemeden geçemeyeceğim.Bu soğuk nesne, insanda öyle bir ağırlık yaratıyor ki aslında en büyük ceza bu insana..

Daha büyüklerinden korusun..

Herkesin şeker alır gibi silah alamadığı bir hayatın çocuklarımıza nasip (!) olması dileği ile..

Saygılarımla
Old 04-03-2008, 22:36   #41
Gemici

 
Varsayılan

Nereden nereye?
Forumun başlığı: 'Sizce Avukatın kurusıkı taşıması caydırıcı olurmu?' Şimdi gelinen nokta ise 'silah bulundurmanın/taşımanın doğru olup olmadığı. Kurusıkı silah taşımak oyunda blöf yapmaktan başka birşey değildir. Karşıdaki oyuncu blöfünüzü yutarsa mesele yok; elinde iyi kağıdı/silahı olan veya blöften anlamıyan birisine çattınız mı yandınız. Bedeli ağır olur.

Alıntı:
Yazan korayoz
üklemizde 100 kişiye düşen tabanca sayısı 13, abd de 90, almanya, fransa, isveç gibi avrupa ülkelerinde 30 dur. bu bilgiye biraz önce internetten bakarak ulaştım bundan önce Türkiye yi ilk sıralarda sanıyordum.öyle bir silaha hayır diyoruz ki kendimizi korumak için bile taşımaya çekiniyoruz sanki. elvette silah taşımak istemeyen meslektaşlarımız olabilir ancak taşıyanları da yadırgamamak gerekir. silah taşımak adaleti sağlamak değildir. kendini koruma hem borçlar hem de ceza hukukunda düzenlenmiş ve hukuka uygunluk nedeni sayılmıştır.
Not: Altını çizdiğim cümle aklıma takıldı nedense.

Sayın korayoz'un bahsettiği istatistiği ben de gördüm ve başka istatistiklerle karşılaştırdım. Önce kısaca istatistik konusu:
İstatistikler, belirli konularda bir fikir edinebilmek yönünden, günümüzün vazgeçilmez ölçü aracı olarak kullanılır; bilimsel olarak objektif yöntemlerle yapılmış istatistikler bilimde ve günlük olayları değerlendirmede önemli bir rol oynar. Doğru yöntemlerle elde edildiğinde büyük faydaları olan istatistikler ne yazık ki çoğu zaman asıl amaçlarından saptırılmakta ve manipülasyon vasıtası olarak kullanılmaktadırlar. Sayın korayoz'un bahsettiği istatistiğe gelelim. Amerikada 100 kişiden 90ında ateşli bir silah varmış istatistiğe göre. Silahlanma meraklısı olmayan kadınlar ve oniki onüç yaşından küçük çocuklar dahil mi acaba sözü edilen bu 100 kişiye? Sözünü ettiğim kişileri çıkarırsak 100 kişiye 180 silah düşmez mi? Avcılardaki ve atış kulüplerindeki salahlarda mı dahil bu sayıya. Bu istatistiğe göre Avusturya'da 100 kişiden 31inin silahı var.

Bu türden istatistikleri görünce aklıma 'kendin tahrif etmediğin hiçbir istatistiğe güvenme' sözü gelse bile yukarıdaki istatistiğe Avusturya'dan bir istatistikle cevap vermek istiyorum.

+ Avustruya'da 1.8 milyon ruhsatlı ateşli silah varmış.
+ Avusturya'daki toplam ateşli silah sayısı 2 milyon olarak tahmin ediliyor.
+ Avusturya'da 1000 kişiden 14 kişinin bir silah ruhsatı varmış. Söz konusu olan ilk istatistik Avusturya'da 100 kişiden 31 kişinin ruhsatlı olarak ateşli silah bulundurduğunu bildiriyor. Bu binde 310 eder. Avustruya'daki ateşli silah sayısını ister 1.8 milyon isterseniz 2 milyon olarak kabul edin. İki istatistik arasındaki korkunç farkı kapatamazsınız.
+ Silah sahiplerinin yüzde 88i erkeklermiş. Silahla işlenen suçların kurbanları arasında çocuklar ve kadınlar çoğunlukta.
+ Bir senede tabanca ve tüfek gibi ateşli silahlardan ölenlerin sayısı Hiroşima ve Nagasaki'de atom bombasından ölenlerin sayısından fazla imiş (500.000 cıvarında)

Saygılarımla
Old 05-03-2008, 02:14   #42
korayoz

 
Varsayılan

Haberi tam olarak aktarayım yüzde yüz olmasada ortalama hakkında doğru bir fikir verdiğini düşünüyorum:

Merkezi İsviçre’nin Cenevre şehrinde bulunan "Graduade Institute of International Studies" tarafından yayınlanan Small Arms Survey 2007 raporuna göre bireysel silahlanmada her 100 vatandaşa 90 silahın düştüğü ABD listenin en üst sırasında yer alırken, Türkiye 100 kişiye düşen 13 silahla 19'uncu sırada yer alıyor.

Dünyadaki silahların 4’de 3’ü bireysel silahlanma için kullanılıyor. İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan bir araştırmaya göre; siviller dünyadaki polis ve askerlerden çok daha fazla silahlanıyor.

LİSTENİN BAŞINDA ABD VAR
875 milyon bireysel silahın bulunduğu dünyada, ABD 270 milyon bireysel silahla listenin en üst sırasında yer alıyor. Ülkede kişi başına neredeyse bir silah düşüyor.

ABD, açık ara ile listenin başını çekerken onu sırasıyla Yemen (61), Finlandiya (56), İsviçre (46), Irak (39), Sırbistan (38) ile Fransa, Kanada, İsveç, Avusturya ve Almanya (30) ile takip ediyorlar. En çok el silahı olan ülkeler sıralamasında ise ABD’yi Hindistan, Çin, Almanya, Fransa, Pakistan, Meksika, Brezilya ve Rusya takip ediyor. El Silahları Anketi’nin direktörü basına yaptığı açıklamada, küçük el silahlarının dünyada aynı oranda dağılmadığını ve tahmin edilenin aksine, Afrika ve Güney Afrika’da yoğunlaşmadığını, tersine, daha zengin Batılı ülkelerde görüldüğünü, bunun da ekonomik zenginlik ile sağlanan satın alma gücü sayesinde gerçekleştiğini belirtti.

TÜRKİYE 19’UNCU SIRADA YER ALIYOR
Kişi başına düşen silah konusunda bu ülkelerin gerisinde kalan Türkiye, her 100 kişiye düşen 13 silahla 19’uncu sırada.

SADECE YÜZDE 12’Sİ RUHSATLI
Araştırmayı yürüten yetkililer, dünyadaki silahların sadece yüzde 12’si ruhsatlı olduğundan bireysel silahlanmayla ilgili net rakamlara ulaşmanın güç olduğunu belirtiyor.

Silahların yol açtığı şiddet olaylarıysa, en çok hızlı kentsel gelişimin görüldüğü, yoksul, kanunsuz veya idari eksikliklerin yaşandığı bölgelerde görülüyor. Yetlililer, silahlanmayla şiddet olaylarının her zaman birbirine bağlantılı olmadığını belirtirken, listenin alt sıralarında yer almasına rağmen suç oranın yüksek olduğu Latin Amerika ülkelerini örnek gösteriyor.

Old 05-03-2008, 10:12   #43
Av. Ramazan Çakmakcı

 
Varsayılan Kurusıkı silahları taşımak yasaklandı

12 Şubat 2008 SALI
Resmî Gazete
Sayı : 26785
KANUN
SES VE GAZ FİŞEĞİ ATABİLEN SİLAHLAR
HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5729 Kabul Tarihi: 23/1/2008
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı, ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri, imali, ithali, ihracı, satışı, edinilmesi, bulundurulması ve taşınması hakkındaki usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemlerini düzenlemektir.
(2) Bu Kanunda geçen ses ve gaz fişeği atan silah; kurusıkı silah olarak da tabir edilen ses ve gaz fişeği atabilen silahları ifade eder.
İmal, ithal ve ihraç
MADDE 2 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların imali Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabidir.
(2) Bu Kanun kapsamındaki silahların 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve üzerinde 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silahlardan rengi ve şekli belirtilerek açıkça ayırt edilmesini sağlayan bir işaret taşıyacak şekilde üretilmesi zorunludur. Bu zorunluluklar ithalatta da aranır.
(3) Bu Kanun kapsamındaki silahların ithal ve ihraç işlemleri, genel hükümlere göre yerine getirilir. Ancak bunların ithalinde, İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığının uygun görüşü aranır.
Taşınması, satışı ve nakli
MADDE 3 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların;
a) Taşınması,
b) Ateşli silahlarla işlenen veya 6136 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı hükümlü bulunanlar ile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olanlara veya onsekiz yaşından küçüklere satılması,
c) Yönetmelikte belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edilmiş olanlarının satılması,
yasaktır.
(2) Bu silahların satışı, mermi veya av malzemesi ya da yivsiz tüfek satışı yapmak için ruhsatlandırılmış yerlerce yapılır. Bu silahları satan bayilerle, başkalarına satan veya devredenlerin ya da başkalarından satın alan veya devralanların bir ay içinde Cumhuriyet Savcılığından alacakları sabıka kaydıyla birlikte mahallî mülki amire bildirimde bulunmaları zorunludur.
(3) Söz konusu silahlar, ancak her an kullanıma elverişli olmayacak ve kolay ulaşılmayacak şekilde, boş olarak kutu içerisinde nakledilebilirler. Bu silahların belirtilen şekil ve şartların dışında nakledilmesi taşıma olarak kabul edilir.
(4) Ses ve gaz fişeği atan silahların ve üretici firmaların isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz. Bu silahların kullanılmasını özendiren veya teşvik eden kampanyalar düzenlenemez.
Ceza hükümleri
MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamındaki silahları yetkili mercilerden izin almadan veya 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarındaki yasaklara aykırı davranışta bulunanlara beşyüz Yeni Türk Lirası, dördüncü fıkrasındaki yasaklara aykırı davranışta bulunanlara beşbin Yeni Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca bu silahların mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(3) Bu Kanun kapsamına giren silahları, yönetmelikte belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edenlere beşbin Yeni Türk Lirasından yirmibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu fiilin tekrarı halinde idarî para cezasının iki katına karar verilir.
(4) Bu Kanun hükümlerine göre idarî para cezasına ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar vermeye mahallî mülki amir yetkilidir.
Yönetmelik
MADDE 5 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların imal, ithal, ihraç, bulundurma, nakil, satış veya edinilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemleri Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca altı ay içinde müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Geçici hükümler
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahları ellerinde bulunduranlar, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde mülki amirliğe bildirimde bulunmaları hâlinde, haklarında cezai takibat yapılmaz.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üretim yapmakta olanların, bu Kanunla belirlenen esas ve usullere göre gerekli izinleri, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde almaları zorunludur. Bu Kanun hükümlerine uygun olarak üretim yapılması kaydıyla yetkili makamlardan izin alarak tabanca veya yivsiz tüfek üretimi yapanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, ürettikleri her türlü model ve tip kurusıkı silahın miktarını yetkili makamlara bildirmeleri şartı ile bu Kanun kapsamındaki silahları üretmek için ayrıca izin almaları zorunlu değildir.
(3) Bu Kanun kapsamına giren silahların ithalat ve ihracını yapanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan ithal ve ihraç miktarını altı ay içinde yetkili makamlara bildirmeleri zorunludur.
(4) Belirtilen süreler içinde bildirimde bulunmayanlar ve gerekli izinleri almayanlar bu Kanunun 4 üncü maddesine göre cezalandırılır.
Yürürlük
MADDE 6 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer
Yürütme
MADDE 7 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Old 05-03-2008, 20:48   #44
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Avukatların kuru sıkı değil de hakiki silah taşımaları lazım. Her Hakimin ve Savcının silahı var. Avukatların neden olmasın. Avukatların düşmanları onlarındakinden daha çok. "Bir Hakimin dediği gibi "Avukatın en büyük düşmanı Müvekkilidir."

Dava sonunda kaybederse, 1-Avukatım işi bilmiyor 2-Avukatım karşı tarafla anlaştı. 3-Karşı tarafın Avukatı Bilirkişiyle anlaştı. 4-Karşı tarafın Avukatı Hakim le anlaştı. Müvekkiller için dört ihtimalde de Avukat işin içinde. Sayıları çok olmasada maalesef böyle düşünen insanlarımız var. Saygılar,
Old 05-03-2008, 23:33   #45
Av. Ramazan Çakmakcı

 
Varsayılan Taşımak yasak, satın almak ve bulundurmak için sabıka kaydı ve mülkiamire başvuru var

Kanuna göre taşımak yasak ancak satın almak ve bulundurmak için sabıka kaydı ile mülki amire başvuru şartı getirilmiş. Benim anladığım bu.
Ancak uygulamayı daha net görmek için altı ay içinde çıkarılacak yönetmeliği beklemekte fayda vardır.
Saygılarımla
Old 06-03-2008, 15:21   #46
avnihal

 
Varsayılan hayır

Bencede caydırıcı olmaz.Ayrıca kurusıkı silah taşımanın zararlı olabileceğini düşünüyorum.Karşı tarafın tepkisi ölçüsüz olabilir yada adliye içi olaylara da sebebiyet verebileceğini düşünüyorum.Adliyede kimde olursa olsun silah büyük tehlike arz ediyor bence kurusıkı olsa bile
Old 14-03-2008, 13:54   #47
Kamaz

 
Varsayılan

Belinde silah taşıyan bir insanın yürüyüşü bile değişiyor.İnsan psikolojisi de bunu zorunlu kılıyor.Güç silahta değil yürektedir,ikna etmektedir.Tamam avukatlara saldırılar olabiliyor ama bunun çözümü avukatın silah taşıyarak gezmesi olamaz.Avukat ne yapacak bir olay vuku bulduğunda bak silahım var,seni vururum mu diyecek,Mafyavari bir şekilde karşısındakine ceketini açarak silah mı gösterecek.Hukuk düzenleri bunu mu gerektirir.Silah taşımayı savunan en son kişiler avukatlar olmalıdırlar.Avukatlar mafyacılığa özenecek en son kişilerdir.Bence bir avukatın silah taşımasının avukata zararından başka birşey olmaz.Faydası sadece Avukatın kendisini tatmin etmesi olabilir.Bir de kurusıkı yerine gerçek tabanca taşımayı öneren arkadaşlar acaba Tatar Ramazan mantığından hareket ederek ben adama bir kez sıkarım diye mi düşünüyorlar,merak da etmiyorum değil.Biliniz ki silahla kabadayılık olmaz,mertlik olmaz,mertlik yürektedir,ikna kabiliyetindedir.
Old 14-03-2008, 18:15   #48
agah

 
Varsayılan

Arkadaşım kamaz.Bak bu konuda seninle farklı düşünüyoruz.
Hukuk düzeni, saldırıyla orantılı güç kullanarak kendini savunmayı meşru görür.Ve burada kimse mafyacılığa özenmiyor.Ama özenen varsa da onu da kınıyoruz.Belinde silah taşıyan insanın yürüyüşü değişiyorsa bir avukat için bu iyiye işarettir.Yargı sisteminin işleyişi içerisinde bir şekilde -bunu söylerken zorlanıyorum- ezilen avukatın kendinden emin, meslek vakarına yakışır bir şekilde yürümesi bence kötü değil aksine iyi birşey.Avukat suç işlemeye eğimli bir insan değil ki silahını gereksiz yerde veya yanlış amaçlar için kullansın.Hukuk fakültesine girdiği günden beri en ufak bir suç oluşturabilecek davranışlardan bile kaçar o. Çünkü cezasını, yaptırımlarını ve haksızlığın ne kadar kötü olduğunu bilir.Adalet için çalışır.Son olarak Köroğlunun bir sözünü hatırlayalım.Tüfek icat oldu mertlik bozuldu.
Old 14-03-2008, 23:53   #49
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan agah
Hukuk düzeni, saldırıyla orantılı güç kullanarak kendini savunmayı meşru görür.
Ceza Kanunu
Meşru savunma ve zorunluluk hâli
MADDE 25. - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.


Meşru savunma ve zorunluluk hali, ceza kanununun 25.ci maddesinde de belirtildiği gibi ‘.. bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı...’ kast ediyor; olabilecek olanı, olması ihtimali bulunanı değil.

Bir hakka yönelik olabilecek olan, olması ihtimali yüksek olan tehlikeden kurtulmak için tüm avukatlar silah taşıma ruhsatı alsın ve silah taşısın derseniz, Türkiye’de sokağa çıkan herkese, özellikle bir çoğu kapkaççıların kurbanı olan kadınlara da, silah taşıma ruhsatı verilmesini ve onların da silah taşımasını savunmanız gerekir. Aynı gerekçe ile tüm Türkiye’yi silahlandırabilirsiniz, çünkü potansiyel tehlike herkes için geçerli.

Alman pasifistlerinin kullandıları bir slogan war: ‘Frieden schaffen ohne Waffen’(silah olmadan/silahsız olarak barış sağlamak)

Kimse alınmasın ama, ortada herhangi bir tehlike ve kendisine yönelmiş herhangi bir saldırı yokken, silah ruhsatı alıp belime bir silah takayım, potansiyel saldırganları korkuturum, diyen hukukçu tipi garibime gidiyor nedense! Dedim ya, kimse alınmasın, bu sadece benim düşüncem. Toplumsal güvenin sağlanmasını ve adalet kurumunun gereği gibi işlemesini ve işletilmesini hukukun ve hukuk devletinin görevi olarak görüyorum. Bunun koşullarını sağlamakla yükümlü olanlar da en başta hukukçulardır.

Gerçekten bir tehlike ve saldırı ile karşı karşıya olupta, kendisini korumak için ruhsat alan ve silah taşımaktan başka çıkış yolu bulamıyanlara sözüm yok.

Saygılarımla
Old 11-04-2008, 21:35   #50
Defensour

 
Varsayılan

Arkadaşlar konuyu uzun uzadıya tartışmışsınız ancak kuru sıkı tabancaların taşınması müsait mi? Bu tür silahlar kullanıldığı taktirde ne tür etkileri var bilen var mı? Bunları tartışın bence. Kurusıkı silah uzak atışlarda ses ve görüntüden ibarettir. Ancak canlıya yakın atımlarda ölüm etkisi yarattığı durumlar olabiliyor. Eğer caydırıcı etkisi olsun istiyorsanız kurusıkı tabanca yerine havalı tabanca tercih edilmelidir. Havalı tabancalar küçük saçma atmaktadır ve insan canını acıttığı için caydırıcılığı vardır. Ancak yakın atımlarda bu silahlarında öldürücü etkisi vardır. Tabi siz saçma atar kaarşınızda ki de gerçek mermi atarsa o ayrı konu Bana sorarsanız bir avukatın günümüzde silaha ihtiyacı olduğu kuşkusuzdur. Özellikle ceza hukuku dalında çalışan avukat arkadaşların. Tehlikeden uzak durmakta fayda var yinede
Old 05-05-2008, 16:13   #51
barisokcuoglu

 
Varsayılan

bu konuyu çok geç farkettim. belki de arkadaşların ilgisi dağılmıştır, ama bu konuda birkaç söz etmek isterim...
öncelikle kurusıkı silah konusu açıklanmış yeterince, bunu düşünen meslektaşlarım ne olur vazgeçsinler, taşımamaktan daha tehlikeli kanaatimce.
gerçek silahlara gelince, bana göre silahlanma karşıtı arkadaşlar biraz fazla yüksekten konuşuyorlar ve karşı görüştekileri biraz erken aşağalıyorlar.
avukatlık yüksek risk içeren meslek grupları arasında sayılabilir. bu nedenle silah taşıması gerekip gerekmediğine yine sadece meslektaşımız karar vermelidir. silah taşıma..., iğrenç birşey..., mafyacı mı olacaksın... tarzında sert çıkışları hiçbir meslektaşımız haketmez... ne yapmalıdır avukat peki sizce? kendisine silah çekildiği zaman, 7 kurşunla ateş edildiği zaman..? elbette meşru müdafaa şartları dahilinde cevap vermelidir. bunun mertlikle, kabadayılıkla, mafyacılıkla hiçbir ilgisi yoktur. bazı arkadaşlar şöyle diyebilir, ''ben bana saldırılması halinde boynumu bükerim silah taşımaktansa gerekirse ölmeyi göze alırım''. buna hiçbir itirazım yok, tercihtir. ancak bana, aileme, ya da başka bir şahsa karşı yapılan saldırıya karşı anında sınır dahilinde cevap vermek de bir haktır, bunu kullanmam beni canavar, mafyacı, tatar ramazan vs. yapmaz.
not : (tamamen kendi görüşüm olarak), yasal silahlanma taraftarıyım. bu tabunun kaldırılarak, gerekli eğitimler zorunlu tutularak, her vatandaşa silah sahibi olması hakkı tanınması taraftarıyım. yasanın verdiği silahın yasadışını durduracağını düşünüyorum. silaha karşı olanların çabalarına katılmasam da saygı duyuyorum. tümden yasaklatmaya çalışıyorlar. ancak tamamen yasaklanmasını isteyen arkadaşlar, bir gece yarısı evimin kapısı kırılıp içerideki herkese saldırılıp, bir hafta boyunca tecavüz edilmeyeceğinin garantisini versinler, ya da tamamen barışçı amaçla otostop gezisinde tecavüz edilip öldürülmeyeceğimin, ya da hacze gittiğim iş yerinde 1500-YTL için 5 kurşunla can vermeyeceğimin. (üç olay da yaşandı, üçyüz örnek daha verilebilir)
bu garantileri verirseniz yanınıza katılacağım söz veriyorum... saygılarımla
Old 07-05-2008, 12:40   #52
AvTürk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan advocate_demos
Son zamanlarda avukat meslektaşlarımıza yöneltilen şiddet eylemlerinden hepimiz şikayetçiyiz.Silah ruhsatı için "haraç" alındığını da biliyoruz.Tabi silah taşımak istemeyenler de çok.Diyorum ki her avukat bir kurusıkı tabanca taşısa yanında caydırıcı olmazmı ve acaba adlieyeye girerken zorluk çekilirmi?


Görüşlerinizi bekliyorum..

burdaki haraç alınması kavramını anlayamadım.

ayrıca kuru sıkı silah taşınmasını da uygun bulmuyorum.
Old 07-05-2008, 15:09   #53
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AvTürk
burdaki haraç alınması kavramını anlayamadım.

Buradaki haraçtan kasıt, Avukatlardan Harç adı altında alınan kesintidir. Oysa Avukat yargı mensuplarındandır, yargı mensupları silah ruhsatı alırken harçtan muaftırlar. Buna rağmen Avukatlardan yüklü miktarda harç alınmaktadır, bu da işi harçtan çıkarıp haraca sokmaktadır. Konuyla ilgili görüşler forumlarda vardır.
Old 25-09-2008, 20:26   #54
üye25667

 
Varsayılan

Aman sayın meslektaşım, Allah muhafaza karşıdakini caydırayım derken ölüme davetiye çıkarırsınız. Sonra paşa paşa gözümüzün içine baka baka meşru müdafadan yararlanır sanık.
Old 13-01-2009, 10:27   #55
Av.EErdem

 
Varsayılan

Ben kurusıkı dahi olsa silah taşımaya karşıyım, hem itici hem de ürkütücü buluyorum silahım olması fikrini. Ancak son zamanlarda karşılaştığım olaylar kendimi bir süreliğine korumak ve tehlikeyi defetmek için büroda sprey bulundursam mı diye düşündürüyor beni.
Old 13-01-2009, 11:07   #56
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Silahın hertürlüsüne karşıyım. İster ateşli silah olsun, isterse kuru-sıkı, silah silahtır.

Kuru sıkı tabancaların görünümü, gerçek silahla birebir aynı gibidir. İlk intiba gerçek silah algılaması yapar. Bu durumda da kuru sıkı tabancasını çeken kişinin, o andan itibaren muhatabının meşru müdafaa imkanından yararlanmasına izin (hatta koz) vermiş olur kanaatindeyim.

Eğer amacınız silah ile kendinizi savunmak ise; Sayın Admin'in de vurguladığı gibi daha güçlü bir silah almalısınız ki amacınızın bu olmadığı kuşkusuz açıktır.

Allah korusun ama çatışarak,vuruşarak ölmek veya öldürmek değil işimiz!
Old 14-01-2009, 20:03   #57
Av.İsmail Güler

 
Varsayılan

avukatların silah taşımasına, adminin ve diğer üstadların neden bu kadar karşı olduklarını anlamak güç.Karayoz arkadaşımızın istatistiğine bakıldığında suç oranının gayet düşük olduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde dahi muazzam oranda bir silahlanma olduğu görülmektedir.
O halde bunun iki sonucu olabileceğini düşünmekteyim;
1-Gelişmiş ülkelerdeki insanlar silahlandığı için suç işleme niyetindeki insanlar, karşı tarafın bir silahı olabileceğini düşünerek bu niyetlerinden vazgeçmektedirler.
2-Gelişmiş ülkelerde insanlar her ne kadar devletin resmi organları ülkemize göre görevlerini daha titiz-düzgün yapmasına rağmen insanlar kendilerini tam bir güvence altına almaya çalışmakta,bundan dolayı silahlanmaktadır.
Ben silah kullanmadım,bugüne kadar bir çok kez küfür, hakaret ve tehdite maruz kaldım.Biliyorum ki bir gün darba da uğrayacağım.Buna rağmen silah taşımamam, silahsızlanmanın doğru olduğunu göstermez.Silah, kötü zamanlarda kişiyi diğer tehlikelerden, doğru kullanılırsa, koruyabilir.
Ancak bu konuda yazı yazan diğer arkadaşların belirttiği "belinde silah taşıyan avukatların,havalı görünmek için kasıla kasıla yürümesini vs"ben de doğru bulmuyorum.Bu durumun gerçekten meslek ahlakına uygun olmadığını düşünmekteyim.Eğer hukukçu silah taşıyorsa bunu her yerde göstermemeli çantasında,mümkün değilse de görülemeycek bir şekilde ceketinde veya özel kılıfında muhafaza etmelidir.
Old 18-01-2009, 18:01   #58
Av.D.Mehmet ARSLAN

 
Varsayılan selam

''yetersiz düşüncenin destekcisi kaba kuvvettir'' tartışmayın gençler
Old 18-01-2009, 20:40   #59
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.D.Mehmet ARSLAN
''yetersiz düşüncenin destekcisi kaba kuvvettir'' tartışmayın gençler

Tartıştığımız; "Yetersiz düşüncenin destekçisi kaba kuvvet sahipleri" karşısında, yeterli düşüncenin, desteksiz mağdurları olmamak

Saygılarımla...
Old 24-01-2009, 14:02   #60
av.gülşah

 
Varsayılan

çözüm onlarla muhatap olmamak....selamlar ayvalık
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
7 yıl sonra işe iade olurmu.... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 7 29-04-2007 21:48
46 YTL karşı vekalet ücreti olurmu? Av.Caglar Hukuk Sohbetleri 4 03-04-2007 19:41
Parasını ödeyene kurusıkı serbest Y£LİZ Hukuk Haberleri 0 19-01-2007 12:46
Kurusıkı Silah Taşıması erdal Hukuk Soruları Arşivi 2 16-03-2002 22:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11966491 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.