Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil

Yanıt
Old 30-12-2016, 12:29   #1
ladre

 
Varsayılan hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil

Sayın meslektaşlarım, müvekkilin annesi 17 yıl önce diğer çocuğu X'in kendisine ölünceye kadar bakma vaadi karşısında tapudaki hissesinin tamamını tapuda satış gösterilerek devrediyor. Murisin o dönem okuma yazması olmadığı gibi ileri düzeyde kataraktan dolayı görme sorunu vardır. Dava açılacağını haber alan X, yakın arkadaşına yakın zamanda tapuyu devrediyor. Hile olgusunu ispatlamak konusunda hiçbir sıkıntı yok. Fakat açılacak davada zamanaşımı var mıdır? Şayet yoksa diğer hissedarlarında davacı olması gerekir mi? Saygılarımla
Old 30-12-2016, 13:04   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Hilede hak düşürücü süre, hileyi ögrendikten sonra, bir yıldır.
Old 30-12-2016, 15:02   #3
hukukçu45

 
Varsayılan

evet cumhur beye katılıyorum.önemli olan öğrenmenin zamanı ve ispatı
Old 30-12-2016, 16:58   #4
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

... Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. Borçlar Kanunu'nun 28/l. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 36/1.) maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir....

Yüksek Yargıtay 1.HD'nin bir kararından)
Old 30-12-2016, 17:17   #5
ladre

 
Varsayılan

Hile, öğrenmeden itibaren 1 yıl içinde öne sürülmelidir. Her halde ise 10 yıllık zaman aşımına tabi. Mirasçılar arasında ise zamanaşımı öne sürülememektedir. Olayımızda zamanaşımı ilk satışın yapıldığı tarihte mi, murisin ölümünden itibaren mi yoksa muvazaalı olarak yakın tarihte yapılan satıştan sonra mı işlemeye başlayacaktır? Teşekkür ederim cevaplarınız için
Old 30-12-2016, 17:44   #6
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ladre
Hile, öğrenmeden itibaren 1 yıl içinde öne sürülmelidir. Her halde ise 10 yıllık zaman aşımına tabi. Mirasçılar arasında ise zamanaşımı öne sürülememektedir. Olayımızda zamanaşımı ilk satışın yapıldığı tarihte mi, murisin ölümünden itibaren mi yoksa muvazaalı olarak yakın tarihte yapılan satıştan sonra mı işlemeye başlayacaktır? Teşekkür ederim cevaplarınız için



T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 1989/3333

K. 1989/3063

T. 17.3.1989

• HİLE İDDİASI ( Temlik Geçerli Bir Sebebe Dayanmadığından Zamanaşımına Uğramayacağı )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Hile İddiası )

• ZAMANAŞIMI ( Hile İddiası Bulunuyorsa Temlikin Zamanaşımına Uğramayacağı )

818/m.31,125

743/m.60

ÖZET : Hile iddiasının gerçekleşmesi halinde, temlikin geçerli bir hukuksal nedene dayandığından sözedilemez. Dava, bu niteliği itibariyle Borçlar Yasasının 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine bağlı değildir. Bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış ise bu davaya bakılması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, ( Sarayköy Asliye Hukuk Hakimliği )nden verilen 27.4.1988 gün ve 37-123 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 29.12.1988 gün ve 12033-14985 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olduğundan dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, hata ve hile hukuksal nedenine dayanarak iptal ve tescil istemiştir. Mahkemece temlikin 23.12.1964 tarihinde yapıldığı, davanın ise on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.1.1988 günü açıldığı belirtilerek ve HGK'nun 30.5.1951 tarihli bir kararına da dayanılmak suretiyle uyuşmazlığın esası incelenmeden davanın salt bu nedenlerle reddine karar verilmiş ve bu hüküm Dairece onanmıştır.

Oysa, Hukuk Genel Kurulu'nun 7.12.1988 gün 1988/767 esas, 1988/ 987 sayılı kararında da açıklandığı gibi; BK. nun 31. maddesinde yenilik doğuran bir hak söz konusudur. Hile iddiasının gerçekleşmesi halinde, temlikin geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez. Dava, bu niteliği itibariyle Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık süreye tabi tutulamaz.

Medeni Kanunun 60. maddesinden de yararlanılamaz. Ancak, hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren BK. nun 31. maddesi uyarınca, davanın bir yıl içerisinde açılmış bulunması zorunludur. Bu madde, on yıllık bir tavanla sınırlandırılmış değildir. Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı HGK. nun 30.5.1951 günlü gerekçesiz kararından dönülmüş, yargısal uygulamalar açıklanan yönde kararlılık kazanmıştır.

Bu durumda, öncelikle davacının hata ve hileyi öğrendiği tarihin ( ıttıla tarihinin ) belirlenmesi davanın BK. nun 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının araştırılması, bu süre içinde açıldığının saptanması halinde, yanların sav ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri delillerin toplanması ve ondan sonra kanıtların birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

Bu yönde hiçbir inceleme ve soruşturmaya girilmeden ve on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddedilmesinin doğru olmadığı, Dairece yanılgıya düşülerek hükmün onandığı, davacının başvurusu üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşılmıştır.

SONUÇ : Davacının itirazları yerindedir. Kabulüyle, Dairenin 29.12.1988 gün 12033/14985 sayılı onama kararının, karar düzeltme yoluyla ortadan kaldırılmasına ve mahkemenin davanın reddine ilişkin 27.4.1988 günlü hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptal davası-delil Av.Günar Meslektaşların Soruları 2 28-04-2019 22:42
köy senedi ve 36 yıllık nizasız fiili zilyetlik nedenine dayalı olarak kazandırıcı zamanaşımına dayalı tapu iptal davası açabilir miyiz ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 8 04-12-2016 08:55
Muvazaa nedenine dayanarak tapu iptal ve tescil Av. UYSAL Meslektaşların Soruları 1 30-01-2012 12:02
Aldatılma Nedenine Dayalı Tapu İptal ve Tescil Avukatahmet Meslektaşların Soruları 2 29-09-2011 15:55
imar ihya nedenine dayalı tapu iptal tescil istemi nizar Meslektaşların Soruları 4 06-06-2009 11:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04673505 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.