Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-10-2009, 13:48   #1
zeynep1969

 
Varsayılan Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi

Merhabalar;

Müvekkilimin annesi 2002 yılında vefat etmiş.Üzerine kayıtlı herhangibir malvarlığı olmadığı için o tarihte veraset ilamı alınmamış.Ancak aradan yıllar geçtikten sonra 2007 yılında müvekkilin annesinin halası vefat ediyor ve çocuksuz olduğu için malvarlığı yeğeninin çocukaarına intikal ediyor.Şu anda müvekkil,annesinin halasına ait malları satışa çıkarıyor.Tapu idaresi kendisinden veraset ilamı ve borç olmadığına ilişkin vergi dairesinden yazı istiyor.Veraset ilamı için Sulh Hukuk Mh.ne başvuracağım ancak veraset ilamını aldıktan sonra vergi dairesine veraset ve intikal beyannamesi için müracaat edildiğinde sadece usulsüzlük cezası mı çıkar,yoksa yüksek cezalarla karşılaşılır mı ?Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
Old 05-10-2009, 20:57   #2
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Kısa ve öz olarak yazacağım tatmin olmazsanız detayladırırım konuyu daha sonsa...
7338 sayılı VİVK 20 maddesinin (b) bendinde " Verilen beyannamede gösterilmiyen mallar ile beyanname verilmiyen hallerde intikal eden malların idarece tesbit olunduğu tarihte " mükellefiyetin başlayacağı hüküm altına alınmıştır. bu bakımdan mükellefiyet beyanname daha önce erek VİVK ve gerekse 213 sayılı VUK hükümlerince idare tarafından beyana davet edilmediğinden her hangi bir ceza ile karşılaşılması söz konusu olmayacaktır. Ancak kanunun öngördüğü sürelerde beyanname verilmediği ve tahakkuk etmesi gereken bir verginin de sürelerinde ödenmemesi nedeniyle idarenin yaklaşımı, vergilerin ödenmesi gereken vadeleri dikkate alarak gecikme faizi uygulamaktadır ki bu da hukuki değildir, zira veraset ve intikal vergisinde mükellefiyetin başlamasına yönelik düzenleme özel bir düzenlemedir.yukarıda anılı maddenin (b) bendindeki hüküm açık olup, beyanname vermek veya idarenin haberdar olması ile başlar, daha önce beyanname verilmediği ve idarenin de haberdar olmadığı ve bayan davet edilmediği için her hangi bir cazai müeyyide ile karşılaşılması söz konusu değildir.
Old 06-10-2009, 15:57   #3
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Vergi idaresinin genel tutumunu izah eden iç genelge eklidir.

Saygılarımla.

VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU İÇ GENELGESİ SERİ NO : 2007/1

Tarih 06/06/2007
Sayı B.07.0.GEL.0.60/6012-1430/51627

Kapsam

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı

SAYI : B.07.0.GEL.0.60/6012-1430
KONU : VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU

İÇ GENELGESİ
SERİ NO: 2007/1

............ VALİLİĞİNE/VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, veraset yoluyla veya ivazsız surette meydana gelen intikaller nedeniyle verilmesi gereken veraset ve intikal vergisi beyannamelerinin kanunda öngörülen süreler geçtikten sonra verilmesi veya hiç beyanname verilmemesi halinde, mükellefler adına kesilecek usulsüzlük cezası konusunda farklı uygulamaların olduğu tespit edilmiş ve uygulamada birliğin sağlanması açısından konuyla ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun görülmüştür.

Bilindiği üzere, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 20 nci maddesine göre, veraset ve intikal vergisi mükellefiyeti;

a) Beyanname verildiği takdirde, beyannamede gösterilen mallar için beyanname tarihinde,

b) Verilen beyannamede gösterilmeyen mallar ile beyanname verilmeyen hallerde intikal eden malların idarece tespit olunduğu tarihte,

c) Terekenin tahriri, defter tutma veya resmi tasfiye hallerinde mahkemece bu muamelelerin ikmal edildiği tarihte;

başlamakta ve Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesiyle tayin edilen tarh zamanaşımı süresinin tespitinde de mükellefiyetin başlangıç tarihi olarak esas alınmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 342 nci maddesinde;

"Veraset ve intikal vergisine ilişkin mükellefiyetlerde tahakkuk muamelesi yapılmak için beyanname verme süresinin sonundan başlayarak 15 gün beklenir. Beyanname bu süre içinde verilirse vergi ziyaı olmamış sayılır.

Ayrıca, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile yeniden 15 günlük mühlet verilir. Bu hususta da yukarıdaki hüküm cari olur."

hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun, "Usulsüzlük dereceleri ve cezaları" başlıklı 352 nci maddesinin;

- İkinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı bendinde, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, beyanname verme süresinin bitiminden itibaren 342 nci maddenin birinci fıkrasında belirtilen 15 günlük birinci ek süre içinde verilmiş olması ikinci derece usulsüzlük,

- Birinci derece usulsüzlüklerle ilgili (11) numaralı bendinde, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, beyanname verme süresinin bitiminden itibaren 342 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen 15 günlük ikinci ek süre içerisinde verilmiş olması birinci derece usulsüzlük,

olarak belirlenmiştir.

Bu hükümlere göre, veraset yoluyla veya sair suretle ivazsız olarak kendilerine mal intikal eden mükelleflerin, kanunda öngörülen süreler geçtikten sonra beyanname vermeleri veya hiç beyanname vermemeleri halinde uygulanacak usulsüzlük cezaları aşağıda açıklanmıştır.

1- Beyannamenin, kanunda öngörülen beyanname verme süresinin bitiminden itibaren 15 günlük birinci ek süre içinde verilmesi halinde, Vergi Usul Kanununa bağlı "Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel" in üçüncü sırasındaki ikinci derece usulsüzlük cezası kesilecektir.

2- Beyannamenin, 15 günlük birinci ek süre geçtikten sonra, ikinci ek süreye ilişkin idarece herhangi bir tebligat yapılmadan verilmesi durumunda, 20/06/1991 tarihli ve 44671 sayılı 1991/1 Seri No.lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu İç Genelgesinde de açıklandığı üzere ikinci derece usulsüzlük cezası kesilecektir.

3- Beyannamenin, idare tarafından tebligat yapılarak ikinci 15 günlük ek süre içinde verilmesi halinde, anılan Kanuna bağlı cetvelin üçüncü sırasındaki birinci derece usulsüzlük cezası kesilecektir.

4- Beyannamenin, idarece tebligat yapılarak ikinci 15 günlük ek süreden sonra verilmesi veya hiç verilmemesi halinde ise, söz konusu usulsüzlük fiili aynı zamanda re'sen takdiri de gerektirdiğinden, anılan Kanuna bağlı cetvelin üçüncü sırasındaki birinci derece usulsüzlük cezası iki kat olarak kesilecek; ancak, Vergi Usul Kanununun 336 ncı madde hükmü göz önünde bulundurulacaktır.

Öte yandan, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin kanunda öngörülen süreden sonra verilmesi nedeniyle uygulanacak usulsüzlük cezasının, söz konusu beyannamenin verildiği tarihte uygulanmakta olan usulsüzlük cezalarına ilişkin tutarlar esas alınarak, her bir mirasçı için ayrı ayrı kesilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğince işlem yapılmasını rica ederim.

Osman ARIOĞLU Gelir İdaresi Başkanı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
veraset ve intikal vergisi zeynep1969 Meslektaşların Soruları 10 11-04-2019 17:51
Veraset ve Intikal vergisi Canavar Avukat Meslektaşların Soruları 1 10-10-2008 14:57
İntikal olmuş gayrimenkul için veraset istenmesi. Av.Sezer Yiğit Meslektaşların Soruları 1 03-02-2007 23:11
Veraset İntikal İşlemleri Nur Hukuk Soruları Arşivi 1 13-02-2006 16:42
2005 Yılı İçin Veraset Ve İntikal Vergisi Rakamları Genel Tebliğ : 36 Armağan Konyalı Hukuk Haberleri 0 19-12-2004 12:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04530406 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.