Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstikhak davası icra takibi ve haczin geçerliliği

Yanıt
Old 07-03-2011, 00:30   #1
andrius

 
Varsayılan İstikhak davası icra takibi ve haczin geçerliliği

19.02.2010 da haciz yapılmış 3 kişi istihkak iddiasında bulunmuştur,istihkak davası devam etmektedir ,davada takibin ertelenmesi veya tedbiren durdurulması kararı yoktur;

1-Haciz düşmüşmüdür?(menkul mal)
2-İcra takibi düşmüşmüdür?
Old 07-03-2011, 11:03   #2
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

İcra mahkemesi, davacı 3. kişinin istihkak iddiasının haksız olduğu kanısıyla istihkak davasının reddine karar verirse mal üzerine konulmuş haciz kesinleşir, malın satışı istenebilir.
İcra mahkemesi, davacı 3. kişinin iddiasını haklı görürse 3. kişinin iddia ettiği hakkın mevcut olduğuna karar verir. ( mülkiyet, rehin gibi. )Bu hak mülkiyet hakkı ise mal üzerindeki haciz kalkar ve mal 3. kişiye verilir.
Burada derdest olan, erteleme ve durma içerikli olmayan bir ara karar var.
Süreler geçmemişse haciz ve icra takibi düşmemiştir. Erteleme ve durdurma kararı da yoksa süreler işleyeceği için satış talebinde bulunabilirsiniz.
Av. İlker Vural
Old 07-03-2011, 11:16   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Her iki sorunuzun cevabı da hayır. İstihkak davası devam ederken haczedilen eşya paraya çevrilebilir.
Old 07-03-2011, 11:29   #4
hüseyin bakay

 
Varsayılan

süreyi kaçırmamak adına satış talebinde bulunmanız uygun olacaktır.
Old 07-03-2011, 22:06   #5
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan andrius
19.02.2010 da haciz yapılmış 3 kişi istihkak iddiasında bulunmuştur,istihkak davası devam etmektedir ,davada takibin ertelenmesi veya tedbiren durdurulması kararı yoktur;

1-Haciz düşmüşmüdür?(menkul mal)
2-İcra takibi düşmüşmüdür?

1 sene içinde satış istemeniz gerekirdi. Eğer istemediyseniz haciz düşmüştür. Dosyada son bir sene içinde işlem yapmadıysanız takip de düşmüştür. Ancak dosyada haciz olduğu için harçsız olarak dosyanızı yenileyebileceğinizi düşünüyorum.
Old 08-03-2011, 09:59   #6
andrius

 
Varsayılan

Cevap veren meslektaşlarıma teşekkür ederim,kendi araştırmam ve meslektaşlarımın yardımıyla şu sonuca ulaştım İİK 97 de istihkak davası açılmışsa 106 daki süreler işlemez diyor 106 da ise hacizden itibaren menkullerde 1 sene içinde satış istenmelidir diyor 97 106 daki süre işlemez dediğine göre 1 senelik süre işlemez deniyor yani istihkak davası sayesinde haciz düşmemiş hala satış isteyebileceğimi düşünüyorum.İcra takibinin düşüp düşmediği konusunda ise net bilgi bulamadım,daha doğrusu mevzuatsal dayanağını bulamadım ama baskın görüş düşmeyeceği yönünde.Saygılar
Old 15-05-2012, 18:21   #7
AV.YSİ

 
Varsayılan

Sayın Andrius sorularınızın cevabını net olarak bulabildniz mi?
Old 15-05-2012, 22:03   #8
tncey

 
Varsayılan

Aşağıdaki yargıtay kararı bu konuya açıklık getirmektedir.

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/11804
K. 2004/2077
T. 8.3.2004
• HACZİN KALKMASI ( Alacaklı Tarafından Haczinden İtibaren Bir Yıllık Sürede Taşınır Malın Satışı İstenmezse Haczin Düşeceği - Bir Yıllık Satış Süresinde Açılan İstihkak Davasının Satış İsteme Süresini Durduracağı )
• SATIŞ İSTEME SÜRESİ ( Alacaklının Haczedilen Taşınır Malın Satışını Hacizden İtibaren Bir Yıl İçihde İstemek Zorunda Olduğu - Alacaklı ile Borçlu Arasında Taksit Sözleşmesinin Varlığı Halinde Satış Süresinin İşlemeyeceği )
• İSTİHKAK DAVASI ( Haczedilen Taşınır Mal Hakkında İstihkak Davası Açılmış Olması Satış İsteme Süresini Durduracağı - Haczedilen Taşınır Malın Hacizden İtibaren Bir Yıllk Sürede Satışının İstenmesi Gereği )
2004/m.97, 110, 106, 111
ÖZET :Uyuşmazlık 3.kişinin hacizden kaynaklanan istihkak davasına ilişkindir. Kural olarak, alacaklı haczedilen taşınır malın satışını hacizden itibaren bir yıl içinde istemek zorundadır. ( İİK.md.106 ) aksi halde mal üzerindeki haciz kendiliğinden kalkar ( İİK.md.110 ) Ne var ki, haczedilen mal hakkında istihkak davası açılır ( İİK.md.97/8 ) veya alacaklı ile borçlu arasında borcun taksitle ödenmesi konusunda bir sözleşme yapılırsa ( İİK.md.111 ) Yasa'da öngörülen satış isteme süresi işlemez.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı 3.kişi vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Uyuşmazlık 3.kişinin hacizden kaynaklanan istihkak davasına ilişkindir.

İcra Mahkemesince haczin uygulandığı 28.8.2002 tarihinden itibaren bir yıl içinde alacaklı yanca satış isteminde bulunulmadığı ve dolayısıyla haczin kalkmış olduğu gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.

Kural olarak, alacaklı haczedilen taşınır malın satışını hacizden itibaren bir yıl içinde istemek zorundadır. ( İİK.md.106 ) aksi halde mal üzerindeki haciz kendiliğinden kalkar ( İİK.md.110 ) Ne var ki, haczedilen mal hakkında istihkak davası açılır ( İİK.md.97/8 ) veya alacaklı ile borçlu arasında borcun taksitle ödenmesi konusunda bir sözleşme yapılırsa ( İİK.md.111 ) Yasa'da öngörülen satış isteme süresi işlemez.

Somut olayda, 28.8.2002 tarihinde mal haczedilmiş, bir yıllık satış isteme süresi dolmadan 2.9.2002 tarihinde dava açılmıştır. Dava açılınca satış isteme süresi durduğundan mal üzerindeki haciz kalkmamıştır.

Bu durumda, davanın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden 3.kişiye iadesine 8.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu yargıtay kararından anlaşılacağı üzere satış isteme süresi istihkak davası boyunca durduğundan satış isteme hakkı düşmemektedir.Satış isteme hakkı düşmediğinden icra takibide düşmez.
Old 18-05-2012, 10:00   #9
AV.YSİ

 
Varsayılan

Yalnız şöyle bir durum var. Mesela çeke dayalı icra takibi yapılıyor. Üçüncü kişiye hacze gidiliyor, üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunuyor, istihkak davası vs oluyor. Mahkeme tebdiri hacizli mal için veriyor. Buraya Kadar sorun yok. Tedbir olduğu için satış yapılamıyor. Ama bu durumda istihkak davasının sonucu mu beklenecek? Alacaklı başka yere hacze gidip geri kalan alacağını alamaz mı? Eski dosyalarda da devam eden bir husus 6 ayda bir işlem yapılmazsa icra geri bırakılıyordu. Eğer dosyada işlem yapılmadıysa bu durum gündeme gelemez mi?
Old 18-05-2012, 16:50   #10
tncey

 
Varsayılan

İstihkak davasında mahkemece VERİLEN tedbir kararı satışı durdurmaz, sadece satılan malın parasının alacaklıya ödenmesine engel olur.Taşkın haciz olmamak kaydıyla yeni hacizler yapılabileceğini düşünüyorum.
Old 19-05-2012, 10:50   #11
AV.YSİ

 
Varsayılan

Benim dosyalarımda hacizli mallar için takibin durmasına diye ibareler var. Ama her halükarde icra dosyasında dediğiniz gibi yeni hacizler yapılabileceği için ve olayımızda yeni hacizler yapılmadığı, dosyada işlem yapılmadığı içinde icra dosyası düşebilir ya da icranın geri bırakılmasına karar verilebilinir.
Old 19-05-2012, 10:54   #12
AV.YSİ

 
Varsayılan

Talih Uyar'ın istihkak davası ve satış isteme süresi hakkında güzel bir yazısı var.

İstihkak davasının sonuçlarını, «istihkak davası açılmasının doğurduğu sonuçlar» ve «istihkak davası sonunda verilen kararın (hükmün) doğurduğu sonuçlar» olarak ayrı ayrı incelemek isabetli olur.

I- A- İstihkak davası açılmasının doğurduğu sonuçlar (istihkak davasının icra takibine etkisi):

Üçüncü kişinin -İİK. 97 uyarınca- alacaklı» (ve «borçlu») aleyhine istihkak davası açması, icra takibine etkide bulunur mu? Örneğin; açılan dava «takibi durdurur» mu? Ya da, açılan dava, alacaklının «satış istemi»nde bulunmasını önler mi?

İİK. mad. 97/VIII’de; «dava esnasında 106. maddedeki müddetlerin cereyan etmeyeceği» belirtildiğinden, uygulamada istihkak davasından sonra alacaklılar satış istememekte, icra daireleri de, «satış isteminde» bulunan alacaklıların bu istemlerini -«mülkiyet uyuşmazlığı çözümlenmeden» başka bir deyişle «haczedilmiş olan malın borçluya ait olduğu kesinleşmeden, satış istenemeyeceği» gerekçesiyle- yerine getirmemektedirler.

Bu uygulama acaba yasaya uygun mudur? Yüksek mahkemenin bu konuyu aydınlatan bir içtihadına da rastlamadık.(1) Kanımızca İİK. mad. 97/VIII hükmünü, İİK. mad. 97/I, II, III, IX, X, XIII hükümleriyle birlikte değerlendirip yorumlamak gerekir. Bilindiği gibi(2) üçüncü kişi ya -önce icra dairesinde «istihkak iddiasında» bulunduktan sonra, bu iddiasının alacaklı (veya borçlu) tarafından kabul edilmemesi nedeniyle dosyanın icra mahkemesine gönderilmesi üzerine- icra mahkemesinin vereceği «takibin devamı» ya da «takibin ertelenmesi» kararının (İİK. mad. 97/I) kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde (İİK. mad. 97/VI) veya icra mahkemesinin «istihkak iddiası» hakkındaki kararını beklemeden yahut önce icra dairesinde «istihkak iddiası»nda bulunmadan, doğrudan doğruya -haczi öğrendikten sonra yedi gün içinde- icra mahkemesine (İİK. mad. 97/IX) istihkak davası açabilir.

«İstihkak davası’nın, alacaklının satış isteminde bulunmasını önleyeceği» ileri sürülürse, «istihkak iddiası» üzerine icra mahkemesinin «takibin devamı» ya da «takibin ertelenmesi» (tâliki) kararlarından birisini verebilmesinin bir anlamı (ve farkı) kalmaz. Bu nedenle; icra mahkemesinin «takibin devamı» kararından sonra açılan istihkak davası ile «takibin ertelenmesi» kararından sonra açılan istihkak davası arasında fark bulunması gerekir. Nitekim; İİK. mad. 97/IX’da; üçüncü kişinin önce «istihkak iddiası»nda bulunmadan, doğrudan doğruya «istihkak davası» açması halinde, icra mahkemesinin «davacının talebi üzerine, takibin tâlik edilip edilmemesi hakkında» acele karar vermeye mecbur olduğu’ belirtilmiştir.

Şu halde; üçüncü kişinin açtığı her «istihkak davası» kendiliğinden takibi durdurmamaktadır.(3) İstihkak davasının böyle bir sonuç doğurması yasa yapıcı tarafından istenmiş olsaydı bu husus mutlaka kanunda açıkça belirtilirdi. Nitekim; kaynak İsviçre İcra ve İflâs Kanununda -bizim 97. maddeye karşılık olan- mad. 107/II’de «üçüncü şahıs istihkak davası açarsa, mahkeme, dava konusu bakımından, uyuşmazlığın çözümlenmesine kadar takibin ertelenmesine karar verir. Takibin ertelenmesi sırasında; 116 -bizim 106.- maddedeki süreler işlemez» denilmiştir. İsviçre’de, «istihkak davası» üzerine bizden farklı olarak, «takibin ertelenmesine» karar verildiği için(4) orada, istihkak davası sırasında alacaklının satış isteyememesi doğaldır. Bizde ise durum farklıdır.(5) Eğer üçüncü kişi, «takibin ertelenmesi» kararı üzerine, «istihkak davası» açmışsa, o zaman -İsviçre’de olduğu gibi- bizde de alacaklı satış isteyemez. Eğer üçüncü kişi «takibin devamı» kararından sonra «istihkak davası» açmışsa, açılan bu davanın, alacaklının satış isteminde bulunmasına engel teşkil etmemesi gerekir. Yani alacaklı, bu durumda, istihkak davası devam ederken de satış isteyebilecektir. Ayni sonuca, İİK. 97/X hükmü gereğince de ulaşmak mümkündür. Çünkü bu hükümde açıkça «istihkak davası sonuçlanmadan mahcuz malın paraya çevrilmiş olması» halinde, icra mahkemesinin «satış bedeli» hakkında vereceği karar düzenlenmiştir. Eğer istihkak davası, mutlak olarak alacaklının satış istemesini önleseydi, yasa yapıcı «istihkak davası sırasında, hacizli malın satılması» varsayımını hiç öngörmezdi. İstihkak davası sırasında, hacizli malın satılması, icra mahkemesinin istihkak davası sırasında «takibin ertelenmesi» kararı vermediği veya üçüncü kişinin bu kararın uygulanmasını sağlamak için «gerekli teminatı yatırmadığı» durumlarda gerçekleşir...

Üçüncü kişinin, icra mahkemesinin -istihkak iddiası üzerine- verdiği «takibin devamı»na ilişkin karardan sonra açtığı istihkak davalarında veya doğrudan doğruya -önce istihkak iddiasında bulunmadan- açılan istihkak davalarında icra mahkemesince «takibin ertelenmesine» karar verilmeyen durumlarda, «alacaklının hacizli malın satışını isteyebileceğini» bu şekilde belirttikten sonra, böyle bir sonucu, «dava esnasında 106. maddedeki müddetlerin cereyan etmiyeceğini» belirten İİK. mad. 97/VIII ile bağdaştırmak nasıl mümkün olacaktır? Çünkü, İİK. mad. 97/VIII de mutlak bir şekilde(6) ‘dava esnasında -bu davanın «takibin devamı» ya da «takibin ertelenmesi» kararı üzerine açılmış olup olmadığı konusunda bir ayrım yapılmadan- satış isteme müddetlerinin işlemiyeceği’ belirtilmiştir. Kanımızca, bu durumda İİY. mad. 97/VIII hükmünü iki şekilde yorumlamak mümkündür: a) «Takibin ertelenmesine» karar verilmiş olmadıkça, alacaklı istihkak davası sırasında da satış isteyebileceğinden, bu dava sırasında -İİK. mad. 106’daki- satış isteme süreleri işler. Yani bu durumda; İİK. mad. 97/VIII hükmü uygulanmaz. Başka bir deyişle, İİY. mad. 97/VIII hükmü ancak; «takibin ertelenmesine karar verildikten sonra açılan istihkak davalarında veya istihkak davası sırasında takibin ertelenmesine karar verilen durumlarda» uygulanabilir. b) Alacaklı, -davadan önce veya dava sırasında- «takibin ertelenmesine» karar verilmiş olmadıkça, satış isteyebilirse de, İİK. mad. 97/VIII hükmünün açık buyruğu (mutlak ifadesi) karşısında, istihkak davası sırasında, «satış isteme sürelerinin işlememesi» gerekir. Bu nedenle «takibin ertelenmesine» karar verilmemiş olan durumlarda alacaklı dilerse satış isteyebilir, dilerse davanın sonucunu bekler ve ondan sonra satış ister. Kanımızca, ikinci yorum şekli daha mantıklı, yasa yapıcının amacına daha uygundur. Kaynak İsviçre İcra ve İflâs Yasasının bu konudaki hükümlerinin tamamının değil, bir kısmının alınmış olmasından doğan bu çelişkili ve tutarsız düzenlemeyi ancak; «takibin ertelenmesine» karar verilmiş olan istihkak davalarında, ‘alacaklının satış isteme imkânına sahip olduğu fakat buna mecbur olmadığı’ sonucuna varılarak tutarlı hale getirmek mümkün olabilecektir. Aksi takdirde, «takibin ertelenmesine» karar verilmemiş olan durumlarda, «satış isteme süreleri»nin işleyeceği kabul edilirse, alacaklılar istihkak davası sonucunu beklemeden satış istemeye mecbur edilecek ve hacizli malın satılmasından (ve hatta satış bedelinin alacaklıya ödenmesinden) sonra, üçüncü kişinin istihkak davasını kazanması halinde; davayı kazanmış olmak üçüncü kişiye pek yarar sağlamayacak, sadece satılan malının bedelini talep edebilecektir. Bu nedenle; açtığı istihkak davasında, üçüncü kişiye de şans tanıyan, haczettiği malın borçluya ait olduğundan kesin olarak emin olmadığı için, haczettiği ve istihkak davasına konu olan malın satışını, açılan istihkak davasının sonucuna erteleyen alacaklıyı bu iyiniyetli davranışından dolayı -«dava sırasında satış isteme sürelerinin işleyeceği» kabul edilerek- deyim yerinde ise cezalandırmak (!) hem alacaklının hem de üçüncü kişinin çıkarlarına uygun düşmez.(7) (
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira alacağının icra takibi ile istenmesi icra hukuk mahkemesinde tahliye davası ayşebetul Meslektaşların Soruları 22 08-06-2015 12:43
iflasın ertelenmesi davası ve yapılmayan icra takibi hukukcu22 Meslektaşların Soruları 7 22-04-2010 09:52
Alacak davası mı icra takibi mi? Av.Arzu Erkan Meslektaşların Soruları 3 06-10-2009 09:24
Haksız icra takibi-haczin kaldırılması Burak Demirci Meslektaşların Soruları 2 07-08-2009 12:33
Şirketlere usulsüz tebligat ile yapılan haczin geçerliliği Av. Gediz Eranıl Meslektaşların Soruları 5 21-05-2007 12:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04949903 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.