Taahhüdü İhlal Ağır Cezanın Bozma Kararı

Değerli arkadaşlar garip bir durumla karşı karşıyayız, yardımlarınızı bekliyoruz.İcra ceza mahkemesi taahhüdünü ihlal eden sanık hakkında hapis cezası verdi.Sanık Ağır cezaya itiraz etti. Ağır Ceza kararında aynen şöyle diyor: Her ne kadar sanık taahhüdünde ödeyeceği miktarı kalem kalem tüm masraflarıyla biliyorsa da borcunu kasten mi yoksa haklı bir sebebe dayanarak mı ödememiştir. Bu yön araştırılmadan ceza verilmesi yanlıştır diyerek dosyayı tekrar icra cezaya gönderdi. İcra ceza tekrar duruşma açtı ve bize sanığın taahhüdünü kasten yerine getirmediğine dair delillerimizi sunmamız için süre verdi. Böyle bir durumun delili olur mu? Kasten ya da taksiren ne fark eder? Ağır ceza mahkemesinin böyle bir olayı araştır demesinin hukuki dayanağı nedir? Uygulamada buna benzer bir olayla karşılaşan meslektaşların yardımlarını bekliyoruz? Teşekkürler...

Alıntı: Yazan tiyerianri Değerli arkadaşlar garip bir durumla karşı karşıyayız, yardımlarınızı bekliyoruz.İcra ceza mahkemesi taahhüdünü ihlal eden sanık hakkında hapis cezası verdi.Sanık Ağır cezaya itiraz etti. Ağır Ceza kararında aynen şöyle diyor: Her ne kadar sanık taahhüdünde ödeyeceği miktarı kalem kalem tüm masraflarıyla biliyorsa da borcunu kasten mi yoksa haklı bir sebebe dayanarak mı ödememiştir. Bu yön araştırılmadan ceza verilmesi yanlıştır diyerek dosyayı tekrar icra cezaya gönderdi. İcra ceza tekrar duruşma açtı ve bize sanığın taahhüdünü kasten yerine getirmediğine dair delillerimizi sunmamız için süre verdi. Böyle bir durumun delili olur mu? Kasten ya da taksiren ne fark eder? Ağır ceza mahkemesinin böyle bir olayı araştır demesinin hukuki dayanağı nedir? Uygulamada buna benzer bir olayla karşılaşan meslektaşların yardımlarını bekliyoruz? Teşekkürler...

Garip olan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı değil, İcra Ceza Mahkemesi'nin bu yönde sizden delil istemesidir. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı doğrudur; İİK 340. maddesinde "...borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir." denmektedir. İcra Ceza Mahkemesi'nin yapması gereken, sanık borçlunun borcu ödeme şartını (taahhüdünü) elinde olmayan bir nedenle ihlal ettiğine dair bir savunması varsa bunun delillerini araştırmak ve karar vermektir.

Not: Aynı soru için iki ayrı konu açmışsınız. (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=38894)

Peki borçlu gelip param yok derse bu makbul bir sebep olucak mı?

Alıntı: Yazan tiyerianri Peki borçlu gelip param yok derse bu makbul bir sebep olucak mı?

Sizce?

Hayır demek çok isterdim

Ceza mahkemesince dillendirilen "borcunu kasten mi yoksa haklı bir sebebe dayanarak mı ödememiştir." in icra cezadaki tercümesi (Sayın ALADAĞ'IN haklı oarak işaret ettiği gibi) borçlunun borcu ödeme şartını (taahhüdünü) elinde olmayan bir nedenle ihlal edip etmediğinin araştırılmasıdır. Şekli bir suç olan ödeme taahhüdünün ihlalinden dolayı verilen cezaya yönelik incelemedeki bu ifade, ağır ceza mahkemesinin kararındaki gerekçeyi zayıflatıyor görünse de, bence dosyanın iadesi kararı isabetli. Nihayetinde karar, cezanın ortadan kaldırması kararı değil.
İcra ceza mahkemesinin incelemesi bence de eksik kalmış.
Kolay gelsin.

Böyle saçma sapan şeylerle bizi uğraştıracaklarına, mal beyanı gibi bunu da kaldırsınlar en iyisi. Bence sanığa sormalıyda mahkeme "sen borcunu kasten mi ödemedin, yoksa ödememek için haklı bir sebebin var mıydı diye". Sanık eğer benim haklı sebebim vardı, bunun için ödeyemedim der ise, borçlu sanık ispat etmeliydi borcun ödenmemesi sebebinin ne olduğunu ve haklı olup olmadığını. Ama bence bu komik bir durum.Adam borcu ödiyeceğini taahhüt ediyor, artık bunu kasten mi ödemedi yoksa taksirle mi ödemedi gibi bir araştırma olur mu ya. Kaldırsınlar taahhüdü ihlali de herkes kurtulsun. Esasen icraları da kaldırsalar iyi olur. Zaten çoğu borçlular borcunu kasten değil, haklı sebeple ödemiyor. İcra dairesine de gerek yok bence.

İİK 340.maddede sözü edilen "makbul sebep", deprem, sel, yangın, tutukluluk gibi mücbir sebepler ile bir yakınının ağır hastalığı, paranın süresinde havale ile gönderilip icra dosyasına ulaşmaması gibi nedenlerdir. Borçlunun ekonomik durumunun bozuk oluşu tek başına maddede sözü geçen "makbul sebep" sayılmaz.