Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

T I M A R - H A N E

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-10-2002, 21:33   #1
Kıvılcım

 
Varsayılan T I M A R - H A N E

Bir incelik var, bildiğimiz delilerin sözlerinde.. ağır aksak giden adımlar ve dudaklardan dökülen bir kaç cümle, delinin; velilikten teğet geçtiğini anımsatır bizlere...

Bir noktaya sabitlenmiş gözler, asla artmayan ve belki de azalan bir bilgi birikimi eşliğinde saçma sapan görüntüler vermektedir. Biz onlara deliler deriz..

Ne varki, tımar yememiş insanı ıslah noktasında sosyal hayvan tiplemesine götüren mekanlar, günümüzde belki de ruh kazandırılmış birer binadan ibaret kalmıştır. Oysa mekan; ne tımara layık görülen hasta insan içindir, ne de aidiyet ve kişilik veren işyeri..Tımarhanedir..

Mekan, beyne resmedilen tüm değerleri barındıran alandır.. bu bazen kafa tası içindedir, bazen binlerce metrekare alana hükmeden toprak parçasında..

Bizler de deliyiz.. bilmesek de, kabullenmesek de.

Deliyiz anlamadıklarımızı idrak noktasında, deliyiz; en ufak nedene verdiğimiz ahmak tavırlarımızda, deliyiz; anlayışsızlıklarımızda.. ve deliyiz yaşam tarzımızda.

Sabit noktaya bakmak için bir çift göze gerek de yok, fikrimizin sabitlendiği arızi noktalar da bizim için 'o ince çizgiyi'' hatıra getirir..

Deliyiz, delilerin gözünde biz.. biz bunu bile bilmeyiz.

KIVIL CIM
Old 19-10-2002, 20:40   #2
Kıvılcım

 
Varsayılan

Merak etmişimdir hep, yaşlılar ile ölüm arasındaki mesafeyi.. yeni doğan bir çocuk, ister istemez ölüme uzaktır. Ancak, yaş ilerledikçe ölüm sanki bize doğru, biz ise ölüme doğru yanaşırız.. Oysa, kafamıza saksı düşme hikayeleri, Türkiye'de trafik kazası ihtimali, serseri kurşun yeme şansızlığı gibi ölümü reflekse dönüştüren olaylar da yanıbaşımızdadır.

Ben; ölümü, rahat bir uyku, ıslak bir saç eşliğinde hafif bahar esintisi hatta çikolatalı pasta ile eş görürüm..

Ölümden çok, ölümle temas anı çok önemlidir. Adam demiş ya: ''Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum, neden korkayım! '' öyle değil abicim... ölüm ben varken beni yakalayacak.. işte o an ''Cızzz''..

Neyse, güzel bir muhabbeti ölüme götürmeyelim.. ölüme selam ve sevgiler

KIVIL CIM
Old 20-10-2002, 12:51   #3
Kıvılcım

 
Varsayılan

Hep hatırlıyorum, bir yere misafirliğe gittiğimizde annemin ve bazen de babamın '' sakın ha!, öyle sunulan şeylere atlamayın, biz size alın dersek alırsınız..'' sözlerini..

Sanki, aç insanlarız da ne görsek atlayacağız.. , oyun oynarken bahçede, komşu çocuklardan bazen dayak da yerdik.. dayak atmazdık, yerdik! eve döndüğümüzde bir de annemizden babamızdan aynı muameleye maruz kalırdık.. gerekçe; neden kavga ediyorsunuz?

Öyle ya neden kavga ediyoruz ki? dayak yemek acaba kavga etmek midir? Bu anlayış değil midir, bu toplumun miskinliğine neden olan?

Bir bakalım etrafımıza, insanlar aç.. düpedüz aç! çöpten ekmek toplama noktasına kadar gelmiş, annemin yada babamın bakış açısına göre o bunu hak etmiş oluyor, tıpkı evde sunulan ''kaymaklı ekmek tatlısı'' duble dayak gibi..

Oysa, bu miskinlik bu korkaklık ve sinmişlik evde yenebilecek ikinci dayağın etkisindendir.. Bizde devlete hesap sormak yoktur, devletten dayak yemek, duble dayağa da gerekçedir, neden kavga ediyorsunuz? Öyle ya, neden kavga ediyoruz biz?

Aç kalmayı çok seviyoruz da ondan..

Dayak yemeyi çok seviyoruz ya biraz da bundan..

KIVIL CIM
Old 21-10-2002, 19:53   #4
Kıvılcım

 
Varsayılan

Ava çıkmak bir spormuş, Av sporları ! çocukken elimizde Y harfi şekli verilmiş bir sapanla, havada uçan, ağacda tüneyen zavallı serçelere nişan alırdık.. ben hiç vuramadım.. o zaman beceriksizliğime hayıflanırken, şimdi beceriksizliğimle övünüyorum.. Ben hiç canlı öldürmedim diye sevinirken, arada bir yolda ayağımın altına girme gafletinde bulunan küçük böcekleri ve özellikle taammüden öldürdüğüm sivrisinekleri unuttuğumu fark ettim..

Vahşi sporlardan sayabileceğimiz av sporları, ucuz bir spor da sayılmaz.. epeyce pahalıdır.. ne bileyim en azından meraklısının ayıracağı bir zamanı, cebinde avlanmak için gerekli ekipman parası ve dahası... olmalı.

Cebinde ekipman alacak parası olmayan garibim vatandaşlarımız, bu spora yanaşamamakta, spordan geri kaldığı için değil, belki akşam yemeğini bedavaya getiremediği için üzülmektedir..

Aslında büyük bir hayvanat bahçesini andıran İstanbul ve benzeri şehirlerimiz de doğal avlanma mekanı sayılır.. ne var ki avlayan da avlanan da insan dediğimiz kişiler. Bu avlanma alanındaki sporumuz da öyle ucuz bir spor dalı sayılmaz.. mutlaka bir tabancan olmalı, en ucuzu bir kaç milyardan başlıyor.. kuru sıkı atanı ise, kuru ve sıkı.. yani avlanmak mümkün değil.

Biz eskiden Y harfi şeklinde sapanlarla serçe avlardık, ben avlayamazdım.. Elimde yine bir sapan var!

Ollummmm, çek şu arabayı!!!

KIVIL CIM
Old 22-10-2002, 22:44   #5
Kıvılcım

 
Varsayılan

Küvette sıcacık bir keyif çatayım derken, sırt üstü uzandığımda mezarı andıran mekan ölüm anını, musalla taşını aklıma getirdi.. ölürken insanın aklına neler gelir diye düşündüm. Hiç tavsiye etmem, sakın ölmeyi düşünmeyin. Hayat güzel, insanlar tatlı, çiçekler, kırmızı dudaklar, şaraplar, mis kokulu parfümler.. öff be allahım ölümü niye icat ettin ki?
Old 24-10-2002, 21:20   #7
Kıvılcım

 
Varsayılan Ağır Olda Molla desinler..

Son zamanlarda moda oldu. İnsanlarımız ağır takılmakta.. ağır ağır yürümekte, ağır ağır konuşmakta, hatta arada bir konuşurken kafasını yukarı doğru kaldırıp, hafif hafif aşağıya doğru bakmaktadır..

Bunu roman ismi olarak dahi bulabilirsiniz...''Ağır roman''

Çok ağır..

Türk Hukuk Sitesinde bile ağırlıklar göze batar oldu.. Çok yazmayayım, işsiz güçsüz derler diye düşünenler, etrafı düşünerek kendini kandıranlar, yazarken yazmamaya ''ağır'' ağır özen gösterenler..

Yerim sizi.. tuzsuz, bibersiz.

Yazmak, biliyorsanız eğer ortaya koymak zorundasınız.. Bilgisini paylaşmayan, bilgisizdir, çaresizdir hatta modaya uyarsak ''Ağır'' dır..

Ağır ol, molla desinler' den; taş yerinde ağırdır sözüne kadar... ağır ağır çıkacaksın bu merdivenden..

Ağır ağır Yesinler sizi... tuzsuz,bibersiz..

Kıvılcım
Old 25-10-2002, 20:52   #8
Kıvılcım

 
Varsayılan

12 Eylül Sıkıyönetimi dönemi öbcesinde ortaokuldaydım, her gün bombalar patlıyor, bir kaç kişi ölüyordu küçük olan memleketimde. Hep kargaşa bitse de herkes rahat rahat dolaşsa, insanlar ölmese diye konuşulurdu.. Derken darbe oldu, ateş kesildi, rahat bir nefes alındı..

Bir müddet sonra, alınan nefesler daralmaya başladı, insanlar boğazı sıkılan canlı gibi fobilere kapıldılar..

Bu gün benim de boğazım sıkılıyor gibi..

Forumda kendimi rahat hissediyordum, huzurluydum.. ancak artık forumda fobi oluştu, boğazım sıkılıyor hissine kapıldım..

Nefes alamıyorum.. içim daralıyor.
Old 04-11-2002, 21:42   #9
Kıvılcım

 
Varsayılan

Baş parmağımın ısrarla deldiği çorabımı kafama geçirip denizdeki balıkları soymak istiyorum.. kümes hayvanlarına okuma yazma öğretmek, yolda yürürken aniden bağırmak, sağa sola koşmak, laila' da abdest almak gibi şahane fikirlerimi elverişsiz arkadaşlarla bedava paylaşmak için.. buraya beklerim..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02884889 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.