Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hizmet tespit davası tanık beyanı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-05-2008, 14:23   #1
KARİNE

 
Varsayılan hizmet tespit davası tanık beyanı

  1. Değerli meslektaşlarım herkese iyi çalışmalar dilerim; hizmet tespit davasında sadece tanık beyanları esas alınarak hüküm tesis etmek mümkünmüdür? Derdest bir dosyamız karar aşamasında ve bilirkişi raporunda bordro tanıklarının beyanlarını dikkate alarak hüküm kurulması yönünde görüş bildirmiştir. S.S.K kurum kayıtlarında iddia edilen dönemlerde davacı tarafın müvekkil işyerinde sigortalı olarak çalıştığı gözükmemektedir. Somut bir delil olmamasına rağmen tanık beyanına dayanılarak karar verilebilir mi? Ayrıca davacı tarafın bordro tanıklarından bir tanesinin başka bir mahkemede müvekkile karşı açmış olduğu bir dava bulunmaktadır. Bu bakımdan beyanlarının yanlı oldugu söylenebilir mi?
Old 26-05-2008, 14:31   #2
Nebahat Ülker

 
Varsayılan

Yargıtay 21.HD.

- HİZMET TESPİT TALEBİ
- HİZMET TESPİTİ DAVASINDA DELİLLER
- HİZMET TESPİTİ İSTENEN DÖNEM
- KOMŞU İŞYERİ
__________________________________________________ __________
E.2003/11996
K.2004/2879
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.5.1999-23.12.2000 tarihleri arasında hizmet akti ile çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dava, 01.05.1999-23.12.2000 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve kuruma kayıt ve tescil edilmeyen hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istek, tanık sözlerine dayanılarak kısmen kabul edilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, bu tür hizmet tesbitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Dairemizin ve giderek Yargıtay`ın yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 Sayılı Yasa`nın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalı, işverenin davayı kabul etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı hukuksal gerçeği de göz ardı edilmemelidir.
Her ne kadar, davacının çalıştığını iddia ettiği işyeri tespiti istenilen dönemden sonra 23.02.2001 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alınmış ise de, işyerinin o dönemde kanun kapsamında bulunması zorunluluk olmayıp, gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamına alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı önemlidir. Maliye, ticaret odası veya yerel idareler gibi kurumların kayıtlarından işyerinin varlığı saptanabiliyorsa, olumlu sonuca ulaşılmalıdır. Nitekim, söz konusu işyerinin 10.04.2000 tarihinden itibaren vergi kaydı bulunmaktadır. Vergi kaydı, ilişkin olduğu dönemde işyerinin var olduğuna fiili karine teşkil etmektedir.
Öte yandan, davacı, davalı işverene ait işyerinde 23.12.2000 tarihinde iş kazası geçirdiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü ile Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü`ne iş kazasının tesbiti ve sair hususlarda başvuruda bulunduğunu bildirmiş ve başvuru ile ilgili dilekçe örneklerini ibraz etmiştir. Bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması nedeniyle mahkemece, doğrudan soruşturma genişletilmek sureti ile anılan kurumlardaki iş kazası ile ilgili müfettiş raporları getirtilerek, iş müfettişi ve sigorta müfettişi tarafından yapılan tespitler de 506 sayılı yasa`nın 130. ve İş Kanunu`nun 92. maddeleri gereğince dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar da davacı ile birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kimseler de değildir. Tespiti istenilen dönemde davacının çalıştığını iddia ettiği işyeri 506 Sayılı Yasa kapsamına alınmadığından, davacı ile birlikte çalışan bordro tanığı olmadığı açıktır, ayrıca dinlenen tanıkların bir kısmı komşu işyeri sahibi veya çalışanı olduklarını beyan etmelerine rağmen, bu husus resmi belge ile kanıtlanmamıştır. Bu durumda yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde tutularak, iş ve sigorta müfettişi raporlarını getirtmek, davacının tespitini istediği tarihlerde çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin, başka bir anlatımla, Bağ-Kur`da, Sosyal Sigortalar Kurumu`nda veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında kayıtları olan komşu işyeri veya benzer işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak, olabildiğince delilleri toplayıp, bunları birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının ve davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 25.03.2004 gününde oy birliği ile karar verildi.
Old 26-05-2008, 14:33   #3
BaharB

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

E:2005/11379
K:2006/1941
T:06.03.2006

506 s. Yasa m. 79

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 17.02.2002-23.02.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde. isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mesut Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Dava 12.07.2002-23.02.2004 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istek tanık sözlerine dayanılarak aynen hüküm altına alınmıştır.
Oysa, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklardan
bordrotanığı olan AG. Eyüp İş Mahkemesi'nin 2004/351 Esas sayılı dosyasında aynı döneme ilişkin olarak hizmet tespiti davası açtığından beyanı hükme dayanak alınamayacağı gibi, sözu edilen tanığın hizmetleri de davacı gibi 16.06.2003 tarihinden itibaren kuruma eksiksiz olarak bildirildiğinden, bu tanığın verdiği bilgiler işe giriş tarihinden önceki döneme ilişkin olarak işverenin bordrolarında yer alan tanık sozleri niteliğinde değildir. Öte yandan diğer tanıklar da davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadıgı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerın calıstırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerde değildir.Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan tespiti istenilen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan tanıkların bu sürelerle ilgili bilgileri bu güne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumaları da hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmez.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin oldugu gözönunde tutularak davacı ile birlikte çalışan ve varsa SSK prim
bordrolarında kayıtlı kişiler veya benzer işi yapan işverenlerin kayıtlarına gecmis, SSK'ya verılen donem bordrolarında isimleri yer alan kimselerin tespit edilerek bilgilerine başvurmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Hukuk Genel Kurulu'nun 16.6.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün ve 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2004/21-35-64 E. ve K. 5.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 E. K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Tespit Davası... av.knel Meslektaşların Soruları 20 13-11-2017 10:31
Hizmet tespit davası ile işçi alacağı davası birlikte açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 50 21-09-2016 13:06
hizmet tespit davası av.zeynep_diy Meslektaşların Soruları 9 24-02-2012 16:41
Hizmet tespit davası tanık avfatih Meslektaşların Soruları 8 03-10-2011 15:35
Hizmet Tespit Davası ?? VALPER Hukuk Soruları 1 25-12-2007 21:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05094409 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.