Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anonim şirket genel kurul kararlarının iptali

Yanıt
Old 30-04-2007, 14:38   #1
Viyola

 
Varsayılan Anonim şirket genel kurul kararlarının iptali

Merhaba,
Anonim şirket ana sözleşmesinde bir hissedarın şirket sermayesinin %20 sinden fazla hisseye sahip olamayacağı kararlaştırılmasına rağmen hissedarların birinin hissesi şirket sermayesinin %20'sini aştığını, yönetim kurulu üyelerinin ibralarında bu üyelerin de oy kullandığını, seçilen yönetim kurulu üyelerinin seçimlerinde bu üyelerin de oy kullandığını dolayısıyla toplantı ve karar yetersayılarının sağlanamadığından bahisle genel kurulda alınan ibraya ve yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların iptali için dava açılmıştır.( Bu arada ana sözleşmeye aykırılık daha sonra alınan yönetim kurulu kararlarıyla giderilmiştir.)
Ancak sözkonusu kararlarının iptalinin istendiği genel kuruldan bu yana yönetim kurulu pek çok karar almıştır.
1 - Açıklanan nedenler genel kurul kararının iptali neticesini doğurur mu?
2 - Davanın kabulü ve sözkonusu genel kurul kararlarının iptali/yok sayılması halinde alınan bu yönetim kurulu kararlarının hukuki durumu ne olacaktır?

Saygılarımla,
Old 02-05-2007, 00:29   #2
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Çok güzel bir soru..

İlk fikrim, yönetimce alınmış kararların geçerliliğini koruyacağı yönünde. Ancak bu fikrimi detaylandırmak ve gerekçelendirmek için bir araştırma yapacağım. Şu an bu mesajı yazmamdaki sebep, sorunuzun çok faydalı bir soru olduğuna inancımı ifade etmek.

Teşekkürler...
Old 02-05-2007, 07:13   #3
Viyola

 
Varsayılan

Çok incesiniz Yeliz Hanım,öncelikle teşekkürler.

Bu konuda birkaç gündür araştırma yapıyorum.Anonim şirket genel kurul kararlarına karşı TTK nın 381. maddesindeki koşulların varlığı halinde iptal davası açılabiliyor.

Madde 381;"Aşağıda yazılı kimseler, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyiniyet esaslarına aykırı olan umumi hetey kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabilirler."demekte.

Şimdi, yargılama neticesinde genel kurul kararları ya iptal edilecek yada edilmeyecek.Şayet genel kurul kararları iptal edilirse iptal edilen bu genel kurulda seçilmiş olan üyelerce alınmış pek çok yönetim kurulu kararı var.

Yargıtay 11.HD 79/913 E. ve 79/925 K.sayılı kararında demekteki;
...Yönetim kurulu kararlarına karşı ortakların dava hakkı TTK da kabul edilmemiştir. Anonim ortaklığın iç ilişkisine ait bulunan yönetim kurulu kararına karşı ortak ilgili genel kurula itiraz edebilir ve genel kurul kararına karşı da TTK nın 381. maddesindeki koşulların varlığı halinde iptal davası açılabilir.

Benim bu karardan anladığım, yönetim kurulu kararlarının geçerliliğini koruyacağı.

Değerli bilgi ve görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Saygılar
Old 02-05-2007, 08:10   #4
Viyola

 
Varsayılan

Ve bir karar daha;

Yargıtay 11.HD. 78/3158E. ve 78/3661 K.sayılı kararı;
"Seçimlerine ilişkin genel kurul kararı sonradan iptal edilen yönetim kurulu üyelerinin, kararın iptaline değin işbaşında kalabileceklerinin kabulü gerektiği gibi, iptal kararı verilmezden önce genel kurul toplantısı için yaptıkları davetin ve dolayısıyle davet ettikleri yeni genel kurulca alınan kararların da geçerli olması gerekir."
Old 03-05-2007, 00:54   #5
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Viyola
Merhaba,
Anonim şirket ana sözleşmesinde bir hissedarın şirket sermayesinin %20 sinden fazla hisseye sahip olamayacağı kararlaştırılmasına rağmen hissedarların birinin hissesi şirket sermayesinin %20'sini aştığını, yönetim kurulu üyelerinin ibralarında bu üyelerin de oy kullandığını, seçilen yönetim kurulu üyelerinin seçimlerinde bu üyelerin de oy kullandığını dolayısıyla toplantı ve karar yetersayılarının sağlanamadığından bahisle genel kurulda alınan ibraya ve yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların iptali için dava açılmıştır.( Bu arada ana sözleşmeye aykırılık daha sonra alınan yönetim kurulu kararlarıyla giderilmiştir.)
Ancak sözkonusu kararlarının iptalinin istendiği genel kuruldan bu yana yönetim kurulu pek çok karar almıştır.
1 - Açıklanan nedenler genel kurul kararının iptali neticesini doğurur mu?
2 - Davanın kabulü ve sözkonusu genel kurul kararlarının iptali/yok sayılması halinde alınan bu yönetim kurulu kararlarının hukuki durumu ne olacaktır?

Saygılarımla,

Sevgili Viyola;

Bence TTK'unca amir hükümlerle düzenlenmiş olan toplantı ve karar nisabına uyulmaksızın toplanmış genel kurulun almış olduğu kararlar yoklukla maluldür. Zira kanunun emredici hükmü ile getirilmiş bir sıhhat şartına uyulmamıştır. TTK'nun konu ile ilgili getirmiş olduğu düzenleme ile ulaşılmaya çalışılan amaç, çoğunluğun bir araya getirilmesi ve çoğunluk iradesini hakim kılmaktır. Ancak somut olayda bu sıhhat şartına uyulmamış olduğundan genel kurul kararının yokluğu nedeniyle iptali yerindedir diye düşünüyorum. Bu düşüncemi gerekçelendirmek amacıyla kararlar arasında dolaşırken, tam da işine yarayabileceğini düşündüğüm aşağıdaki kararı buldum.


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/9997
Karar: 2006/2773
Karar Tarihi: 17.03.2006
ÖZET: Somut olayda ana sözleşmenin göndermede bulunduğu yasa maddesinde belirtilen karar nisabının altında bir kabul oyu ile kabul edilen Ana sözleşmenin 3, 5, 8 nci maddesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğu düşünülmeden iptali isteminin reddi isabetsizdir.
(6762 S. K. m. 372, 381, 388)
Dava: Taraflar aras
ında görülen davada O. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.05.2005 tarih ve 2004/311-2005/96 sayılı kararın. Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 21.02.2006 günde davacılardan Y. P. ve G. P. avukatı R. Y. ile diğer davacı M. avukatı O.G. ve H.P., M.P., A.T. Ürünleri Paz. A.Ş. avukatları M. ile davalı Şirket avukatları S.A. ve S.G., temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y.A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacılar Y. ve G.P. vekili, müvekkillerinin %28,58 oranında paydaşı bulundukları davalı şirketin 17.08.2004 tarihinde toplanan 2003 yılı olağan genel kurulunun 10 nolu gündem maddesi görüşülerek şirket Ana sözleşmesinin 3, 5, 8, 9, 10, 11, 12, 14 ve 19 ncu maddeleri ile yapılan değişikliklerde sırası ile üçüncü kişilerin risklerine sınırsızca ipotek ve benzeri teminatlar verilerek ortak olma yolunun açıldığını, yönetim kurulu üyeliğinin keyfi biçimde düşürülmesine olanak tanındığını, SPK. nun seri : IV, 29 ve 31 nolu tebliğleri ile azınlık pay sahiplerinin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçiminde söz sahibi olmalarını ve yönetime katılmalarını teminen ana sözleşme düzenlemeleri zorunluluğu öngören hükümlerine aykırı olarak birikimli oy sisteminin etkisini azaltmak amacı ile yönetim kurulu toplantı nisabının dörde düşürüldüğünü, şirketin temsilini belirsizleştirici ve genel kurulun yetkisini ortadan kaldırıcı değişiklik yapıldığını birikimli oy sistemini etkisiz kılmak için yönetimde murahhas üyelik sisteminin getirildiğini, bir yıl olan denetçi görev süresinin üç yıla çıkarıldığını, TTK. nun 388/2, 3 fıkralarının uygulanması önlenerek TTK. nun 372 nci maddesinde öngörülen genel kurul toplantı nisapları getirildiğini ileri sürerek, genel kurulun 10 ncu gündem maddesi ile değinilen arasözleşme değişikliklerine ilişkin alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Aynı mahkemenin birleştirilen 2004/318 esas sayılı davasında davacılar H. ve M. P. ile A. T. Üretim Paz. A.Ş. vekili, müvekkillerinin %16 oranında paydaşı bulundukları davalı şirketin aynı genel kurul toplantısında alınan aynı kararların, birleştirilen 2004/32 esas sayılı davada ise davacı M. P. P. vekili, müvekkilinin 269.273 pay sahibi bulunduğu davalı şirketin anılan genel kurul toplantısında 3.58, 9,10 ve II nolu ana sözleşme maddelerinin değiştirilmesine ilişkin alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevabında, davacılarca TTK. nun 381/son maddesi hükmünce teminat göstermesi gerektiğini, genel kurul kararlarının kısmen iptalini dava edilemeyeceğini, ana sözleşme tadil tasarısının SPK tarafından onaylandığını, alınan kararların birikimli oy yöntemine aykırılık taşımadığı, iptali istenilen bir kısım değişikliğin şirketin iki gruba ayrılması ve bu grupların bir araya gelerek kararlar olmasının olanaksız hale gelmesi üzerine yönetimin işlenemezliğinin önlenmesini amaçladığını ve sorunluluktan kaynaklandığını, genel kurulun yasanın emredici kurullarına aykırı olmayan değişiklikler yapmaya yetkili olduğunu, birikimli oy yönetiminin çoğunluğun karar olmasını engelleyici biçimde yorumlanamayacağını, genel kurul ve yönetim kurulunun toplantı nisaplarında eski metnin sisteminden ayrılınmadığını, murahhas üye ve denetçi seçimine ilişkin değişikliklerin ana sözleşmenin eski haline uygun olduğunun savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, genel kurula katılarak iptalini istedikleri maddelere muhalif kalarak bu iradelerini genel kurul tutanağına geçirten davacıların dava haklarının bulunduğu, davalı şirketin 17.08.2004 tarihli genel kurulunda ana sözleşmenin 3 ncü maddesinin 5 nci fıkrasının 8 nci bendi ile eski metinden farklı olarak yapılacak kefalet ve teminat işlemlerinden SPK mevzuatına uygun olarak yatırımcıların aydınlatılması-bilgilendirilmesi hususunun eklendiği ve bu değişikliğin şirket ve ortakları aleyhine bir durum yaratmadığı, davaya konu edilen diğer ana sözleşme değişikliklerinin objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davaların kısmen kabulü ile davalı Ç. A.Ş.nın 17.08.2004 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 10 ncu maddesi görüşülerek ana sözleşmenin 9, 10, 11, 12, 14 ve 19 ncu maddelerinde yapılan değişikliklerin iptaline karar verilmiştir.
1- 1984 yılında kurulan davalı Ç. A.Ş. Ana sözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabına ilişkin 19 ncu maddesi ile özel bir düzenleme yoluna gidilmemiş, genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki nisabın Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketin 2003 yılı Olağan Genel Kurulu 17.08.2004 tarihinde 8.000.000.000 adet paydan 7.773.184.000 payın temsili ile toplanmış, asıl ve birleştirilen davalarda iptali istenilen 3, 5, 8, 9, 10, 11, 12, 14 ve 19 nolu Ana sözleşme maddeleri 3.584.1 75.612 ret oyuna karşılık 4.189.008.388 kabul oyu ile değiştirilmiştir. Sözü edilen Ana sözleşme maddeleri katılanların yaklaşık %54 oyu ile değiştirilmiş bulunmaktadır.
Ana sözleşmeler yasa ile değiştirilemezler. Ancak, ana sözleşmede öngörülen yöntem ve koşullarla ortaklık genel kurullarında alınan kararlarla değiştirilebilirler.
Davalı şirketin kuruluşu sırasında yürürlükte olan TTK. nun 388 nci maddesi ile ilk iki fıkrada gösterilen ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisapları dışında diğer ana sözleşme değişikliklerinin ilk toplantıda şirket sermayesinin en az 3/4'ünün, ikinci toplantıda yarısının, üçüncü toplantıda ise 1/3 'ünün hazır bulunması koşulu ile müzakere edilebileceği ve hazır bulunanların 2/3 'ünün kabul oyu ile ana sözleşme değişikliğinin mümkün olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan maddenin 2 nci ve onu izleyen maddeleri 16.06.1989 kabul, 04.07.1989 yürürlük tarihli 3585 sayılı Yasa ile değiştirilmiş, ağırlaştırılmış nisaba tabi konular dışında kalan olağan ana sözleşme değişikliklerinde karar nisabı olarak mevcut oyların salt çoğunluğu esası kabul edilmiştir.
Davalı şirket Ana sözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki nisaplarla ilgili TTK. ya atıf yapan 19 ncu maddesinin 3585 sayılı kanun ile değiştirilen 388 nci maddesine uyarlandığına, yeni yasal düzenlemeye uygun değişikliklere gidildiğine dair dosyada bir kanıt bulunmadığına göre, davaya konu edilen ve ağırlaştırılmış nisaplara tabi olmayan ana sözleşme değişikliklerine ilişkin karar nisabının yeterli toplantı nisabını kabulü zorunludur.
Bu durum karşısında, ana sözleşmenin göndermede bulunduğu yasa maddesinde belirtilen karar nisabının altında bir kabul oyu ile kabul edilen Ana sözleşmenin 3, 5, 8 nci maddesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğu düşünülmeden iptali isteminin reddi doğru olmamış, davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
2- Karar nisabı bakımından ve bu gerekçe ile geçersiz olduklarına karar verilmek gerekirken yazılı nedenlerle iptallerine karar verilmiş olması doğru değil ise de karar yok hükmünde olan diğer ana sözleşme değişikliklerinin sonucu bakımından doğru bulunmakla, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, takdir edilen 450,00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.00 YTL. temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 17.03.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Kısacası ilk soruna yanıtım; toplantı ve karar nisabına uyulmaması genel kurul kararı yoklukla malul olduğundan ötürü iptal edilebilir.

İkinci soruna gelince; Yönetim Kurulu kararları hukuken geçerli olacaktır kanaatindeyim. Bilindiği üzere TTK'nun 323. maddesi uyarınca AŞ Yönetim kurulu tescil edilmektedir. Ticaret Siciline tescil edilmiş böyle bir kurulun kararları 3. kişiler nezinde hukuken geçerliliğini koruyacaktır. Tescil bence bu sonucu getirmektedir. Bununla ilgili bir karar;

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2000/8209
Karar: 2000/8946
Karar Tarihi: 01.06.2000
ÖZET: Şirket müdürünün müdürlük görevi, yeni müdürün seçildiğine ilişkin ortaklar kurulu kararının, ticaret sicilinde ilan edilmesine kadar üçüncü kişiler bakımından devam eder.
(6762 S. K. m. 319, 321, 323)
Dava: Yukar
ıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 8.5.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1997 yılında şirket müdürü seçilen A. Y. K.'ın müdürlük görevi yeni müdürün seçildiğine ilişkin 25.3.1999 tarihli ortaklar kurulu kararının ticaret sicilinde ilan edilmesine kadar 3. kişiler bakımından devam eder. Nitekim bu nedenlede A. Y. K. hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dolandırıcılık suçundan açılan davada da bu nedenle beraat kararı verilmiştir. Şu durumda itirazın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizrdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 1.6.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin..



Old 04-05-2007, 11:15   #6
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Mahçup

ben konuya daha farklı bir açıdan bakmak istiyorum.Uygulamada Anasözleşmeye dediğiniz gibi Maksimum pay şartı konulmasına rastlamadım. Bu husus yasaya aykırı olabilir. Mülkyet hakkının kullanılmasının kısıtlanması anlamında bence.

Yönetim kurulu kararları aleyhine iptal davası açılamayacağı kesin. Zira genel kurulda verilen yetkiye isitinaden alınan yönetim kurulu karaları hariç(Yönetim Kurulu Üyeleri arasındaki işbölümü ve yetkilendirme gibi) genelde Yönetim Kurulu kararları hakkında iptal davası açılamaz. İlk genel kurulda görüşülmüşse ve muhalefet şerhi genel kurul tutanağına geçirilmişse genel kurul kararına karşı dava açılabilir. Toplantı, karar yetersayıları gibi usulü işlemlerin yerine getirilmemesi Genel Kurul Toplantısının kendisinin iptali sonucunu doğurur. Öncelikle bu ayırımı yapmak lazım.

Bence yönetim kurulu tarafından alınan tüm kararlar muhalefet gurubu tarafından ilk genel kurulda gündeme getirilebilir. Yetkide boşluk olduğu görüşündeyim.

konuyla ilgili birkaç karar gönderiyorum. Önerim Olağanüstü genel kurul yapılması. Bu arada da yönetim kurulunun şirketle ilgili önemli karar almaması.

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 2003/641
Karar : 2003/6044
Tarih : 09.06.2003

KARAR METNİ :
Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 1.Ticaret Mahkemesi´nce verilen 07.11.2002 gün ve 2001/199-2002/538 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı anonim şirketin 25.500.000.000 TL değerinde hisseye sahip ortağı olduğunu, sahte imzalarla davacı hisselerinden 25.000 adedinin Halil Ulver´e, 499 adedinin de Gülseren´e satılmış gibi gösterildiğini, sahte hisse devirleri esas alınarak 22.07.1999 gününde genel kurulun TTK.nun 370. maddesi uyarınca toplandığını ileri sürerek, sahte ve geçersiz hisse devirlerinin iptaline, genel kurulda alınan kararların iptaline, şirkete kayyum tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 22.07.1999 günlü genel kurulun hükümet komiserinin iştiraki ile toplandığını, tek başına imzaya yetkili yönetim kurulu başkanı olan davacının daveti üzerine 22.07.1999 günlü genel kurulun yapıldığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yoklukla malul olduğu iddia edilen 22.07.1999 günlü genel kurul toplantısına davacının (1) pay ile katıldığının hazirun cetveli ve genel kurul tutanağında belirtildiği ve bu payın genel kurul toplantısından sonra davacı tarafından devredildiğine ait kanıt bulunmadığı, TTK.nun 370. maddesindeki şartların gerçekleştiğinin kabul edilebilmesi için davacının toplantıda hazır olması gerektiği, oysa davacıya izafe edilen hazirun cetvelindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, TTK.nun 370. maddesinde yazılı şartlar yerine getirilmeden yapılan genel kurulun yoklukla malul olduğu, bir kısım pay devirlerinin sahte olduğu iddiasının ise payı devralan kişilere karşı dava açılması gerektiği sonucuna varılarak, davalı şirketin 22.07.1999 günlü genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olması sebebiyle iptal edilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerden dolayı, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.920.000 TL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09.06.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus








ANONİM ORTAKLARIN YÖNETİM KURULU KARARLARINA KARŞI KURAL OLARAK İPTAL DAVASI AÇILAMAZ. ANCAK, BAZI DURUMLAR VE ÖZELLİKLE PAY SAHİPLERİNİN KİŞİSEL HAKLARINI İHLAL EDEN YÖNETİM KURULU KARARLARI HAKKINDA İPTAL DAVASI AÇILABİLİR.YASALARA AYKIRI BATIL OLAN BİR YÖNETİM KURULU KARARI İÇİN GENEL KURULA BAŞVURULMADAN DAVA AÇILIR. (11.H.D. 1988/3414-1989/260 – 26.01.1989)

YÖNETİM KURULUNUN GENEL KURULU TOPLANTIYA ÇAĞIRMASININ USULÜNE UYGUN YAPILMADIĞI İDDİASI, TTK.'NUN 381/1. MADDESİ GEREĞİNCE, BU ÇAĞRI ÜZERİNE TOPLANAN GENEL KURULDA ALINAN KARARLARIN İPTALİNİ İSTEME HAKKINI VERİR; ANCAK,YÖNETİM KURULU KARARININ İPTALİ İSTENEMEZ.(11.HD. 1986/8062-1987/175 23.01.1987)


GENEL KURUL TOPLANTISINA ÇAĞRININ USULSÜZ OLMASININ DAVA AÇMA YÖNÜNDEN DAVACIYA BİR HAK VERDİĞİ KABUL EDİLMEKTE İSE DE, BU HUSUS GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ İÇİN YETERLİ OLMAYIP, AYRICA ALINAN KARARLARIN KANUN, ANASÖZLEŞME YA DA İYİNİYET KURALINA AYKIRI OLMALARI GEREKİR. (11.H.D. 597/7050 – 04.11.1993)
ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNA KATILAN BİR ORTAĞIN, KURULDA ALINAN BİR KARARA KARŞI İPTAL DAVASI AÇABİLMESİ İÇİN KARARA MUHALİF KALIP, BU DURUMU TUTANAĞA GEÇİRMESİ GEREKİR. (11.H.D. 5873/6577 – 24.11.1987)
TOPLANTIDA HAZIR BULUNUP DA, KARARA MUHALİF KALARAK KEYFİYETİ ZAPTA GEÇİRTMEYEN PAY SAHİPLERİ, ANONİM ŞİRKET GENEL KURULU KARARININ İPTALİNİ TALEP EDEMEZLER. (11.H.D. 2702/3783 – 25.04.1995)

Genel Kurul Kararlarının Yokluğu, Hükümsüzlüğü ve İptal Edilebilirliği:
Bir işlemin kurucu unsurlarının bulunmadığı bir durumda o hukuki işlemin hükümsüzlüğünden değil, yokluğundan söz edilir. (Pay sahibi olmayan kimselerin verdikleri karara Anonim Şirket Genel Kurulunun kararı denilemez. Burada genel kurul tarafından verilmiş bir kararın hükümsüzlüğünden değil, genel kurulun bir kararının olmaması söz konusudur. Genel kurul kararlarının konu bakımından B.K. 19 ve 20. maddede yazılı hükümsüzlük kapsamına girmeleri halinde karar yok olmakla beraber hükümsüzdür yani doğmuştur.)
Hükümsüz olan bir hukuki işlem yoklukta olduğu gibi geçersizdir. Ancak böyle bir işleme hukuken yok denemez, çünkü yok olan hukuki işlemler hukuken hiçbir anlam taşımadıkları halde hukuki işlemlerin bir başka alanda geçerliliği söz konusu olabilir. Hükümsüzlük kısmi de olabilir. Bir hukuki işlemin daha başlangıçta hükümsüz olması halinde Başlangıçtaki Hükümsüzlük bir hukuki işlemin geçerli bir biçimde doğduktan sonra kanunda yazılı belirli bir sebep ileri sürülerek iptalinin istenilmesi sonucu hükümsüzlüğüne karar verilebilir olması halinde ise İptal Edilebilirlilik söz konusudur. İptal hükmünün verilip kesinleşmesi sonucu ortaya çıkan durumda bir hükümsüzlüktür ama başlangıçtaki hükümsüzlük değildir. Ayrıca iptal edilebilirlikte iptal davası yoluna gidip gitmeme konusunda bir seçim hakkı söz konusudur. Dava sonunda hükmün iptal doğrultusunda olup olmayacağı da hükmün kesinleşeceği ana kadar belli değildir. (Genel kurul kararının daha başlangıçta hükümsüz olması kendiliğindendir, oysa iptal edilebilir bir genel kurul kararının hükümsüz hale gelmesi, ancak 3 aylık bir hak düşürücü süre içinde açılmış bir iptal davasında iptale ilişkin mahkeme hükmünün verilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi ile mümkündür.

DAVA, ŞİRKET GENEL KURUL KARARININ İPTALİ İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR. HER ŞEYDEN ÖNCE DAVACININ BÖYLE BİR DAVAYI AÇABİLMESİ İÇİN ŞİRKET ORTAĞI OLMASI GEREKİR. (11.H.D. 1318/3070 – 01.05.1997)

ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNA KATILAN BİR ORTAĞIN, KURULDA ALINAN BİR KARARA KARŞI İPTAL DAVASI AÇABİLMESİ İÇİN KARARA MUHALİF KALIP, BU DURUMU TUTANAĞA GEÇİRMESİ GEREKİR. (11.H.D. 5873/6577 – 24.11.1987)

GENEL KURUL KARARLARININ YASANIN EMREDİCİ KURALLARINA, AHLAK VE ADABA AYKIRI OLMAMASI GEREKİR. AKSİ HALDE, BAŞTAN BERİ GEÇERSİZ SAYILIRLAR. HERKES TTK'NUN 381. MADDESİNDEKİ KOŞUL VE SÜREYE BAĞLI OLMAKSIZIN GEÇERSİZLİĞİN SAPTANMASINI İSTEYEBİLİR. ANCAK KARAR YASANIN YORUMLAYICI KURALLARINA AYKIRIYSA, İPTAL EDİLİNCEYE KADAR SONUÇLARINI DOĞURUR. (11.H.D. 3158/3661 – 06.07.1978)





Yasada anonim şirketlerde yetki boşluğu olması halinde iki yönetim kurulu üyesinin imzası ile

Y
Old 15-02-2019, 04:04   #7
avukatmüzisyen

 
Varsayılan

Genel kurulda toplanti ve karar yeter sayısina uyulmaması ,genel kurul kararlarının iptali sebebidir.
Genel kurul kararlarının butlani nedenlerine TTk da ayrıntılı olarak deginilmemis fakat, esas sözleşmeye aykırılık,şirket üyelerinin dokunulamaz haklarını kullanmalarını önemli ölçüde zorlaştıran kararlarına karşı (oy hakkının sinirlanmasi, genel kurula kabul edilmemektedir gibi) sonucu doğuran genel kurul kararlarının butlani istenebilir.Sizin anlattığımız durum,genel kurul kararlarının iptali istemini doğuran sebepler içeriyor.
İptali istenen genel kurul kararlarına rağmen,alınan yönetim kurulu kararlarının geçersiz olduğu kanaatindeyim.Bunjn için de önce genel kurul kararlarının iptali saglanacak.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Anonim Şirket Genel Müdürünün Şirkete zarar verici işlemleri avankara Meslektaşların Soruları 3 01-02-2007 20:39
Kooperatif Olağan Genel Kurul Kararlarının İptali ufukmansuroglu Meslektaşların Soruları 1 12-12-2006 17:25
olağanüstü genel kurul isteyebilir mi? yaşar Meslektaşların Soruları 1 19-06-2006 09:59
Genel Kurul okuyucu Hukuk Soruları Arşivi 0 11-07-2005 20:37
Anonim Sirketlerin Birlesmesinden Sonra İnfisah Eden Sirket Genel Kurul Yapabilir Mi? Burak Okcu Hukuk Sohbetleri 0 21-11-2003 11:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05837488 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.