Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gizli ayıp ve ihbar yükümlülüğü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-11-2017, 10:09   #1
000571

 
Varsayılan Gizli ayıp ve ihbar yükümlülüğü

Öncelikle merhaba sevgili meslektaşlarım,

Bir konuda yargıtay kararları, makaleler,kanun içerikleri derken iyiden iyiye kafam karıştı.

X firmasından alınan bir araçta 3.aydan itibaren kaporta kısımlarında göçükler oluşmaya başladı bu yönde değişik iş dosyası ile tespit yaptırdım. Bu tespit dosyası aslında ihbar niteliğindedir o konuda bir sıkıntım yok ancak değişik iş dosyasında (delil tespiti) seçimlik haklarımızdan birini seçmedik.

Kafamda bu kısımda karışıyor. Seçimlik haklarımdan birini direk dava yolu ile seçebilir miyim, yoksa öncesinden üretici ve satıcıya bu yönde bir yazılı/sözlü beyanda bulunmam (ispatlayabileceğim şekilde) gerekli midir?

Ayrıca bu bildirimden sonra dava aşamasına geçmeden beklemem gereken bir süre var mıdır? (Araştırmalarıma göre böyle bir süre bulamadım)

Ek bilgi olarak her iki davalı da delil tespiti dosyasından araçtaki kusuru kabul etmiyor ve tüketici hatası olduğunu beyan ediyor. Her iki davalının da bu beyanları seçimlik haklarıma yönelik (her ne kadar seçmemiş bile olsam) bir ret beyanı olabilir mi?

Son olarak forumda şu konuyu okudum ama kesin bir bilgi edinemedim. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=81994

Okudukça, araştırdıkça kafam karıştı.

Teşekkürler.
Old 14-11-2017, 22:53   #2
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan

Merhaba 000571;

şimdi karıştırmaya devam edelim

X firmasından alınan bir araçta
Alıntı:
3.aydan itibaren kaporta kısımlarında göçükler oluşmaya başladı
bu yönde değişik iş dosyası ile tespit yaptırdım.

TKHK m. 10
İspat yükü
MADDE 10- (1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

Siz bildirim yapıp, ispat için satıcı uğraşabilirdi

MADDE 223- (...)
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
*****

Ayıp ihbarı şekle bağlı değildir.(Hukuk Genel Kurulu 2009/13-160 E. , 2009/185 K.)
****

Burada bildirimden sonra TKHK m. 12 hükümleri geçerli olur.

Zamanaşımı
MADDE 12- (1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.

İki yıl geçmemişse hak zamanaşına uğramamıştır.

Alıntı:
Seçimlik haklarımdan birini direk dava yolu ile seçebilir miyim, yoksa öncesinden üretici ve satıcıya bu yönde bir yazılı/sözlü beyanda bulunmam (ispatlayabileceğim şekilde) gerekli midir?

Bu konuda arada yazılı bir sözleşme var mıdır; ayıp halinde izlenecek prosedür belirlenmiş midir?


Kararlar bilginize...


T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 39822
Karar: 2017 / 3937
Karar Tarihi: 04.04.2017

Yargıtay KararıMAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi



Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... vekili ... geldi karşı tarafdan gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukat sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.



KARAR



Davacı, 06/03/2008 tarihinde davalılardan ... Oto Servis ve Ticaret A.Ş.'den 2008 model ... marka otomobili 124,806 TL bedel ile satın aldığını, aracı satın aldıktan yaklaşık 4 yıl 8 ay sonra 17/11/2012 tarihinde seyir halindeyken aracın ekranında sarı bir uyarı ışığı yanmasıyla birlikte aracın motorunun aniden durup fren ve direksiyon sisteminin devre dışı kaldığını, bunun üzerine aracın davalı ... Oto Servisine çekildiğini, servisçe yapılan incelemede aracın motorunun değiştirilmesinin gerektiği ve bu değişimin maliyetinin 37,000 TL olarak belirtildiğini, bunun üzerine aracın tarafından ... Otomotive götürüldüğünü ve burada da araçta motor kilitlenmesi olduğu, komple motor değişiminin gerektiğinin belirtildiğini, toplam 38.407,45 TL bedel karşılığı aracın motorunun değişim işlemi yapıldığını, bunun üzerine, davalılara noter aracılığı ile 16/01/2013 tarihinde ihtarname çekerek zararını ve aracın yenisi ile değiştirilmesini istediğini, ancak olumlu bir sonuç alamadığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek araç için yapmış olduğu 38.407,45 TL masraf ile 30.000 TL manevi tazminatın tahsiline ve aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... A.Ş. dava konusu aracın satıldığı tarihteki ithalatçısı şirket olmadığını, ayıp ihbarının yasal süresi içerisinde yapılmadığını, gizli ayıp iddialarını kabul etmediklerini,araçta üretim hatasından kaynaklanan arıza bulunmadığını savunarak öncelikle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini dilemiştir.

Davalı ... A.Ş, davacının davasını araçta ayıp bulunduğu iddiasıyla açtığını, ancak malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü olduğunu,davacı tarafın dava konusu aracı satın aldığı 06/03/2008 tarihinden itibaren yasal süre ve şekle uygun olarak şirkete herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, ayıp ihbar süresine uyulmamakla seçimlik haklarını ve talep hakkını kaybettiğini, araçta ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 38.407,45 TL nin 26/01/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafından dava konusu 34 ZS 2066 plakalı aracın davalılara iadesi ile davalılar tarafından dava konusu 34 ZS 2066 plakalı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, manevi tazminat talebinin koşulları bulunmadığından reddine, karar verilmiş , hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davalı ... oto servis ve Tic. A.Ş. nin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davalı ... Otomotiv Paz. ve Tic. A.Ş. nin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede; davaya konu araç 06/03/2008 tarihinde satın alınmıştır. Davalı bu tarihte ithalatçı şirket olmadığını, şirket ana sözleşmesinin tescil tarihinin 21.10.2009 olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece ticaret sicil müdürlüğünü müzekkere yazılarak davalı şirketin kuruluş ve tescil tarihi sorulmuş, ticaret sicil müdürlüğünce şirketin ana sözleşmesinin tescil tarihinin 21.10.2009 tarihi olduğu bildirilmiştir. Mahkemece, davalının taraf sıfatına ilişkin savunmaları üzerinde durulmadan, ilgili yerlerden kayıtlar ve belgeler getirtilmeden aracın satış tarihi itibariyle şirketin kurulup kurulmadığı, ithalatçı şirket olup olmadığı araştırılmadan hüküm tesis edilmiştir. Buna göre mahkemece, önce davalının husumete ilişkin savunmaları hususunda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

3-Bozma nedenine göre davalı ... Otomotiv Paz. ve Tic. A.Ş. nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... oto servis ve Tic. A.Ş. nin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... Otomotiv Paz. ve Tic. A.Ş. yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 1.967,70 TL. kalan harcın davalı ... A.Ş'den alınmasına, peşin alınan 11.150,00 TL harcın davalı ... A.Ş'ye iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


*****************

T.C YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2016 / 10108
Karar: 2017 / 5508
Karar Tarihi: 03.07.2017

Yargıtay KararıMAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.



- K A R A R -



Davacı vekili, müvekkilinin ticari işlerinde kullanmak üzere davalı ... A.Ş den otomobil satın aldığını, aracın ilk muayenesinin satıcı şirket tarafından yapılmış olup,aracın hasarsız ve kusursuz olduğunun beyan edildiğini,daha sonra müvekkili tarafından yaptırılan inceleme ile aracın sol tavan direği ve tavanında,tüm kaporta aksamından farkli boya işlemleri olduğunun tespit edildiğini, ... 223 madde gereği araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğunu belirterek aracın kusursuz ve ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini,bu mümkün değilse satılanı geri vermeye hazır olduğunu, ödenen bedelin satım tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davacının ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını yitirdiğini, dava konusu araç ticari araç olup, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacı ile davalı ... A.Ş arasında herhangi bir satım akdi olmadığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, müteselsil sorumluluğuna gidilemeyeceğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan ve hukuken ayıp olarak nitelendirilebilecek bir sorun bulunmadığını, araçtan menfaat temin edilmekte olduğundan araç için ödenen bedele faiz yürütülmesi istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, araçtaki ayıbın, ilk bakışta tespit edilmesinin mümkün olmadığı, gizli ayıp niteliğinde olduğu,garanti sözleşmesi uyarınca da davalıların araçtaki ayıptan sorumlu oldukları gerekçesiyle, satıma konu aracın iadesi şartıyla satış bedeli olan 52.742,80 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,aracın davacı tarafından kullanılmış olması nedeniyle talep ettiği faize ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2)Dava konusu araç,gizli ayıplı olup davacıdan saklandığı ve bu şekilde davacının yanıltıldığı anlaşılmaktadır.Araç bedelinin iadesine karar verilmiş olduğuna göre davacı elinde bulunan aracında davalılara geri verilmesi gerekir.Mahkemece bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsizdir.

3)Davacı taraf, dava dilekçesinde araç bedelinin tahsili halinde faiz talep etmiş olup,bu durumda aracın iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken,faize hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bendde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalılar, (3)nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 03/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Müvekkiliniz ihbardan sonra aracı kullanmaya devam ettiği için aşağıdaki kararı dikkatle incelemek gerekir.







T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1997 / 9164
Karar: 1997 / 10305
Karar Tarihi: 11.12.1997

ÖZET: Davacı aracı dava süresince kullanmaya devam etmiştir. Davacının seçimlik hak olarak talep ettiği aracın değiştirilmesini talep edebilmesi için ayıplı malın iade edilmesi şarttır. Bu şart davacı tarafından yerine getirilmediğine göre artık aracın ayıpsızı ile değiştirilmesi talebinde bulunamaz. Bu durumda, davacı artık yalnızca ayıp oranında satış bedelinde indirim yapılmasını isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ayıplı malın kullanıldıktan sonra yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş olması yasaya aykırıdır.(4077 S. K. m. 4/1)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket ve O... Tekstil Sanayi avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı M.... Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. hakkında açtığı davada; davacı, 5.2.1996 tarihli fatura ile M.... A.Ş.den aracı firma O.... A.Ş. Firması marifeti ile Renault 19 1.8:RTI; HD/AC/AB ( Airbag-hava yastığı ) metalik kristal renkli otomobil satın aldığını, tarafına teslim edilen otomobilin faturada belirtilen özellikleri taşıması gerekirken düşük vasıflı hava yastığı ( Air-Bag/AB ) olmayan nitelikteki bir otomobil teslim edildiğini, ayıplı malın değiştirilmediğini hususunda davalıya yaptığı müracaatların sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine, İstanbul İli Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığına kendisine teslim edilen otomobilin, faturada belirtilen nitelikteki araçla değiştirilmesi talebiyle müracaat ettiğini, Hakem Heyeti Başkanlığı şikayet ve yapmış olduğu talebi doğrultusunda ayıplı malın değiştirilmesi hususunda karar verdiğini, ancak bu karara rağmen davalı tarafından aracın değiştirilmediğini öne sürerek, kendisine teslim edilmiş bulunan ayıplı otonun geri alınarak faturada özellikleri belirtilen Renault 19 1.8: RTI: HD/AC: AB ( Airbag hava yastığı metalik kristal renkli yeni ( 0 kilometre ) otomobil ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, olayda ayıplı bir mal satışının söz konusu olmadığını, davacının aracı O.... A.Ş.'den satın aldığını, kendilerine husumet düşmeyeceğini, davacının aracı halen kullandığını savunmuş davanın reddini dilemiştir.

Davalı M.... A.Ş., 24.12.1996 tarihli dilekçesi ile satıcı şirket olan O.... Tekstil San. A.Ş.'ne davayı ihbar etmiştir.

Mahkemece; davanın aynen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı şirket ve dava kendisine ihbar olunan O.... Tekstil Sanayi A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.

1- Kararı temyiz eden O.... Tekstil Sanayi A.Ş., davada taraf değildir. Harcını vererek davaya asli müdahil olarak da katılmamıştır. Bu nedenle mahkeme kararını temyiz etmeye hakkı yoktur.

Temyiz dilekçesi incelenmeksizin reddi gerekir.

2- Uyuşmazlık, satılan malın ayıplı olmasından dolayı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre açılmış bir davadır. Anılan Kanunun 4. maddesi 2. fıkrası gereğince, ayıplı malın satışından dolayı Tüketiciye karşı satıcı, bayi acente, İmalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Davalı M.... A.Ş. imalatçı üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Davalı M.... A.Ş. imalatçı-üretici firma olarak satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu bulunduğundan husumet itirazı yerinde değildir.

4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince, satıcı tarafından vaat edilen niteliğine aykırı şekilde mal satılmış olması nedeniyle Tüketici Hakem Heyetinin ve Mahkemenin de kabul ettiği gibi ayıplı mal olduğu kuşkusuzdur. Tüketici satılan malın ayıplı olduğunu anladığına göre, malı teslim aldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde bu malları satıcı firmaya geri vererek değiştirilmesini veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirimini ya da ücretsiz olarak tamirini talep edebilir.Alıcı bu seçimlik haklardan ayıpsız çeşidiyle değiştirilmesini istemiştir. Davalı davacının tercihini yerine getirmekle yükümlüdür ( TKHK 4/II ). Onu bir başka seçeneği tercih etmeye doğrudan ya da dolaylı olarak zorlayamaz. Ancak, davacı da bu seçimlik hakkını bildirip ayıplı malı 15 gün içinde davalı tarafa iade etmesi gerekirken iade etmemiştir veya davalı tarafın aracı geri almaktan imtina etmesi nedeni ileri sürülerek davacı mahkemeden tevdi mahalli tayini talep ederek 4077 sayılı TKHK'da kararlaştırılan iade borcundan kurtulmamıştır. Davacı aracı dava süresince kullanmaya devam etmiştir. Davacının seçimlik hak olarak talep ettiği aracın değiştirilmesini talep edebilmesi için ayıplı malın iade edilmesi şarttır. Bu şart davacı tarafından yerine getirilmediğine göre artık aracın ayıpsızı ile değiştirilmesi talebinde bulunamaz. Bu durumda, davacı artık yalnızca ayıp oranında satış bedelinde indirim yapılmasını isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ayıplı malın kullanıldıktan sonra yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş olması yasaya aykırıdır.

Sonuç: 1. bent gereğince dava kendisine ihbar edilen O.... Tekstil Sanayi A.Ş.'nin temyiz dilekçesinin reddine, temyiz olunan kararın 2. bentte açıklanan nedenle davalı M.... A.Ş. yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 11.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 14-11-2017, 23:35   #3
000571

 
Varsayılan

Öncelikle teşekkür ederim meslektaşım.

Şimdi kafa karışıklığımı aslında büyük ölçüde giderdim

TKHK m. 10 a yönelik düşüncelerim.

Öncelikle dediğinize katılıyorum. Araç daha yeni ve 6 aylık süre dolmadı ancak bizim delil tespitimizin asıl amacı dava sonuçlanıncaya kadar oluşabilecek hasarlar, kazalar vb nedenlerle davalıların işi yokuşa sürmesinden kaynaklı. Biliyorsunuz firmalar garanti kapsamı dışında veya en ufak bir sorunda kullanıcı hatası demeye bayılıyor Ufak bir kaza yapılır bu kazaya bağlı deforme olmuştur denebilir.

Gizli ayıp olmasından ötürü 2 yıllık zamanaşımına tabiyiz ve daha yolun başındayız o konuda bir çekince yok.

Alıntı:
Bu konuda arada yazılı bir sözleşme var mıdır; ayıp halinde izlenecek prosedür belirlenmiş midir?

Bu konuda bir sözleşme yok.

Paylaşmış olduğunuz ilk 2 yargıtay kararı ticari niteliktedir. Bu yüzden TTK nında işin içine girdiğini düşünüyorum. Tabi sorumda aracın ticari olmadığını yazmayı unutmuşum. Benim hatam.

Alıntı:
Müvekkiliniz ihbardan sonra aracı kullanmaya devam ettiği için aşağıdaki kararı dikkatle incelemek gerekir.

Bu konuda bir meslektaşımızın web sitesinden bir yazı paylaşıyorum, bu konuda yargıtay kararları da okudum ancak büroda ki bilgisayarda kayıtlı olduğu fazla bir karar bulamadım ama bulduklarımı paylaşayım.

"Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2009/4-176
Karar: 2009/279
Karar Tarihi: 24.06.2009

AYIPLI MALIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI - TÜKETİCİNİN DOĞRUDAN ÜCRETSİZ DEĞİŞTİRME HAKKINI KULLANABİLECEĞİ - TÜKETİCİNİN ARACI KULLANMASININ SATICIYI SORUMLULUKTAN KURTARMAYACAĞI - ARACIN ÜCRETSİZ YENİSİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİNİN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Davaya konu aracın, satın alındığı tarihten itibaren ortaya çıkan ve davalıya ihbar ile aracın yenisi ile değiştirilmesi talebine dayanak teşkil eden arızaları davanın devamı sırasında dahi tekrarlanmakla; bu kadar süre servise giden, tamirine karşın tekrarlanan arızalar taşıyan ve talebin niteliğine göre davalı yanca yenisi verilmedikçe iade edilmesi de gerekmeyen araçtan, yasanın aradığı anlamda sürekli yararlanıldığını, kabule olanak bulunmamaktadır.

(4077 S. K. m. 4, 13) (Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik m. 13, 14)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki <ayıplı malın değiştirilmesi> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.09.2007 gün ve 2007/225-395 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22.09.2008 gün ve 2008/8790-10797 sayılı ilamı ile;

(.... Dava, ayıplı üretilmiş otomobilin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacının temyiz dilekçesi süresinde olmadığından dairemizce reddedilmiştir. Ne var ki, davacıya karar tebliğine ilişkin belgede yazılı olan 1.10.2007 tarihinin maddi hataya dayandığı, kayıtlardaki gerçek tebliğ tarihinin 1.11.2007 olduğu posta idaresinin 23.5.2008 tarihli yazısı ile bildirildiğine göre 7.11.2007 tarihli temyizin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde, karar düzeltme isteminin kabulü ile temyiz isteminin reddine ilişkin dairemizin kararı kaldırılarak davacının süresinde olan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.

Davacı 13.11.2001 tarihinde davalı tarafından üretilmiş olan dava konusu yeni otomobili satın almıştır. Ancak bu otomobilin kapı kilitleri ve bunların ışıklı göstergelerinde ortaya çıkan sorunlar üzerine 14.11.2001 günü yetkili servise başvurmuş, yapılan onarım ile sorun giderilmeye çalışılmış ancak, eldeki davanın açıldığı 11.11.2002 tarihine kadar pek çok kez servis onarımı yapılmış olmasına rağmen, tam olarak giderilmesi mümkün olmamıştır. Davanın açılmasından sonraki aşamada yapılan bilirkişi incelemelerinde de sorunun halen devanı ettiği tespit edilmiş, mahkemece tayin edilen tamir servisinde yapılan onarım ile sorun giderilmiş ise de kısa süre sonra aynı sorun yeniden ortaya çıkmıştır. Mahkemece alınan 10.8.2007 tarihli son bilirkişi raporunda da dava konusu sorunların bir kısmının halen devam ettiği, bundan sonrada tam olarak giderilmesinin mümkün olmadığı, ancak bu durumun aracın kullanımı ve performansında bir engel oluşturmayacağı bildirilmiştir. Davacı her ne kadar tüm bu sorunlara rağmen bugüne kadar aracı onarımları kabul ederek kullanmayı sürdürmüşse de, bu durum davalının sorumluluğunu tümden kaldırmaz. Aracın alındığı ilk günden itibaren devam eden ve halen kesin olarak çözüme kavuşturulamayan sorunun üretim hatasından kaynaklandığı kabul edilmelidir. Bu hata aracın kullanımına engel oluşturmasa bile, sürekli emek ve dikkat kaybına yol açarak kullanım kalitesini olumsuz olarak etkileyeceği ve bu durumun ise araçta değer kaybı yaratacağı açıktır. 0 halde davacının, üretim hatasından kaynaklanan zararı bulunduğu kabul edilmeli ve olayın gösterdiği tüm özellikler hakkaniyet uyarınca yeniden değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. Karar düzeltme isteminin kabulü ile temyiz isteminin süreden reddi kararı kaldırılarak hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına.....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayalı, ayıplı malın misliyle değiştirilmesi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup; manevi tazminatın reddine ilişkin karar bozma dışı kalmakla bu talep konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Dosya kapsamına göre, davacı tarafından 13.11.2001 tarihinde satın alınan, davaya konu 2002 model aracın, garanti müddeti içinde arka sürgülü kapı kapanmadan gösterge panelinde kapanmış gösterdiği, kapılar tam kapanmadan kilitlenme olayının gerçekleştiği, merkezi kilit sisteminin arızalı olduğu, bunların 21.11.2001 tarihinde başlamak üzere ikiden fazla tekrarlandığı ve ayrıca farklı arızaların dörtten fazla meydana geldiği hatta aynı arızanın davanın devamı sırasında da giderilemediği, en son mahkemenin müdahalesi ile davalıya ait servis eliyle giderilmişse de tekrarladığı, uyuşmazlık konusu değildir.

Uyuşmazlık: araçta meydana gelen arızaların <maldan yararlanmamayı sürekli kılmasının> söz konusu olup olmadığı ve buna bağlı olarak; <malın ücretsiz değiştirilmesi> isteminin kabulüne olanak bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır:

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik <Ayıplı mal> başlıklı 4. maddesinde;

<Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.

İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı …ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. ….Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.>

Denilmekte;

Aynı Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik <Garanti Belgesi> başlıklı 13. maddesinde ise;

<İmalatçı veya ithalatçılar ithal ettikleri veya ürettikleri sanayi malları için Bakanlıkça onaylı garanti belgesi düzenlemek zorundadır. Mala ilişkin faturanın tarih ve sayısını içeren garanti belgesinin tekemmül ettirilerek tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcı, bayi veya acenteye aittir. Garanti süresi malın teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari iki yıldır. Ancak, özelliği nedeniyle bazı malların garanti şartları, Bakanlıkça başka bir ölçü birimi ile belirlenebilir.

Satıcı; garanti belgesi kapsamındaki malların, garanti süresi içerisinde arızalanması halinde malı işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamir ile yükümlüdür.

Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.

Tüketicinin malı kullanım kılavuzunda yer alan hususlara aykırı kullanmasından kaynaklanan arızalar, iki ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamı dışındadır.

Bakanlık, hangi sanayi mallarının garanti belgesi ile satılmak zorunda bulunduğunu ve bu malların arızalarının tamiri için gereken azami süreleri Türk Standartları Enstitüsünün görüşünü alarak tespit ve ilanla görevlidir.>

Hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 14.06.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14/a maddesinde;

<Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen malın;…Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması unsurlarının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanmamayı sürekli kılması….durumlarında tüketici malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir.

Satıcı, tüketicinin bu Yönetmeliğin 13 ve 14. maddelerinde belirlenen taleplerini reddedemez. Tüketicinin bu taleplerine karşı satıcı, bayii, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.>

Düzenlemesi bulunmaktadır.

Görüldüğü üzere; ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici bu durumda bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı veya onunla birlikte sorumlu olan imalatçı, ihracatçı vs maddede sayılan sorumlular tüketicinin tercihine konu bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayii, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.

Tüketici onarım hakkını kullanmasına karşın, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 13. maddesi ve Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14.maddesinde belirtilen şartların oluşması halinde, aynı Kanunun 4.maddesinde sayılan diğer seçimlik haklarından birini kullanabilecektir.

Şu halde tüketici, doğrudan ücretsiz değiştirme hakkını kullanabilir. Zira, burada seçimlik hakkın kullanılmasından sonra değiştirilemeyeceği kuralının yasal bir istisnası söz konusudur.

Öte yandan, sınai mallarında (eldeki örnekte otomobilde) her satıcı yetkili servisleri eliyle satış sonrası hizmet vermek zorundadır. Yetkili servise yapılan başvuru tarihinden itibaren yapılan-yapılmayan işlemler satıcının-ve onunla birlikte sorumluluğu olanların- sorumluluğundadır.

Tüketicinin servise başvurusu üzerine aracın üretim hatasından kaynaklanan ayıbı satıcı-üretici-ithalatçı firma nezdinde tespit edilmiş; ancak bir işlem yapılmamışsa bundan tüketici değil, satıcı ve onunla birlikte sorumluluğu bulunanlar sorumludur.

Tüketicinin dava açana kadar hatta dava açtıktan sonra aracı kullanması satıcıyı -ve onunla birlikte sorumlu olanları- yasal sorumluluktan kurtarmaz.

Tüketici sözleşmeyi ayakta tutarak malın yenisi ile değiştirilmesini istediğine göre malın yenisi gelene kadar elindekini iade yükümlülüğünde de değildir. Satıcı/ithalatçı firma yetkili servisine yapılan başvuru üzerine, tüketicinin tercihine göre, sorunun çözümlenmesi ile yükümlüdür.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: davacının 13.11.2001 tarihinde satın aldığı 2002 model Fiat-Doblo 1.2 ELX marka aracın, 21.11.2001 tarihinden başlamak üzere gerek dava öncesi gerekse de davanın görüldüğü aşamada yıllar içinde defalarca tamir edilmesine karşın aynı arızayı tekrarladığı, sonuçta bu arızaların zaman içinde yenilenmesinin olağan olduğunun ve tam anlamıyla giderilemeyeceğinin bilirkişiler tarafından bildirilmesi karşısında araçtaki ayıbın varlığının devam ettiği belirgindir.

Her davanın açıldığı zamanda geçerli olan koşullara göre değerlendirilmesi gerekir.

Davacı yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde tüketici hukukundan kaynaklanan haklarını yasal süreler içinde kullanmış; aracın yenisi ile değiştirilmesi talebini de süresi içinde davalı tarafa bildirmiştir.

Davacının <0 km> araç satın almaktan beklediği fayda herhangi bir sorunla karşılaşmadan aracını kullanabilmek ve ihtiyaçlarını karşılamaktır. Aracı aldığı ilk günden itibaren ortaya çıkan arızaların üretimden kaynaklandığı da belirgin olduğundan, davalıdan kaynaklanan nedenlerle tüketicinin bu beklentisi karşılanmamıştır. Davacı, yasal başvuru yollarını kullanmış; ancak, davalı yanca üretimden kaynaklanan bu arızalar giderilemediği gibi, sürekli tekrarlamasının önüne de geçilememiştir.

Diğer taraftan, aracın kullanıcı kitapçığı yanıltıcı bilgiler içermekte; davacıda araçta gerçekte olmayan teknik özelliklerin varlığı kanısını uyandırarak beklentisini artırmaktadır.

Davacı aracında meydana gelen arızaların, araçtan yararlanmamayı sürekli kılıp kılmadığı sorununa gelince; maldan yararlanmak, hiçbir hukuki veya fiili engelle karşılaşmaksızın onu düzenli biçimde ve beklentiye uygun olarak kullanabilmekle mümkündür. Bu hususun dava tarihindeki duruma ve koşullara göre belirlenmesi gerekir.

Davanın açıldığı tarih itibariyle davacının aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmekte haklı olduğu durumda, davanın uzamasının davalı yararına sonuç doğurmayacağı; bu nedenle yedi yıl süren yargılama aşamasında, her an tekrarlayacağı bilirkişi tarafından açıkça ifade edilen arızaların giderilmiş olmasının, davacı aleyhine yorumlanamayacağı; davacının, defalarca tamir edilerek <0 km> araçtan beklenen nitelikleri yitiren aracı kabule de zorlanamayacağı, çok açıktır.

Davaya konu aracın, satın alındığı tarihten itibaren ortaya çıkan ve davalıya ihbar ile aracın yenisi ile değiştirilmesi talebine dayanak teşkil eden arızaları davanın devamı sırasında dahi tekrarlanmakla; bu kadar süre servise giden, tamirine karşın tekrarlanan arızalar taşıyan ve talebin niteliğine göre davalı yanca yenisi verilmedikçe iade edilmesi de gerekmeyen araçtan, yasanın aradığı anlamda sürekli yararlanıldığını, kabule olanak bulunmamaktadır.

Açıklanan durum karşısında; koşulları gerçekleşen, aracın ücretsiz yenisi ile değiştirilmesi, talebinin kabulüne, karar verilmesi gerekirken, davanın reddine ilişkin kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; karar bu nedenlerle bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. "

Aynı şekilde bir yerel mahkeme kararı (sadece ilgili kısmı alıyorum)

"dava konusu 34 .. …. plakalı D4 FA5U745791 motor nolu aracın davalılara iadesine ve davaının araç için ödediği 21.662,44 TL’den araç davacı kullanımında iken kullanıcı kusuruyla oluşan trafik kazası nedeniyle oluşan hasardaki değer kaybı olarak bilirkişilerce belirlenen 1.000 TL ‘nin mahsubuyla 20.662,44 TL ‘nin ayıplı aracın davalılara teslim tarihinden itibaren hesaplanacak olan değişken oranlardaki reeskont faiziyle davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir. "



"Ayıplı Malın İadesi Sorunu
Ayıplı mal ve özel olarak da ayıplı araçlarla karşılaşan tüketicilerin “bedel iadesi” veya “ücretsiz değişim” haklarının doğabilmesi İçin ayıplı aracı ithalatçı, servis veya bayiine teslim ve iade etmesi koşulunun bulunup bulunmadığı hususu yargısal uygulamada tereddüt yaratmıştır. Yargıtay ilk zamanlarda aracın iade edilebilmesi ve bedel iadesi talep edilebilmesi için aracın fiilen iade edilmesi şartının aramakta ve bu koşul davadan önce yerine getirilmemiş ise ancak “satış bedelinden indirim” veya “ücretsiz tamir” hakkının kullanılabileceğini fakat ayıplı malı-aracı iade ile bedelinin tahsilinin mümkün olmadığına karar vermekte idi.
Servis, bayii ve ithalatçıların ayıplı aracı kendiliklerinden teslim almayacağı bir gerçek iken bedel iadesi için aracın iade edilmesi şartını aramak, tüketiciye yerine getiremeyeceği bir sorumluluğu yüklemek anlamını taşımakta idi. Çünkü hiçbir bayii, servis veya ithalatçı “evet benim yoğurdum ekşi” yani malım ayıplı diyerek ayıplı aracı teslim ve iade almamaktadır.
Bu nedenle Yargıtay daha sonraki senelerde bu yanlıştan dönerek ayıplı aracın iadesi ve bedelinin tahsili davalarında “aracın fiilen davalılara iadesi edilmiş olması” koşulunu aramaktan vazgeçmiştir. Yani araç dava sonuna kadar tüketicide bulunsa dahi malın iadesi ve bedelin tahsili talep edilebilmektedir." Av.Yusuf Ayık
Old 15-11-2017, 21:08   #4
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan

Av.Yusuf Ayık'ın yazısı T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1997 / 9164
Karar: 1997 / 10305
11.12.1997 tarihli karar hakkında Tüketici hakkında içtihat değişikliğine gidildiğini gösteriyor.

Delil tespiti konusunda da haklısınız. Garantör davranmak gerek.

İlk karar da Tüketici Mahkemesinden

Şimdi yalnızca dava açmak için ön başvuru şartı var mıdır, konusunu açıklığa kavuşturmak gerekiyor.
Old 15-11-2017, 21:13   #5
000571

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Aybars Karakırık
Av.Yusuf Ayık'ın yazısı T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1997 / 9164
Karar: 1997 / 10305
11.12.1997 tarihli karar hakkında Tüketici hakkında içtihat değişikliğine gidildiğini gösteriyor.

Delil tespiti konusunda da haklısınız. Garantör davranmak gerek.

İlk karar da Tüketici Mahkemesinden

Şimdi yalnızca dava açmak için ön başvuru şartı var mıdır, konusunu açıklığa kavuşturmak gerekiyor.

Bugün davayı açtım artık bakacağız var mıdır? yok mudur?

Yapmış olduğum araştırmalara göre yok, hatta ayıbı direk dava yolu ile bildirip, seçimlik hakkımızı kullanabiliriz diye düşünüyorum.

Yıllar sonra unutmazsam bu postu düzenlerim. Büyük ihtimalle ilk duruşma gününü 6 ay sonraya ancak alacağım.

Fikir fırtınası için teşekkürler meslektaşım.
Old 16-11-2017, 20:39   #6
artemis87

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, seçimlik hakları dava öncesi satıcıya karşı ileri sürmeye ilişkin bir hüküm kanunda bulunmamaktadır, doğrudan dava yoluyla seçimlik hakkınızı kullanabirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
B. K. md.198 Derhal İhbar Yükümlülüğü/ Gizli Ayıp kenan iskender Meslektaşların Soruları 3 22-05-2015 00:46
gizli ayıp mustafa_1977 Meslektaşların Soruları 1 01-07-2013 11:10
araçta çift kat boya olması gizli ayıp mıdır ? açık ayıp mıdır? Themis99 Meslektaşların Soruları 4 15-12-2011 19:02
gizli ayıp ve zamanaşımı avbilgen Meslektaşların Soruları 2 21-09-2011 14:22
Araçta Gizli Ayıp Av.Kübra YILDIZ Meslektaşların Soruları 7 03-04-2010 20:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05248189 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.