Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

3 İlde Operasyon - Çok Sayıda Avukat Gözaltında

Yanıt
Old 18-01-2013, 09:25   #1
Engin Özoğul

 
Varsayılan 3 İlde Operasyon - Çok Sayıda Avukat Gözaltında

İzmir, İstanbul ve Ankara'da DHKP-C terör örgütüne yönelik ortak operasyon düzenlendi. İstanbul'da Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 9 avukat gözaltına alındı. Dernek Başkanı S. K. hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

İSTANBUL

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yasadışı DHKP/C örgütü ve bağlantıları kapsamında çok sayıda adrese şafak operasyonu düzenledi. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 9 avukat gözaltına alındı. Dernek Başkanı S. K. hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Çevik Kuvvet, Özel Harekat ve helikopter desteğindeki operasyon için saat 04.00’te düğmeye bastı. Daha önceden belirlenen adreslere ayrı ayrı ekipler gitti. Operasyonların hedefinde Çağdaş Hukukçular Derneği ve üyeleri vardı. Çağdaş Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi G. S., İstanbul Şube Başkanı T. T. ile üye avukatlar G. D., G. D., G. A., E. T., B. T., N. D. ve G. S. evlerinde gözaltına alındılar. Polis, Dernek Başkanı S. K.ı’yı ise adresinde bulamadı. S. K. için yakalama kararı çıkartıldı. Polis ayrıca Okmeydanı’nda da pek çok adrese operasyon düzenledi. Operasyon yapılan adreslerdeki aramalar sürüyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği’nin Twitter adresinden operasyon şöyle duyuruldu:
“Halkın Hukuk Bürosuna polis baskını. Gece saat 4’de kapılar kırılarak arama yapılmak istendi. Yasa Cumhuriyet Savcısı olmadan arama yapılamaz demesine rağmen savcı tam 1 saat sonra geldi. Yolu karıştırdığını söyledi. Avukatlık kanunu savcının yol bilgisine kurban. Adaletleri batsın. Şu an C. savcıları HHB de Baro temsilcilerini bekliyorlar arama için.”

İZMİR

Operasyonun İzmir ayağında, çeşitli evlere eş zamanlı düzenlenen baskınlarda DHKP-C terör örgütü üyesi olduğu ileri sürülen 17 kişi gözaltına alındı. (DHA)

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22387066.asp
Old 18-01-2013, 11:15   #2
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Konu ile adalet.org'da açtığım başlığı buraya da taşımak isterim.



AVUKAT BÜRO VE KONUTUNUN ARANMASI - 2
Sayın meslektaşlarım,

"Avukat Büro ve Konutunun Aranması" başlıklı bir forum açmış ve İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi'nin düzenleyeceği panele ait bilgileri vermiştik, geçtiğimiz günlerde.

Bu gün internet sitelerinde yer alan bir habere göre, aynı zamanda Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi de olan bir kısım avukatlar, sabaha karşı gözaltına alınmıştır.

Hukuk devletinde, hikmetinden sual olunamayacak makam, hesap vermeyecek kişi yoktur. Ancak hukuk devletinde işler hukuka, hadi hukuku da geçtik kanuna göre yapılır.

Cnn-Türk'ün olay ile ilgili haberinin bir bölümünü aynen aktarıyorum:

Saat 04.00'te Halkın Hukuk Bürosuna gerçekleşen baskın, savcı nezaretinde gerçekleşmediği gibi, baskınlara İstanbul Barosu'ndan gözetmen de katılmadı. Avukatlık Kanunu gereği savcı gözetiminde ve Baro görevlisinin nezaretinde yapılması gereken baskına savcı, avukatlık bürosunun kapıları kırılarak içeri girilmesinden birkaç saat sonra geldi. Adresi bulmakta güçlük çektiği açıklamasını yapmasının ardından Baro'dan gözetmen istendi.

Baronun atadığı gözetmen de gözaltına alındı

İstanbul Barosu ise "bu görevlendirmelerin önceden yapılması gerektiğini, avukatlık bürolarına gece baskını yapılamayacağını, görevlendirme için mesai saatinin beklenmesi gerektiği" yanıtını verdi. İstanbul Barosu'nun daha sonra görevlendirdiği avukat Efkan Bolaç da gözetmenlik görevini yerine getirmek için kendi bürosundan ayrıldığında gözaltına alındı.




Avukat bürosu aranıyor, yasa gereği aramada olması gereken savcı yok, baroya haber verilmemiş ve baro bu nedenle, yine yasa gereği aramada bulunması zorunlu olan gözlemciyi gönderememiş, olayın öğrenilmesini müteakip gönderilen gözlemci ise gözaltına alınıyor!

Hukuk devletini geçtik de bari kanun devleti olalım. Yasanın emrettiği usulleri uygulayalım.

Bir kez daha, yeniden, bıkmadan ısrarla:

Madde 58 - Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.

Savunmanın talebi "kişi güvenliğidir", "mesleki güvenliktir" suç ve şüpheli ile özdeşleştirilmemektedir.



Dönelim yeniden panele:

AVUKAT BÜRO VE KONUTUNUN ARANMASI

İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezince düzenlenen ‘Avukat Büro Ve Konutunun Aranması’ konulu panel 18 Ocak 2013 Cuma günü saat 12.30’da Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapılacak.



Panelde özellikle, Avukatların büro ve konutunun arandığında uygulanacak prosedür ve dikkat edilmesi gerekli noktaların doğru tespiti üzerinde durulacak.



İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ın açılış konuşmasını yapacağı ve İki oturum halinde gerçekleşecek panelin ilk oturumunu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. Cem Kaya Karatün yönetecek. Bu oturuma, Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap keskin Kiziroğlu, Av. Aynur Tuncel ve Av. Naim Karakaya konuşmacı olarak katılacak.



Avukat Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Ömer Kavili’nin yöneteceği ikinci oturumda ise Av. Aynur Tuncel, Av. Naim Karakaya, Av. Müşir Deliduman ve Av. Volkan Bahadır konuşmacı olarak yer alacaklar.



Oturumların sonunda İstanbul, Ankara, İzmir ve Sakarya Baroları Avukat Hakları Merkezi üyeleri müzakereci olarak değerlendirmeler yapacaklar.

http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=7669 </I>
Old 18-01-2013, 11:42   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Saat 04.00'te Halkın Hukuk Bürosuna gerçekleşen baskın, savcı nezaretinde gerçekleşmediği gibi, baskınlara İstanbul Barosu'ndan gözetmen de katılmadı. Avukatlık Kanunu gereği savcı gözetiminde ve Baro görevlisinin nezaretinde yapılması gereken baskına savcı, avukatlık bürosunun kapıları kırılarak içeri girilmesinden birkaç saat sonra geldi. Adresi bulmakta güçlük çektiği açıklamasını yapmasının ardından Baro'dan gözetmen istendi.










http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=7669 </I>[/size][/font]

Savcının "adresi karıştırmış olduğunu" düşünelim. Hepimiz biliyoruz ki, nöbetçi savcının cep telefonu emniyet birimlerinde bulunmaktadır. Geç kaldığını gören savcı diyelim ki, emniyeti aramayı akıl edemedi. Emniyetten kendisine gelen telefonlara neden çıkmadı(Çıktıysa neden -bekleyin geliyorum- demedi). Acaba şarjı mı bitmiş.

Alıntı:
Dönelim yeniden panele:

AVUKAT BÜRO VE KONUTUNUN ARANMASI

İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezince düzenlenen ‘Avukat Büro Ve Konutunun Aranması’ konulu panel 18 Ocak 2013 Cuma günü saat 12.30’da Orhan Adli Apaydın Konferans Salonunda yapılacak.



Panelde özellikle, Avukatların büro ve konutunun arandığında uygulanacak prosedür ve dikkat edilmesi gerekli noktaların doğru tespiti üzerinde durulacak

Panele daha vakit var. İstanbul Barosu'na önerim: Haberde adı geçmeyen sayın savcı konuşmacı olarak davet edilsin.
Old 18-01-2013, 12:09   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
İzmir, İstanbul ve Ankara'da DHKP-C terör örgütüne yönelik ortak operasyon düzenlendi. İstanbul'da Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 9 avukat gözaltına alındı. Dernek Başkanı S. K. hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

İSTANBUL

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yasadışı DHKP/C örgütü ve bağlantıları kapsamında çok sayıda adrese şafak operasyonu düzenledi. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 9 avukat gözaltına alındı. Dernek Başkanı S. K. hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Çevik Kuvvet, Özel Harekat ve helikopter desteğindeki operasyon için saat 04.00’te düğmeye bastı. Daha önceden belirlenen adreslere ayrı ayrı ekipler gitti. Operasyonların hedefinde Çağdaş Hukukçular Derneği ve üyeleri vardı. Çağdaş Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi G. S., İstanbul Şube Başkanı T. T. ile üye avukatlar G. D., G. D., G. A., E. T., B. T., N. D. ve G. S. evlerinde gözaltına alındılar. Polis, Dernek Başkanı S. K.ı’yı ise adresinde bulamadı. S. K. için yakalama kararı çıkartıldı. Polis ayrıca Okmeydanı’nda da pek çok adrese operasyon düzenledi. Operasyon yapılan adreslerdeki aramalar sürüyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği’nin Twitter adresinden operasyon şöyle duyuruldu:
“Halkın Hukuk Bürosuna polis baskını. Gece saat 4’de kapılar kırılarak arama yapılmak istendi. Yasa Cumhuriyet Savcısı olmadan arama yapılamaz demesine rağmen savcı tam 1 saat sonra geldi. Yolu karıştırdığını söyledi. Avukatlık kanunu savcının yol bilgisine kurban. Adaletleri batsın. Şu an C. savcıları HHB de Baro temsilcilerini bekliyorlar arama için.”

İZMİR

Operasyonun İzmir ayağında, çeşitli evlere eş zamanlı düzenlenen baskınlarda DHKP-C terör örgütü üyesi olduğu ileri sürülen 17 kişi gözaltına alındı. (DHA)

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22387066.asp
Halkın Hukuk Bürosu'nun hukuksuz gözaltılara ilişkin twitter açıklaması:"Halkın Hukuk Bürosuna polis baskını. Gece saat 4’de kapılar kırılarak arama yapılmak istendi. Yasa Cumhuriyet Savcısı olmadan arama yapılamaz demesine rağmen savcı tam 1 saat sonra geldi. Yolu karıştırdığını söyledi. Avukatlık kanunu savcının yol bilgisine kurban. Adaletleri batsın. Şu an C. savcıları HHB de Baro temsilcilerini bekliyorlar arama için."

Düzeltme:Twitter açıklamasının haberde geçtiğini atlamış ve tekrara düşmüşüm ama önemli değil, altı çizilesi, tekraren ifade edilesi bir açıklama olmuş.
Old 18-01-2013, 16:02   #5
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan ÇHD'den açıklama

Bu sabaha karşı Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul ve Ankara şubeleri ile Halkın Hukuk Bürosu ve bir çok avukatın evleri ve büroları polislerce kapılar kırılarak basılmıştır. ÇHD Genel Başkanı Av. S. K.ı ve ÇHD Genel Merkez Yöneticisi Av. O. A., İstanbul Şube Başkanı Av. T. T. ve İstanbul Şubesi yöneticileri Av. G. S., Av. G. D., Av. G. A. ile önceki Şube Başkanlarımızdan Av. S. A. ve E. B. ile üyelerimiz Av. E. T., Av. B. T., Av. N. D., Av. G. D. ve Av.Ş. E.'in ev ve bürolarında sabah 04:00 ten itibaren arama ve gözaltı işlemleri başlamıştır.


Savunmaya karşı polis terörü devam ediyor
..

. Demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren, sisteme muhalefet eden, kişi ve kurumlara, devlet tüm araçları ile saldırmaktadır. Bir yanda anti demokratik yasal düzenlemeler diğer yandan bu düzenlemelere bile bağlı kalmayan uygulamalarla tüm toplum bastırılmaya ve sindirilmeye çalışılmakta, toplumsal muhalefet güçlerinin de yok edilmesi amaçlanmaktadır.

Ne hukuk ne de yasa tanıyan bu uygulamalar tam anlamıyla bir “düşman ceza hukuku” dur. Devlet, yargı eliyle siyasi rehin alma politikasını, akılların almayacağı bir şekilde, pervasızca uygulamaktadır. Bu pervasızlık hükümetin kürsülerden verdiği talimatlarla başlamakta, Terörle Mücadele Şubelerinde devam etmekte, savcılık önünde sorulan sorularla ayyuka çıkmakta ve Mahkemelerde gerekçesiz, mesnetsiz, keyfi tutuklamalar ve cezalandırmalarla tamamlanmaktadır. Düşman ceza hukukunu uygulamaya koyan siyasi iktidar toplumsal muhalefeti hukuki açıdan savunmasız bırakmak için saldırıları da özel olarak uygulamaktadır.

Bu sabaha karşı Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul ve Ankara şubeleri ile Halkın Hukuk Bürosu ve bir çok avukatın evleri ve büroları polislerce kapılar kırılarak basılmıştır.


Geçtiğimiz günlerde Ankara’da müdafilik yapan ÇHD Genel Merkez yöneticisi avukat meslektaşımız da ajans araması sırasında bir polis görevlisi tarafından “siz de göreceksiniz, sizin ipinizi çekeceğiniz” denilerek tehdit edilmiştir. Ayrıca İstanbul’da, Halkın Hukuk Bürosuna yönelik İstanbul TEM’ in yasadışı ve ahlakdışı komplosu açığa çıkarılmış ve böcek olarak tabir edilen bir dinleme ve kamera kayıt cihazı bulunmuştur. Yine İstanbul TEM, Yöneticilerimiz ve üyelerimizin de içinde olduğu bazı meslektaşlarımıza yönelik yaptığı komplo çerçevesinde, avukatlar aleyhine etkin pişmanlıktan yararlananların ağzından ifadeler almış, meslektaşlarımızın fotoğraflarını fiş kayıtları arasına koyarak teşhis ettirmiştir. Gerek Halkın Hukuk Bürosu’na yerleştirilen böcek olarak tabir edilen dinleme ve kayıt cihazı, gerekse de bu büroda çalışan meslektaşlarımızın aleyhine aldırılan ifadeler açığa çıkarılmıştır.

Burada önemle vurgulanması gereken bir husus vardır ki, saldırıların muhatabı aynı zamanda Derneğimizin yönetici ve üyelerinin şahsında son dönemlerde toplumsal muhalefetin tüm dinamiklerinin siyasi iktidar karşısında avukatlığını üstlenen Çağdaş Hukukçular Derneğimizin kendisidir.

Bizler Çağdaş Hukukçular Derneği olarak açıkça söylüyoruz; hiçbir baskı ve saldırı toplumsal muhalefetin avukatlığını yapmamıza engel olamayacaktır. Toplumsal muhalefetin avukatlığını yapan üyelerimiz ve meslektaşlarımız yalnız değillerdir. Bu yaşadıklarımız bizim için yeni değildir. Devletin baskıcı politikaları ile ilk defa karşılaşmıyoruz. Bizzat Derneğimiz tarihi süresince tanık olduğumuz 1980 cunta dönemi, 1990’lar Çiller ve Ağarlar dönemi, son olarak da 2000’ler ve AKP dönemi... Mesleğimize yönelik baskı ne kadar artarsa artsın ne kadar genişlerse genişlesin bu ülkede toplumsal muhalefetin ezilenlerin, devrimcilerin ve Kürtlerin avukatıyız. Toplumsal muhalefet bugüne kadar olduğu gibi undan sonra da avukatsız kalmayacaktır.

BİZLER İNANDIĞIMIZ AVUKATLIK ANLAYIŞINI SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ ve SAVUNMAYI SONUNA DEK SAVUNACAĞIZ! ÖZEL YARGILAMA TERÖRÜNE SON! BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ.

ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ
GENEL MERKEZİ
Old 18-01-2013, 23:09   #6
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Ağababalar neden sessiz?

Avukatlar "şafak" operasyonu ile ofis ve konutlarının kapıları kirilarak gözaltına alınıyor,

Aramada, cumhuriyet savcısı yok, baroya haber verilmemiş, baro temsilci göndermemiş,

Polis baskınının öğrenilmesini müteakip Baro, temsilci gorevlendiriyor ancak bu meslektaşımız da gözaltına alınıyor,

İSTANBUL BAROSU YAZİLİ ACİKLAMA YAPİP BU HUKUKSUZLUĞU KİNADİ,

ANKARA BAROSU YAZİLİ ACİKLAMA YAPİP BU HUKUKSUZLUĞU KİNADİ,

FRANSA BAROLAR BİRLİGİ YAPTİGİ ACİKLAMADA SAVUNMAYA YAPİLAN BU SALDİRİYİ KİNADİ

AMA ANKARA'DAN TURKİYE BAROLAR BİRLİGİNDEN SES SEDA YOK!

Siz kimsiniz? Neyi ve kimi temsil ediyorsunuz?

Yeri geldiginde barolardan rol çalan, savunmayı temsil eden en büyük örgüt biziz diyen sizsiniz!

Sahi siz kimsiniz? Neyi ve kimi temsil ediyorsunuz? Bugün susuyorsanız ne zaman konuşacaksınız?
Old 18-01-2013, 23:44   #7
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Avukatlar "şafak" operasyonu ile ofis ve konutlarının kapıları kirilarak gözaltına alınıyor,

Aramada, cumhuriyet savcısı yok, baroya haber verilmemiş, baro temsilci göndermemiş,

Polis baskınının öğrenilmesini müteakip Baro, temsilci gorevlendiriyor ancak bu meslektaşımız da gözaltına alınıyor,

İSTANBUL BAROSU YAZİLİ ACİKLAMA YAPİP BU HUKUKSUZLUĞU KİNADİ,

ANKARA BAROSU YAZİLİ ACİKLAMA YAPİP BU HUKUKSUZLUĞU KİNADİ,

FRANSA BAROLAR BİRLİGİ YAPTİGİ ACİKLAMADA SAVUNMAYA YAPİLAN BU SALDİRİYİ KİNADİ

AMA ANKARA'DAN TURKİYE BAROLAR BİRLİGİNDEN SES SEDA YOK!

Siz kimsiniz? Neyi ve kimi temsil ediyorsunuz?

Yeri geldiginde barolardan rol çalan, savunmayı temsil eden en büyük örgüt biziz diyen sizsiniz!

Sahi siz kimsiniz? Neyi ve kimi temsil ediyorsunuz? Bugün susuyorsanız ne zaman konuşacaksınız?

Diyarbakır'da Doğu ve Güneydoğu Bölge barolarının da katılımıyla basın toplantısı düzenlenmiştir. (Basından takip ettiğim kadarıyla polis, baro başkanı ve diğer avukatların adliye bahçesinde basın açıklaması yapmasını engellemelerinden ötürü polis barikatının arkasından basın mensuplarına seslenmişlerdir.)

http://www.diyarbakirbarosu.org.tr/i...yuna18.01.2013

Bende bugün İstanbul'da ‘Avukat Büro Ve Konutunun Aranması’ konulu panele katıldım. Panelle aynı gün meslektaşlarımızın bürolarının hukuka aykırı şekilde aranması ve gözaltına alınmaları bence planlı bir operasyon takvimidir. Ya da yaşananlardan sonra artık paranoyak hale geldik !

Zira meslektaşlarımıza karşı yapılan ilk hukuksuz operasyon bu değildir. yaklaşık 1 yıldır cezaevinde tutulan 26 meslektaşımız daha bulunmakta olup onlarda aynı şekilde kanunlar hiçe sayılarak büro ve evleri aranmış, gerekli izinler olmaksızın evraklarına el konulmuştur.

Bu bağlamda hangi görüşe mensup olursa olsun, Avukat avukattır.

Yapılan haksızlığa tüm meslektaşların tek yürek olup karşı koyması gerektiğini düşünüyorum. Burada siyasi görüşün bir anlamı yoktur. Asıl sorun hukuka aykırı yapılan arama işlemleri ve gözaltı/tutuklamalardır.

Umarım bu son olur diyeceğim ancak dediğime kendim bile inanmadım
Old 20-01-2013, 16:11   #8
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Halkın çocukları polislerle halkın avukatları arasında İstanbul Adliyesi'nde sorgu öncesi meydana gelen ve bazı meslektaşlarımızın yaralandığı olaylar:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77

http://webtv.radikal.com.tr/Turkiye/...r-konustu.aspx
Old 21-01-2013, 11:04   #9
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan Gelişmeler..

Şu an Çağlayan Adliyesi'ndeyim, dışarıda çok sayıda polis ve panzer var.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem SÖZÜER'in görüşleri için bknz:http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=97

Bir kısım avukatların ifadelerinden kesit için bknz:http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77

Gözaltılara ilişkin bilgilendirme için bknz: http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77
Old 21-01-2013, 11:53   #10
av.cemil

 
Varsayılan

Bana göre avukatlar olarak kıyameti koparmamız lazım ama anlayamadığım bir sessizlik var..Avukat büroları bu kadar soyut ve uçuk gerekçelerle kanuna aykırı bir şekilde basılıp dosyalara el konulabiliyorsa,bu ülkede hiç bir avukatta hukukun güvencesinde değil demektir.
Old 21-01-2013, 13:33   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemil
Bana göre avukatlar olarak kıyameti koparmamız lazım ama anlayamadığım bir sessizlik var...

Çok haklısınız. Bu sitede, odasında sigara içen savcı bile forum konusu soruşturmayı yürüten savcıdan daha fazla eleştirildi.
Old 21-01-2013, 13:54   #12
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemil
Bana göre avukatlar olarak kıyameti koparmamız lazım ama anlayamadığım bir sessizlik var..Avukat büroları bu kadar soyut ve uçuk gerekçelerle kanuna aykırı bir şekilde basılıp dosyalara el konulabiliyorsa,bu ülkede hiç bir avukatta hukukun güvencesinde değil demektir.

Şimdi sayın cemil,

"ateş olmayan yerden..."
"her koyun..."
"bana dokunmayan yılan..."
"su testisi..."

Daha saymamı ister misiniz? Bunlar bizim toplumumuzun hastalıklı yapısının birer göstergesidir.


YARSAV - Demokrat Yargı ve Yargıçlar Sendikası bile daha gür seslerini duyurdular.

TBB Başkanı, lütfetti de basın toplantısının bir yerinde konuya değindi; Fransız Barolar Birliği bile olayı kınayan basın açıklaması yapmışken...

Bırakın artık sağa sola plaket vermeyi... Meslek sırrı ayaklar altında, kişi güvenliği, mesleki güvenlik ayaklar altında. Al plaket ver plaket...

Şener Şen, Kabadayı filminde "dostlarına" diyordu ya, "dördünüzü toplasalar bir Sürmeli etmezsiniz" diye... O misal...

Saygı ile...
Old 21-01-2013, 15:34   #13
Av_Acar

 
Varsayılan

TBB yine en "güçlü(!)" sesiyle olaya müdahil olmuştur...

Her şeyi geçtim, aramaların usulsüzlüğü ile ilgili bile 1-2 kelam edemez mi bizim haklarımızın arayıcıları?
Old 21-01-2013, 16:25   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Acar

Kararın tarihine bakın.:20.01.2013, yani dün. Oysa meslektaşlar bugün tutuklandı.

Ayrıca Hürriyet Gazetesi'nin ilk haberinde tutuklananlar arasında Av.Serhan ...'nun da yer aldığı bildirilmesine rağmen (daaha sonra haber düzeltildi), duruşma tutanağında bu meslektaşımızın adı geçmiyor. Hürriyet Gazetesi'ne bu ismi kim bildirmiştir?

Garip olan şu ki, Faacebook'ta Av.Serhan ...'ndan cumartesi gününden itibaren haber alınamadığı hususu paylaşılmaktadır.
Old 21-01-2013, 21:14   #15
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemil
Bana göre avukatlar olarak kıyameti koparmamız lazım ama anlayamadığım bir sessizlik var..Avukat büroları bu kadar soyut ve uçuk gerekçelerle kanuna aykırı bir şekilde basılıp dosyalara el konulabiliyorsa,bu ülkede hiç bir avukatta hukukun güvencesinde değil demektir.
Maalesef öyle..
Old 21-01-2013, 21:15   #16
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Çok haklısınız. Bu sitede, odasında sigara içen savcı bile forum konusu soruşturmayı yürüten savcıdan daha fazla eleştirildi.
Maalesef doğru..
Old 21-01-2013, 21:16   #17
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Şimdi sayın cemil,

"ateş olmayan yerden..."
"her koyun..."
"bana dokunmayan yılan..."
"su testisi..."

Daha saymamı ister misiniz? Bunlar bizim toplumumuzun hastalıklı yapısının birer göstergesidir.


YARSAV - Demokrat Yargı ve Yargıçlar Sendikası bile daha gür seslerini duyurdular.

TBB Başkanı, lütfetti de basın toplantısının bir yerinde konuya değindi; Fransız Barolar Birliği bile olayı kınayan basın açıklaması yapmışken...

Bırakın artık sağa sola plaket vermeyi... Meslek sırrı ayaklar altında, kişi güvenliği, mesleki güvenlik ayaklar altında. Al plaket ver plaket...

Şener Şen, Kabadayı filminde "dostlarına" diyordu ya, "dördünüzü toplasalar bir Sürmeli etmezsiniz" diye... O misal...

Saygı ile...
Etmeyiz, etmiyoruz, bir Sürmeli etmiyoruz..
Old 22-01-2013, 11:36   #18
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Hukukun üstünlüğüne inananlar tartışıyorsa, sonunda sorunu çözerler. Hukukun üstünlüğüne inanmayanlar tartışıyorlarsa, sonunda sorunu çözerler. Hukukun üstünlüğüne inananla, hukukun üstünlüğüne inanmayan tartışıyorsa, hukukun üstünlüğüne inanmayan dediğini yaptırır. Tarih bilgim, bundan ibarettir.

Anayasa laftan ibaret olunca, sonuç bu oluyor.
Old 23-01-2013, 09:50   #19
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan İstanbul Barosu'nun 18.01.2013 Tarihli Açıklaması

Alıntı:
BARO TEMSİLCİSİ VE SAVCI BEKLENMEKSİZİN, KAPILAR KIRILARAK HUKUKA, USUL KURALLARINA AYKIRI İŞLEMLERLE AVUKATLARA YÖNELİK ARAMA VE GÖZALTI İŞLEMLERİ SAVUNMAYA, AVUKATA YÖNELİK BİR SALDIRI VE GÖZDAĞIDIR.TAKİPÇİSİYİZ!

Bugün gene hukuk tarihinde kara bir gün yaşanmıştır. İstanbul başta çeşitli illerde Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarla adı geçen derneğin ve birçok avukat meslektaşımızın bürosu aranmış, gözaltı uygulaması gerçekleştirilmiştir.

Aramaların çoğu kez olduğu gibi somut bir isnat olmaksızın, adeta her kapıyı açan “örgüt” isnadı ile ve neyin arandığı belirtilmeksizin verilen kararlarla yapılması bir yana, bu kez daha vahim hukuksuzluklar yaşanmıştır. Kanunun açık hükümlerine rağmen, Cumhuriyet savcısı ve Baro temsilcisi beklenmeden bazı avukat bürolarının kapıları polis tarafından “kırılarak” içeri girilmiş, avukatın müvekkille olan yazışma ve belgeleri incelemeye tabi tutulmuş, aramalar kayda alınmış, gereklilik ve orantılılık kıstaslarına uyulmadan gözaltı işlemi uygulanmıştır. Hatta öyle ki, ÇHD merkezinde yapılmakta olan aramaya İstanbul Barosu Başkanının girmesi engellenmeye çalışılmış ancak başarılı olunamamış, arama mahallinde ise hukuka aykırı olarak kamera ile görüntülenmeye çalışılmıştır. Tüm bunlar Ceza Muhakamesi Kanununa ile Avukatlık Kanununa, hukuka, evrensel kurallara, avukatlık onuruna aykırıdır.

Hiçbir hukuk devletinde avukata bu denli kolay, soyut suç isnadı ve böylesine hukuka aykırı işlemler yöneltilemezken bu yaşananlar hangi “ileri demokrasi” ye geçtiğimizi halen görmek istemeyenler varsa açıkça göstermektedir. Halkın hak arama özgürlüğü ve savunma hakkının güvencesi olan avukatın bizzat kendisine bu hukuka aykırı muamelelerin yapılabiliyor olması hukuk güvenliği, adalet ve demokrasi adına dehşet vericidir. Suç isnadı ne olursa olsun, her soruşturma işleminin hukuk çerçevesinde gerçekleştirilmesi bir lütuf değil zorunluluktur. Herkesin kendisine, hakkının ve hukukunun güvencesi olan avukatın güvencesiz bir konuma getirilmesinin nelere yol açabileceğini sorması gerekir. Bu yaşananlar ve yapılanlar, avukatlık mesleğine ve onuruna, halkın hak arama özgürlüğüne karşı açık bir saldırıdır.

Bilinmesini isteriz ki İstanbul Barosu süreci başından bu yana yakından takip ettiği gibi, bunu sürdürecek, her türlü demokratik-meşru hakkını kullanacak, hukuksuz işlem ve uygulamaların takipçisi olmaya devam edecektir. Hiçbir baskı hukuk devleti ve demokrasi mücadelesinde savunmayı, avukatları, baroları yıldıramaz. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=7685
Old 23-01-2013, 12:35   #20
Av. Tümer

 
Kitap

Gerçekleştirilen operasyonlarda izlenilen usul tamamen kanuna aykırıdır. Nitekim gerçekleştirilen işlemler savcı nezaretinde gerçekleşmediği gibi, İstanbul Barosu'ndan gözetmen de katılmadığı bildirilmiştir. Avukatlık Kanunu gereği bu tür işlemlerde usul savcı gözetiminde ve Baro görevlisinin nezaretinde yapılması gereken işlemlerdir.
Old 23-01-2013, 14:05   #21
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan İstanbul Barosu'nun 23.01.2013 Tarihli Açıklaması

Alıntı:
Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde, İstanbul başta ve ağırlıklı olmak üzere Çağdaş Hukukçular Derneğine mensup meslektaşlarımıza yönelik olarak gerçekleştirilen “operasyonlar” da Dernek merkezi ve birçok avukat meslektaşımızın bürosunda arama yapılmış, meslektaşlarımız gözaltına alınmış ve birçoğu tutuklanmıştır.

Süreç en başından itibaren açık hukuksuzluklar içinde gelişmiştir. Gerçekten:

1- Arama kararları, somut bir isnat olmaksızın, artık olağan hale gelen ve her türlü amaca uygun olarak kullanılabilen soyut bir “örgüt” üyeliği isnadına dayalı ve kanuni düzenlemeye aykırı olarak neyin arandığı belirtilmeksizin verilmiş ve uygulanmıştır.

2- İsnatlarla ilgili olarak meslektaşların davetiye ile çağrılarak ifadelerine başvurulması mümkünken, gereklilik ve orantılılık ilkelerine aykırı olarak meslektaşlar hakkında gözaltı kararları verilmiş ve uygulanmıştır.

3- Ceza Muhakemesi Kanunu ve Avukatlık Kanununun açık hükümlerine rağmen, bazı büroların kapıları Cumhuriyet Savcısı ve Baro temsilcisi beklenmeksizin polis tarafından kırılarak içeri girilmiş, arama mahalleri kanuna aykırı olarak kamera kaydına alınmış, avukatın müvekkil ile mesleki ilişkisine ait evrakları incelemeye tabi tutulmuştur. Öyle ki, ÇHD merkezinde yapılmakta olan aramaya İstanbul Barosu Başkanının girmesi engellenmeye çalışılmış, bunda başarılı olunamamış, arama mahallinde de kar maskeli bir polisçe hukuka aykırı olarak kamera kaydına alınmaya çalışılmıştır.

4- Avukat meslektaşlar emniyette kötü muameleye tabi tutulmuşlar, kendilerinden zorla tükürük ve kan alınmıştır. Bu ise gerek uluslar arası tıp etiğine gerekse meslek onuruna aykırıdır. Kaldı ki burada Anayasanın 38.maddesinde yer alan, kimsenin kendisine aleyhine delil ibrazına zorlanamayacağı hükmü de hatırlanmalıdır. Adliyeye getirildiklerinde bazı avukatların harici görünümlerinde darp izleri bizzat Baro Başkanı ve diğer bazı meslektaşlarca saptanmıştır.

5- Gene bazı şüphelilerin adliyeye ters kelepçe ile getirildikleri, parmaklıklı nezarethanede dahi bazı şüphelilerin kelepçelerinin takılı olduğu, avukatlar dahil bazı şüphelilerin bileklerinde kelepçeden kaynaklı yara ve berelerin oluştuğu, oturacak bir yerin bulunmayıp betonun üzerinde oturulduğu bizzat Baro Başkanı ve diğer bazı meslektaşlarca saptanmıştır.

6- Adliyede avukatların bekleyişi sürerken bir anda çok sayıda polisin gelerek gaz teçhizatı ile sıralanmasına bağlı olarak çıkan tartışma ve arbede sonucunda bazı avukatlar polisçe darp edilmiş, bir kısmının kafasında yarılma ve kanamalar oluşmuş, bir meslektaş ise aldığı darp sonucunda iç kanama geçirerek hastaneye kaldırılmıştır. Bu hususlar da bizzat olay mahallinde bulunan Baro Başkanınca saptanmıştır.

7- Operasyonların başlaması ile birlikte bir kısım basın-yayın organlarında, soruşturmanın gizliliği ve masumiyet karinesi ayaklar altına alınarak meslektaşlarımızı peşinen “örgüt üyesi”, “ajan” şeklinde suçlu ilan eden, “kozmik bilgi” gibi belirlemelerle olaya farklı bir boyut kazandırmaya yönelik bilinçli bir propagandaya girişilmiş, adeta hüküm tesis edilmiştir.

8- Bundan daha vahimi, 18.01.2012 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün sitesinde yayımlanan “Basın Notu” başlıklı yazıda, meslektaşlarımız “sol bir terör örgütü” nün “avukat yapılanması” içinde ilan edilmiş; “…Yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkenin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajanlık faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir” şeklindeki belirleme ile hüküm tesis edilmiştir. Görüldüğü gibi emniyet, henüz daha iddianame bile düzenlenmemişken, hem iddia hem de yargılama makamı yerine geçerek hüküm oluşturmuştur. Bu durumda soruşturmanın kim tarafından yürütüldüğünü, yargılamanın kim tarafından yapılarak hüküm verildiğini, bir açıklama yapması gerekiyorsa bu yetki soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığına aitken, emniyetin hangi saik ve yetki ile böyle bir açıklama yapabildiğini sormak gerekir. Bu tür açıklamalardan sonra, emniyetin tarafsızlığına, topladığı delillerin sıhhatine nasıl güven duyulacaktır?. Esasen bu açıklama, savcılığı da zor durumda bırakan, saygınlığını zedeleyen bir açıklamadır.

9- Avukat meslektaşların savcılık sorgularında, örneğin müdafii olarak yer aldıkları davaların çoğunda susma hakkının kullanılmasını tavsiye etmeleri, belirli davalarda yer almaları gibi mesleki faaliyetleri “örgütsel bir tavır” olarak nitelenerek suç isnadı olarak yöneltilmiştir. Oysa ki kanuni bir hakkın hatırlatılması bir suç olamayacağı gibi, nasıl ki bir avukatın genelde kaçakçılık davalarına bakması kendisini “kaçakçı”, uyuşturucu madde davalarına bakması “uyuşturucu taciri” yapmayacağı gibi, siyasi davalara bakması da “örgüt yöneticisi” veya “üyesi” haline getirmez. Hukuk devletinde hiçbir ayrım gözetilmeksizin her suç isnadına karşı savunma hakkı mevcuttur. Meslektaşlara yöneltilen bu tür soru ve belirlemeler, düşündürücü ve kaygı vericidir. Bu arada bu meslektaşların ve Derneğin Engin Ceber, Festus Okey, Hayata Dönüş gibi pek çok kamuya malolmuş işkence ve benzeri davaları takip etmesi de dikkat çekicidir.

10- Tutuklama kararlarının da alışılageldiği gibi, somut bir gerekçe taşımadığı, yasadaki ifadelerin tekrarına dayalı soyut ifade ve gerekçelere dayandırıldığı görülmektedir.



Tüm bu hususlar amaçlananın savunmayı, avukatı “itibarsızlaştırma” ya, ona “gözdağı verme” ye yönelik bir “operasyon” olduğunu göstermektedir. Yargının amaca uygun olarak siyasi iktidar tarafından “dizayn” edilmesinden sonra sıranın bu kez halen ayakta kalan ve hukuk adına direnen savunmaya, avukata geldiği anlaşılmaktadır. Yaşananlar bir süredir avukatlara, barolara karşı yürütülen sistematik bir itibarsızlaştırma ve sindirme gayretinin bir parçasıdır. Hiçbir hukuk devletinde savunmayı temsil eden avukata bu denli kolaylıkla, soyut ifade ve gerekçelerle suç isnadı, gözaltı, arama ve tutuklama gibi uygulamaların yapılması mümkün değildir ve olamaz. Avukatlık onuruna, saygınlığına karşı bir saldırı söz konusudur. Esasen bu saldırı, aynı zamanda ve daha çok bizzat halkın hak arama özgürlüğü ve savunma hakkına yönelmektedir. Gerçekten halkın hak arama özgürlüğünün ve savunma hakkının vasıtası, güvencesi, sigortası olan avukata yönelik bu saldırı ve hukuksuzluklarla halkın hukuk güvenliği yok edilmeye çalışılmaktadır. Nitekim bir internet sitesinde yer alan bir yurttaşımızın “Hukuk denen bir şey kalmadı. Savunma makamıdır avukatlar, onlar da içeri girerse bizi kim savunacak” şeklindeki yalın ifadesi bunun en çarpıcı nitelemesidir.

Hukuk devletinde her işlemin keyfilikten uzak, evrensel hukuk kuralları içinde gerçekleşmesi zorunluluktur. Bunun sağlanmasında etkin rol alan savunmaya ve onu temsil eden avukata bu denli kolayca soyut belirlemelerle suç isnadı yöneltilip tutuklanabilmekteyse, bu hukuksuzluklar yapılabilmekteyse yurttaşlarımızın nasıl hukuk güvenliği içinde olabileceğini herkesin düşünmesi gerekir. Kaygı verici olan ise bunların yargı eliyle yapılmasıdır. Oysa savunmayı savunması gereken kurumların başında yargı gelmektedir.

Bu yaşananların adı ileri faşizmdir, hukuka darbedir.

Ancak bilinmelidir ki, hep belirttiğimiz üzere avukatlar, boyun eğmeyen, biat etmeyen, hak ve hukuk uğruna direnen, mücadele eden, teslim olmayan bir tarihsel mirasın temsilcileridir. Bu tür saldırılar bizleri yıldıramaz, hukuk ve demokrasi mücadelemizden alıkoyamaz. Adalet tutkumuz, talebimiz, meslek onurumuz her şeyin üzerindedir.

Bu çerçevede tüm toplumu, yurttaşlarımızı haklarının güvencesi olan avukata ve savunmaya sahip çıkmaya çağırıyoruz. Evet, soru çarpıcıdır: Bizler de içeri girersek, sizi kim savunacak? Aynı şekilde siyasal görüşleri ne olursa olsun tüm meslektaşlarımızı, avukata, savunmaya, meslek onurumuza yönelik her türlü saldırıya karşı birlik olmaya, birlikte direnmeye çağırıyoruz.

Süreci başından beri yakından takip eden İstanbul Barosu olarak yaşanan tüm bu hukuksuzluklara karşı gerekli tüm girişimlerde bulunacağımızı, avukata, savunmaya yönelik tüm saldırılara karşı demokratik sistem içinde meşru müdafaa hakkımızı kullanacağımızı ve gerekli yanıtları vereceğimizi, hukuk devletini, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu savunmak ve korumak adına her türlü bedeli ödemeye hazır olduğumuzu ve mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile sunarız.

http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=7697
Old 23-01-2013, 15:34   #22
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

"...avukatlar, boyun eğmeyen, biat etmeyen, hak ve hukuk uğruna direnen, mücadele eden, teslim olmayan bir tarihsel mirasın temsilcileridir. Bu tür saldırılar bizleri yıldıramaz, hukuk ve demokrasi mücadelemizden alıkoyamaz. Adalet tutkumuz, talebimiz, meslek onurumuz her şeyin üzerindedir."


Old 23-01-2013, 15:36   #23
seyitsonmez

 
Varsayılan

ÇHD Başkanı'nın tutuklanmadan önceki açıklaması.
Değerli dostlar,



Dernegimize, burolarimiza ve evlerimize yonelik baskinlari, Dernegimizi temsilen gorusmelerde bulundugumuz Suriyenin baskenti Sam’da ogrendim. Genel Merkez Yonetim Kurulu uyemiz Av. Oya ASLAN da burada benimle birlikte.

Randevulu gorusmelerimizi tamamlamaya calisiyoruz ve en kisa zamanda Istanbulda olacagiz. Bilinmeldir ki tutuklama tehdidiyle tek bir CHD uyesini bile mucadelesinden uzaklastirmak mumkun degildir.

Bizler daha evvel planladığımız bir program kapsamında Suriye de başta Basbakan Yardimcisi Kadri Cemil ve Ulusal Uzlasma Bakani Dr. Ali Haydar ile ve bir çok yetkili ile gorustuk. Suriye demokratik muhalefeti ile bir dizi toplanti gerceklestirdik. Sanayi ve Ticaret Odalarinin baskanlarini, Ziraat odasi temsilcilerini dinledik. Halkla konustuk. Burada basta Halep sehri olmak uzere silahli saldiganlarin karistigi katliam, yagma ve hirsizlik suclari hakkida ayrintili bilgi aldik.Suriye halkinin zararlarini tazmin ve ugradiklari haksizliklari telafi icin avukatliklarini ustlenme sozu verdik. Bizler Turk, Kurt ve Arap halklarinin avukatligini yapmaya devam edecegimiz sözümüzü verdik.

Gectigimiz aylarda dernegimizin Olagan Supheliler Egitimi programini tanitmak uzere davet edildigim Cuneyt Ozdemirin programinda ilginc bir soruya maruz kalmistim; Sayin Ozdemir “Pekiyi siz gozaltina alinmaktan korkmuyor musunuz?” diye sormustu. Verdigim cevap bugun de gecerlidir; hukukun ve her turlu adli guvenligin hukumet zoruyla askiya alindigi bu ulkede hic kimseden ve hicbir tehditten korkmuyoruz, talimat alanlar aldiklari talimati uygulasinlar ve bilsinler ki bu saldiri hakkindaki gercek karari yillardir avukatligini yuruttugumuz Turkiye halklari, isciler, kamu emekcileri ve sosyalist muhalefet verecektir.

Bizler Neden Hedef Olduk?

Öncelikle şunu belirtmek isterim, bu operasyona herhangi bir yasadışı kılıf uydurmaya gerek yok. Bu devletin ÇHD opersyonudur. Peki bu operasyon neden yapılmıştır? Bunun için derneğimizin 10 yıllık tarihine ve takip ettiğimiz davalara bakmak yeterlidir.

Bizler, devrimcilerin, yoksulların, Kürtlerin polis kurşunuyla infaz edilen çocuklarının ailelerinin kısacası tüm ezilenlerin avukatıyız.

Bizler, hapishanede işkencede katledilen Engin Çeber’in, 19 Aralık 2000 Hapishane katliamı davasının, polis kurşunuyla katledilen Baran Tursun, Çağdaş Gemik ve Şerzan Kurt’un köyleri yakılan ve yargısız infazlara uğrayan Şemdinli halkının, ve Cizre faili meçhullerinin –Cemal Temizöz davası- hakları için direnen Hey Tekstil işçilerinin, parasız eğitim isteyen öğrencilerin ve Nejla Yıldız’ın avukatlarıyız.

Bizlere yonelmis bu saldiri, kendisini bizim takibimizden kurtaramayan suclu devletin ve emperyalizmle isbirligi halinde bölge halklarina zulmeden suclu hukumetin korku ve kuyruk acisindan ibarettir. Bizi tutuklamak mi istiyorsunuz? Savciliklarda ve mahkemelerdeki hukukcu profili bu iken elbette yapabilisiniz. Ama biz tutklandik diye bu isler yapilmaz saniyorsaniz cok yanilirsiniz.

CHD uyesi tum dostlarima ve yoldaslarima guvenim tamdir. Bizlerin yuruttugu isleri daha bizim sirtimizdan inmeden omuzlayacaklarindan; tum subelerimizi ve burolarimizi acik tutacaklarindan, bu saldiriya ugrama sebebimiz olan gorev ve sorumluluklarimizi bizden daha iyi yuruteceklerinden eminim.

Utanan ve hayal kirikligina ugrayacak olan saldiganlarin kendileri ve hamileri olacaktir.

Sevgili yoldaslar, programımız çerçevesinde tum gorusmelerimizi hizla tamamlayarak hafta basinda donuyoruz.

Degil bizi endiselendirecek ciddiyete bir suclama, eli yuzu duzgun bir komplo bile kuramadiklarini zaten tahmin ediyorum. Biz geliyoruz, sizin de orada olacaginizdan eminim,

Biz hakliyiz biz kazanacagiz.

Sevgi ve saygilarimla.
Old 23-01-2013, 15:42   #24
seyitsonmez

 
Varsayılan

Memleketin hali yaman olmuş. İktidara tehlike arzedebilecek en ufak bir hareketin cezalandırıldığı bu dönemde inanın dışarda olmaktan utanıyorum. Cezayir Savaşı yıllarında savaşı reddeden ve vatandaşı olduğu Fransa'yı eleştiren bir aydın tutuklanmış ve bir arkadaşı onu ziyaret ederek "neden hapishanede olduğunu" sitem ile sormuş ve aldığı cevap da "asıl sen neden dışardasın" olmuştur.

Herşeyi geçtim asgari olarak meslektaş tutuklaması çerçevesinde bakamayarak suskunları oynayan meslektaşlarıma diyecek bir söz bulamıyorum.
Old 24-01-2013, 13:58   #26
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemil
Bana göre avukatlar olarak kıyameti koparmamız lazım ama anlayamadığım bir sessizlik var..Avukat büroları bu kadar soyut ve uçuk gerekçelerle kanuna aykırı bir şekilde basılıp dosyalara el konulabiliyorsa,bu ülkede hiç bir avukatta hukukun güvencesinde değil demektir

Bu, tartışmasız bir sindirme, korkutma, geri itme hamlesi! Üzerine bir "örgüt"; "ajan" yaftası yapıştırınca, yasaya aykırı şekilde yaptığı her şeyi meşru hale getireceğini düşünen bir zihniyet var!

İş desteğe, tepki koymaya, harekete geçmeye gelince de herkes sessiz kalmaya, bana dokunmayan yılan bin yaşasın güruhuna dahil oluyor; maalesef buna hukukun vazgeçilmez savunucusu olan avukatlar da dahil!

Baro'ların yaptığı basın açıklamalarında bile bir çok ilde bir avuç avukatı geçmedi katılım... Bulunduğum ilde ÇHD tarafından Adliye önünde yapılan basın açıklaması sırasında, karşımızda elinde bloknotlu insanlar bir kısım isimler not aldı... Destek mi veriyorsunuz o zaman biz de sizi fişliyoruzun görüntülü anlatımıydı bu.

Gelinen noktada, hukuk ve Türkiye tarihindeki kara lekelere bir yenisi daha eklendi.

Bugün İzmir Barosu'nun oturma eyleminde konuşma yapan İzmir Barosu Başkanı Sn. Av. Sema Pekdaş, ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı'nın müdafiiliği sırasında, yapılan sorgulamalarda işkenceye dair fotoğrafları gözleri ile gördüğünü, meslektaşların yerlere yatırılıp ağızları zorla açtırılarak tükürük örneklerinin alındığını, darp edildiklerini haykırarak, kamuoyuna suç duyurusunda bulundu. Sorarım size hangi savcı bunu dikkate alacaktır? (alabilecektir mi demeliydim!)

Hukuk sistemine yapılan yasal olmayan ama yasal kılıflara uydurulmaya çalışılan müdahalelerden sonra, hukukun tek bağımsız ayağı olarak kalan avukatlara karşı uygulayabilecekleri son yöntem de bu tutuklamalardı, ötesi yok!

Fakat ne olursa olsun savunma susmayacak!
Old 28-01-2013, 11:30   #29
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=7702

Videonun altındaki metne harfiyen imzamı atarım. Burayı okuyup, haberi okumayacak meslektaşlarım için altını çizdiğim şu paragrafı da alıntılıyorum:

Alıntı:
Siyasal görüşleri ne olursa olsun, tüm meslektaşlarımızı meslek onurumuza yönelik her türlü saldırıya karşı birlik olmaya, birlikte direnmeye çağırıyoruz. İstanbul Barosu olarak savunmaya yönelik tüm saldırılara karşı demokratik sistem içinde kalarak meşru müdafaa hakkımızı kullanacağımızı, gerekirse vatandaşlarımızın hak ve hukukunu korumak adına her türlü bedeli ödemeye hazır olduğumuz belirtmek isterim
Old 31-01-2013, 11:15   #30
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8B67E

Güzel bir dokundurma olmuş!
Güleriz ağlanacak halimize...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Velayeti Babaya Verilen Çocuklar Başka Bir İlde Yaşıyorlarsa Velayet Görevi Gerine Getirilmiş Sayılır Mı? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 17-07-2012 15:25
çok sayıda vekilin vekalet ücreti hususu lawyer schen Meslektaşların Soruları 1 20-09-2011 20:11
İŞyerİnİn BulunduĞu İlden Farkli Bİr İlde ÇaliŞilmasi bahar kesici Meslektaşların Soruları 1 26-11-2010 18:38
Türkiye'deki noterler yeterli sayıda mı? lawyerpiskin Hukuk Sohbetleri 2 08-08-2006 12:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09426594 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.