|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-10-2008, 15:08 | #1 |
|
HUMK 293/1e göre yakın akrabalar arası senede bağlanan hukuki işlemler
HUMK 293/1 bentte bahsedilen yakın akrabalar arası hukuki işlemler senede bağlanmışsa,bu senede karşı ileri sürülecek iddiaların yine senetle ispatı gerekir mi?Yargıtay eski 3. hukuk dairesi başkanıNihatYavuzun kitabında istirdat davasına ilşikin anlatımlarda bu durumda senetle ispatın zorunlu olduğunu belirtmiştir.Oysa humk 293/1 bunun tam tersini söylüyor.bU DURUM İSTİRDAT DAVASINA ÖZEL BİR DURUMMU,bu konuda açıklayıcı bir yargıtay kararı var mı, ilgi ve yardımlarınız için teşekkürler,,
|
28-10-2008, 15:23 | #2 |
|
T.C.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2001/12103 K. 2002/480 T. 21.2.2002 • İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının Bacanağına Vermiş Olduğu Altınların Ödenmemesi Üzerine Yaptığı İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle ) • SENETLE İSPAT ZORUNLULUĞUNUN İSTİSNASI ( Usul-Füru Kardeşler Kayınpeder Karı-Koca Arasındaki İşlemlerin Tanıkla İspat Edilebilmesi ) • SAİR DELİL ( Hakimde Davanın Kabulüne İlişkin Kanat Oluşmadığı Takdirde Yemin Deliline Dayanılabileceğinin Davacıya Hatırlatılmasının Gerekmesi ) 1086/m.289,293,356 2004/m.67 ÖZET : Taraflar arasında bacanak olması nedeniyle HUMK.nun 293. maddesinde belirtilen şekilde bir akrabalık ilişkisi mevcut değildir. Davalının aynı yasanın 289. maddesine göre tanık dinlenmesine açık muvafakatı bulunmadığından ve dava edilenin değeri gözetildiğinde olayda tanık dinlenme olanağından söz edilemez.Ayrıca dava dilekçesinde her türlü delil demek suretiyle yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıya, davalı tarafa bir yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalı ile bacanak olduklarını, davalının taşınmaz almak için kendisinden borç para istediğini, davalıya 7 tane bilezik ile 50.000.000 TL ödünç verdiğini, ancak davalının bu altınları ve parayı geri ödemediği gibi icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptalini, 750.000.000 TL alacağın ve icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, davacıdan altın ve borç para almadığını, iddianın yazılı belge ile ispatı gerektiğini savunmuş ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacı ve davalının bacanak olup yakın akraba olmaları nedeniyle senette ispat kuralının uygulanamayacağı, davacı tanıklarının davacı iddiasını doğruladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile icra takibine vaki itirazın 653.000.000 TL üzerinden iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ve davalının eşlerinin kardeş oldukları, yani tarafların birbirlerine bacanak olduğu tarafların kabulündedir. Mahkemece tarafların yakın akraba olduklarından bahisle tanık dinlenmiş ve tanık beyanlarına itibar edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, mahkeme kabulünün aksine taraflar arasında HUMK.nun 293. maddesinde belirtilen şekilde bir akrabalık ilişkisi mevcut değildir. Davalının aynı yasanın 289. maddesine göre tanık dinlenmesine açık muvafakatı bulunmadığından ve dava edilenin değeri gözetildiğinde olayda tanık dinlenme olanağından söz edilemez. Davacı, iddiasını bunlar dışında yazılı delille kanıtlayamamıştır. Ne var ki dava dilekçesinde her türlü delil demek suretiyle yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıya, davalı tarafa bir yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek, olayın niteliği ve taraflar arasındaki akrabalık ilişkisinin yanlış değerlendirilmesi sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
28-10-2008, 15:57 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Hayır, belirli bir davaya özgü değil. Her durumda (293/1'deki kişiler arasındaki işlemlerde bile) senede bağlanmış bir hukuksal işlemin aksi ancak senetle ispat edilebilir. |
28-10-2008, 17:01 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
|
28-10-2008, 17:03 | #5 |
|
MEHMET BEY TEŞEKKÜR EDERİM, ANCAK PAYLAŞTIĞINIZ YARGITAY KARARINDA 293/1 DE BELİRTİLEN YAKIN AKRABALIĞIN OLMAMASI SEBEBİYLE TANIĞA BAŞVURULMAYACAĞI SONUCU ÇIKIYOR.Oysa bence senede karşı her surette senetle ispat gerekir,bu konuda mevcur bir yargıtay kararınız var mı acaba,teşekkürler,,
|
29-10-2008, 14:17 | #6 |
|
HUMK.md 290'a göre "senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler.....tanıkla ispat olunamaz".Asıl hukuki işlem senede bağlandıysa artık tarafların birbirinden senet almalarında manevi imkansızlık bulunduğundan söz edilemez.Sayın ALADAĞ'ın görüşü bu kanun maddesine dayanmaktadır.Açık kanun hükmü karşısında başka bir delile gerek yoktur sanırım...
|
29-10-2008, 14:30 | #7 |
|
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/4479 K. 2002/1284 T. 21.3.2002 • SENETLE İSPAT ZORUNLULUĞU ( Yakın Hısımlar Arasındaki Hukuki İşlemlerin Tanıkla Ispatlanabileceği - Sözleşme Bulunmaması Halinde İş Bedelinin Yapıldığı Tarihteki Mahalli Rayice Göre Belirlenmesi Gerekliliği ) • YAKIN HISIMLAR ARASINDAKİ HUKUKİ İŞLEMLER ( Senetle İspat Zorunluluğu Olmadığı, Tanıkla Ispatlanabileceği - Sözleşme Bulunmaması Halinde İş Bedelinin Yapıldığı Tarihteki Mahalli Rayice Göre Belirlenmesi Gerekliliği ) • SÖZLEŞME BULUNMAMASI HALİDE İŞ BEDELİNİN TESPİTİ ( Yapıldığı Tarihteki Mahalli Rayice Göre Belirleneceği - Yakın Hısımlar Arasındaki Hukuki İşlemlerin Tanıkla Ispatlanabileceği ) 1086/m.293/1 ÖZET : Yanlar kardeş olduğuna göre ödemeye dair tanık dinlenmesi yerindedir. Bu nedenle yazılı belge bulunmadığından ödeme kanıtlanamamıştır şeklindeki gerekçe yerinde değildir. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yanlar kardeş olduğuna göre ödemeye dair tanık dinlenmesi yerindedir ( HUMK. madde 293/1 ). Bu nedenle yazılı belge bulunmadığından ödeme kanıtlanamamıştır şeklindeki gerekçe yerinde değil ise de dinlenen davalı tanıkları miktar bildirip ödemeyi kanıtlayan beyanda bulunmadıklarından, 30.1.2001 tarihli dilekçesinde yemin beyyinesine de dayanan davalıya bu hakkının varlığı hatırlatılmadan hüküm tesisi usule aykırıdır. 3-Davacı, sıva işini 1999 yılı yaz aylarında yaptığını bildirmiştir. İş bedelinin BK. 366. madde hükmünce bu tarihte mahalli rayiç fiyatlarla saptanması gerekirken 26.10.2000 olan dava tarihi itibariyle ve mahalli rayiçler yerine Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatları ile hesaplattırılması da kararlılık kazanmış uygulamaya aykırıdır. Bu nedenlerle kararın bozulması gerekir. SONUÇ : Yukarıdaki ( 1 ) no'lu bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2. ) ve ( 3. ) bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
29-10-2008, 15:41 | #8 |
|
T.C.
YARGITAY HUKUK DAİRESİ 19 Esas No. 2001/6498 Karar No. 2002/1312 Tarihi 04.03.2002 2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/72 1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/290 TANIKLA İSPAT MENFİ TESPİT SENETLE İSPAT ÖZET SENEDE BAĞLANMIŞ HER ÇEŞİT İDDİAYA KARŞI İLERİ SÜRÜLEN VE SENEDİN HÜKÜM VE KUVVETİNİ ORTADAN KALDIRACAK VEYA AZALTACAK NİTELİKTEKİ HUKUKİ İŞLEMLERİN TANIK İLE İSPATI MÜMKÜN OLMAYIP ANCAK AYNI GÜÇTE BİR BELGE İLE KANITLANMASI GEREKİR. DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, davalı işyerinde çalıştıkları sırada teminat olarak boş bono verdiklerini, işten ayrıldıktan sonra bonoyu geri istediklerini, davalının bonoyu iade etmediği gibi 11.000.000.000.TL bedel ile doldurarak icra takibine koyduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının bonoyu zimmetinde kalan mal bedellerine karşılık verdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu bononun teminat olarak davacıya verildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı senedin teminat olarak verildiğini iddia etmiştir. HUMK.nun 290.maddesi gereğince, senede bağlanmış her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikteki hukuki işlemlerin tanık ile ispatı mümkün olmayıp ancak aynı güçte bir belge ile kanıtlanması gerekir. Bu kurula kısaca senede karşı senetle ispat zorunluluğu denir. Mahkemece yukarıda açıklanan yasa maddesi hükmü gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
29-10-2008, 15:51 | #9 |
|
Konu burada da tartışılmıştır.Konuyla ilgili Yargıtay Kararı da bu sayfada mevcuttur.Bkz...http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=25301
|
29-10-2008, 16:07 | #10 |
|
Ancak daha farklı düşüyordum....
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2006/9298 K. 2007/2156 T. 6.3.2007 • BONODAN DOLAYI BORÇLU BULUNULMADIĞININ TESPİTİ ( Senede Karşı İleri Sürülen İddiaların Tanıkla İspatı Mümkün Olmadığı ) • SENEDE KARŞI İLERİ SÜRÜLEN İDDİALAR ( Tanıkla İspatı Mümkün Olmadığı ) • TANIKLA İSPAT ( Senede Karşı İleri Sürülen İddiaların Tanıkla İspatı Mümkün Olmadığı ) 1086/m.290 2004/m.72 ÖZET : Dava, bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Senede karşı ileri sürülen iddiaların tanıkla ispatı mümkün değildir. DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız, davalılar vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmişse de, miktar itibariyle bu isteğin reddi ile incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı vekili davalılardan Perin'in müvekkilinin kardeşi, diğer davalının ise davalı Perin'in eşi olduğunu, davalıların hile ile müvekkiline boş senet imzalattırıp icra takibine giriştiklerini ileri sürerek 15.10.2001 tanzim tarihli 5.000.000.000 TL bedelli bonodan dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 16.03.2003 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin maaşından yapılan tahsilatların istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davacının müvekkillerinden Perin'den borç alıp karşılığında davaya ve takibe konu senedi verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için senede dayalı olarak icra takibi yapıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuşlar, %40 tazminat talep etmişlerdir. Mahkemece davacı ile davalılardan Perin'in mirasçı olduğu terekenin paylaşımı için Bucak İlçesine giderek tapuda işlem yapılmasının gerektiği, kadın sığınma evinde bulunan davalı Perin'in buradan çıkmak için teminat olarak senet verilmesinin gerektiğini söylediği, diğer mirasçıların devlet memuru olmamaları nedeniyle verdikleri senetleri kabul etmediği, davacının 5.000 YTL'lik senedi düzenleyerek tarih atmadan davalı Perin'e verdiği, Perin'in senedi diğer davalıya ciro ettiği, davalı Talat'ın da davacı aleyhine takibe giriştiği, senedin hile ile alındığı gerekçesiyle davalı Talat hakkındaki davanın kabulüne, davacının Beşinci İcra Müdürlüğü'nün 2004/869 sayılı dava dosyasından dolayı takibe konu toplam 10.137.142.000 TL tutarındaki alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitine, İİK.nun 72. maddesi gereğince asıl alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, Perin hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu bononun ihdas nedeni bölümünde "nakden" ibaresi yazılıdır. Davalılar vekili de savunmasında senedin davacıya verilen borç para karşılığı düzenlendiğini belirtmiştir. Bu durumda senedin boş olarak verildiği ve sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu yolundaki iddianın davacı tarafça kanıtlanması gerekmektedir. HUMK.nun 290. maddesine göre senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz. Taraflar kardeş olmalarına rağmen senet düzenlediklerinden, senede karşı ileri sürülen iddiaların anılan yasa hükmü uyarınca tanıkla ispatı mümkün değildir. Her ne kadar davacı taraf birtakım olaylardan söz ederek hile iddiasında bulunmuş ise de, ileri sürülen olaylar hile niteliğinde görülmediğinden ve davalı taraf muvafakat etmediğinden bu yönden de tanık dinlenmesi usule uygun değildir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin dinlenen tanık beyanlarına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ) , bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
29-10-2008, 21:56 | #11 |
|
Bende hile ve çalınma olaylarında (senet iptali davaları)tanık dinelenebileceğine dair kararlar okumuştum.Benimde benzer bir davam var üvey anne -oğul ..tanık dinlenmesini talep ettim.bakalım ne olacak?
|
01-06-2011, 14:14 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
|
01-06-2011, 14:40 | #13 |
|
HUMK 293/1 de düzenlenmiş bulunan istisna, HUMK 288 de düzenlenen "senetle ispat zorunluluğu" kuralının istisnasıdır, HUMK 290 da düzenlenmiş olan "senede karşı senetle ispat zorunluluğu" kuralının değil. Dolayısıyla taraflar akraba bile olsa aralarındaki hukuki ilişkiyi senede bağlamışlarsa artık bu durumda HUMK 293/1 de düzenlenmiş istisna uygulanamaz dolayısıyla tanık dinletilemez. HUMK 290 da düzenlenmiş senede karşı senetle ispat kuralının istisnaları ise;
- HUMK 293/3 te düzenlenen mücbir sebeplerin sözkonusu olması - Hata,hile,gabin, ikrah iddiaları - Senede karşılık diğer tarafın elinde yazılı delil başlangıcı niteliğini haiz belge olması - HUMK 294 te belirtili şartların var olması - Arada bu yönde düzenlenmiş bir delil sözleşmesi olması - Karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmesi durumlarıdır. İyi çalışmalar.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Akrabalar Arasında Senede Karşı Senetle İspat Kuralı | Av. Salim | Meslektaşların Soruları | 10 | 30-10-2017 08:38 |
Humk 186 ya göre borçlunun seçimlik hakkı | hediye | Meslektaşların Soruları | 11 | 12-06-2015 17:42 |
İnternetten yasadışı mp3 transferine hukuki işlemler başladı. | efekankaptan | Hukuk Haberleri | 45 | 03-08-2008 22:53 |
acil- Humk m. 409'a göre yenileme sınırı | parézer | Meslektaşların Soruları | 4 | 27-06-2008 23:42 |
ayıplı ürünlerde satıcılar arası hukuki münasebet | av.mehtap | Meslektaşların Soruları | 1 | 13-05-2008 16:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |