Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çeklerde İbrazdan Sonraki Cironun Sonuçları

Yanıt
Konu Notu: 3 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-03-2003, 11:28   #1
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Soru Çeklerde İbrazdan Sonraki Cironun Sonuçları

Sevgili Meslektaşlarım;
Bankaya ibrazdan sonra yapılan beyaz cironun alacağın temliki sonuçlarını doğurup doğurmadığını, böyle bir çeki elinde bulunduran kişinin çekte hiç bir yerde adı geçmiyorsa dahi Kambiyo senetlerine özgü takip yapıp yapamayacağı konusunda ki bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Çekde lehdar tüzel kişiliği olan bir ticari şirket ancak aynı şirketin beyaz cirosu ve devam eden 4 beyaz cirodan sonra ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmiş. Karşılksız çıktıktan sonra bankaya ibraz eden kişi beyaz ciro ile devrediyor. 3 . ciranta olan müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatılıyor. Ancak takipte alacaklı görünen şahsın adına çekin hiç bir yerinde rastlanmıyor.
Bulduğum bir çok yargıtay kararında ibrazdan sonraki cironun alacağın temliki hükmünde olduğu belirtilerek "adına" bir cironun varlığından sözediliyor .
Alacağın temliki ile ilgili hükümlere baktıımızda
1-yazılı olması gerektiği
2-Bir şekilde temlikin kabul beyanı görmesi gerektiğini kanun vaazediyor. (BK 163)
Problem şu;
Tedavül kabiliyeti sona eren çeki elinde bulunduran kişinin adı çekte yer almıyorsa ciro silsislesi içinde yoksa çeklere özgü takip yapabilir mi?
Takip yapabiliyorsa TTK'nın çeşitli hükümlerinin varlık gerekçesi kalmıyor. Misal;
Madde 702 - Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takibederse bu son ciroyu imzalıyan kimse çeki beyaz ciro ile iktisabetmiş sayılır.
Bu maddenin ters yorumundan ödeme aracı olan çekin ibrazdan sonra artık ödeme aracı olma fonksiyonunu yitirdiği ve bu nedenle ancak alacağın varlığın gösterir bir belge haline geldiğini ve bununda özellikle beyaz ciro ile devredilemeyeceiği sonucuna varmak gerekmez mi?
Şimdidien teşekkürler?
Selamlar ve saygılar
Old 24-03-2003, 23:09   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sevgili Alimoğlu,

Bilindiği üzere ve değindiğin gibi ciro senedin yahut çekin lehdara teslimi anından başlar ve vadeye (çekte ödeme için ibraz süresi sonuna) kadar devam eder. Bkz. TK.602, 705.

Vadeden sonra yahut çekler için ibraz süresi geçtikten sonra yapılan ciroların, artık ciro değil alacağın temliki hükmünde olacağı 602 ve 705. maddeler ile yargıtay' ın muhtelif kararları icabı olduğundan olayı BK. 164. madde kapsamında ele almak ve ciroyu '' kanuni temlik'' noktasında değerlendirmek mümkün sayılmalıdır. BK.164 delaletiyle anlaşılacağı üzere hiç bir merasime ve hatta önceki alacaklıların rızasına dahi gerek olmadan çeki elinde bulunduranın mevcut beyaz ciro ile hakkını talep etmesi mümkündür.

kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapılıp yapılmayacağı sorusuna cevap ibraz süresi geçtikten sonra ancak ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmiş çeklerin beyaz ciro ile devri çekin çek vasfını ortadan kaldırıp kaldırmayacağına vereceğimiz cevapla eş tir. İbraz süresi içinde bankaya sunulduğu halde karşılığı olmayan ve bu şerh çeke derc edilen durumlarda çek çek vasfını muhafaza edeceğinden, sorun olmayacaktır.

Selam ve saygılarımla
Old 26-10-2006, 08:55   #3
Av.Nebi

 
Varsayılan

Pardon benim bir sorum olcak.Konu eski ama yeni konu açmak istemedim.

Alacağın temliki usulü nasıl olur ? Sanırım ayrı bir kağıda alacağın temlik olduğuna dair ibare yazılması yetiyor değil mi ?
Old 26-10-2006, 10:15   #4
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Fahri Bey ,

ibraz dan sonra ciro hususunda gerçekten eski kararlar ile yeni Yargıtay kararları arasında faklı çözümlere gidildiği görülmektedir.

Yeni Yargıtay Kararlarına göre , İbraz dan sonra ki ciro nun " Alacağın temliki hükümlerine göre yapılması gerektiği " ve kararların yazılış şekline göre de beyaz ciro nun yeterli olmadığı , ibrazdan sonraki beyaz ciro da bu şekilde beyaz ciro ile çeki elinde bulnduranın YETKİLİ HAMİL OLAMIYACAĞI ,TAKİP HAKKININ BULUNMADIĞI İİK 170/a ya göre takibin iptaline karar verilmesi gerektiği ve yine bu türlü çekler dolayısı ile de ayrıca şahsın 3167 sy. kanuna göre de şikayet hakkının bulunmadığı şeklinde yeni kararlar mevcuttur.

Saygılarımı sunarım. Av. Erdal
Old 26-10-2006, 11:16   #5
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erdal7
Sayın Fahri Bey ,

ibraz dan sonra ciro hususunda gerçekten eski kararlar ile yeni Yargıtay kararları arasında faklı çözümlere gidildiği görülmektedir.

Yeni Yargıtay Kararlarına göre , İbraz dan sonra ki ciro nun " Alacağın temliki hükümlerine göre yapılması gerektiği " ve kararların yazılış şekline göre de beyaz ciro nun yeterli olmadığı , ibrazdan sonraki beyaz ciro da bu şekilde beyaz ciro ile çeki elinde bulnduranın YETKİLİ HAMİL OLAMIYACAĞI ,TAKİP HAKKININ BULUNMADIĞI İİK 170/a ya göre takibin iptaline karar verilmesi gerektiği ve yine bu türlü çekler dolayısı ile de ayrıca şahsın 3167 sy. kanuna göre de şikayet hakkının bulunmadığı şeklinde yeni kararlar mevcuttur.

Saygılarımı sunarım. Av. Erdal

Erdal bey cevap için teşekkürler ama konu 2003 yılından kalma saygılar...
Old 26-10-2006, 16:33   #6
Almıla

 
Varsayılan

sayın meslektaşım;
Alacağın temliki yazılı olmak zorundadır (BK.161) . Sorunuz 2003 yılında Av. Fahri Alimoğlu tarafından açılan soruyla ilişkili ise (yani karşılıksız şerhi düşülmüş bir çekin bu aşamadan sonra ciro ile devrine ilişkin ise) Karşıksız şerhinden sonra çeki bankaya ibraz eden son cirantanın şerhin altına alacağını temlik ettiğini bildirerek imzalaması bankanın çeki getiren kişiye ödemeyi yapması ve sizin takibe girişebilmeniz için yeterlidir.
Old 26-10-2006, 17:49   #7
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Almıla
Karşıksız şerhinden sonra çeki bankaya ibraz eden son cirantanın şerhin altına alacağını temlik ettiğini bildirerek imzalaması bankanın çeki getiren kişiye ödemeyi yapması ve sizin takibe girişebilmeniz için yeterlidir.

Benim sorum bu yöndeydi evet. Yani alacağın temlik olduğunu çek üzerine yazmamız yetiyor mu ? Benim bidiğim kadarıyla bu temlikin çek üzerinden ayrı yazılı yapılması gerekiyor ? Yanlış mı ? Teşekkürler
Old 26-10-2006, 20:12   #8
funda.0633

 
Varsayılan selamlar..

Çeklerde ibrazdan sonra yapolan ciro alacağın temliki hükmünün sonuçlarını yaratır..Bu ne demektir...İbrazdan sonra yapılan ciro alacağın temlik hükmünü doğurduğuna göre bu şeklde çeki alan şahıs diğer cirantalar gibi müracat hakkını kulanamaz.Yani hamil normal cirolarda istediği kişiye başvururken ibrazdan sonra çeki alan şahıs sadece çeki aldığı kişiye başvurablir..Yine önemli bir husus da şudur...İbrazdan sonra çeki alan kişi müracat hakkını kulanabilir.Ancak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla müracat hakkını kullanamaz...

Alacağın temlikinin şartlarına gelince...Alacağın temliki şekle tabidir.Yazılı şekil kafidir.Bunun resmi bir şekilde yapılmasına da gerek yoktur..Alacağı temlik edenin imzası kafidir.Alacağı devralan kişinin imzasına gerek yoktur..SELAMLAR....
Old 28-10-2006, 11:04   #9
Almıla

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nebi
Benim sorum bu yöndeydi evet. Yani alacağın temlik olduğunu çek üzerine yazmamız yetiyor mu ? Benim bidiğim kadarıyla bu temlikin çek ü
zerinden ayrı yazılı yapılması gerekiyor ? Yanlış mı ? Teşekkürler

Temlikin mahiyeti gereği yazılı yapılması yeterlidir. Çek üzerine olması kullanım kolaylığı getirir kanaatindeyim, tabi taraflar arasında adi bir yazlı belge ile bu hususun belirtilmesini engelleyici bir hüküm de bulunmuyor. Bu tarz işlemlerdeki sıkıntı, girişeceğiniz icra takibine gelecek olası itirazda temlik eden ve alan arasındaki ilişkinin ispatındadır zaten. (çek sahibinin lehdara ileri sürebileceği tüm defileri temlik alana yöneltebileceği dikkate alındığında temlik alan olarak alacağınızın semeresiz kalmaması için temlik edenin olası imza itirazını bertaraf edebilmek gereklidir. Temliknamenin bu sebeple noter vasıtası ile yapılması da meslektaşların tercih ettiği yollardandır.)
Old 03-12-2006, 14:21   #10
naz

 
Varsayılan

Merhaba
Muhatap bankanın şubesinin bulunmadığı bir yerde , başka bir bankaya , ibraz süresi içinde ibraz edilen çek , takas odasından karşılığı bulunmadığı yönünde muhatap bankadan cevap alınırsa , karşılıksızdır şerhinin çekin üzerine düşülmesi gerekmezmi ?Eğer düşülmemişse , yani ayrı bir kağıt üzerinde bu durum belirtilmişse , ve çeki ibraz eden de yurtdışında bu ibrazı gerçekleştirmiş ise bu durumda neler yapılabilir.Cevaplarınız ve yardımlarınız için şimdiden teşekkürler
Old 03-12-2006, 15:42   #11
ragıp

 
Varsayılan

Çekin bankaya ibrazından sonraki ciro alacağın temlik hükümlerine tabidir. Bu nedenle, ayrı bir temlik sözleşmesi yapılmadığı sürece ciro hüküm taşımayacak ve takip iptal olacaktır.
Temlik, yazılı olmak zorundadır. Bu nedenle, gerek ayrı bir sözleşme gerekse, çek üzerinde temlik sözleşmesi yazılabilir.
Eğer temlik, BK daki amir hükümleri taşıyam bir temlik ise, ister çek üzeribne, ister ayrı bir kağıda yazılsın ge.erlidir. Bu durumda, kambiyo senetlerine mahsusu takip yapılabilir
Old 03-12-2006, 18:12   #12
ibreti

 
Varsayılan

Sunulu kararlardan ilki ibrazdan son8raki BEYAZA CİRO hükümlerine, ikincisi ise alacağın temlik hükümlerindeki İSME ya da EMRE CİROYA ilişkin. Üçüncü sırada sunulu HGK kararında ALACAĞIN TEMLİKİ HÜKMÜNDEKİ CİRONUN İSME OLMASI GEREKTİĞİ yazılı..
Yararlı olacağı ümidi ile...
-----

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/23318
K. 2006/148
T. 23.1.2006
• CİRO ZİNCİRİNDE KOPUKLUK BULUNMASI ( İbrazdan Sonra Hamiline Çek Kendisine Ciro Edilmeyen Takip Alacaklısının Yetkili Hamil Sıfatının Bulunmaması - Çekin İptali Gereği )
• HAMİLİNE ÇEKİN DEVRİ ( İbrazdan Sonra Lehine Ciro Olmadan Çeki Elinde Bulunduran Kişinin Yetkili Hamil Sayılmaması - Çekin İptali Gereği )
• ÇEKİN İPTALİ TALEBİ ( Hamiline Çekin İbrazdan Sonra Kendisine Ciro Edildiğine İlişkin Bir Kayıt Bulunmadan Çeki Elinde Bulunduran Kişinin Yetkili Hamil Sayılmaması - Çekin Sıhhat ve Manasına Etki Etmeyen Değişikliğin Tahrifat Olarak Kabul Edilemeyeceği )
• KEŞİDE YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( Çekteki Silinti Çıkıntı veya Kazıntının Çekin Sıhhat ve Manasına Etki Etmedikçe Tahrifat Olarak Kabul Edilemeyeceği - Çekin İptali Talebinin Reddi Gereği )
• TAHRİFAT NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI ( Çekteki Keşide Yerinin Açık Olmadığından Değiştirilerek Açıkça Yazılmış Olması - Çekin Sıhhat ve Manasını Etkilemeyen Değişikliklerin Tahrifat Olarak Kabul Edilememesi )
2004/m.170/a-2
1086/m.298
6762/m.592,730
ÖZET : 1- Takip dayanağı çeklerden iki adedi hamiline keşide edilmiş olup, muhatap bankaya ibraz edilmelerinden sonra takip alacaklısı tarafından imza edilerek ciro edilmişlerdir. Her iki çekin arka yüzünün incelenmesinde ibrazdan önce takip alacaklısı A. R. U.'ya yapılmış bir cironun bulunmadığı görülmektedir. İbrazdan sonra da takip alacaklısına ( alacağın temliki hükümlerini doğuracak ) bir ciro mevcut değildir. Kendisine ciro ile intikal eden bir hak bulunmadığına göre, takip alacaklısının ibrazdan sonra çeklerde kendi imzasının bulunması adı geçeni yetkili hamil durumuna getirmez. Ciro zincirinde kopukluk olduğu için, mahkemenin bu çekler hakkındaki iptal kararı İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince ve sonucu itibariyle doğrudur.

2- Çek üzerinde yapılan işlemin tahrifat olarak kabul edilebilmesi için, belgedeki çıkıntı, kazıntı veya silintinin senedin sıhhat veya manasına müessir olacak nitelikte bulunması zorunludur. Somut olayda keşide yeriyle ilgili ( K.ELİ ) yazısı KIRKLARELİ şeklinde değiştirilerek noksanlık tamamlanmış ve belgede herhangi bir tahrifatta bulunulmamıştır. Çekin sonradan ve tedavüle çıkarken doldurulması mümkün olup anılan çeklerle ilgili itirazın da mahkemece reddi gerekirken, bunlar yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-09.04.2005 keşide tarihli 4000. YTL. bedelli ve 14.04.2005 keşide tarihli 3500. YTL. bedelli çekler ile ilgili olarak yapılan temyiz incelenmesinde;

Takip dayanağı çeklerden yukarıda belirtilen iki adedi hamiline keşide edilmiş olup, muhatap bankaya ibraz edilmelerinden sonra takip alacaklısı A. R. U. tarafından imza edilerek ciro edilmişlerdir. Her iki çekin arka yüzünün incelenmesinde ibrazdan önce takip alacaklısı A. R. U.'ya yapılmış bir cironun bulunmadığı görülmektedir. İbrazdan sonra da takip alacaklısına ( alacağın temliki hükümlerini doğuracak ) bir ciro mevcut değildir. Kendisine ciro ile intikal eden bir hak bulunmadığına göre, takip alacaklısının ibrazdan sonra çeklerde kendi imzasının bulunması adı geçeni yetkili hamil durumuna getirmez. Ciro zincirinde kopukluk olduğu için, mahkemenin bu çekler hakkındaki iptal kararı İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince ve sonucu itibariyle doğrudur. Bu nedenle alacaklı vekilinin anılan çeklerle ilgili temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- 16.04.2005 keşide tarihli 4000. YTL. bedelli ve 10.05.2005 keşide tarihli 3600. YTL. bedelli çeklerle ilgili olarak yapılan temyiz incelemesinde;

14.12.1992 günlü ve 1991/1 E. - 1991/5 K. sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı Üzere, çeklerde keşide yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olarak gösterilmesi gerekir. Aksi halde dayanak belgenin çek vasfında olduğunun kabulü mümkün değildir. Somut olayda yukarıda belirtilen iki adet çekte keşide yerinin başlangıçtan ( K.ELİ ) olarak yazıldığı bu ibarenin daha sonra ( KIRKLARELİ ) şekline dönüştüğü mahkemece kabul edilmiş ve yapılan bu işlemin tahrifat olduğu gerekçesiyle anılan çekler yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. HUMK.nun 298. maddesi gereğince, yapılan işlemin tahrifat olarak kabul edilebilmesi için, belgedeki çıkıntı, kazıntı veya silintinin ( senedin sıhhat veya manasına müessir olacak ) nitelikte bulunması zorunludur. Somut olayda yukarıda açıklananın aksine ve mahkemenin kabul şekline göre keşide yerindeki noksanlık tamamlanmış ve belgede herhangi bir tahrifatta bulunulmamıştır. Türk Ticaret Kanununun 730/3. maddesi göndermesiyle çeklerde de uygulanması gereken aynı kanunun 592. maddesi gereğince çekin sonradan ve tedavüle çıkarken doldurulması mümkün olup, anılan çeklerle ilgili itirazın da mahkemece reddi gerekirken, bunlar yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle IIK.366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/18897

K. 2004/24577

T. 29.11.2004

• HAMİLİNE YAZILI ÇEK ( Ciro Edilmekle Emre Yazılı Çek Haline Dönüşmeyeceği - Bankaya İbrazından Sonra Çekte Hak Sahihi Olunabilmesi İçin Takip Alacaklısı Adına Alacağın Temliki Sonucunu Doğuran Bir Cironun Bulunmasının Şart Olduğu )

• CİRO BULUNMASI ŞARTI ( Bankaya İbraz Edildikten Sonra Çek Üzerinde Hak Sahibi Olduğunu İddia Eden Kişi Adına - Hamiline Yazılı Çekin Cirosuyla Cirantaya Müracaat Hakkının Doğması/Cironun Emre Yazılı Çek Haline Dönmeyeceği )

• YETKİLİ HAMİL ( İbrazdan Sonra Hak Sahibi Olma İddiasına Dayanan Takip Alacaklısının Yetkili Hamil Olabilmesi İçin İbrazdan Sonra Temlik Hükmünde de Olsa Bir Cironun Varlığı Şartı )

• ÇEKİN BANKAYA İBRAZINDAN SONRA HAK SAHİBİ OLDUĞUNU İDDİA EDEN TAKİP ALACAKLISI ( Adına Ciro Bulunması Şartı )

6762/m.703

ÖZET : Hamiline yazılı bir çek üzerine yapılan bir ciro cirantayı, müracaat hakkına dair hükümler gereğince sorumlu kılarsa da, senedin mahiyetini değiştirerek onu emre yazılı bir çek haline getirmez. Ayrıca hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibrazdan sonra adı geçene ( temlik hükmünde de olsa ) bir cironun varlığı zorunludur. Aksi takdirde takip alacaklısı yetkili hamil olmaz.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin Borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : TTK'nın 703. maddesine göre hamiline yazılı bir çek üzerine yapılan bir ciro cirantayı, müracaat hakkına dair hükümler gereğince sorumlu kılarsa da senedin mahiyetini değiştirerek onu emre yazılı bir çek haline getirmez. Ayrıca, Hukuk Genel Kurulu'nun 24.4.1996 tarih ve 1996/12-136 Esas, 1996/288 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibrazdan sonra adı geçene ( temlik hükmünde de olsa ) bir cironun varlığı zorunludur. Aksi taktirde takip alacaklısı yetkili hamil olmaz.
Nitekim şikayetçi vekili tarafından dosyaya sunulan 29.12.2003 tarihli dilekçede çekin hamil Süleyman tarafından bankaya ibraz edildiği ileri sürülmüştür. Mahkemece bu husus bankadan araştırılmalıdır. Çeki bankaya ibraz edenin Süleyman olduğunun saptanması halinde, başkaca takip alacaklısına bir ciro bulunmadığından şikayetin kabulü yoluna gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 29.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1998/12-642

K. 1998/650

T. 30.9.1998

• GERİYE DÖNÜŞ CİROSU

• CİRO ( Alacağın temliki )

• ÇEKİN BANKAYA İBRAZINDAN SONRA CİRO EDİLMESİ

• CİRO SİLSİLESİ

6762/m.588,702,705

ÖZET : Gerek isme yazılı, gerekse hamiline yazılı çeklerde ciro silsilesi içerisinde yer alan kişiler için ayrıca geriye dönüş cirosuna gerek yoktur.
DAVA : Taraflar arasındaki “itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5.İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın reddine dair verilen 28.5.1997 gün ve 1995/314 E-1997-503 K.sayılı kararın incelenmesi davacı muteriz vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 8.10.1997 gün ve 1997/9701-10331 sayılı ilamı:
( … Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK. 588 ve 702. maddelerinde senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılacağını öngörmüştür. Takip konusu çekleri bankaya ibraz eden Behçet Şafak olup ibrazdan sonra takip yapan hamile bir cirosu yoktur. Hukuk genel Kurulu’nun 24.4.1996 tarih 1996/12-136 Esas, 1996/288 Karar sayılı kararında da açıklandığı gibi, hamile yazılı bir çekin bankaya ibrazından sonra ciro edilmeksizin başkasına elden devri olanaksızdır. İbrazdan sonra alacaklının çekde hak sahibi olabilmesi için TTK. 705. maddesi uyarınca adına alacağın temliki sonucu doğuran bir cironun bulunması gerekir. O halde, takip alacaklısı yetkili hamil olmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir. . . ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosya da ki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.12.1990 gün ve 1990/12-579-658 sayılı kararında isme yazılı çeklerde ciro silsilesi içersinde yer alan ve çeki elinde bulunduran kişiye ayrıca geriye dönüş cirosuna gerek bulunmadığı belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.4.1996 tarih ve 1996/12-136 esas 1996/288 sayılı kararında ise hamile yazılı çeklerde ciro silsilesi içersinde yer almayan takip alacaklısına, çekin muhatap bankaya ibrazından sonra temlik cirosunun yapılması gerektiği vurgulanmış olup hamiline yazılı çeklerde de ciro silsilesi içersinde yer alan kişiler için ayrıca böyle bir ciro zorunluluğu getirilmemiştir. O nedenle sözü edilen Hukuk Genel Kurulu kararlarında; gerek isme yazılı, gerekse hamiline yazılı çeklerde ciro silsilesi içersinde yer alan kişiler için ayrıca geriye dönüş cirosuna gerek bulunmadığı belirlendiğinden her iki karar arasında çelişki bulunmamaktadır. Bu nedenle, Mercii Hakimliğinin Hukuk Genel Kurulu kararları arasında çelişki bulunduğu hususundaki görüşü yerinde değilsede, anılan görüşün kararda belirtilmesinin sonuca etkili olmamasına, göre Usul ve Yasa’ya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı muteriz vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), oybirliği ile karar verildi.
Old 11-09-2007, 16:01   #13
ARN

 
Varsayılan Karşılıksız çekin cirosu

Muhattap bankaca karşılığı olmadı yonünde şerhlenen çekin yeniden ciro edilmesi mümkün müdür?
Old 11-09-2007, 16:36   #14
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARN
Muhattap bankaca karşılığı olmadı yonünde şerhlenen çekin yeniden ciro edilmesi mümkün müdür?

Cironun alacağın temliki şeklinde yapılması gerekmektedir. Yani bankaya ibrazdan önceki cirantanın, alacağı, yeni hamile temlik etmesi gerekmektedir.Bu temlik sözleşmesini çekin arkasına yapabileceğiniz gibi ayrı bir temlikname olarak ta hazırlayabilirsiniz. Fakat çekin arkasına yapılması işlerinizi daha kolaylaştıracaktır. Bu temlik işlemi çekin kambiyo vasfını kaybettirmiyor ve siz yine kambiyo senedine ilişkin takibinizi yapabiliyorsunuz. fakat karşılıksız çek şikayetinde bulunmamıyorsunuz. Kolaylıklar diliyorum.
Old 11-09-2007, 16:38   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARN
Muhattap bankaca karşılığı olmadı yonünde şerhlenen çekin yeniden ciro edilmesi mümkün müdür?

Sayın ARN,

Sorduğunuz soru THS'de o kadar çok soruldu ve yanıtlandı ki, mesajınızı taşıdığım bu forum sadece onlardan birisidir. Bu forumda aradığınız cevap yoksa;

Lütfen Forum İçi Arama butonunu kullanarak, diğer forumlara ulaşın.

Saygılarımla
Old 27-03-2008, 23:44   #16
htosun

 
Varsayılan

şöyle bir durum var.: çeki ciro etmeden arkasını ibraz müddetinde yazan Banka aynı zamanda icraya koyan alacaklı banka ise yani ikiside aynı ise başka bir ciro da yapılmamış olması durumunda sonuçlar ne olabilir. ? Bu Şekilde çekin arkasını yazan banka aynı zamanda çekin alacaklısı ? son hamil olarak da ciro etmeden çeki yazıyorlar..Ve bu çeklere İhtiytai haciz kararı Ticaret mahkemesinden alınıyor ? mahkeme İhtiyati haciz veriyor..Meşru hamil olup olmaması yönünden İcra mahkemesinde takibin iptaline neden olur mu ? bu konuda görüş beyan etmek isteyen arkdaşları dinleyebilirim ?
Old 10-11-2010, 23:06   #17
concept

 
Soru Çekin ibrazdan sonra ciro edilmesinde şekil sorunu

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın ARN,

Sorduğunuz soru THS'de o kadar çok soruldu ve yanıtlandı ki, mesajınızı taşıdığım bu forum sadece onlardan birisidir. Bu forumda aradığınız cevap yoksa;

Lütfen Forum İçi Arama butonunu kullanarak, diğer forumlara ulaşın.

Saygılarımla


Sayın Ergin; Yargıtay kararlarında ibrazdan sonra çeki elinde bulunduranın takibe hakkı olabilmesi için "adı geçene" temlik hükmünde ciro edilmesinden bahsediyor. Burada anlamamız gereken; son hamilin ibrazdan sonra " A ya devrediyorum imza B" şeklinde çeki ciro etmesi yeterli mi ? yoksa takip yapacak A nın ismi belirtilmeden, B nin imzası yeterli olduğu şeklinde mi ?
Old 11-11-2010, 14:36   #18
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bertali
Sayın Ergin; Yargıtay kararlarında ibrazdan sonra çeki elinde bulunduranın takibe hakkı olabilmesi için "adı geçene" temlik hükmünde ciro edilmesinden bahsediyor. Burada anlamamız gereken; son hamilin ibrazdan sonra " A ya devrediyorum imza B" şeklinde çeki ciro etmesi yeterli mi ? yoksa takip yapacak A nın ismi belirtilmeden, B nin imzası yeterli olduğu şeklinde mi ?

Bence yeterli. B.K. 163 üncü madde yazılı olmasını yeterli bulmakta; ayrıca şekil şartı aramamaktadır.
Old 20-08-2020, 16:06   #19
Av. Suat

 
Varsayılan

Bankaların alacaklı olduğu bazı takiplerde şeklen alacağın temliki yok gibi görünse de takip alacaklısı olan banka yine de meşru hamil olabilmektedir.

Hukuk Genel Kurulu 2017/337 E. , 2019/1176 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Özet : Borçlu vekili; alacaklı bankanın takip konusu çekte lehtar veya ciranta olmadığını, çeki temlik cirosu ile temlik almadığını, çek için karşılıksız şerhi işlemi yapmasının bankayı alacaklı hâline getirmediğini, karşılıksız şerhinden önce alacaklının cirosunun olmadığını belirterek alacaklı bankanın takip hakkı bulunmadığından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun 170/a maddesinin 2. fıkrasına göre takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkemece; çeki takibe koyan bankanın lehtar veya ciranta olarak çeki elinde bulundurmadığı, dolayısı ile çekin hamili olmadığı, alacaklı bankanın sadece çeki takasa sunan aracı banka olduğu, çekin alacaklı bankaya yetkili hamil tarafından ibraz edildiği ve alacaklının bu ibraz üzerine muhatap bankaya vekâleten çekin karşılıksız olup olmadığını sorgulayarak karşılıksız kaşesi vurduğu, bu durumun alacaklı bankayı çekin yasal hamili konumuna getirmeyeceği, alacaklının çeki beyaz ciro olarak elinde bulundurduğu kabul edilse bile karşılıksız kaşesindeki ifadeye göre bunun da kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle evrak üzerinden davanın (şikâyetin) kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.

6102 sayılı TTK.nun 790. maddesinde; "Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır" düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı Kanunun 798. maddesine göre ise; çekin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliğinin 14/B maddesinin ikinci fıkrasında; “Elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, bankalarca, muhatap bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekalet vererek hesaben tesviye edilmek amacıyla işlem yapacak bankalar, Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetim Kurulu’nca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu faaliyetlere katılabilirler” hükmü yer almaktadır.
Takip dayanağı çekin, muhatabının Türkiye Finansbank Buca Şubesi olduğu, keşidecisinin ... Akaryakıt Otomotiv Turizm Gıda İnşaat Na. Sa. ve Tic. Ltd. Şti, lehtarının D Tarım ve Tarım İlaçları Ltd. Şti olduğu, lehtarın cirosu ile çekin Aytekinler Lojistik ve Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne geçtiği, adı geçen bu şirketin cirosu ile çeki devralan Türkiye Vakıflar Bankası Güzelyalı Şubesinin, çeki muhatap Türkiye Finansbank adına vekaleten 23.09.2014 tarihinde ibraz ettiği görülmektedir. Başka bir anlatımla takip alacaklısı T.Vakıflar Bankası T.A.O., ibraz işlemini muhatap banka adına vekaleten yapmaktadır. Takip alacaklısı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, anılan çek yönünden takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.

Karar : Taraflar arasındaki “takibin iptali” talebinden dolayı yapılan inceleme sonunda İzmir 6. İcra (Hukuk) Mahkemesince takibin iptaline dair verilen 27.10.2014 tarihli ve 2014/734 E., 2014/637 K. sayılı karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 30.03.2015 tarihli ve 2014/34158 E., 2015/7601 K. sayılı kararı ile;

"...1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2-Alacaklı tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak, takip alacaklısı bankanın yetkili hamil olmadığından taraf sıfatının bulunmadığını, bu sebeple takibin iptalini talep ettiği, mahkemece takip alacaklısının yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK.nun 790. maddesinde; "Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır" düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı Kanunun 798. maddesine göre ise; çekin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliğinin 14/B maddesinin ikinci fıkrasında; “Elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, bankalarca, muhatap bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekalet vererek hesaben tesviye edilmek amacıyla işlem yapacak bankalar, Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetim Kurulu’nca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu faaliyetlere katılabilirler” hükmü yer almaktadır.
Takip dayanağı çekin, muhatabının Türkiye Finansbank Buca Şubesi olduğu, keşidecisinin ... Akaryakıt Otomotiv Turizm Gıda İnşaat Na. Sa. ve Tic. Ltd. Şti, lehtarının D Tarım ve Tarım İlaçları Ltd. Şti olduğu, lehtarın cirosu ile çekin Aytekinler Lojistik ve Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne geçtiği, adı geçen bu şirketin cirosu ile çeki devralan Türkiye Vakıflar Bankası Güzelyalı Şubesinin, çeki muhatap Türkiye Finansbank adına vekaleten 23.09.2014 tarihinde ibraz ettiği görülmektedir. Başka bir anlatımla takip alacaklısı T.Vakıflar Bankası T.A.O., ibraz işlemini muhatap banka adına vekaleten yapmaktadır. Takip alacaklısı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, anılan çek yönünden takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.
O halde mahkemece 23.09.2014 keşide tarihli çeke yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir..."

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan inceleme sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, kambiyo hukuku mucibince alacaklının takip hakkına sahip bulunmadığından bahisle takibin iptaline ilişkindir.


Borçlu vekili; alacaklı bankanın takip konusu çekte lehtar veya ciranta olmadığını, çeki temlik cirosu ile temlik almadığını, çek için karşılıksız şerhi işlemi yapmasının bankayı alacaklı hâline getirmediğini, karşılıksız şerhinden önce alacaklının cirosunun olmadığını belirterek alacaklı bankanın takip hakkı bulunmadığından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun 170/a maddesinin 2. fıkrasına göre takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece; çeki takibe koyan bankanın lehtar veya ciranta olarak çeki elinde bulundurmadığı, dolayısı ile çekin hamili olmadığı, alacaklı bankanın sadece çeki takasa sunan aracı banka olduğu, çekin alacaklı bankaya yetkili hamil tarafından ibraz edildiği ve alacaklının bu ibraz üzerine muhatap bankaya vekâleten çekin karşılıksız olup olmadığını sorgulayarak karşılıksız kaşesi vurduğu, bu durumun alacaklı bankayı çekin yasal hamili konumuna getirmeyeceği, alacaklının çeki beyaz ciro olarak elinde bulundurduğu kabul edilse bile karşılıksız kaşesindeki ifadeye göre bunun da kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle evrak üzerinden davanın (şikâyetin) kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazı üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; önceki gerekçelere ek olarak, takip konusu çekin muhatabının Türkiye Finansbank Buca Şubesi olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)'nun 796. maddesinin 1. fıkrasında çekin ödeme için muhataba ibraz edilmesinin şart koşulduğu, ister doğrudan ister takas odası yolu ile olsun ibrazın ödeme için muhataba yapılması gerektiği, muhataba vekâleten ibrazın TTK hükümlerinde mümkün olmadığı, hamilin çeki muhataba ibraz etmesi gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalar Arası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliği'nin 14/B maddesinin 2. fıkrasında yapılan düzenlemenin de bu yönde olduğu, sadece takasta çekin fiziki olarak muhataba değil takas odasına ibraz edildiği, çekin muhataba vekâleten yine muhataba ibraz edilmesi nedeniyle alacaklı bankanın yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyize getirilmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine dayanak çekte muhatap Türkiye Finansbank A.Ş. adına vekâleten ibraz işlemini yapan T. Vakıflar Bankası T.A.O.'nun yetkili hamil olup olmadığı, İİK'nın 170/a maddesine göre kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre borçlunun şikâyetin reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki İİK'nın 167. maddesinin 1. fıkrasına göre alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi için alacağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir. Dolayısıyla alacaklının çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi için çekin TTK'nın 780. maddesinde yazılı unsurları taşıması gerekir.
İİK'nın 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikâyet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takibi iptal edebilir.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapan alacaklı, kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olmadığı, özellikle, alacaklının kambiyo senedinin yetkili hamili olmadığı, kambiyo senedinin borçlusu olmayan kişiye karşı takip yaptığı veya protesto çekmesi gereken hâllerde protesto çekmediği (veya takip konusu çeki süresinde muhatap bankaya veya bir takas odasına ibraz etmediği) hâlde, icra müdürü takip talebini kabul ederek borçluya kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna ilişkin (10 örnek) ödeme emri gönderirse, borçlu, beş gün içinde icra mahkemesine şikâyette bulunarak, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptalini sağlayabilir ( Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s. 810)
Somut olayda takip dayanağı çekin TTK'nın 780. maddesinde yazılı unsurları taşıyan emre yazılı çek olduğu, keşideci şikâyetçi borçlunun çeki lehtar D Tarım ve Tarım İlaçları Ltd. Şti. emrine düzenlediği (TTK m. 788/1), lehtarın cirosu ile çekin Aytekinler Lojistik ve Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne geçtiği, bu şirketin cirosu ile çeki devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesinin çeki muhatap Türkiye Finansbank A.Ş. adına vekâleten 23.09.2014 tarihinde ibraz ettiği, alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından şikâyetçi borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçildiği, borçlunun alacaklının kambiyo senedinin yetkili hamil olmadığından kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığını ileri sürerek yasal süresinde şikâyette bulunduğu görülmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından emre yazılı çeklerin devrinin açıklanmasında fayda vardır.
TTK'nın 788. maddesinin 1. fıkrası uyarınca emre yazılı çekler (tam veya beyaz) ciro ve teslim yoluyla üçüncü kişiye devredilebilir. Çekin cirosunda lehine ciro yapılan kimsenin gösterilmesi zorunlu olmayıp, ciro sadece cirantanın imzasından ibaret de olabilir. Bu tür ciroya TTK'nın 818. 1. fıkrasının (d) bendi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 683. maddesinin 2. fıkrası uyarınca beyaz ciro denmekte olup temlik cirosu hükmünde kabul edilir. Ciro şerhinde aksine bir kayıt yok ise ya da sadece "bedelini ödeyiniz" şeklinde bir kayıt bulunuyorsa yapılan ciro temlik cirosu hükmündedir. Temlik cirosunun temlik, teminat ve teşhis fonksiyonu vardır. TTK'nın 818. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 684. maddesinin 1. fıkrasına göre temlik cirosunun teminat fonksiyonu nedeniyle ciro ve teslim ile çekten doğan bütün haklar ciro edilen kişiye geçer.
TTK'nın 790. maddesine göre cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Aynı Kanunun 801. maddesine göre cirosu kabil bir çeki ödeyecek muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.
Çek bir ödeme vasıtası olduğundan çekte vade olmamakla birlikte TTK'nın 796. maddesinde çek üzerinde yazılı düzenleme yeri ve ödeme yerine göre belirlenen ödeme için ibraz süreleri düzenlenmiştir.
Ayrıca TTK'nın 798. maddesine göre çekin bir takas odasına ibrazı ödeme için ibraz yerine geçer.

20.12.2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu'nun hesaben ödeme başlıklı 8. maddesi;
"...Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, çeklerin banka şubeleri arasında hesaben ödenmesini sağlayacak tüzel kişiliği haiz sistemi kurmaya ve gözetimi altında yürütmeye yetkilidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu yetkiyi uygun göreceği başka bir kuruluş aracılığıyla da kullanabilir.
Hesaben ödeme sisteminin kuruluş ve işleyişi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca çıkarılacak ve Resmî Gazete’de yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710. maddesine göre takas odasına ibraz hükmündedir.
Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmî ödeme yapılmaz. Bu durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi hâlinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan kısmî karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke edilir..." hükmünü içermektedir.
Bankalararası takas odalarında bankalarca muhatap bankalara fiziken ibraz edilen ve fiziken ibraz edilmeyen çeklere ilişkin işlemler Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalararası Takas Odaları Merkez Yönetmeliği ile düzenlenmiş olup, Yönetmeliğin 14/B maddesinin 2. fıkrasında elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, bankalarca, muhatap bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekâlet vererek hesaben tesviye edilmek amacıyla işlem yapacak bankaların Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetim Kurulu'nca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu faaliyetlere katılabileceği belirtilmiştir.
Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere anılan Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesi, ödeme için ibraz yerine geçmektedir.
Çek hamilinin muhatap banka dışında başka bir bankaya çekini tahsil için ibraz ettiği durumlarda, hamilin tahsil cirosu ile çekini bankaya devretmesi gerekir. Ancak uygulamada çek hamilleri çeklerinin tahsili için yaptıkları ciro işlemlerine çoğu zaman tahsili belirten herhangi bir kayıt koymamaktadırlar. Bu husus, özellikle çeklerinin tahsili işini muhatap banka dışında başka bir bankaya bıraktıklarında görülmektedir. Çekin hamili muhatap banka dışında başka bir bankaya çekini tahsil için ibraz ettiği durumlarda o banka, söz konusu çekin şeklen yetkili hamili hâline gelmek, dolayısıyla o çeki muhatap bankadan tahsil edebilmek için hamilden çekinin arkasını imzalamasını istemektedir. Hamil tarafından atılan bu tek imzanın ise beyaz ciro niteliğinde olduğu ve görünüş itibarıyla da temlik cirosu sayılacağı kuşkusuzdur (Bozer, A./ Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara Ekim 2017, 7. Bası, s. 330).
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; takip konusu çekin lehdarın temlik cirosu ile Aytekinler Lojistik ve Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye geçtiği, bu şirketin beyaz cirosu ile Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesine geçtiği ve ciro şerhinde hiç bir kayıt bulunmadığı, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesinin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda çeki muhatap bankaya ibraz ettiği, çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle altına muhatap bankaya vekâleten karşılıksız olduğuna ilişkin şerh yazılarak işlem tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda takibe konu çeki Aytekinler Lojistik ve Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti'nden temlik cirosu ile devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü ile borçlunun şikâyetinin reddi gerekir. TTK'nın 789. maddesinin 4. fıkrasında belirtildiği üzere muhatap lehinde ciro yalnız makbuz hükmünde olup, böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Takip alacaklısı banka muhatap banka konumunda olmayıp çeki muhatap bankaya da ciro etmiş değildir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2011 tarihli ve 2010/12-720 E., 2011/66 K. sayılı kararında da 17.04.1998 tarihli ve 23316 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 7. maddesi ile değişik “Bankalararası Takas Odalarında Bankalarca Muhatap Bankalara Fiziken İbraz Edilen ve Fiziken İbraz Edilmeyen Çeklere İlişkin İşlemler” başlıklı 14. maddesi uyarınca, alacaklı bankanın muhatap bankaya vekâleten çeki şubesine ibraz etme yetkisine sahip olduğu, takip alacaklısı banka tarafından 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 708 ve 720. maddelerinde öngörülen şekilde çekin muhatap banka vekili olarak hareket eden alacaklı banka tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak ibraz edildiği ve alacaklı bankanın takip hakkını kazandığı hususu benimsenmiştir.
Diğer taraftan 5941 sayılı Çek Kanun'un 3. maddesinin 4 ve 5. fıkralarına göre; hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dâhil, kısmî ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.
5941 sayılı Çek Kanunu'nun 9. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 5. maddesinde de yukarıda belirtilen düzenlemeye benzer bir düzenleme yer almakta olup, bu maddede;
"...Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır... " şeklindedir.
Uygulamada, çeki bankaya ibraz eden kişinin, hükümde geçen imzasının yokluğu durumunda, yetkili hamil sıfatını koruyup korumadığı konusunda tereddüt hâsıl olmaktadır. Bu tereddüt çek hamili bankalar bakımından ise, (temlik cirosuyla) teminata aldıkları veya tahsil cirosuyla devraldıkları başka bankalara ait çekleri takasa sokup takas kaşesini basmadan önce hamil sıfatıyla imza atmayı unuttukları takdirde karşımıza çıkmaktadır. Çeki bankaya ibraz eden hamilin Çek Kanunu'nun 5. maddesinde zikredilen imzayı atmamış olması, ona bu sıfatını kaybettirmez; başvuru hakkını kullanıp çek bedelini tahsil etmediği veya çeki senette imzası bulunmayan bir üçüncü kişiye devretmediği, kısacası çeki elinde bulundurduğu sürece yetkili/meşru hamil sıfatını muhafaza eder. Esas itibariyle bu durum maddede değişiklik yapan 4814 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmünün konuluş amacını açıklayan gerekçesinden anlaşılmaktadır. Gerekçeye göre;
"...Bu maddede yapılan değişiklikle, çekin ibrazına karşın ödeme yapılamaması veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin kabul edilmemesi hâlinde yapılacak işlem düzenlenmektedir.
Karşılıksız kalan çekin hamile geri verilmesi hâlinde, çek üzerinde ekleme ve değişmeler yapılabilmektedir. Bunun sonucu çekin ibraz tarihindeki durumu anlaşmazlık konusu olmakta ve mahkemeler delillerin değerlendirilmesinde güçlükle karşılaşmaktadır.
Ayrıca, uygulamada tereddütlere yer verilmemesi için, çekin ibrazında hiç ödeme yapılmaması hâlinde çekin hamile geri verileceği maddede belirtilmekte, uygulamada ortaya çıkan sakıncanın önlenmesi için de hamile geri verilen çekin ön ve arka yüzü fotokopisinin banka tarafından saklanması öngörülmektedir.
Maddede belirtilen yükümlülüğe karşın, çekin ön ve arka yüzü fotokopisini saklamayan bankanın para cezasıyla cezalandırılacağı da Tasarıyla değiştirilen 15 inci maddede hükme bağlanmaktadır."
Gerekçede her ne kadar hamilin imzasından açıkça söz edilmemiş olsa da, ibrazı takiben çekin aslı hamile iade edildiğinden, ibraz sonrasında çek üzerinde yapılan ekleme ve değişikliklerin tespitini kolaylaştırmak için bankanın elindeki çek fotokopisinin çekin bankaya ibraz edildiği andaki durumunu yansıttığını, hamilin imzasıyla teyit ettirilmektedir.
Hamilin imzasının niteliği konusunda uygulamada yaşanan tereddüt, bir ölçüde kambiyo senedine atılan her imzayı, kambiyo hukukuyla ilişkilendirme düşüncesidir. Nitekim, bu sebeple olsa gerek, uygulamada 5. maddedeki imzayı ifade etmek üzere yanlış biçimde "hamilin cirosu" tabirinin kullanıldığına rastlamak da mümkündür. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere hamil söz konusu imzayla çeki bankaya ciro etmemektedir. Bilindiği üzere hamilin bankaya yaptığı ciro makbuz hükmünde olup (6762 sayılı TTK m. 701/son f.), böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Oysa 5. maddenin uygulandığı hâllerde çekin ibrazında hiç ödeme yapılmamaktadır.
Çek Kanunu'nun 5. maddesi, hamile değil bankaya bir yükümlülük yüklemektedir. Dolayısıyla, bankanın bu yükümlüğünü ihlâlinden, hamil aleyhine bir sonucun doğması düşünülemez. Buna bağlı olarak Çek Kanunu'nun 5. madde hükmü bir düzen hükmü olup, bankanın hükümde öngörülen yükümlülüklerini (hamilin imzasını almak, çekin ön ve arka yüzü fotokopisini çekmek, bu fotokopiyi saklamak) yerine getirmemesinin yaptırımı, 15. madde uyarınca para cezasıdır.
O hâlde, çekin bankaya ibrazı sırasında 5. maddede öngörülen imzayı atmayan hamilin, artık bu sıfatını kaybettiği düşüncesiyle, takibe geçmeden önce imza atmak için çekin arkasında yer arama veya bunun yerine takip talebine çek tevdi bordrosunu ekleme çabası, yersiz ve gereksizdir. Çeki elinde bulunduranın veya icra takibi yapanın yetkili/meşru hamil sıfatı 5. maddede sözü geçen imzanın atılıp atılmadığı dikkate alınmadan 6762 sayılı TTK'nın 702. maddesine göre (ayrıca bkz. m. 713) tayin ve tespit edilecektir. Dolayısıyla, çekin bankaya ibrazı sırasında Çek Kanunu'nun 5. maddesi hükmünde öngörülen imzayı atmayan hamil, müracaat hakkını kullanabileceği gibi çeki (gecikmiş) ciroyla da devredebilir (TTK. m. 705) ve böyle bir devir hâlinde sözü edilen imzanın bulunmaması ciro zincirinde kopukluk yaratmaz (Kırca, İ.: Çek Hukukuna İlişkin Muhtelif Sorunlar, Bankacılar Dergisi, sayı 71, 2009).
Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar ışığında takip konusu çeki beyaz ciro ile devralan alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O. Güzelyalı Şubesi tarafından, muhatap Türkiye Finansbank adına vekâleten çekin arka yüzüne ibraz tarihini de içeren karşılıksızdır kaydı yazılıp yetkilisince imzalanması suretiyle, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8. maddesinin 3 ve 4. fıkrası ile Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliği'nin 14. maddesi kapsamında çekin bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Şu hâle göre çekin 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8. maddesinin 3. maddesi göndermesi ile TTK'nın 798. maddesi hükmü uyarınca takas odasına ödeme için ibraz eden alacaklı bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.
Hâl böyle olunca, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
çek-takipten sonraki zamanaşımı damista Meslektaşların Soruları 22 21-07-2009 11:42
karşılıksız çeklerde ceza zamanaşımı av.figen Meslektaşların Soruları 9 11-05-2008 23:47
Görevsizlik Kararından Sonraki Gönderme Kararının Yasal Dayanağı TUNA Hukuk Soruları Arşivi 2 28-12-2006 16:52
Sonraki tarihli bono delil sayılır mı? recep71 Meslektaşların Soruları 3 05-06-2006 12:31
Ev Satin Alinmasindan Sonraki Sorunlar... Sibel Gonul Hukuk Soruları Arşivi 1 16-02-2002 02:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07589507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.