Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu tashihi açılamazsa ne davası açabilirim

Yanıt
Old 17-10-2007, 13:08   #1
sarissa

 
Soru Tapu tashihi açılamazsa ne davası açabilirim

Arkadaşlar ayda yılda bir dava aldım işin içinden çıkamıyorum. Mesele şudur:
müvekkiller büyük büyük dedelerinden kalan birkaç tapulu yeri kendi üzerlerine geçirmek istemektedirler.
Tapu kayıtlarında büyük dedelerinin soy adları görünmemektedir. Bu dedelerin nüfus kayıtlarında da soy adı görünmemektedir çünkü rahmetliler soy adı kanunundan önce ölmüşler.
Ben tapu tashihi davası açmak için hazırlıklarımı tamamlayacakken bugun nüfus kaydında soyadı olmayanlar için tapu tashihi istememeyeceğini anlatan bir yargıtay kararı gördüm. bu durumda tekrar başa dönüp bunlara ne yapıp ne davası açmalıyım diye düşünmeye başladım.

Acaba tashih davası açılamadığı için bunların verasetlerini çıkartıp tapu iptali davası mı açmalıyım. Bu dedelerin 30 tane mirasçısı var bende 15 tane vekalet var. Üstelik tapulardan biri büyük büyük dede adına kayıtlı bunun hem soy adı yok hem de baba adı yok bu dedecim 1904 yılında ölmüş.
Ayrıca bu tarlalar 1974 yılında tesis kadastrosu ipotek terkini gibi edinme sebepleriyle bu dedeler adına kayıt yapılmış bunu bir zararı var mıdır.
Yardımseverliğinizden dolayı çok müteşekkirim..
Old 17-10-2007, 14:32   #2
hidayet

 
Varsayılan

Soyadı olmayan kişiler hakkında da tapuda isim tashihi davası açılabildiğini biliyorum.Önemli olan burada tashih istenen kişi ile tapuda ismi bulunan kişinin aynı kişi olduğunu ispat etmekte diye düşünüyorum.Burada da nüfus kayıtları eski yazı ise bilirkişi aracılığı ile bunların tercümesi yapılmakta ve isim tashihi istenen kişiyi tanıyan yaşlı kişilerin tanıklığına başvurulmaktadır.Kişilerin soy adı bulunmasa bile TC.numaraları size belki biraz daha yol gösterebilir.Ayrıca aşağıdaki karar belki biraz netleşmenize yardımcı olur.Burada aynı durumda kişi için tapu tashih davası açılmış ve karar verilmiştir.


T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/6829
K. 2000/6614
T. 26.10.2000
• TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ ( İsim Tasihi İstemi )
• TAPUDA İSİM TAHSİSİ ( Murisin Soyadı Kanununun Yürürlüğe Girmesinden Önce Vefat Etmesi )
• SOYADI KANUNUNDAN ÖNCE VEFAT EDEN MURSİ ( Murisin Resmi Soyadı Bulunmaması Nedeniyle Ölmeden Önceki Soyadının Tapuda Soyadı Hanesine İşlenmesine Karar Verilmesinin Yanlış Olması )
743/m.935
ÖZET ava, tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Muris, Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce vefat ettiğine göre adı geçen kişinin resmi soyadı bulunmaması nedeniyle ölmeden önceki olmayan soyadının tapuda soyadı hanesine işlenmesine karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 5.4.2000 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.6.2000 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

KARAR : Dava, tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Davacılar, tapuda "Tavşan Mehmet Molla Hüseyin" olarak yazılı bulunan şahsın murisleri "Mehmet oğlu Hüseyin G." olduğunun tespiti ile bu şekilde düzeltme yapılmasını istemişler davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü temyize getirmiştir.

Dosya içindeki nüfus kayıtlarına göre muris Hüseyin 25.11.1930 tarihinde vefat etmiştir. Muris, Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce vefat ettiğine göre adı geçen kişinin resmi soyadı bulunmaması nedeniyle ölmeden önceki olmayan soyadının tapuda soyadı hanesine işlenmesine karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda tapuda malik görünen kişinin davacıların murisi "Mehmet ve Ayşe oğlu, 1283 doğumlu Hüseyin" olduğunun tespiti ile yetinmek gerekirken soyadı ilavesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itizarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.10.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Yay.
Old 18-10-2007, 09:07   #3
üye15755

 
Varsayılan

Tapunun iptali, tashihi ve bunun gibi tapu ile alakalı bir dava açmanıza lüzum yok; zira tapu kayıtlarında mevcut durum varisler açısından herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemektedir. Ayni haklarda zamanaşımı işlemeyeceği ilkesi mevzu bahis olduğundan, şu an tapuda ismi bulunan büyük büyük büyük dede 1904 yılında vefat etmiş olsa da ve sonraki mirasçılar adına hiçbir intikal yaptırılmamış olsa da mirasçıların hakkı zayi olamaz.. Şu an tapuda hala 1904 yılında vefat eden dedenin adına ise bütün kayıtlar, sizin yapmanız gereken taaa o dönemden bugüne, o dedenin mirasçılarının kimler olduğunu gösteren veraset ilamını almak ve bu veraset ilamına göre de tapuda payların intikalini sağlamak.

Böylece sizin müvekkillerin, mevcut taşınmazlar üzerindeki hisselerinin oranı kendi adlarına tescil edilmiş olacak, artık oranları kadarı kendi adlarına görünecek. Haliyle o dönemden bugüne çoook mirasçı olacağından, taşınmazların çok az bir miktarı sizin müvekkillerde kalacaktır. İrtibatta olmadıkları, hatta tanımadıkları akrabaları ile müşterek malik sıfatları olacaktır müvekkillerinizin. Bu durumda da taşınmazdan istedikleri gibi istifade etmeleri mümkün olamayacaktır. Bunun çözümü olarak da izale-i şuyu' davası açılarak veraset ilamında belirtilen oranda müvekkilleriniz paylarına para olarak kavuşabileceklerdir.

Yapmanız gereken:

1. Veraset ilamı almak:
Eski nüfus kayıtları, şahitler ve her türlü delil ile 1904 yılında vefat eden dedinin varislerinin kimler olduğu tespit edilecek ve sizin müvekkillere gelene kadar veraset ilamında pay sahipleri belirtilecek.

2. Tapuda İntikal Yapılacak.
Alınan veraset ilamına göre tüm taşınmazların intikalleri tapuda paylar oranında yapılacak ve sizin müvekkillerin payları da böylece tescil edilmiş olacak.

3. İzale-i şuyu' davası açarak hakları paraya çevirilecek.
Tapuya bütün mirasçıların payları işlendikten sonra, bütün mirasçıların bir araya gelebilmesi ve taşınmazların paylaşımı veya değerlendirilmesi noktasında anlaşma yapılabilmeleri mümkün olursa, bu anlaşmaya göre, bütün varisler bir kişiye vekalet verebilir o kişi de anlaşma çerçevesinde o taşınmazları satar, ifraz eder, tevhid eder v.s...
Ama tüm mirasçılar anlaşamaz ise taşınmazların paylaşımı veya tasarrufu konusunda, bu defa izale-i şuyu' davası açılır ve mahkemenin vereceği karar doğrultusunda taşınmazlar ihale ile satışa çıkarılır, elde edilen paralar mahkeme masrafları düşüldükten sonra tüm mirasçılara taksim edilir.

İzlenmesi gereken yol budur.

Miras bırakanın soyadının olmaması hak kaybına sebebep olamaz; ancak müvekkillerinizin o kişiden miras alabilmeleri noktasında, o kişinin kendi büyük büyük dedeleri olduğunun ispatını biraz güçleştirir. Bu ispat güçlüğü de, dediğim gibi, şahitle dahi aşılabilir. Yani o sülaleyi yakından tanıyan orta yaş üzeri bir kaç şahit gelse mahkemede dese ki, "evet bu adamlar, şu rahmetlinin şu göbek torunlarıdır" o takdirde mirasbırakanın soyadının olmasına da lüzum kalmaz.

Tapu tashihi, iptali, tescili davaları ancak tapuda bir hakkın yanlış kaydedilmesi durumunda açılabilen davalardır. Mesela hak sahibi olmayan birinin malik yazılması, lehine geçit hakkı tesis edilmesi veya intifa hakkının sona ermesi nedeniyle hakkın terkini durumlarında bu davalar açılır. Somut olayda, tapu kaydında bir hata veya bir hakkın yanlış bir şekilde kaydı söz konusu olmadığı için (çünkü bütün kayıtlar 1904 yılında ölen gerçek hak sahibi dedenin üzerine) tapu tahsisi veya iptali veya tescili davası açılamaz.

yapılması gereken şeyle yukarıda 1.,.2., 3. diye sıraladığım şekildedir. Umarım istifade edebilirsiniz.

Hürmetler.
Old 19-10-2007, 10:10   #4
sarissa

 
Mutlu

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Tapunun iptali, tashihi ve bunun gibi tapu ile alakalı bir dava açmanıza lüzum yok; zira tapu kayıtlarında mevcut durum varisler açısından herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemektedir. Ayni haklarda zamanaşımı işlemeyeceği ilkesi mevzu bahis olduğundan, şu an tapuda ismi bulunan büyük büyük büyük dede 1904 yılında vefat etmiş olsa da ve sonraki mirasçılar adına hiçbir intikal yaptırılmamış olsa da mirasçıların hakkı zayi olamaz.. Şu an tapuda hala 1904 yılında vefat eden dedenin adına ise bütün kayıtlar, sizin yapmanız gereken taaa o dönemden bugüne, o dedenin mirasçılarının kimler olduğunu gösteren veraset ilamını almak ve bu veraset ilamına göre de tapuda payların intikalini sağlamak.

Böylece sizin müvekkillerin, mevcut taşınmazlar üzerindeki hisselerinin oranı kendi adlarına tescil edilmiş olacak, artık oranları kadarı kendi adlarına görünecek. Haliyle o dönemden bugüne çoook mirasçı olacağından, taşınmazların çok az bir miktarı sizin müvekkillerde kalacaktır. İrtibatta olmadıkları, hatta tanımadıkları akrabaları ile müşterek malik sıfatları olacaktır müvekkillerinizin. Bu durumda da taşınmazdan istedikleri gibi istifade etmeleri mümkün olamayacaktır. Bunun çözümü olarak da izale-i şuyu' davası açılarak veraset ilamında belirtilen oranda müvekkilleriniz paylarına para olarak kavuşabileceklerdir.

Yapmanız gereken:

1. Veraset ilamı almak:
Eski nüfus kayıtları, şahitler ve her türlü delil ile 1904 yılında vefat eden dedinin varislerinin kimler olduğu tespit edilecek ve sizin müvekkillere gelene kadar veraset ilamında pay sahipleri belirtilecek.

2. Tapuda İntikal Yapılacak.
Alınan veraset ilamına göre tüm taşınmazların intikalleri tapuda paylar oranında yapılacak ve sizin müvekkillerin payları da böylece tescil edilmiş olacak.

3. İzale-i şuyu' davası açarak hakları paraya çevirilecek.
Tapuya bütün mirasçıların payları işlendikten sonra, bütün mirasçıların bir araya gelebilmesi ve taşınmazların paylaşımı veya değerlendirilmesi noktasında anlaşma yapılabilmeleri mümkün olursa, bu anlaşmaya göre, bütün varisler bir kişiye vekalet verebilir o kişi de anlaşma çerçevesinde o taşınmazları satar, ifraz eder, tevhid eder v.s...
Ama tüm mirasçılar anlaşamaz ise taşınmazların paylaşımı veya tasarrufu konusunda, bu defa izale-i şuyu' davası açılır ve mahkemenin vereceği karar doğrultusunda taşınmazlar ihale ile satışa çıkarılır, elde edilen paralar mahkeme masrafları düşüldükten sonra tüm mirasçılara taksim edilir.

İzlenmesi gereken yol budur.

Miras bırakanın soyadının olmaması hak kaybına sebebep olamaz; ancak müvekkillerinizin o kişiden miras alabilmeleri noktasında, o kişinin kendi büyük büyük dedeleri olduğunun ispatını biraz güçleştirir. Bu ispat güçlüğü de, dediğim gibi, şahitle dahi aşılabilir. Yani o sülaleyi yakından tanıyan orta yaş üzeri bir kaç şahit gelse mahkemede dese ki, "evet bu adamlar, şu rahmetlinin şu göbek torunlarıdır" o takdirde mirasbırakanın soyadının olmasına da lüzum kalmaz.

Tapu tashihi, iptali, tescili davaları ancak tapuda bir hakkın yanlış kaydedilmesi durumunda açılabilen davalardır. Mesela hak sahibi olmayan birinin malik yazılması, lehine geçit hakkı tesis edilmesi veya intifa hakkının sona ermesi nedeniyle hakkın terkini durumlarında bu davalar açılır. Somut olayda, tapu kaydında bir hata veya bir hakkın yanlış bir şekilde kaydı söz konusu olmadığı için (çünkü bütün kayıtlar 1904 yılında ölen gerçek hak sahibi dedenin üzerine) tapu tahsisi veya iptali veya tescili davası açılamaz.

yapılması gereken şeyle yukarıda 1.,.2., 3. diye sıraladığım şekildedir. Umarım istifade edebilirsiniz.

Hürmetler.



Sayın Hakan bey

Açıklamalarınız için çok teşekkür ederim. Bir avukat arkadaşım da aynı şekilde açıklama yapmıştı. Yalnız buraların ilgili tapu müdürü biraz sorunlu biriymiş. Müvekkiller veraset ilamı ile başvurduklarında "ben nerden bileceğim tapudaki bu isimlerin sizin dedeleriniz olduğunu, bir sürü ömer var recep var" gibi açıklamalarda bulunmuş. Mahkeme kararlarını uygularken bile bir sürü sorun çıkarıyormuş. Benim başvurumda da böyle bir red cevabı verirse ne yapabilirim.


Açıklamalarınızın sondan ikinci parağrafında veraset davasına ilişkin sorundan mı bahsettiniz.
Başarılar diliyorum...
Old 19-10-2007, 11:10   #5
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sarissa
Sayın Hakan bey

Açıklamalarınız için çok teşekkür ederim. Bir avukat arkadaşım da aynı şekilde açıklama yapmıştı. Yalnız buraların ilgili tapu müdürü biraz sorunlu biriymiş. Müvekkiller veraset ilamı ile başvurduklarında "ben nerden bileceğim tapudaki bu isimlerin sizin dedeleriniz olduğunu, bir sürü ömer var recep var" gibi açıklamalarda bulunmuş. Mahkeme kararlarını uygularken bile bir sürü sorun çıkarıyormuş. Benim başvurumda da böyle bir red cevabı verirse ne yapabilirim.


Açıklamalarınızın sondan ikinci parağrafında veraset davasına ilişkin sorundan mı bahsettiniz.
Başarılar diliyorum...

Büyük büyük dedenin tapudaki kayıtta isim ve kimlik bilgileri (mesela: körkadıgillerden mehmet ağanın oğlu topal hüseyin) nasıl ise veraset ilamına da aynen öyle geçirilecek, ilam ona göre hüküm altına alınacak. ve ilamda yazılması gereken, "miras bırakan körkadıgillerden..........topal hüseyinin yaşan mirasçıları 1. mehmet şaşmaz 2. safiye koçak 3. saniye kök 4. ... 5..... 6..... 7.... 8...............27. seyfettin kiriş"in pay sahipliği oranları şunlar şunlar diye yazılmalıdır. İlamda bu şekilde açık yazılmasına rağmen ve bu sayılan yirmi yedi kişiden biri veya bir kaçı sizin müvekkiliniz olmasına rağmen eğer ki tapu müdürü intikalleri yapmaz ise, ancak tapu müdürü hakkında görevi ihmal medeniyle C. Savcılığına, yine görevi ihmal nedeniyle idari soruşturma geçirmesi için Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğüne (Valilik makamı) şikayette bulunulur ve yine yapılan idari işlemin yerine kanuna uygununun tesis edilmesi için bir üst tapu idaresi olan aynı Bölge Müdürlüğüne müracaatta bulunulur. Bu defa intikaller Bölge Müdürlüğünün emriyle yapılır.
Fakat ortada ayni bir hak kaybına sebebiyet veren işlem olmadığı için Tapuya müteallik davalar (iptal, tahih ve tescil) açılamaz.

Bir önceki mesajımın sondan ikinci paragrafındaki beyanlarım veraset ilamı davası için geçerlidir. Yani veraset ilamı çıkarılması için soyadı kanunu öncesi vefat edenlerin soyadı olması mümkün olmadığından, miras bırakan ile varislerinin kimler olduğu, veraset ilamı davasında, şahitle dahi ispat edilebilir.

Hürmetler.
Old 12-11-2007, 12:35   #6
sarissa

 
Varsayılan Tapu tashihi

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Büyük büyük dedenin tapudaki kayıtta isim ve kimlik bilgileri (mesela: körkadıgillerden mehmet ağanın oğlu topal hüseyin) nasıl ise veraset ilamına da aynen öyle geçirilecek, ilam ona göre hüküm altına alınacak. ve ilamda yazılması gereken, "miras bırakan körkadıgillerden..........topal hüseyinin yaşan mirasçıları 1. mehmet şaşmaz 2. safiye koçak 3. saniye kök 4. ... 5..... 6..... 7.... 8...............27. seyfettin kiriş"in pay sahipliği oranları şunlar şunlar diye yazılmalıdır. İlamda bu şekilde açık yazılmasına rağmen ve bu sayılan yirmi yedi kişiden biri veya bir kaçı sizin müvekkiliniz olmasına rağmen eğer ki tapu müdürü intikalleri yapmaz ise, ancak tapu müdürü hakkında görevi ihmal medeniyle C. Savcılığına, yine görevi ihmal nedeniyle idari soruşturma geçirmesi için Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğüne (Valilik makamı) şikayette bulunulur ve yine yapılan idari işlemin yerine kanuna uygununun tesis edilmesi için bir üst tapu idaresi olan aynı Bölge Müdürlüğüne müracaatta bulunulur. Bu defa intikaller Bölge Müdürlüğünün emriyle yapılır.
Fakat ortada ayni bir hak kaybına sebebiyet veren işlem olmadığı için Tapuya müteallik davalar (iptal, tahih ve tescil) açılamaz.

Bir önceki mesajımın sondan ikinci paragrafındaki beyanlarım veraset ilamı davası için geçerlidir. Yani veraset ilamı çıkarılması için soyadı kanunu öncesi vefat edenlerin soyadı olması mümkün olmadığından, miras bırakan ile varislerinin kimler olduğu, veraset ilamı davasında, şahitle dahi ispat edilebilir.

Hürmetler.

Sayın Hakan Çırak. Size mesaj göndermiştim ama sanırım ulaşmamış. CEvabınızda veraset ilamında dedelerin lakapları yazılmalıdır demişiniz.
.DEdelerden ikisinin verasetini müvekkiller çıkarmışlar ama sadece isimleri yazıyor, lakapları yazmıyor. birininkini ben çıkaracağım. Tapuda lakapları ne geçiyor diye araştırma yaptım ama gayriresmi baktığım için bilirkişi pek ciddiye almadı ve kafasına göre baktı. neticede eski tapu kayıtlarında hangi lakapları geçiyor bilmiyorum yeni tapu kayıtlarında lakap yok. Nüfus kaydında kör hüseyin oğlu geçiyor ama müvekkiller lakaplarının fılındırlıoğlu olduğunu söylüyorlar. bu durmda ben ne yapmalıyım. acaba mirasçılığın tespiti davası mı açmam gerekiyor. bilginiz varsa paylaşırsanız sevinirin. Saygılarımla..
Old 13-11-2007, 11:13   #7
Av.Kemal

 
Varsayılan tapu tashihi-tespit davası

Değerli meslektaşlarım,daha önce arkadaşlarımızdan biri tarafından söylendi sanırım: Bu kovan bal yapıyor.
Petekleri arasında dolaşan kişi,gözlerden birinde mutlaka kendine ait bir şey bulur,balından istifade eder.Tartışmaya açılan bu konuda ,bende kendime bir nasip buldum.Teşekkürler.
…..burada şöyle aşağılardan yukarı doğru bir göz attım ki, kovana nazar eden Sahibinin ( internetin siber kanallarında ebediyete intikal eden , esrarengiz saygıdeğer üstad : admin ‘in)ruhaniyetini gördüm.—O’ na selam ederim.
-- şimdi bir parça bal da ben katmaya çalışayım.
Alıntı:
Yazan hidayet
--….Bu durumda tapuda malik görünen kişinin davacıların murisi "Mehmet ve Ayşe oğlu, 1283 doğumlu Hüseyin" olduğunun tespiti ile yetinmek gerekirken soyadı ilavesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından


--değerli meslektaşım sarissa, sn.hidayet’in eklemiş olduğu Yrg.kararının son paragrafında açılması gereken davaya işaret ediliyor.Ben şöyle ifade ediyorum ( daha doğru bir ifade bulan olurda yanıt verirse iyi olacaktır.)
--DAVA: Tapuda Malik Görünen Kişilerin Davacıların Murisleri Olduğunun Tespiti davası. (veya)
--DAVA: Tapu Kaydının Davacıların Murislerine Aidiyetinin Tespiti davası. …. Gibi olmalı.

(Not: Üstad admin’in ,kovandan kaçan O iki kızgın arıyı bulacağına inanıyorum. )
sevgi ve saygılarımla…..
Old 13-11-2007, 11:33   #8
sarissa

 
Mutlu

Alıntı:
Yazan Av.İsmail
Değerli meslektaşlarım,daha önce arkadaşlarımızdan biri tarafından söylendi sanırım: Bu kovan bal yapıyor.
Petekleri arasında dolaşan kişi,gözlerden birinde mutlaka kendine ait bir şey bulur,balından istifade eder.Tartışmaya açılan bu konuda ,bende kendime bir nasip buldum.Teşekkürler.
…..burada şöyle aşağılardan yukarı doğru bir göz attım ki, kovana nazar eden Sahibinin ( internetin siber kanallarında ebediyete intikal eden , esrarengiz saygıdeğer üstad : admin ‘in)ruhaniyetini gördüm.—O’ na selam ederim.
-- şimdi bir parça bal da ben katmaya çalışayım.


--değerli meslektaşım sarissa, sn.hidayet’in eklemiş olduğu Yrg.kararının son paragrafında açılması gereken davaya işaret ediliyor.Ben şöyle ifade ediyorum ( daha doğru bir ifade bulan olurda yanıt verirse iyi olacaktır.)
--DAVA: Tapuda Malik Görünen Kişilerin Davacıların Murisleri Olduğunun Tespiti davası. (veya)
--DAVA: Tapu Kaydının Davacıların Murislerine Aidiyetinin Tespiti davası. …. Gibi olmalı.

(Not: Üstad admin’in ,kovandan kaçan O iki kızgın arıyı bulacağına inanıyorum. )
sevgi ve saygılarımla…..

Sayın İsmail

Benim bu davadaki halimi arı kovanından başka bir kelime ifade edemezdi. Bal kovanı ne iki kızgın arı kim bilmiyorum ama benim kafam bu davada gerçekten arı kovanına döndü. Araştırdıkça konu karmaşıklaşıyor ve karşıma yeni seçenekler çıkıyor. Ne yapacağımı kestiremiyorum. Üstelik 30-35 kişilik müvekkil gurubu sorunlarının %100 çözüleceğine inanıyor..

Saygılarımla...
Old 13-11-2007, 12:07   #9
Av.Kemal

 
Varsayılan tapu tashihi

sevgili meslektaşım, arı kovanı elbette THS sitesi malum.Av.arkadaşlarımız ( elbette yöneticiler başta ) arı gibi çalışıp,bal üretiyorlar.bilirsiniz bal şifadır.
--iki kızgın arıya gelince ... bu iki kızgın arı konusu ,bu siteye yeni üye olduğum sırada ortaya çıkmış idi,tüm site üyeleri tarafından çok sevilen iki arı olduğunu görmüştüm.ne yazıkki ben kovandan kaçmalarından sonra THS ne dahil oldum.artık saygıdeğer üstad admin'in ruhaniyeti onları yakalayacaktır.
-- size yukarıda yazmış olduğum üzere, yargıtay kararının son paragrafı kesin bir şekilde sizi aydınlatacağına inanıyorum ( eğer tapuda intikalleri yaptırmanız mümkün olmazsa ,en kestirme yol bu görünüyor)
sevgiler-başarılar
Old 18-11-2018, 15:16   #10
Av. Ayşe Yasemin

 
Varsayılan

Merhabalar benim de elimde bir dosya var, bu başlık altına yazmam ne kadar doğru bilemedim ancak alakası olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki, 1960lı yıllar dernek tarafından edinilmiş bir taşınmaz, sonrasında dernek bir şekilde tasfiye ediliyor. aynı caminin bünyesinde 1984 yılında yeni bir dernek kuruluyor. 2013 yılında kadastro çalışmaları sırasında ilk dernek adına düzenlenen tapu bizim günümüz derneğine getirilip bırakılıyor. KK md. 12/3 aklımın bir köşesinde. ancak somut olayda nasıl bir dava açıp ne şekilde lehe sonuç alabileceğimi öngöremiyorum. 2004 yılında çıkmış dernekler kanunu gereği derneğin tasfiyesi halinde malları kendisi kuruluş amacına en yakın derneğe kalıyor. lehe kanunun geçmişe yürümesi ilkesi, dernekler arası organik bağ, kazanılmış hak, benim kafam çorba açıkçası. yardımcı olabilecek meslektaşım var mıdır?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iştirak halinde mülkiyette isim tashihi davası filizsongur Meslektaşların Soruları 4 16-01-2010 19:01
Tapu Sicli Tashihi(Mülkiyet Değişikliğinde Sorumluluk) ibreti Meslektaşların Soruları 3 29-04-2008 19:27
Delil Yetersizliğinden Davam Reddedildi. Ne Zaman Yeniden Boşanma Davası Açabilirim? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 27-08-2007 18:32
ana adı tashihi davası Av Dilek ÜSTÜN Meslektaşların Soruları 9 23-05-2007 14:31
tapu tashihi ve tapu memurunun verdiği zarardan dolayı tazminat davası av.emre Meslektaşların Soruları 1 13-12-2006 15:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05183697 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.