Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Alacak tutarı net olmadan icra takibi yapmak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-07-2020, 16:59   #1
mkhukuk

 
Varsayılan Alacak tutarı net olmadan icra takibi yapmak

Değerli Hukukçular,

Müvekkilimin aracı, karşı tarafın %100 kusuru ile pert olma derecesinde hasar aldı. Karşı tarafın trafik sigortası yok bu yüzden doğrudan kendisinden tazmin etmemiz gerekecek.

Bir ekspere başvurmadan Aracın yaklaşık piyasa değeri üzerinden, hurda değerini de düşerek bir icra takibi başlatsak, itiraz gelmezse zaten sorun olmaz, gelirse de itirazın iptali davasında bu durum bizim bize sorun yaratır mı?

Örneğin 30 bin başlatmışken, davada bilirkişi zarar 20 bindir derse ne olur?
Old 26-07-2020, 21:37   #2
Av. HakanG

 
Varsayılan

"Takibin 20.000 TL üzerinden devamına, fazla talebin reddine". Karşı vekalet ücreti öder müvekkiliniz, dava masrafları da haklılık oranında paylaşılır
Old 30-07-2020, 12:12   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

Yargıtay bunu kısmi feragat olarak kabul ediyor.
Islah ile de yapılamayacak bir işlem demekte..

T.C.YARGITAY18. HUKUK DAİRESİE. 2002/5813K. 2002/6818T. 13.6.2002
• TALEP SONUCUNU AZALTMA TALEBİ ( Islah Yoluyla Da Olsa Kısmi Feragat Sayıldığı - Kamulaştırma Bedelinin Arttırılması /

ÖZET : Bedel artırımı davasında tüm delillerin toplanmasından sonra yapılan davacının talep sonucunu azaltma talebi, bir usul işlemi olmayıp maddi hukuka konu kısmi feragattir. Davacının talep sonucunu azaltma talebi, karşı tarafın iznine bağlı olmadan yapılabilecek bir talep olduğundan, davayı genişletme veya değiştirme sayılmaz ve bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur.

DAVA : Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
......
2- Son bilirkişi kurulunun raporunu mahkemeye vermesinden ve tüm delillerin toplanmasından hemen sonra davacı vekili, 4.2.2002 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçe ile davasını ıslah ettiğini belirtip 30.000.000.000 TL olarak istediği bedel artırımını 18.500.000.000 TL ye indirdiğini belirtmiş, davacının bu istemi mahkemece de ıslah olarak değerlendirilip kabul edilmiştir.
HUMK'nun 83.maddesine göre iki taraftan her biri usule ilişkin olarak yaptığı işlemi tamamen veya kısmen ıslah edebilir. Yani düzeltebilir. Bu niteliği itibariyle ıslah, gerçeğin meydana çıkması bakımından öğretide faydalı bir müessese olarak kabul görmektedir. Islah, HUMK'nun 185.maddesinde açıklanan ve bir tarafın izni olmaksızın diğer tarafın gerçekleştiremeyeceği işlemlerin yapılmasına olanak sağlayan istisnai bir usul işlemidir.
Bu olayda davacı vekili, hak ettiğinden daha yüksek bir talepte bulunduğunu Bilirkişilerin mahkemeye verdikleri son raporla fark edip ret ve kabul oranına göre davalı idare lehine ödemesi gereken vekalet ücretini daha az bir seviyeye indirmek için bu yola başvurmuştur.
Islah, yasanın başka bir imkan tanımadığı hallerde zorunlu olarak başvurulan bir usul işlemidir. Bu işlemlerin bir kısmı HUMK'nun 185. maddesinde sayılmıştır. Bir taraf diğer tarafın izni olmadan davayı takipten sarfınazar edemeyeceği, iddianın ve savunmanın değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği kurallarını bunlar arasında sayabiliriz.
Davacının buradaki talebi, bir usul işlemi olmayıp maddi hukuka taalluk eden kısmi feragattir. Doktrinde buna talep sonucunun daraltılması ( azaltılması ) da denilmektedir. Davacının talep sonucunu azaltması, davayı genişletme veya değiştirme sayılmaz. Tam veya kısmi feragat için karşı tarafın iznine ve ayrıca bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur ( Baki Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü- altıncı baskı cilt IV sayfa 4048-4049 ). Dolayısıyla davacı vekilinin bu isteminin, ıslah müessesinin mahiyetiyle bağdaşır bir yönü de bulunmamaktadır. Mahkeme, işlemin bu niteliğini belirlemede hataya düşmüştür. Kural olarak karşı tarafın iznine bağlı olmadan düzeltilecek işlemler ve yapılacak talepler için ıslah yoluna başvurulmaz.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere mahkemece, davacı vekilinin istemi, tüm deliller toplandıktan sonra yapılan kısmi bir feragat olarak kabul edilip, Avukatlık Yasasının 168 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddeleri uyarınca 30.000.000.000 TL üzerinden nispi vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesi gerekirken davacının yaptığı işleme yanlış anlam verilmek suretiyle eksik avukatlık ücretine karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 31-07-2020, 00:17   #4
av.b-özkul

 
Varsayılan

Yapacağınız şey itirazın iptali davasını düşük meblağ üzerinden açmaktır.

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/1644
K. 2018/11686
T. 4.12.2018
DAVA : Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, ... 18.09.2012 tarihinde gerçekleşen terör olayı nedeniyle ... plakalı otobüsün içinde şehit olduğunu, zorunlu ferdi koltuk kaza sigortası nedeniyle davalının sorumluluğu bulunduğunu, davalıya yapılan başvurunun reddedilmesi nedeniyle 150.000,00 TL tutarında icra takibi başlattıklarını belirterek; itirazın 10.000,00 TL'lik kısım için iptali ile takibin devamını talep etmiştir.

Davalı vekili, terör olaylarının poliçe teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya kısmi dava denir.Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen,

alacağın bir kesimi için açılan davaya, kısmi dava denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem bölümünde "fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması" ya da "alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum" demesi, kural olarak yeterlidir.

HMK 109. maddesinde ise, birinci fıkrasında; talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği; ikinci fıkrasında ise; talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı belirtilmiştir. İkinci fıkra hükmü 20.05.2015 tarihinde iptal edilmiştir.

Somut olayda davacı vekili 150.000,00 TL tutarında başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın şimdilik 10.000,00 TL'lik kısmının iptalini talep etmiştir. Bu durumda davacı alacağını 150.000,00 TL olarak belirlemiş ancak bunun 10.000,00 TL'lik kısmı için takibini devam ettirmek isteyerek alacağın bir kısmını davaya konu etmiş ve yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği şekilde kısmi dava açmıştır. Bu nedenle davacının kısmi dava açmakta hukuki menfaati bulunduğu gözetilmeden yazılı olduğu şekilde işin esasına girmeyerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-08-2020, 13:57   #5
Av. Suat

 
Varsayılan

itirazın iptali davası düşük miktar üzerinden açılırsa buna da dikkat,

Özet: İti̇razın i̇ptali̇ davasında ıslah, 1 yıllık hak düşürücü süre i̇çeri̇si̇nde yapılmalıdır
YARGITAY 23.HD
Esas no: 2016/4520
Karar no: 2018/5810
YARGITAY 19 HD
Esas no: 2016/8970
Karar no: 2017/314 K.
İtirazın iptali davası için geçerli olan ve itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması kuralı ıslah için de geçerlidir. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak itirazın iptali davası açılmışsa bile yine de ıslah 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapılmalıdır. Bu süreden sonra ıslahın yapılması hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine sebebiyet verecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yazılı Sözleşme Olmadan Alacaklının Yerleşim Yerinde İcra Takibi Yapmak Mümkün mü? HK1 Meslektaşların Soruları 4 13-01-2018 19:35
Muaccel olan ancak tutarı kesin olmayan alacak için icra takibi Av. Tarık ''TR'' Meslektaşların Soruları 2 01-03-2014 17:11
müvekkilin rızası olmadan imzasını taklit etmek sureti ile icra takibi yapmak AvFikretBircan Meslektaşların Soruları 1 19-01-2011 15:20
yetki belgesi ile icra takibi yapmak hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 3 14-03-2008 16:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04897809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.