Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gecit hakki

Yanıt
Old 28-12-2017, 20:37   #1
Av.Şeyma Yıldızhan

 
Varsayılan Gecit hakki

Merhaba arkadaslar. Muvekkilin taşınmazinin ana yol ile bağlantısı yok. Gecit hakki tesisi isteyecegiz ancak bir kac sıkıntı var.
1. Muvekkilin bu tasinmazi tarla olarak gözüküyor. Ancak muvekkil besane yapip su ve elektrik abonelierini almis işletmeci ruhsati alinmis. Tapuda besane olarak gozukmemesi problem olur mu? Tarla olarak kabul edilse bile gecit hakki tesisi saglanir mi?
2. Muvekkilin tasinmazina en yakin yol mera koye ait arastirmama gore meradan gecit tesisi mumkun degil. Ancak bir kac yargitay kararında ise mera ile ilgili idare ye basvuru reddi halinde idari dava diyor dogruluk payi var midir?
3.komsu tasinmazlardan gecit hakki tesisi talep ettiğimde mahkeme en yakin yol mera idari basvuru yap idari dava ac der mi? Bu sebeple davayi redder mi?
4. Bir de gecit hakki talep ederken yolun eni ve uzunlugunu belirtmek zorunda miyim? Kesifle tespit edilecek muvekkilin ihtiyacini karşılayacak gecit hakkinin tesisini desem sorun olur mu?
Old 29-12-2017, 06:29   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Alıntı:
1.Tarla olarak kabul edilse bile geçit hakki tesisi sağlanır mı?
2.Meradan geçit tesisi
3.Mahkeme en yakın yol mera idari başvuru yap idari dava aç der mi? Bu sebeple davayı reddeder mi?
4.Muvekkilin ihtiyacını karşılayacak geçit hakkinin tesisini desem sorun olur mu?


Sayın meslektaşım,

TMK. m.747 vd. maddeleri kapsamında…

Benim de bildiğim, meralar özel mülke konu olamaz ve herhangi bir ayni hakla takyit edilemez.

Uygulamada güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması, kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, 6100 s. HMK'nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek, davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmektedir.

Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın, genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır.

14.HD.'nin E.2017/3145, K.2017/6777T. 25.9.2017 tarihli kararı da size yardımcı olabilir.

Saygılar.
Old 29-12-2017, 09:07   #3
Av.Şeyma Yıldızhan

 
Varsayılan

Sayin meslektaşım cok tesekkur ederim. Gecit hakki tesisli dilekçelerde ne kadar gecit istedikleri yolun eni ve boyu m2 olarak belirtilip talep edilmiş. Ancak ben ne kadari ana yola geçiş icin yeterli bilmedigimizden talep ve sonucta kesif ile ana yol ile muvekkilin tarlasi arasinda en uygun yolun tespiti ile muvekkil tarlasi lehine tescili deyip m2 mesafe belirtmesem olur mu?
Old 29-12-2017, 10:33   #4
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Evet, ben de öyle yapardım.
Old 29-12-2017, 11:39   #5
Hukukçu93

 
Varsayılan

meslektaşım ,mehmet handan surlunun zorunlu geçit hakkı tesisi kitabını incelemenizi tavsiye ederim.Davanızdaki sorularınızı gidermenizde size çok yardımcı olacaktır.iyi çalışmlar.
Old 29-12-2017, 20:35   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Muvekkilin bu tasinmazi tarla olarak gözüküyor. Ancak muvekkil besane yapip su ve elektrik abonelierini almis işletmeci ruhsati alinmis. Tapuda besane olarak gozukmemesi problem olur mu? Tarla olarak kabul edilse bile gecit hakki tesisi saglanir mi?

Taşınmazın tapuda yazılı cinsi şu yönden önemlidir. Yolun genişliği değerlendirilirken tapudaki cinsi dikkate alınır.Tapuda tarla olarak yazılı taşınmaz için tarım araçların geçebileceği genişlikte yol verilir. Fakat aynı zamanda tapudaki cinsine uygun düşecek “kullanım şekli” de gözetilir. Somut olayda işletmeci ruhsatının alınmasının sağlanmasına göre ; geçit sağlanan tarlanın besihane olarak kullanılacağı böylece davada kanıtlanmış olacak ve geçecek besihane araçlarının genişliğine uygun genişlikte yol verileceğini bilirkişilerce gözetecetir. Ayrıca tapudaki cins bilgisinin değiştirilmesi gerek bulunmamaktadır.

2. Muvekkilin tasinmazina en yakin yol mera koye ait arastirmama gore meradan gecit tesisi mumkun degil. Ancak bir kac yargitay kararında ise mera ile ilgili idare ye basvuru reddi halinde idari dava diyor dogruluk payi var midir?

Mera,orman gibi devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerin özel mülkiyete konu teşkil etmesi mümkün olmadığından en uygun yol meradan geçse dahi mera aleyhine geçit hakkı sağlanması mümkün değildir. Mahkeme özel mülk olan komşu parsellerden geçit sağlanması hususunu araştıracaktır. Bu yönden sizin dava dilekçesinde meradan geçit hakkı istemenizin bir yararı olmaz. Sözünü ettiğiniz idari dava konusu ise taşınmazın dört tarafının da mera veya orman gibi kamu malı ile çevrili olması halinde söz konusu olur. Bu durumda ortada bir çaresizlik vardır. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=27334 yayınladığımız HGK kararında kamu malındaki yollardan yararlanmak isteminin idari davaya konu teşkil edeceği ifade edilmiştir.

3.komsu tasinmazlardan gecit hakki tesisi talep ettiğimde mahkeme en yakin yol mera idari basvuru yap idari dava ac der mi? Bu sebeple davayi redder mi?

Taşınmazın dört tarafı mera olsaydı ,mahkeme idari başvuru yap idari dava aç diye davayı yargı yeri yönünden görevsizlikle red edebilirdi. Sizin olay bu şekilde değildir. En uygun yol meradan geçse dahi dava dilekçenizde meradan yol talep etmemelisiniz. Diğer uygun şahıs parsellerinden hangisinden talepde bulunuyor ise onun hakkında dava açmalısınız.Mera olan taşınmaz hakkında dava açarsanız davacı parselinin dört tarafı mera olmadğından idari dava yönünden değil meralarda geçit hakkı olmayacağından ret edilir.

4. Bir de gecit hakki talep ederken yolun eni ve uzunlugunu belirtmek zorunda miyim? Kesifle tespit edilecek muvekkilin ihtiyacini karşılayacak gecit hakkinin tesisini desem sorun olur mu?

Zorunluluk yok. Genelde yargıtay uygulamasında tarım arazileri için 2,5-3 metre genişliğinde bir yol yeterli görülmektedir. Besihane için daha geniş bir yol ihtiyacı olduğu bilgisine ulaşır iseniz yolun olması gereken eni hakkında dilekçenin açıklamalar bölümünde açıklamada bulunabilirsiniz. Fakat belirttiğiniz ifadeleri kullanırsanız da bir sorun teşkil etmez.

Diye düşünüyorum.
NOT. Gerekli çalışmayı yaparak konu hakkında bilgi sahibi olarak soru sorduğunuz için tebrik ederim.
Old 02-01-2018, 09:22   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

İlk cevabımda değindiğim taşınmazın dört tarafının orman mera gibi kamu malları ile çevrili olması halinde adli yargıda geçit hakkı tesis edilemeyeceği hakkındaki HGK.kararı aynı zamanda geçit hakkı davalarında gözetilecek genel kurallara da yer verdiğinden bu hali ile öğretici yönü bulunduğundan anılan karara aşağıda yer veriyorum. Mavi renkli açıklama yazıları ve numaralandırma tarafımdan yazılarak eklenmiştir.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/14-264

K. 2006/237

T. 26.4.2006


2577/m.2/1-a

4721/m.747,748

6831/m.17

ÖZET : Geçit hakkı tesisi istemine ilişkin davada, davacıya ait taşınmazın dört bir tarafı Devlet Ormanı vasfı ile Hazine adına kayıtlı taşınmaz ile çevrili olup Devlet Ormanı vasıflı taşınmazdan geçit hakkı tesisi talep edilmiştir.

Yargıtay Hukuk Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulu'nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre, mera ve ormanlardan zorunlu geçit tesis edilemez.

Gerek Özel Daire bozma ilamında ve gerekse düzeltilmesi istenilen Hukuk Genel Kurulu kararında, davacının zorunlu geçit ihtiyacı içerisinde olduğu belirtilmekle birlikte, taşınmazın dört bir tarafının Devlet ormanıyla çevrili bulunmasından dolayı, davacı lehine ormandan geçit hakkı tesis edilemeyeceği gerçeğinden hareket edilip; davacı tarafça ileri sürülen şekilde orman içerisinde fiili yollar bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur.

Ancak, Devlet ormanı içerisinde fiili yollar bulunduğunun saptanması ve buna dayalı olarak davacı kooperatifinin bu fiili yol veya yollardan yararlanma hakkına sahip olacağı benimsenmek suretiyle bir hüküm kurulması halinde bu Devlet ormanından zorunlu geçit hakkı tesisi anlamına gelecek olup buna hukuken imkan bulunmamaktadır.

Orman içerisinde fiili yollar bulunduğu saptansa dahi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca, bu konudaki yetkinin Orman Bakanlığına ait olması nedeniyle, davacının öncelikle anılan hükümde öngörülen prosedür çerçevesinde, anılan yollardan yararlandırılması için Orman Bakanlığı'na başvurması gerekir. Bu istemi reddedilirse, davacı, ancak ret işleminin iptali istemiyle bir dava açabilecek olup bu dava ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesi uyarınca idare mahkemelerinin görevi içerisindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki "geçit hakkı tesisi" davasından dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; ( Pendik Asliye İkinci Hukuk Mahkemesi )nden verilen 04.05.2005 gün ve E: 2004/467, K: 2005/148 sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 30.11.2005 gün, 2005/14-638 Esas, 2005/689 karar sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenilen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava geçit hakkı istemine ilişkindir.

Davacı S. S. Ç. Doğa Konut Yapı Kooperatifi vekili, başlangıçta Hazine'ye ait iken gerçek kişilere satılan ve en son satış yoluyla davacı kooperatif adına tapuya tescil edilen 850 parsel sayılı taşınmazın ormanla çevrili olması nedeniyle genel yola çıkışının bulunmadığını, bu nedenle Orman İdaresinden lüzumlu geçit hakkı istenildiğini, bu isteğin reddedildiğini; taşınmazı önceki maliklere satanın da, yolu vermeyenin de Hazine olduğunu, iyiniyetli başvurulardan sonuç alınamadığını ileri sürerek, çevresindeki diğer taşınmazlardan en uygun yerden geçit hakkı kurulmasına; geçit var ise korunmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı Orman İdaresi vekili, ormanların mülkiyetinin, işletilmesinin, idare ve gözetiminin Devlet'e ait olduğunu; Devlet ormanlarında izin ve irtifak hakkı tesisinin 6831 sayılı kanunun 17. maddesinde özel olarak düzenlendiğini, uyuşmazlığa özel hukuk hükümlerinin uygulanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, davacının taşınmazın genel anlamda yola çıkışın olmadığını bilerek taşınmazı satın aldığını, dava dilekçesinde geçit hakkı istenen parsellerin de gösterilmediğini, geçit hakkı verilmesini gerektiren koşulların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme; davacıya ait 850 numaralı parsele orman parseli olan 938 numaralı parsel dışında başkaca komşu parsel bulunmadığı, Yargıtay Ondördüncü Hukuk Dairesinin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre, mera ve ormanlar aleyhine zorunlu geçit hakkı tesisinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; bu karar Ondördüncü Hukuk Dairesince ve aynı yöndeki direnme kararı da, davacı vekilinin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca bozulmuştur.

Davalılardan Hazine vekili, Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamıyla ilgili olarak karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Hukuk Genel Kurulu'nun karar düzeltme istemine konu edilen
"... H- GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.

Bir geçit isteminin çözüm ve sonuçlandırılmasında gözönünde tutulması gereken genel ilkeleri şöyle belirlemek mümkündür:

1- Geçit hakkı davalarını, genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunmasına rağmen mevcut bu yol ile ihtiyacı karşılanmayan tapulu taşınmaz maliki açabilir.

2- Bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine nispi geçit ihtiyacı veya geçit yetersizliği denilebilir.

3- Geçit ihtiyacı olan kişi, davasını öncelikle taşınmazların önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerekir.

AÇIKLAMA :Bı ifade ile , Geçit hakkı davasında husumetin kime/kimlere yöneltileceği konusu açıklanmaktadır . Geçit hakkı istenirken öncelikle önceki mülkiyet ve yol durumu gözetilmeli ve geçit hakkı taşınmaz bir bütün iken parsellere ayrılmış ise ifraz gören parsel maliklerinden ve öncesinden civarında mevcut bir yol varsa bu eski yolun geçtiği yerden geçit hakkı talep edilmelidir. Bu iki unsuru taşıyan parsel yoksa , dava geçit hakkından en az zarar görecek parsel malikine açılmalıdır. En az zarar görme ifadesinin içinde en kısa yol ve en az zarar görme unsurları vardır. Bu iki unsur bir arada gerçekleşmelidir. Dava yanlış hasma açılmış ise mahkeme davayı hemen ret etmez. Yukarıdaki unsurlara uyan geçit yolunu bilirkişiler vsıtası ile araştırır. Mahkeme bu unsurlara uyan parsel malikleri aleyhine harcı ödenerek dava açılmasının sağlanması için süre tanır.

4- Geçit hakkı verilmesi isteğine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine geçit istenen tapulu taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmazın müşterek mülkiyete konu olması halinde, paydaşlardan bir ya da bir kaçı dava açabilir.

5- Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın doğrudan yol ihtiyacının karşılanmamış bulunması, geçit davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi ilkesi gözönünde tutulmalıdır. Geçit hakkı, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, bir anlamda özünü komşuluk hukukundan almaktadır denilebilir. Bunun doğal sonucu olarak da yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri de esas alınmalıdır.

6- Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara göre belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi de gözetilmelidir.

7- Bu nedenlerle de bir taşınmaz için 2,5-3 metre genişliğindeki bir yolun yeterli olacağı kabul edilmelidir.

8- Davacı yararına tesis edilen geçidin, genel yola kesintisiz ulaşması sağlanmalıdır.

9- Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel de yine objektif kriterlere, taşınmazın niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile saptanmalıdır. Saptanan bu bedel, hükümden önce depo ettirilmeli, böylece geçit bedelinin geç ödenmesinden doğabilecek sakıncalara meydan verilmemelidir. Aksinin kabulü, maddenin amacı ile de çelişir.

10- Kurulan geçit hakkının Medeni Kanunun 748/3. maddesi uyarınca Tapu Siciline kaydı da gereklidir.

11- Davanın niteliği gereği yargılama giderleri de davacı üzerinde bırakılmalıdır.

12- Geçit hakkına ilişkin ana ilkeler bu olmakla birlikte eldeki dava özellik taşıyan bir durum arz etmektedir. Şöyle ki: Yararına geçit kurulması istenilen davacıya ait 850 parselin dört tarafı hazine adına orman niteliği ile kayıtlı 938 parsel ile çevrili olup, genel yol ile bağlantısı bulunmadığı sabittir. Mutlak geçit ihtiyacı içersindedir. İstemi bu mutlak gereksinim nedeniyle aşağıda açıklanacak hususlar çerçevesinde çözüme kavuşturulmalıdır.

Özel Daire bozmasında da vurgulandığı üzere davacıya ait taşınmazı dört bir yandan çevreleyip kuşatan, orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı 938 parsel üzerinde orman yönetimince gereksinimleri karşılamak üzere açılmış eylemli yollar bulunabilir. Nitekim davacı da bu tür yolların varlığından söz etmektedir.

Bunun yanı sıra bu orman parselinin çevresinde genel yol ile özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunabilir. Veyahut da ormanı çevreleyen özel mülkiyete konu taşınmazların ötesinde genel yol olabilir.

Bu nedenlerle mahkemece öncelikle, 938 sayılı orman parseli ile çevresindeki taşınmazları içeren pafta getirtilmeli, mahallinde yapılacak keşifte orman içindeki fiili yollar; çevreleyen özel mülkiyete konu parseller, bu parsellerden genel yola cepheli olanlar belirlenip, orman yönetiminden davacının hangi eylemli yoldan yararlanabileceği sorulup saptandıktan sonra bu cevapta dikkate alınıp yukarıdaki genel ilkeler gözetilmek suretiyle, ormana komşu sair taşınmazlardan genel yola kadar olan ulaşım olanağı araştırılmalı ve buna göre bir sonuca gidilmelidir.

AÇIKLAMA :Bu bölümdeki taşınmazın 4 yanının orman ,mera gibi kamu malı ile çevrili olması halinde yapılacak işlemi tespit eden bozma nedeni aşağıdaki bölümde yazılı olduğu gibi karar düzeltilmesi ile kaldırılmıştır.

Yerel mahkeme kararı yukarıda açıklanan nedenlerle ve Özel Daire kararındaki sebeplerle bozulmalıdır.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi."

Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Hukuk Genel Kurulundaki görüşmede şu sonuca varılmıştır:

Davacıya ait 850 parsel sayılı, 43.142 metrekare mesahalı ve tarla vasıflı taşınmazın dört bir tarafının, Devlet Ormanı vasfıyla Hazine adına kayıtlı 1.581.816,75 metrekare mesahalı 938 parsel sayılı taşınmaz ile çevrili olduğu çekişmesizdir.

Görülmekte olan davada, Devlet ormanı vasıflı 938 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisi istenilmiştir.

AÇIKLAMA: Dört tarafı orman,mera gibi kamu malı ile çevrili parsel için adli yargıda geçit hakkı tesis edilemeyeceğine dair hüküm aşağıdaki bölümde yer almaktadır.

13- Yargıtay Hukuk Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulu'nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre, mera ve ormanlardan zorunlu geçit tesis edilemez. Esasen, gerek Özel Daire bozma ilamında ve gerekse düzeltilmesi istenilen Hukuk Genel Kurulu kararında, aksi yönde bir benimseme de mevcut değildir: Her iki ilamda da, davacının zorunlu geçit ihtiyacı içerisinde olduğu belirtilmekle birlikte, taşınmazın dört bir tarafının Devlet ormanıyla çevrili bulunmasından dolayı, davacı lehine ormandan geçit hakkı tesis edilemeyeceği gerçeğinden hareket edilip; davacı tarafça ileri sürülen şekilde orman içerisinde fiili yollar bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğine işaret edilmiştir. Başka bir ifadeyle, her iki ilam da, Devlet ormanından zorunlu geçit hakkı tesisi sonucunu öngörmemektedir; sadece, eğer varsa ve hukuken olanaklı ise, orman içerisindeki fiili yollardan herkes gibi davacının da yararlanabileceği belirtilmiştir.

Ancak, karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmede şu sonuca varılmıştır.:

Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nun bozma ilamında da işaret edilen şekilde bir inceleme ve araştırma yapılıp, Devlet ormanı içerisinde fiili yollar bulunduğunun saptanması ve buna dayalı olarak davacı kooperatifinin bu fiili yol veya yollardan yararlanma hakkına sahip olacağı benimsenmek suretiyle bir hüküm kurulması halinde; böylesi bir hüküm, sonuç itibariyle Devlet ormanından zorunlu geçit hakkı tesisi anlamına gelecektir ki, yukarıda açıklandığı üzere buna hukuken olanak yoktur.

Öte yandan, yine karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulu kararında yapılması gereğine işaret edilen araştırmanın sonucunda, orman içerisinde fiili yollar bulunduğu saptansa dahi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca, bu konudaki yetkinin Orman Bakanlığına ait olması nedeniyle, davacının öncelikle anılan hükümde öngörülen prosedür çerçevesinde, anılan yollardan yararlandırılması için Orman Bakanlığı'na başvurması gerekeceği açıktır. Bu istemi reddedilirse, davacı, ancak ret işleminin iptali istemiyle bir dava açabilecektir. Böylesi bir davanın ise, adli yargının değil; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesi uyarınca idare mahkemelerinin görevi içerisinde bulunduğunda da kuşku yoktur.

Bu durumda, Yerel Mahkemenin aynı yöndeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

Ne var ki, temyiz aşamasında zuhulen direnme hükmünün bozulmasına karar verilmiş olduğu, karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından; Hukuk Genel Kurulu'nun bozma kararının kaldırılmasına, direnme kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeyle; Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.2005 gün ve 2005/14-638 esas, 2005/689 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına,

Yerel Mahkemenin temyize konu direnme kararının ( ONANMASINA ), harcın davacıdan alınmasına ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığından, 26.04.2006 gününde


yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. (KAZANCI)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Geçit Hakki Davasi cuysala Meslektaşların Soruları 0 22-04-2016 15:43
Geçit Hakki Istenmemesine Dair Cezai şartla Sözleşme Yapilabilir Mi avukatthemis Meslektaşların Soruları 1 15-04-2014 09:59
Patent Hakki / Tekel Hakki .. ege Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 4 13-11-2013 18:44
Geçit Hakkı - Ayni malikin kiracıları arasında geçit problemi g_soton Meslektaşların Soruları 0 25-01-2012 15:28
Orman Kadastrosu,geçit hakkı,mevzuata uygunsuzluk,geçit hakkı, cmuharrem Hukuk Soruları 2 29-08-2009 19:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03611112 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.