Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Adalet BakanliĞina KarŞi Tazmİnat Davasi

Yanıt
Old 10-09-2007, 12:03   #1
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan Adalet BakanliĞina KarŞi Tazmİnat Davasi

Anlatacağım konu bana çok ilginç geldi.Okuyunca eminim bana hak vereceksiniz. H...isimli bir şahıs C.Başsavcılığına müvekkilim İ.... ve M.....isimli şahısların kendisini dolandırdığı gerekçesi ile bir suç duyurusnda bulunur.Dilekçesinde K.....köyünden satın aldığı toplam 300 koyunu kendi köyüne götürmesi için M..... isimli bir kamyoncuyla anlaştığını fakat kamyoncu M......nin koyunları köye götürmediğini G.....kasabasından (benim müvekkil) İ.... ye sattığını şu anda koyunların İ...de olduğunu öğrendiğini bu şekilde dolandırıldığını iddia etmektedir.Bundan iki gün sonra Sulh Hukuk Mahkemesine de aynı olayı anlatan bir dilekçe ile D.iş dosyasından müvekkilim İ.... deki koyunların İhtiyati Tedbir yoluyla alınarak resmi bir yediemine teslimine karar verilmesini talep eder. Delil olarakda C.Başsavcılığına yapmış olduğu suç duyurusu dilekçesinin bir suretini koyar.Talep mahkemece kabul edilir ve yediemin olarak Z....isimli bir şahısa teslimine karar verilir.Teminat da alınmaz.İcra md ce karar infaz edilir ve koyunlar müvekkilden alınır, yediemin Z....ye teslim edilir.
Biz de ihtiyati tedbire itiraz ettik bu konuda henüz bir karar verilmedi.Ayrıca İhtiyati Tedbir kararı üzerinden 10 gün geçti esasa ilişkin dava açmadılar.11. gün eski hale getirilmesi için icra mdr ne talepte bulunduk yedieminin bildirdiği adrese gittik koyunları geri almak için ortada ne kuzu var nede koyun.Hepsi satılmış.Tabi yedieminde ortada yoktu.Yaptığımız araştırmaya göre Tedbir İsteyen H....ve Yediemin Z....nin hırsızlık ve dolandırıcılıktan sabıkası ve halen çok sayıda derdest dosyası var.Buna göre bizim değeri yaklaşık 30 bin ytl yi bulan koyunlar için kimlere dava açmamız gerekir.Adalet bakanlığına dava açabilirmiyiz.Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 10-09-2007, 12:42   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Furkan Mutlu
.Talep mahkemece kabul edilir ve yediemin olarak Z....isimli bir şahısa teslimine karar verilir.Teminat da alınmaz.İcra md ce karar infaz edilir ve koyunlar müvekkilden alınır, yediemin Z....ye teslim edilir.
.
Mahkeme tarafından verilen bir karar söz konusu olduğundan Adalet Bakanlığına husumet tevcihi ile dava açamazsınız.
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 1998/9027
Karar: 1999/1342
Karar Tarihi: 22.02.1999
ÖZET: Hukuka aykırı eylem iddiasıyla hakimlerin sorumluluğu gündeme geldiğinde; genel hükümler uyarınca BK. 41. maddesi dayanak yapılmak suretiyle dava açılabileceği gibi, koşullar varsa HUMK.nun 573 ve ardından gelen maddelerine göre de dava açılması mümkündür. O halde hakimlerin hukuka aykırı eylemlerinden ötürü A... Bakanlığı hasım gösterilmek suretiyle tazminat isteminde bulunulması doğru değildir. Bu nedenle; A... Bakanlığına ilişkin davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekir.
(818 S. K. m. 41) (1086 S. K. m. 38, 573)
Dava: Taraflar arasındaki haksız eylemden doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 235.000.000 lira maddi ve manevi tazminatın 25.12.1996 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı A... Bakanlığından alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istem ile diğer davalı Ş... T.A.Ş. Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalılardan A... Bakanlığı adına Hazine avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.

Karar: Dava, isim ve soyadı benzerliğinden ötürü (Beyoğlu Birinci Asliye Ceza Mahkemesi)nin 1994/1570 esas ve 1995/628 karar sayılı dosyasında 3167 sayılı yasa hükümlerine aykırı davranmaktan ötürü 1 yıl 6 ay süre ile hapis cezasıyla cezalandırılıp tutuklanmasından sonra yanlışlığın farkına varılarak tahliye edilen davacının bu olay nedeniyle kişilik değerlerinde azalma meydana geldiğinden dolayı 250 milyon TL. manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

Beyoğlu Birinci Asliye Ceza Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numaraları yazılan dosyasının incelenmesinde müşteki Y... Bankası A.Ş. vekilinin şikayeti üzerine Beyoğlu Cumhuriyet savcılığının 30.11.1994 tarihli iddianamesiyle İsmail ismindeki şahıs hakkında 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca cezalandırılması için açılan kamu davasında eylemine uyan sevk maddesine göre 1 yıl 6 ay süre ile hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesinden sonra davacının cezaevine konulduğu ancak bu aşamada, isim ve soyadı benzerliğinden ötürü bu yanlışlığın yapıldığı, davacının bu olay ile hiçbir ilgisi olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu olay nedeniyle hükümlü sıfatı il bir süre cezaevinde yatan davacının çevresine karşı kötü duruma düştüğü, aşağılandığı, çevrenin kendisine iyi gözle bakmadığı ve bu yüzden acı ve elem çektiği açıktır. Ayrıca davacının özgürlüğünden haksız olarak sınırlandırıldığı kabul edilmesi gereken bir olgudur. Hukuka aykırı olan bu eylem nedeniyle kişilik değerlerinde objektif azalma oluşan davacının manevi tazminat isteme hakkının varlığı tartışmasız kabul edilmelidir. Bu olayda tazminatın kimden isteneceği önem arzetmektedir.

Anayasanın 9. maddesine göre yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. 138. madde de ise, hakimlerin görevlerinde bağımsız oldukları açıklanmıştır. Yine hakimlerin Anayasa, kanuna ve hukuka uygun olarak ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verecekleri de ifade edilmiştir.

Ayrıca hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremiyeceği, genelge gönderemiyeceği; tavsiye ve telkinde bulunamıyacağıda emredici bir kural olarak Anayasada yer almış bulunmaktadır.

Anayasanın bu emredici hükümlerine göre hakimler bağımsız olup, A... Bakanlığına bağlı olarak çalışmalar ve astlık durumu mevcut değildir. O halde A... Bakanlığının memuru durumunda olmayan hakimlerin hukuka aykırı eylemlerinden ötürü bakanlık makamı hasım gösterilmek suretiyle maddi ve manevi tazminat istenemez. Kaldı ki haksız fiil sorumluluğunda BK. 41. maddesi uyarınca zarar ika eden şahıs o zararın tazminine mecburdur. Ayrıca HUMK.nun 573 ve ardından gelen maddelere göre hakimler görevleri ile ilgili işlemlerden ötürü kasten veya ağır kusurları ile şahıslara zarar verirlerse bundan sorumlu tutulacaklardır.

Bu duruma göre hukuka aykırı eylem iddiasıyla hakimlerin sorumluluğu gündeme geldiğinde; genel hükümler uyarınca BK. 41. maddesi dayanak yapılmak suretiyle dava açılabileceği gibi, koşullar varsa HUMK.nun 573 ve ardından gelen maddelerine göre de dava açılması mümkündür. O halde hakimlerin hukuka aykırı eylemlerinden ötürü A... Bakanlığı hasım gösterilmek suretiyle tazminat isteminde bulunulması doğru değildir. Bu nedenle; A... Bakanlığına ilişkin davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle (BOZULMASINA); 22.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 10-09-2007, 13:28   #3
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan

Ergün bey cevabınız için teşekkür ederim.Verdiğiniz yargıtay kararından ben şunu anladım, adalet bakanlığı aleyhine değil hakim aleyhine tazminat davası açabiliriz, doğrumu ?
Old 10-09-2007, 14:06   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Doğru ama,sağlam delilleriniz yoksa,tazminat sorumluluğu ortaya çıkabilir.
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2004/4-496
Karar: 2004/463
Karar Tarihi: 06.10.2004
ÖZET : Dava, davalı hakimlerin delilleri taraflı ve yanlış değerlendirerek aleyhe karar verdikleri iddiasına dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir. Böyle bir dava için hakimin kasıtla hareket etmiş olması ve verdiği kararın kanuna ve adalete aykırı bulunması gerekir. 573/1, 573/2. maddelerine göre ise açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı bir karar sorumluluğu doğurur. HUMK'nun 573/3 ve 4. maddeleri gereğince, yargılama tutanağında olmayan bir nedene dayanılması ya da tutanağın değiştirilmesi sorumluluğun dayanaklarıdır. Hakimin çıkar karşılığı hareketi ile görevini savsaması ise sonraki bentlerde yer almıştır. Sayılan bu haller örnek niteliğinde olmayıp, sayılı ve sınırlı durumları ifade eder. Anılan bu yasal düzenlemeye göre olaya bakıldığında, davalı hakimlerin görevi savsaması, tutanaklara geçmemiş bir nedene dayanması, kasıtlı hareketle yasaya ve adalete aykırı karar ya da kesin bir yasa buyruğuna aykırı hareketlerinin bulunmadığı açıktır. Zaten davacıların da böyle bir iddiaları olmamıştır. Davacıların dosyada bulunan delillerin yanlış değerlendirildiği iddiaları HUMK'nun 573-576. maddeleri kapsamında değildir. Bu iddialar ancak temyiz nedeni olarak ileri sürülebilir. Nitekim davacılar bu haklarını da kullanmışlar ve temyiz incelemesi sonucu delillerin değerlendirilmesinde bir yanlışlık bulunmayarak davalı hakimlerce verilen karar onanmıştır.
(1086 S. K. m. 573, 576)
Dava: Taraflar arasındaki "tazminat" davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce; "Davacılar, davalı hakimlerce karara bağlanan ... Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nin 2001/258 Esas 2002/467 sayılı davasında, delilleri taraflı ve yanlış değerlendirmek suretiyle aleyhlerine karar verildiği iddiasıyla maddi tazminat istemişlerdir.
Davalılardan Ç. Cevabında verilen kararda ve delillerin değerlendirilmesinde kanuna aykırılık olmadığını ve kararın Yargıtay'ca onanmak suretiyle kesinleştiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar ise usulüne uygun tebligata rağmen cevap verip duruşmaya katılmadıklarından yargılama yokluklarında sürdürülerek karara bağlanmıştır.
Hakimlerin hakimlik görevini yaparken "Yargısal Faaliyetleri" nedeniyle vermiş oldukları zarar için HUMK'nun 573. maddesinde sayılan durumlarda, 573-576. maddelerindeki hükümlere göre tazminat davası açılabileceği düzenleme altına alınmıştır. Eldeki dava, HUMK'nun 573 ve izleyen maddelerine dayandırılmıştır. Böyle bir dava için hakimin kasıtla hareket etmiş olması ve verdiği kararın kanuna ve adalete aykırı bulunması gerekir. 573/1, 573/2. maddelerine göre ise açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı bir karar sorumluluğu doğurur. HUMK'nun 573/3 ve 4. maddeleri gereğince, yargılama tutanağında olmayan bir nedene dayanılması ya da tutanağın değiştirilmesi sorumluluğun dayanaklarıdır. Hakimin çıkar karşılığı hareketi ile görevini savsaması ise sonraki bentlerde yer almıştır. Sayılan bu haller örnek niteliğinde olmayıp, sayılı ve sınırlı durumları ifade eder.
Anılan bu yasal düzenlemeye göre olaya bakıldığında, davalı hakimlerin görevi savsaması, tutanaklara geçmemiş bir nedene dayanması, kasıtlı hareketle yasaya ve adalete aykırı karar ya da kesin bir yasa buyruğuna aykırı hareketlerinin bulunmadığı açıktır. Zaten davacıların da böyle bir iddiaları olmamıştır. Davacıların dosyada bulunan delillerin yanlış değerlendirildiği iddiaları HUMK'nun 573-576. maddeleri kapsamında değildir. Bu iddialar ancak temyiz nedeni olarak ileri sürülebilir. Nitekim davacılar bu haklarını da kullanmışlar ve temyiz incelemesi sonucu delillerin değerlendirilmesinde bir yanlışlık bulunmayarak davalı hakimlerce verilen karar onanmıştır. Dosyadaki tüm kanıtlara göre davalıların yasal sınırlar dışına çıkmadan yargılama görevlerini yerine getirdikleri anlaşılmıştır. Öyleyse davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava reddedildiğine göre HUMK'nun 576. maddeleri uyarınca ( davalılar istemeseler dahi ) davalılar yararına manevi tazminat takdiri gerektiği sonucuna varılmıştır. Yasa koyucu hakim aleyhine dava açılmasıyla işin mahiyeti gereği karşı tarafın tazminat isteğinin bulunduğu varsayım olarak kabul etmiştir. Bu bağlamda davacıların davalılarla ilgili ithamı ve taraflarla ilgili diğer olgular gözetildiğinde HUMK'nun 576/2. maddesi uyarınca her bir davalı için 1.000.000.000.- Lira olmak üzere toplam 3.000.000.000.- Lira manevi tazminatın davacılardan alınmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur.
Açıklanan nedenler ve gerekçeler gözetildiğinde aşağıdaki hükmün kurulması yönünde bir sonuca varılmıştır" gerekçesiyle;
"1- Davalıların eylemlerinin HUMK'nun 573. maddesinde belirtilen herhangi bir nedene uymadığı ve böylece davalıların hukuka aykırı bir davranışları bulunmadığı anlaşıldığından davanın REDDİNE,
2- Aynı yasanın 576. maddesinde belirtildiği şekilde her bir davalı için 1.000.000.000.- Lira olmak üzere toplam 3.000.000.000.- Lira manevi tazminatın davacılardan, alınarak davalılara verilmesine,
3- Ret kararının eklentisi olarak HUMK'nun 576/2. maddesi gereğince her bir davalı bakımından 111.400.000.- Lira olmak üzere toplam 334.200.000.- Lira para cezasının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacılar aleyhine hükmedilen tazminat miktarı için 162.000.000.- Lira nisbi ilam harcı ile davanın reddi dolayısıyla alınması gereken 10.100.000.- Lira red karar harcı olmak üzere toplam 172.100.000.- Lira harçtan peşin alınan 10.732.500.- Lirasının mahsubu ile geri kalan 161.367.500.- Liranın davacılardan alınmasına,
5- Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılara yükletilmesine, davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına," dair oybirliği ile verilen 13.04.2004 gün ve 2089-4849 sayılı kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Hukuk Genel Kurulu'nca temyiz mercii sıfatıyla incelenerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.'nun 2494 Sayılı Yasa ile değişik 438/11. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 4. Hukuk Dairesi'nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz ilam harcının peşin harca mahsubu ile ( 10.100.000 ) red harcının temyiz edenlerden alınmasına, 06.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 10-09-2007, 15:01   #5
üye14072

 
Varsayılan

burada sorumlu olan kişi hakim mi, yoksa yeddiemin mi?
eğer yeddiemin ise, adalet bakanlığına yönelmek mümkün mü?

şeklinde anlamıştım soruyu,
ve icra kanununda konuyu bulamadım,

bence hakimin sorumluluğu yok,
fakat yeddiemin olarak atama ile ilgili bir mevzuat varsa ve o mevzuat bir şekilde adalet bakanlığına sorumluluk yüklüyorsa ancak adalet bakanlığına yönelmek mümkündür diye düşünüyorum.

saygılar
av. m. emin öztürk
Old 10-09-2007, 16:09   #6
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan

Bu tedbir kararında ilginç bir olay var :İhtiyati Tedbir talep edilen dilekçede koyunların resmi bir yediemine verilmesi talep ediliyor, tedbir kararında ise tedbir isteyen tarafından yediemin olarak bildirlen Z....ye koyunların teslimine dair karar veriliyor.Tedbir dilekçesinde bu şahsın ismi hiç geçmiyor, yediemin olmasına sanki tedbir isteyen tarafından talep edildiğinden karar verilmiş gibi gösteriliyot.Bu hususun açacağımız tazminat davasında bize faydası olurmu acaba, veya HUMK 573/4 uygun bir durum kabuledilebilir mi?
Old 10-09-2007, 17:12   #7
üye14072

 
Varsayılan

gittikçe ilginçleşiyor,
dilekçede resmi bir yeddi emine verilmesi talep ediliyor,
kararda Z çıkıyor,

tedbiri talep eden Z yi hakime ne zaman söylüyor,
duruşma açılmış mı
yoksa dilekçe sunulurken şifahen mi bildirilmiş,

eğer kararda Z denmişse icra müdürünün sorumluluğu da olmuz,

icra müdürü ben kararı uyguladım der.
Old 10-09-2007, 17:19   #8
üye14072

 
Varsayılan

T.C.

ADALET BAKANLIĞI

Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü



Sayı :B.03.0.HİG.0.00.00.03-622.01-43-2006 ..../..../2006
Konu :







………………CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA






Mahcuz malların muhafaza edilmesi için faaliyet gösteren yediemin deposu ve otoparkı için ruhsatlandırma talebinde bulundukları 27/03/2006 tarihli yazı ve konu incelendi.



2004 sayılı İcra İflas Kanununun 88. maddesinin 4. fıkrasında “Adalet Bakanlığı, mahcuz malların muhafazası için uygun göreceği yerlerde depo ve garaj açabileceği gibi; Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfına da açtırabilir veya işletme hakkını verebilir. Alınacak depo ve garaj ücretleri Adalet Bakanlığınca belirlenir. Bu yerlerin çalışma esas ve usulleri yönetmelikte gösterilir.” hükmü ve yine İcra İflas Kanununun, 4949 sayılı kanunun 105. maddesiyle eklenen geçici 4. maddesinde “Adalet Bakanlığı veya Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfınca mahcuz malların muhafazası için depo ve garajlar açılıncaya kadar, özel depo ve garajlarda, Adalet Bakanlığınca çıkartılan ilgili yönetmelik ve ücret tarifelerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü yer almakta olup, Bakanlığımızca özel kişi veya özel tüzel kişilere mahcuz malların muhafazası için depo ve garaj açma izni, yedieminlik ruhsatı verilmesi ya da işletme yetkisinin devredilmesi söz konusu değildir.



Diğer taraftan, 13 Temmuz 1987 tarih ve 19516 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 26 Aralık 1992 tarih ve 21447 sayılı Resmi Gazetede 28.maddesinin 1.fıkrasında değişiklik yapılan , Mahcuz Malların Muhafaza Edileceği Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlarının Çalıştırılmasına Dair Yönetmelik ile depo ve garajların açılması, nitelikleri, çalıştırılması ve denetimlerine dair esas ve usuller düzenlenmiştir.



Bunun dışında, özel şahıslar tarafından açılacak depo ve garajlarda aranacak nitelikler konusunda kanuni bir düzenleme bulunmamakla birlikte, özel şahıslarca depo ve garaj açılması halinde bu yerler hakkında da anılan Yönetmelik hükümleri kıyasen uygulanmakta ve sözü edilen yerlerin öngörülen şartlara sahip olup olmadığını değerlendirme yetkisi ile buralardan mahcuz malların getirilmesi, teslimi, yerleştirilmesi ve geri alınması hususlarında karar verme yetkisi ilgili hâkim ve icra müdürlüklerine ait bulunmaktadır.



Bilgi edinilmesini ve keyfiyetin ilgililerine iletilmesini rica ederim.







Hüsnü UĞURLU

Hâkim

Bakan a.

Genel Müdür Yardımcısı
Old 10-09-2007, 17:25   #9
üye14072

 
Varsayılan

bence, içinde çok kişinin bulunduğu güzel bir oyun oynanmış ve koyunlar kaçırılmış.

ne yapabilirsiniz,

İİK 5 ve devamında icra memurlarının sorumluluğu düzenlenmiş buna göre Adalet bakanlığına yönelebilirsiniz.
peki icra memurları burada sorumlu mu?
hakkında pek çok hüküm ve dava olan birisini yedi emin olarak kabul eden icra müdürü ise sorumlu,
ama kararda yeddi emin belirtilmişse sorumlu değil

hakimin durumu enteresan
ona nasıl sorumluluk yükleyeceğiz,
tedbir istenmiş,
hakimde uygun görmüş.

bence hakimin şahsına yönelmek pek mümkün değil.

saygılar
av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 10-09-2007, 18:27   #10
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan

Sayın M.Emin bey alakanız için teşekkür ederim.Tedbir kararı dosya üzerinden verilmiş.Z....nin ismi sanırım tedbir isteyen vekili tarafından mahkemeye şifahen söyleniyor, ve böylece karar veriliyor.
Old 10-09-2007, 18:43   #11
üye14072

 
Varsayılan

o zaman hakim beye davayı açın,

eğer hatası varsa hem malını alırsınız

hemde mesleğine elveda der.

bu arada,

bu konu ile ilgili,
yani koyunlar ve yeddiemin ile ilgili bu sitede bir başka konu daha açılmış,
sizmi açtınız yoksa başkası mı?
saygılar
av. m. emin öztürk
Old 10-09-2007, 23:17   #12
VARTO'LU

 
Varsayılan Bir Başka Bakış Açısı

Sayın Furkan;
Alıntı:
Dilekçesinde K.....köyünden satın aldığı toplam 300 koyunu kendi köyüne götürmesi için M..... isimli bir kamyoncuyla anlaştığını fakat kamyoncu M......nin koyunları köye götürmediğini G.....kasabasından (benim müvekkil) İ.... ye sattığını şu anda koyunların İ...de olduğunu öğrendiğini bu şekilde dolandırıldığını iddia etmektedir.
Bu anlatım, öncelikle müvekkiliniz (İ)nin bu koyunların mülkiyetini edinme biçiminin tartışmalı olduğunu göstermektedir. Pazar yada panayırda olmadan, toplu halde (ki bunca koyun bir kamyona pek de sığmaz ya)
300 adet koyun'un en azından mahalle veya köy muhtarı daha geniş anlamı ile İlçe Tarım Müdürlüğü'nden "menşe şahadetnamesi" olmadan bir yerden bir diğer yere nakli olası olmadığı gibi böylesi bir belge olmadan bunca hayvanı satın alan bir kişiyi, onları edinmende fazlaca iyiniyetli görmek olası değil.
Sanırım, bir tartışma başlatmak üzere ortaya varsaydığınız olay gerçekleşme olasıllığı zayıf bir olay. Ama bütün bunlara rağmen, tartışılmasını istediğiniz sorunu "hakimlerin hukuki sorumluluğu" yada "adli faaliyetten dolayı devletin sorumluluğu" olduğu belirlemem ile bir başka pozitif hukuk normuna dikkat çekerek birkaç soru ile tartışmanın genişletilmesine katkıda bulunmak isterim.
1982 Anayasası'nın 40. maddesi
Alıntı:
Madde 40 – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek:3/10/2001-4709/16 md) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
hükmünü içermektedir. Keza 177 maddesi'nin (e) bendinde ise
Alıntı:
e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyle birlikte yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve kurullar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan Anayasa hükümleri, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır.
düzenlemesinin yapıldığı görülmektedir.
Nitekim 126. maddedeki benzer hüküm nedeni ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde düzenleme yapıldı.Ama 40. madde uygun bir kanun, aradan 25 yıl geçmesine rağmen hala yapılmadı.
Bu açıklamadan sonra derim ki :
a) Hukuk Alanında gerçekleşen ve kesin hüküm kuvvet ve kudretini kazanın ve "hukuka aykırı" oldukları açık-secil olar yargı kararları ile yurttaşların uğradığı zararları EDVLET GİDERMELİ Mİ ? 40. maddenin 3. fıkrası bunu gerektirir mi ?
b) 765 sayılı TCK.nunda var olan "GENEL MÜSADERE" hükmü Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından Anayasa'nın 177/e maddesi uyarınca "UYGULANAMAZ" olarak kabul edilerek zanınında "değişmez" içtihat oldu.
Öyse ise "Hakimlerin Hukuku Sorumluluğu" ile ilgili HUMK. 573 vd maddeleri de "uygulanamaz" hale düşmüş hükümler değil mi ?
Old 11-09-2007, 11:07   #13
üye14072

 
Varsayılan

sayın üstat Tural

güzel adınızı forum ismi olarak da kullansanız da ben ve benim gibi hakirleri sevindirseniz.

mesajınızın girişinde verdiğiniz "edinme biçimi" ana temalı konu bence meslektaşımız tarafından çok iyi işlenebilir,

saygılar
av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 11-09-2007, 11:27   #14
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım Turabi bey, müvekkilin koyunların mülkiyetini edinmesinde bir sıkıntısı yok.Yaklaşık 3 ay önce başka bir köyden hatta köy muhtarı olan V....den satın almış ve bedelinide Ziraat bankasına iat kendi çeki ile ödemiş.Bu adamların niyeti resmi makamları da alet ederek müvekkili dolandırmakmış onuda başarmışlar.Yalnız şöyle bir şey var; Muhtar V....ile kamyoncu M.....nin kardeş olduğunu öğrendik.Haricen öğrendiğimize göre Tedbir isteyen H.....ile Kamyoncu M.....aslında ortak iş yapıyormuş (işeri dolandırıcılık) bu malları da başka birilerinden dolandırmışlar.M....diğer ortağı H....yi atlatmış ve koyunları kardeşi muhtar V.... vasıtası ile sattırmış.Müvekkil gerçekten V.... ye parasını ödemiş malları satın almış ve şahadetnamesi de var.
Old 11-09-2007, 15:37   #15
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan isim bulamadım
o zaman hakim beye davayı açın,

eğer hatası varsa hem malını alırsınız

hemde mesleğine elveda der.

bu arada,

bu konu ile ilgili,
yani koyunlar ve yeddiemin ile ilgili bu sitede bir başka konu daha açılmış,
sizmi açtınız yoksa başkası mı?
saygılar
av. m. emin öztürk

Bahsettiğiniz konuyu ben açmadım.
Old 11-09-2007, 15:55   #16
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan isim bulamadım
bu konu ile ilgili,
yani koyunlar ve yeddiemin ile ilgili bu sitede bir başka konu daha açılmış,
sizmi açtınız yoksa başkası mı?
saygılar
av. m. emin öztürk

Link verebilir misiniz? Ayrıca mükerrer konu açılmış ve yöneticilerin gözünden kaçmışsa şikayet butonu kullanılarak bilgi verilebilir.

Saygılarımla
Old 11-09-2007, 20:22   #17
üye14072

 
Varsayılan

tekrar araştıracağım,
bulduğumda derhal bildiririm.
saygılar
av. m. emin öztürk
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İntİfa Hakkinin Kaldirilmasi Ve Maddİ Tazmİnat Davasi Av. Elif Meslektaşların Soruları 4 29-12-2014 00:16
Tazmİnat Davasi Hakkinda Av.bozkara Meslektaşların Soruları 6 03-08-2007 13:36
Babanin ÇocuĞuna KarŞi AÇtiĞi MÜdahalenİn Menİ Davasi ugurkayasu Meslektaşların Soruları 3 08-06-2007 15:21
ADALET BAKANLIĞINA KARŞI DAVA- Basın Kanunu Av.Mücahit Meslektaşların Soruları 3 20-10-2006 19:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06385303 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.