Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

" Katkı Payı " davası bağımsız bir dava mıdır?

Yanıt
Old 25-02-2012, 16:13   #1
Av.Numan Sufracı

 
Önemli " Katkı Payı " davası ve Boşanmada Mal Paylaşımı

Açmış olduğumuz boşanma davası içinde taşınmaz mal paylaşımı talebinde de bulunduk. Ve ilgili taşınmaza ihtiyati tedbir koydurduk.
Boşanma davasının son duruşmasında , taşınmaz mal paylaşımıyla alakalı olan talebimiz(Katkı Payı) aynı mahkemede , ayrı bir esasa kaydedildi.
Boşanma davası sonuçlandı , temyizden sonra kesinleşti.
1 . Boşanma davasından ayrılarak , farklı bir esasta devam eden Katkı Payı davası bağımsız bir dava mıdır ?
2. Katkı Payı davasında yeni delil listesi verebilecek miyiz?
3. Boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında , yeni tanık dinletebilir miyiz ?
4. Taşınmaz 2002 yılından önce ve evlilik birliği içinde edinilmiştir. Katkı Payımızı ispatlayabilmemiz için hangi enstrümanları kullanabiliriz? Mahkemeden ne tür taleplerimiz olabilir.
5. Bu maddeler dışında Katkı Payı davalarında nelere dikkat etmemiz gerekir ?

Yardımcı olacak meslektaşlarıma , şimdiden teşekkür ediyorum…
Old 25-02-2012, 18:49   #2
garani

 
Varsayılan

katkı payı davası boşana davası ile birlikte açılabilen ve birlikte yürütülen bir davadır fakat hakimin de yaptıgı üzere daha sonra tefrik edilip ayrı esasa kaydediliyor.boyle bır dava acmamakla beraber staj donemınde yasadıgım bır davada sızın olayınızın aynısı olmakla beraber yargılama da dınlenen tanıklar ziynet esyaları ıle ılgılı beyanda bulunmadıgından davanın reddıne karar verdı.hukukı fıkrım bosanma davasında dınlenen tanıkların tedbır ıstedıgınız menkul veya gayrımenkul mal ıle ılgılı beyanın olması gereklı.bu yonde bır beyan yok ıse sanırım aleyhe netıcelenebılıyor.
Old 27-02-2012, 10:39   #3
av.knel

 
Varsayılan

Açmış olduğumuz boşanma davası içinde taşınmaz mal paylaşımı talebinde de bulunduk. Ve ilgili taşınmaza ihtiyati tedbir koydurduk.
Boşanma davasının son duruşmasında , taşınmaz mal paylaşımıyla alakalı olan talebimiz(Katkı Payı) aynı mahkemede , ayrı bir esasa kaydedildi.
Boşanma davası sonuçlandı , temyizden sonra kesinleşti.
1 . Boşanma davasından ayrılarak , farklı bir esasta devam eden Katkı Payı davası bağımsız bir dava mıdır ?
Cevap: Evet, bu tür davalar boşanmanın kesinleşmesine bağlı ve ayrı bir nisbi harca tabi davalardır. Konu ile ilgili arama motorunda içtihatlar ve açıklamalar mevcuttur. Harcını yatırdınız mı?
2. Katkı Payı davasında yeni delil listesi verebilecek miyiz?
Cevap: Ayrı bir dava olarak açıp bekletici mesele yaptırmadığınız için yeni bir delil-tanık listesi veremeyeceğiniz kanaatindeyim.
3. Boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında , yeni tanık dinletebilir miyiz ?
4. Taşınmaz 2002 yılından önce ve evlilik birliği içinde edinilmiştir. Katkı Payımızı ispatlayabilmemiz için hangi enstrümanları kullanabiliriz? Mahkemeden ne tür taleplerimiz olabilir.
Cevap: Arama motorunu kullanmanızı öneririm; cevap buraya sığmayabilir.
5. Bu maddeler dışında Katkı Payı davalarında nelere dikkat etmemiz gerekir ?

Yardımcı olacak meslektaşlarıma , şimdiden teşekkür ediyorum…
Old 27-02-2012, 14:58   #4
Hassas Terazi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Numan Sufracı
Açmış olduğumuz boşanma davası içinde taşınmaz mal paylaşımı talebinde de bulunduk. Ve ilgili taşınmaza ihtiyati tedbir koydurduk.
Boşanma davasının son duruşmasında , taşınmaz mal paylaşımıyla alakalı olan talebimiz(Katkı Payı) aynı mahkemede , ayrı bir esasa kaydedildi.
Boşanma davası sonuçlandı , temyizden sonra kesinleşti.
1 . Boşanma davasından ayrılarak , farklı bir esasta devam eden Katkı Payı davası bağımsız bir dava mıdır ?
2. Katkı Payı davasında yeni delil listesi verebilecek miyiz?
3. Boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında , yeni tanık dinletebilir miyiz ?
4. Taşınmaz 2002 yılından önce ve evlilik birliği içinde edinilmiştir. Katkı Payımızı ispatlayabilmemiz için hangi enstrümanları kullanabiliriz? Mahkemeden ne tür taleplerimiz olabilir.
5. Bu maddeler dışında Katkı Payı davalarında nelere dikkat etmemiz gerekir ?

Yardımcı olacak meslektaşlarıma , şimdiden teşekkür ediyorum…

Dava tefrik suretiyle açılmış yeni bir davadır. Bu esas numarasında yeniden ve sadece mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir dilekçe verebilir, tanıklarınızı (tanıklar burada katkı açısından dinleneceğinden, boşanma davasındaki tanıklıkları yetmeyebilir), delillerinizi gösterebilirsiniz. Taşınmazın türüne göre katkınızı ispatlayabilirsiniz. Takı vs mi?
Old 27-02-2012, 16:17   #5
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Numan Sufracı
Açmış olduğumuz boşanma davası içinde taşınmaz mal paylaşımı talebinde de bulunduk. Ve ilgili taşınmaza ihtiyati tedbir koydurduk.
Boşanma davasının son duruşmasında , taşınmaz mal paylaşımıyla alakalı olan talebimiz(Katkı Payı) aynı mahkemede , ayrı bir esasa kaydedildi.
Boşanma davası sonuçlandı , temyizden sonra kesinleşti.
1 . Boşanma davasından ayrılarak , farklı bir esasta devam eden Katkı Payı davası bağımsız bir dava mıdır ?
2. Katkı Payı davasında yeni delil listesi verebilecek miyiz?
3. Boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında , yeni tanık dinletebilir miyiz ?
4. Taşınmaz 2002 yılından önce ve evlilik birliği içinde edinilmiştir. Katkı Payımızı ispatlayabilmemiz için hangi enstrümanları kullanabiliriz? Mahkemeden ne tür taleplerimiz olabilir.
5. Bu maddeler dışında Katkı Payı davalarında nelere dikkat etmemiz gerekir ?

Yardımcı olacak meslektaşlarıma , şimdiden teşekkür ediyorum…



Sayın Sufracı, her ne kadar katkı payı demiş iseniz de anlatımlarınızdan davanın edinilmiş malların tasfiyesi neticesinde talep edilen katılma alacağını algıladım. Zira eşlerden birinin edinilmiş mallara katılma alacağını talep edilebilmesi boşanmanın kesinleşmesine bağlıdır çünkü bildiğiniz üzere boşanma ile evlilik birliği bitmeden, eşlere ait mallar tasfiye edilemez. Bu nedenledir ki Aile mahkemesi hakimleri bunu bekletici mesele yapar.

Ancak katkı payı Boşanma gerçekleşmese hatta eşler boşanmayı düşünmese dahi bir eş katkı payı alacağının tahsili için dava açabilir. Bu bir eşin, kişisel malını katarak malın edinilmesine katkı sağlamasıdır ve temelde bir alacak hakkıdır. Talebiniz katkı payı alacağı idiyse zaten boşanma ile hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olması gerekirdi :/ Boşanma kesinleşsin ya da kesinleşmesin ya da eşler temyiz aşamasında davadan feragat etsin vs gibi bu durumların hiç biri o alacak hakkını engellemez.

Tefrik o ana kadarki tüm beyanlarınızı vs geçersiz kılmayacağından yeni öğrenilen bir husus olmadıkça tefrikten önce bu talebe yönelik delil listesi sunduysanız, bununla bağlı olacağınız kanısındayım.
Old 27-02-2012, 22:42   #6
Av.Numan Sufracı

 
Varsayılan

Öncelikle yardımcı olmaya çalışan tüm meslektaşlarıma , teşekkür ediyorum. Ancak yapılan yorumlar birbirinden farklı olduğu için , kafa karışıklığına sebep oluyor.
Alıntı:
Taşınmazın türüne göre katkınızı ispatlayabilirsiniz. Takı vs mi?
Davaya konu olan taşınmaz mal. Bu taşınmaza yapılan katkımızı ispat etmeye çalışıyoruz.
Alıntı:

Sayın Sufracı, her ne kadar katkı payı demiş iseniz de anlatımlarınızdan davanın edinilmiş malların tasfiyesi neticesinde talep edilen katılma alacağını algıladım.
Bu noktada...kritik soru , taşınmazın alındığı tarihtir. 2002 yılından önce mi alındı ? 2002 yılından sonra mı alındı ? 2002 yılından önce alındı ise ve evlilik de 2002 yılından önce olduğu için '' Katkı Payı" davası olarak nitelendirmemiz gerekiyor. (Somut olayımızda bu şekilde)
Taşınmaz 2002 yılından sonra alınmış ise "Katılma Alacağı Davası"olarak nitelendirmemiz gerekiyor... diye düşünüyorum.
Asıl sorunumuz ise şu;
"Katkı Payı Davamızda" boşanma davasında tartıştığımız delillerden farklı olarak , yeni deliller sunabilirmiyiz. En azından boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında yeni tanık dinletebilir miyiz ? Bu konuda elinde Yargıtay Kararı olan meslektaşımız var mı?
Old 27-02-2012, 23:38   #7
ALAMUT

 
Varsayılan

Ben diğer meslektaşlarımdan bir hususta KENDİ DÜŞÜNCEME GÖRE ayrılacağım. Davanın tefrik edilmesi isabetli. Ancak temyizden döndü dediğinize göre tefrik edileli baya bir zaman olmuş. Tefrik edildikten sonra delil listesini yeniden verebilmeniz süreye bağlı diye düşünüyorum. Ancak yine de delil listesi verip delillerinizin toplanmasını istemenizde fayda var diye düşünüyorum.
Diğer yandan katkı payı sorunuza gelince ben davanın konusunu "Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesi, Katkı Payı Alacağı, Değer Artış Payı Alacağı ve Artık Değerin ½ sinin ödenmesi talepleri hk." şeklinde belirtip talebimi de bu şekilde belirttim. Konu oldukça detaylı. Zannımca karar araştırmadan bu soruyu sordunuz. Karar incelemenizde fayda var diye düşünüyorum. Tabi benim talebimin doğruluğu iddiasında değilim. sadece fikir vermek istedim. Eğer ki benim aksimi düşünen meslektaşlarımın da fikirlerini okumayı isterim. mal rejimi tasfiyesinde 3 türlü zamana göre hesap yapılıyor sanırım. 2002 den sonra %50 alınırken öncesinde katkıya gibi değişik durumlar söz konusu. saygılar
Old 28-02-2012, 12:11   #8
Hassas Terazi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Numan Sufracı
Öncelikle yardımcı olmaya çalışan tüm meslektaşlarıma , teşekkür ediyorum. Ancak yapılan yorumlar birbirinden farklı olduğu için , kafa karışıklığına sebep oluyor.
Davaya konu olan taşınmaz mal. Bu taşınmaza yapılan katkımızı ispat etmeye çalışıyoruz.
Bu noktada...kritik soru , taşınmazın alındığı tarihtir. 2002 yılından önce mi alındı ? 2002 yılından sonra mı alındı ? 2002 yılından önce alındı ise ve evlilik de 2002 yılından önce olduğu için '' Katkı Payı" davası olarak nitelendirmemiz gerekiyor. (Somut olayımızda bu şekilde)
Taşınmaz 2002 yılından sonra alınmış ise "Katılma Alacağı Davası"olarak nitelendirmemiz gerekiyor... diye düşünüyorum.
Asıl sorunumuz ise şu;
"Katkı Payı Davamızda" boşanma davasında tartıştığımız delillerden farklı olarak , yeni deliller sunabilirmiyiz. En azından boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında yeni tanık dinletebilir miyiz ? Bu konuda elinde Yargıtay Kararı olan meslektaşımız var mı?

Katkı payı davası, boşanma davasının eki gibi açılıp tefrikle ayrılmış olmakla, tamamen bağımsız bir davadır. Davaların içerikleri gereği ayrı deliller ve tanıklar gösterebilirsiniz, hatta bu bir anlamda davaların içeriği gereği zorunludur. Boşanma davasında, boşanma davasında görülen hususlara ilişkin deliller ve tanıklar incelenir, dinlenir. Katkı payı davasında ise, tarafların katkılarına, gelirlerine ilişkin deliller ve tanıklar incelenir-dinlenir. Dolayısıyla yeni davaya özgü delil ve anık sunacaksınız.

Katkının ispatı; davacının kadın eş ya da koca olup (2002 öncesi için) olmasına göre, tarafların çalışıp çalışmadığına göre vs değişir. Ancak her halde "somut bir katkı" olması gerekir ki ne katkı yapıldıysa önce bunun bilinmesi ve ona göre ispat aracının tartışılması yararlı olacaktır diye düşünürüm.
Old 28-02-2012, 15:21   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Tefrik / Bağımsız dava

T.C. YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2009/2870 Karar: 2009/5842 Karar Tarihi: 07.12.2009


Dava: Meral G. ile Uğur G. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Mersin 2. Aile Mahkemesinden verilen 24.04.2008 gün ve 996/409 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalının Mersin Güneykent Toplu Konut Projesine 20.11.1998 tarihinde üye olduğunu, 17.5.2004 tarihinde evlendiklerini, davalının evlenme tarihinden itibaren her ay 300 milyon TL aidat ödediğini, vekil edenine ait 3 milyar TL tutarında altınları satıp evin borçlarına yatırdığını açıklayarak davalının evlenme tarihinden boşanma davasının açıldığı 15.10.2004 tarihine kadar ödediği aidatlarla ilgili katılma payı ile 3 milyar TL altın parasının dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, <TMK. nun 220. maddesi gereğince kooperatif payının davalının, altınların parasının ise davacının şahsi malı olduğunu, davacının kooperatiften dolayı katılma payı alacağını isteyemeyeceğini, ancak altınların parasını ise sebepsiz zenginleşme veya istirdat hükümlerine göre davalıdan isteyebileceğini> gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Maddi olayları ileri sürmek (anlatmak) taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir (HUMK. md 74,75 ve 76).

Davacının iddiası ve ileri sürülen maddi olgu ve olaylara göre; dava, TMK. nun 218, 219, 220, 223, 226 ve 227. maddeleri gereğince açılan kişisel maldan, (altın parasından) edinilmiş mala yapılan katkı nedeniyle doğan değer artış payı ile TMK. nun 219, 229, 230, 231 ve 236/1. maddelerinden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir.

Mahkemece, katılma alacağı ile değer artış payı alacağına ilişkin dava reddedilmiş ise de, mahkemenin bu red gerekçesi dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Taraflar 17.05.2004 tarihinde evlenmişler, Mersin 2. Aile Mahkemesinde 15.10.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin karar 29.3.2007 tarihinde kesinleşmiştir. TMK. nun 225/2. maddesi gereğince evlenme tarihinden itibaren taraflar arasında geçerli olan yasal edinilmiş mallara katılma rejimi boşanma davasının açıldığı 15.10.2004 tarihinde sona ermiştir. Kişisel maldan edinilmiş mala yapılan katkı, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu döneme rastlanılmaktadır. Eşler başka bir mal rejimini de seçmemişlerdir. (TMK. m.202/2).

Dava, başlangıçta boşanma davasına verilen cevap dilekçesiyle bir karşı dava olarak açılmış ve aynı dava ile birlikte yürütülmüş, taraf tanıkları da boşanma davasında dinlenmişlerdir. Ancak, bir yılı aşkın bir süre sonra 18.10.2005 günlü yargılama oturumu ara kararı ile eldeki davanın boşanma davasından ayrılmasına karar verilmiş ve 2005/996 esasına kaydı yapılmıştır. Boşanma davası sırasında toplanan delillerle yetinilerek dosya hukukçu bir bilirkişiye verilmiş ve rapor alınmıştır. Yerel mahkeme gerekçesinde bu husus açıkça belirtilmektedir.

Her şeyden önce mal rejimiyle ilgili davalar, boşanma davasından tamamen ayrı ve bağımsız birer davadırlar. Yani boşanma davasının fer'i niteliğindeki bir dava değildirler. Bu bakımdan taraf tanıklarının kişisel maldan edinilmiş mala yapılan katkı nedeniyle doğan değer artış payı ve katılma alacağı için iddia ve savunma doğrultusunda ayrıca dinlenmeleri ve detaylı bilgilerine başvurulmaları gerekmektedir. Tarafların varsa iddia ve savunmasını kanıtlayacak tüm delillerini sunmaları için ayrıca kendilerine süre ve imkan tanınmalıdır. Tefrik edilen davada bu yönde herhangi bir süre ve imkanın tanınmadığı görülmektedir. Bu da savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir (1982 Anayasası m.36). Kaldı ki, dinlenen tanık beyanları da, sonuca ulaşmak bakımından oldukça yetersiz kalmaktadır.
Davacıya ait altınlar, TMK nun 220/2. bendi uyarınca onun kişisel malı olup, bozdurulması sonucu elde edilen para ise aynı maddenin 4. bendi gereğince kişisel mallar yerine geçen değer olarak kabul edilmelidir. Davacı, edinilmiş maldan kaynaklanan katılma alacağı ile değer artış payı alacağını aynı davayla birlikte istemiştir.

Öte yandan, hükme esas alınan hukukçu bilirkişinin 27.2.2008 tarihli raporu da, sonuca ulaşmak için yeterli bulunmamaktadır. Sözü edilen raporda; <...altınların karşılığı olan 3 milyar TL nin katılma alacağına konu edilemeyeceği, ancak BK. nu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme veya istirdat nedenine dayalı olarak genel mahkemelerde alacak davası şeklinde açılabileceği...> öngörülmüştür.

Ne var ki, kişisel maldan edinilmiş mala, ya da kişisel maldan, kişisel mala veya edinilmiş maldan, kişisel mala karşılık olmaksızın yapılan katkı nedeniyle doğan değer artış payı TMK. nun 220, 223, 226 ve 227. maddeleri gereğince istenebilir. Şayet, kişisel mal herhangi bir edinilmiş mala ya da kişisel mala katkı yapılmayacak biçimde alınmış olsaydı, bu takdirde bilirkişinin de raporunda değindiği gibi sebepsiz zenginleşme ya da istirdat hükümlerine göre geri istenebilecekti. Somut olayda, kişisel mal edinilmiş mala harcanmıştır.

O halde, katılma alacağı ile değer artış payı alacağı ayrı ayrı belirlenmeli ve deliller buna göre toplanmalıdır.

Katılma alacağı bakımından mahkemece yapılacak iş; eklenecek değerlerden (TMK. M.229) ve denkleştirmeden (TMK. m.230) elde edilecek miktarlar da dahil olmak üzere davalı kocanın edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK m.231) yarısı üzerinden (TMK m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek hüküm kurulması gerekmektedir.

Davacının kooperatife herhangi bir aidat ödemediği dosya kapsamıyla sabittir.

Somut olayda, davalı koca evlenmeden önce 20.11.1998 tarihinde Mersin Güneykent Toplu Konut Projesine (Kooperatife) üye olduğu belirlenmiştir. Davalı evlendikleri 17.5.2004 tarihine kadar ve ayrıca bu tarihten boşanma davasının açıldığı ve edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği 15.10.2004 tarihinde kadar yani evlilik süresince kooperatif aidatlarını ödemeye devam etmiştir. Evlenmeden önceki aidat ödemeleri ve verilen peşinat davalının kişisel malından karşılanmıştır. Bu nedenle davacı kadının bu döneme ait herhangi bir katılma alacağı söz konusu olamaz. Evliliğin yapıldığı tarih ile edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği tarihe kadar davalı tarafından yapılan ödemelerin edinilmiş mallardan karşılandığının kabulü gerekir.

Bu durum karşısında davalı kocanın, evlilik birliğinin devam ettiği süre içinde ödediği aidatların, üye olduğu 20.11.1998 tarihinden itibaren evlenme tarihine kadar (17.5.2004) kooperatife ödediği peşinat ve aidatlar ile evliliğin yapıldığı 17.5.2004 tarihinden itibaren mal rejiminin açılan boşanma davasıyla sona erdiği 15.10.2004 tarihine kadar ödenen aidatlar toplamına oranı bulunarak, daha sonra bulunan bu oranın taşınmazın tasfiye tarihindeki (temyize konu kararın verildiği 24.4.2008 tarihine yakın bir tarihte tespit ettiği) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılması ve çıkacak değerin yansının hak ettiği katılma alacağı olarak davacıya verilmesi ve hüküm altına alınması düşünülmelidir. Ancak, bu işlemin yapılması, bir uzmanlığı gerektirmektedir. Bu nedenle mal rejimlerinden uzmanlığı bilinen hukukçu bir kişi ile bir inşaat mühendisi ve bir mali müşavir ya da muhasebeciden oluşturulacak üç bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmalı, kendilerinden açıklamalı gerekçeli ve denetime açık rapor alınmalıdır.

Davalının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat borcundan dolayı tapunun henüz verilmediği dosya kapsamıyla anlaşıldığından yukarıda açıklandığı gibi varsa söz konusu borç bilirkişilerce hesaplamada göz önünde tutulmalıdır.

Değer artış payı alacağına gelince; davacı 3 milyar TL tutarındaki altınlarının bozdurularak kooperatif evinin borcunun ödendiğini iddia ettiğine göre TMK. nun 6 ve 222 maddeleri gereğince bu iddiasını ve altın parasının verildiği tarihi kanıtlamakla yükümlüdür. Bu olgunun kanıtlanması halinde değer artış payı alacağının hesabı için öncelikle paranın verildiği (davacının katkı yaptığı) tarih itibariyle ve aynı bilirkişiler aracılığıyla taşınmazın sürüm (rayiç) değerinin saptanması, davacının katkı yaptığı tarihteki sürüm değeri ile davacının katkıda bulunduğu miktarın (altın parası) toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının sözü edilen toplam değer içindeki oranının bulunması ve bu oranın tasfiye tarihindeki sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı olarak karar altına alınması gerekir (TMK. m.227).

Şu halde, saptanan bu somut ve hukuki olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra tüm deliller ve uzman bilirkişilerden alınacak rapor birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken boşanma davasında toplanan yetersiz delillerle yetinilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca oyçokluğuyla BOZULMASINA ve 14,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 07.12.2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Taraflar 17.05.2004 tarihinde evlenmiş olup, bu evlilikten müşterek çocukları olmamıştır. Taraflar arasındaki evlilik, boşanma davasının kesinleştiği 29.03.2007 tarihi; Mal rejimi ise boşanma davasının açıldığı 25.09.2004 tarihi itibariyle sona ermiştir.

Davalı Uğur G. dava konusu 8727 ada, 3 parselde bulunan 1. blok 35 nolu bağımsız bölümle ilgili olarak Mersin Güneykent Toplu Konut Projesine 20.11.1998 tarihinde üye olmuştur. Üyelik aidatları resmi belgelere göre davalı Uğur tarafından ödenmiştir.

Davacı Meral G. evlilik birliği içinde herhangi bir işte çalışmamıştır. Altınlarını bozdurarak evin alınmasına katkısı olduğunu iddia etmektedir.

Tarafların evlendikleri tarih itibariyle edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Katılma alacağının varlığının kabul edilebilmesi için, öncelikle taraflar arasındaki kanuni mal rejimine göre evlilik birliği içerisinde edinilmiş mal niteliğinde bir mal varlığının bulunması gerekir. TMK, nun 220/2. maddesine göre, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan mal varlığı değeri o eşin kişisel malıdır. Davalı Uğur 20.11.1998 tarihinde kooperatife üye olduğuna göre, üyelik sonucu elde ettiği taşınmaz onun kişisel malıdır. Taraflar 17.05.2004 tarihinde evlenmişlerdir. Boşanma davası 25.09.2004 tarihinde açılmıştır. Evlenme tarihi ile mal rejiminin sona erdiği tarih arasında dört aylık bir süre bulunmaktadır. Ev, davalıya 05.11.2004 tarihinde teslim edilmiştir.

Davacının yasal mal rejimi itibariyle talep edebileceği edinilmiş mal kapsamında değerlendirilecek, davalıya ait herhangi bir mal varlığı bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olup çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 07.12.2009

Saygılar.
Old 28-02-2012, 18:49   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba,

Alıntı:
Açmış olduğumuz boşanma davası içinde taşınmaz mal paylaşımı talebinde de bulunduk. Ve ilgili taşınmaza ihtiyati tedbir koydurduk.

Sanırım burada sehven yapılmış bir hata var.Edinilmiş mallara katılma mal rejimi davalarında mal paylaşılmamakta yani ayni talep ileri sürülememektedir.Talep alacak davası olarak ileri sürülmelidir.

Alıntı:
Boşanma davasının son duruşmasında , taşınmaz mal paylaşımıyla alakalı olan talebimiz(Katkı Payı) aynı mahkemede , ayrı bir esasa kaydedildi.
Boşanma davası sonuçlandı , temyizden sonra kesinleşti.
1 . Boşanma davasından ayrılarak , farklı bir esasta devam eden Katkı Payı davası bağımsız bir dava mıdır ?

Katılım veya katkı payı davaları boşanmanın kesinleşmesi şartına bağlı davalardır.Uygulamada aynı zamanda açılıyor olsa da dosya tefrik edilmeli ve ayrı esasa kaydedilmelidir.Harç da nispidir.

Alıntı:
2. Katkı Payı davasında yeni delil listesi verebilecek miyiz? 3. Boşanma davasında dinlettiğimiz tanıkların dışında , yeni tanık dinletebilir miyiz ?

Boşanma davasında aynı zamanda mal rejimine ilişkin deliller de bildirilmiş olmalıdır. Mal rejimine özgülenen deliller tefrik edilen davanın delilleri olacaktır.

Delil listesi verilmeden dosya tefrik edilmiş ise elbette yeni delil listesi verilebileceği ve tanık dinlenebileceği düşündesindeyim.


Alıntı:
4. Taşınmaz 2002 yılından önce ve evlilik birliği içinde edinilmiştir. Katkı Payımızı ispatlayabilmemiz için hangi enstrümanları kullanabiliriz? Mahkemeden ne tür taleplerimiz olabilir.
5. Bu maddeler dışında Katkı Payı davalarında nelere dikkat etmemiz gerekir ?

Mal rejimi davalarında iki talep ileri sürülebilir.

Katkı payı(Değer artışı ile):Mal evlilik birliği içinde 2002 den önce veya sonra alınsın , bir eşin mal edinmesine diğer eş somut katkı yapmışşsa katkı payı talep edilebilir.Örneğin takıların bedeli ile katkı yapılmış olabilir veya kendine ait kişisel malı satarak parasını malın alımına tahsis etmiş olabilir.

Burada temel prensip eşin verdiğini bağışlamadığı ve geri almayı beklediğidir.Yani veren ,verdiğini geri ister.

Bazen ;sanki sadece 2002 oncesi alınmış mallar için katkı payı istenebilir gibi bir anlayışa tanık oluyoruz ki bu yasal düzenlemeye aykırı bir düşünüş olmaktadır.

2-Katılım alacağı;
2002 den sonraki evlilik döneminde bir eşin kişişel mallarının geliri veya karşılığını vererek örneğin çalışması karşısında biriktirdiği para veya bu para ile alınan malın borçları çıktıktan sonrakı değerinin malik olmayan diğer eş tarafından talep edilmesidir.Burada hiç bir şey vermeden alma vardır.

Talep eden eşin bu mala somut katkısı olması gerekmez.Katkısı varsa katılım alacağından başka ayrıca katkı payı ( değer artışı ile beraber) talep edebilir.

Sonuç ; Katkı payı davalarında talep eden katkı yaptığını ispatlamalıdır.

Katılım alacağı talep eden ise eşinin malın bedelini çalışarak kazandığı veya kişisel mallarının geliri ile ödediğini ispatlamalıdır.

Nacizhane görüşümdür.
Old 01-03-2012, 17:51   #11
Av.Numan Sufracı

 
Mutsuz

Asıl dosyadan tefrik edilen “Mal Rejimine” ilişkin davanın ilk duruşması bugün yapıldı.( Boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki ilk duruşma)
Tecrübelerimi meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum;
Boşanma davasından tefrik edilse de , mal rejimine ilişkin davalar ” ayrı ve bağımsız dava “ olarak değerlendiriliyor. Boşanma davasında sunmuş olduğunuz deliller dışında , bu davada isterseniz yeni delil listesi sunabiliyorsunuz.
Ancak bu durum uygulamada ve her mahkemede aynı değil. Bazen Aile Mahkemeleri farklı uygulama yapabiliyor , onun için meslektaşlarıma tavsiyem , buna benzer bir durumla karşılaştığınızda talebinizde ve iddianızda ısrarcı olun.
Boşanma davasında sunmuş olduğunuz delillerin yetersiz olduğunu düşünüyorsanız , boşanmanın kesinleşmesinden sonra , mal rejimine ilişkin davanın ilk duruşmasında “ yeni delil listesi” sunma talebinde bulunun. Bu talebiniz kabul edildiğinde , boşanma davasında dinletmiş olduğunuz tanıklar dışında yeni tanıklarda diletebiliyorsunuz.
İlk duruşmada delillerinizi sunmak üzere iki haftalık kesin süre veriliyor.
Bu sonuca ulaşırken “ av-ufuk” isimli meslektaşımızın sunmuş olduğu Yargıtay kararı ve “ Hassas Terazi “ isimli üyenin engin bilgisi çok faydalı oldu. Kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum…
Bu konu başlığında , bilgilerini paylaşan diğer meslektaşlarıma da ayrıca teşşekkür ediyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davası "açtıktan sonra" aynı konutta yaşayan taraf için "ortak hayatı" sürdürme iradesinin de devam ettiğinin kabulü mümkün müdür? Av.Ufuk Bozoğlu Aile Hukuku Çalışma Grubu 57 16-10-2019 11:13
" Devletin Dili ", " Resmi Dil ", " Ortak Dil "... Doç. Dr. Özge Yücel Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 12 14-11-2012 18:12
bağımsız mahkemenin "tam bağımsız !"hakimi.” duyurucu1 Hukuk Sohbetleri 7 29-08-2008 23:53
"yargı Bağımsız Değil" Av. Adil Giray ÇELİK Meslektaşların Soruları 4 14-12-2003 20:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08538604 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.