Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Boşanma Davası Neden Var?

Yanıt
Old 25-07-2007, 12:36   #1
üye18337

 
Varsayılan Boşanma Davası Neden Var?

Evlilik müessesesinin kurulumu aşamasında eşlerin irade beyanları yeterliyken bu müessesenin sona erdirilmesi için gerekli kararı neden hakim veriyor?

MK md. 170 : Boşanma sebebi ispatlanmış olursa hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir.

Boşanma sesebinin ispatlanmış olması için hangi yollara başvurulduğu Aile Hukuku davalarına bakan avukatların malumudur. Toplumun, medeniyetin temel taşı olan aile kurumunun mahremleri mahkeme salonlarında, dava dosyalarında nasıl pervasızca ortaya seriliyor biliyoruz. Bütün bunlar ne kadar gerekli?

İnsanlar kendi iradeleriyle yaptıkları bu sözleşmeyi yine kendi iradeleriyle bozabilmek adına utançlarını bir kenara bırakıp, eşlerinin mahremiyetini hiçe sayarak olanı biteni anlatırken yüzümüzün kızarmaması ne garip...

Boşanma davası kamu düzenine ilişkin olduğu için kararı hakim verir.
Kamu düzeni neden bireylerin şahsi kararlarını bağımsızca almalarıyla bozulsun ki?
Kadınların bağımsız bir yaşam sürebilecek kadar güçlü ve tam anlamıyla bir birey olamamalarıyla yakından ilgili diye düşünüyorum. Ülkemiz şartlarında birçok kadın ancak bir erkeğin desteğiyle ayakta durabiliyor. Baba veya koca eline bakıyor. İşte bu desteğin kesilmesi ve kadının ortada kalması tehlikesine, boşanma davasının çetrefilli yollarını aşma mecburiyeti ile set çekiliyor.
Bu anlaşılır bir neden, ancak anlaşmalı boşanan ve birbirlerine maddi anlamda bağlılığı olmayan eşler arasında açılan bir davada neden şiddetli geçimsizliği ispatlamak için nefret dolu diyaloglar yaratmak zorundayız?
Old 30-07-2007, 20:59   #2
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Ağaçları bir araya toplarız, orman isteriz çünkü. Tek ağaç gölseginden ise orman gölgesini yeğleriz. Yağmur getirir, erezyonu önler. Vakıflar bile kurdurur bu amaç bize. Çünkü bütünleşmek yani fertler arası bağ betonlamak sanki bu canlı doğası için daha gerçekçi, korumalı gibi. Kolunuzu bedeninizden ayırmaya çalışınız ki kamu çıkar önünüze yani tüm bedeninizin hakkı vardır o kol üzerinde. Ama Size hiç kimse kopacak şekilde yaralanmış kolunuzu niye hastahaneye gidip yerine geri taktırıyorsunuz demez. Çünkü esasta, bu bütünü koruyucu eylemi kamu/tüm beden zaten istiyor ve biliniz ki aslında tüm beden aslında kendine ait görevi Size yüklemiş gibidir, iyi bakarsanız. Yok Siz yapmazsanız o görevi Sizin yerinize tüm beden/kamu yapar veya yaptırır o işi bize. Haa nedir, iyilikle yapın şu işi der, güzellikle kendim istediğim için benimsediğim için yapıyorum deyin der. Siz sanırsınız ki kendi menfaatlerime hizmet ediyor yalnızca bu eylem. Yok orası hikaye işte. Tüm bütüne hizmette o iyi eyleminiz.

Şimdi gelelim Sizin esas irdelemek istediğinize. Karşı çıktığınız boşanma değil, boşanmanın tarafları yıpratarak meydana gelmesidir öyle değil mi? O kısımdaki olayların binlerce sebebi var inanın, orası beni aşar. Ama gördüğüm kadarıyla, öc alma-ekonomik menfaatler-ihanetler vs vs vs. Yani evliliğin temelden sarsılması değil, kişiliklerin temelden sarsılması olarak bakabilirsiniz. Bu anlamda dava dışı sağlansa bile boşanma, aynı sonuçlar doğacaktır, çünkü sosyal itibarı lekeleme tehditlerini yalnızca mahkemelerde görmüyoruz, her yerde vardır. Mahkemede olunması, bu sonuçların sebebi değildir, mekandan bağımsızdır bu sonuçlar yani mekanla şartlı bir mevzu yoktur ortada. Tesadüfen mahkemenin kullanılması vardır, çünkü sosyal itibarı zedelemek için iyi bir imkan olarak görülebilir kötü niyetli olanca.

Yani evliliğin temelden sarsılması değil, kişiliklerin temelden sarsılması olarak bakabilirsiniz.

Saygılarımla
Old 31-07-2007, 08:33   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynepcnk
...ancak anlaşmalı boşanan ve birbirlerine maddi anlamda bağlılığı olmayan eşler arasında açılan bir davada neden şiddetli geçimsizliği ispatlamak için nefret dolu diyaloglar yaratmak zorundayız?


Eşlerin birbirlerine maddi anlamda bağlılıkları genellikle vardır. Yıllara dağılan birlik sırasında ister istemez bir giriftlik oluşur, görünürde kimin ne üzerinde ne kadar hak sahibi olduğu gerçeği yansıtmayabilir, yasal düzenleme bu anlamda koruma sağlıyor, en azından taraflara hak ve ödevlerinin ne olduğunu önceden bilme olanağı sağlıyor.

Ancak salt maddi düzenlemeler ve hak-ödev bilinirliği de bahsettiğiniz nefret dolu dava süreçlerini ortadan kaldırmaya yetmiyor. Ya da nefret ortamına rağmen, yasanın mali külfetlerinden kaçınılarak yahut özelin deşifresinden, mahremiyetin sergilenmesindenduyulan endişeyle sahte diyaloglar, sözde evlilikler devam edebiliyor. Yahut gelişen hasta aile ortamı, bağımlı yakın ilişkiler, ne taraflara ne topluma yarar değil, zehir ve kötülük aşılayarak varlığını idame ettirebiliyor.

Evlilik danışmanlığı kurumu ülkemizde yaygınlaşmış değil. Ki genellikle gerçekte bitmiş, ancak cesaret gösteremeyen eşlerin, boşanmanın bir yenilgi, ya da yetersizlik, başarısızlık ya da yaşamın sonu anlamına gelmediğini anlamalarına olanak tanıyan ve bu süreci asgari hasarla sona erdirmelerini (çözebileceklerse çözmelerini) hedefleyen kuruma ilgi gösterilmiyor. Yükselen psikolojik rahatsızlıklar, davranış, bazen kişilik bozuklukları eşliğinde dört duvar akıl hastaneleri yaratılıp yaşanmaya ya da bitiş eni konu kaçınılmazlaşmışsa, problemleri, düş kırıklıklarını mahkeme salonlarında haykırıp, aşağılayarak, kırarak dökerek çözmeyi tercih ediyor.

Esasen bu trajedilerin en temelinde, birey olmadan kendini eş olarak bulmanın, kimliğini bulmadan eni konu olanı da kaybetmelerin, geliştirilen yakın,bağımlı ve hasta ilişkilerin, yahut aile birliğine aile olma düşüncesiyle değil, başka çıkar saikleriyle adım atılmasının, bazen de tümüyle cehaletin bulunduğunu görüyoruz.

Ancak gerçekten de en çirkin dava türlerine boşanmalarda tesadüf edilmesi yahut yine en çirkin çıkar ilişkileri ve diyaloglara da evlilik ortamında eşler arasında rastlanması, durup üzerinde düşünülmeye değer.

Saygılarımla...
Old 31-07-2007, 09:30   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Çok eski tarihli bir konuda benzer bir tartışmamız olmuştu. Hassas bir konu.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1331

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 12:45   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba Sayın zeynepcnk,

Hakimlerin ikna edilmesi lüzumu Devletin, bireye güvenememesinden kaynaklanıyor düşüncesindeyim. Oysa, "kamusal niteliği de olan" bir sözleşmeye dayalı olarak tarif edilen evlilik kurumunun, hukuki temelde özü itibariyle "özel hukuk sözleşmelerinden" hiç bir farkı olmadığına inanan birisiyim. Bu temelde görüşlerinize harfiyen katılıyorum.

Özel sırların, belki sır olmayan fakat davadan beklenen amaca ulaşmak için "bilerek ve isteyerek" uydurulan olayların mahkeme huzuruna getirilmesi; öncelikle hukuka olan inancı, aile hayatını, çocukların psikolojilerini ve en önemlisi insani değerleri zedelediği muhakkatır.

İleriki zamanlarda inanıyorum ki boşanma davaları sadece anlaşmazlık halinde mahkelemelere intikal edecektir. Anlaşmalı boşanmalar Noter veyahut eşdeğer bir kurum nezdinde bir kaç saat içinde bitirilecek basit bir idari işlemden ibaret olacaktır.

Saygılarımla...
Old 31-07-2007, 12:59   #6
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Zeynepcnk,

Tartışılması gereken güzel bir konu, teşekkürler.

Alıntı:
Yazan THS Röportajları 2-Doç.Dr.Şükran Şıpka Röportajı
Boşanmaya ilişkin hukuki düzenleme hakkındaki düşünceniz nedir? Boşanmanın idari işlem haline getirilmesi hakkında ne düşünürsünüz? Mesala noter veya idari bir memur huzurunda, taraf ortak iradelerinin açıklanmasıyla boşanmaya karar verilebilmeli midir? Yarar ve sakıncaları neler olabilir? Boşanma ile ilgili hukuki prosedür sizce nasıl olmalıdır?

Boşanmaya ilişkin hukuki düzenlemenin yakın zamanda değiştirilmesi gerektiğini savunuyorum. Ancak bu görüşüm, boşanmanın idari işlem haline getirilmesi, noter veya idari bir memur huzurunda, taraf ortak iradelerinin açıklanmasıyla boşanmaya karar verilebilmesi şekli için değildir ve bana göre bu durum henüz sakıncalıdır. Halen en demokratik ülkelerde bile böyle bir sistem yoktur. Sadece bazı İslam ülkelerine mahsus bir boşanma sistemidir.

Avrupa Birliği içinde aile ve boşanma hukuku alanında bazı çalışmalar var. Çeşitli ülkelerden akademik kadroların oluşturduğu ve 2002 yılında faaliyete geçen AB aile hukuku çalışma komisyonunun (CEFL) iki yılda bir yapılan toplantılarında, tüm AB ülkelerinde uygulanmak üzere bazı prensip kararları alınmaktadır. (bkz. www. 2.law.uu.nl/priv/cefl/Reports/Principles%20-%20English.pdf ).

Bu prensip kararlarında öne çıkan hususlar, her ülkede aynı boşanma nedenlerinin yer alması, kusur ilkesinin kaldırılması, fiili ayrılık sürelerinin kısaltılması, anlaşmalı boşanmada düşünme süresi tanınması, aile mediasyonunun zorunlu tutulması, tarafların ve çocukların hakim tarafından dinlenmesi zorunluluğu, boşanma sonrası nafakanın ihtiyaca ve hakkaniyete göre düzenlenmesi, ve nihayet, Avrupa Birliği’nde Aile Hukuku kurallarının uyumlaştırılması ile birlikte, eşlerin farklı devletlerde birbirinden farklı boşanma sonuçları elde etme çabalarının engellenmesi, yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine gerek kalmadan her ülkede uygulanabilmesidir.

Ben de bu Haziran ayında Norveç-Oslo’da yapılacak olan komisyonun üçüncü toplantısına dinleyici olarak katılacağım. Türkiye’den ilk başvuran ben olmuşum, onun için çok ilgilendiler ve gelecek toplantıda tebliğ sunmamı istediler.

Sonuç olarak, her ne kadar aile hukuku en “milli hukuk dalı” olarak tanımlansa ve bir ülkenin sosyal yapısını, kültürünü, geleneğini yansıtsa da, aile hukukumuzun da artık uluslar arası hukuk ile uyum sağlaması gerektiğine inanıyor ve bu AB – CEFL toplantısını önemsiyorum. Özellikle sınır ötesi evliliklerin artması, boşanma yargılamasının özelliği, boşanma öncesi eşlerin mediasyona tabi tutulması, çatışmalı boşanmaların mümkün oldukça anlaşmalı boşanmaya dönüştürülmesi süreçlerinin bizi de AB aile hukuku prensiplerine yaklaştıracağı inancındayım.

Tüm bu nedenlerle, ülkemizde de boşanma nedenlerinin “kusur ilkesi”nden bağımsız olarak sadece “fiili ayrılık” ve “anlaşmalı boşanma” nedenleri ile sınırlandırılması gerektiği kanaatindeyim. Bu yasal değişikliğin bir an önce yapılması gerekir. Buna karşılık mali sonuçlarda evliliğin süresi, tarafların kusur durumu, eşlerin geliri ve mağduriyeti kriterlerine dayalı, belirli süreli yeni bir nafaka sistemi oluşturulmalıdır. Aile Mahkemelerinin kurulması ise bu süreçte çok isabetli olmuştur.

Old 31-07-2007, 13:13   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Bence,boşanma davalarında davacıdan gelen talep "ben oyundan çıkmak istiyorum" talebidir.Evliliğin iki kişilik bir paylaşım olduğunu düşünürsek,biri boşanma iradesini ortaya koyduğu anda bitmiştir ve ya bitmelidir.

Mahkemeler ise; boşanma ile mağdur olacak eşin ve çocukların boşanma sonrası durumlarını düzenlemelidir.Bu da sosyal devlet anlayışının yaygın ve hakim olmasıyla ilgilidir.
Boşanmanın kamu düzenini ilgilendirmesi gereken boyutu sadece budur.

Karı-koca,hiç bir ilişkide yaşanamayacak kadar özeli paylaşan bireylerdir.Hakimin ve ya devletin bu ilişkiyi resmiyette bitirmek adına;en çirkin anları tanığa anlattırmasını ve ya düşmanlığı ille de ortaya döktürmeye çalışmasını,kişisel hak ve özgürlüklere aykırı buluyorum.

Boşanmak istiyorum diyen kocayı ve ya kadını kim oyunda tutmaya zorlayabilir ki, ya da zorladığında toplumda ahlaki ve sosyal anlamda açılan yaraları zaman içinde nasıl tamir edebilirsiniz.

Bireyleri ikiyüzlü olmaya ve ya inanmadığı bir şeyi yaşamaya mecbur etmek yanlıştır.

Evlilik bağıtı medeni ve dürüst bir biçimde bitmelidir.Bireylerin özgürlüğü,ruh sağlıkları burada önemlidir.

Kamu düzeni, boşanma sonrası eş ve çocuklar üzerinde gerekli tedbirleri almak zorundadır.boşanma ile destekten yoksun kalacak eşe iş imkanı ve ya çocukların eğitimlerini
garantiye alabilmek gibi..
Old 31-07-2007, 13:24   #8
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
İleriki zamanlarda inanıyorum ki boşanma davaları sadece anlaşmazlık halinde mahkelemelere intikal edecektir. Anlaşmalı boşanmalar Noter veyahut eşdeğer bir kurum nezdinde bir kaç saat içinde bitirilecek basit bir idari işlemden ibaret olacaktır.

Çok güzel belirtmişsiniz Sayın Mehmet Saim Dikici. Benim dileğim de bu.
Birlikteliklerini sona erdirmeye karar veren eşler için en sağlıklısı olacaktır. Birlikte olma iradesi sona ermiş eşleri bir arada tutmaya çalışmak, hakimi ve devleti yatak odasına sokmak Medeni Hukuk'un bir gereği olmamalı.

Aile kurumu toplumun temel taşıdır korunması gerekir ama bu şekilde değil. Bu korumaktan öte yıkmak bence. Bir boşanma davasında yaşananları gören kaç kişi kaygısızca evlenebilir? Aşkla sevgiyle başlayan ilişkiler böyle mi bitmeli? Belki eşlerin zamana ihtiyaçları var ve bir süre sonra yeniden başlayacaklar. Bu hakaret dolu aşağılayıcı mahkeme sürecinden sonra mümkün mü?

Aile kurumunun korunması için bu kuruma giriş çıkış kolaylaştırılmalı. Bir çok genç boşanma sürecini düşündüğünde evliliği bir çıkmaz gibi görüp hiç bulaşmamayı istiyor. Evlilik dışı ilişkiler de böylece çoğalıyor. Aile Hukuku bunu amaçlıyor olamaz...
Old 31-07-2007, 13:41   #9
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Tüm yazılanları okuduğumda şöyle bir limite ulaşmaya çalıştığını görüyorum: Evlilik kurumuna gerek yok. Bence böyle bir düşünce beyanı daha yerinde olurdu, çünkü tüm anlatımlardan böyle bir gidişat görülmektedir. Evlilik kurumu içindeki sorumlulukları daraltırsanız böylece evlilik kurumunu da kaldırmaya doğru zaten gitmiş olursunuz. Şekilde kalsın isteniyorsa, onu beyan edebilmeliyiz açıkça. Bugünkü anlamda evlilik kurumunu koyup/var edip içinden çıkılmaz bir şekilde bazı mahzurlarını aşmaya çalışmak yersizdir. Tersine eğer isteniyorsa, evlilik kurumunun sorumluluklarını daraltınız, örneğin bireyler ayrı evlerde yaşama hakkına sahip olabilmeliler, bazı borçlar yüklememeli ve bu borçları yerine getirmemek olumsuz sonuçlar yüklememeli denebilir. Böylece evlilik kurumu ismini de unutmuş oluruz zamanla ve masallarda okumak daha güzel olabilir ve ah eskiden ne güzeldi bayramlar diyebiliriz.

İşi içinden çıkılmaz hale getirmektense 1-Evlilik kurumuna gerek duyulmasın. 2- Evlilik kurumunun sorumluluk yüklemeksizin serbest işlemesi sağlansın. Belki böylece bireyi bireyin kendisine bırakmış oluruz. Eminim o zaman da birey diyecektir ki Ey Ulu devlet, beni çöl ortasında susuz terk ettin, nerede o çözüm elin diyecektir.

Ben şundan eminim ki, hiç bir zaman hiç bir yerde iktidar mücadelesinin olmadığı yer yoktur. Ya karı ya da koca hüküm sahibidir, diğeri ise boyun eğen konumundadır. Ha bu şöyle değişebilir kimi konularda x boyun eğer kimi konularda ise y boyun eğer. Ama mutlaka bir boyun eğiş vardır. En basiti Ticari Hayatta bile güçlüye güçsüz hep boyun eğmiştir. Siyasi hayatta da öyle, ve önemlisi en medeniyim denilen karı koca ilişkilerinde bile bu böyledir. Yani eğer devletin hakimiyetini kaldırırsanız bu sefer hakimiyeti eline geçiren kişi inanın DAHA GAYRİ ADİL olan kişi(koca veya karı) olabilecektir. İsterseniz hayata bakın, bu böyle.
Old 31-07-2007, 14:27   #10
üye18337

 
Varsayılan

Sayın calikusu_kamuran,
Şüphesiz varılmak istenen sonuç bu değil. Yanlış anlamanıza neden olacak ne yazdım bilemiyorum ama forumda genel kanaat belirtmek istediğinizin aksine "Aile kurumunun saygınlığının korunması gerekir" şeklindedir. Evlilik sonuçlanırken adil bir hak dağıtımı yapılması şüphesiz gereklidir, bunu da elbette yargı erki yerine getirecektir.

Burada tartışılan hakimin görevinin eşler adına boşanmaya karar vermekten çok birbirleri üzerinde hakkı bulunan eşler arasında adaleti sağlamak olduğudur.

Bırakalım boşanma kararını eşler alsın, neden böyle bir karar verdiklerini de hiçkimseye anlatmak zorunda kalmasınlar, mahremiyetlerine saygı duyalım, sadece haklarını, hukuklarını garantiye alalım.

Benim için tartışma konusu olan giriş yazısında belirttiğim kanun maddesinde geçen ispatlama şartıdır, aile kurumu değil.
Old 31-07-2007, 14:49   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Tartışılan konu evliliğe karşı olmak değil ki;KURULAN EVLİLİK BİRLİĞİNİN ZORLAMA İLE VEYA EZEN EZİLEN İLİŞKİSİ OLARAK DEVAM ETMEK ZORUNDA OLMADIĞI VE TEK YANLI BİTİRMEK İSTİYORUM BEYANININ DAHİ EVLİLİĞİ FİİLİ ANLAMDA BİTİRMEK ZORUNDA BIRAKTIĞIDIR.
SAĞLIKLI BİR EVLİLİĞİN BİREYSEL VE SOSYAL FAYDASINI ANLATMAYA GEREK OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM.
SORUN; evliliğinin bitmesi gerektiğini düşünen bir insanı, kamu düzeni koruyuculuğu adı altında oyunda kalmaya zorlamanın acizliğidir.

Bunun boşanmak istemeyen mağdur eşe veya çocuğa bir yararı olmayacaktır.Gücü elinde bulunduran eş, taciz ve eziyetine devam edecektir.

Boşanma sonrası süreçte kamu düzeni koruyuculuğu devrede olmalıdır.
Old 31-07-2007, 14:55   #12
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan zeynepcnk
Sayın calikusu_kamuran,
Şüphesiz varılmak istenen sonuç bu değil. Yanlış anlamanıza neden olacak ne yazdım bilemiyorum ama forumda genel kanaat belirtmek istediğinizin aksine "Aile kurumunun saygınlığının korunması gerekir" şeklindedir. Evlilik sonuçlanırken adil bir hak dağıtımı yapılması şüphesiz gereklidir, bunu da elbette yargı erki yerine getirecektir.

Burada tartışılan hakimin görevinin eşler adına boşanmaya karar vermekten çok birbirleri üzerinde hakkı bulunan eşler arasında adaleti sağlamak olduğudur.

Bırakalım boşanma kararını eşler alsın, neden böyle bir karar verdiklerini de hiçkimseye anlatmak zorunda kalmasınlar, mahremiyetlerine saygı duyalım, sadece haklarını, hukuklarını garantiye alalım.

Benim için tartışma konusu olan giriş yazısında belirttiğim kanun maddesinde geçen ispatlama şartıdır, aile kurumu değil.

Sanırım Yargıtay" ın son bir kararını okuma imkanı doğmadı. Bakınız orada diyor ki özellikle aklımda kalan, " eşler aynı yatağı paylaşıyorlar, birlikte tatile çıkıyorlar ve bu esnada boşanma davası derdesttir, Siz hakim olsanız ne yaparsınız?". Böyle durumda olan davacının davasını kimse kabul etmez. Şimdi şöyle sorayım, İSPAT ŞARTI ne işe yarıyor? Koca karşı tarafa dava açsın, boşanmak istiyorum, kadın diyor ki hayır hakim bey boşanmayı gerektirecek durum yok, biz aynı yatağı paylaşıyoruz, hatta yeni tatilden geldik, bu boşanma davası nereden çıktı Syn Hakim diyebilir? Emin olun, hukukun bazı kurumları derin tecrübelerin ürünüdür.

Emin olun mahkemeler kişilerin mahremiyetini koruyor, fakat taraflar kendileri korumuyor.

Saygılarımla...Karıma birgün fantazi olsun diye boşanma davası açmayı istiyorum.
Old 31-07-2007, 15:08   #13
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Tartışılan konu evliliğe karşı olmak değil ki;KURULAN EVLİLİK BİRLİĞİNİN ZORLAMA İLE VE YA EZEN EZİLEN İLİŞKİSİ OLARAK DEVAM ETMEK ZORUNDA OLMADIĞI VE TEK YANLI BİTİRMEK İSTİYORUM BEYANININ DAHİ EVLİLİĞİ FİİLİ ANLAMDA BİTİRMEK ZORUNDA BIRAKTIĞIDIR.
SAĞLIKLI BİR EVLİLİĞİN BİREYSEL VE SOSYAL FAYDASINI ANLATMAYA GEREK OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM.
SORUN; evliliğinin bitmesi gerektiğini düşünen bir insanı, kamu düzeni koruyuculuğu adı altında oyunda kalmaya zorlamanın acizliğidir.

Bunun boşanmak istemeyen mağdur eşe ve ya çocuğa bir yararı olmayacaktır.Gücü elinde bulunduran eş, taciz ve eziyetine devam edecektir.

Boşanma sonrası süreçte kamu düzeni koruyuculuğu devrede olmalıdır.

Eğer evlenirken, toplumdan aferin bekliyorsanız boşanırken yuhu kabul etmek zorundasınız, yoksa tutarsızlığınızı/çelişkilerle dolu bir insan olduğunuzu beyan etmiş olursunuz. Yok eğer evlenirken veya boşanırken toplumdan hiç bir şey beklemiyorum, düğünüme derneğime gelmesinler, sevinmesinler diyorsanız işte burda Size sonsuz saygı duyarım. Bunu yapabilene sonsuz tebrikler. CEVAP: Kimse kimseyi kamu düzeni gerektiyor diye oyunda kalmaya zorlamıyor ki. Ama salt kişisel(tutarsız subjektif) çıkarlar uğruna KAMUYU harcamaya da gerek yoktur. Ben diyorum ki bir birey olarak KARDEŞİM MADEM BOŞANACAKTIN BENİ DÜĞÜNÜNE NE ÇAĞIRIYORSUN YA! diyebilirim ve ikinci düğününe de gitmem arkadaş. Kamu, yalın bireylerin oyuncağı değil, kimse kusura bakmasın.

SAYGILARIMLA
Old 31-07-2007, 19:32   #14
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Tek yanlı evliliği bitirebilmek gelişmemiş toplumlarda görülür. İki taraf istese de bunun düzene bağlanması hakların güvencede olması için zorunludur. Mahkemelerde yaşanan facialar yasalardan değil toplumumuzdaki uzlaşma kültürünün gelişmemişliğinden, kadını ezme çabasından ileri gelmektedir.
Old 31-07-2007, 21:25   #15
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran
...Emin olun, hukukun bazı kurumları derin tecrübelerin ürünüdür...


Hukukun bazı kurumları, derin tecrübelerin ürünü müdür, yoksa meşgale konusu beşer olduğundan, beşerin hile ve desiselerini, bazen de eyleyip,söylediğini bilmezliğini kategorize edebilme zorunluluğunun ürünü müdür, örneğinizde tartışılır

Saygılarımla...
Old 31-07-2007, 22:08   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Eğer evlenirken, toplumdan aferin bekliyorsanız boşanırken yuhu kabul etmek zorundasınız,

Sayın çalıkuşu_kamuran,

Yukarıya alıntıladığım müthiş anlamlı veciz sözün kaynağı sizseniz eğer, sizden bir istirhamım olabilir mi? : Bu mucizevi sözü çerçeveletip, büromda odama asmak istiyorum. İzin verirseniz sevinirim.

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 22:12   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Ben diyorum ki bir birey olarak KARDEŞİM MADEM BOŞANACAKTIR BENİ DÜĞÜNÜNE NE ÇAĞIRIYORSUN YA! diyebilirim ve ikinci düğününe de gitmem arkadaş. Kamu, bireylerin oyuncağı değil, kimse kusura bakmasın.

İşte yaratıcılık budur! Biz neden böyle müthiş cümleler kuramıyoruz... Hakikaten; kardeşim maden boşanacaksın bizi düğününüze davet etmenizin manası nedir? Çocuk mu var karşınızda?

Tebrik ederim. Bu akşam harikalar yaratmışsınız.

Saygılarımla.
Old 31-07-2007, 22:16   #18
*sinequanon*

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran
Eğer evlenirken, toplumdan aferin bekliyorsanız boşanırken yuhu kabul etmek zorundasınız ...................KARDEŞİM MADEM BOŞANACAKTIR BENİ DÜĞÜNÜNE NE ÇAĞIRIYORSUN YA!

Sayın çalıkuşu kamuran,
1-Toplumdan aferin almak amacıyla mı mutluluk paylaşmak amacıyla mı insanlar düğüne,nikaha çağırılır?
2-Evlenirken ileride boşanılacağı öngörülebilir mi?

Saygılar...
Old 01-08-2007, 09:24   #19
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
Karıma birgün fantazi olsun diye boşanma davası açmayı istiyorum.

Sayın calikusu kamuran eminim sizin gibi düşünen çok kişi vardır. Bunu yaparsanız eşinizin gözü korkar, "Bu adam beni boşar ama Allah a şükür hakim amca beni koruyor" der. Böylece kulunuz köleniz olur. Siz de boşanmayı gerçekten istiyor değilsiniz zaten.. İyi ki var şu boşanma davası..

Düğünlerden yana pek dertli gördüm sizi, zannediyorum takı törenlerinin mali durumu sarsıcı etkisi altında kalmışsınız. Evlenip sonra utanmadan boşanmak isteyenlerden taktığınız takıları geri isteyin!!

Bu boşananlar en iyisi düğün davetiyelerine, "Belki boşanırız, gelmeden önce iyi düşünün." yazdırsınlar.
Old 01-08-2007, 09:49   #20
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
Tek yanlı evliliği bitirebilmek gelişmemiş toplumlarda görülür. İki taraf istese de bunun düzene bağlanması hakların güvencede olması için zorunludur. Mahkemelerde yaşanan facialar yasalardan değil toplumumuzdaki uzlaşma kültürünün gelişmemişliğinden, kadını ezme çabasından ileri gelmektedir.
Sayın Özge Yücel, eşlerden birinin birlikte yaşama iradesi sona erdiği an evlilik bitmiştir zaten. Hakimin onayı yalnızca hak dağıtımı sürecini başlatır. Hakim boşanma kararı vermediğinde eşler sarılarak evlerine mi dönüyorlar? Hangi kadın ya da erkek kendisini devlet eliyle iten eşini ısrarla sevebilir? Boşanmak istemeyen taraf ya eşine muhtaçtır ya da toplumun ayıplamasından çekinmektedir. Evlilik sevgi ve bağlılıkla yürür, bu tür kaygılarla değil.
Diyelim ki gerçekten sevdiği için istemiyor, bu durumda eşinin sevgisini kaybedecek davranışları sergilemesinin bedelini ödeyecektir.
Toplumun uzlaşma kültürüyle boşanmanın hiç alakası yok, hakim mahkeme salonunda uzlaşıldığını gördüğünde, "yahu siz aşıksınız birbirinize, hadi dönün evinize" şeklinde karar veriyor... Boşanmayı gerçekten isteyen eşler yalan dolan ifadelerle yargıyı kandırmak zorunda kalıyor.
Boşanma davası dosyalarını incelemeye yeni başladığım zamanlarda insanlığın küçülüşüne seyirci olmamak için tamamını okumadan kapatıyordum. Bir çok meslektaşımız boşanma dilekçesi yazarken sokak ağzını meslek argosu gibi kullanıyor. Önceleri arayıp "Hiç mi utanmanız yok üstadım? Bir hukukçu böyle mi dilekçe yazar? diyordum ama suçlayamıyorum ki, hakimi iğrendirmeden boşanma kararını almak zor.
Old 01-08-2007, 12:57   #21
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

ben toplumdan aferin almak için yapılan evlenme saikini anlayamadım.Böyle bir evlilik yapılmış ise zaten yoklukla
butlandır.Saygılarımla...
Old 01-08-2007, 19:23   #22
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Hukukun bazı kurumları, derin tecrübelerin ürünü müdür, yoksa meşgale konusu beşer olduğundan, beşerin hile ve desiselerini, bazen de eyleyip,söylediğini bilmezliğini kategorize edebilme zorunluluğunun ürünü müdür, örneğinizde tartışılır

Saygılarımla...
Valla ben bu örneği, gazeteden okudum. Siz okumadığımı ispatlamaya çalışabilirsiniz. Tek şey söyleyim, boşanma davası kurumunu kaldırın, ülkede anarşimz doğar. Hangisi daha yararlı görünüz, her ilacın yan tesirleri vardır, boşanma kurumunun asıl hizmeti bellidir, elbette yan etkileri de olacaktır.

Av. Mehmet Saim Dikici vbmenu_register("postmenu_107187", true); : "Yukarıya alıntıladığım müthiş anlamlı veciz sözün kaynağı sizseniz eğer, sizden bir istirhamım olabilir mi? : Bu mucizevi sözü çerçeveletip, büromda odama asmak istiyorum. İzin verirseniz sevinirim."
Cvp: Neden olmasın!

*sinequanon* vbmenu_register("postmenu_107188", true); : 1-Toplumdan aferin almak amacıyla mı mutluluk paylaşmak amacıyla mı insanlar düğüne,nikaha çağırılır?
2-Evlenirken ileride boşanılacağı öngörülebilir mi?

Cvp: Düğünlere iyi bakınız, toplumdan aferin alma güdüsünü kolaylıkla göreceksiniz. Ne gerek var efenim, trilyonluk düğünlere, öyle değil mi yani. Ayrıca toplumdan aferin almanın güzelliği bir başkadır.
Öngörülebilir, evlilik kurumunun ehemmiyetini bilmiyenler hemen ertesi günü boşanacağını bile bilir. Magazin izlemiyor musunuz?

zeynepcnk vbmenu_register("postmenu_107261", true); : İyi ki var şu boşanma davası..
Cvp: Evet var. Parmaklarımızdan birine verdiğimiz değer kadar evlilik kurumuna değer verelim yetiyor.

zeynepcnkSayın Özge Yücel, eşlerden birinin birlikte yaşama iradesi sona erdiği an evlilik bitmiştir zaten.

Cvp: Bitmez. Ama eşlerden birine piyangodan büyük ikramiye vurursa biter. En azından sevgi sayısı artar. İnsanı, evliliğe(cinselliğe) zorlayan tek gerçek, zorunluluk değilse, piyangodan büyük ikramiye çıktığında belirtilen durum yaşanmaz.

av-ufuk vbmenu_register("postmenu_107294", true); :
ben toplumdan aferin almak için yapılan evlenme saikini anlayamadım.Böyle bir evlilik yapılmış ise zaten yoklukla
butlandır.Saygılarımla...

Cvp: Avukat olduğunuz için Siz" inle evlenilmiş olsa, bu evliliğin hükmü nedir?

Saygı ve sevgilerimle, sürç_ü lisan etmişsek affola.
Old 01-08-2007, 19:35   #23
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Elbette hakimin dürtüklemesiyle evlilik bağı sürecek değil ve verdiğiniz örnekler gerçekten acı. Ama ben bu örneklerde yargıçlarımızın yanlış içinde olduğunu görüyorum ve bunun kaynağı da toplumsal.Ayrıca öyle durumlar oluyor ki erkek kadını boşamak ve başkasıyla evlenmek istiyor. Ama hiçbir güvencesi olmayan ve hayatı evlilik cüzdanına bağlanmış kadın boşanmayı istemiyor. Çünkü yıllarca emek verip birikimini sağladığı eşi bunu başkalarıyla yemek istiyor. İşte burada hakkaniyeti sağlayacak şey boşanma davasıdır. Erkek ben seni boşadım dediğinde ortada kalacak iken hakimin ayrılık, boşanma ve nafaka kararları sayesinde bir nebze olsun hakkını alıyor.Bu sadece bir örnek ve sonuçta demek istediğim keyfilik kabile toplumlarında kaldı ve "boş ol boş ol boş ol" seslerinde...
Old 01-08-2007, 20:44   #24
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
sonuçta demek istediğim keyfilik kabile toplumlarında kaldı ve "boş ol boş ol boş ol" seslerinde...

Sevgili Özge Yücel,
Burada savunulan eşlerin birlikte veya herhangi birinin tek başına aldığı boşanma kararına saygı duyulması gerektiğidir. Boşanma davası eşlere haklarının teslim edilmesi için var olmalıdır, bu kararın alınması için değil. Yalnızca bu işleviyle hukukumuzda yer alması hem bahsettiğiniz amaçları gerçekleştirecek hem aile kurumu için bir iade-i itibar olacaktır.

Ulaşmak istediğimiz netice elbette herkesin kendi adaletini sağlaması değil, biz "boş ol boş ol boş ol" demiyoruz, dedirmek de istemiyoruz. Resmi nikahın sonuçlarını hafifleterek "boş ol"'cuların da katılımını sağlamayı amaçlıyoruz.
Old 01-08-2007, 20:48   #25
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Anlaşmaya başladığımızı düşünüyorum. Dediklerinize katılıyorum, insanların kararlarına saygı duyulması gerekir ama boşanma davasından da vazgeçemeyiz. Burada iş yargıçların tutumlarında gizli ve yargıçların boşamam tutumu da toplumumuzdaki anlayışa dayanıyor.
Old 01-08-2007, 21:04   #26
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan zeynepcnk
Sevgili Özge Yücel,
Burada savunulan eşlerin birlikte veya herhangi birinin tek başına aldığı boşanma kararına saygı duyulması gerektiğidir......... Resmi nikahın sonuçlarını hafifleterek "boş ol"'cuların da katılımını sağlamayı amaçlıyoruz.

Özür dilerim ben hiç bir şey anlamamaya başladım. Ne isteniyor? Karı kocadan ne ister? Artık anlamamaya başladım. Kolay bir boşanma isteniyor, ama boş ol demek yetmesin deniyor, bu nasıl çelişkidir artık anlamıyorum. Artık düşünüyorum da, acaba " yalnızca kadınların mı boşama hakkı olsun" denilmek isteniyor? İnanın kafam karıştı benim bu işten. Tamam, yalnızca kadınların " boş ol" deme hakkı olsun, ona da şahsen ben varım. Ama yarın öbür gün bir başka şey istenmesin yeter, ben bundan caydım denmesin yeter diyorum.

Şimdi yazınızda ayrıca, boşanma davası belli yararlı sonuçları kapsasın denilmiş, tamam, boşanma davasını yalnızca tazminat davası haline getirelim, peki boşamadan nasıl bu tazminata hükmedeğiz ki, taraflara " boş ol" sözcüğünü deme hakkı verelim, bu sefer işler hep karışır, " boş ol" dedi mi demedi mi, noter işlemi geçerli mi geçersiz mi falan filan, bu işler uzun iş bence. Bence vicdanı hür insan olarak bırakın Hakim Bey versin, yoksa, taraflara kalırsa bu iş, hayat çekilmez. Bu arada bir avukatın boşanma davasını noterlere, idari makamlara vermek istemesini anlayamıyorum, para kazanmak istenmiyor mu bu işten. Bırakalım tarafları, avukatlık mesleği şekilde kalmasın.

SAYGILARIMLA.
Old 01-08-2007, 22:03   #27
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Kamu, yalın bireylerin oyuncağı değil, kimse kusura bakmasın.

bence de..
Old 02-08-2007, 09:20   #28
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran
zeynepcnkSayın Özge Yücel, eşlerden birinin birlikte yaşama iradesi sona erdiği an evlilik bitmiştir zaten.

Cvp: Bitmez. Ama eşlerden birine piyangodan büyük ikramiye vurursa biter. En azından sevgi sayısı artar. İnsanı, evliliğe(cinselliğe) zorlayan tek gerçek, zorunluluk değilse, piyangodan büyük ikramiye çıktığında belirtilen durum yaşanmaz.

Sayın calikusu kamuran
Verdiğiniz bütün cevaplar yerine ulaşmış, iddialarınızı çok güzel gerekçelendirmişsiniz ancak ben burada anlatılmak isteneni anlayamadım. Bu noktayı da aydınlatırsanız sevinirim.
Old 02-08-2007, 09:41   #29
üye18337

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran
Özür dilerim ben hiç bir şey anlamamaya başladım. Ne isteniyor? Karı kocadan ne ister? Artık anlamamaya başladım. Kolay bir boşanma isteniyor, ama boş ol demek yetmesin deniyor, bu nasıl çelişkidir artık anlamıyorum...
.......
Bu arada bir avukatın boşanma davasını noterlere, idari makamlara vermek istemesini anlayamıyorum, para kazanmak istenmiyor mu bu işten. Bırakalım tarafları, avukatlık mesleği şekilde kalmasın.

En açık ve net söylemle BOŞANMA DAVALARINDAKİ KİRLİLİKtir istenmeyen. Başlıkta "Boşanma Davası Neden Var?" dye sorarken varlığını değil varlık nedenini sorgulamak istedim. Yani "Neden var? Hiç olmasın" DEĞİL "Neden var? Hangi amaç için?" anlamında bir soruydu.

Para kazanmayı hepimiz istiyoruz ancak danışıklı dövüşlerden hakaret ve aşağılamalardan, yalan ve iftiralardan değil. Bu düzendeki bir boşanma davası:

H: Neden Boşanmak istiyorsun?
D: Hakim bey bu adam bana ... dedi.
H: Sen de boşanmak istiyormusun?
D: Evet hakim bey zaten bunda ... hastalığı var bana kadınlık yapamıyor.

İstenen düzendeki bir boşanma davası:

H: Kazanılmış malların şu şekilde dağıtımına, çocukların velayetinin şu tarafa verilmesine, evlilik nedeniyle işini bırakan eş için şu kadar tazminat verilmesine... vs.

Dilerim "Ne isteniyor?" sorunuza cevap olmuştur. Şahsi meseleleri onur kırıcı bir biçimde ortaya dökmekten çok hakların dağıtımında görev alsak mesleğimizin onuruna daha çok yakışmaz mı?
Old 02-08-2007, 12:09   #30
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın çalıkuşu kamuran; bana yönelttiğiniz soruyu doğru algıladım mı bilemiyorum.Sorunuz; sadece avukat olduğum için evlilikte tercih edilmem mi?

O zaman tercih eden için zor günler başlamış demektir.Avukat bir kadınla evli olmak papazı bulmakla eşdeğerdir..Her şeyle ilgili görüşü ve gerekçeleri olan bir kadının sırf eşi istiyor diye "evet" demesi zordur.

Bence güzel ama bir de karşı tarafa sormak lazım...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davası Açılmadan Tedbir Nafakası Davası Açılabilir Mi? AVUKAT MERYEM Meslektaşların Soruları 10 20-06-2014 10:46
Boşanma davası av.sıla Aile Hukuku Çalışma Grubu 2 04-04-2007 17:56
Boşanma Davası haticek Hukuk Soruları Arşivi 17 17-03-2006 13:57
Bir Sene Neden 12 Aydır Ve Şubat Ayı Neden Cüce Kalmıştır? Gemici Site Lokali 3 30-03-2004 08:26
Boşanma Davası tkirpik Hukuk Soruları Arşivi 1 13-02-2002 18:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08824897 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.