Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Akde Aykırılıkta Tazminat

Yanıt
Old 04-06-2007, 11:22   #1
idas

 
Varsayılan Akde Aykırılıkta Tazminat

Dairenin Asıl kiracı kiracısı daireyi 3. bir kişiye alt kiracı olarak kiralayıp ortadan kapbolmuştur. kiraya verende bu durumu 10 gün önce öğrenmiş ve sözleşmenin süresi de bitti. Ben bu 3. kişi hakkında akde aykırılık davası açarak tahliyesini talep edeceğim. Fakat bunun yanında da tazminat talebini neye dayanarak isteyeceğim ve miktar ne olmalıdır.
Old 04-06-2007, 11:58   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ersincan
Dairenin Asıl kiracı kiracısı daireyi 3. bir kişiye alt kiracı olarak kiralayıp ortadan kapbolmuştur. kiraya verende bu durumu 10 gün önce öğrenmiş ve sözleşmenin süresi de bitti. Ben bu 3. kişi hakkında akde aykırılık davası açarak tahliyesini talep edeceğim. Fakat bunun yanında da tazminat talebini neye dayanarak isteyeceğim ve miktar ne olmalıdır.

Sözleşmede, "Başkasına kiraya verilemeyeceği" hükmünün olduğunu varsayarak; 3. kişiye böyle bir dava açarsanız, kiracılığını tanımış olacağınızı düşünüyorum.

Saygılarımla
Old 04-06-2007, 12:04   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1978/1-1037
K. 1979/405
T. 25.4.1979
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Davacının Fuzuli İşgali İleri Sürmek Suretiyle Taşınmazın Boşaltılarak El Atmanın Önlenmesini ve Ecrimisile Karar Verilmesini İstemesi )
• FUZULİ İŞGAL ( Davacının Fuzuli İşgali İleri Sürmek Suretiyle Taşınmazın Boşaltılarak El Atmanın Önlenmesini ve Ecrimisile Karar Verilmesini İstemesi )
• ECRİMİSİL ( Davacının Fuzuli İşgali İleri Sürmek Suretiyle Taşınmazın Boşaltılarak El Atmanın Önlenmesini ve Ecrimisile Karar Verilmesini İstemesi )
• SAVUNMA ( Davalının Savunmasının Tutarsız Olması )
4721/m.683
ÖZET : 1.01.1975 günlü-kira sözleşmesinde mecurun devir edilemeyeceği kabul edilmiştir. Davalı da dükkanı kiraladığı hususunda tutarlı bir savunmada bulunmadığından işgali haklı nedene dayanmayan davalının fuzuli şagil sayılması suretiyle davanın kabulü gereklidir.

DAVA : Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara Yedinci Asliye Hukuk Mahkemesi )nce davanın görev yönünden reddine dair verilen 30.09.1977 gün ve 169-423 sayılı kararın incelemesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi'nin 1.12.1977 gün ve 1170-11785 sayılı ilamiyle, «Davacı ile Adil arasında düzenlenen 1.01.1975 günlü-kira sözleşmesinde mecurun devir edilemeyeceği kabul edilmiştir. Davalı da dükkanı Adil'den kiraladığı hususunda tutarlı bir savunmada bulunmadığından işgali haklı nedene dayanmayan davalının fuzuli şagil sayılması suretiyle davanın kabulü gerekli iken...» gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Olayda, davacı ...taşınmazın davaya esas olan değerini de belirleyerek doğrudan doğruya «fuzuli işgal»i ileri sürmek suretiyle taşınmazın boşaltılarak el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.

Davanın bu niteliğine ve dilekçede gösterilen kıymete göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu nedenlerle mahkemece özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 25.04.1979 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx
Old 04-06-2007, 12:11   #4
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/11033
K. 2005/12240
T. 27.12.2005
• FUZULİ İŞGAL ( Kira Sözleşmesinde Kiracı Olarak Yer Almayan Davalının Kiralanandaki Konumu Fuzuli Şagil Olduğu - Bu Nedenle Açılacak Tahliye Davasının Kiracıya Yöneltilmesi Gerekmediği )
• AKDE AYKIRILIK ( Kira Sözleşmesinde Kiracı Olarak Yer Almayan Davalının Kiralanandaki Konumu Fuzuli Şagil Olduğu - Fuzuli İşgal Nedeniyle Açılacak Tahliye Davasının Kiracıya Yöneltilmesi Gerekmediği )
• KİRALANANIN TAHLİYESİ ( Kira Sözleşmesinde Kiracı Olarak Yer Almayan Davalının Kiralanandaki Konumu Fuzuli Şagil Olduğu - Fuzuli İşgal Nedeniyle Açılacak Tahliye Davasının Kiracıya Yöneltilmesi Gerekmediği )
6570/m.12
ÖZET : Davalı kiralananda kiracının vekili ya da temsilcisi olarak değil bizzat kendi adına iş yapmaktadır. Vergi levhasının kendi adına olması da bu hususu doğrulamaktadır. Kira sözleşmesinde kiracı olarak yer almayan davalının kiralanandaki konumu fuzuli şagildir. Fuzuli işgal nedeniyle açılacak tahliye davasının kiracıya yöneltilmesi gerekmez. Mahkemece davanın kabulüyle davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, fuzuli işgal nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, H. isimli şahsın kiralananda 10.04.2003 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, ancak mahkeme aracılığı ile yaptırılan tespitte taşınmazda "E. Kot Galerisi" adıyla faaliyet gösteren iş yerinin davalı A. adına kayıtlı olduğunun saptandığını, perakende satış fişinin de B. adına olduğunun tespit edildiğini, kiralananın kiracı dışında bir şahıs tarafından işletildiğini belirterek, davalının fuzuli işgal nedeniyle kiralanandan tahliyesini talep etmiştir.

Davalı, kira sözleşmesini ağabeyi olan H.'ın yaptığını ancak dükkanı birlikte işlettiklerini, kiracının yurt dışına çıkma durumu olduğundan resmi kayıtların kendisi adına yapıldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

6570 Sayılı Yasa kapsamına giren yerler için Yasanın 12. maddesi gereğince kiracı veya fuzuli şagil hakkında akde aykırılıktan dava açılabilir. Kiracı veya fuzuli şagil hakkında aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından ayrı ayrı dava açılabileceği gibi birlikte davalı gösterilmek suretiyle de kiralanandan tahliyeleri istenebilir. Kiracının tahliyesi için daha önce kendisine süreli bir ihtarın tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde kiralananın akde uygun hale getirilmesinin istenmesi ve bu ihtarın sonuçsuz kalması gerekir. Kiralayan tarafından kiracıya tebliğ ettirilecek ihtarnamede verilecek süre uygun bir süre olmalıdır. Fuzuli şagil hakkında açılacak davada kendisine önceden ihtar gönderilmesi koşulu aranmaz.

Olayımıza gelince; dava konusu edilen kiralanan davacı tarafından 10.04.2003 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile dava dışı H.'a kiralanmıştır. Sözleşmenin özel şartlar bölümü 4. maddesinde kiralanan yerin kiralayanın yazılı izni olmadan başkasına devredilemeyeceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından E. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/119-120 D. İş sayılı dosyası ile 22.04.2005 tarihinde yaptırılan tespitte ise "E. Kot Galeri" ismiyle konfeksiyon işi yapılan kiralananda vergi levhasının davalı A. adına olduğu satış fişinin de yine dava dışı B. adına düzenlendiği saptanmıştır. Davalı kiralananda kiracının vekili ya da temsilcisi olarak değil bizzat kendi adına iş yapmaktadır. Vergi levhasının kendi adına olması da bu hususu doğrulamaktadır. Kira sözleşmesinde kiracı olarak yer almayan davalının kiralanandaki konumu fuzuli şagildir. Yukarda açıklandığı üzere fuzuli işgal nedeniyle açılacak tahliye davasının kiracıya yöneltilmesi gerekmez. Mahkemece davanın kabulüyle davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K. 'nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-06-2007, 12:20   #5
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/6906
K. 2001/7126
T. 25.9.2001
• TAHLİYE DAVASI ( Fuzuli İşgal Nedeniyle )
• FUZULİ İŞGAL NEDENİYLE TAHLİYE ( Davalının Kira Sözleşmesine Aykırı Olarak Kiralananı Başkasına Devretmesi Nedeniyle )
• İHTAR ÇEKME ZORUNLULUĞU ( Bir Taşınmaza Kiracı veya Devir Alan Sıfatıyla Girenler veya İşgal Edenler Hakkında Hiçbir İhtara Gerek Kalmaksızın Tahliye Davası Açılabilmesi )
6570/m.12
ÖZET : 6570 Sayılı Kanunun 12/3 maddesine aykırı olarak bir taşınmaza kiracı veya devir alan sıfatıyla girenler veya işgal edenler hakkında hiçbir ihtara gerek kalmaksızın boşaltma davası açılabilir. Dava kiracı ile birlikte açıldığından ihtar çekme zorunluluğu kiracı için aranacaktır.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görülüşüp düşünüldü:

KARAR : Dava, davalı kiracı Nejat E.'in akde aykırılık, davalı Özkan Elektrik İnş.Taah.Tem.Dek.Ltd.Şti.'nin fuzuli işgal sebebiyle kiralanandan tahliyeleri, 500.000.000.-TL işgal tazminatının fuzuli şagil şirketten tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hüküm davacılar vekili tarafından fuzuli şagilin tahliye isteminin reddine ilişkin hüküm kısmına yönelik olarak temyiz olunmuştur.

Davacılar vekili kiracı Nejat E.'in kira sözleşmesine aykırı olarak kiralananı Özkan Elektrik İnşaat Taahhüt Temizlik ve Dekorasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi'ne devir ettiğinden bahisle fuzuli şagil olan davalı şirketin kiralanandan tahliyesini talep etmiştir.

Davalı, mahkemenin görevli olmadığını ve davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme, ihtar şartının yerine getirilmediğinden ve kiralayanın aynına zarar verilme söz konusu olmadığından her iki davalı hakkında da davanın reddine karar vermiştir.

6570 Sayılı Kanunun 12/3 maddesine aykırı olarak bir taşınmaza kiracı veya devir alan sıfatıyla girenler veya işgal edenler hakkında hiçbir ihtara gerek kalmaksızın boşaltma davası açılabilir, dava kiracı ile birlikte açıldığından ihtar çekme zorunluluğu kiracı için aranacaktı. Bu itibarla mahkemenin davayı fuzuli işgal yönünden aynı gerekçe ile reddetmesi doğru değildir. Fuzuli şagil yönünden deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 25.9.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 04-06-2007, 12:40   #6
idas

 
Varsayılan

Hülya hanım,göndermiş olduğunuz yargıtay emsal kararları ile beni aydınlattığınız için çok teşekkür ederim. Evet fuzuli işgal dolayı dava açacam fakat aynı zamanda kira sözleşmeside sona ermiş burada dava süresi de düşünülecek olursa ev sahibi açısında bir zarar ortaya çıkacak. Burada gelecek aylar için ortaya çıkacak kira tutarları için ne yapabilirim.

Ayrıca Suat bey söz.'de alt kiracı hakkı tanınmamıştır.Yani akde aykırılık var ve fuzuli işgal vardır. Bu yüzden 3. kişi ye karşı dava açarsanız onun kiracılığını tanımazsınız aksine herhangi bi işlem yapmazsanız tanırsınız.
Old 04-06-2007, 12:49   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ersincan
Ayrıca Suat bey söz.'de alt kiracı hakkı tanınmamıştır.Yani akde aykırılık var ve fuzuli işgal vardır. Bu yüzden 3. kişi ye karşı dava açarsanız onun kiracılığını tanımazsınız aksine herhangi bi işlem yapmazsanız tanırsınız.

Ben fuzuli işgalden dolayı dava açamazsınız dememiştim ki.

Saygılarımla
Old 04-06-2007, 12:52   #8
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1981/3-995
K. 1983/1402
T. 28.12.1983
• HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI ( Fuzuli İşgalin Bir Haksız Eylem Olması )
• FUZULİ İŞGAL ( Zarara Uğrayan Mal Sahibinin Elkoyma Tazminatı İsteyebilmesi )
• ZARARIN VARLIĞI VE MİKTARININ KESİN OLARAK KANITLANAMAMASI ( Hakim Tarafından Doğrudan Doğruya Belirlenmesi )
• ELKOYMA TAZMİNATI ( Fuzuli İşgal Nedeniyle Zarara Uğrayan Mal Sahibinin İstemesi )
818/m.41,42
ÖZET : Haksız el koyma ( fuzuli işgal ) bir haksız eylemdir. Zarara uğramış olan mal sahibi elkoyma ödencesi isteyebilir. Zararın varlığı ve miktarı kesin olarak kanıtlanamazsa hakim tarafından doğrudan doğruya belirlenir.

DAVA : Taraflar arasındaki "haksız işgal tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.12.1980 gün ve 1980/803-1087 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 30.3.1981 gün ve 1981/1602 - sayılı ilamı ile, "... Bozmaya uyulduğu halde mahkemece ecrimisille ilgili bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.

Elatılan 7,5 metrekarelik yere elatılmadan önce davacı işportacılık yapmak suretiyle kazanç sağladığını ve bu kazancına engel olunduğunu iddia etmediği ve dosyada bu yönde kabule müsait delil de olmadığı halde mahkemece başkaca inceleme yapılmaksızın "işporta gibi yararlanma hakkından yoksun bırakıldığının" kabulü ile ecrimisile karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu kararı:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 8.3.1950 gün ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin bir haksız eylem sayılması gerektiği ve bu yönden zarara uğramış olan malikin işgal tazminatı isteyebileceği kabul edildiğine ancak, zararın varlığı ve miktarını kesin olarak isbat etmek mümkün olmadığı takdirde Borçlar Yasasının 42. maddesi hükmünce hakim tarafından re'sen tesbit ve tayin olunacağına somut olayda gerçekleşen maddi olgular, davalı idarenin kamulaştırmasız elkoyduğu taşınmazın bulunduğu yer ve niteliği gözönünde tutulmak suretiyle hayatın olağan akışı ile genel yaşam deneyimleri nazara alınarak beş yıl için 19500 lira işgal tazminatı takdir olunmasında açık bir isabetsizlik ve Borçlar Yasasının anılan hükmüne aykırı bir yön bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Temyiz itirazlarının reddiyle direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle onanmasına, 28.12.gününde oyçokluğu ile karar verildi.

yarx
Old 04-06-2007, 12:54   #9
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/10345
K. 2001/10839
T. 13.12.2001
• FUZULİ İŞGAL ( Taraflar Arasında Kira Sözleşmesi Olmaması-Kesinleşen Dönem Aylık Ecrimisil Miktarına Toptan Eşya Fiyat Endeksi Oranlarının Tamamının Yansıtılması )
• ECRİMİSİL ( Fuzuli İşgal Nedeniyle )
• TOPTAN EŞYA FİYAT ENDEKSİ ( Taraflar Arasında Kira Sözleşmesi Olmaması-Kesinleşen Dönem Aylık Ecrimisil Miktarına Toptan Eşya Fiyat Endeksi Oranlarının Tamamının Yansıtılması )
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Talepten Fazla Ecrimisilin Olup Olmadığının Saptanması İçin Bilirkişiden Ek Rapor Alınması )
743/m.618,895,896,908
ÖZET : Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığından, kesinleşen dönem aylık ecrimisil miktarına toptan eşya fiyat endeksi oranlarının tamamı yansıtılarak talep edilen dönemler için hesaplama yapılması, böylece talepten fazla ecrimisilin de bulunup bulunmadığının saptanması için bilirkişiden ek rapor alınması ve toplanan tüm deliller çerçevesinde karar verilmesi gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde 4.688.000.000 lira ecrimisil faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenmiştir. Mahkemece davanın ( 4.111.600.000 ) liranın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, davacı Vakıflar Bölge Müdürlüğünce, "fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla" fuzuli işgal olan davalıdan 10.12.1998-1.8.2000 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talep edilmiş, mahkemece, bilirkişi raporu gibi davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.

Ecrimisil, kötü niyetli şagilin ödemekle sorumlu bulunduğu tazminat olup, kesinleşen önceki dönem ecrimisil tutarına Toptan Eşya Fiyat Endeksinin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olamaz.

Hükme dayanak yapılan 29.11.2000 tarihli bilirkişi raporunda, kesinleşen önceki dönem aylık ecrimisil miktarına TEFE'nin tamamı yansıtılarak talep edilen dönem için ecrimisil miktarının hesaplanması, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğuna göre talepten fazla ecrimisilin bulunup-bulunmadığının saptanması yani, kesinleşen dönem aylık ecrimisil miktarı olan 150.000.000 liraya 28.4.1999-28.4.2000 tarihleri arası için TEFE miktarı olan %59.2 oranında, 28.4.2000 tarihinden sonrası için %58.7 TEFE oranında artırım uygulanarak ecrimisil miktarının hesaplanması, bu miktarlara göre talepten fazla ecrimisil bulunup-bulunmadığının saptanması gerekirken, taraflar arasındaki kira ilişkisi varmış gibi %25 oranında artırım uygulanarak bulunan miktarının da talep edilen aylık ecrimisilden fazla olduğu belirtilerek, talep edilen ecrimisil miktarına hükmedilmesi doğru değildir.

O halde; mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, taraflar arasında bir kira sözleşmesi bulunmadığı da gözetilerek kesinleşen dönem aylık ecrimisil miktarına Toptan Eşya Fiyat Endeksi oranlarının tamamı yansıtılarak talep edilen dönemler için hesaplama yapılması böylece talepten fazla ecrimisilinde bulunup bulunmadığının saptanması için bilirkişiden ek rapor alınması ve toplanan tüm deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 04-06-2007, 12:55   #10
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1995
K. 2004/1771
T. 8.3.2004
• ECRİMİSİL TALEBİ ( Kira Geliri Üzerinden Ecrimisil Tesbitinde TEFE Artış Oranlarının Uygulanması Gereği )
• TEFE ARTIŞ ORANLARININ UYGULANMASI GEREĞİ ( Kira Geliri Üzerinden Ecrimisil Tesbitinde )
• FUZULİ İŞGAL NEDENİYLE ECRİMİSİL TALEBİ ( Kira Geliri Üzerinden Ecrimisil Tesbitinde TEFE Artış Oranlarının Uygulanacağı )
• KİRA GELİRİ ÜZERİNDEN ECRİMİSİL TESBİTİ ( TEFE Artış Oranlarının Uygulanacağı )
• ARTIRIM ORANLARININ TESBİTİ ( Kira Geliri Üzerinden Tesbit Edilecek Ecrimisile TEFE Oranlarının Uygulanacağı )
4721/m.994
6570/m.Geç.7
ÖZET : 4531 Sayılı Yasa hükümlerinin ecrimisil davalarında uygulama olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı idare ile davalı arasında bir kira akdi bulunmadığına ve davalı kötü niyetli şagil olduğuna göre, ilk dönem için belirlenen ecrimisil bedeline, her yeni dönem için T.E.F.E. artış oranında hesaplama yapılarak ecrimisil miktarı saptanmalıdır. Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma ve hesaplama yapılarak saptanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşük ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA : Dava dilekçesinde taşınmaza vaki müdahalenin men'i ile 3.286.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm ecrimisile yönelik olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, haksız olarak işgal edilen taşınmazdan 1997-2002 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talep edilmiş, mahkemece, ecrimisil talebinin kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, ecrimisil kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur.

İlke olarak kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde; taşınmazın dava konusu ilk dönemde, mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parası ( emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak ) rayice göre belirlenir, sonraki dönemler için ise; ilk dönem için belirlenen miktara Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil bedeli rayiç değerlere göre takdir edilir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ilk dönem ( 1997 yılı ) ecrimisil bedeli belirlendikten sonra 1998 ve 1999 yılları için % 54, 2000 yılı için % 25 ve 2001 yılı için % 10 artış uygulaması ile ecrimisil hesabı yapılmıştır. Oysa, Devlet İstatistik Enstitüsünce açıklanan TEFE oranları farklı olup, yapılan hesaplama Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir.

Öte yandan, 4531 Sayılı Yasa hükümlerinin ecrimisil davalarında uygulama olanağı da bulunmamaktadır.

Somut olayda, davacı idare ile davalı arasında bir kira akdi bulunmadığına ve davalı kötü niyetli şagil olduğuna göre, ilk dönem için belirlenen ecrimisil bedeline, her yeni dönem için T.E.F.Endeksi artış oranında hesaplama yapılarak ecrimisil miktarı saptanmalıdır.

Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma ve hesaplama yapılarak saptanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşük ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozma gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 04-06-2007, 13:05   #11
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 1989/7508
K. 1989/9433
T. 25.5.1989
• FUZULİ İŞGAL SEBEBİYLE TAHLİYE ( Kiracının Kiralananı Başkasına Kiralaması )
• KİRACININ KİRALANANI BAŞKASINA KİRALAMASI ( Sözleşme Şartlarının Araştırılması )
• TAHLİYE ( Kiracının Kiralananı Başkasına Kiralaması Dolayısıyla )
• SÖZLEŞME HÜKÜMLERİ ( Kiracının Kiralananı Başkasına Kiralaması )
6570/m.12
ÖZET : Sözleşmede izin verilmediği halde kiracının, kiralananı başka bir kişiye kiralaması halinde tahliye davası açılabilir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, fuzuli işgal sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

Mahkeme davayı men-i müdahale davası olarak nitelendirerek reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı, dava konusu taşınmazda kira ilişkisi A. ile kurulduğu halde kiracı A.`nın bu yeri davalılara kiraladığını veyahutta işgal ettirdiğini ileri sürerek, sebepsiz işgalden davalıların taşınmazdan tahliyesini istemiştir. Bu olayda ileri sürülen fuzuli işgal genel anlamdaki fuzuli işgalden farklıdır. Nitekim davacı, davasını 6570 sayılı Yasanın 12. maddesine yaslamıştır. Bu madde ise kiracının sözleşme hilafına kiralanan yeri kısmen veya tamamen başkasına kiralayamayacağını yahut istifade hakkına veya sözleşmeyi başkasına devredemeyeceğini ya da kendisi taşınmazı bırakmış olsa dahi hiçbir sebeple bu yeri kısmen veya tamamen başkalarına işgal ettiremeyeceğini ön görmektedir. Olayda taşınmaz A.'ya kiralandıktan sonra davalıların onun vasıtasiyle bu yere girdikleri iddia edildiğine göre uyuşmazlığın A.`ya yapılan sözleşme ve madde hükümlerine göre değerlendirilip ona göre karar verilmesi gerekirken genel anlamdaki men-i müdahale hükümlerinden bahsedilerek davanın reddi Usulün 8. madde ve anılan yasa hükmüne aykırı görmüştür ve bu nedenle davanın esası incelenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının Kabulü ile HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25.5.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 04-06-2007, 13:14   #12
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/1-120
K. 2004/96
T. 25.2.2004
• MEN'İ MÜDAHALE VE KAL DAVASI ( Jandarma Genel Komutanlığına Tahsisli Taşınmaza Davalının Kaçak Konut İnşa Etmek ve Bahçe Olarak Kullanmak Suretiyle Elatıldığı İleri Sürülerek Söz Konusu Davanın Açılması )
• ECRİMİSİL ( İşgal Tazminatı Hak Sahibinin Kötü Niyetli Zilyetten İsteyebileceği Bir Tazminat Olması ve Fuzuli İşgalin Kiraya Benzetilememesi Haksız Bir Eylem Sayılması Gerekmesi )
• HUKUKİ YARAR ( Haksız Eylemden Kaynaklanan Bir Alacağın Dava Edilmesinde Hukuksal Yararın Varlığının Tartışılamaması )
• DAVA HAKKI ( Herkes Meşru Vasıta ve Yollardan Faydalanmak Suretiyle Yargı Mercileri Önünde Davacı veya Davalı Olarak İddia ve Savunma Hakkına Sahip Olmasının Temel Haklardan Olması )
• FUZULİ ŞAGİL ( Ecrimisil Haksız İşgal Nedeniyle Tazminat Olarak Nitelendirilen Özel Bir Zarar Giderim Biçimi Olması Nedeniyle En Azı Kira Geliri Karşılığı Zarar Olması ve Fuzuli Şagilin Kusurunun Aranmaması )
• ECRİMİSİL İHBARNAMESİ ( 2886 Sayılı Yasa Gereğince İhbarname Düzenlenip Tebliği İşleminden Sonra İhbarnamenin İptali Ecri misil Gerekmemesi veya Fazla Talep Edildiği İddiasına Dayalı İşlem ve Davaların İdari Nitelikte Olması )
• HAKSIZ EYLEM ( Ecrimisil Haksız İşgal Nedeniyle Tazminat Olarak Nitelendirilen Özel Bir Zarar Giderim Biçimi Nedeniyle En Azı Kira Geliri Karşılığı Zarar Olması ve Haksız İşgalin Haksız Eylem Niteliğinde Olması )
2709/m.13,36
743/m.903
2886/m.75
2924/m.11,12
6831/m.2
ÖZET : Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında "...fuzuli işgalin kiraya benzetilemeyeceği; ...haksız bir eylem sayılması gerektiği ...bir zarar meydana gelirse bunun tazmin ettirileceği, ... Medeni Kanunun ( eski ) 908 inci maddesi anlamında zilyedin faydalanmasından doğan bir istem olduğu..." vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir.

Gerçekten de; 2886 Sayılı Yasa'nın 75.maddesine göre, Hazinece ecrimisili ihbarnamesinin düzenlenip tebliği işleminden sonra, ihbarnamenin iptali, ecrimisil gerekmediği, veya fazla talep edildiği iddiasına dayalı işlem ve davaların idari nitelikte bulunduğu çözüm yerinin idari yargı olduğu kuşkusuzdur. Uyuşmazlık Hazine tarafından ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya Hazine yerini işgal eden kişiye karşı dava açılıp açılmayacağı noktasında yoğunlaştığı anlaşılmaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki "meni müdahale, kal ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Menderes Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.12.2002 gün ve 2002/54 E- 856 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 28.04.2003 gün ve 2003/4388-5057 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmazın kayden Hazineye ait olup, Jandarmaya tahsisli bulunduğu, anılan yerin bir bölümünde davalıya ait korunması gerekmeyen yapı olduğu, binadan davacının subjektif yararlanma imkanı olmadığı, davalının levazımını alıp götürebileceği gözetilerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.

Ancak, davada ileri sürülen davalı eyleminin haksız fiil niteliğinde bulunduğu, ecrimisil isteğinin ise buna bağlı haksız işgal tazminatına dair olduğu gözetilerek eldeki davada incelenip hüküm altına alınması gerekirken, bu isteğin idari yargının görevinde olduğundan söz edilerek reddedilmesi doğru değildir. Davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı Hazine, 2385 ada, 3 parsel sayılı, Jandarma Genel Komutanlığına tahsisli taşınmaza davalının kaçak konut inşa etmek ve bahçe olarak kullanmak suretiyle elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne; ecrimisil isteğine ilişkin davada ise, 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca, işin idari yargıyı ilgilendirdiğinden söz edilerek dilekçenin görev yönünden reddine karar verilmiştir.

Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında "...fuzuli işgalin kiraya benzetilemeyeceği; ...haksız bir eylem sayılması gerektiği...bir zarar meydana gelirse bunun tazmin ettirileceği, ... Medeni Kanunun ( eski ) 908 inci maddesi anlamında zilyedin faydalanmasından doğan bir istem olduğu..." vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır.

a ) Haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklindeki olumlu zarar,

b ) Kullanmadan doğan olumlu zarar,

c ) Malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda ( olumsuz zarar ) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir.

Yüce Yargıtay'ın ilgili tüm Daireleri ve Yüksek Hukuk Genel Kurulu kararlarında, özetlenen bu ilkeleri esas almışlardır. Bu durumda ecrimisilin tahsili için genel mahkemede dava açılabileceğinde kuşku yoktur.

Eldeki davada Hazinenin davacı olması nedeniyle, olayın 01.01.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2886 Sayılı "Devlet İhale Yasası" nın 75 inci maddesi açısından irdelenmesine gelince; anılan maddede aynen "Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden bu Kanunun 9. maddesindeki yerlerden "Ticaret Odası, Sanayi Odası, borsa veya bilirkişiler ) sorulmak suretiyle 13. maddede gösterilen komisyonca ( ilgili idare memurunun başkanlığında en az bir uzman veya maliye memuru ) takdir ve tespit edilerek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.

Ecrimisil fuzuli şagil tarafından ödenmez ise 6183 Sayılı "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur..." hükmü öngörülmüştür. Uyuşmazlık Mahkemesinin 20.02.1989 tarih 2/1 sayılı ilke kararında da "...2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi uyarınca, tebliğ olunan ihbarname ile istenilen ecrimisil nedeniyle açılan davaların çözüm yerinin, ecrimisilin belirlenmesi ve işgalciden istenilmesi işlemlerinin idari niteliği itibariyle idari yargı yeri olduğu açıklanmıştır.

Olayın dava hakkı açısından incelenmesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında davacı Hazine'nin dava açamayacağı, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı ileri sürülmüş olup çoğunluk aşağıdaki gerekçe ile bu görüşe katılmamıştır.

Gerçekten de; 2886 Sayılı Yasa'nın 75.maddesine göre, Hazinece ecrimisili ihbarnamesinin düzenlenip tebliği işleminden sonra, ihbarnamenin iptali, ecrimisil gerekmediği, veya fazla talep edildiği iddiasına dayalı işlem ve davaların idari nitelikte bulunduğu çözüm yerinin idari yargı olduğu kuşkusuzdur. Uyuşmazlık Hazine tarafından ecrimisil ihbarnamesi gönderme yolu tercih edilmeden doğrudan doğruya Hazine yerini işgal eden kişiye karşı dava açılıp açılmayacağı noktasında yoğunlaştığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği gibi dava hakkı, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir ( Anayasa m.36.1 ). Bu hak temel haklardandır. Yine T.C.Anayasası'nın 13.maddesi hükmünce ( Temel hak ve Hürriyetler, Devletin Ülkesi ve Milletiyle Bölünmez Bütünlüğünün, Milli Egemenliğin, Cumhuriyetin, Mili Güvenliğin, Kamu Düzeninin, Genel Asayişin, Kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasa sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz. Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerlidir ). Konu bir Temel hakkın kullanılması ile ilgilidir. 2886 Sayılı Yasasının 75 ve diğer maddelerinde, ecrimisili ihbarnamesinin tebliğinden önce veya 2886 Sayılı Yasanın hiç uygulanmadığı hallerde Genel Mahkemelerde ecrimisil davasının açılamayacağı konusunda Yasa ile konulmuş sınırlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. O halde T.C.Anayasasının 36 ve 13.madde hükümleri de gözetildiğinde somut olayın özelliği itibariyle davacı Hazinenin dava hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur.

Diğer taraftan 2886 Sayılı Yasanın 75 nci maddesi ile getirilen bu imkanın bir zorunluluk olarak yorumlanması doğru değildir. Hazinenin, ecrimisil isteyebilmesi için genel mahkemeye dava açma zorunda olmaması, bu konuda idari işlem düzenleme ve böylece sorunun idari yargıda çözümlenmesi zorunluluğu olarak düşünülmemelidir. Somut olayda sadece ecrimisil isteği yer almamış onun yanında, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğiyle birlikte haksız eylemden kaynaklanan bir tazminat istenmiştir. Hazine seçimlik hakkını kullanarak, idari bir karar almadan, idari bir işlem yapmadan, 75 inci maddede sözü edilen komisyonu oluşturmadan ihbarname ya da ihtarname düzenlemeden ve bunu şagile tebliğ etmeden kısaca, idari yargı yolunu tercih etmeden doğrudan doğruya genel mahkemede dava açmış ise, mahkeme gerekli araştırma ve soruşturmayı yaparak bir karar vermek zorundadır.

Esasen, Hazineyi bu olanaktan alıkoyan bir yasal hükümde bulunmamaktadır. Yasa koyucu başka türlü düşünseydi, 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesinde, ecrimisilin genel yargı yolu ile takip ve dava edilemeyeceğini de düzenlerdi. Öte yandan, haksız eylemden kaynaklanan bir alacağın dava edilmesinde hukuksal yararın varlığı tartışılamaz bir gerçektir. Özellikle, elatmanın önlenmesi ve yıkım ya da başka bir dava ile birlikte ecrimisil istenmesi halinde, ecrimisille ilgili davayı idari yargıya göndermek; genel mahkemedeki davaları bekletici sorun saymak, ecrimisilin tahsilinin uzunca bir süre sürüncemede kalması sonucunu doğurur. Hazinenin hukuksal yararı ecrimisilin diğer isteklerle birlikte sonuca bağlanmasındadır. Hukuk Genel Kurulu da 2886 Sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra intikal eden işlerde Hazinece beş yıllık süreye ilişkin olarak ecrimisil isteyebileceğini karar bağlamış, görev hususuna değinmemiştir ( H.G.K. 02.04.1986 tarih 1985/3-150 Esas 347 Karar ) ve ( H.G.K. 15.11.1985 tarih 1984/3-154 Esas 913 Karar ). Eldeki davada da idari anlamda alınmış bir karar, yapılmış bir idari işlem ya da eylem bulunmadığı gibi, komisyon da oluşturulmamıştır.

Öte yandan mahkemece, "...orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde ecrimisil istenemeyeceği..." gerekçe gösterilmiş ise de, sözü edilen 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesini değiştiren 22.05.1987 tarih ve 3373 Sayılı Yasada "Bu maddenin B bendi ile orman sınırları dışına çıkarılıp 2924 Sayılı Yasanın 11. ve 12.maddesi gereğince fiili durumlarına göre ifraz edilerek bedeli karşılığı satılacak yer, yapı ve tesisleri kullananlardan satış işlemleri tamamlanıncaya kadar ecrimisil alınmaz" yolundaki hükmün somut olayla bir ilgisi yoktur. Hazine, çıkarma işleminden sonraki dönem için ecrimisil istemekte olup, ifraz, satış ta söz konusu değildir.

Tüm bu nedenlerle, ecrimisil isteği yönünden de gerekli araştırma ve soruşturmanın yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemece aynı yöne işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden ötürü HUMK.'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.02.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Old 04-06-2007, 13:26   #13
idas

 
Varsayılan teşekkür

Hülya Hanım, bilgileriniz ve ilginiz için teşekkürler...
Old 04-06-2007, 14:37   #14
muratsadioğlu

 
Varsayılan Makinalı gibi derler ya..

Sayın Meslektaşım Özdemir,

Ben de kendi hesabıma teşekkür borçluyum.Soruyu okur okumaz kafamda oluşan ham bilgilerin yanlış olup olmadığını kararlarınızla test ettim.
Öte yandan,kararlarınız arasındaki süreyi hayret ve hayranlıkla izliyorum.Sevgili halkımın çok sevimli bir deyimini,izninizle sizin için kullanmak isterim:'Makinalı Tüfek gibisiniz.''
Başarılarınızın devamı dilek ve saygılarımla.
Old 04-06-2007, 14:59   #15
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Teşekkür ederim Sayın muratsadioğlu ;

Ben de beyanlarınıza bir deyim ve atasözü ile karşılık vereyim.

" Tüfek icad oldu, mertlik bozuldu. " ( Günümüze çevirisi; teknoloji icad oldu, kişisel maharet yokoldu. )

Ayrıca güzel bir atasözümüz vardır,

" Alet işler, el övünür. "

Saygılarımla.
Old 05-06-2007, 10:07   #16
hera2274

 
Varsayılan

Sizin durumunuzla uyuşmuyor ama ek bilgi olarak yazim dedim;eğer fuzuli işgale konu olan yer bir işyeri ise kaymakamlığa yapacağınız bir başvuru ile de çok kısa sürede işyerini boşaltabilirsiniz.
Old 05-06-2007, 10:44   #17
muratsadioğlu

 
Varsayılan Pratik Çözümler için..

Alıntı:
TAŞINMAZ MAL ZİLYEDLİĞİNE YAPILAN TECAVÜZLERİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN
Kanun no : 3091
Kabul Tarihi: 04/12/1984
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 15/12/1984
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 18606
BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL HÜKÜMLER
AMAÇ VE KAPSAM
Madde 1 - Bu Kanun; gerçek veya tüzelkişilerin zilyed bulunduğu taşınmaz mallarla kamu idareleri, kamu kurumları ve kuruluşları veya bunlar tarafından idare olunan veya Devlete ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerin, idari makamlar tarafından önlenmesi suretiyle tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlar.
GÖREV
Madde 2 - Taşınmaz mallara tecavüz veya müdahale edilmesi halinde; taşınmaz mal merkez ilçe sınırları içinde ise, il valisi veya görevlendireceği vali yardımcısı, diğer ilçelerde ise kaymakamlar tarafından bu tecavüz veya müdahalenin önlenmesine karar verilir ve taşınmaz mal yerinde zilyedine teslim edilir.
BAŞVURU(devam)

Arkadaşımızın değindiği yasa,zamanında ve yerinde kullanıldığında,pratik çözümler sağlayabilir.Yürürlükte olduğunu sanıyorum.
Saygılar.
Old 05-06-2007, 15:17   #18
PINAR000

 
Varsayılan

Alıntı:
Ben bu 3. kişi hakkında akde aykırılık davası açarak tahliyesini talep edeceğim. Fakat bunun yanında da tazminat talebini neye dayanarak isteyeceğim ve miktar ne olmalıdır.
Akde aykırılık davasını 3.şahsa değil de aranızda kira akdinin bulunduğu ve 'başkasına kiraya verilemez' şartı olmasına rağmen bu hükmü ihlal eden kiracınıza açmanız gerekir kanısındayım.Söz konusu 3. şahsa karşı müdahalenin önlenmesi talebiyle gidildiği takdirde kötüniyetli zilyedin iade borcu kapsamına gidilemez mi diye düşünüyorum..Kötüniyetli zilyed diyorum çünkü evi kiraladığı şahsın malik olmadığını bilecek durumda hiç değilse tapu kaydından bunu görebilecek durumda söz konusu 3.şahısta..bu durumda tazminat talebi sebepsiz zenginleşme kapsamında olup,malın teslim alınan haliyle iadesi, mala gelmiş zararalar varsa bu kalemler, kiralayanın elde edebileceği ve hatta elde etmeyi ihmal ettiği her türlü semereyi de 3.şahıstan isteyebilmesi mümkün olmaz mı?? beni de aydınlatırsanız sevinirim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
466 S.Y Tazminat carnerion Meslektaşların Soruları 10 17-07-2011 16:19
Tazminat Burak Demirci Meslektaşların Soruları 6 20-04-2007 17:05
Tazminat snake Hukuk Soruları Arşivi 2 24-02-2004 20:00
Tazminat ERTUĞRUL Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07000804 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.