Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ltd şirketlerin devrinde sorumluluk

Yanıt
Old 08-09-2008, 10:36   #1
avnihal

 
Varsayılan ltd şirketlerin devrinde sorumluluk

merhaba arkadaşlar,
Müvekkilim 1999 yılında bir ltd. şirkete ortak oluyor,şirket 3 ortaklı ve payını 2003 tarihinde aktif ve pasifi ile birlikte şirket ortaklarından birine devrediyor ve bu pay defterine kaydediliyor.Ancak ticaret sicil gazetesinde ilan verilmiyor daha sonra 2008 de veriliyor.
Müvekkilimin bankadaki hesabına şirketin vergi borcundan dolayı vergi dairesince işlem yapılarak hesabındaki para bloke ediliyor.Bu konuda müvekkilime hiç bir tebliğ ve bildirim yapılmamıştır.Şirket 2004 te işi bırakmış ancak gereklii bildirimleri yapmamış galiba.
1-Vergi dairesinin yapmış olduğu işlem yasal mıdır?bu konuda itiraz edebiliyorsak ne yapmalıyız?
2-Bu konuda önce şirkete yönelmesi gerekmiyor mu?
3-Aktif ve pasifi ile devredilmesinden dolayı vergi borcunda sorumlu tutulmaması gerekmiyor mu?
Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
Old 08-09-2008, 10:55   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Danistay
3.Dairesi

Esas: 2007/4952
Karar: 2008/1270
Karar Tarihi: 21.04.2008

ÖZET: Pay devri limitet şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanır. Pay devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın, kamu alacağının ait olduğu döneme göre cebren takip edilemeyeceği gözetilerek ödeme emirlerinin iptali gerekir.

(6183 S. K. m. 35) (6762 S. K. m. 511, 515)

Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

Davacı: Salih ARICAN

Vekili: Av. Ezgi ÇALKUŞ ÇELİK-847 Sokak No:23 Tanel İşhanı K:3/301 Kemeraltı/İZMİR

Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 15.2.2006 tarih ve 305, 306 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın, kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden İzmir 2. Vergi Mahkemesinin 13.9.2006 gün ve E:2006/267, K:2006/810 sayılı kararını; kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinden davacının hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar isabet eden kısmında yasaya aykırılık bulunmadığı bu tarihi aşan dönemlere ait amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde ise yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kısmen bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3954, K:2007/221 sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3954, K:2007/221 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M.Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını kısmen bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E:2006/3954, K:2007/221 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 08-09-2008, 10:59   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Danistay
9.Dairesi

Esas: 2004/4420
Karar: 2006/2114
Karar Tarihi: 24.05.2006

ÖZET: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "mükellef ve vergi sorumlusu" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında; vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı öngörülmüştür. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden bir kamu borcu olan vergi borcundan yasa gereği doğan sorumluluğun, borçlu şirketin vergi borcunun doğduğu dönemde sahip olunan hisselerinin satışı yoluyla ortadan kaldırılamayacağı anlaşılmaktadır. Anılan Yasa maddeleri gereği vergisi ihtilaf konusu olan yıllarda şirket ortağı olan davacının limitet şirketin ödenmeyen vergi ve buna bağlı alacaklarından sorumlu olup olmadığının dönemler itibarıyla incelenmesi ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

(6183 S. K. m. 35) (213 S. K. m. 8/3)

İstemin Özeti: ... Otomotiv Traktör Petrol Ür. Tic. Paz. Ltd. Şti.'nin 1998-2001 yıllarına ait vergi borçlarının şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden davacının %50 hisseli ortağı olduğu borçlu şirketteki 600 hissesinden 540'ını diğer ortak ...'a kalan 60 hissenin de 59'unu yine ... ve 1'ini de ...'a devrettiğinin hisse devrine ilişkin hususların 1.10.1998, 29.3.2001 ve 18.3.2004 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığının anlaşıldığı, her ne kadar borçlu şirketin 1998-2001 yıllarını kapsayan ve Mahkemelerince verilen kararla kesinleşen borçların tahsili amacıyla davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği belirtilmişse de limitet şirket ortağının sorumluluğunun ortaklık payına bağlı bir sorumluluk olduğu, olayda ise davacının noterde gerçekleştirilen hisse devri sözleşmeleri ile şirketteki hisselerini devrettiğinin görüldüğü, hisseleri satın alan kişilerin de şirketin mali durumunu bilerek bu hisseleri aldığının kabulü gerektiği, bu durumda ortaklık payını devreden davacının şirket borçlarından dolayı artık sorumlu olamayacağı, bu nedenle düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden Manisa Vergi Mahkemesinin 23.9.2004 tarih ve E:2004/237, K:2004/272 sayılı kararının; düzenlenen ödeme emirlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı Buket Oral'ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi İhsan Saçmalı'nın Düşüncesi: Bir kamu borcu olan vergi borcuna ilişkin sorumluluğun özel sözleşmelerle devri mümkün olmadığından borçlu şirketin ortağı olduğu döneme ait vergi borçlarının davacıdan tahsili yoluna gidilmesi hukuka uygun olduğundan, aksi görüşle verilen kararın bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlıkta ... Otomotiv Traktör Petrol Ür. Tic. Paz. Ltd. Şti.'nin 1998-2001 yıllarına ait vergi borçlarının tahsili amacıyla anılan şirketin ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı; davacının borçlu şirketteki hisselerini sattığı ve söz konusu vergi borçlarından hisseleri satın alan yeni ortakların sorumlu olması icabettiği gerekçesiyle kabul eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 4369 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 35. maddesinde limitet şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tutulacakları hükme bağlanmıştır.

Diğer yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun <mükellef ve vergi sorumlusu> başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında; vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı öngörülmüştür.

Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden bir kamu borcu olan vergi borcundan yasa gereği doğan sorumluluğun, borçlu şirketin vergi borcunun doğduğu dönemde sahip olunan hisselerinin satışı yoluyla ortadan kaldırılamayacağı anlaşılmaktadır.

Anılan Yasa maddeleri gereği vergisi ihtilaf konusu olan yıllarda şirket ortağı olan davacının limitet şirketin ödenmeyen vergi ve buna bağlı alacaklarından sorumlu olup olmadığının dönemler itibarıyla incelenmesi ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle temyiz istemin kabulüne, Manisa Vergi Mahkemesinin 23.9.2004 tarih ve E:2004/237, K:2004/272 sayılı kararının bozulmasına, 24.05.2006 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum. (¤¤)
Old 18-09-2008, 22:03   #4
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Müvekkiliniz ortak olduğu dönemde aynı zamanda da şirket müdürü (imza yetkilisi) idi? Değil idiyse;

Vergi İdaresi 5766 sayılı yasa ile değişiklikten (06.06.2008) sonra, bu hatayı ısrarla ve çok sık yapmaya başladılar.

Borcun öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde dava açmak zorundasınız.
Old 19-09-2008, 08:22   #5
avnihal

 
Varsayılan evet Yalçın Bey

Alıntı:
Yazan YALÇIN ÖNDER
Müvekkiliniz ortak olduğu dönemde aynı zamanda da şirket müdürü (imza yetkilisi) idi? Değil idiyse;

Vergi İdaresi 5766 sayılı yasa ile değişiklikten (06.06.2008) sonra, bu hatayı ısrarla ve çok sık yapmaya başladılar.

Borcun öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde dava açmak zorundasınız.
Yalnız müvekkilim parayı ödemek zorunda bırakıldı ve 7 günlük sürede geçmiş durumda. Bu durumda bir şey yapabilir miyim?
Old 19-09-2008, 09:28   #6
avnihal

 
Varsayılan

Ayrıca Yalçın Bey, müvekkilim 2003 te noterden hisse devri yapmış ama ticaret sicilden ilanı yok bunu 2008 de yapıyor.
Vergi dairesinin icra işlemlerine 2008 deki ticaret sicildeki ilandan önce başlamış olması halinde sorumluluk yinede kalkar mı?
Tüm arkadaşlara cevaplarından dolayı teşekkür ederim.
Old 23-09-2008, 20:26   #7
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

"Yalnız müvekkilim parayı ödemek zorunda bırakıldı ve 7 günlük sürede geçmiş durumda." demişsiniz.

Vergi dairesinin hatalı işlemine yönelik dava açma süresini kaçırmışsınız. O yönden bence yapılacak bir şey kalmamış.

Ancak, hisse devrinden sonra, ortaya çıkan bir borç ise, asıl borçlu durumdaki şirkete karşı rücu hakkınızı kullanabilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
taşınmazların şirkete devrinde kıymet takdiri selhan Meslektaşların Soruları 6 19-08-2008 16:23
Ltd.Şti.nin devrinde yapılacak protokolde neler olmalı Av.Pınar Ertunç Meslektaşların Soruları 0 05-02-2008 16:19
limited şirketlerin birleşmesi Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 2 03-08-2007 16:49
şirketlerin mahkeme kararıyla tasfiyesi konusu begümmarmara Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 01-04-2007 00:02
Şirket Devrinde Sorumluluk erence Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 11:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05943203 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.