Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

İki kadın, iki dram ve olayın hukuksal ve etik boyutta niteliği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-12-2006, 10:09   #1
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan İki kadın, iki dram ve olayın hukuksal ve etik boyutta niteliği

Bekaret bozan muayene


İzmir’de adliye koridorları şu günlerde ilginç ve tartışmalı bir davaya ev sahipliği yapıyor. Vajinal akıntı şikayetiyle bir sağlık ocağına giden 28 yaşındaki M.Ç., ‘spekulum’ denilen cihazı kullanan doktorun, “kızlık zarını yırttığını” öne sürerek dava açtı. M.Ç., Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak tazminat da talep etti.

DIŞARI AĞLAYARAK ÇIKTIM

Bir kamu kuruluşunda çalışan M.Ç., İzmir Adliyesi’nde açılan davanın ilk duruşmasında şunları söyledi: “25 Temmuz 2005 günü akıntı ve kaşıntı şikayetiyle Bornova’da Sağlık Ocağı’na gittim. Benimle ilgilenen doktor ve hemşire ile muayene odasına geçtik. Doktor muayene öncesi hiçbir şey sormadı. Bana jinekolog muayene sandalyesine uzanmamı ve bacaklarımı uzatmamı söyledi. Elinde parlak bir cisim gördüm. İlk hamlede canım acıdı. Daha sonra mikrop derinde diyerek bir hamle daha yaptı. İkinci hamlede de canımın yanmasıyla acı içinde bağırdım. Bana âdet dönemimin yeni bitip bitmediğini sordu. Bir hafta sonra olacağımı söyledim. ‘Zorladığım için akıntı gelmiş olabilir’ dedi. Bana peçete uzattı. Giyinmeye başladığımda hemşire bana ‘Kaç çocuğunuz var?’ diye sordu. Ben de ‘Bekarım’ dedim. Bunun üzerine doktor hanım beni yanına çağırıp oturttu ve yapılan işlemin tıbbi müdahalesinin bulunduğunu söyledi. O anda anladım ki, kızlık zarım bozulmuştu. Rapor istedim vermedi. Beni kadın hastalıklarıyla ilgili olarak hastaneye sevk ettiğini söyledi. Oradan ağlayarak çıktım. Doktor hanım, sonradan öğrendiğim ‘spekulum’ denilen aletle kızlık zarımı yırtmıştı.”

TAKSİRLE YARALAMA SUÇU

Memur olduğu için Bornova Kaymakamlığı tarafından soruşturmaya tabi tutulan Doktor Z.Ç., olayın M.Ç.’nin anlattığı gibi olmadığını belirterek, aleyhinde dava açılmaması gerektiğini söyledi. Kaymakamlık, soruşturma sonunda Z.Ç.’nin yargılanmasına karar verdi. İzmir Cumhuriyet Savcılığı hazırladığı iddianameyi 16 Mart 2006’da mahkemeye sundu. Z.Ç. hakkında Sulh Ceza Mahkemesi’nde “taksirle yaralama” iddiasıyla dava açıldı.

HEMŞİRE ŞAHİT

TEMMUZ ayında ilk duruşması yapılan davada tanık olarak dinlenen hemşire Hüsniye Şahin, muayene sırasında yan odada bulunduğunu, doktorun spekulum denilen aleti aldığını gördüğünü ve genç kadının bağrışına şahit olduğunu söyledi. Hemşire “Bilgileri aldığım sırada hastaya evli olup olmadığını sordum. ‘Ben bekarım’ dedi ve üzülüp ağladığını gördüm. Doktordan rapor almak istedi ve ama Doktor Z.Ç. onu Kadın Doğum Uzmanı’na sevk etti” dedi.

SPEKULUM NEDİR?

SPEKULUM, kadın doğum uzmanı doktorların kullandığı bir tıbbi alet. Ördek gagasına benzeyen, yaprak şeklinde açılan metal veya plastik alet, rahim ağzını veya vajinayı incelemek için kullanılıyor. Alet, vajinadan giriş yapılıp, rahimin dıştan, doktor tarafından açıkça muayene edilmesine olanak sağlıyor. Spekulumun metal olduğu için yansıtan, ayna görevi gören çeşidi, dış kulak yoluna yerleştirilerek kulak muayenesine de yardımcı oluyor.

Uzmanlar, spekulum kullanmadan önce hastaya, yaşına bakılmaksızın mutlaka bakire olup olmadığının sorulması gerektiği görüşünde.

Zarı parçalayabilir

İLK duruşmada tanık olarak dinlenen Doktor Nurettin Akgün ifadesinde, “Spekulum denilen tıbbi aletin vajinaya sokulması durumunda tüm kızlık zarını parçalayabileceği iyi bilinir” dedi.

Sanık Z.Ç., hakkındaki suçlamaları reddetti. Dava dosyası, ayrıntılı rapor düzenlenerek davacı M.Ç.’nin “dikkatsizlik ve tedbirsizlik” sonucu kızlık zarının bozulup bozulmayacağı ve doktorun olaydaki kusurunun belirlenmesi için, Adli Tıp Kurumu’nun karşılığı olarak bilinen Yüksek Sağlık Şurası’na gönderildi.

Sinem EROLTU / İZMİR



http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=62373,3

***


Doktor Z.Ç.nin de bir kadın olduğunu belirttikten sonra:

Düşünceleriniz?
Old 26-12-2006, 09:17   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.Demirel'in verdiği haber ve açtığı tartışma çok ilgi çekici olmasına rağmen beni şaşırtan biçimde kimse yazmadı.

Somut olay ceza hukuk bakımından tartışılabilir. kızlık zarının yırtılması nasıl "yaralama" olmuş ben bir hatta birkaç ceza hukukçusundan dinlemek isterdim, doğrusu. mağdurun yaşı itibariyle "aslında" hiçbir işlevi olmayan zar bir organ mı sayılacak? Bu halde organlardan birinin tamamen tatili söz konusu mudur?

Yargıtay bir dönemdeki kararlarında kızlık zarının yırtılmasını mayubat ( ayıplı/kusurlu şeylerden ) sayıyordu. Bu yaklaşımın temelleri hakkında görüşlerimiz neler?

Hekimin muayene öncesi bakire olup olmadığını sormamasındaki etik probleme nasıl yaklaşmalı? Hekimin avukatı olsanız, nasıl savunma yapardınız? Vs.vs.vs...

Bunları tartışmamız iyi olurdu.
Saygılar.
Old 26-12-2006, 10:37   #3
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Gelecek yanıtları bekleyenlerden birisi de benim. Konuyu "tıp" açısından araştırmaya çalıştım ama net bir yanıt alamadım.(Sonuçta doktor, zarı görmüştür, suçlanmamak için bulgusunu saklamıştır.

Sosyolojik açıdan baktığımda ise doktorun "çok fazla batılı" bir kafa yapısı olduğunu düşündüm: Muayene öncesi bilgi almalıydı. Ülkemizde "bakir" ve "yaşlı" olarak ölen birçok kadın olduğu gerçeğini unutmuş olmalı diye düşünüyorum.Çünkü bu durumun dinsel açıdan bir ödülü var.(Dinsel açıdan merak eden olursa, özel ileti yollasın, burada yasak)

Sonuç:Kadın tazminat davası açabilir ve kazanabilir. İyi bir avukat yardımıyla.Saygılar
Old 26-12-2006, 10:56   #4
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Bugün bir gazetede iki küçük kızın öldürüldüğü haberini okudum. Zaman zaman haberlerin altındaki "yurdum insanını"nın yorumlarını da okurum. Bu haberin bir yorumcusu kızların öldürülmesi üzerinde (gazete tecavüz olasılığının henüz inceleme aşamasında olduğunu yazmış) durmayıp " umarım kızlara dokunmamışlardır" diye üzüntüsünü açıklıyor.

Bu haberi üzerinde tartıştığımız konuyla bağlantısı olduğu için sizlere geçtim. Ülkemizde "kızlık zarı" yaşam hakkından daha değerlidir. O nedenle konumuzdaki doktor daha özenli olmalıydı diye düşünüyorum.
Old 26-12-2006, 16:41   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Yılmaz,

Bekaret kavramını Ceza Yasası yenilenirken tartışmıştık. Yanılmıyorsam kadın HÇG de olmalı o forum.

Ben ısrar etmiştim. Medeni Yasada zaten olmayan, Yeni Ceza Yasasında ise eskisinin aksine "mayubiyeti müstelzim.." diye başlayan bir hüküm bulunmayan, bekaret kavramı bulunmayan ceza yasası da nazara alındığında, biraz zorlamayla da olsa, bekaret kavramının en azından hukuki anlamda tarihe gömüldüğünü , en azından kişisel olarak böyle anladığımı ifade etmeye çalışmıştım.

Kavram olarak yasada tanımlanmayan, üstelik eskisinde yer alıp yenisinde bulunmayan bekaretin izalesi kavramının, müeyyideye tabi olmadığı inancındaydım. Böyle düşünmeme neden de, ölümcül sonuçlara gebe kökleşmiş zihniyetin, yasal adımlarla belleklerden silinmesi gayesi olduğuna inanmamdı. Meclis, ölümleri, cinayetleri, intiharları önlemek adına, reform yapmıştı.

Sonra bir başka forumda (sanırım bir haber üzerine) konuyu yeniden tartışmıştık. Linkleri bulunca ekleyeceğim.

Anımsadığım kadarıyla yeni yasada da "beden veya ruh tamlığının ihlali" tanımı altında yaşamaya devam edecek. (Verilmiş bir karar olup olmadığını bilmiyorum. O vakit bulabildiğim kararlar, mağdurelerin "beden veya ruh tamlığının ihlal edilmiş sayılıp,sayılmayacağının saptanması" yönünde ilk derece mahkemelerinin kararlarının Yargıtay'ca bozularak, dosyaların uzman görüşü alınmak üzere adli tıbba sevkleri aşamalarındaydı.)

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Etik Değerler Ve Avukatlar Av. Hulusi Metin Konumuz : Hukukçular 6 27-07-2008 20:59
sponsorluk sözleşmesi ve hukuksal zemini.. Onur dönmez Meslektaşların Soruları 0 16-08-2006 22:52
Uluslararası boyutta insan hakları ahmetsacit Hukuk Sohbetleri 3 25-07-2006 13:14
Hukuksal Problem Çözümünde İzlenecek Yol ! Sibel Hukuk Lisans Eğitimi 7 29-08-2003 23:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05072498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.