Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Emeklİ SandiĞindan Alinan Emeklİ MaaŞina Konulan Haczİn Kaldirilmasi

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-04-2010, 01:10   #1
Av.Ömer Faruk

 
Varsayılan Emeklİ SandiĞindan Alinan Emeklİ MaaŞina Konulan Haczİn Kaldirilmasi

MÜVEKKİLİM ALEYHİNE BAŞLATILAN İCRA TAKİBİNDE, EMEKLİ SANDIĞINDAN ALMAKTA OLDUĞU EMEKLİ MAAŞI ÜZERİNE HACİZ KONULMUŞ VE BU TARİHE KADAR DA KESİNTİLER DEVAM ETMİŞTİR. YENİ SOSYAL GÜVENLİK YASASINA İSTİNADEN, GEÇEN HAFTA İÇİNDE İCRA MAHKEMESİNE HACZİN KALDIRILMASI İÇİN HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNDA BULUNMAK SURETİ İLE DAVA AÇTIM.MAHKEME HACZİN KONULDUĞU TARİHTE Kİ YASANIN GEÇERLİ OLDUĞUNDAN BAHİSLE DAVAYI REDDETTİ.TEMYİZE GİTMETİ DÜŞÜNÜYORUM.LAKİN YEREL MAHKEME KARARINA YARGITAYIN 2008 TARİHLİ BİR KARARINI GEREKÇE GÖSTERMİŞ.
BU KONU İLE ALAKALI ACİL CEVAPLARINIZA VE YARGITAY İÇTİHATLARINA İHTİYACIM VAR.SİZCE EN AZINDAN YENİ YASANIN YÜRÜRLÜK TARİHİ İTİBARİ İLE HACZİN KALDIRILMASINA KARAR VERMESİ GREKMEZMİYDİ?BUNA GEREKÇEM DE ŞU:MAAŞ HACZİYLE DOSYAYA GELEN PARA NEDENİ İLE DOSYADA 1 SENE İŞLEM YAPILMASA DAHİ DOSYA DÜŞMÜYOR.HER AY GELEN PARANIN İŞLEM NİTELİĞİ OLDUĞU KABUL EDİLİYOR.O HALDE HER AY ZIMNİ DE OLSA HACİZ TALEP EDİLMİŞ OLMUYOR MU?DİYE DÜŞÜNÜYORUM.BU DÜŞÜNCEMİN HUKUKİ BİR DAYANAĞI YOK SADECE KANAAT.
BU NEDENLERLE SORULARIMA VE HUKUKİ SORUNUMUZA ACİLEN AMA CİDDEN ACİLEN YANIT VE YARGITAY KARARLARI BEKLİYORUM.
SELAMLAR İYİ ÇALIŞMALAR...
Old 03-04-2010, 10:21   #2
guyar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım sizinle aynı durumda olan emekli sandığı emeklisi bir müvekkilim için emekli maaşına konulan haczin iptaline ilişkin Eskişehir 2.İcra hukuk mahkemesinde 13.05.2009 tarihli 2009/366 E. ve 2009/357 K sayılı şikayet davası açmıştım ve mahkeme aynen gerekçeyi yazıyorum şu şekilde karar vermişt;
"5754 sayılı kanunun 56.maddesi ile dğişik 5510 sayılı kanunun 93.maddesi gereğince emekli maaşı nafaka borcu dışında haczedilemeyeceğinden ve Bağ-Kur,SSk;Emekli Sandığı aynı çatı altında toplandığından ve yeni yasa ile mekli sandığı maaşları da01.10.2008 tarihi itibariyle haczedilemez hale geldiğinden her ay yapılan kesinti üzerine 7 günlük şikayet süresi başladığından dosya içriğine ve emekli sandığı yazısına göre şikayetin KABULÜ ile,
............emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasına,
haczin konulma tarihinde maaş haczedilebilir olduğundan yargılama giderlerinin şikayetçi üzerinde bırakılmasına,
aynı nedenlerle şikayetçi lehine vekalet ücretine takdire yer olmadığına.. (en çok buna bozulmuştum

Umarım yardımcı olabilmişimdir,iyi çaışmalar
Old 03-04-2010, 20:45   #3
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Mahkeme hükmünün "...haczin konulma tarihinde maaş haczedilebilir olduğundan yargılama giderlerinin şikayetçi üzerinde bırakılmasına,aynı nedenlerle şikayetçi lehine vekalet ücretine takdire yer olmadığına.." kısmı oldukça adil ve mantıklı. Maaş haczine cevaz veren yasa yürürlükte iken konulmuş haciz nedeniyle ALACAKLI yana masraf ve vekalet ücreti yükletilmesi adil mi sizce?
İcra takibinde mağdur olan borçlu mu ? Bence alacaklı yan mağdur ve hükümet bu düzenlemeyle emeklilere kıyak yapayım derken gerçek mağdurun alacağını tahsil etmesini zorlaştırdı hatta bir çok durumda imkansız hale getirdi.
Bu yasal düzenlemenin hatalı olduğunu düşünüyorum. Alacaklı yana yardım etmesi gereken yasalar maalesef borçlulara daha çok yardım ediyor.

İyi çalışmalar.
Old 04-04-2010, 12:58   #4
Av.Ömer Faruk

 
Varsayılan

Sn:Guyar cevabınız için çok teşekkür ederim.İcra mahkemesinde açtığınız şikayet davası için,icra dairesinde haczin kaldırılması için talepte bulunup bu talebinizin icra müdürünce reddi üzerine mi şiayet yoluna başvurdunuz yoksa direk şikayet yoluna mı gittiniz.İyi çalışmalar...
Old 04-04-2010, 17:42   #5
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Sayın guyar aşağıdaki içtihat emekli sandığı maaş haczinin kanunun yürürlülük tarihinden önce yapılması halinde devam edeceğine dair bir karardır.umarım faydalı olur. http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4942
T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi 2008/26999 E. 2009/6738 K. İçtihat
Üyemizin Özeti:5510 Sayılı Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. hükmü 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce konmuş emekli sandığından alınan maaş üzerindeki hacizler devam etmektedir.

(Karar Tarihi : 30.03.2009)
Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 56. maddesi ile değişik 5510 Sayılı Kanunun 93. maddesine göre bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekleri 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu hüküm aynı kanunun 108. maddesine göre 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 28.8.2008 haciz tarihi itibarıyla yürürlükte olmadığından haczedilemezlik şikayeti ile ilgili olarak İİK. nun 83. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan kanuna göre borçlunun emekli sandığından aldığı emekli maaşının 1/4'den az olmamak üzere haczi mümkündür.

Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin reddi gerekirken haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

(KAYNAK: Av. Reşat İskender PEKDEMİR)

Bu konuyla ilgili genelgenin bir kısmı;

Tahsis İşlemlerinde Tereddütlü Konular Hakkında Genelge

Sayı: B.13.2.SGK.0.10.01.00/ 791

Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü
III. Ortak Hükümler

C. Gelir Ve Aylıklardan Yapılan İcra Kesintileri

5510 sayılı Kanununun 93 üncü maddesi “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmüne amirdir.

Diğer taraftan, 5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ile 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasına “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakatı bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” ibaresi eklenmiş olup, söz konusu düzenlemeyle Kurum alacakları ve nafaka borçları dışında borçlunun muvafakatı olmadan açılan haciz taleplerinin Kuruma intikal ettirilmeden icra müdürleri tarafından reddedilmesi amaçlanmıştır.

Buna göre, 5838 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesine eklenen ibare gereğince; anılan Kanunun yürürlük tarihi olan 28/2/2009 (dahil) tarihi itibariyle Kurumumuzdan gelir/aylık alan sigortalı ve hak sahiplerinin gelir ve aylıklarına nafaka borçları dışında ilgililerin muvafakatı bulunmadan haciz uygulanmaması gerektiğinden, icra ve iflas müdürlüğünden gönderilen icra müzekkereleri incelenerek;

a) 28/2/2009 tarihinden önce açılan veya halen sırada bekleyen haciz talepleri için mevcut uygulama sürdürülerek ilgili icra müdürlüğünden kesintinin durdurulduğuna dair yazı gelmediği sürece gelir/aylıklardan yapılan kesintiye devam edilmesi,

b) Sigortalı ve hak sahiplerine, 5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin 28/2/2009 tarihinden önceki borçları için de uygulanmasına yönelik talepleriyle ilgili olarak icra müdürlüklerinin bağlı bulunduğu icra tetkik merciine başvurmaları gerektiği hususunda bilgi verilmesi,

c) 28/2/2009 (dahil) tarihinden sonra icra müdürlüklerince açılacak haciz talepleri 5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre borçlunun muvafakatı alınmadan Kurumumuza gönderilmiş ise, sigortalılara ilgili icra müdürlükleri hakkında suç duyurusunda bulunabilecekleri yönünde bilgi verilmesi,

gerekmektedir.
Old 04-04-2010, 17:48   #6
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Aşağıdaki HGK kararıda bu meseleye farklı bir açıdan bakan bir karar.
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2009/12-213
Karar: 2009/244
Karar Tarihi: 10.06.2009

ÖZET: İcra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda, takdir yetkisi tanındığından söz edilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yolu ile kapsamının genişletilmesi hatalıdır. Emekli maaşlarının haczi mümkün değil ise de, bu husus haciz işleminden sonra, süresiz ve geriye etkili olarak, borçlu tarafından şikayet konusu yapılabileceğinden ve haczedilmezlik iddiası ancak borçluya tanınan bir hak olduğundan, icra memurunun bu hükmü değerlendirerek, emekli maaşının haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.


(506 S. K. m. 121) (5510 S. K. m. 93) (2004 S. K. m. 79, 85) (YHGK 31.03.2004 T. 2004/12-202 E. 2004/196 K.) (YHGK. 31.03.2004 T. 2004/10-528 E. 2004/533 K.) (YHGK. 06.04.2005 T. 2005/10-183 E., 2005/241 K.) (YHGK. 20.02.2008 T. 2008/13-160 E. 2008/147 K.)

Taraflar arasındaki <şikayet> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin reddine dair verilen 16.04.2007 gün ve 2007/350 Esas - 2007/364 Karar sayılı kararın incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 04.10.2007 gün ve 2007/14875-17797 sayılı ilamı ile; <... Alacaklı vekilince borçlunun SSK'dan aldığı emekli maaşının 1/4'ünün haczi istenilmektedir, icra dairesi, talebi 506 Sayılı Yasanın 121. maddesine aykırılığından bahisle reddetmiştir.

İcra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda, takdir yetkisi tanındığından söz edilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yolu ile kapsamının genişletilmesi de hatalıdır. Gerek İİK'nun 79. maddesi, gerekse İİK'nun 85. maddesinin ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürlüğüne, haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. Borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikayet yoluna gitmeyerek, zımnen de rıza gösterebilir. 506 Sayılı Yasanın 121. maddesi uyarınca, bağlanan emekli maaşlarının haczi mümkün değil ise de, bu husus haciz işleminden sonra, süresiz ve geriye etkili olarak, borçlu tarafından şikayet konusu yapılabileceğinden ve haczedilmezlik iddiası ancak borçluya tanınan bir hak olduğundan, icra müdürlüğünün alacaklının haciz talebinin reddine dair kararının iptali gerekmektedir (HGK 31.03.2004 tarih 2004/12-202 E., 2004/196 K).

Açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir...> gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Şikayetçi vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.

Şikayetçi vekili, borçlunun SSK maaşına haciz konması ve SSK Genel Müdürlüğü'ne tezkere yazılması yönündeki taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, oysa icra müdürlüğüne haciz istemini yerine getirmek konusunda takdir yetkisinin tanınmadığını, başka alanlarda tanınan takdir yetkisinin yorum yolu ile genişletilemeyeceğini ifadeyle icra müdürlüğünün 29.03.2007 tarihli kararının kaldırılmasını istemiştir.

Mahkemece, şikayet reddedilmiştir.

Özel dairece; başlık bölümünde ayrıntısı yer aldığı üzere, icra müdürlüğünün borçlunun maaşının haczine yönelik istemi takdir yetkisi bulunmadığı, haczedilmezlik iddiasının borçlu tarafından ayrıca şikayete konu edilebileceği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize şikayetçi vekili getirmiştir.

Direnme kararından sonra kararın temyiz incelemesi aşamasında 01.10.2008 tarihinde 506 Sayılı Kanunun 121. maddesi yürürlükten kalkmış ve önce 5754 Sayılı Kanunun 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 93. maddesi yürürlüğe girmiş; ardından da 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32. maddesi ile bu maddeye <icra müdürlüğüne haciz talebini reddetme yetkisi veren> fıkra eklenmiştir.

Bu nedenledir ki, öncelikle, haciz talep tarihinde yürürlükte bulunan yasal düzenlemenin Hukuk Genel Kurulu'nca yapılan temyiz incelemesi tarihinde yürürlükten kalkmış olması karşısında, yeni yasal düzenlemenin eldeki uyuşmazlığa uygulanıp uygulanmayacağının çözümü gerekmektedir.

Bu noktada, uyuşmazlığın üzerinde toplandığı yön itibariyle; Türk hukuk sisteminde kanunların geriye yürümesi (geçmişe etkililik) konusunda genel ve kısa bir değerlendirme yapılmasında yarar görülmüştür:

Öncelikle belirtilmelidir ki, yürürlüğe giren bir kanunun geriye yürüyüp yürümeyeceği (geçmişe etkili olup, olamayacağı) konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm yoktur. Ancak, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta, kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide, tersini öngören bir hükmü kendi bünyesinde taşımayan bir kanunun kural olarak geriye yürümeyeceği (geçmişe etkili olamayacağı) esası kabul edilmiştir.

Buna göre, gerek özel hukuk ve gerekse kamu hukuku alanında, kural olarak her kanun, eğer tersini öngören bir hüküm taşımıyorsa, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.

Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnaları da vardır. Bunlardan birini, beklenen (ileride kazanılacağı umulan) haklar; diğerini ise; kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kurallar oluşturmaktadır. Bu iki halde kanunların geriye yürümesi söz konusudur.

Ayrıca; yargılama hukukunu düzenleyen (usul hukukuna ilişkin) kanunlar da, ilke olarak geçmişe etkilidir (Prof. Dr. Necip Bilge, Hukuk Başlangıcı, 14. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000, sh: 193-194; Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük, Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, 18. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, sh: 73).

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 09.03.1988 tarih ve 1987/2-860 E., 1988/232 K., 31.03.2004 tarih ve 2004/10-528 E., 2004/533 K.; 06.04.2005 tarih ve 2005/10-183 E., 2005/241 K.; 06.02.2008 gün ve 2008/3-60 E., 2008/94 K; 20.02.2008 gün ve 2008/13-160 E., 2008/147 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.

O halde, her davanın açıldığı zaman yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere göre çözümü gerekir. Yasada geçmişe yönelik olarak uygulanacağı konusunda bir hüküm bulunmaması ve yukarıda açıklanan istisnai hallerin söz konusu olmaması durumunda maddi hukuk alanında getirilen, usul hukukuna ilişkin olmayan yeni düzenleme ancak; bu tarihten sonra ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda uygulama alanı bulacaktır.

506 Sayılı Kanunun 121. maddesi şikayetin yapıldığı, ilk kararın, bozma ve direnme kararlarının verildiği tarihlerde yürürlüktedir. Bu madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmış; 93. maddesinin 1. fıkrasında benzer bir düzenleme getirilmiş; bu maddeye 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 18.02.2009 gün ve 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 32. maddesi ile <Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir> ibaresi eklenmiştir. 5838 Sayılı Yasada bu hükmün geçmişe etkisi konusunda açık bir düzenleme olmadığı gibi aksine bu maddenin yayım tarihi olan 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

Şu durumda açıklanan yasal değişikliğin eldeki uyuşmazlığa uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Davanın açıldığı tarihte 506 Sayılı Kanunun 121. maddesi yürürlükte bulunduğuna göre değerlendirmenin bu kanun hükümleri gözetilerek yapılması gerekmektedir.

Uyuşmazlığın esasına gelince:

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, haciz talep tarihinde yürürlükte bulunan 506 Sayılı Yasanın 121. maddesinde yer alan hüküm karşısında, borçlu sigortalının emekli maaşının haczine ilişkin alacaklı isteminin yerine getirilmesi konusunda icra müdürlüğünün takdir hakkının bulunup bulunmadığı, bu cümleden olarak, icra müdürlüğünün borçlunun şikayeti olmaksızın kendiliğinden haczedilmezliğe karar verip veremeyeceği noktasındadır.

Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan Devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.

2004 sayılı İcra ve iflas Kanunu'nun 79/1. maddesi gereğince, icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. Yine aynı kanunun 85/1. maddesi gereğince, icra müdürlüğünce, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı, haczedilecektir.

Anılan her iki maddede yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, haciz isteminin icra memurunca yerine getirilmesinin zorunlu olduğu ve icra memuruna, haczedilecek menkul, gayrimenkul ya da hakların niteliği esas alınarak bunun haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır.

Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82. maddesinde; Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen malların haczolunamayacağı belirtilmiştir.

Haciz tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 121. maddesinde, bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımların, nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği belirtilmiştir.

Ne var ki, borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikayet yoluna gitmeyerek, zımnen de rıza gösterebilir.

Tüm yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, 506 Sayılı Yasanın 121. maddesi uyarınca, bağlanan emekli maaşlarının haczi mümkün değil ise de, bu husus haciz işleminden sonra, süresiz ve geriye etkili olarak, borçlu tarafından şikayet konusu yapılabileceğinden ve haczedilmezlik iddiası ancak borçluya tanınan bir hak olduğundan, icra memurunun bu hükmü değerlendirerek, emekli maaşının haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün alacaklının haciz talebinin reddine dair kararının iptali gerekmektedir.

Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 31.03.2004 gün ve 2004/12-202 E., 2004/196 K.; 18.06.2008 gün ve 2008/12-433 E., 2008/430 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

O halde, mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyularak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 10.06.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 04-04-2010, 21:32   #7
Av.Ömer Faruk

 
Varsayılan

Sn:Av.Evren bey;gönderdiğiniz Yargıtay 12.Hukuk Dairesi kararı da zaten soruma konu yerel mahkeme kararının gerekçe kısmında yer bulan karar.Diğer Hukuk Genel Kurulu kararı da 12.Hukuk Dairesi kararının gerekçesi gibi yani kanunların geriye etki edememesi nedeni ile yasa yürürlük tarihinden evvel konulan haczilerin kaldırılması söz konusu olmuyor demek ki.Cevaplar için teşekkürler.
Old 06-04-2010, 11:49   #8
guyar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Faruk
Sn:Guyar cevabınız için çok teşekkür ederim.İcra mahkemesinde açtığınız şikayet davası için,icra dairesinde haczin kaldırılması için talepte bulunup bu talebinizin icra müdürünce reddi üzerine mi şiayet yoluna başvurdunuz yoksa direk şikayet yoluna mı gittiniz.İyi çalışmalar...
Sayın meslektaşım,şikayet davası için direk icra hukuk mahkemesine şikayet talebinde bulunmanız gerekmektedir.İyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sgk Emeklİ MaaŞi İntİbaki Av.SELÇUK AYAZ Meslektaşların Soruları 1 19-11-2009 10:40
Haczİn Kaldirilmasi hukuk Meslektaşların Soruları 1 12-11-2009 16:16
Emeklİ Olabİlİr Mİ? avsafran Meslektaşların Soruları 0 09-11-2009 14:07
Haczİn Kaldirilmasi İcranin Gerİye Birikilmasi arkhon Meslektaşların Soruları 1 18-04-2009 01:02
Emeklİ SandiĞindan Alinan Emeklİ MaaŞina Hacİz MÜmkÜnmÜdÜr? pamuk Meslektaşların Soruları 1 18-11-2008 10:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05198312 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.