Asliye ceza mahkemesinin tekziple ilgili kararının kesin olma niteliği hukuksuzdur!

Bir yerel gazetede, daha önce çalışanları olan müvekkil hakkında fotoğrafı da kullanılarak sürmanşetten çok açık şekilde "dolandırıcı, yalancı, gazeteci müsveddesi" şeklinde yayın yapan gazete hakkında tekzibe ilişkin tüm prosedürleri yerine getirerek sulh ceza mahkemesine başvurdum. Red kararının ardından asliye ceza mahkemesine yapmış olduğum itiraz, hiçbir gerekçe ileri sürülmeden reddedildi. Karar niteliği gereği "kesin" olduğundan temyiz etme imkanı da söz konusu değil. Kanun yararına bozma imkanı var ancak oradan da ümitli değilim. Konu ile ilgili, "kanuna uygun ama hukuka aykırı" şeklinde bir yorum getiriyorum. Fikirlerinizi paylaşmanızı rica eder, saygılar sunarım.

Sayın Ekici; bana göre cevap ve düzeltme bir an evvel sonuçlandırılması gereken acele işlerdendir ve bu nedenle de asliye ceza mahkemesi kararlarının kesin olması yerindedir... ancak bu sulh veya asliye ceza mahkemelerinin tüm kararlarının hukuka uygun olduğunu ifade etmez elbette... elimdeki bir dosyada kanun yararına bozma yoluna gidilmiş ve asliye ceza kararı bozularak yıllar sonra cevap ve düzeltme metninin yayınlanması kararı çıkmış idi... aradan geçen bunca zaman sonra konunun tekrar hatırlatılmasında, cevap ve düzeltmenin yayınlanmasında ilgilinin de bir menfaati bulunmadığı kanaatendayim. sizin örneğinizde "dolandırıcı, yalancı vs" denmiş bu durumda cevap ve düzeltmede ben dolandırcı değilim mi denecektir.. bana göre bu tip hukuka aykırı yayınların karşılığı ceza ve tazminat davası olmalıdır... İyi çalışmalar dilerim...

Sayın Meslektaşım;

Halihazırda ceza ve manevi tazminat davaları devam etmektedir. Ancak söz konusu gazeteyi takip eden birçok insanın, hakkında bu tür asılsız iddialarda bulunulan bir şahsın göndermiş olduğu tekzip metninin yayınlandığını görmesi de kanaatimce önem arz etmektedir. "Hani geçen gün hakkında 'dolandırıcı' diye haberi çıkan gazeteci var ya, iddiaları yalanlamış" şeklinde kamuoyunda bilgi sahibi olunmasının önem taşıdığını ve yapılanın karşılığının belirttiğiniz gibi yalnızca tazminat ve ceza davasıyla sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla..

bu açıdan haklısızın aslında.. cevap ve düzeltme zaten bunun için var.. ancak üzerinden yıllar geçtikten sonra konunun tekrar gündeme getirilmesinin faydalı olmadığını düşünüyorum... diğer yandan hükmün ilanını da istemek mümkün... tazminat kararlarının ilanı taleplerinde de aradan yıllar geçtikten sonra mahkeme kararının ilanında ilgilinin menfaati bulunmadığından bahisle de taleplerin reddine karar verilebiliyor bu mantıktan hareketle cevap ve düzeltme için de kısa süre içerisinde karar verilmesi gerektiğinden asliye ceza mahkemesi kararının kesin nitelikte olmasını doğru buluyorum...uygulamadaki bir sıkıntı da özellikle yazılı basında, gerçi eskiye göre daha iyi durumdayız, cevap ve düzeltme hakkına saygı duyulmuyor zira cevap ve düzeltmenin yayınlanmamasının pek de etkin bir müeyyidesi yok...

Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Bir yerel gazetede, daha önce çalışanları olan müvekkil hakkında fotoğrafı da kullanılarak sürmanşetten çok açık şekilde "dolandırıcı, yalancı, gazeteci müsveddesi" şeklinde yayın yapan gazete hakkında tekzibe ilişkin tüm prosedürleri yerine getirerek sulh ceza mahkemesine başvurdum. Red kararının ardından asliye ceza mahkemesine yapmış olduğum itiraz, hiçbir gerekçe ileri sürülmeden reddedildi. Karar niteliği gereği "kesin" olduğundan temyiz etme imkanı da söz konusu değil. Kanun yararına bozma imkanı var ancak oradan da ümitli değilim. Konu ile ilgili, "kanuna uygun ama hukuka aykırı" şeklinde bir yorum getiriyorum. Fikirlerinizi paylaşmanızı rica eder, saygılar sunarım.

İtiraz usuli yolu etkin hukuki himayeyi engelleyen güvencesiz bir yol.

İtiraz yolunun olması hem karar veren hem de itirazı inceleyen mercii "geniş" davranmaya sürüklüyor.

Bir süre sonra bu tarz kararlar ve itirazlar, itirazların biteviye reddi kanıksanmış usuli bir formaliteye dönüşüyor; şimdi biz buna hukuk mu diyeceğiz..

Yasal değişiklik şart ve kaçınılmaz.. hukuk adına..

Sayın Av.Ömer Güntay;

Bu konuda yasal bir değişikliğe gidilmesi yönündeki görüşünüze katılıyorum. O kadar açık bir şekilde iftiralar, yalanlar sarf ediliyor ki yazılı basında.. Tekzibe ilişkin başvuruların büyük çoğunluğunun gerekçesiz! olarak reddedilmesi, gazetecilik adı altında iftira ve hakaretlerde bulunan şahısları cesaretlendiriyor.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Sayın Av.Ömer Güntay; Bu konuda yasal bir değişikliğe gidilmesi yönündeki görüşünüze katılıyorum. O kadar açık bir şekilde iftiralar, yalanlar sarf ediliyor ki yazılı basında.. Tekzibe ilişkin başvuruların büyük çoğunluğunun gerekçesiz! olarak reddedilmesi, gazetecilik adı altında iftira ve hakaretlerde bulunan şahısları cesaretlendiriyor.

Tazminat mahkemesinden de bu yönlü bir talepte bulunmuşsunuzdur diye düşünüyorum.

Hükümle birlikte yayın kararı şeklinde... En azından onu beklersiniz diye dedim..

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Tazminat mahkemesinden de bu yönlü bir talepte bulunmuşsunuzdur diye düşünüyorum. Hükümle birlikte yayın kararı şeklinde... En azından onu beklersiniz diye dedim..

Evet değerli meslektaşım, bu yönde bir talebimiz tazminat davasının görülmekte olduğu mahkemede de oldu fakat Sayın Av. Arzu KILIÇ'ın da isabetle belirttiği gibi aradan geçen zaman, tekzibin yayınlanmasındaki menfaati ortadan kaldırabilir.

Merhabalar, sulh ceza mahkemesinin kabul ettiği tekzip taebini, alışık olduğumuz gibi itiraz üzerine Asliye Ceza mahkemesi kaldırdı. Kanun yararına bozma talebinde bulunacağım, bunun bir süresi var mı? Bir de kanun yararına bozma ile birlikte tekzip metninin yayınlanmasını talep etme imkanım var mı? Teşekkür ederim.

Alıntı: Merhabalar, sulh ceza mahkemesinin kabul ettiği tekzip taebini, alışık olduğumuz gibi itiraz üzerine Asliye Ceza mahkemesi kaldırdı. Kanun yararına bozma talebinde bulunacağım, bunun bir süresi var mı? Bir de kanun yararına bozma ile birlikte tekzip metninin yayınlanmasını talep etme imkanım var mı? Teşekkür ederim.

Sayın handekumas;

Olağanüstü bir kanun yolu olmasına binaen kanun yararına bozma talebinde bulunma, süreye tabi değildir. Ayrıca, tekzip metninin yayınlanmasını talep etmenizin gerekmediği kanaatindeyim, zira kanun yararına bozma yoluna gitme nedeniniz tekzip metninin yayınlanmasını sağlamak olacaktır.

Saygılarımla..