Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Kişinin ölümü durumunda yapılması olası otopsiyi önceden red hakkı!

Yanıt
Old 07-06-2010, 01:33   #1
Nur Deniz

 
Varsayılan Kişinin ölümü durumunda yapılması olası otopsiyi önceden red hakkı!

Birkaç kez otopsi izledim.

Yaşam hakkının kutsallığını hepimiz biliyoruz. Ötenazi de dünyada çok az yerde yasal. Bu konu bir soruyu aklıma getirdi. Tam olarak bedensel ve ruhsal olarak sağlığı yerinde bir T.C vatandaşı yaşarken, sonrasında olabilecek şüpheli ölümü üzerine otopsiyi reddebilir mi?

Hukuki olarak bir belge ile bunu engelleyebilir mi?

Bilmiyorum...Araştırdım, bir sonuca ulaşamadım. Soruyorum.

Saygılarımla...
Old 07-06-2010, 10:44   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
...Tam olarak bedensel ve ruhsal olarak sağlığı yerinde bir T.C vatandaşı yaşarken, sonrasında olabilecek şüpheli ölümü üzerine otopsiyi reddebilir mi?

Hukuki olarak bir belge ile bunu engelleyebilir mi? ...

Sayın Nur Deniz,
5271 S.K. m.87 vd. düzenlemesi anlamında otopsi (gerekli olduğu zaman yapılma şartı vardır), kuşkulu ölümlerde gerçek ölüm nedeninin belirlenmesi ve suç delillerini elde etmek amaçlı olarak yapılmaktadır. Bu konu, ölen kişinin yaşarkenki ya da yakınlarının ölümden sonraki rızaları varlığını gerektirmeyen kamu düzeni ile ilgili bir konudur. Dolayısıyla belirttiğiniz şekilde bir engellemenin söz konusu olamayacağı kanaatindeyim

P.S: 2238 S.K. daki düzenlemeler otopsiden farklı konulardır.

Saygılarımla...
Old 07-06-2010, 14:17   #3
Franz Kafka

 
Varsayılan

Sayın Hades ile aynı fikirde olduğumu beyan etmek isterim. Otopsi şüpheli ölümlerde kamu düzeni ile ilgili bir konudur. Yine aynı şekilde kişinin öldürülmüş, biri tarafından zehirlenmiş v.b. olma durumlarında takibi şikayete bağlı bir suç oluşmayacak ve re'sen araştırılacaktır. Yine konu ile bağdaştırabileceğimiz bir diğer şey ise kişinin beden hakkında kendisinin tasarrufta bulunamayacağıdır. Yani birini seni öldürmesine izin veremezsin. Mağdurun rızası sorumluluğu kaldırmayacağı gibi bu gibi durumlarda azaltmaz bile.Yine ayrıca doğmamış bir haktan( sonuçta senin ölüm sebebinin araştırılması senin hakkın) feragat edilemeyeceği kuralı bile devreye girebilir diye düşünüyorum. Gerçi Öldükten sonra da feragat edemzsin ki
Saygılarımla...
Old 07-06-2010, 16:15   #4
Nur Deniz

 
Varsayılan

Kişinin ölümünden sonra da kendi bedeni üzerinde (sağlıklı iken karar verebileceği) tasarruf hakkı olduğunu düşünüyorum.

Sn Hades suçlunun ortaya çıkarılması açısından otopsi ve araştırmanın kamu düzeni açısından şart olduğunu yazdığınızı anlıyorum. Bunu düşündüm.

Yalnız ikna olmadığım konu şu ki, kamu düzeni benim cesedim üzerinden sağlanmamalı. Bedenimin ölümden sonra parçalanmasına rızam yok. Sonuçta ölmüşüm, benden sonrası kıyamet ama , cesetlerinde onuru olduğundan yanayım.
Old 07-06-2010, 16:18   #5
Nur Deniz

 
Varsayılan

Organ Bağışı gibi düşünelim. Nasıl kişi sağlıklıyken ölümünden sonra kendi bedeni üzerinde karar verebiliyorsa, aynı şeyin cesedi üzerinde de olması gerektiğini düşünüyorum.
Old 07-06-2010, 19:28   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Kişinin ölümünden sonra da kendi bedeni üzerinde (sağlıklı iken karar verebileceği) tasarruf hakkı olduğunu düşünüyorum.

Sn Hades suçlunun ortaya çıkarılması açısından otopsi ve araştırmanın kamu düzeni açısından şart olduğunu yazdığınızı anlıyorum. Bunu düşündüm.

Yalnız ikna olmadığım konu şu ki, kamu düzeni benim cesedim üzerinden sağlanmamalı. Bedenimin ölümden sonra parçalanmasına rızam yok. Sonuçta ölmüşüm, benden sonrası kıyamet ama , cesetlerinde onuru olduğundan yanayım.


Kamu düzeni kavramı, kişisel menfaatlerin önüne geçer. Bunun gibi, kamu düzenini sağlamak adına ceza yargılamasında mahkeme, ilgilileri istemese bile maddi gerçeği bulmak zorundadır. Bu kapsamda işlenen bir suçun failinin bulunması, delillerin elde edilmesi vs. nedenlerle gerekiyorsa re'sen otopsi yapılabilir ve buna ilgilileri itiraz edemez.

"Ben istemiyorum, bu nedenle beden bütünlüğümü bozamazsınız" cümlesini sağken yaşadığımız süre için diyebiliriz ama "öldükten sonra otopsi gerektiği hallerde bile uygulamayın" diyemeyiz.
Old 07-06-2010, 20:48   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Ben de "otopsi yapılmamasını isteyebilmenin" hukuken kabul gören bir talep olması gerektiğini düşünüyorum.
Old 08-06-2010, 02:13   #8
Franz Kafka

 
Varsayılan

Sayın Dikici'nin de belirttiği üzere kamu düzeni kişisel menfaatlerin üzerinde gelir. Eğer söylediğiniz yapılabilmiş olsaydı, kişinin kendini öldürmek isteyenlere karşı "açık çek" vermesi gibi bir durum olurdu sanırım. Zaten sizin de mesajınızda belirttiğiniz üzere şüpheli ölümlerde uygulanmaktadır.
Ama otopsi izlemiş biri olarak, şüpheli bir ölümle hayata elvada dememyi temenni edrim. Ama öyle olursa eğer, bana karşı yapılması gereken en büyük vefa da katilimin yakalanması olmaz mı?Veya en azından başkalarına zarar vermesinin önlenmesi.Birnevi sizin yapacağınız fedekarlıkla başkalarını hayatları kurtulabilir.Bir nevi son görev olarak da düşünebilirsiniz. Belki de biraz da işin felsefi ve sosyolojik boyutunu, en önemlisi olması gereken ve istenileni tartışmaktada yarar var. Yani kamu düzeni etkeni devreye girmeseydi böyle birşey elbette söz konusu olabilecekti. Ama kamu düzeni etkeni elinizi, kolunuzu bağlar niteliktedir. Kim bilir belki de bir gün yeni bir makine yapacaklar ve rontgen çeker gibi otopsi sonucunu çok rahat çıkaracak.Otopsi kurumunun giderek azalması dileklerimle, saygılar...
Old 08-06-2010, 06:17   #9
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Ben de "otopsi yapılmamasını isteyebilmenin" hukuken kabul gören bir talep olması gerektiğini düşünüyorum.

Aynı düşüncedeyim. Çünkü;

- Kişinin malları için bile ölüme bağlı tasarrufta bulunabildiği gözönüne alındığında, eşyadan daha önemli olan bedeni üzerinde de ölüme bağlı tasarrufunun hukuken mümkün olabilmesi gerekir.

- Kamu düzeni gerekçesi ya da ceza hukukunda maddi gerçeğin bulunması ilkesi bunun önüne geçemez. Nasıl ki hukuka aykırı elde edilen diğer deliller, kamu düzeni gerekçesi ve maddi gerçeğin bulunması ilkesine rağmen ceza yargılanmasında kullanılamıyorsa, kişinin bedeni üzerindeki ölüme bağlı tasarrufu da dikkate alınıp otopsi delili kullanılamamalıdır.
Old 08-06-2010, 15:27   #10
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Nasıl ki hukuka aykırı elde edilen diğer deliller, kamu düzeni gerekçesi ve maddi gerçeğin bulunması ilkesine rağmen ceza yargılanmasında kullanılamıyorsa, kişinin bedeni üzerindeki ölüme bağlı tasarrufu da dikkate alınıp otopsi delili kullanılamamalıdır.



Anlatmak istediğim buydu...
Old 08-06-2010, 15:34   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Aynı düşüncedeyim. Çünkü;

- Kişinin malları için bile ölüme bağlı tasarrufta bulunabildiği gözönüne alındığında, eşyadan daha önemli olan bedeni üzerinde de ölüme bağlı tasarrufunun hukuken mümkün olabilmesi gerekir.

- Kamu düzeni gerekçesi ya da ceza hukukunda maddi gerçeğin bulunması ilkesi bunun önüne geçemez. Nasıl ki hukuka aykırı elde edilen diğer deliller, kamu düzeni gerekçesi ve maddi gerçeğin bulunması ilkesine rağmen ceza yargılanmasında kullanılamıyorsa, kişinin bedeni üzerindeki ölüme bağlı tasarrufu da dikkate alınıp otopsi delili kullanılamamalıdır.

Olması gereken noktasında dile getirilebilir. Ancak mevcut hukuk kurallarına göre bu mümkün görünmüyor.
Old 08-06-2010, 15:41   #12
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Olması gereken noktasında dile getirilebilir. Ancak mevcut hukuk kurallarına göre bu mümkün görünmüyor.

Hukuk gelişebilir ve değişebilir ama.

Terimi yanlış yazmaktan korkuyorum, ''Bilinçli Taksir'' diye de bir şey yoktu.

Bir zamanlar ''Bilişim Suçu'' diye de bir şey yoktu.
Old 08-06-2010, 16:11   #13
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Bu konuda hukukun değil tıbbın gelişmesi gerektiği kanaatindeyim

* "Hukuka aykırı elde edilen deliller"e neden "hukuka aykırı" diyoruz?
** Konuyu 4721 S.K. m.28 de kişilik hakkına bağlayarak otopsi değerlendirmesi yaparsak kürtajın yasaklanması gerektiğini de savunacak mıyız?
*** İnsanın bedeni, terekeye dahil midir? İnsanın cesedi üzerindeki hakkı ne tür bir haktır?
**** Ölüme bağlı tasarrufla otopsi yapılmasın denebilirse böyle bir tasarrufta bulunmayan kişinin yakınları ölüm sonrası otopsi istemiyoruz diyebilecek midir? (Umarım o yakınlardan biri öldürmemiştir )
***** Hukukun koruduğu düzen yaşayanlara mı ilişkindir, ölenlere mi?
gibi sorular geldi aklıma

Ve şayet otopsi ile elde edilebilen bulgular daha gelişmiş düzeyde olsa idi veya sayın müstakbel meslektaşım fatih_06 nın değindiği gibi yapılması şekli hakkında bir gelişim olsa idi yine de vicdanımız rahatsız olacak mıydı?

P.S: Ölümlü trafik kazasında karşıdan gelen sürücünün direksiyon başında kalp krizi geçirerek direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve diğer araca çarptığı bir vakıada hiçbir tanık yoksa bu kişinin kalp krizi geçirdiği de (ölüme bağlı tasarrufundan (?) dolayı otopsi yapılmayarak) ispatlanamazsa, kusur durumuna etki eden kalp krizini yok sayıp bu kusuru hayatta kalana yüklemekle hukuk ve adaleti sağlamış olacak mıyız?

Saygılar...
Old 08-06-2010, 16:19   #14
Adli Tip

 
Varsayılan

Bu konu biraz da ölümden sonrasına inançla ilgili bence...
Kim ispatlayabilir (tanıkla ) ölen kişinin bedenin acı çekmediğini, ölümden sonra da bedene ihtiyaç duyulup duyulmayacağını...

Öldüğünde otopsi yapılmamasını istemek, hangi hukuka, hangi kurala, hangi ahlaka aykırı ki?
Old 08-06-2010, 16:26   #15
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
sonrasında olabilecek şüpheli ölümü üzerine otopsiyi reddebilir mi
Şüpheli görülen bir ölüm için otopsi yapılıyorsa burada şüphenilen suç çoğu kez kasten öldürme (TCK 81) demektir ki bu oldukça ciddi ve soruşturulmasından mağdurun rızası olsa bile vazgeçilemeyecek bir suç. Zira adam öldürme suçunu işleyen bir kişiyi yakalamaya çalışırken tek amacımız işlediği suçu cezalandırmak değil, toplum için ciddi bir tehlike oluşturan bu kişinin benzer bir başka suçu işlemesini de engellemektir.

Adam öldürme gibi bir suçun soruşturması sırasında failin yakalanmasını sağlayacak delillere ulaşmayı zorlaştırmamak gerek diye düşünüyorum. Böyle bir soruşturma yapılırken, hakim kararı ile gerektiğinde iletişim dinlenebilmekte, konutlarda/özel mülkiyette arama yapılabilmekte, sanıklar isteği dışında parmak izi vermeye kan/DNA testi yaptırmaya zorlanabilmektedir. Öldürüldüğü düşünülen kişinin cesedi üzerinde araştırma yapılmasının engellenmesi ise bence talep kimin olursa olsun (ölünün yakınları, ölünün kendisi vs.) kabul edilebilir değil. Ancak otopsi yapılabilmesi için öncelikle ciddi bir suç şüphesi olması /hakim kararı şartı vs. getirilebilir mi veya bu şartlar sağlanıncaya kadar otopsi yapılmaması vasiyet edilebilir mi denirse, ben de katılabilirim. Ama sadece bir kişi ölümünden önce vasiyet etti diye, adam öldürme suçunu işleyen bir kişinin yakalanmasını engelleyecek şekilde topyekün otopsi yasağı getirilmesini kamu düzeninin korunması açısından mümkün görmüyorum.
Old 08-06-2010, 16:33   #16
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Aynı düşüncedeyim. Çünkü;

- Kişinin malları için bile ölüme bağlı tasarrufta bulunabildiği gözönüne alındığında, eşyadan daha önemli olan bedeni üzerinde de ölüme bağlı tasarrufunun hukuken mümkün olabilmesi gerekir.

- Kamu düzeni gerekçesi ya da ceza hukukunda maddi gerçeğin bulunması ilkesi bunun önüne geçemez. Nasıl ki hukuka aykırı elde edilen diğer deliller, kamu düzeni gerekçesi ve maddi gerçeğin bulunması ilkesine rağmen ceza yargılanmasında kullanılamıyorsa, kişinin bedeni üzerindeki ölüme bağlı tasarrufu da dikkate alınıp otopsi delili kullanılamamalıdır.

Ben de Sn. Adli Tip ve Sn. Cengiz Aladağ'ın görüşüne katılıyorum.

Ancak yasal bir düzenleme söz konusu olmadığı için bugün birisinin böyle bir isteğini (belki vasiyetname şeklinde) kaleme alması halinde -öldükten sonra- dikkate alınacağını sanmıyorum.
Old 08-06-2010, 16:42   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Senaryo 1: Öğrenci Ö, yasadışı gösteri nedeniyle gözlem altına alınmış, götürüldüğü karakoldan ölüsü çıkmıştır. Kendini battaniyeyle astığı iddia edilmesine rağmen yapılan otopsi ile falaka ve elektrikle işkence yapılarak öldüğü saptanmıştır(Bkn Engin Ceber davası)

Senaryo 2 : A, yol kenarında başından vurularak öldürülmüştür. Cesedi ertesi gün bulunmuş ve mahalleden belalısı olan B şüpheli olarak yakalanmıştır. B, iddiaları red etmişse de daha önceden A’ya omuz attığı sabit olduğundan tutuklanmıştır. Yapılan otopsi sonucunda A’nın saat 20.00 sularında vurulduğu ortaya çıkmış, B ise o sırada kahvede çayına okey oynadığını, hatta kendisinin çift okey attığını kanıtlamıştır.

Senaryo 3: Milyarder ve dini inançları sağlam olan M, eşine de danışarak “Ölümünden sonra otopsi yapılmamasını” vasiyet etmiştir. Gel zaman git zaman, şeytana uyan eş E, para uğruna eşini zehirlemiştir. Vasiyet gereğince otopsi yapılamamıştır
Old 08-06-2010, 17:48   #18
Nur Deniz

 
Varsayılan

Sn Admin in mesajında ise ''vasiyetname'' olarak bu istek değerlendirilmiş. Benim anlatmak istediğim konu vasiyetname ya da bir belge imzalayarak bırakmak değil.

Yaşı genç bir kişi öldü. Olay mahallinde ya da ceset üzerinde dışarıdan hiç bir iz yok. Sadece bu nedenle -hadi cinayetse- diyerek kan örneği almadan, ön tıbbi ya da adli araştırma yapılmadan, yakınlarından izin almadan otopsi yapıldı. Otopsi sonucunda ölüm nedeni soba zehirlenmesi çıktı. Aynı kişinin daha önceden otopsi istemediği konusunda belgesi var. Yapılan otopsinin ölen kişiye hiçbir yararı yok. Bunu hepimiz biliyoruz. Kamu düzenine gelince bu durumda kamu sadece merakını gidermiyor mu?

Hukuki bir belge ile kişi otopsi istemediğini ifade ediyor. Yakınları bu belge ile gereksiz otopsi yapıldığı için tazminat isteme hakkı var mı? Eğer yoksa bu belge kişinin kendi cesedini bile koruyamıyorsa, sadece kamu düzeni için henüz ruh gibi yok olmamış bir ceset neden kamunun birinci derecede geçerli ya da geçersiz kanıtı olsun?
Old 08-06-2010, 18:17   #19
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fatih_06
Ama öyle olursa eğer, bana karşı yapılması gereken en büyük vefa da katilimin yakalanması olmaz mı?

Bunun cesede ne faydası var?
Bu vefadan da kamunun sorumluluğundan da feragat ediyor işte.
Old 08-06-2010, 18:26   #20
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Ancak otopsi yapılabilmesi için öncelikle ciddi bir suç şüphesi olması /hakim kararı şartı vs. getirilebilir mi veya bu şartlar sağlanıncaya kadar otopsi yapılmaması vasiyet edilebilir mi denirse, ben de katılabilirim.

Ortada bir şüpheli varsa, bütün tanık beyanları alınmışsa, şüpheli ısrarla suçu reddediyorsa, otopsi sonucuna göre şüpheli belirlenmemiş, şüphelinin kendini savunma amacıyla otopsi istediğini varsayarak, bütün ön incelemeler yapılmışsa (kan örneği, doku örneği, DNA analizi vs..), yakınlarının da onayı alınarak, hatta ceset bile olsa kamu yararına yararlı birşey yaptığını düşünerek bedelini ödeyerek otopsi yapılabilir. Buna ben de kısmen katılabilirim.
Old 08-06-2010, 18:46   #21
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Ortada bir şüpheli varsa, bütün tanık beyanları alınmışsa, şüpheli ısrarla suçu reddediyorsa, otopsi sonucuna göre şüpheli belirlenmemiş, şüphelinin kendini savunma amacıyla otopsi istediğini varsayarak, bütün ön incelemeler yapılmışsa (kan örneği, doku örneği, DNA analizi vs..), yakınlarının da onayı alınarak, hatta ceset bile olsa kamu yararına yararlı birşey yaptığını düşünerek bedelini ödeyerek otopsi yapılabilir. Buna ben de kısmen katılabilirim.
Buna kısmen de olsa katılıyorsanız, zaten büyük ölçüde aynı noktada buluşuyoruz demektir, zira ben de ortada ciddi bir suç şüphesi olmayan durumlarda hele hele de ölen kişinin rızası halefine otopsi yapılmasına karşıyım.

Öte yandan siz mutlaka benden daha iyi bilirsiniz, otopsiler genellikle laf olsun diye de yapılmıyor, çoğu kez suç şüphesi olduğu için yapılıyor. Yoksa durup dururken otopsinin yapılması da masraflı, zahmetli ve gereksiz bir durum ve bürokrasimizin geri kalanını düşünerek tahmin yürütmem gerekirse, konuyla ilgili yetkililerin bu konuda da "zahmetten" kaçınmaya çalıştığını sanırım.

Ve yine benden iyi bildiğinize eminim: Ölüm anından itibaren ne kadar kısa sürede otopsi yapılırsa araştırılan konuyla ilgili o kadar sağlıklı bir sonuç alınabilir. Dolayısıyla Türk Adalet sisteminin hızı ve tebligat kanunumuzun zayıflıkları düşünüldüğünde soruşturmada tanık beyanlarını almayı falan beklersek zaten geriye kalanlarla otopsiden ziyade olsa olsa toprak analizi yapabiliriz.

Bu açıdan ben ciddi bir suç şüphesi olan her durumda rıza olsun olmasın otopsinin yapılması gerektiğini kanaatindeyim. Ama aksini vasiyet etmiş kişiler için otopsiyi zorlaştıracak (örneğin hakim kararının gereği gibi) şartların getirilmesini de kendi adıma onaylıyorum.

Bu arada ölü yakmanın sıkça kullanıldığı Amerika'nın polisiye dizilerini izlerseniz, polisin cinayeti aydınlatmak için otopsi izni almaya çalışmak için büyük bir çaba içinde olduğunu, bazı durumlarda senaryo gereği katilin ceset yakıldığı için yakalanamadığına vs. eminim rastlamışsınızdır.
Old 08-06-2010, 18:50   #22
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

* Ceza Hukukunda ikrar tek başına yeterli değildir.
** Otopsiyi yakınların rızasına bırakmak hukuken çok tehlikelidir.
*** Otopsi gereksiz olduğu halde yapılmışsa yakınlarının "manevi tazminat" talep edebileceği doktrinde ortak ve baskın görüştür. Lakin ben bu konuda Sayın Hatemi ile aynı görüşteyim; -ki Sayın Hatemi muhtelif sebepler belirterek; ölüm halindeki hükmedilecek manevi tazminat bedellerinin hayır kurumları v.b. lehine hükmedilmesi gerektiği kanaatindedir -(ölümde mirasçılar ve yakınlar için -manevi tazminat- talebi dilekçesi neticesinde -müvekkillerin üzüntüsünü hafifletmek amacıyla ...TL - talep etmek kadar hazetmediğim nadir talepler vardır herhalde )
**** Olay, kamunun cesede karşı sorumluluğu değil, kamu düzeninin sağlanması ve muhafazasıdır.

P.S: Sayın Ergin'in senaryoları da -düşünmek adına- muhteşem olmuş

Saygılar...
Old 08-06-2010, 18:58   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Hukuk gelişebilir ve değişebilir ama.

Terimi yanlış yazmaktan korkuyorum, ''Bilinçli Taksir'' diye de bir şey yoktu.

Bir zamanlar ''Bilişim Suçu'' diye de bir şey yoktu.

"Bilinçli taksir", -söz meclisten dışarı- taksir ile ortaya atılmış bilinçsiz bir hukuki çıkarımdır.
Old 08-06-2010, 19:03   #24
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Senaryo 1: Öğrenci Ö, yasadışı gösteri nedeniyle gözlem altına alınmış, götürüldüğü karakoldan ölüsü çıkmıştır. Kendini battaniyeyle astığı iddia edilmesine rağmen yapılan otopsi ile falaka ve elektrikle işkence yapılarak öldüğü saptanmıştır(Bkn Engin Ceber davası)

Senaryo 2 : A, yol kenarında başından vurularak öldürülmüştür. Cesedi ertesi gün bulunmuş ve mahalleden belalısı olan B şüpheli olarak yakalanmıştır. B, iddiaları red etmişse de daha önceden A’ya omuz attığı sabit olduğundan tutuklanmıştır. Yapılan otopsi sonucunda A’nın saat 20.00 sularında vurulduğu ortaya çıkmış, B ise o sırada kahvede çayına okey oynadığını, hatta kendisinin çift okey attığını kanıtlamıştır.

Senaryo 3: Milyarder ve dini inançları sağlam olan M, eşine de danışarak “Ölümünden sonra otopsi yapılmamasını” vasiyet etmiştir. Gel zaman git zaman, şeytana uyan eş E, para uğruna eşini zehirlemiştir. Vasiyet gereğince otopsi yapılamamıştır

Son derece bilinçli ve kasti sorular.
Old 08-06-2010, 19:09   #25
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Bunun cesede ne faydası var?
Bu vefadan da kamunun sorumluluğundan da feragat ediyor işte.

Failin bulunmasının cesetten ziyade topluma faydası olur.
Old 08-06-2010, 19:19   #26
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Failin bulunmasının cesetten ziyade topluma faydası olur.

Topluma zararın var diye cesede herhangi bir ceza veremiyorsak, bence yararını da beklememeliyiz.
Old 08-06-2010, 19:23   #27
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Topluma zararın var diye cesede herhangi bir ceza veremiyorsak, bence yararını da beklememeliyiz.

Yarar ölüden bile gelse onu aramalıyız.

Yararı aramak ne kadar olağan ise, zarardan kaçınmak da o kadar olağandır.
Old 08-06-2010, 19:33   #28
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Kamu düzeni kavramı, kişisel menfaatlerin önüne geçer. Bunun gibi, kamu düzenini sağlamak adına ceza yargılamasında mahkeme, ilgilileri istemese bile maddi gerçeği bulmak zorundadır. Bu kapsamda işlenen bir suçun failinin bulunması, delillerin elde edilmesi vs. nedenlerle gerekiyorsa re'sen otopsi yapılabilir ve buna ilgilileri itiraz edemez.

"Ben istemiyorum, bu nedenle beden bütünlüğümü bozamazsınız" cümlesini sağken yaşadığımız süre için diyebiliriz ama "öldükten sonra otopsi gerektiği hallerde bile uygulamayın" diyemeyiz.

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Alıntı:

Yazan Adli Tip



Ben de "otopsi yapılmamasını isteyebilmenin" hukuken kabul gören bir talep olması gerektiğini düşünüyorum.


Aynı düşüncedeyim. Çünkü;

- Kişinin malları için bile ölüme bağlı tasarrufta bulunabildiği gözönüne alındığında, eşyadan daha önemli olan bedeni üzerinde de ölüme bağlı tasarrufunun hukuken mümkün olabilmesi gerekir.

- Kamu düzeni gerekçesi ya da ceza hukukunda maddi gerçeğin bulunması ilkesi bunun önüne geçemez. Nasıl ki hukuka aykırı elde edilen diğer deliller, kamu düzeni gerekçesi ve maddi gerçeğin bulunması ilkesine rağmen ceza yargılanmasında kullanılamıyorsa, kişinin bedeni üzerindeki ölüme bağlı tasarrufu da dikkate alınıp otopsi delili kullanılamamalıdır.

Bir seminerdeyim. Seminerde kaldığım süre içinde THS'den ayrı kalırım diye üzülmüştüm. Bu satırları okduğunuza göre bedavadan ınternete ve bu vesile ile THS'ye girme olanağı buldum demektir.

Alanı ilk okuduğumda Sayın Dikici'nin öne sürdüğü görüş aklıma daha yatmıştı. Olay üzerinde biraz düşündükten ve konunun Almanya'da nasıl ve hangi gerekçe ile bir çözüme ulaştırıldığını gördükten sonra Sayın Aladağ, Adli Tip ve Sayın Av.Özgür KARABULUT'un görüşüne yakın bir görüşü akla daha yakın buldum.

Alman Anayasa Mahkemesi'nin ve Yargıtay'ının görüşü şü: Kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi ve kendisi hakkındaki bilgiler konusunda bir dokunulmazlık hakkı vardır. Ve bu hak postmortaldır(ölümden sonra da devam eder) Alman hukuku bunu göz önünde bulundurarak ve kişiliğin dokunulmazlığına dayanarak diyor ki, 'kişinin rızası olmadan kimse vücut dokunulmazlığına halel getieremez' Bu kendi rızası olmadan şartı, ölümden sonra da devam eder.

Mahkeme kararına konu olan söz konusu olayda ölen erkeğin eşi 'otopsi yapılabilir' diye rızasının belirtmişti.

Bildiğim kadarı ile Alman hukuku sadece bulaşıcı hastalık söz konusu olduğunda ve ölen kişinin bu hastalığa yakalanmış olma ihtimali söz konusu olduğunda rıza alınmadan otopsi yapılabileceğini kabul ediyor.

Saygılarımla
Old 08-06-2010, 19:40   #29
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici

Bildiğim kadarı ile Alman hukuku sadece bulaşıcı hastalık söz konusu olduğunda ve ölen kişinin bu hastalığa yakalanmış olma ihtimali söz konusu olduğunda rıza alınmadan otopsi yapılabileceğini kabul ediyor.


Sayın Gemici,

Bulaşıcı hastalık da kamu düzenini ilgilendirmez mi?

Bilgilendirmenizden anlaşılıyor ki Alman hukuku, bireysel iradeye olabilecek en fazla değeri veriyor ve buna paralel olarak bireysel irade karşısında kamu düzeni kavramını olabildiğince aksi yönde daraltıyor.
Old 08-06-2010, 20:20   #30
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Ve yine benden iyi bildiğinize eminim: Ölüm anından itibaren ne kadar kısa sürede otopsi yapılırsa araştırılan konuyla ilgili o kadar sağlıklı bir sonuç alınabilir. Dolayısıyla Türk Adalet sisteminin hızı ve tebligat kanunumuzun zayıflıkları düşünüldüğünde soruşturmada tanık beyanlarını almayı falan beklersek zaten geriye kalanlarla otopsiden ziyade olsa olsa toprak analizi yapabiliriz.

Bu arada ölü yakmanın sıkça kullanıldığı Amerika'nın polisiye dizilerini izlerseniz, polisin cinayeti aydınlatmak için otopsi izni almaya çalışmak için büyük bir çaba içinde olduğunu, bazı durumlarda senaryo gereği katilin ceset yakıldığı için yakalanamadığına vs. eminim rastlamışsınızdır.

Yaşarken Türk Adalet sisteminin hızı ve tebligat kanununun zayıflıklarının zaten mağduru oluyorsak, öldükten sonrada aynı sistemin bedenimizi bir eşya olarak kamu yararına kullanmasına nasıl göz yumalım peki?

Sn Gemici nin yazdığı şekilde otopsiye onay verilmesi durumuna da bir itirazım var. Söz konusu olan bulaşıcı hastalık bile olsa yine de onay alınmalı ve ilk aşamada onay alınan cesetler üzerinde otopsi yapılmalı diye düşünüyorum.

Senaryo; Küçük bir ilçede 40 yaşın üzerinde bir kadın yatağında uyurken ölmüştür. Kronik bir hastalığı olmadığı gibi aynı evde yaşayan birçok kişide uyumaya gittiğini sabah uyanmaması üzerine ölü bulduklarını söylemişlerdir. Defin ruhsatı için gittiklerinde doğu illerimizden birinden olan kadın, ailesi gelecek ve ölüm nedenini sorgulayacak diye otopsi yapılmıştır. Gelen Adli Tıp uzmanı otopsiye gerek olmadığını ölüm nedeninin kesinlikle kalp krizi olduğunu belirtmesine rağmen yine de otopsi yapılır. Ölüm nedeni kalp krizi çıkar. Henüz olmayan birşey için olacakmış gibi havadan nem kaparcasına otopsi yapmanın ne gereği olabilir? değildir.

Olay yeri incelemesinin eksikliğini, Adli Tıp ın yetersizliğini, DNA analizlerinin ve veri bankalarının zayıflığınının hesabını vermemeli ve gereğini ceset yapmamalı..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanma kesinleşmeden velayet hakkı verilenin ölümü Sayın avukatım Meslektaşların Soruları 3 12-02-2024 10:25
anne babanın ölümü ve 2. eşin çocuklar üzerinde velayet hakkı? hena Meslektaşların Soruları 1 03-04-2009 14:32
bir kişinin kaç oy hakkı var sizce? f.a Hukuk Sohbetleri 12 30-03-2009 15:04
sobalı apartmana kalorifer yapılması durumunda yakıt borcu nedeniyle icra takibi parçalı bulutlu Meslektaşların Soruları 2 03-04-2007 12:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10595393 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.