Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sözleşmedeki boşlukların doldurulmasıyla ilgili yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-06-2007, 09:03   #1
stjav.umut

 
Varsayılan Sözleşmedeki boşlukların doldurulmasıyla ilgili yargıtay kararı

Merhabalar
Sözleşmede faizle ilgili kısımdaki bosluğunun daha sonra doldurulmasiyla ilgili yargıtay kararına ihtiyacım var simdiden tesekkurler...
Old 08-06-2007, 10:39   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/9047

K. 2002/12046

T. 12.11.2002

• ALACAK DAVASI (Tellallık Ücretinin Ödeneceğinin Kararlaştırıldığı Ancak Ödenmediği İddiasına Dayalı Olarak Alacağının Tahsili İstemi)

• TELLALLIK ÜCRETİNE HAK KAZANILMASI (Tellalın Ücrete Hak Kazanması İçin Alıcı ile Satıcıyı Bir Araya Getirip Akdin Kurulmasına Aracılık Etmesinin Gerekmesi)

• SÖZLEŞMEYE İLAVE EKLENMESİ (Sonradan Yapılan Değişikliklerde Davalının İmza veya Parafı Olmadığından Sözleşmeye İlave Edilen Yer Göstermeye İlişkin Hükmün Davalıyı Bağlamaması)

• SÖZLEŞMEDE İMZA VE PARAF (Sonradan yapılan değişikliklerde davalının imza veya parafı Olmadığından sözleşmeye ilave edilen yer göstermeye ilişkin hüküm davalıyı bağlamaması)

818/m.404

ÖZET : Davacı emlakçı, imzaladıkları yer gösterme taahhütnamesinde gösterdiği yerlerin satın alınması halinde tellallık ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının ise ücretini ödemediği iddiasıyla alacak davası açmıştır. Davalı imzanın kendisine ait olduğunu, ancak sonradan ilave yapıldığını iddia etmiştir. Sonradan yapılan değişikliklerde davalının imza veya parafı yoktur. Bu nedenle sözleşmeye ilave edilen yer göstermeye ilişkin hüküm davalıyı bağlamaz. Davacı, yer gösterme nedeniyle ücret talep edemez. Tellalın tarafları bir araya getirip akdin kurulmasına aracılık etmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, emlak komisyonculuğu işi ile uğraştıklarını, davalının arsa almak için başvurduğunu, gösterilen arsalardan 4083, 4084, 4085 adada bulunan arsaların davalının ortağı bulunduğu A. Yapı Sanayii Ltd. Şti tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile alındığını, yer gösterme taahhütnamesi gereğince, gösterilen taşınmazlardan herhangi birisinin usul, füruğ veya ortak olduğu şirket tarafından alınması halinde taşınmazın değerinin % 2'si oranında tellallık ücreti ödeneceği öngörüldüğünü, davalının ücreti ödemediğini bildirerek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile 150.000.000.- TL alacağın faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, A. Ltd Şti tarafından alınan arsalarla davacının ilgisi olmadığını, taahhütnameye sonradan ilave yapıldığını, taahhütnamenin akit yapma vaadi olup borç doğurmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 5.1.1995 tarihli tellallık sözleşmesinde davalının ve davacının imzaları bulunmaktadır. Ne var ki aynı sözleşmenin mevki durumu, özellikleri, satış bedeli başlığını taşıyan son kısmında, "1. Osmangazi 468 ada parsel, 2. M'nin Bornova'daki arsa yeri beğendik" yazısının arasındaki satıra "15.3.1996 3. Akıncılar 4. C.'nin çiftliği (47 pafta 4083-4084 ada)"nın değişik kalemle yazıldığı gözlenmiştir. Davacı tellal, satışa konu olan 4083, 4084, 4085 adaları davalıya gösterdiğini, davalının da kayıt malikinden kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ortağı olduğu şirkete satın aldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak tapudaki satış bedelinin % 2'sinden şimdilik 150.000.000.- TL istemiştir. Davalı sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu ne var ki değişik kalemle yazılan ibarelerin sonradan yazıldığını, kendisinin imza ve parafının olmadığından bağlayıcı nitelik taşımadığını ve arsayı kayıt malikinden davacının katılımı olmaksızın satın aldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Davalının bu savunmasına karşı davacı, yeri kendisinin gösterdiğini bildirmiştir. Oysa tellallık sözleşmesinin yapılıp imzalandığı 5.1.1995 tarihinden sonra 15.3.1996 tarihinde değişik kalemle yazılan bu ibarenin sözleşmeden sonra yazıldığı açık ve belirgindir. Aynı sözleşmede davacının sonradan yazılan bu kısmı onayladığına ilişkin imza ya da parafı da bulunmamaktadır. Mevcut bu olgular karşısında sözleşmeye ilave edilen ve davaya konu taşınmaz satışına ilişkin yer gösterme davalıyı bağlamaz. Bunun sonucu olarak davacı davalıdan hak talep edemez. Bundan ayrı olarak BK. 404. maddesi gereğince davacı tellalın, davalı ile taşınmaz malikini bir araya getirip akdin kurulmasına aracılık etmesi gerekir. Davacı yer gösterme tutanağı dışında tarafları bir araya getirip anlaştırdığını da iddia ve ispat edememiştir. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına bozulmasına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 08-06-2007, 11:15   #3
Defne Elif

 
Varsayılan

Sayın Umut,
Sayın Yılmaz'ın sunduğu karara ters bir kararı da ben ekliyorum.
Yargutay 13.H.D.25.12.1986 t. 1985/5422 E. 1986/6629 K.sayılı kararı:
(818 S. K. m. 289, 290)

Dava : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalıya kuracağı sermaye şirketinde kullanılmak üzere 3.12.1982 tarihli taahhütname ve borç senedi başlıklı belge ile 5.000.000 TL. para verdiğini 10.4.1984 tarihinde ödenmemesi halinde 1.000.000 TL. ceza koşulunun kararlaştırıldığını, yaptığı icra takibine itiraz edildiğini söz ederek 6.000.000 TL.`sının % 15 icra inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taahhütname ve borç senedindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş, bu belgeyi B. isimli şahsa boş olarak imzalayıp verdiğini sonradan üzerinin doldurulduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece belgedeki metin aralıklarının imzaya denk düşürülmek için birer satır atlanarak sayfanın doldurulduğu satırların metinde muntazam ve aynı çizgi üzerinde gibi yazılmasına rağmen isimlerin aynı çizgi üzerinde kalmadıkları bu nedenle metnin imzadan sonra yazılmış olabileceği şeklindeki bilirkişi raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı boş kağıda attığı imzanın üst tarafının aleyhine doldurulup, borçlandırıldığını savunmuştur. Bu durum itibariyle uyuşmazlık itimadi muameleden doğduğu açıktır. Açığa imza atılmak suretiyle tanzim olunan senet anlaşmalara aykırı biçimde doldurulduğu usulen ve yasal delillerle kanıtlanmadığı takdirde hukuken geçerlidir.

Yazılı delil karşısında tanık dinletilmesine ilişkin istem karşı tarafın açık muvafakati olmaksızın kabul edilemez.

İmzalı boş kağıdı karşısındakine veren kimse onun üzerine kendisini zararlandırıcı mahiyette ilaveler yapılabileceğini bilir. Bu nedenle doğacak tehlike ve rizikoları ilk başta kabul etmiş sayılır. Mahkemenin bu yönü gözden kaçırarak hukuken geçerli senede rağmen bilirkişi görüşüne dayanarak davanın reddetmesi usule ve yasaya aykırıdır, hükmün bozulması gerekir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 25.12.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bunun gibi bir çok karar olduğunu biliyorum.Sözleşmenin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu bunu iddia edenin yazılı kanıt ile kanıtlaması gerekir.Ya da karşı tarafın açık muvafakatı olduğu takdirde tanık dinlenebilir.
Sayın Yılmaz'ın sunduğu kararda şöyle bir husus var.Eklemeler çok bariz olarak göze çarpıyor.Kalem değişikliği,sıkıştırma yazılar vs.Bu durumda bilirkişi incelemesi yapılabilir görüşünü ben de taşıyorum.Ama matbu bir evrakta boş bırakılan bölümlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ancak yazılı kanıt ile kanıtlanabilir diye düşünüyorum.Hoşçakalın.Cavit Tuna
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
fuhuş ile ilgili yargıtay kararı arıyorum tosunkartal Meslektaşların Soruları 2 11-05-2007 23:21
iftira suçu ile ilgili yargıtay kararı avukat_onur_varol Meslektaşların Soruları 8 30-04-2007 09:16
elektrik hırsızlığı ile ilgili yargıtay kararı S.Orhan Ceza Hukuku Çalışma Grubu 4 25-04-2007 17:25
Tedbir Nafakası ile ilgili bir yargıtay kararı arıyorum.. nephilis Meslektaşların Soruları 2 10-04-2007 21:18
çekte cayma ile ilgili yargıtay veya hgk kararı ve makale arıyorum.. emrah_orbay Hukuk Soruları Arşivi 4 06-01-2007 03:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05773592 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.