Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşçilik Alacağı Davasında Ayrı Ayrı Belirtilen Alacak Kalemleri İçin Zamanaşımı Süresi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-11-2012, 20:33   #1
Av. Çıldır

 
Varsayılan İşçilik Alacağı Davasında Ayrı Ayrı Belirtilen Alacak Kalemleri İçin Zamanaşımı Süresi

Sayın Meslektaşlarım;

İşçilik alacağı davasında örnek olarak; kıdem için 100,ihbar için 100,genel tatil için 100 ve fazla mesai için 100 TL istenilmiştir.

Gelinen aşamada bilirkişi raporuyla tüm alacaklar belirlenmiş ve karşı taraf fazla mesai yönünden alacağın bir kısmının zamanaşımına uğradığı itirazında bulunmuş mahkeme ise bu itirazın incelenmesine karar vererek sözlü olarak " her alacak talebi ayrı ayrı değerlendirilir" demiştir.

Bu durumda;

1- Örneğin genel hafta tatili alacağı reddedilirse 100 tl üzerinden karşı tarafa vekalet ücreti çıkacak mıdır? Yoksa kısmi kabul ve red ayrı alacak kalemleri dikkate alınmaksızın toplam tutar üzerinden mi hesaplanacaktır?

2- Ben dava başında yatırılan 400 TL'lik harç miktarı eğer fazla mesaiyi karşılıyorsa-zamanaşımı açısından- bu durumda zamanaşımı açısından harcı yatırılan tutarın öncelikli olarak zamanaşımına uğrayacak alacakları koruyacağı düşüncesindeyim. Bu hususta görüş ve varsa Yargıtay Kararı olan var mıdır?

3- Davalı işveren vekili,eski kanun zamanında açılmış davada zamanaşımı itirazında bulunmamış ancak sonradan zamanaşımı itirazında bulunmuştur, bu itiraz geçerli kabul edilecek midir?-yeni kanunla zamanaşımının ilk itiraz olmaktan çıktığını biliyorum-


Şimdiden görüş bildiren meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Old 27-11-2012, 22:18   #2
olgu

 
Varsayılan

Zamanaşımı sebebiyle kısmi red olması sonunda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilir.

Dava açtığınızda fazla çalışma için talep 100 tl ise sadece 100 tl için zamanaşımı kesilmiştir. ( eğer dava açıldığında zamanaşımına uğramamışsa)

Kanunun derhal yürürlüğe girdiğinden ve zamanaşımı itirazı konusunda geçici madde ile düzenleme yapılmadığından itirazı ileri sürebilir davalı vekili.
Old 27-11-2012, 22:25   #3
Av. Çıldır

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Zamanaşımı sebebiyle kısmi red olması sonunda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilir.

Dava açtığınızda fazla çalışma için talep 100 tl ise sadece 100 tl için zamanaşımı kesilmiştir. ( eğer dava açıldığında zamanaşımına uğramamışsa)

Kanunun derhal yürürlüğe girdiğinden ve zamanaşımı itirazı konusunda geçici madde ile düzenleme yapılmadığından itirazı ileri sürebilir davalı vekili.

Sn Meslektaşım cevabınız için teşekkür ederim.

Ancak eski kanun zamanında hak düşürücü süreye tabi olan bu hakkın kullanılmaması,bizim açımızdan usuli müktesep hak oluşturmaz mı?

Diyelim ki davalının zamanaşımı itirazı dikkate alındı; bu durumda zamanaşımı süresinin hesabı açısından bizim ıslah tarihimiz mi-ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuş- dikkate alınacaktır? Zira bu tarihte zamanaşımı itirazında bulunulmuştur?
Old 27-11-2012, 23:15   #4
noonemins000

 
Varsayılan işinize yarayacak yargıtay kararı

Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Sadece Bu Kısım İçin Kesilir
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1891
K. 2004/11330
T. 22.11.2004
• TAZMİNAT DAVASI ( Davacıya Ait Aracın Davalı Bankanın Zilyetliğinde ve Diğer Davalı Banka Görevlilerinin Gözetimindeyken Çalınması Nedeniyle )

• KISMİ DAVA ( Zamanaşımının Yalnızca Dava Açılan Kısım için Kesilmesi-Bu Nedenle Ek Davanın Zamanaşımı Süresi Dolmadan Açılmasının Gerekmesi )

• KASKO SİGORTALI ARACIN ÇALINMASI ( Ortaya Çıkan Zarar için Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Dava Açılan Kısım için Kesildiğinden Islah ile Açılacak Ek Davanın Zamanaşımı Süresi İçinde Açılmasının Gerekmesi )

• ZAMANAŞIMI DEF’İ ( Aracın Çalınması Nedeniyle Sigorta Şirketine Karşı Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Sadece Bu Kısım için Kesildiğinden Islah ile Açılan Ek Dava için Yapılan Zamanaşımı İtirazının Kabulünün Gerekmesi )

• ISLAH ( Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Yalnızca Bu Kısım için Kesildiğinden Islah ile Artırılan Kısım için Zamanaşımı Süresinin Dolmamış Olmasının Gerekmesi )

1086/m.83

6762/m.1268

ÖZET : Kısmi dava açılmış olması halinde, zamanaşımı yalnızca açılmış olan kısım için kesilir, ek davanın da zaman aşımı süresi dolmadan açılması şarttır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ıslahla artırılan miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.04.2003 tarih ve 2000/694-2003/341 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı sigorta şirketine kasko sigortalı aracın 8.7.1999 tarihinde davalı bankanın zilyetliğinde, diğer davalı banka görevlilerinin gözetimindeyken çalındığını, davalıların araç bedelini ödemediklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000.000 TL’nin riziko tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 8.11.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 6.250.000.000 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı banka vekili, aracın zilyetliğinin ( otopark işletmecisi olmayan ) bankaya bırakılmasının söz konusu olmadığını, aracını sokağa anahtarı üzerinde olarak terk eden davacının aracın çalınmasında kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı sigorta vekili, davacı aracını üzerinde anahtarı ile birlikte güvenli olmayan, oto park olarak işletilmeyen bir yere bıraktığından zararın teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece toplanan deliller, tanık beyanları ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu aracın park edildiği banka önündeki mahalde anahtarın, üzerinde veya park yeri güvenlik görevlilerinin bulunduğu kulübedeki kutulara bırakılmasının olağan ve zorunlu olduğu, aracın davalı banka görevlilerinin gözetiminde bulunması nedeniyle davalıların zarardan birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.500.000.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek %50 ve değişen oranlarda faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 2.398.000.000 TL ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan 31.8.1999′dan itibaren faizle sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

Karar, davacı, davalı banka ve sigorta vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davacı vekilinin, davalı banka vekilinin tüm ve davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı vekili, 29.5.2000 tarihli dava dilekçesinde müvekkiline ait aracın 8.7.1999 tarihinde çalındığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000.000.000 TL için kısmi dava açmış, 8.11.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 6.250.000.000 TL’ye yükseltmiş, ıslah harcını 26.6.2002 tarihinde yatırmıştır. Davalı sigorta vekili, ıslah dilekçesinin kendisine tebliğinden sonra süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuş, mahkemece 2.500.000.000 TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Kısmi dava açılmış olması halinde, zamanaşımı yalnızca açılmış olan kısım için kesilir, ek davanın da zaman aşımı süresi dolmadan açılması şarttır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ıslahla artırılan miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Bu durumda mahkemece, ıslahla artırılan bölüm için davalı sigorta şirketinin zamanaşımı def’i konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı banka vekilinin tüm, davalı sigorta vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.220.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, Bankalar Kanunu’nun 4672 sayılı Yasa’yla değişik 14/5/c maddesi gereğince davalıdan harç alınmasına mahal olmadığına, 22.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-11-2012, 23:17   #5
noonemins000

 
Varsayılan Bu da 2.cısı

Islah’la arttırılan miktar için zamanaşımı ıslah tarihinden itibaren hesaplanmalı
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/113
K. 2003/11256
T. 12.6.2003
• FAZLA ÇALIŞMA ( Beş Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu – Islah Tarihinden İtibaren Beş Yıl Geriye Doğru Oluşan Alacağın Hüküm Altına Alınması Gereği )

• ZAMANAŞIMI DEFİ ( Fazla Çalışma – Beş Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu )

• ISLAH ( Arttırılan Miktara Karşı Zamanaşımı Defi – Zamanaşımının Islah Tarihinden İtibaren Hesaplanması Gereği/Fazla Çalışma )

1475/m. 35

1086/m. 83, 87

ÖZET : Fazla çalışma alacakları beş yıllık zamanaşımına tabidir. Bu durumda ıslahla talep edilen miktarlara hasredilmek üzere ıslah tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde oluşan fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınması gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma parası, sosyal yardım ve ikramiye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı İhlas Holdinğ ve Şifa Yemek Ltd. Şti. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davalılar ıslah dilekçesine karşı verdikleri cevap dilekçesinde ıslahla arttırılan miktarlar yönünden de zamanaşımı definde bulunmuşlardır. Bu durumda davalıların, ıslahla arttırılan miktarlar yönünden ileri sürdüğü zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerekir.

Bilindiği üzere, fazla çalışma alacakları beş yıllık zamanaşımına tabidir. Bu durumda ıslahla talep edilen miktarlara hasredilmek üzere ıslah tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde oluşan fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece, ıslaha karşı yapılan zamanaşımı def’i nazara alınmadan fazla çalışma alacak isteğinin tamamına hükmedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.06.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı İçtihat Bankasından alınmıştır.
Old 27-11-2012, 23:17   #6
noonemins000

 
Varsayılan bu da 3.cü

Zamanaşımı def’i / Islah
T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/5032
Karar: 2006/26967
Karar Tarihi: 12.10.2006
ÖZET: Davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Islah yeni bir talep olduğundan, davalının ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunması mümkündür. Bu nedenle ıslahla talep edilen fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden ıslah tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde oluşan anılan alacakların bilirkişiden ek rapor alınarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Ayrıca, Davacı işçi aylık maktu ücretle çalıştığına göre aylık ücretinin içinde genel tatil ücretinin olduğu kabul edilir. Bu nedenle bayram ve genel tatil ücreti hesaplanırken bir katı dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekir. Bunun yanında duruşmada, davacıya <yıllık izinlerini kullandığına dair> yemin teklifinde bulunmuş, aynı celsede davacı vekili davalının yemin teklifini kabul etmediklerini bildirmiştir. Mahkemece yıllık izin ücretinin reddine karar yerilmesi gerekir.

(1475 S. K. m. 42) (1086 S. K. m. 83, 337) (4857 S. K. m. 53)

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Islah yeni bir talep olduğundan, davalının ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunması mümkündür. Bu nedenle ıslahla talep edilen fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden ıslah tarihinden geriye doğru son 5 yıl içinde oluşan anılan alacakların bilirkişiden ek rapor alınarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davalının süresinde ıslah işlemine karşı yaptığı zamanaşımı definin mahkemece nazara alınmaması doğru değildir.

3- 1475 sayılı İş Kanunun 42. maddesinde, çalışılan genel tatil ücretlerinin işçiye bir kat fazlasıyla ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Davacı işçi aylık maktu ücretle çalıştığına göre aylık ücretinin içinde genel tatil ücretinin olduğu kabul edilir. Bu nedenle bayram ve genel tatil ücreti hesaplanırken bir katı dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken hesap bilirkişisince iki kat üzerinden hesaplanan alacağın hüküm altına alınması hatalıdır.

4- Davalı vekili, 11.11.2004 tarihli duruşmada, davacıya <yıllık izinlerini kullandığına dair> yemin teklifinde bulunmuş, aynı celsede davacı vekili davalının yemin teklifini kabul etmediklerini bildirmiştir. Mahkemece yıllık izin ücretinin reddine karar yerilmesi gerekirken anılan isteğin kabulü de isabetli olmamıştır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi
Old 01-12-2013, 16:15   #7
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Bu konuda 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK sonrası verilen yüksek mahkeme kararlarının nazara alınmasının daha yerinde olacağını düşünüyorum.
Tabi belirtmek gerekir ki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi haricinde uygulama yukarıda ki gibi devam etmektedir.
Old 01-12-2013, 17:05   #8
olgu

 
Varsayılan

4. Daire tüm kısmi davaları belirsiz alacak davası gibi yorumlayıp ıslah yeni bir dava gibi değerlendirilemez, davanın kısmen açılmasıyla tüm alacak için zamanaşımının kesildiği yönünde karar veriyor ancak yerel mahkeme direnirse hgk 4. Dairenin kararını bozuyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet Ücreti İçin Ayrı Ayrı Takip Yapılması - Baroya Şikayet sibel19 Meslektaşların Soruları 5 20-09-2016 20:24
nafaka davasında ilam vekalet ücretinin ve nafakanın ayrı ayrı icraya konulması... Avukat4238 Meslektaşların Soruları 9 04-04-2012 12:44
DAP alacağı ve katılma alacağını ayrı ayrı belirtmeli miyiz? Ceşenkul Meslektaşların Soruları 2 20-10-2010 14:39
Her biri Ayrı ayrı Talep Olunacak Hususlarda müştereken talepte bulunulması Av.Hale Meslektaşların Soruları 1 16-07-2008 13:14
Aynı Konu İki Ayrı İlam ve Bu İlamlara Göre Açılan İki Ayrı Takip avmehmetatli Meslektaşların Soruları 1 02-02-2008 15:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03503394 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.