Konut kredisi nedeni ile yaptırılan zorunlu Sigortanın niteliği

Bir bankadan kullandığım konut kredisi nedeni ile Banka tarafın dan zorunlu olarak konut ve hayat sigortası yaptırıldı. Buna ilişkin daini mürtehini banka olan poliçeler tarafıma verildi.

Daha sonra bu sigortaların yaptırılmasının zorunlu olmadığını ve bu hususun Sözleşme Öncesi Bilgi Formunda Belirtilmesi gerektiğini öğrendim. (Banka tarafından tarafıma verilen Formda bu hususa ilişkin olarak herhangi bir bilgi yer almıyor)

Yapılan işlemin tüketici mevzuatına aykırı olduğu gerekçesi ile Tüketici Sorunları Hakem Heyetine Başvurarak Banka tarafından hesabımdan kesilen miktarın tarafıma iadesini talep ettim.

Ancak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti talebimi sigorta poliçesinin iptalinin istendiği, oysa TTK gereği sigorta işlemlerinin mutlak ticari işlem olduğu gerekçesi ile reddetti.

Ancak ben konunun Tüketici Hakem Heyetinin görev alanına girdiğini düşünüyorum.

Sorum şu: 1- Yeni bir dava açmak istesem Tüketici Hakem Heyetinin kararının iptali için mi, yoksa tarafımdan kesilen bedelin iadesi için mi dava açmam gerekir?

2- Sigorta işlemler mutlak ticari işlem ise davayı tüketici mahkemesinde mi ticaret mahkemesinde mi açmalıyım?

Şİmdiden yardımcı olan herkese teşekkür ederim.

Sn. Gaspıralı

Bankaların konut kredisi için kredi kullanana düzenledikleri iki adet sigorta, belirttiğiniz gibi biri DASK, diğeri de yaşam sigortası.

DASK yasa gereği esasen her yıl düzenlenerek ödenmeli.Aksi halde Allah korusun deprem olduğunda elimizde hiç bir mülk kalmadığı gibi onun borcunu da ödemeye devam etmemiz gerekir.

Diğeri genelde kendi bünyelerindeki şirketlere yaptırdıkları hayat sigortası ki, bildiğimiz anlamda hayat sigortasıdır.Ölüm halinde yaşımız, mesleğimiz, vs. hesaplanıp bunun içinden kredi tutarı düşülür ve mirasçılarımıza da bakiye ödeme yapılır. Kredide kefil olsa bile asıl alacaklı öldüğü anda borç siğortadan dolayı kapanmış olur,bakiyesi de mirasçılarımıza ödenir.

Ben sorunu tam anlayamadığım için bu açıklamaları yapıyorum.Sigortaların her ikisi de bizim menfaatimize.Siz sigorta yapılmasını mı istemiyorsunuz?

Alıntı: Yazan Av.Nesrin Sn. Gaspıralı Bankaların konut kredisi için kredi kullanana düzenledikleri iki adet sigorta, belirttiğiniz gibi biri DASK, diğeri de yaşam sigortası. DASK yasa gereği esasen her yıl düzenlenerek ödenmeli.Aksi halde Allah korusun deprem olduğunda elimizde hiç bir mülk kalmadığı gibi onun borcunu da ödemeye devam etmemiz gerekir. Diğeri genelde kendi bünyelerindeki şirketlere yaptırdıkları hayat sigortası ki, bildiğimiz anlamda hayat sigortasıdır.Ölüm halinde yaşımız, mesleğimiz, vs. hesaplanıp bunun içinden kredi tutarı düşülür ve mirasçılarımıza da bakiye ödeme yapılır. Kredide kefil olsa bile asıl alacaklı öldüğü anda borç siğortadan dolayı kapanmış olur,bakiyesi de mirasçılarımıza ödenir. Ben sorunu tam anlayamadığım için bu açıklamaları yapıyorum.Sigortaların her ikisi de bizim menfaatimize.Siz sigorta yapılmasını mı istemiyorsunuz?

Sayın Nesrin,

Benim şikayet ettiğim konu sigortanın yapılması değil, zorunlu olarak (tüketicinin iradesini dikkate alınmadan) yapılması....

Bu benim kabullenemediğim bu....

30.000 YTL kredi kullanıyorsunuz, 2500 YTL masraf alınıyor...

Bankalar tüketiciyi yolunacak kaz olarak görüyorlar...

Asıl mesele de bu...

Bu ay yine hesabımdan konut sigortası bedeli adı altında 100 YTL kesilmiş...

Bana hiç haber verilmeden... Ve budurm kredi süresi boyunca her yıl devam edecek...

Üstelik DASK varken neden ayrıca konut sigortası yaptırılıyor onu anlamadım...

Ve ben bana zorunlu olarak yaptırılan bu sigortalar nedeni ile hesabımdan kesilen tutatın iadesini sağlamaya çalışıyorum.

İlginiz için teşekkür ederim.

Merhaba...

Daha bir kaç ay öncesine kadar, konut kredisi kullanan müşterilerden sadece ipotek ve zorunlu deprem sigortası isteniyordu. Ki bunlarda gayet doğal ve de hukuki olan noktalar...

Son zamanlarda duyduğum şikayetlerin başında geliyor, konut kredisi kullanmada hayat sigortalarınında yapıldığı... Yurtdışında ki uygulamalarda bu husus uzun yıllardır devam ediyordu, ülkemizde ise yeni başladı...

Bahsedildiği gibi, eğer ki, ilgili sözleşmede yoksa, atıfta bulunulmamışsa, bunun aleyhinde hukuki yola başvurulabilir. Çünkü, Allah göstermesin, sizin vefatınızda dahi, banka alacağını tahsil için mirasçılarınıza, hatta onun da öncesinde elinde ki ipotek belgesine istinaden konutu satıp alacağını tahsil edebilir.

Önce, Tüketici Hakem Heyetine başvurulup karar aleyhinize çıkmışsa, buna itiraz yolu var; Heyetin verdiği karara karşı 15 gün içerisinde Tüketici mahkemesine başvurulması gerek.

Saygılar...