Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş Mahkemesinde İtirazin İptali Davası ile Alacak Davası Birlikte Açılabilir mi?

Yanıt
Old 21-09-2011, 16:32   #1
aühf

 
Varsayılan İş Mahkemesinde İtirazin İptali Davası ile Alacak Davası Birlikte Açılabilir mi?

İşçilerin bir kısım alacakları için ödeme emri gönderildi, devamında itirazlar geldi.

İtirazın iptali davası açılacak yalnız işçilerin diğer alacaklarını da eklemek istiyoruz.
İki farklı talebi birlikte isteyebilir miyiz?

Bu durumda örneğin fazla çalışma için itiraz -itirazin iptali davası sürecine girildiğinde bu davada kıdem -ihbar tazminatı da isteyebilir miyim?
Old 21-09-2011, 18:13   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Direkt olarak tek dava halinde açılabilme imkanı yok kanaatimce!..

Ancak;

İtirazın iptali davası ile diğer alacakları ayrı dava olarak açın, sonra birleştirme talep edin.. Her iki davada da dosyaların bilirkişiye gönderilerek hesap yapılması gerekebileceğinden; tarafları aynı olan davaların usul ekonomisi ilkesine istinaden birleştirilmesine karar verilebilir!..
Old 21-09-2011, 18:37   #3
by dinçer

 
Varsayılan

Alıntı:
İşçilerin bir kısım alacakları için ödeme emri gönderildi, devamında itirazlar geldi.

İtirazın iptali davası açılacak yalnız işçilerin diğer alacaklarını da eklemek istiyoruz.
İki farklı talebi birlikte isteyebilir miyiz?

Bu durumda örneğin fazla çalışma için itiraz -itirazin iptali davası sürecine girildiğinde bu davada kıdem -ihbar tazminatı da isteyebilir miyim?

Ödeme emri ile talep ettiğiniz miktara daha sonra açılacak olan itirazın iptali davasında ek kalemler eklemeniz mümkün değildir.Muhtemelen davanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşacaksınız.

Anladığım kadarıyla işçi alacakları için iş mahkemesinde dava açmak yerine direkt ilamsız takip yoluna başvurmuşsunuz.İşçi alacağı için ( maaş ) ilamsız takip yapıp, gelen itirazlar için itirazın iptali davası açıp bu davayı kazanmanız mümkün ise de aynı şeyi kıdem ve ihbar tazminatı için söyleyebilmek mümkün değildir.

Kıdem ve ihbar tazminatı işçinin belirli şartlar altında iş yerinden ayrılmasına ve 4857 sayılı iş yasasının ilgili maddesindeki diğer şartlara uygun olması halinde istenebileceğinden ve bunun yargılamaya ( bilirkişi incelemesi ) muhtaç bir konu olması nedeniyle İş mahkemesinde açacağınız dava ile talep etmeniz gerekecektir.(Tabi bunun için de ilamsız takip yapabilirsiniz ama sonuç pek iç açıcı olmayacaktır)

İş Mahkemesinde açacağınız kıdem ve ihbar tazminatı davası ile itirazın iptali davasının birleştirilmesini talep etmeniz sizin açınızdan bir menfaat sağlamayacaktır.Zira itirazın iptali davasında ödeme emri ile talep ettiğiniz ve neredeyse kesin olan ( yine bilirkişi incelemesi yapılacaktır ancak bu daha kısa olacaktır) maaş alacakları mevzu olduğundan dava erken bitecektir.Oysaki kıdem ve ihbar tazminatı davası daha uzun ve meşakkatli olacağından davaların ayrı yürümesi daha mantıklı gibi.

iyi çalışmalar
"yasak değil, serbest" (by dinçer)
Old 21-09-2011, 19:05   #4
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
by dinçer
Alıntı:
Kıdem ve ihbar tazminatı işçinin belirli şartlar altında iş yerinden ayrılmasına ve 4857 sayılı iş yasasının ilgili maddesindeki diğer şartlara uygun olması halinde istenebileceğinden ve bunun yargılamaya ( bilirkişi incelemesi ) muhtaç bir konu olması nedeniyle

Sayın by dinçer;

Eldeki itirazın iptali davasına konu alacaklar da yargılamaya muhtaçtır.. Yazılı belge yoksa -ki genelde olmaz- tanık vs. delillerle fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili vs... icra takibinde ne talep edildiyse buna ilişkin maddi olaylar işçi tarafça ispatlanmak; işverence de -itirazla bağlı kalınarak- bunun aksi veya ödendiği ispatlanmak zorunda kalınılacaktır..

İlave olarak; işçinin kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanacak şekilde iş akdinin son bulduğunu bilirkişi tespit etmez, edemez de (("yargılamaya (bilirkişi incelemesi) muhtaç" derken kastınız bu mu acaba??)).. Bilirkişi sadece deliller ve talep doğrultusunda kıdem ve ihbar tazminatı vs. alacaklara esas hizmet süresini belirtir, tazminat ve alacaklara esas brüt ücreti ve hak hak kazanılması halinde isteyebileceği tazminat ve alacak miktarlarını hukuka ve dosyaya uygun olarak hesaplar!.. Yoksa bilirkişi iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanılacak şekilde sona erip ermediği hususunu rapounda tartışamaz, görüşünü belirtemez dahi!!...
Old 21-09-2011, 19:24   #5
by dinçer

 
Varsayılan

Alıntı:
İlave olarak; işçinin kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanacak şekilde iş akdinin son bulduğunu bilirkişi tespit etmez, edemez de (("yargılamaya (bilirkişi incelemesi) muhtaç" derken kastınız bu mu acaba??)).. Bilirkişi sadece deliller ve talep doğrultusunda kıdem ve ihbar tazminatı vs. alacaklara esas hizmet süresini belirtir, tazminat ve alacaklara esas brüt ücreti ve hak hak kazanılması halinde isteyebileceği tazminat ve alacak miktarlarını hukuka ve dosyaya uygun olarak hesaplar!.. Yoksa bilirkişi iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanılacak şekilde sona erip ermediği hususunu rapounda tartışamaz, görüşünü belirtemez dahi!!...


Elbette bilirkişi işçinin kıdeme hak kazanıp kazanmadığı noktasında yorum yapamaz ( yapanlar yok mu evet malesef var ve sayın hakimlerimiz de buna göz yumuyolar ) Bilirkişilik müessesesi noktasındaki görüşlerinize katılıyorum.Zaten aksi birşey de söylemedim.

Yargılamaya muhtaç ifadesinden kastım likid olmayan alacaklardır.Maaş alacağı likid dir.Yani belirlenebilir niteliktedir.Oysa ki kıdemi ilamsız takip ile isteyemezsiniz sonuç iyi olmaz dememin sebebi önce kıdeme hak kazanır şekilde işçinin işyerinden ayrılıp ayrılmadığı noktasında hakimde kaanat oluşmalıdır.Aksi halde hakim karar veremez.Bu anlamda kıdem alacağı likid olmayan bir alacak tır.Ve işçinin buna hak kazanıp kazanmadığı usus da yargılamaya muhtaçtır.

Özetle yargılamaya muhtaç ifadesi hakimin yasalar çerçevesinvde ve avukat savunmaları neticesinde oluşacak bir husus olup, bilirkişilik müessesiyle alakası bulunmamaktadır.

Ayrıca fazla çalışma vs'i değil, yazımda da belirttiğim üzere maaş alacağı noktasında yargılamaya muhtaç olup olmama durumunu değerlendirmiş bulunmaktayım.
Old 21-09-2011, 19:51   #6
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Bilirkişi konusunda aynı kanaatteyiz..

Sorudaki "işçi alacakları"ndan kasıt sadece maaş (ücret) mi acaba?? Ücretten başka alacaklar da varsa, o zaman davaların birleştirilmesinin usul ekonomisi yönünden daha uygun olacağı kanaatindeyim..

Yine ayrıca, ücret (maaş) alacağı da her zaman likit olmayabilir!!...
Old 21-09-2011, 20:02   #7
by dinçer

 
Varsayılan

Syn Arıcı ;

Elbette davaların birleştrilmesi usul ekonomisini çalıştıran bir müessese ancak ben bu soru sayfadaki soru için vermiş olduğum cevapların tamamı ilk istenen maaş vs alacaklarının iş mahkemesi kararı ile değil ilamsız takip yapma suretiyle istenmiş olma ihtimali üzerinedir.Bu durumu da zaten ilk cevabımda yazdığım:

Alıntı:
Anladığım kadarıyla işçi alacakları için iş mahkemesinde dava açmak yerine direkt ilamsız takip yoluna başvurmuşsunuz.İşçi alacağı için ( maaş ) ilamsız takip yapıp, gelen itirazlar için itirazın iptali davası açıp bu davayı kazanmanız mümkün ise de aynı şeyi kıdem ve ihbar tazminatı için söyleyebilmek mümkün değildir.

cümlelerle ifade etmiştim.

Eğer ilk alacaklarda bir ilama bağlanmış ise birleştirme talebi noktasındaki düşüncelerinizi desteklememek mümkün değil.


iyi çalışmalar
"yasak değil, serbest..." (by dinçer)
Old 22-09-2011, 07:26   #8
aühf

 
Varsayılan

Kıdem -ihbar vesair tazminatların öncelikle yargılamayı gerektirip, hak kazanılıyorsa alınması gerektiği konusunda size katılmaktayım ancak geçenlerde ilamsız olarak istediğimiz fazla çalışma-ihbar-kıdem tazminatımıza borçlu itiraz etmedi ve şu an tahsil aşamasındayız.

Açıkçası ben ilamsız takibi tamamen kötü bir yol olarak görmüyorum. Dediğiniz gibi davaları ayrı açıp,birleştirme talep etsem uygulamada karşılaştınız mı hiç? icra-inkar tazminatları gibi konularda hakimler karışıklık yaşarlar mı acaba?
Old 22-09-2011, 13:25   #9
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Fazla çalışma, yıllık izin, genel tatil ve hafta tatili -hatta kıdem ve ihbar tazminatı- alacakları likit olmadığından, ancak yargılama sırasında miktarlar ortaya çıkacağından genelde iş davalarında icra inkar tazminatı talepleri reddolunuyor..

Ancak; mesela işçi ile işveren arasında miktarı kesin ve net şekilde gösteren protokole dökülmüş bir alacak veya tazminat olup da buna ilişkin takibe itiraz edilirse, o zaman icra inkar tazminatına hükmedilebilir!...

Davaların birleştirilmesi sadece usul ekonomisi yönünden size menfaat sağlayacaktır; yoksa ayrı da görülebilir.. Alacak kalemleri farklı olduğu için işin esasını etkileyecek bir durum söz konusu değildir...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet tespit davası ile işçi alacağı davası birlikte açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 50 21-09-2016 13:06
Menfi tespit davası ile alacak (eda) davası birlikte açılabilir mi? av.s_ulusinan Meslektaşların Soruları 6 22-05-2014 11:24
İş Mahkemesinde İtirazin İptali Davasina Asil İşverin Nasil Dahil Edilebilir? mslmklvz Meslektaşların Soruları 1 24-06-2011 17:14
iki şufa davası birlikte açılabilir mi?y Av. Emrah ASLAN Meslektaşların Soruları 2 16-02-2010 12:45
itirazın iptali davası için bir yıllık süre dolmadan alacak davası açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 2 20-07-2008 22:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04308605 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.