Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Avukatlar duruşmada doğrudan soru sorma haklarını yeterince kullanabiliyor mu?
Evet 16 3,52%
Hayır 438 96,48%
Oy Verenler: 454. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 162)

Duruşmada soru sorma hakkımızı ne kadar kullanabiliyoruz, kullanabiliyormuyuz?

Yanıt
Old 21-04-2007, 21:58   #1
avturker

 
Varsayılan Duruşmada soru sorma hakkımızı ne kadar kullanabiliyoruz, kullanabiliyormuyuz?

Doğrudan soru yöneltme
Madde 201 – (1) Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.
Usul kanunumuzda böyle bir madde var ama ben bu güne kadar bir yararını göremedim. Bütün avukatlar 'bu soru yöneltirmisiniz?' diye hakime ricada bulunuyor. Hakimde ya soruyu gereksiz görüyor yada br kaç konudan sonra lafı uzatmış oluyorsunuz. Aktif olarak duruşmaya katılanları sorgulayabilen varsa ne olur yazsın. Ben bir kaç soru sordummu hakim beni dinlemeyi bırakıp tanığa tamam geç yerine diyor.
Amaç maddi gerçeğin ortaya çıkmasıysa bu hakkımızı sonuna kadar kullanmalıyız. Duruşmaların yoğun olması benim müvekkilimin hakkının ihlalini haklı kılamaz.
Bu konuda bir şeyler yapmalıyız.
Old 22-04-2007, 11:02   #2
AV.SERTANn

 
Varsayılan

5 dakikada bir başka dosyaya geçilen ve yine de sırada bir sürü dosyanın beklediği bir ortamda bu usul lüks kaçıyor...alt yapısı oluşturulmadan sırf bizde de olsun hevesiyle yapılan düzenlemelerin baştan ölü doğduğu bir gerçek...yine de bu usulü zaman zaman kullanmakta ısrar etmek lazım...unutturmamak açısından..
Old 22-04-2007, 14:07   #3
Osman Asiltürk

 
Varsayılan

Ben de meseleden anladığım kadarıyla soru sorma hakkı derken mevzuatta olduğu halde uygulanamayan çapraz sorgulamadan bahsediyorsunuz. Benim öğrenmek istediğim çapraz sorgu nedir, sınırları ne olmalı ve dünyadaki kullanım şekli nasıldır? Ayrıca neden hala mahkeme hakim ve başkanları 'sanığa/tanığa değil bana konuş' edası içindeler?
Old 22-04-2007, 19:43   #4
şoreşger

 
Varsayılan

Avukatın duruşma esnasında doğrudan soru sorma müesesini çok iyi kullandığı söylenemez.Duruşmanın seyrini hakim yönettiğinden soru sorulmadan önce hakimden izin alma gibi durumlar ortaya çıkıyor;yani anlayacağınız uygulamada kağıt üzerinde yazılandan çok farklı bir işleyiş var.
Old 22-04-2007, 20:32   #5
Av.Selcan Güngör

 
Varsayılan

Yasa gereği avukatlar böyle bir hakka sahip ama anlaşılan bazı avukatlar bu hakkını kullanırken sıkıntı yaşıyor.Ben stajyer bir avukat olarak duruşmaları izlediğim zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla avukatın bu hakkını kullanması biraz da hakime bağlı,yani avukat hakime danışmadan sorusunu soramıyor.Ancak hakim olur verdikten sonra sorusunu doğrudan yöneltebiliyor.Tabi bu konu biraz tartışmalı.Elbette savunma hakkı kısıtlanamaz ama bazen de bazı avukatlar savunma adına ama savunmayla bağdaşmayan sorular yöneltebiliyor,bu durumda hakimin buna müdahale etmesini pek de yadırgamamak lazım.Yani hakimin müdahale gerekçesi önemli.




"Adalet;zülme karşı durmak,adil olanı yerine koymaktır..."
" Mevlana "
Old 22-04-2007, 22:21   #6
avturker

 
Varsayılan

Sayın Asiltürk,
Sorgu: maddi gerçeği ortaya çıkarmak üzere olayla ilgili kişilere soru sorulmasıdır en kısa anlatımla.
Tarafların kedi tanıklarını sorgulamaları doğrudan sorgu, karşı tarafın tanıklarını sorgulamaları ise çapraz sorgu olarak tabımlanıyor. Çapraz sorgu doğal olarak daha sert, daha vurucu sorular içeren bir yöntem. Ben bu konuda Erkan Canak ın Çapraz Sorgu adlı kitabını okudum. Dünyada uygulanması ve temel ilkelerini bu kitapta bulabilirsiniz.
Bence konu çok içler acıtıcı bir durumda bizler nasıl soru sormamız gerektiğini dahi bilmemekteyiz. Bizim sorularımız bir avukatıninden çok bir hakiminki gibi eksikleri tamamlamaya yönelik. İfadeyi çökertecek boyutta etkili ve birbiri ardına gelen sorular soramıyoruz. Yazılı beyanlarımızda sadece zaten mahkemeninde görmesi gereken hususları yazıyoruz.
Dünyadaki uygulamasının kesinlikle böyle olmadığı ortada.
Old 23-04-2007, 10:48   #7
Av.EErdem

 
Varsayılan

Sanırım bu konuda üzerinde durulması gereken başka bir sorun, avukatın sorduğu soruların zapta geçmemesi. Ben duruşma sırasında sorduğum soruların yalnızca cevabının zapta geçirilmesinden şikayetçiyim. Bazen sorduğunuz soruyla cevap arasında çelişki oluyor ve yalnızca cevabın zapta geçmesi, bu çelişkinin görünmesini engelliyor. Bir defasında tanığa sorduğum soruyla cevaplar arasında öyle dikkat çekici çelişkiler vardı ve tanık öyle bocaladı ki mahkeme başkanı, tanığın sorular karşısında heyecanlanıp, cevap veremediğini ve kaçamak sözlerle soruları geçiştirmeye çalıştığını, kekelemeye başladığını zapta geçirdi, sonunda da tanık hakkında olayın faillerinden biri olma ihtimali karşısında suç duyurusunda bulunulması için Cumhuriyet Savcılığı'na bildirimde bulunulmasına karar verdi. Böyle durumlar söz konusu iken,bir çok defa Mahkeme Heyeti'nin avukatın sorduğu sorular karşısında, sanki kasıtlı olarak duruşma süresi uzatılıyormuş gibi bir tavır takınması, soruları kısaltarak tekrar sorması, can alıcı soruların zapta hiç geçmemesi neticeye ulaşmada engeldir diye düşünüyorum.
Old 23-04-2007, 21:51   #8
berat avcı

 
Neşeli

Genelde duruşmanın akışını sayın hakim yönlendirdigi için çogu zaman avukatlar sorularında çekimser kalabiliyorlar.Soru sorma hakkımız kısmen elimizden alınmakta tavır ve davranışımızı hakimin tutumuna göre ayarlıyoruz.
Old 25-04-2007, 00:18   #9
cesur_yürek

 
Varsayılan

Öncelikle doğrudan soru yöneltmeyle ,Çapraz sorgu ayrı kavramlardır.Doğrudan soru yöneltmede Mesela ; avukat kendi tanığına soru sorar ve sorunun içinde cevabı bilinmez.Yorum barındırmaz.Çapraz sorguda Mesela ; avukat karşı tarafın tanığına soru sorar ve sorunun içinde cevabı saklıdır.Yönlendiricidir.CMK 201 uygulama alanı buluyor mu derseniz ? Buluyor ama doğrudan olmuyor Avukatlar hakimden izin almadan doğrudan soru sorabilseler bile çapraz sorguyu ne kadar doğru yapabiliyorlar ? Çapraz sorgunun iyi öğrenilmesi gerekir Zira fazladan yöneltilen bir soruyla bile aleyhe sonuç doğurması olasıdır.Saygılarımla ..
Old 28-04-2007, 11:27   #10
naile

 
Varsayılan

Doğrudan soru yöneltilemiyor.Bu savunma hakkının kısıtlanmasına neden olduğu kada avukatın görevini gerektiği gibi yerine getirmesine de engel olan bir durumdur.Bence bu hakkı kullanma konusunda ısrarlı olunmalı. Hak verilmiş kullanılmalı diyorum.:-)
Old 28-04-2007, 13:03   #11
Av.EErdem

 
Varsayılan

Burada Ağır Ceza Mahkemelerinin birinde görev yapan Başkan doğrudan sorgu ve çapraz sorgu sırasında hiç karışmıyor ve sorular karşısında ifade verenleri izliyor, hatta gözlemleri sırasında kişi kekeliyor, soruyu çarpıtmaya çalışıyorsa bunları zapta dahi geçiyordu. O dönem kendimi Amerikan filmlerindeki avukatlar gibi hissediyordum, sanırım bir çok avukat da öyle. Ne yazık ki tayini çıktı ve gitti.Yerine gelen hakim ise tam tersi. Çok az hakim var konuya sıcak bakan, böyle bir hakkı avukata tanıyan
Old 30-04-2007, 10:24   #12
avukatberk

 
Varsayılan

Maalesef duruşma salonunda avukatın duruşmanın seyrine ilişkin yönlendirici katılımı sıfır denilecek ölçüde seyrediyor.Hatta denilebilir ki çoğu zaman sanığa soru yöneltilmesine ilişkin talepler yargılama mercii tarafından zımni bir isteksizlik ve de memnuniyetsizlikle karşılanıyor.Bu konunun lehimize gelişimi biz avukatların sağlam duruşuna bağlı diye düşünüyorum.
Old 02-05-2007, 10:00   #13
zeynep__

 
Varsayılan

ben henüz öğrenciyim ama mahkemelerde çok bulundum. avukatların soru sorduğunu sadece türk filmlerinde gördüm saygılarımla ...
Old 03-05-2007, 17:20   #14
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynep__
ben henüz öğrenciyim ama mahkemelerde çok bulundum. avukatların soru sorduğunu sadece türk filmlerinde gördüm saygılarımla ...

Türk filmlerinde tutuklunun tahliye müzekkeresi düzenlenip cezaevinden çıkışının yapılması gerekirken duruşma salonunda yakınlarına koşup özgür kalması, mahkeme, dava, duruşma salonu, duruşma gibi kavramların günümüzde dahi yanlış kullanılması, yemin ederken sağ elini kaldıranlar ve daha pekçok bizdeki gerçeğe aykırı şeyler görülebilir. Hukukla ilgili sahnelerin geçtiği filmlerde bir hukukçuya danışılarak filmin yapılması belki benim eğlenmemi engelleyecek ama şart.
Old 03-05-2007, 18:43   #15
zeynep__

 
Varsayılan

evet kesinlikle bence de bir hukukçuya danısılması gerekiyor. şahsen ben ilk adliyeye gidip durusmaları izlediğimde hayal kırıklığına uğradım ... gözümde nasıl bir duruşma salonu hayal ediyordum ne buldum ... amerikan filmlerndeki gibi bir salon hayal ettim gözümde ama mersndeki adliyeye girdiğimde soluğu dısarda almak istedim
Old 04-05-2007, 20:30   #16
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Nerede okuduğumu hatırlamıyorum (Sanırım Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya'ya ait olmalı)ama çok önemli bir cümle:
"Gelişmişlik bir bütündür.Bir konuda toplumun gelişmiş olup, diğer konuda geri kalması düşünülemez"

Biz halen geliştiğimizi sanırken durduğumuz yerin neresi olduğunu bilememenin sıkıntısını yaşıyoruz.
Old 05-05-2007, 11:05   #17
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Hakim ve savcılarımız için mesleğe başlarken ve devamı sürescinde ciddi bir oryantasyon eğitimi, avukatlarımıza da ciddi bir özgüven eğitimi verilmeli.

Saygılar.
Old 05-05-2007, 13:43   #18
salimengin

 
Varsayılan

Az da olsa bu konuda ufuk açıcı bir tutum sergileyen hakimler de mevcut.
Old 06-05-2007, 15:34   #19
Av.Yücel

 
Varsayılan

kanunumuzda böyle bir düzenleme var avukatlara doğrudan soru sorabilme yetkisi tanınmış.Ancak birçok avukatın bu düzenlemden haberdar olmadığı kesin.Bu düzenleme getirildikten sonra hala avukatlar soru sorabilir mi diye tartışmak son derece anlamsız. Maddeyi iyi okursak "cumhuriyet savcısı,müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat;...........................................
.....doğrudan soru yöneltebilir" çok açıkça yazdığını görmekteyiz. ancak bunun kullanılmasını sağlamak biz avukatlara düşmektedir.Ve tabiiki doğru zaman ve doğru yerde doğru soruyu sorabilmek önemli....
Old 07-05-2007, 17:57   #20
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

duruşmada avukatların doğrudan soru sorma hakkı CMK' düzenlenmiştir. böylesine bir hak, forumda yazan bir avukat arkadaşın "dışarda var biz de alalım mantığıyla konuldu" ya da "lüks ama olduğunu hatırlatmak açısından kullanalım arada" gibi söylemlerle <özü anlaşılamayan haklar> kategorisinde bulunmasına rağmen, aslında çok bariz bir şekilde silahların eşitliği ilkesini biraz daha vurgulamak ve hayata geçirmek amacına hizmet etmektedir. sayın cumhuriyet savcılarımızın duruşmada zabıt katibine doğrudan doğruya her türlü talebini yazdırabildiği, bizimse savunma makamı olarak en kısa şekilde meramımızı anlatalım çabasıyla, Türkçe' de bulunmayan, 5 cümlenin kırpılmasıyla bir cümle olmuş, öznesiyle yüklemi bile birbirine uymayan cümleler kurarak savunma yapmaya çalıştığımız duruşmalarda, kanun koyucunun bir kez daha gözümüzün içine soktuğu bir haktır bizim için. doğrudan soru sorma hakkı, ceza hukukunun temel haklarından biridir.savunma hakkının en sert çekirdeğini oluşturur. bu hakkın tam olarak işlevsellik kazanamaması Türkiye' de avukatların vizyonunu ve başarısını gösterecek en büyük veridir kanaatindeyim. kendi hakkını savunmaktan aciz bir makam, başkasının hakkını savunma gayret ve iktidarı içinde olduğunu iddia edemez.
doğrudan soru sorma hakkının kullanılması hakimlerin keyfiyetine asla bırakılmamalıdır. bu hakkı etkili bir şekilde kullanan avukat, bu sayede dahi sözkonusu dosya ve ilgili dosyalarla ilgili bir çok kilit noktayı aydınlatacak bilgiyi ve delili o anda duruşmada ortaya çıkarabilir. ayrıca bir çok çelişkili ve kuşkulu durum dosyaya tam olarak hakim olamadığı için gözünden kaçan hakimin önüne çok açık bir şekilde sunulabilir. tüm bu faydalarına rağmen kullanılması lüks görülen, kimi yerde yersiz bulunan bu hak, Türk Ceza adaletinin hantal, sıkışık dişlileri için yağ işlevi görebileceği gibi, avukatın duruşmada duruşmaktan öte bir fonksiyonu olmadığını düşünen insanların gözündede mesleğin saygısını arttıracaktır kanaatindeyim. son olarak belirtmek isterim ki, bu hakkın yerine getirilmesine engel olunması halinde, "savunma hakkının engellenmesi ve bir kanuna açıkça aykırı davranılması" gerekçesiyle hakimin reddinden çekinmemek gerekir. önümüzü açacak yegane duruş budur. nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmemek gerekir... en içten sevgi, saygı ve azimli çalışmalar dileğimle...
Old 07-05-2007, 18:05   #21
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

"Çok az hakim var konuya sıcak bakan, böyle bir hakkı avukata tanıyan"
sayın üstadım,
sizin de bildiğiniz gibi hak ve yükümlülükler kanundan doğar.bir avukata hak tanıyan, yetki veren tek erk kanun erkidir.hakimlerin böyle bir güce ve yetkiye sahip olmadığını hatırlatır bu yönde tavır geliştirerek örnek olmanızı temenni ederim,
saygılarımla...
Old 12-05-2007, 18:39   #22
üye14540

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım aslında bu konu, üçlü yargılama kurumundaki en önemli gelişmelerden birisidir. Ancak ne yazık ki çok çeşitli nedenlerle bu hak ve görev(bence bu aynı zamanda avukat için bir görevdir de) yeterince yerine getirilememektedir. Bunun en önemli nedeni özellikle büyük kentlerdeki davalarda hakimlerin duruşmaya iyimser rakamla 40-50 adet dosyayla çıkmalarıdır.Benim görev yaptığım yerde ağır ceza mahkemeleri haftada üç duruşma yapmakta ve her duruşmada da en az 30 dosyayla yargılama yapmak zorunda kalmaktadırlar. Eğer olması gereken bu yetki tam kullanılmaya çalışılırsa o zaman ne yazık ki gecenin ilerleyen zamanlarına kadar duruşma yapmak gerekecektir. Aslında bu çok acı bir gerçek. Gönül ister ki günde en çok bir iki dosyayla duruşma yapılsın (Avrupa ükelerinde olduğu gibi); bu durmda tabi ki doğrudan sorularla maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi daha kolay olacaktır. Yargıçların avukatların çok soru sormasını istememelerinin nedeni de büyük çoğunlukla dosya sayısının çokluğu ve zaman azlığıdır. Ne yazık ki çoğu adliyede yargıçlar büyük özveri içinde gerekirse kendilerinden ve ailelerinden fedakarlık ederek çalışmakta, ama bazen bu da yeterli olmamaktadır.Saygılarımla
Old 23-08-2011, 11:54   #23
Av. Y.Yücel

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım.
Hemen hemen tüm yazılanlara bazı yönlerden katılmakla beraber şunu da eklemek isterim. Acaba neden ülkemizde hakimler her gün onlarca dosyayla duruşmaya girmek zorunda kalıyorlar? Hakim azlığı mı? Evrak trafiği mi? Olay fazlalığı mı? ....
Bir de şunu düşünün eğer siz bir dosyaya günde sadece 10 dk ayırırsanız maddi gerçeği nasıl ortaya çıkartabilirsiniz? (Ceza davaları için söylüyorum, Hukuk davaları konu dışıdır)
Tanık veya sanıkların hatta avukatların söylediklerini tam olarak dinlemeden değiştirerek(Çoğu zaman ileride temyiz edilirse bozulma şansı olmasın, aleyhimde kullanılmasın diye hakim olarak kendi mevkiinizin çıkarını koruyarak değiştirmekten bahsediyorum)zapta geçiyorsunuz. Evrak eksik hadi 3 ay sonraya erteleyelim. Böyle bir durumda dosyaların çıkmaza gireceği, biriktikçe birikeceği, tüm hukuk mezunlarının hakim olarak 1 yıl yardım etmesi halinde bile temizlenemeyecek dosyaların(Yargıtaydakiler dahil) olması gayet normal değil mi??
HAlbuki kanunun bize tanıdığı hakkı kullanabilsek, istediğimiz şekilde tanığa soru sorabilsek, açıkları mahkemeye sunabilsek belki de başka hiçbir delile gerek kalmadan sanıklara itiraf ettirebilirdik. Ceza davalarındaki açmazın ve herkesin "adalet" özleminin sebebi budur. Savunmaya yeterli savunma hakkının tanınmaması. maddi gerçeğn yeterli araştırılmaması ve davaların savcı ve hakimin tekelinde oluşu.
Saygılar.
Old 23-08-2011, 21:07   #24
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Y.Yücel
Değerli Meslektaşlarım.
Hemen hemen tüm yazılanlara bazı yönlerden katılmakla beraber şunu da eklemek isterim. Acaba neden ülkemizde hakimler her gün onlarca dosyayla duruşmaya girmek zorunda kalıyorlar? Hakim azlığı mı? Evrak trafiği mi? Olay fazlalığı mı? ....
Bir de şunu düşünün eğer siz bir dosyaya günde sadece 10 dk ayırırsanız maddi gerçeği nasıl ortaya çıkartabilirsiniz? (Ceza davaları için söylüyorum, Hukuk davaları konu dışıdır)
Tanık veya sanıkların hatta avukatların söylediklerini tam olarak dinlemeden değiştirerek(Çoğu zaman ileride temyiz edilirse bozulma şansı olmasın, aleyhimde kullanılmasın diye hakim olarak kendi mevkiinizin çıkarını koruyarak değiştirmekten bahsediyorum)zapta geçiyorsunuz. Evrak eksik hadi 3 ay sonraya erteleyelim. Böyle bir durumda dosyaların çıkmaza gireceği, biriktikçe birikeceği, tüm hukuk mezunlarının hakim olarak 1 yıl yardım etmesi halinde bile temizlenemeyecek dosyaların(Yargıtaydakiler dahil) olması gayet normal değil mi??
HAlbuki kanunun bize tanıdığı hakkı kullanabilsek, istediğimiz şekilde tanığa soru sorabilsek, açıkları mahkemeye sunabilsek belki de başka hiçbir delile gerek kalmadan sanıklara itiraf ettirebilirdik. Ceza davalarındaki açmazın ve herkesin "adalet" özleminin sebebi budur. Savunmaya yeterli savunma hakkının tanınmaması. maddi gerçeğn yeterli araştırılmaması ve davaların savcı ve hakimin tekelinde oluşu.
Saygılar.

Sayın Av. Y.Yücel,

Ceza yargılamasının "sanıklara itiraf ettirmek" gibi bir amacı yoktur. Bu görüş modern ceza yargılamasının amacına ve ulaştığı düzeye aykırıdır.

Ceza yargısı, sanığın ikrarını dahi yargıç için bağlayıcı saymamıştır.

Sanık neyi itiraf edecek, sanık bir kelime ile suçlu olduğu "sanılan" kimsedir. Sanıktan itiraf beklersek beraati zimmet asıldır ilkesi yerle bir olur. Sanık ne suçludur ne de masumdur...

Hem adil yargılama, maddi gerçeğe ulaşma amacı ve hem de etkin savunmanlık bu esaslara riayetten geçer...

Ceza davalarındaki açmaz ile sanıkların itiraf ettirilememesi arasında ise "hukuksal" bir korelasyon kurulamaz. Avukat, (müdafi) bu uğurda (itiraf ve yargılamayı bu yolla hızlandırma) hiç kimse ile özellikle iddia ve yargılama ile işbirliği edemez.

Saygılar.
Old 24-08-2011, 13:39   #25
Av. Y.Yücel

 
Varsayılan

Sayın Ömer Güntay,
HAklısınız ancak sanırım anlatmak istediğimi tam anlatamadım yada siz anlayamadınız. "Ceza davalarındaki açmazın ve herkesin "adalet" özleminin sebebi budur Yani Savunmaya yeterli savunma hakkının tanınmaması. maddi gerçeğn yeterli araştırılmaması ve davaların savcı ve hakimin tekelinde oluşu"

Ceza davalarındaki açmazı elbetteki sanığa itiraf ettirememe 'ye bağlamadım hatta o sadece küçük bir örnekti, doğruyu söylemeyen tanıkları, gerçeği saklayan sanıkları sorduğumuz(keşke sorabileceğimiz) sorularla beyanları arasındaki çelişkileri ortaya çıkararak, ve hatta belki itiraf etmelerini sağlayarak maddi gerçeğin bulunmasına katkı sağlayabileceğimizden bahsetmek istemiştim.

Elbetteki sanıktan itiraf beklemeyeceğiz ancak siz de takdir edersiniz ki bazen öyle durumlar oluyor ki sanık gerçeği söylemediğini hareketleriyle, tavırlarıyla hakimin sorduğu sorulara verdiği çelişkili ve gelişigüzel cevaplarla ele veriyor.
Ben bu durumlardan söz ediyordum.

Ancak cevabınızla yorumumun yanlış anlaşılabilecek bölümlerini düzelttiğiniz ve konuya başka bir bakış açısı getirdiğiniz için teşekkür ederim.
Saygılar
Old 24-08-2011, 13:44   #26
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Y.Yücel
Sayın Ömer Güntay,
HAklısınız ancak sanırım anlatmak istediğimi tam anlatamadım yada siz anlayamadınız. "Ceza davalarındaki açmazın ve herkesin "adalet" özleminin sebebi budur Yani Savunmaya yeterli savunma hakkının tanınmaması. maddi gerçeğn yeterli araştırılmaması ve davaların savcı ve hakimin tekelinde oluşu"

Ceza davalarındaki açmazı elbetteki sanığa itiraf ettirememe 'ye bağlamadım hatta o sadece küçük bir örnekti, doğruyu söylemeyen tanıkları, gerçeği saklayan sanıkları sorduğumuz(keşke sorabileceğimiz) sorularla beyanları arasındaki çelişkileri ortaya çıkararak, ve hatta belki itiraf etmelerini sağlayarak maddi gerçeğin bulunmasına katkı sağlayabileceğimizden bahsetmek istemiştim.

Elbetteki sanıktan itiraf beklemeyeceğiz ancak siz de takdir edersiniz ki bazen öyle durumlar oluyor ki sanık gerçeği söylemediğini hareketleriyle, tavırlarıyla hakimin sorduğu sorulara verdiği çelişkili ve gelişigüzel cevaplarla ele veriyor.
Ben bu durumlardan söz ediyordum.

Ancak cevabınızla yorumumun yanlış anlaşılabilecek bölümlerini düzelttiğiniz ve konuya başka bir bakış açısı getirdiğiniz için teşekkür ederim.
Saygılar


Kıymetli meslektaşım,

Tek amacım buydu gerçekten...

Mesajımda geçen hassasiyetlere vakıf olduğunuza eminim. Ancak kullanılan ve birbirini takip eden cümlelerden "korktuğumuz" anlamlar çıkması muhtemeldi.

Bu nedenle, konuyu ceza usul hukuku teorisi içinde muhkem hale getirmek istedim.

Siz de anlamışsınız zaten...

Ben de teşekkür ederim, saygılarımla.
Old 19-10-2012, 16:59   #27
Av. Göztepeli

 
Varsayılan

Dün itibariyle girdiğim bir duruşmayı anlatmak istiyorum. Asliye Ceza'da sanık müdafiisiyim. Duruşmada tanık dinlendi. Beyanları aleyhimize idi. Soru sormak gerekti. Hakim bey sağolsun (!) soru sormama müsaade etti. Hakim bey ile aramızda geçen dialog aynen şu şekilde:

HKM- Avukat bey soruyu önce bana yönelteceksiniz, soruyu uygun bulursam ben sorarım.

AVK- Sayın yargıç CMK m.201'i hatırlatırım. Ben sanığa doğrudan soru yöneltmek istiyorum.

HKM- Ancak CMK'ya göre duruşmayı hakim yönetir avukat bey bilmiyor musunuz?

AVK- Sayın yargıç doğru diyorsunuz, ancak atladığınız bir husus var, CMK "duruşmayı hakim kafasına göre yönetir" demiyor, "CMK'ya göre yönetir" diyor.

Bunun üzerine hakim soruyu doğrudan sormama bozula bozula da izin vermek zorunda kaldı.

Velhasıl, CMK m.201'i olması gerektiği gibi kullanmamıza izin verilmiyorsa bu biraz da avukatlar olarak bizim yanlışımızdandır. Duruşma salonları hakimlerin istedikleri gibi at koşturabilecekleri, tek başlarına hareket edebilecekleri bir yer değildir. Yasal olarak savunmaya tanınan haklarımız üzerine basa basa kullanmalı ve bu haklarımızı da her defasında yargıçlara hissettirmeliyiz.

Saygılarımla.
Old 20-10-2012, 13:27   #28
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Göztepeli
...AVK- Sayın yargıç doğru diyorsunuz, ancak atladığınız bir husus var, CMK "duruşmayı hakim kafasına göre yönetir" demiyor, "CMK'ya göre yönetir" diyor...
Old 23-10-2012, 14:22   #29
av.medine

 
Varsayılan

Sayın Göztepeli hakim ile karşılıklı diyalogdaki son cümleye gerçekten şapka çıkartılır. Hakim sizin bu sözünüzden sonra ; duruşma bekleyen kişilerin bulunduğu sıraya şöyle göz veya gözlük altından bakmıştır eminim. Duruşmalarda CMK 'nin biz avukatlara tanımış olduğu usul haklarını kullanmak için çaba sarfetmeyen bizler (Sayın Kavilli ve benzeri savunma sergileyen meslekdaşlarmı ve bu arada THS üyelerini tenzih ederim.) sonra hakimlerin usule aykırı uygulamalarından devamlı dert yanıyoruz. Bu bir çelişki değil mi ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Duruşmada Sanığın Yeri Neresi? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 35 19-11-2010 00:03
Duruşmada bağırdı tutuklandı Y£LİZ Hukuk Haberleri 24 13-02-2009 17:16
Artık Güneşin Doğuş ve Batışını Müftülüklere sorma devri kapandı... metinunal83 Ceza Hukuku Çalışma Grubu 2 09-11-2007 22:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06537104 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.