Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hizmet Tespit Davası Açılmadan İbraname ile Sulh Olmak ve Teminat Senedi Almak

Yanıt
Old 14-01-2008, 16:48   #1
iussy

 
Varsayılan Hizmet Tespit Davası Açılmadan İbraname ile Sulh Olmak ve Teminat Senedi Almak

Merhabalar,

Elimdeki somut olayda, hizmet tespit davası açılmaksızın karşı taraf ile sulh olunması ihtimali var. Ancak müstakbel müvekkil, sulh olunması halide, karşı tarafa ödeyeceği meblağı garanti altına almak istediğinden karşı taraftan senet almak istiyor.

Bu durumda, teminat senedi alınması halinde durum ne olacaktır? Tarihi boş bir senet alınması ile teminat senedi alınması arasındaki avantaj ve dezavantajlar neler olacaktır? Bu konudaki bilgilerinizi benimle paylaşabilirseniz çok sevinirim.

Şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Old 14-01-2008, 18:59   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan iussy
Merhabalar,

Elimdeki somut olayda, hizmet tespit davası açılmaksızın karşı taraf ile sulh olunması ihtimali var. Ancak müstakbel müvekkil, sulh olunması halide, karşı tarafa ödeyeceği meblağı garanti altına almak istediğinden karşı taraftan senet almak istiyor.

Bu durumda, teminat senedi alınması halinde durum ne olacaktır? Tarihi boş bir senet alınması ile teminat senedi alınması arasındaki avantaj ve dezavantajlar neler olacaktır? Bu konudaki bilgilerinizi benimle paylaşabilirseniz çok sevinirim.

Şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla.

Öncelikle 'hizmet tespiti davasından' önceden feragatin geçerli olup olmadığını araştırsanız.

Saygılarımla
Old 14-01-2008, 20:21   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
sulh olunması halide, karşı tarafa ödeyeceği meblağı garanti altına almak istediğinden karşı taraftan senet almak istiyor.
Yukarıdaki cümleyi ben aşağıdaki gibi anlıyorum. Doğru mu anlıyorum?

''sulh olunması halide, karşı tarafın ödeyeceği meblağı garanti altına almak istediğinden karşı taraftan senet almak istiyor. ''
Old 14-01-2008, 21:56   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Yukarıdaki cümleyi ben aşağıdaki gibi anlıyorum. Doğru mu anlıyorum?

''sulh olunması halide, karşı tarafın ödeyeceği meblağı garanti altına almak istediğinden karşı taraftan senet almak istiyor. ''

Ben de şöyle anlamıştım: İşçi işverene hizmet tespiti davası açacağını söylemiştir. İşveren'Dava açma, para vereyim' demiştir. İşçi de kabul etmiştir. İşveren, para almasına karşın işçinin daha sonra dava açmasından endişe etmektedir. Bu olasılığın gerçekleşmesi durumunda verdiği parayı iade almanın garantisini aramaktadır. Başka deyişle işçinin sonsuza kadar kendisine dava açmasını önlemeye çalışmaktadır.

Soru sahibi, açıklar mı acaba?
Old 15-01-2008, 09:14   #5
iussy

 
Varsayılan

Suat Bey'in yorumu doğrudur ancak somut olayda, İş Kanunu kapsamında bir işçi bulunmamaktadır. İhtilaf, ev hizmetleri ile ilgilidir. Bu konuda dava açılması ihtimali mevcuttur.

Karşı taraf teminat senedi verebileceklerini belirtti ancak teminat senedine ilişkin okuduklarım ödenen paranın bu şekilde, istediğimiz gibi, garanti altına alınamayacağı sonucuna yönlendirdi beni.

Aslında, yaklaşık 2 yıldır bu davalar gerek yerel mahkemeler gerekse Yargıtay tarafından reddedilmekte ama müvekkilim iyi niyetini göstermek istiyor.

Bu durumda, ödenecek olan rakam için bir ibraname ve feragatname yapılmalı, ödenen meblağı da garanti altına almalı. Aklıma yalnızca senet geliyor ama onun da düzenleme tarihi, vadesi vs gibi unsurlarının ne şekilde düzenlenmesi gerektiği konusundan emin değilim.

Hizmet tespit davasından feragat edilmesinin mümkün olduğunu sanmıyorum açıkçası çünkü kamu da işin içine giriyor. Sosyal haklar ve sigortalılık gibi kıstaslar uyarinca, aslında geçerli bir işlem de değil. Zaten bu nedenle, bir garanti şekli bulmaya çalışıyoruz. Sonuçta 5yıllık zamanaşımı süresi var.
Old 15-01-2008, 11:14   #6
av_sibelll

 
Karar

benim de hizmet tespiti konusunda bir sorum olacak. Benimde hizmet tespitine ilişkin bir davam var ve karşı taraf farklı şekilde uzlaşmak kaydıyla davadan vazgeçmemiziistiyor. İşin içine SSK girdiği için ve bu durum kamuyu ilgilendirdiği için acaba bu davadan feragat etmek istesek edebilirmiyiz? Edemez isek davayı geri almak istesek bu sefer de karşı tarafın rızası gerekli. SSK da bu konuda rıza vermeyeceğine göre bu davayı nasıl geri çekebiliriz?
Old 15-01-2008, 11:22   #7
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/11796
K. 2005/1483
T. 21.2.2005
• HİZMET TESBİTİ TALEBİ ( Sigortalının Davadan Feragat Edemeyeceği - Davayı Geri Alabileceği )
• FERAGAT EDİLEMEMESİ ( Hizmet Tesbiti Talebiyle Açılan Davadan - Davayı Geri Alma Hakkının Mevcut Olması )
• DAVANIN GERİ ALINABİLMESİ ( Hizmet Tesbiti Talebiyle Açılan Davada Davadan Feragat Edilememesi )
506/m.6
1086/m.185,409
ÖZET : Belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Sosyal güvenlik hakkından feragat mümkün olmadığından sigortalılığın tespiti davasının feragat nedeniyle reddine karar verilemez. Davacı tespit davasından feragat edemeyeceğine göre, davasını geri alabilir, yani ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak davanın takibinden vazgeçebilir. Mahkemece yapılacak iş; 506 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca davadan feragatin mümkün olmayacağını davacıya hatırlatmak ve feragate ilişkin beyanı da hatırlatılarak, bunun davayı geri alma şeklinde anlaşılıp anlaşılamayacağı sorulmak ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 ve 409. maddesindeki prosedür gerekirse işletilmek üzere sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 3.3.2000-12.7.2004 tarihleri arasında geçen ve Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilemeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 506 sayılı Yasanın 6. maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümden kaçınılmaz ve vazgeçilmez. Yasanın öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Kişi ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, Yasa gereği kendiliğinden meydana gelen statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından feragat mümkün olmadığından, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilemez. Hal böyle olunca, davacı tespit davasından feragat edemeyeceğine göre, davasını geri alabilir. Başka bir anlatımla ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak davanın takibinden vazgeçebilir.

Mahkemece yapılacak iş; 506 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca davadan feragatin mümkün olmayacağını davacıya hatırlatmak ve feragate ilişkin beyanı da hatırlatılarak, bunun davayı geri alma şeklinde anlaşılıp anlaşılamayacağı sorulmak ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 ve 409. maddesindeki prosedür gerekirse işletilmek üzere sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Ayrıca hükmü temyiz eden davalı Kurum vekilinin de vekaleti celp edilerek dosya içerisine konulmalıdır.

Mahkemece, belirtilen bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, hükmü temyiz eden davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), bozmanın niteliğine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.2.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacının davadan feragat etmiş olması maddi hukuka ilişkin olarak hakkın özünden feragat anlamında değildir. Hiç kimse iradesi dışında dava açmaya veya açtığı davayı sürdürmeye zorlanamaz.

Bu nedenle mahkemenin kararının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

M. Zafer ERDOĞAN

Üye
Old 15-01-2008, 11:23   #8
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/933
K. 2005/2109
T. 8.3.2005
• ÇALIŞMANIN TESPİTİ TALEBİ ( Sosyal Güvenlik Hakkının Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Dokunulamaz ve Feragat Edilemez Bir Hak Olması Nedeniyle Davadan Feragat Nedeniyle Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
• DAVADAN FERAGAT ( Hizmet Tespiti Talebinde Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
• SİGORTALI OLMAK HAK VE YÜKÜMÜ ( Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Dokunulamaz ve Feragat Edilemez Bir Hak Olması Nedeniyle Hizmet Tespiti Davasında Feragat Nedeniyle Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
• KURUMA BİLDİRİLMEYEN HİZMETİN TESPİTİ ( Sigortalı Olmaktan Feragat Edilememesi Nedeniyle Davadan Feragat Halinde Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
506/m.6
ÖZET : Dava hukuksal nitelikçe çalışılmasına rağmen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tesbitine ilişkindir. 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek "çalıştırılanların ise alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı vazgeçilemiyeceği" belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür.

Öte yandan hizmet tesbiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle hizmet tesbiti davasında feragat eden davacı, sadece açtığı davadan değil, "sigortalı olduğunun tesbitinden" giderek "sosyal güvenlik hakkından" vazgeçmektedir. Bu nitelikteki bir feragat'ın Anayasa'da yer alan ilkelere ve 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinin emredici hükümlerine aykırı olduğu açıktır.

Mahkemece davanın yukarıda açıklanan hukuksal niteliği gözönünde tutularak, işin, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmek gerekirken, hizmet tesbiti davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.07.1996-27.10.1999 tarihleri arasında sigortalı olarak geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde feragat nedeniyle reddine karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Dava hukuksal nitelikçe çalışılmasına rağmen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tesbitine ilişkindir.

Davacı, davalı işyerinde 1.7.1996 ila 27.10.1999 tarihleri arasında çalıştığı halde, Kuruma bildirimde bulunulmadığından bahisle belirtilen tarihler arasında çalıştığının tesbiti için işveren ile SSK Başkanlığı aleyhine dava açmıştır. Davacı vekili 17.10.2003 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, bunun üzerine yerel Mahkemece davanın feragat nedeniyle red kararı verilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık hizmet tesbiti davasından H.Y.M.U. 90.ve devam maddeleri gereğince feragat edilip edilemiyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir. Feragat ile yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçilir. Davadan feragat sonucunda feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz.

1982 Anayasa'sının 12.maddesinde "Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz devir edilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu" 60.maddesinde ise "Herkesin sosyal güvenlik hakkında sahip olduğu" düzenlenmiştir. Hal böyle olunca da sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulamaz ve feragat edilemez bir hak olduğu açıktır.

506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek "çalıştırılanların ise alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı vazgeçilemiyeceği" belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür.

Öte yandan hizmet tesbiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle hizmet tesbiti davasında feragat eden davacı, sadece açtığı davadan değil, "sigortalı olduğunun tesbitinden" giderek "sosyal güvenlik hakkından" vazgeçmektedir. Bu nitelikteki bir feragat'ın Anayasa'da yer alan ilkelere ve 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinin emredici hükümlerine aykırı olduğu açıktır.

Mahkemece davanın yukarıda açıklanan hukuksal niteliği gözönünde tutularak, işin, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmek gerekirken, hizmet tesbiti davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.2.2004 gün 2004/21-54 Esas, 2004/54 Karar )

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmasından kuruma bildirilmeyen 1.7.1996 - 27.10.1999 arası sürenin tesbiti istemiyle dava açmış ancak deliller toplanmadan verdiği 17.10.2003 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini beyan etmesi üzerine mahkemece 20.4.2004 günü davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davalılardan Kurum vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.

Kurumun temyizi sadece vekalet ücretine yönelik ise de feragatın geçerli olup olmadığının saptanması varılacak sonuca ve giderek vekalet ücretinin takdirine de etkili olacağından ileri sürülen temyiz itirazının incelemeyi sınırlandırmayacağı ve kişiye sıkı sıkıya bağlı devredilmez ve vazgeçilmez haklardan olan sosyal güvenlik kapsamındaki sigorta hakkında ( hizmet tesbiti talebinden ) feragat edilemiyeceğine ilişkin bozma gerekçesine aynen katılıyorum.

Ancak; hizmet tesbiti davaları kural olarak taraflarca hazırlama ( ihzar ) prensibine tabi olmakla birlikte Kamu düzeniyle ilgisi nedeniyle gerektiğinde hakimin soruşturmayı derinleştirerek resen delil toplama yetkisi bulunmakta ise de mümkün olmamasına rağmen davadan feragat edilmesi halinde gerek İş Mahkemeleri Kanununda gerekse 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda 3402 sayılı yasanın 29.maddesinde olduğu gibi hakime davaya resen bakıp sonuçlandırma görev ve yetkisi öngören bir hüküm bulunmadığından işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi mümkün olamaz.

Dava konusu hakkın niteliği gereği davadan feragat edilmesi mümkün olmadığına göre mahkemece yapılacak iş; feragat beyanı davayı takipten sarfınar etme ( davayı takipten vazgeçme, yada davayı geri alma ) olarak kabul edilmeli, buna karşı tarafça muvafakat edildiği takdirde "dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına" aksi takdirde davacı davasına devam etmek istemez ve karşı taraftan da davayı takip talebi olmaz ise "dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar vermek olmalıdır.

Bu nedenle bozma kararındaki mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesine ilişkin gerekçeye katılamıyorum.
Old 15-01-2008, 11:24   #9
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/21-54
K. 2004/54
T. 11.2.2004
• HİZMET TESPİTİ ( Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Tür Tespit Davalarında Hakimin Feragat Nedeniyle Davayı Reddetmemesi Gereği )
• DAVADAN FERAGAT ( Hizmet Tespit Davası - Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Davalarda Hakimin Feragat Nedeniyle Davayı Reddetmemesi Gereği )
• FERAGATIN DAVAYI SONA ERDİRMEMESİ ( Hizmet Tespit Davası - Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Davalarda Hakimin Feragat Nedeniyle Davayı Reddetmemesi Gereği )
• SOSYAL GÜVENLİK HAKKININ KORUNMASI ( Hizmet Tespit Davasından Feragat - Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Davalarda Hakimin Delilleri Kendiliğinden Toplayıp Sonucuna Göre Karar Vermesi Gereği )
2709/m. 12, 60
506/m. 6
1086/m. 79, 91
ÖZET: Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir. Ancak bazı istisna hallerinde feragat davayı sona erdirmez. Hakim, feragate rağmen davaya devam etmekle yükümlüdür. Bu istisnalardan biri de sosyal sigortalılık süresinin tespiti için açılan hizmet tespiti davalarıdır.

Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle, bu davadan feragat eden davacı sadece açtığı davadan değil, sosyal güvenlik hakkından da vazgeçtiği için; kamu düzenini ilgilendiren bu tür tespit davalarında hakim feragat nedeniyle davayı reddetmemelidir. Özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplayıp, sonucuna göre karar vermesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "Hizmet tespiti ve işçilik alacakları" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Uşak İş Mahkemesi )nce davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 27.8.2002 gün ve 2002/394 E, 465 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Yirmibirinci Hukuk Dairesinin 28.1.2003 gün ve 2003/358 E, 500 K. sayılı ilamı ile; ( ...Dava hukuksal nitelikçe; çalışılmasına rağmen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tespitine ilişkindir. Bu yönüyle dava konusunun doğrudan 506 sayılı Yasada öngörülen sigortalılık hak ve yükümlülüklerini etkileyeceği ortadadır. Sözü edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa'da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Bu haklar ise 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde belirtildiği üzere vazgeçilemeyen ve devir edilemeyen haklardandır. Mahkemece davanın hukuksal niteliği gözönünde bulundurulmaksızın feragat nedeniyle işin özüne inilmeden davanın reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, sigortalı hizmet süresinin tespiti ve işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.

Davacı, davalı işyerinde 17.7.1993-22.7.2002 tarihleri arasında devamlı çalıştığı halde kuruma noksan bildirildiğini beyanla, belirtilen tarihler arasında devamlı çalıştığının tespiti ile kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin tahsili için işveren ile Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine dava açmış, 27.8.2002 tarihli dilekçe ile davasından kayıtsız şartsız feragat ettiğini bildirmiş, mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine dair verdiği karar davalılardan kurum vekilinin temyizi üzerine yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Uyuşmazlık, hizmet tespiti davasından feragat edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir ( HUMK. 91 ). Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi ( HUMK.79 ), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir. Ancak bazı istisna hallerinde feragat davayı sona erdirmez. Hakim, feragate rağmen davaya devam etmekle yükümlüdür.

Bu istisnalardan biri de sosyal sigortalılık süresinin tespiti için açılan hizmet tespiti davalarıdır ( Kuru Baki, İst. 2001, C: IV sh. 3654 ).

Bilindiği gibi feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz ( Prof. Dr. İ.E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri İstanbul 1975 Altıncı Bası, sh. 479 ).

1982 Anayasasının 12. maddesine göre "Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir". 60. maddede ise "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirilecek olursa sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 6. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılmayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür ( M. Çenberci Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, 1985, sh. 90 ).

Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez. Kamu düzenini ilgilendiren bu tür tespit davalarında hakimin feragat nedeniyle davayı reddetmeyip özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Zira, sigortalı hizmet tespiti davasının açılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu bir çalışma ilişkisinden haberdar olacak gerektiğinde müfettiş incelemesi yaparak resen prim tahakkuk ettirip, tahsil edecektir. Görüldüğü gibi hizmet tespiti davaları kurumun hak alanını da doğrudan ilgilendirmektedir.

Öte yandan, hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle, bu davadan feragat eden davacı sadece açtığı davadan değil, "sigortalı olduğunun tespitinden" yani "sosyal güvenlik hakkından" vazgeçmektedir ( Barış Duman, Ankara 2002, 506 Sayılı SSK. Göre Hizmetlerin Tespiti, Yüksek Lisans Tezi, sh. 108 ).

Somut olayda, davacı işçilik alacakları talebinden vazgeçtiği gibi hizmet tespiti davasından da feragat ettiğini bildirmiştir. Dosyaya sunulan ibraname sigortalı olmak hak ve yükümlerinden kaçınmak ve vazgeçmek amacıyla düzenlenmiş olup davadan da bu nedenle feragat edildiği açıkça anlaşılmaktadır.

Oysa bu nitelikteki bir feragat uluslararası hukuk belgelerinde ve Anayasa'da yer alan ilkeler ile Sosyal Sigortalar Kanununun 6. maddesinin emredici hükmüne ters düşmektedir ( 10. HD. 1.2.1985, 85/223 E. 418 K., 10. HD. 1.6.1992 tarih, 92/301 E. 6164 K. ).

O halde mahkemece, davanın yukarıda belirtilen bu hukuksal niteliği gözönünde bulundurulup, işin esasına girilip sonucuna göre karar vermek gerekirken feragat nedeniyle tespit davasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 11.2.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY:

Bozma kararı hizmet tespiti ile ilgili dava yönünden doğrudur ( 506 s. K. md. 6/3 ).

Ancak davacı bu istek yanında kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti de talep etmiş, davalı Kurum vekili, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin oluşu yanında, feragat nedeniyle yargılama giderlerine hükmolunması gerektiği yönünden de hükmü temyiz etmiştir.

Bozma ilamında, hüküm sadece hizmet sürelerinin tespiti yönünden bozulmuş, yargılama giderleri yönünden açıklama yapılmamıştır.

Direnme kara ise, yargılama giderlerine hükmolunmaması gerekçesini de içermektedir.

Direnme kararı kurum vekili tarafından yargılama giderleri yönünden de temyiz edilmiştir.

Hüküm yargılama giderleri yönünden de kurum yararına alacak hakları ile ilgili olarak bozulması gerektiği görüşü ile değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Ali ihsan ÖZUĞUR

İkinci Hukuk Dairesi Başkanı
Old 15-01-2008, 11:40   #10
iussy

 
Varsayılan

Peki bu durumda, henüz açılmamış bir hizmet tespit davasında durum nasıl olmalıdır? sonuç itibari ile, karşı taraftan alınacak olan ibranamede, sürekli şekilde çalışmadığı, hususu da ayrıca ve eaçıkça belirtilecek olup, ileride bir hizmet tespit davası açılması halinde, kendisinin sürekli çalışmadığı yönündeki ikrarına atıf yapılabilecek midir?

Ayrıca, yapılacak ödeme karşılığında, teminat senedi alınması, müvekkili ne şekilde koruyacaktır, koruyacak mıdır?

Saygılarımla.
Old 15-01-2008, 13:59   #11
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sn av sibelll,
açtığınız davayı ispatlayamazsanız davanız reddedilir.Böylece feragat etmeden aynı sonuca ulaşmış olunur.
Sn.iussy,
Av.K md.35 düşünmenizi öneririm.Kaldı ki zaten "İş Kanunu kapsamında bir işçi bulunmamaktadır" demektesiniz.Bu durumda hizmet tesbiti de olmaz.Ancak bir atıfet olarak ödeme yapılacaksa yine 35.md. İİK anlamında ilam olacağından güçlü bir belge olur.
Old 15-01-2008, 14:18   #12
iussy

 
Varsayılan

Sn Bilen,

Ev hizmetleri - şartları gerçekleşmek kaydı ile-, Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında, istisnai olarak sigortalı sayılabilen hallerden biri olduğundan ve işin içerisine kamu ve sosyal hak gibi kavramlar girdiginden, ilam niteligi kazanabilecek mi, ibra eden açısından bağlayıcı olabilecek mi, ben de bu konularda pek emin değilim.

Sonuçta, yaptığım araştırmalarda, davadan feragat mümkün değil işin esasına girilmesi şart, bu durumda, daha dava dahi açmadan bu haktan feragat nasıl mümkün olabilecektir ki?

Av. K. m.35/A'da, avukatlar ile müvekkillerin birlikte imzalaması halinde, ilam niteliğinde olacağı belirtilmektedir. Ancak ibra ve feragat noter huzurunda yapılacak olup, karşı tarafın vekili bu metne imza koymayacağını belirtmiştir. Kısacası karşı taraf, asil olarak imzalayacaktır.

Yukarıda bahsettiğim hususlar nedeni ile kafam karışık olduğundan, sitedeki üstadlarımdan yardım rica ettim.

Size de teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Tespit Davası... av.knel Meslektaşların Soruları 20 13-11-2017 10:31
kambiyo senedi yıllık %58 faiz menfi tespit davası prag Meslektaşların Soruları 6 09-01-2014 15:25
Hizmet tespit davası hukukcu15 Meslektaşların Soruları 2 23-03-2012 15:21
hizmet tespit davası av.zeynep_diy Meslektaşların Soruları 9 24-02-2012 16:41
Hizmet Tespit Davası ?? VALPER Hukuk Soruları 1 25-12-2007 21:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06081796 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.