Trafik kazası sonrası destekten yoksun kalma tazminatı

Tüm meslektaşlarıma iyi çalışmalar dilerim. Kısa sürede cevaplandırmam gereken bir sorun var. Destek verecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.

Müvekkilin 20 yaşındaki oğlu, arkadaşının kullandığı arabanın içerisinde yolculuk etmektedir. Bu sırada araç, karşı yönden gelen araç ile çarpışmış, neticesinde müvekkilin oğlu ve diğer yolcu vefat etmiştir. İki araç sürücüsünün de 5/10 kusurları bulunmaktadır.

Müvekkilin iki araç sürücüsünden de herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Sadece sigortalardan destekten yoksun kalma tazminatı talep etmektedir. Bu konuda hiç tecrübem olmadığı için soracağım soruları lütfen yadırgamayın..

1- Destekten yoksun kalma tazminatı adı altında; hangi aracın sigortasından ne oranda talepte bulunmamız gerekir?

2- Ölen çocuğun anne ve babası mirasçı olarak kalmıştır. Anne ve babanın yanında,küçük yaştaki kardeşler lehine de destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir miyiz?

1. Her iki aracın trafik sigortasına karşı müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre dava açın.
2. Kardeşlere tazminat ancak fiili desteklik durumu varsa olabilir.

Öncelikle, kaza tespit tutanaklarında kolluk tarafından kusur ile ilgili görüş belirtilse de bu yetki aşımıdır. Hangi araç sürücüsünün hangi oranda kusurlu oldukları asıl olarak ceza ve/veya hukuk davasında keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilebilecektir.

Araçlardan birinin sigorta şirketine de dava açabilirsiniz, dilerseniz de her iki aracın sigorta şirketine karşı birlikte dava açarak destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini (poliçe limitleriyle bağlı kalmaları kaydıyla) de talep edebilirsiniz. Zira olayda kusur oranına bakılmaksızın sigorta şirketleri destek tazminatının tamamından -poliçe limitiyle bağlı kalmaları kaydıyla- müşterek ve müteselsilen sorumludur. Kimin hangi oranda kusurlu olduğu bu davada sizi ilgilendiren bir husus değildir. Yani özetle, zorunlu sigortanın sigortacısı, sigortalısının kusuru oranına göre belirlenecek olan miktardan değil, poliçe limitini aşmamak kaydıyla tazminatın (zararın) tamamından sorumludur. Kusur durumu ise sizin davanızdan ayrık olarak, ancak davalıların daha sonra birbirlerine rücu etmeleri durumunda değerlendirilecek bir husustur.

Kardeşler konusunda meslektaşımın dediğine katılıyorum. Zira destek tazminatında mirasçılık esas değildir. Bu konuda;

"""Destekten yoksun kalma tazminatı ile ölenin mirası arasında bir bağ kurulamaz. (4.HD.12.12.1957, 7163-7371) (S.Olgaç, Borçlar Kanunu,1976,sf.433,no:680) - Destekten yoksun kalma tazminatı, doğrudan doğruya hayatta kalanların kişiliklerinde doğan bir haktır; bu hak onlara ölenden geçmiş değildir. (S.S.Tekinay, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, 1963,sf.66) - Destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar. Bu nedenledir ki akrabalık, mirasçılık, kanuni veya akdi bir bakma yükümlülüğü asla aranmaz. (4.HD. 16.09.1980, 7095-9564, Yasa HD.1980/10-1442,no:546) – Destekten yoksun kalma tazminatı, niteliği itibariyle, üçüncü kişilere, desteğin gelir ve yardımından yoksun kalmaları nedeniyle tanınmış, bağımsız bir hak olup, mirasçılık sıfatı ve miras hukuku ile bir ilgisi yoktur. (HGK. 25.05.1984, E.1982/9-301 K.1984/619; YKD. 1986/5-630) - Borçlar Yasası’nın 45.maddesinde sözü edilen destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil eylemli bir durumu amaç tutar; ne hısımlık ilişkisine ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. (4.HD.25.09.2001, 3996-8484; YKD.2002/2-198) – Ölen desteğin gelirinin destek görenler arasında paylaştırılmasında, miras hisselerinden yararlanarak çözüme gitmek doğru değildir. (9.HD.01.02.1971, 14254-1219; M.Çemberci , İş Kanunu Şerhi, 1986, sf.1088) - ÇELİK AHMET ÇELİK"""

İlave olarak; müvekkilleriniz araç sürücülerinden bir talepte bulunmasa da, sigorta şirketlerinin sonradan bu kişilere ve/veya araç sahiplerine rücu edebilme ihtimali vardır...!

Değerli görüşleriniz için teşekkür ediyorum. Bu doğrultuda;

Anne, baba ve iki kardeş için destekten yoksun kalma tazminatı adı altında kısmi dava açacağım. Davamı her iki sigorta şirketine karşı, müştereken ve müteselsilen talepli yönelteceğim.

İyi çalışmalar dilerim

Kısmi dava açmak yerine belirsiz alacak davası açmanızı tavsiye ederim.

Ayrıca Caner bey çok güzel özetlemiş. Bu konu ile ilgili Çelik Ahmet ÇELİKin sitesindeki makalelerden faydalanmanızı da tavsiye edeim.

Belirsiz alacak davası açılması daha doğru olur. Anne - Baba çok yaşlı ise tazminat tutarı bakından fazla beklenti içinde olunmamalı. Kardeşler için talepte desteğin varlığına bakılacak. Çıkmasa da, onlar için de istemde yarar var.

Cevabınız için teşekkür ediyorum üstadım..

Anne ve baba 45 yaşında, kardeşler ise 10 ve 15 yaşındalar.

Sizce sigorta şirketine mi başvurayım. Yoksa başvurunun neticesi müvekkiller tarafından kabul edilmezse dava mı açayım.

Tecrübelerinize göre, böyle bir durumda ne kadar destekten yoksun kalma tazminatına karar verilir?

( Anne ev hanımı, baba çiftçi. Ankara' nın bir ilçesinde ikamet ediyorlar. Kardeşler ise okuyorlar. Vefat eden çocuk 20 yaşında ve üniversiteye hazırlanıyor.)

İyi çalışmalar...

Şirketten gelecek öngörülen ( Aktüre yaptıracakları hesap sonucu ) tazminat tutarı beklenmeli. Bildirilen tutarın da İbranameye şerh konularak alınması aile için daha yararlı olur. Çıkan rakam denetlettirildikten sonra farka göre düşünülmeli. Müteveffanın çalışıyor olmaması da değerlendirilecek.