Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

muris muvazaası

Yanıt
Old 24-03-2010, 17:27   #31
msahinparlak

 
Varsayılan

2007 yılındaki genel tebliğe ulaşamıyorum
Old 25-03-2010, 10:01   #32
Av. Suzan ŞEN

 
Varsayılan

sayın meslektaşım,
Yargıtay kararları genel olarak rayiç bedeli değerlendiren kararlar vermiş olsa da alıcının alım gücü ve satıcının yani miras bırakanın satış yapmaya ihtiyacı olup olmadığı gibi husuları da değerlendirmektedir. bu kapsamda düşünürseniz sizin işinize yarayacak tarzda Yargıtay kararları da mevcut. birkaç tanesini ekliyorum.
saygılar....

YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2005/5913T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/5913

K. 2005/6859

T. 5.6.2005

• MURİS MUVAZAASI ( Tespitinde Ülkenin Gelenek Ve Görenekleri Toplamsal Eğilimleri Miras Bırakanın Sözleşmeyi Yapmakta Haklı Ve Makul Bir Sebebi Olup Olmadığı Davalının Alış Gücü Olup Olmadığı Satış Bedeli İle Rayiç Bedel Arasındaki Farkın Nazara Alınacağı )

• TAPU İPTALİ TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

• MİRASÇILARDAN MAL KAÇIRMA ( Tapu İptali Tescil Talebi - Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

• İSPAT ( Tapu İptali Tescil Talebi - Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

• TANIK ( Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

818/m. 18

1086/m.288, 293

ÖZET : Muris muvazaasının tespiti yönünden ülkenin gelenek ve görenekleri, toplamsal eğilimleri, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir sebebi olup olmadığı, davalının alış gücü olup olmadığı, satış bedeli ile rayiç bedel arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olguların nazara alınması gerekir. Muris muvazaası tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebilir. Tüm deliller toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini ileri sürüp; tapu iptali ve tescil istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazları muristen ve murisin kardeşlerinden bedellerini ödemek suretiyle satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların yazılı akde dayanılarak yapılan satış ve hibe işlemlerinin muvazaalı olarak davalıya yapıldığını gösterir aynı hukuki mahiyette bir delil ibraz edemedikleri ve iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle açılan davaların reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı A. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.T.'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, temliklerin resmi akitle yapıldığı, iddianın aynı güçte delille kanıtlanması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği Üzere uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı'nda açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun'un 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, çekişme konusu taşınmazların miras bırakan tarafından davalıya temlik edildiği, davacı tarafından anılan temliki işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Bu iddianın, tanık beyanı dahil her türlü delille ispatlanabileceğinin, yasal ve yargısal uygulamalar gereği olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; öncelikle miras bırakana ait veraset ilamının getirtilmesi ve gerektiğinde Medeni Yasa'nın 640. maddesi uyarınca işlem yapılması, tarafların gösterdikleri ve gösterecekleri tüm delillerin toplanması, bu arada taşınmazların imar görmesi nedeniyle imar evraklarının ve öncesinin getirtilmesi, davanın kanıtlanması halinde, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin ne ölçüde imar parsellerine yansıdığının saptanıp gözetilmesi ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacı A'nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.06.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2004/8660T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/8660

K. 2004/9607

T. 22.9.2004

• MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ ( Murisin Gerçek İradesinin Tesbiti Usulü - Murisin Paraya İhtiyacının Bulunmaması ve Davalının da Alım Gücünün Bulunmaması )

• MUVAZAA NEDENİYLE TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ ( Murisin Gerçek İradesinin Tesbiti Usulü - Murisin Paraya İhtiyacının Bulunmaması ve Davalının da Alım Gücünün Bulunmamasının Muvazaaya Delil Teşkil Etmesi )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaası Nedenine Dayanarak - Murisin Gerçek İradesinin Tesbiti Gereği - Murisin Paraya İhtiyacı Bulunmaması ve Davalının da Alım Gücünün Bulunmamasının Muvazaa Bulunduğunu Göstermesi )

2644/m.26

818/m.18,213

4721/m.706

ÖZET : Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, sağlıklı, adil ve doğru bir sonuca ulaşılabilmesi için miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer olmayacak şekilde tespit edilmesi gerekir. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin olup olmadığı, davalının alım gücü, satış bedeli ile gerçek bedel arasındaki fark gibi olgulardan yararlanılmalıdır. Somut olaya gelince; dosya içeriği ve mevcut deliller yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; miras bırakanın satış tarihinde mal satmaya ihtiyacı olmadığı, davalının alım gücünün bulunmadığı, miras bırakanın diğer taşınmazlarıyla karşılaştırıldığında malvarlığının yarısını temlik ettiği, mahkeme dışında noterde düzenlenen ifade tespit tutanağına değer verilemeyeceği, aksine muvazaalı işlemi gizleme amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, miras bırakanın çekişmeli taşınmazı mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalıya temlik ettiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, müşterek miras bırakanları M'nin dava konusu 60 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalıya muvazaalı biçimde devrettiğini ileri sürerek paylan oranında iptal-tescil istemişlerdir.
Davalı, miras bırakanının çekişmeli taşınmazı ihtiyacı nedeniyle satışa çıkardığını, kendisinin de 100.000.- TL'ye bu yeri satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satışın gerçek olup muvazaa bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmişse de duruşma gideri eklenmediğinden istek reddedildi. Tetkik Hakimi'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş YARGITAY içtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı'nda açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun'un 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; dosya içeriği ve mevcut deliller yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; miras bırakanın satış tarihinde mal satmaya ihtiyacı olmadığı, davalının alım gücünün bulunmadığı, miras bırakanın diğer taşınmazlarıyla karşılaştırıldığında malvarlığının yarısını temlik ettiği, mahkeme dışında noterde düzenlenen ifade tespit tutanağına değer verilemeyeceği, aksine muvazaalı işlemi gizleme amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır.
SONUÇ : Hal böyle olunca, miras bırakanın çekişmeli taşınmazı mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalıya temlik ettiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 22.09.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.





YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2007/10401T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/10401

K. 2008/336

T. 17.1.2008

• TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI ( Mirasçılardan Mal Kaçırma Amaçlı Muris Muvazaası Nedeniyle )

• GERÇEK SATIŞ ( Temliki İşlemin Muvazaalı Olduğu Kanıtlanamadığı Miras Bırakanın Kendi İhtiyaçlarını Karşılamak için Dava Konusu Taşınmazları Alım Gücü de Bulunan Davalı Damadına Gerçek Değerine Yakın Bir Bedelle Sattığının Anlaşılması Nedeniyle Davanın Reddedilmesi )

818/m.18

ÖZET : Temliki işlemin muvazaalı olduğu kanıtlanamadığı miras bırakanın kendi ihtiyaçlarını karşılamak için dava konusu taşınmazları alım gücü de bulunan davalı damadına gerçek değerine yakın bir bedelle sattığı, satışın gerçek olduğu, dinlenen tanık beyanları ve toplanan diğer elverişli delillerle saptandığına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan Fatma'nın 270 ve 273 parsel sayılı taşınmazlarını kızı davalı Hasibe'nin eşi davalı Suay'a "satış" suretiyle temlik ettiğini; ancak yapılan işlemin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davalı Hasibe yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, iddiaların doğru olmadığını, miras bırakan Fatma'nın temliki, gerçek bir satış işlemi olarak yaptığını belirtip; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Suay'a yapılan satışın muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı davalı Hasibe'ye de husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Sevinç Türközmen'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temliki işlemin muvazaalı olduğu kanıtlanamadığı miras bırakanın kendi ihtiyaçlarını karşılamak için dava konusu taşınmazları alım gücü de bulunan davalı damadına gerçek değerine yakın bir bedelle sattığı, satışın gerçek olduğu, dinlenen tanık beyanları ve toplanan diğer elverişli delillerle saptandığına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir.
SONUÇ : Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 00,90 YTL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
yarx
yarx
Old 27-01-2012, 23:34   #33
AV.FİLİZ AY

 
Varsayılan

2007 yılında bahsi geçen bu genelge hakkında bilgisi olan varsa bilgilendirme yapabilirmisiniz...
Old 21-02-2012, 14:24   #34
denizizm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan n_plak
Vekaletname ile yapılan satışta muris muvazaasına dayalı tapu iptali davası açılması mümkün müdür?

Müvekkilin eşi, ilk evliliğinden olan kızına vekalet vermiş, taşınmaz müvekkilin eşinin kızı tarafından murisin ölümünden 1-2 ay önce 3. kişiye satılmıştır. Muris muvaazasında murisin gerçek iradesinin satış yönünde olmadığı, bağışın da şekil şartı eksikliğinden gerçekleşmediğinin ispatı gerekirken, olayda vekaletle satış gerçekleşmesi davayı ne şekilde etkiler?

Husumet taşınmazı satın alan 3. kişiyle birlikte, taşınmazı vekaleten satan murisin kızına da yöneltilmelimidir?
sorunuza yanıt buldunuz mu ben de aynı konuyu araştırıyorum ancak hala netleşemedim
Old 21-02-2012, 14:27   #35
denizizm

 
Varsayılan

benim sorum : Şahıslardan A nın iki oğlu(B ve C) bulunmaktadır. A oğlu B ye vekaletname vermiştir.B bu vekaletnameye dayanarak A nın malik olduğu taşınmazı 18 yaşındaki kendi oğluna satmıştır. 2010 yılında ise taşınmaz yine el değiştirmiştir.2011 yılında A ölmüştür. Buradaki sorum şu C nın oğlu D-yani A nın torunu -( C hayatta değil) şu aşamada babasına annesinden -yani kendi babannesinden-kalacak olan bu taşınmaz ile ilgili B den tazminat talep edebilir mi? İsteyebilirse burada dikkat edilmesi gereken unsurlar ve nelerdir?(zamanaşımı,deliller vs)
Old 15-06-2013, 16:42   #36
ahmet kasım özer

 
Varsayılan

sevgili meslektaşlarım,merhaba;Muris muvazzasında,bir gayrimenkulun keşif tarihi olan 29.03.2013 tarihinde belirlene 160.000 Tl değeri satış tarihi olan 30.06.2009 tarihide ne olabilir bu nasıl belirlenir,bunun için üfe genel indeks sayıları aylık olarakmı yoksa yıllık ortama olarak mı kullanılır yoksa başka kulanılan indeks veya yüzde varmıdır. bilgilendiriseniz şimdiden teşekkür ederim. Av.Ahmet Kasım Özer
Old 02-07-2013, 13:36   #37
avsonerengin

 
Varsayılan

sayın denizizm
tazminat istemeye hakkı olanlar muris muvazaası nedeniyle tapu ve iptal davası açabilirler.Bu dava bana göre aksilik olmazsa kazanılacak bir davadır.Öünkü oğluna satma olgusu var.bu açıdan yargıtay muvazaayı kabul ediyor.Ancak en son malik gerçekten satın mı aldı yoksa gayrımenkulün el değiştirmesi için mi bu satış işlemi yapıldı.bu açıdan olaya bakmak gerekir.Ortada muvazaa mutlak suretle var. Tazminat olayını buna göre ayrıca değerlendirmek gerekir.
Old 02-07-2013, 13:40   #38
avsonerengin

 
Varsayılan

sayın Ahmet Bey
gayrımenkulün değeri hangi yıla ait ise o yılın rayiç bedeli bilirkişi tarafından bulunur.Bu rayiç bedeli gayrımenkulün bulunduğu yer,belediye hizmetlerinden ne kadar yararlandığı,merkeze uzaklığı v.s. etkili olur.
Old 07-09-2013, 13:55   #39
msahinparlak

 
Varsayılan

2010 yılında aleyhimize açılan dava 2012 yılında lehimize sonuçlandı. Nasıl olduysa Yargıtay 1. Hukuk Dairesi dosyayı esastan bozdu. Davacının lehine hiçbir delil yokken, davacı tanıkları dahi işlemin muvazaalı olduğuna dair beyanda bulunamamışken, satış bedelinin ödendiğine dair belge sunulamadığından işlem muvazaalıdır diyerek dosyayı esastan bozdular. Maalesef müvekkilin adalete olan güveni kalmadı. İki mirasçı vardı, murisin kızı ve eşi, milyonlar değerinde gayrimenkul kalmıştı, müvekkilim ise değeri 110 bin olan daireyi ağabeyinden satın almış ve kanser tedavisi gördüğü için ölümünün son 2 yılında yanında olmuştu. Mirasçı kız ise babasını bir gün dahi ziyaret etmemişti. Yargıtay murisin iradesini hiçe sayarak böyle bir karar verdi. Şimdi mirasçı dahi olmayan müvekkilimin zararını kim karşılayacak. Maalesef adalet yok.. Selam ve saygılar...
Old 30-12-2013, 14:57   #40
mervealcik

 
Varsayılan Muris muvazaası

Kısaca belirttiğiniz olayda muris muvazaasının varlığı muhtemel olmakla birlikte davalı taraf muvazaanın olmadığını ancak gerçekten bu satış neticesinde bedel ödediğini ispatlayarak örneğin; bedeli ödemek için banka havalesi yaptığını ispatlar ve ödediği para terekede çıkar yahut bu paranın mirasbırakan tarafından ne şekilde kullanıldığına dair delil bulunabilir ise muris muvazaası iddiası hakim tarafından dinlenmeyebilir. Fakat bunları ispatlayamadığı taktirde üzgünüm ki hakim muvazaanın varlığına karar verecektir.

Saygılarımla..
Old 31-01-2014, 19:11   #41
aysunasil

 
Varsayılan

Merhabalar, benim bu konuda sormak istediğim eğer taşınmaz murisin değil de ilk satın alındığı andan itibaren ikinci eşin üzerine tapuda kayıtlıysa yani taşınmazı ikinci eş satın almış gibi görünüyorsa bu durumda murisin ilk eşinden çocukları yine de hak talebinde bulunabilirler mi ?
Old 03-02-2014, 12:17   #42
halit pamuk

 
Varsayılan

İkinci eş adına üçüncü kişiden alınan taşınmazlar için muris muvzaasına dayalı dva açılmayacağı kamnaatindeyim. Ancak kendi adına kayıtlı taşınmaızn temlikinde 1974 tarihli İBK ya dayanabilir.

Yargıtay
1. Hukuk Dairesi

Esas : 2000/1201
Karar : 2000/1742
Tarih : 01.01.2000



Özet:



Davacılar tarafından,davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında,Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın,davacılar vekili tarfından duruşmalı olarak temyiz edilmişsede,dava değeri dikkate alınarak bu istek reddedildi.,dosya incelendi,GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ;

KARAR

Dava,Borçlar Yasasının 18 inci maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, ve tescil isteğine ilişkin olup,mahkemece sabit görülmediğinden bahisle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Gerçekten,12318 m2 miktarlı,Sulu bahçe nitelikli,62 parsel sayılı taşınmazın 3/2 payının 3.kişi konumundaki Cemil'den satın alınmış olmasına karşın;davalı 2.eş Hediye adına tapuya kayıt ettirildiği iddiasıyla açılan davalarda 1.4.1974 tarih ve ½ sayılı İnançları Birleştirme kararının uygulama yeri bulamıyacağından değinilen paya ilişkin davanın reddedilmesinde bir İSABETSİZLİK YOKTUR.Ne varki,ortak miras bırakanın kendisine ait olan ¼ payı yönünden,aynı gün resmi akitle yaptığı temliki işlemin danışıklı olmadığına yönelik gerekçeyi yasal ve adil olarak kabul etme OLANAĞI YOKTUR.Somut olayda,davacılar murisin ilk eşinde OLMA ÇOCUKLARIDIR.davalı ikinci eş ve ondan DOĞMA OĞLUDUR.Davalı eş;EV KADINIDIR.Bağımsız bir işi ve sürekli bir GELİRİ YOKTUR.Kaldıki,bedeller arasındra aşırı ORANSIZLIK VARDIR.

Öte yandan miras bırakanın terekesini oluşturan başka birmalının VARLIĞIDA BELGELENMEMİŞTİR.Hal böyle olunca,yukarıda değinilen açıklamalar maddi olay ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,murisin kendi payı için muvazaalı temlike baş VURDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR.Öyle ise davacıya,mahkemece hatırlatılan yemin hakkının kullanılmaması ,davanın reddedilmesiningerekçesi yapılamaz..Bu durumda,ortak mirak bırakana ait iken davalı Hediye'ye temliki yapılan ¼ pay için davacıların miras payları oranında kabul kararı verilmesi gerekirken,yazılı olan gerekçelerle reddi DOĞRU DEĞİLDİR.

Davacıların temyiz İTİRAZLARI YERİNDEDİR.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 21.2.2000 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Old 03-02-2014, 12:34   #43
aysunasil

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim Adnan bey, paylaşmış olduğunuz karardaki durumun aynısı Müvekkilim açısından söz konusudur. Davalı ikinci eş ve ondan doğma oğlu, davacılar ise murisin ilk eşinden olan oğulları. Yani tam isabet bir karar olmuş Ancak bu temlik işlemi yapılan taşınmaz dışından başından beri 2.eş adına kayıtlı olan taşınmazı da babalarının parasıyla alındığını, 2.eşin bunu karşılayacak parası olmadığını savunarak o taşınmazdan da pay istemektedirler. Böyle bir dava açmaları durumunda haklı görülmeleri ihtimali var mıdır, araştırmalarım sonucunda bu şekilde bir olaya denk gelemedim maalesef.
Old 03-02-2014, 13:06   #44
halit pamuk

 
Varsayılan

Gizli bağış niteliğinde olup tenkise tabi olup olmadığı tartışılabilir, diye düşünüyorum.


Yargıtay
1. Hukuk Dairesi

Esas : 2013/1874
Karar : 2013/5388
Tarih : 11.04.2013



Özet:



Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, YEREL MAHKEMECE davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Gamze Ünal'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ;

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve pay oranında tescil İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece, davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.

Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, kat mülkiyeti kurulu çekişme konusu 11 nolu meskenin davalı adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazı dava dışı Ahmet Irmak isimli şahıstan 7.5.1996 tarihinde satın aldığı, çekişme konusu 2801 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 12.04.1993 tarihinde imara istinaden miras bırakan Zekeriye Kepenek adına kayıtlı iken 26.09.1994 tarihinde dava dışı Emir Arslan Özarslan'a satış suretiyle devrettiği, murisin 24.05.2007 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak taraf olarak yeralan oğullarıyla kızı Melek Aydın'ın KALDIKLARI ANLAŞILMAKTADIR.

Davacı, miras bırakanın 4 parsel sayılı taşınmazının satışından elde edilen parayla çekişme konusu 11 nolu meskenin alındığını, miras bırakan ya da tüm mirasçılar adına tescili gerekirken, murisin yaşlı olmasından ve diğer mirasçıların uzakta olmalarından istifade eden davalının yalnızca kendi adına tescil ettirdiğini, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payı oranında iptal ve tescil istekli eldeki DAVAYI AÇMIŞTIR.

Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde, 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı YARGITAY İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.

Gerçekten, 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler İÇİN BAĞLAYICIDIR. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan YARGITAY İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma NİTELİĞİ YOKTUR. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782 sayılı; 21.9.1994 tarihli 248/538 sayılı; 21.12.1994 tarihli 667/856 sayılı; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda KARARLILIK KAZANMIŞTIR.

Hal böyle olunca, olayda 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı ve davada tenkis isteği de olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi DOĞRU DEĞİLDİR.

Davalının temyiz itirazları belirtilen NEDENLERLE YERİNDEDİR. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.04.2013 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Old 29-04-2014, 12:35   #45
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
sorunuza yanıt buldunuz mu ben de aynı konuyu araştırıyorum ancak hala netleşemedim

Vakeleten satana husumet yöneltilmemeli diye düşünüyorum.
Old 18-08-2014, 16:15   #46
frekans76

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım bende aynı sorun ile karşı karşıyayım.

Müvekkilin babası başka bir ildeki evini satarak oradan gelen para ile ikinci eşine ev alıyor.İkinci eş evi kendi üzerine alıyor ki ilk eşten olan çocuklar evden bir hak iddia edemesin.İkinci eş çalışmıyor, sürekli bir geliri de mevcut değil.
İkinci eş için 3.kişilerden alınan taşınmazlar için muris muvazasına dayalı dava açılamaz diye yargıtayın kararı mevcut, bir diğerinde bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklindeki işlemlerde 1974 yılındaki yargıtay İBK kararı uygulanamaz demiş, ayrıca karara yorum yoluyla "gizli bağış" iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanmayacağı belirtilmiş.

Şimdi ben nasıl bir yol izlemem gerekir ?

Değerli görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim...
Old 18-08-2014, 21:08   #47
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Müvekkilinizin babasının ölümü ile geriye bıraktığı malları hesap edin; yine ölümü ile geriye kalan mirasçılarını ve saklı paylarını nazara alın; ikinci eşe alınan evin değeri (bedeli) murisin tasarruf nisabı (kullanılabilir oran) içinde kalıyorsa, izlenecek bir yol yok deyiniz. Kolay gelsin...
Old 14-10-2015, 22:37   #48
cengizhan

 
Varsayılan

Murisin niyeti mirasçılardan mal kaçırma değilde örneğin ikinci eşle evlenmeyi temin etmek maksadı ile temlik yapılmış ise 1.4.1974 tarihli içtihadı birleştirme kararının uygulanma olanağı yoktur. Gerçektende yurdumuzda ikinci eşlere bu amaç doğrultusunda taşınmaz devirleri sıkça yapılmaktadır. Savunmanızı bu doğrultuda kurun. Tanıklarınızda evlenmeyi temin için muris bu taşınmazı ikinci eşine verdi derse mahkeme davayı reddedecektir. Murisle ikinci eşin resmi nikahlı olmasıda gerekmez imam nikahlı bile olsa dava reddedilir. Ben daha önce bir çok kez bu şekilde verilen 1.Hukuk Dairesi kararına rastladım. İçtihatlarda ararken "evlenmeyi temin" yada "mihri muaccel" diye arayın. Kolay gelsin.
Old 13-12-2015, 23:04   #49
Av. Büşra Elif KURAL

 
Varsayılan

Herkese merhaba,
Bu konuyla ilgili sizlere bir sorum olacaktı. Müvekkilimin murisi 1970 yılında tüm taşınmazlarını tapuda oğullarına bağışlıyor ve 1984 yılında ölüyor. Müvekkilim de süresi içinde tenkis talebinde bulunmuyor. Müvekkilimin şu an başvurabileceği herhangi bir yol var mı? Bağışlamayı satış olarak gösterseydi muris muvazaasına dayalı tapu iptali davası açılabilirdi ama şu an aklıma hiçbir yol gelmiyor. Şimdiden teşekkür ederim.
Old 09-09-2016, 12:04   #50
yasemin2332

 
Varsayılan

arkadaşlar merhaba benim bir sorum olacak mirasçı sıfatında olan kişi hala sağ ve oğulları kendisini kandırarak dükkanlarını satış yoluyla kendi üzerlerine geçirmişler kardeşlerin mal kaçırmak için kişi sağ ölmemiş bu işlemi iptal ettirebilirmiyiz tapuda yapamıyoruz tapu iptal tescil davası açarken davacı olarak kardeşlerimi yok mal sahibi mi olmalı mal sahibide bu işlemi iptal ettirmek istiyor.
Old 09-09-2016, 17:50   #51
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Mal sahibi,hata,hile veya tehdit'e dayanabilir. Siz ise müstakbel muris,eger şartlari varsa mahkemece,hacir altina alinip bir vasi tayin edilmedikçe pek bir şey yapamazsiniz,kişinin sağlıginda.. Kolay gelsin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil dilekgulsen Meslektaşların Soruları 14 03-02-2016 14:25
Elbirliği/paylı Mülkiyet-ortaklığın Giderilmesi-men'i Müdahale-muris Muvazaası madagaskar Miras Hukuku Çalışma Grubu 25 05-12-2014 14:01
Muris Ölmeden Önce Mirasın Paylaşılması imsel Miras Hukuku Çalışma Grubu 16 06-12-2012 15:56
Muris muvazaları Yusuf ayık Meslektaşların Soruları 26 25-03-2010 13:39
Muris Kıbrıs'lı Olursa Av.Suat Ergin Meslektaşların Soruları 3 14-02-2008 14:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05099797 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.