Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu İptal Ve Tescil Davası (Murisin Kadastro Tespitinden Önce Vefat Etmesi)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-12-2020, 14:57   #1
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan Tapu İptal Ve Tescil Davası (Murisin Kadastro Tespitinden Önce Vefat Etmesi)

Cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Kök muris A (ölüm 1953) yeğeni B'yi evlat edinmiştir. Yeğeni B evlendikten sonra geçim sıkıntısı çektiği için miras payına karşılık bedel A'nın oğlu C (ölüm 1978) tarafından B'ye verilmiş ve bu işleme dair köy senedi düzenlenmiştir. Bu senette B'nin bedel karşılığı taşınmazı sattığı açıkça ve ayrıntılarıyla yazılıdır. Taşınmazın kadastro çalışmaları 2005 yılında tamamlanmış. Ancak B'nin mirasçıları senede rağmen taşınmazda paydaş olmuşlar. Senetten de haberleri var. C'nin mirasçıları ise kadastro çalışmaları yapıldığı sırada köy senedini sunmadıkları gibi yapılan çalışmalara süresi içerisinde itiraz etmemişler.

Buna göre açılacak olan tapu iptal ve tescil davasının sonucu ne olacaktır? 10 yıllık zamanaşımı süresi burada geçerli midir?

Tapu iptal ve tescil davasından bir sonuç elde edilemeyecekse sebepsiz zenginleşme davası ya da tazminat davası açılabilir mi?
Old 09-12-2020, 16:19   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

10 yıllık süre hak düşürücü süredir.

Olayda istisnai haller de var görünmüyor...
Yani C nin mirasçıları tapuları bu gün düzeltiriz yarın düzeltiriz diyerek hak düşürücü sürenin geçmesine neden olmamışlarsa yapacak bir şey görünmüyor..

Dava kamu düzeni ile ilgili olmadığından davalıların davayı kabul etmesi de işinizi görecektir.

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 713
b. Olağanüstü zamanaşımı
Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Böyle bir hüküm var ama bu halde de yine kadastrodan önceki bir sebebe dayanılmış olacağından .....
Old 10-12-2020, 13:47   #3
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
10 yıllık süre hak düşürücü süredir.

Olayda istisnai haller de var görünmüyor...
Yani C nin mirasçıları tapuları bu gün düzeltiriz yarın düzeltiriz diyerek hak düşürücü sürenin geçmesine neden olmamışlarsa yapacak bir şey görünmüyor..

Dava kamu düzeni ile ilgili olmadığından davalıların davayı kabul etmesi de işinizi görecektir.

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 713
b. Olağanüstü zamanaşımı
Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Böyle bir hüküm var ama bu halde de yine kadastrodan önceki bir sebebe dayanılmış olacağından .....

Bu konuda yaptığım araştırmalar çerçevesinde vermiş olduğunuz bilgilere katıldığımı belirterek ek bir hususu da izah etme gereği duyuyorum. Kadastro çalışmaları yapıldıktan hemen sonra kök murisin başka bir yeğeni 2005 yılında kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Dava reddedilmiştir. Karar 2013 yılında kesinleşmiştir. Gerekçeli kararda ise " tespit tutanaklarındaki gibi" denilerek kadastro tutanaklarına uygun biçimde tapuya tescil yapılmıştır. Bu aşamada müvekkillerim için 10 yıllık hak düşürücü süre kadastro tespitinin yapıldığı tarihten mi yoksa bu davanın kesinleştiği tarihten mi başlayacak?
Old 10-12-2020, 17:19   #4
Av. Suat

 
Varsayılan

Yasada kesinleşme tarihinden itibaren denmektedir. ......

T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/21854
K. 2017/27806
T. 7.12.2017

* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi - 30 Günlük İlan Süresi Geçtikten Sonra Dava Açılmayan Kadastro Tutanaklarına Ait Sınırlandırma ve Tespitlerin Kesinleşeceği/Kadastro Müdürü Tarafından Onaylanarak Kesinleşen Tutanaklar İle Kadastro Mahkemesinin Kesinleşmiş Kararlarının Kesinleşme Tarihleri Tescil Tarihi Olarak Gösterilmek Suretiyle En Geç 3 Ay İçinde Tapu Kütüklerine Kaydedileceği/Bu Tutanaklarda Belirtilen Haklara Sınırlandırma ve Tespitlere Ait Tutanakların Kesinleştiği Tarihten İtibaren On Yıl Geçtikten Sonra Kadastrodan Önceki Hukuki Sebeplere Dayanarak İtiraz Olunamayacağı ve Dava Açılamayacağı )
3402/m.12/3
2942/m.25

ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Tapu malikinin mirasçıları dışındaki davacılar yönünden; kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından, tamamlanmış bir kamulaştırma işlemi olmaksızın idarece taşınmaza fiilen el konulduğu, bu sebeple adı geçen davacıların tazminat talebinde bulunma imkanının olduğu,

Tapu malikinin mirasçıları olan davacılar yönünden ise; adı geçen davacıların murisine kamulaştırma işleminin tebliğine dair olarak çıkartılan noter tebligatı usule uygun olarak tebliğ edilmiş ise de; 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesindeki "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmü nazara alındığında, davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 10.12.1993 tarihinde kesinleştiği, daha önce kamulaştırma yapılmış olsa bile kamulaştırma sonrası yapılan kadastro tespiti sonucunda taşınmazın davacıların murisinin de aralarında bulunduğu gerçek kişiler adına hisseli olarak tapuya tescil edildiği ve davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi davaya konu taşınmazın tescile tabi yerlerden olduğu, bu nedenle mirasçılarının da tazminat talep etme hakları olduğu anlaşıldığından işin esasına girilip tüm davacılar yönünden talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Old 10-12-2020, 20:02   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can Yıldırım
Kadastro çalışmaları yapıldıktan hemen sonra kök murisin başka bir yeğeni 2005 yılında kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Dava reddedilmiştir. Karar 2013 yılında kesinleşmiştir. Gerekçeli kararda ise " tespit tutanaklarındaki gibi" denilerek kadastro tutanaklarına uygun biçimde tapuya tescil yapılmıştır. Bu aşamada müvekkillerim için 10 yıllık hak düşürücü süre kadastro tespitinin yapıldığı tarihten mi yoksa bu davanın kesinleştiği tarihten mi başlayacak?

Kadastro Kanunu m.12/1,2 m.deki anlatıma göre ;30 günlük ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde dava açılmış ise, Kadastro tutanakları , Kadastro Mahkemesi kararının kesinleşme tarihinde kesinleşir. Dolayısı ile Kadastro K. 12/3 m.sindeki 10 yıllık hak düşürücü süre ,herhangi bir kişinin dava açması halinde, dava açan veya açmayanlar için , Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten(2013 yılından) itibaren işlemeye başlar.
Old 10-12-2020, 20:54   #6
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan

Saygıdeğer üstadlarım cevaplarınız için çok teşekkür ederim.
Old 11-12-2020, 19:12   #7
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Kadastro Kanunu m.12/1,2 m.deki anlatıma göre ;30 günlük ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde dava açılmış ise, Kadastro tutanakları , Kadastro Mahkemesi kararının kesinleşme tarihinde kesinleşir. Dolayısı ile Kadastro K. 12/3 m.sindeki 10 yıllık hak düşürücü süre ,herhangi bir kişinin dava açması halinde, dava açan veya açmayanlar için , Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten(2013 yılından) itibaren işlemeye başlar.

Sayın Kocabaş, genç bir avukat olarak bir hususta daha bilgi ve tecrübenize ihtiyaç duymaktayım. Bu durumla ilgili araştırma yapmış olsam da spesifik bir örnekle karşılaşmadım. Şöyle ki;

Kök muris M, kardeşi A'nın savaşta ölmesi ve A'nın kızı Ş'nin yetim kalması sebebiyle Ş'yi kendi nüfusuna kayıt ettirmiştir. Ş köydeki yerlerini M'nin oğlu N'ye satmış ve bu satıma dair köy senedi düzenlenmiştir. Köy senedine Ş hakkında biyolojik babasının yani A'nın kızı olarak yazılmıştır. Fakat resmiyette amcası M'nin kızıdır. Bu durum açılacak tapu iptal ve tescil davasında senedin dikkate alınmamasına sebep olur mu?

Ayrıca köy senedinde Ş, sadece A'nın kızı olarak değil aynı zamanda C'nin karısı diğer bir deyişle "C'nin karısı ve A'nın kızı olan Ş Kılınç" olarak soyadları da açıkça yazılıdır. Açılacak tapu iptal ve tescil davasında nüfus kayıtları dosyaya istendiğinde hakim görecektir ki Ş gerçekten de C Kılınç'ın karısıdır. Bunun yanında ilgili taşınmazların mirasçıları incelendiğinde başka bir Ş Kılınç'da bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle bir isim benzerliği söz konusu değildir. Bu hususlar bizim iddiamızı ispatlayacak yeterlilikte midir?

Saygılar.
Old 11-12-2020, 20:42   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can Yıldırım
Kök muris M, kardeşi A'nın savaşta ölmesi ve A'nın kızı Ş'nin yetim kalması sebebiyle Ş'yi kendi nüfusuna kayıt ettirmiştir. Ş köydeki yerlerini M'nin oğlu N'ye satmış ve bu satıma dair köy senedi düzenlenmiştir. Köy senedine Ş hakkında biyolojik babasının yani A'nın kızı olarak yazılmıştır. Fakat resmiyette amcası M'nin kızıdır. Bu durum açılacak tapu iptal ve tescil davasında senedin dikkate alınmamasına sebep olur mu?

Ayrıca köy senedinde Ş, sadece A'nın kızı olarak değil aynı zamanda C'nin karısı diğer bir deyişle "C'nin karısı ve A'nın kızı olan Ş Kılınç" olarak soyadları da açıkça yazılıdır. Açılacak tapu iptal ve tescil davasında nüfus kayıtları dosyaya istendiğinde hakim görecektir ki Ş gerçekten de C Kılınç'ın karısıdır. Bunun yanında ilgili taşınmazların mirasçıları incelendiğinde başka bir Ş Kılınç'da bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle bir isim benzerliği söz konusu değildir. Bu hususlar bizim iddiamızı ispatlayacak yeterlilikte midir?

Köy senedini düzenleyen Ş'nin, nüfusta M'nin kızı olarak kayıtlı Ş'olduğu belirttiğiniz gibi, nüfus kayıtlarınin incelenmesi, C'nin eşi olduğunun yazılı olması, mirasçılar arasında aynı isim ve soyadlı başkasının bulunmaması gibi delil ve vakıalar ile ispat edilebilir. Bu konuda tanık dinlenebilir ,imza incelemesi yaptırılabilir.

Elbirliği mülkiyetinde mirasçılar arasında kazandırıcı zaman aşımı işlemez ise de, mirasçıların paylarını diğer bir mirasçıya devir ve temlik etmeleri mümkündür. Köy senedi olarak isimlendiren belge, zilyetliğin devir sözleşmesidir. Bir yerin zilyetlikle kazanılabilmesi için zilyetliğin devri yeterli olmayıp aynı zamanda zilyetliğin alıcısına fiilen teslim edilmesi ve taşınmazın alıcının hakimiyetine geçmesi ,fiili kullanımının kesintisiz devam etmesi gerekir. Bu hususlar köy senedini destekleyen tanık ve yerel bilirkişi beyanı, vergi kaydı ile ispatlanmalıdır.

Hakdüşürücü sürenin başlangıcı konusunda kuşkunuz varsa, parselin kadastro tespit tutanağının hangi tarihte kesinleşip, tapuya hangi tarihte tescil edildiğini tapudan sorabilirsiniz. Verilecek cevap 10 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olacaktır. Başarılar dilerim.
Old 11-12-2020, 21:28   #9
Av. Can Yıldırım

 
Olumlu

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Köy senedini düzenleyen Ş'nin, nüfusta M'nin kızı olarak kayıtlı Ş'olduğu belirttiğiniz gibi, nüfus kayıtlarınin incelenmesi, C'nin eşi olduğunun yazılı olması, mirasçılar arasında aynı isim ve soyadlı başkasının bulunmaması gibi delil ve vakıalar ile ispat edilebilir. Bu konuda tanık dinlenebilir ,imza incelemesi yaptırılabilir.

Elbirliği mülkiyetinde mirasçılar arasında kazandırıcı zaman aşımı işlemez ise de, mirasçıların paylarını diğer bir mirasçıya devir ve temlik etmeleri mümkündür. Köy senedi olarak isimlendiren belge, zilyetliğin devir sözleşmesidir. Bir yerin zilyetlikle kazanılabilmesi için zilyetliğin devri yeterli olmayıp aynı zamanda zilyetliğin alıcısına fiilen teslim edilmesi ve taşınmazın alıcının hakimiyetine geçmesi ,fiili kullanımının kesintisiz devam etmesi gerekir. Bu hususlar köy senedini destekleyen tanık ve yerel bilirkişi beyanı, vergi kaydı ile ispatlanmalıdır.

Hakdüşürücü sürenin başlangıcı konusunda kuşkunuz varsa, parselin kadastro tespit tutanağının hangi tarihte kesinleşip, tapuya hangi tarihte tescil edildiğini tapudan sorabilirsiniz. Verilecek cevap 10 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olacaktır. Başarılar dilerim.

Sayın Yücel Kocabaş, son pragrafta bahsettiğiniz hususu gün içerisinde gerçekleştirdim. Artık acemilik mi dersiniz bilmiyorum fakat en başta bakmam gereken yere en sonda bakmış oldum ve kararı 2013 yılında kesinleşen kadastro davasıyla tescillerin yapıldığını gördüm. 10 yıllık süre 2013’te başlamış.

Vermiş olduğunuz bilgiler benim için çok kıymetliydi. Size çok teşekkür ediyorum. Sağlıklı günler dilerim.

Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kadastro Tespitine İtiraz-Tapu İptal Tescil Av.Nur Banu Akpınar Esirci Meslektaşların Soruları 0 09-01-2020 15:43
Kadastro Tespitinden Sonra Tapu Satilmiş Ise Yeni Aliciya Karşi Tapu Iptal Tescil Davasi Açilabilir Mi öner çakar Meslektaşların Soruları 1 03-08-2017 09:19
Kadastro da hatalı sınır tespitinden kaynaklı tapu iptal davası. vekilim77 Meslektaşların Soruları 2 14-06-2016 13:15
Tapu İptal ve Tescil - Kadastro Öncesi Satım av.mucahit Meslektaşların Soruları 0 22-03-2016 16:10
Kadastro tespitinden önce senetle devredilyen miras payı AVUKAT ŞÜKRAN Meslektaşların Soruları 1 28-11-2011 13:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03331590 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.