Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

5403 sk. m.8/1-i f.2'nin kaldırılmasının derdest davalara etkisi ne olacak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-11-2020, 14:22   #1
Noyan Yiğit

 
Varsayılan 5403 sk. m.8/1-i f.2'nin kaldırılmasının derdest davalara etkisi ne olacak

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8/i maddesi hükmü gereğince sınırdaş parsel sahiplerinin ön alım davası açma hakkı var idi. 3.11.2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7255 sayılı gıda, tarım ve orman alanında bazı düzenlemeler yapılması
hakkında kanunun 20 maddesi ile 8/i maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırıldı. Yani sınırdaşların ön alım davası açma hakları bu değişiklik ile kaldırıldı. Ancak halen devam eden tamamlanmamış yürüyen ve istinaf ve temyiz de olan derdest davalar var. Bu değişiklik karşısında bu davaların akibeti ne olacak. Bu konuyu araştırdım. Birçok avukat ve hakim dostum ile görüştüm. Net bir bilgiye ulaşamadım. Bu husus da bilgilerini esirgemeyecek meslektaşlarıma peşinen teşekkürlerimi sunarım.
Old 06-11-2020, 10:58   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sınırdaş arazi malikine önalım hakkı tanıyan 5403 sayılı kanuna 6537 sayılı kanunla eklenen 8/İ m.sinin 2. fıkrası 4.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7255 sayılı K.nun 20.m.si hükmü ile yürürlükten kaldırılmıştır. Kanunda yürürlükten kaldırma maddesinin geriye yürüyeceğine (açılan davalara da uygulanacağına) dair bir hüküm yer almış değildir. Kanunda açıkça aksi ifade edilmedikçe kanunların geriye yürümezliği kuralı bulunduğundan, kanundaki bu değişikliğin , daha önce açılan davalara uygulamayacağı kanısındayım. aynı görüşü; http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=113634 'deki yazımda da ifade etmiştim.
Old 09-12-2020, 09:05   #3
Meraklı Avukat

 
Varsayılan

Merhaba. Aynı konuda yaklaşık bir haftadır araştırma yapıyorum . Pek bir ilerleme sağlayamadım. Bizim olayımızda dava tarihi komşu parsel önalım hakkının kaldırılmasından sonra. Ama satış tarihinde bu hak hala yürürlükte olduğundan kesin bir cevaba ulaşamadım. Acaba siz bir dayanak bulabildiniz mi ?
Old 09-12-2020, 12:41   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Meraklı Avukat
Merhaba. Aynı konuda yaklaşık bir haftadır araştırma yapıyorum . Pek bir ilerleme sağlayamadım. Bizim olayımızda dava tarihi komşu parsel önalım hakkının kaldırılmasından sonra. Ama satış tarihinde bu hak hala yürürlükte olduğundan kesin bir cevaba ulaşamadım. Acaba siz bir dayanak bulabildiniz mi ?

Konu çok yeni olduğu için henüz bir dayanağa rastlamadım. Kişisel görüşümü söyleyebiliyorum. Kanunda yürürlükten kaldırma maddesinin geriye yürüyeceğine (açılan davalara da uygulanacağına) dair bir hüküm yer almış değildir. Kanunda açıkça aksi ifade edilmedikçe kanunların geriye yürümezliği kuralı bulunduğundan, kanundaki bu değişikliğin , daha önce açılan davalara uygulamayacağı kanısındayım.

Sizin olayda ise; her dava dava tarihindeki koşullara göre değerlendirileceğinden, önalım hakkının kullanabilir hale geldiği satış tarihinin değil, dava tarihinin esas alınması gerekir. Dava kanun değişikliğinden sonra açıldığı cihetle, dava tarihi itibariyle ortada dava şartını teşkil eden "kanun hükmü" mevcut olmadığından davanın reddi ihtimali bana göre daha kuvvetlidir.
Old 10-12-2020, 08:58   #5
Meraklı Avukat

 
Varsayılan

Sayın Yücel Kocabaş. Cevabınız için teşekkür ederim. Gelişmeleri ve sonuçları paylaşacağım.
Old 30-03-2021, 10:22   #6
Av. Hatice Demiral

 
Varsayılan maalesef reddediliyor

şu an derdest olan davalarım maalesef reddediliyor. Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2020/1601 E. 2020/1770 K. Ve 30/12/2020 tarihli kararına istinaden
Old 30-03-2021, 11:45   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatice Demiral
şu an derdest olan davalarım maalesef reddediliyor. Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2020/1601 E. 2020/1770 K. Ve 30/12/2020 tarihli kararına istinaden

Önceki cevabımızdaki ifade ettiğimiz kişisel görüşümüz doğrultusunda çıkan BAM kararları da var.

ANTALYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ 2021/276 Esas 2021/226 Karar.
"...YHGK, 2008/13-160 E.-2008/147 K. ve 2010/402 E.- 2010/442 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere ‘’kanunların geriye yürümezliği ilkesi’’ uyarınca kanunlar kural olarak yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanırlar. Önalım hakkı ,satış sözleşmesi ile kullanılabilir hale geldiğinden satış tarihinde yürürlükte olan kanunun uygulanması gerekir. 5403 sayılı kanunun 8/i maddesinin 2.fıkrası, 04.Kasım 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7255 sayılı kanun 20. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.7255 sayılı kanunun 31. maddesinde açıkça kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmektedir. Dava konusu taşınmaza ilişkin satış sözleşmeleri 7255 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce, 22.07.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda satış tarihinde yürürlükte olan 5403 sayılı kanunun 8/i/2 maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden mahkemece yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usulsüzdür."
Old 30-03-2021, 11:53   #8
Av. Hatice Demiral

 
Varsayılan karar

merhabalar meslektaşım yanıtınız için öncelikle çok teşekkür ederim, kararın tam metnş var mıydı acaba, istinaf dilekçemde kullanmak isterim
Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Önceki cevabımızdaki ifade ettiğimiz kişisel görüşümüz doğrultusunda çıkan BAM kararları da var.

ANTALYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ 2021/276 Esas 2021/226 Karar.
"...YHGK, 2008/13-160 E.-2008/147 K. ve 2010/402 E.- 2010/442 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere ‘’kanunların geriye yürümezliği ilkesi’’ uyarınca kanunlar kural olarak yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanırlar. Önalım hakkı ,satış sözleşmesi ile kullanılabilir hale geldiğinden satış tarihinde yürürlükte olan kanunun uygulanması gerekir. 5403 sayılı kanunun 8/i maddesinin 2.fıkrası, 04.Kasım 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7255 sayılı kanun 20. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.7255 sayılı kanunun 31. maddesinde açıkça kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmektedir. Dava konusu taşınmaza ilişkin satış sözleşmeleri 7255 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce, 22.07.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda satış tarihinde yürürlükte olan 5403 sayılı kanunun 8/i/2 maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden mahkemece yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usulsüzdür."
Old 05-04-2021, 10:08   #9
Meraklı Avukat

 
Varsayılan maalesef reddediliyor

Sayın Av.Hatice Demiral . Acaba bahsi geçen davaların reddine ilişkin olan kararları paylaşabilir misiniz. Kararlar yeni olduğundan vermiş olduğunuz esas ve karar numaralarından kararlara ulaşmam mümkün olmadı. Teşekkürler.
Old 05-04-2021, 10:16   #10
Av. Hatice Demiral

 
Varsayılan

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Konya 4. Hukuk Dairesi
Esas Yıl/No: 2020/1601
Karar Yıl/No: 2020/1770
Karar tarihi: 30.12.2020

TAPU İPTALİ VE TESCİL - TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNUNUN MADDESİNDE DÜZENLENEN ÖNALIM HAKKININ YASA KOYUCU TARAFINDAN ORTADAN KALDIRILMASI NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERMEK GEREKTİĞİ - İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜ

ÖZET: İlk derece mahkemesince, anılan Kanun maddesi uyarınca, davanın esası hakkında inceleme yapılarak, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, dosyanın henüz kesinleşmediği ve istinaf aşamasında bulunduğu sırada, 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki 7255 sayılı Kanun'un maddesi ile sınırdaş arazi maliklerine önalım hakkı tanıyan ve davanın dayanağı olan 5403 sayılı Kanun'un maddesinin 2. fıkrası iptal edilmiştir. Davanın dayanağı olan kanun maddesinin, davadan sonra ancak iş bu dava kesinleşmeden önce başka bir kanun maddesi ile iptal edilmesi nedeniyle artık davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiş ve işin esası hakkında değerlendirme yapan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 6100 sayılı HMK'nin maddesi uyarınca, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun maddesinde düzenlenen önalım hakkının yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte bulunan Yasa maddesi uyarınca dava açan ve dava konusu taşınmaza sınırdaş taşınmazı bulunan davacının açtığı iş bu dava, esasa ilişkin sebeplerle değil, dayanak yasa maddesinin sonradan iptal edilmesi nedeniyle reddedildiğinden, bu halde davacının haklılık durumu değerlendirilemeyeceği için davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğine karar vermek gerekmiş ve hüküm kurulmuştur.

(5403 S. K. m. 8/İ) (6100 S. K. m. 302, 353, 355, 359, 362) (7255 S. K. m. 20)

..... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 18.09.2020 tarihli karara karşı, davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların ..... İli ..... 377 ada 5 parsel sayılı taşınmazda eşit oranda malik olduklarını, sınırdaş tapulu tarım arazisi olan ..... İli ..... 377 ada 4 parsele kayıtlı taşınmazın 01.11.2019 tarihinde sınırdaş arazi maliki olmayan 3. Kişi davalı .....'e satıldığını, davacı müvekkillerinin başka bir iş için tapuya gittiklerinde satış işleminden haberdar olduklarını, davalı noter aracılığıyla bildirim yükümlülüğünü de yerine getirmediğini beyan etmiş ve dava konusu ..... İli ..... 377 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile davacılar adına eşit oranda tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, dava değerinin 39.200,00 TL olarak gösterilmiş ise de davaya konu taşınmazı davalının 430.000,00 TL'ye satın aldığını beyan etmiş ve davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olup davanın kabulüne karar verilmesi halinde taşınmazın gerçek değeri olan 430.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacıların ..... İli ..... 377 ada 5 parsel tapulu taşınmazda eşit oranda malik oldukları, 5403 sayılı Toprak Koruma Kanun'u hükümleri uyarınca davalıya ait ..... İli ..... 377 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile sınırdaş tarımsal arazi maliki konumunda olduğu ve 5403 sayılı Yasa'nın 8/i maddesinin 2.bendi uyarınca önalım hakkını kullanmak istedikleri, davacılara ait taşınmaz ile şufalı taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, tarımsal bütünlük taşıdığı ve her ne kadar davacılar paydaş malik olsa da her ikisinin önalım talebinde bulundukları ve dava konusu ..... ili ..... 377 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların maliklerinin aynı kişi olduğunda malik sayısının azaltılacağı ve kanunun amacının sağlanacağı, ziraat bilirkişisinin raporunda belirttiği şekilde 03.11.2017 tarihli Tarım arazilerinde Mülkiyet Devrine İlişkin Uygulama Talimatı ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunuyla tanınan bir hakkın kullanılmasının kısıtlanamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ..... İli, Merkez İlçesi, ..... Köyü, 377 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliile davacılar adına eşit olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının talebinin haksız ve yersiz olduğunu, somut olayda tarım arazilerinin özgülenmesi, tarımsal faaliyetleri ve metrekareleri düşünüldüğünde 6537 sayılı yasanın 8/İ maddesinin uygulama alanının bulunmadığını, dava değerinin 39.200,00 TL olarak gösterildiğini ancak müvekkilinin davaya konu taşınmazı 430.000,00 TL’ye satın aldığını, davacı tarafın, öncesinde taşınmazı satın almak istemediğini, şimdi ise kötü niyetli olarak hareket ederek taşınmazı gerçek değerinden çok daha düşük bir bedele satın alarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, 5403 Sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun amacının tarım arazilerinin parçalanarak tarımsal faaliyetin sekteye uğramasının önüne geçmek olduğunu, somut olayda, müvekkilinin dava konusu taşınmazı satın almasıyla tarım arazilerinin bölünmesinin söz konusu olmadığını, aksine davacıların taşınmazı satın alması halinde bir bölünme söz konusu olacağını, müvekkilinin taşınmaza tek başına malik olarak tarım faaliyetinde bulunurken davacılar adına tescil yapılması halinde taşınmazın ikiye bölüneceğini, bu durumun kanunun amacına ve ruhuna aykırı olduğunu, taşınmazın gerçek değeri üzerinden depo kararı verilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, aksi halde ise davaya konu taşınmazın gerçek değerinin - 430.000,00 TL- müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;

Dava, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince, anılan Kanun maddesi uyarınca, davanın esası hakkında inceleme yapılarak, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, dosyanın henüz kesinleşmediği ve istinaf aşamasında bulunduğu sırada, 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki 7255 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile sınırdaş arazi maliklerine önalım hakkı tanıyan ve davanın dayanağı olan 5403 sayılı Kanun'un 8/İ maddesinin 2. fıkrası iptal edilmiştir.

Davanın dayanağı olan kanun maddesinin, davadan sonra ancak iş bu dava kesinleşmeden önce başka bir kanun maddesi ile iptal edilmesi nedeniyle artık davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiş ve işin esası hakkında değerlendirme yapan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 6100 sayılı HMK'nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkının yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

Ancak, dava tarihinde yürürlükte bulunan Yasa maddesi uyarınca dava açan ve dava konusu taşınmaza sınırdaş taşınmazı bulunan davacının açtığı iş bu dava, esasa ilişkin sebeplerle değil, dayanak yasa maddesinin sonradan iptal edilmesi nedeniyle reddedildiğinden, bu halde davacının haklılık durumu değerlendirilemeyeceği için davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : (Yukarıda açıklanan gerekçelerle)

Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK'nin 353/1-b-2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

Davanın REDDİNE,

Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 669,44 TL'den mahsubu ile bakiye 615,04 TL'nin talep halinde davacıya iadesine,

Yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Davalı tarafından yatırılan toplam 737,23 TL (682,83 TL + 54,40 TL) istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,

Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının mahkemesince resen yatıran tarafa iadesine,

HMK'nın 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5. maddesi gereği ise harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Konya 4. Hukuk Dairesi
Esas Yıl/No: 2020/1601
Karar Yıl/No: 2020/1770
Karar tarihi: 30.12.2020
TAPU İPTALİ VE TESCİL - TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNUNUN MADDESİNDE DÜZENLENEN ÖNALIM HAKKININ YASA KOYUCU TARAFINDAN ORTADAN KALDIRILMASI NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERMEK GEREKTİĞİ - İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜ

ÖZET: İlk derece mahkemesince, anılan Kanun maddesi uyarınca, davanın esası hakkında inceleme yapılarak, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, dosyanın henüz kesinleşmediği ve istinaf aşamasında bulunduğu sırada, 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki 7255 sayılı Kanun'un maddesi ile sınırdaş arazi maliklerine önalım hakkı tanıyan ve davanın dayanağı olan 5403 sayılı Kanun'un maddesinin 2. fıkrası iptal edilmiştir. Davanın dayanağı olan kanun maddesinin, davadan sonra ancak iş bu dava kesinleşmeden önce başka bir kanun maddesi ile iptal edilmesi nedeniyle artık davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiş ve işin esası hakkında değerlendirme yapan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 6100 sayılı HMK'nin maddesi uyarınca, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun maddesinde düzenlenen önalım hakkının yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte bulunan Yasa maddesi uyarınca dava açan ve dava konusu taşınmaza sınırdaş taşınmazı bulunan davacının açtığı iş bu dava, esasa ilişkin sebeplerle değil, dayanak yasa maddesinin sonradan iptal edilmesi nedeniyle reddedildiğinden, bu halde davacının haklılık durumu değerlendirilemeyeceği için davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğine karar vermek gerekmiş ve hüküm kurulmuştur.

(5403 S. K. m. 8/İ) (6100 S. K. m. 302, 353, 355, 359, 362) (7255 S. K. m. 20)

..... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 18.09.2020 tarihli karara karşı, davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların ..... İli ..... 377 ada 5 parsel sayılı taşınmazda eşit oranda malik olduklarını, sınırdaş tapulu tarım arazisi olan ..... İli ..... 377 ada 4 parsele kayıtlı taşınmazın 01.11.2019 tarihinde sınırdaş arazi maliki olmayan 3. Kişi davalı .....'e satıldığını, davacı müvekkillerinin başka bir iş için tapuya gittiklerinde satış işleminden haberdar olduklarını, davalı noter aracılığıyla bildirim yükümlülüğünü de yerine getirmediğini beyan etmiş ve dava konusu ..... İli ..... 377 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile davacılar adına eşit oranda tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, dava değerinin 39.200,00 TL olarak gösterilmiş ise de davaya konu taşınmazı davalının 430.000,00 TL'ye satın aldığını beyan etmiş ve davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olup davanın kabulüne karar verilmesi halinde taşınmazın gerçek değeri olan 430.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacıların ..... İli ..... 377 ada 5 parsel tapulu taşınmazda eşit oranda malik oldukları, 5403 sayılı Toprak Koruma Kanun'u hükümleri uyarınca davalıya ait ..... İli ..... 377 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile sınırdaş tarımsal arazi maliki konumunda olduğu ve 5403 sayılı Yasa'nın 8/i maddesinin 2.bendi uyarınca önalım hakkını kullanmak istedikleri, davacılara ait taşınmaz ile şufalı taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, tarımsal bütünlük taşıdığı ve her ne kadar davacılar paydaş malik olsa da her ikisinin önalım talebinde bulundukları ve dava konusu ..... ili ..... 377 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların maliklerinin aynı kişi olduğunda malik sayısının azaltılacağı ve kanunun amacının sağlanacağı, ziraat bilirkişisinin raporunda belirttiği şekilde 03.11.2017 tarihli Tarım arazilerinde Mülkiyet Devrine İlişkin Uygulama Talimatı ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunuyla tanınan bir hakkın kullanılmasının kısıtlanamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ..... İli, Merkez İlçesi, ..... Köyü, 377 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliile davacılar adına eşit olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının talebinin haksız ve yersiz olduğunu, somut olayda tarım arazilerinin özgülenmesi, tarımsal faaliyetleri ve metrekareleri düşünüldüğünde 6537 sayılı yasanın 8/İ maddesinin uygulama alanının bulunmadığını, dava değerinin 39.200,00 TL olarak gösterildiğini ancak müvekkilinin davaya konu taşınmazı 430.000,00 TL’ye satın aldığını, davacı tarafın, öncesinde taşınmazı satın almak istemediğini, şimdi ise kötü niyetli olarak hareket ederek taşınmazı gerçek değerinden çok daha düşük bir bedele satın alarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, 5403 Sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun amacının tarım arazilerinin parçalanarak tarımsal faaliyetin sekteye uğramasının önüne geçmek olduğunu, somut olayda, müvekkilinin dava konusu taşınmazı satın almasıyla tarım arazilerinin bölünmesinin söz konusu olmadığını, aksine davacıların taşınmazı satın alması halinde bir bölünme söz konusu olacağını, müvekkilinin taşınmaza tek başına malik olarak tarım faaliyetinde bulunurken davacılar adına tescil yapılması halinde taşınmazın ikiye bölüneceğini, bu durumun kanunun amacına ve ruhuna aykırı olduğunu, taşınmazın gerçek değeri üzerinden depo kararı verilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, aksi halde ise davaya konu taşınmazın gerçek değerinin - 430.000,00 TL- müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;

Dava, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince, anılan Kanun maddesi uyarınca, davanın esası hakkında inceleme yapılarak, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, dosyanın henüz kesinleşmediği ve istinaf aşamasında bulunduğu sırada, 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki 7255 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile sınırdaş arazi maliklerine önalım hakkı tanıyan ve davanın dayanağı olan 5403 sayılı Kanun'un 8/İ maddesinin 2. fıkrası iptal edilmiştir.

Davanın dayanağı olan kanun maddesinin, davadan sonra ancak iş bu dava kesinleşmeden önce başka bir kanun maddesi ile iptal edilmesi nedeniyle artık davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiş ve işin esası hakkında değerlendirme yapan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 6100 sayılı HMK'nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkının yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

Ancak, dava tarihinde yürürlükte bulunan Yasa maddesi uyarınca dava açan ve dava konusu taşınmaza sınırdaş taşınmazı bulunan davacının açtığı iş bu dava, esasa ilişkin sebeplerle değil, dayanak yasa maddesinin sonradan iptal edilmesi nedeniyle reddedildiğinden, bu halde davacının haklılık durumu değerlendirilemeyeceği için davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : (Yukarıda açıklanan gerekçelerle)

Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK'nin 353/1-b-2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

Davanın REDDİNE,

Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 669,44 TL'den mahsubu ile bakiye 615,04 TL'nin talep halinde davacıya iadesine,

Yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Davalı tarafından yatırılan toplam 737,23 TL (682,83 TL + 54,40 TL) istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,

Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının mahkemesince resen yatıran tarafa iadesine,

HMK'nın 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5. maddesi gereği ise harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-04-2021, 10:17   #11
Av. Hatice Demiral

 
Varsayılan

ANTALYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ 2021/276 Esas 2021/226 Karar.
"...YHGK, 2008/13-160 E.-2008/147 K. ve 2010/402 E.- 2010/442 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere ‘’kanunların geriye yürümezliği ilkesi’’ uyarınca kanunlar kural olarak yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanırlar. Önalım hakkı ,satış sözleşmesi ile kullanılabilir hale geldiğinden satış tarihinde yürürlükte olan kanunun uygulanması gerekir. 5403 sayılı kanunun 8/i maddesinin 2.fıkrası, 04.Kasım 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7255 sayılı kanun 20. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.7255 sayılı kanunun 31. maddesinde açıkça kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmektedir. Dava konusu taşınmaza ilişkin satış sözleşmeleri 7255 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce, 22.07.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda satış tarihinde yürürlükte olan 5403 sayılı kanunun 8/i/2 maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden mahkemece yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usulsüzdür."
Old 09-04-2021, 14:14   #12
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan güncelleme

Düşündüğümüz ve Antalya BAM kararında ifade edildiği gibi;

YARGITAY 14.HD. 25.11.2020 T. 2020/1387 E. 2020/7766 K.

ÖZET : Dava sırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Dava konusu tarım arazisi 20.11.2014 tarihli resmi satış sözleşmesiyle davalı tarafından alınmış ve bu satış işlemiyle doğan önalım hakkı 28.11.2014 tarihinde açılan bu dava ile davacı tarafından kullanılmıştır.

Önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılması geçmişe etkili olamayacağından davalının temyiz talepleri kabul edilmemiş ;davanın kabulüne dair verilen hüküm usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. Kanun değişikliği geçmişe etkili olamayacağından karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
( Sinerji Mevzuat ve İçtihat Proğramı)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6719 sy-Kayıp Kaçak davaları-derdest davaların akibeti ne olacak. Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 3 14-07-2016 18:35
İYUK 28/4 Değişikliği ve devam eden davalara etkisi Av. Eugen Huber Meslektaşların Soruları 0 09-04-2014 14:11
HMK'nın Devam Etmekte Olan Davalara Etkisi Kesin Olmayan Süreler av.mansur Meslektaşların Soruları 11 07-10-2011 22:36
HABERAL Yasası diye anılan yasa ve görülmekte olan davalara etkisi Av. Eugen Huber Meslektaşların Soruları 0 08-12-2010 19:56
5219 sayılı yasadaki temyiz sınırının derdest davalara etkisine ilişkin HGK kararı Av.Mehmet Saim Dikici Hukuk Sohbetleri 3 01-03-2007 14:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03380203 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.